• Sonuç bulunamadı

HİKÂYE-İ HALİD ZİYA (HALİD ZİYA UŞAKLIGİL'İN HİKÂYELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HİKÂYE-İ HALİD ZİYA (HALİD ZİYA UŞAKLIGİL'İN HİKÂYELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME)"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk y. 3, S. 6, 2011. s. 165·192

BiR

Hanili

Aslan**

Özet Halid Ziya hikayelerindeki üslüp, teknik, hikaye te-ma ve ele konularla Türk hikayecilik tarihinde bir hi-kaye türüne üslup ve teknikle hem kendi dönemindeki, hem de kendisin-den sonra gelen hikayecileri

Bu Halid Ziya ve Türk

bütün hikayelerini dikkate alarak Ancak sosyal bilim-ler fen bilimlerinde gibi kati sonuçlara zor

Bu mülahazayla istatistiki bilgi vermekten tespitlerimizi bir kana-at olarak belirtmeye Bunlar, genelleme ve örneklendirmeler

Anahtar Kelimeler: Halid Ziya hikaye, Türk Servet-i Fünun.

ANALYSIS OF THE STORIES BY

Abstract: Halid Ziya is a new milestone in the history of Turkish story with regard to his styles, techniques, persona, themes, and the subjects he focused on in his stories. Thus, he had an impact both on his contemporary storywriters and on the successors with the style and technique he developed.

Considering ali his stories, in this study I will stress on the way he followed in the storywri-ting and his influences on the Turkish story. However, it is a fact that it is not always pos-sible to reach an objective result in the social studies as in the science studies. Keeping this issue in mind, our findings will be presented without presenting a statistical result. They will be in the ways of generalization and samples.

Keywords: Halid Ziya story, The Turkish storywriting, Servet-i Fünun.

* Bu makale, "Halid Ziya Hilclyelerinin Tematik doktora tezinden istifadeyle

(2)

HANIFi ASLAN

Servet-i Fünun dönemi, devri Türk edebiyab tarihi

önemli dönüm biridir. Halid Ziya

bu dönemin en önemli biri ve en önemli

hika-yecisidir. Halid Ziya genel

olarak esas

Ede-biyat tarihlerinde veya edeEde-biyat hikayelerine

ay-bölüm, bölümden daha Halbuki

hikayeleri de kadar üzerinde hak eden

eser-lerdir. Halid hikaye külliyab bilinmeden onun ki hükümler eksik kalacakbr.

Halid hikayelerindeki üslup, teknik, ele

tema ve konularla Türk hikayecilik tarihinde bir

ol-Bu onun hikayecilik hika..,

yelerinin tümünü söz konusu ederek

A.

TEMA

Halid ele tema (ve ve ferdi

ola-rak iki ana grupta toplarsak, gir(e)meden halin-de

Toplumsal Temalar: Aile (1- ve Cinsellik, 2- Evlilik

ve Evlenme Usulleri, 3- ihanet, ve Namus 4-

Ev-lat ve Anne - Baba Sevgisi, 5- ve 6-

Soyaçe-kim ve Bab ve

si, Ekonomik, Siyasal ve Sosyal Olaylar (1- Ekonomik ve

Zorluklan, 2- Devlet 3-

4-ve (1- Cehalet, 2- Edebiyat, 3- Güzel Sanatlar ve Zanaat); Din (1-Dini Hayat, 2- Din Sömürüsü); Esaret, Hürriyet,

Ki-Temalar: Ölüm

Hayal ve Bedeni ve Psikolojik Etkileri;

ma Duygusu, Dostluk ve ve

Halleri; Tasarruf ve Kanaat Duygusu: Vatan Sevgisi,

Milliyetçilik Haller; Tema Olarak

Hikayeler (1- 2- 3-

Kadirbil-mezlik, 4- 5- Toplumsal 6- Küçüklük

Kompleksi, 7- Dedikodu ve 8- 9-

(3)

TÜRK

B.KURGU

Tahkiyeye metinlerde kurgu, en

içinde lldünya" dan yeni bir dünya yaratma ameliyesi-dir. Yazar, ister gerçekten ister hayal ve fan-tezilerini dile getirsin ortaya ürünler, hem reel

gerçeklerine uygun, hem de ondan bir

söyle-yazar, yeni bir düzen ortaya koyar. Bu

yeni kurgu, kurmaca, itibari veya fiktif alem ve benzeri isim-lerle

Vaka

Kurgu, "hikayeyi ayakta tutan iskelet" olarak (Kolcu, 2006: 19) ka-bul edilirse, onu en önemli nnsurlardan birisi

Olay veya epizotlardan meydana gelen vaka, edebi eserdeki hareket ögesi veya durumdur. belirleyici

sebep-sonuç göre Bnna

bir vaka "okuyucuda duygu;

zincir-leme neden-sonuç bir izlenim de derli toplu

sa-natsal bir güzellik duygusu (Forster, 1985: 128, 131). Halid hikayelerinde tek tip bir vaka rastlan-maz. Vaka olmakla beraber, tek çizgi halinde ilerle-yen vakalara görülmektedir. Yine kronolojik vaka çe-tercih etmekle birlikte geriye hikayeleri de toplam içinde bir yekun Hareket ögesi olan hikayeleri-nin bir durgun hikayeleri de

Vaka tiplerini, olay birbiriyle göre üçe

mümkündür: Tek bir çizgi halinde olanlar, iki veya daha fazla çizginin zaman zaman paralel vakalar, iç

içe vakalardan Halid bunlardan her üç

de görülmektedir.

tahkiyesini vaka ile Halid Ziya devrinin bü-yük ismidir." (Tural, 1987, XI). Halid vaka

itibariy-le kurgusu hikayeleri olmakla birlikte

hika-yeleri de

tespi-ti, Halid hikayeleri için genel geçer bir husustur. "Ferhnnde Kalfa", "Kar "Fena Bir Gece" kurgu itibariyle va-ka tek çizgi halinde ilerleyen bir zemine oturan örneklerdir.

içe veya birinin çerçeve vazifesi vakalar ola-rak geçen hikayeleri de Bu eserlerde ya bir

(4)

ASLAN

nakleder yahut topluluk içinden birisi mecliste bulu-nanlara (Sazyek, 1989: 70). Bu hikayelerle Binbir Gece Masal-lan 1984, 68) veya Kelile ve Dimne gibi eserlerle benzerlik ku-rulabilir. Gevezelikleri" üst verilen hikaye seri-si ve Dost' ta bulunan hikayeler çerçeve vaka örnek olarak gösterilebilir.

Hikaye birinin toplulukta bulunanlara

hi-kayelere örnek olarak Dair" zikredilebilir. Çerçeve vaka tipi-ne bir örtipi-nek olarak yazar, hikayeye bir

bir araya gelince nelerden bahsolunursa onlara dair Yani her ... " 1935a: 7). Hikaye,

gele-neksel gösteren bir cümleyle

so-na ermektedir: "Hikaye burada bitti. Nakleden de dinleyenler de hep sus-tular." Bir örnek Mendil" dir. Bu hikaye bir

or-geçmektedir.

bir örneklerin

Bir Hayal'de bulunan ve Gevezelikleri" üst verilen hikaye gelmektedir. Serinin ilki olan "Bir Hayal" hikayede iç içe vakalar zincirinden 1984; 68) bahsedilmektedir. Çerçeve vakaya en örnekler olarak du-ran "Bir Hayal", "Yolda Bir Çiçek", "Bir Küçük "Or-manda Seyran", "Bir Seyahat Sahifesi" hikayeler birbirinin de-varru

Vakarun bir

örnekler-den bir yine en güzel hikayelerinden birisi olan "Bir Hikaye-i Sevda" "Yeni bir benzetilen

Bar-ba'run hikayesi bir nakledilir.

vaka itibariyle paralellik gösteren hikayelerin-den birisi "Bir Tarih-i mutlu sonla biten uzun hikayesidir. Evlenmeden önce bir süre çift,

ev-lendikten sonra bir birbirine okumaya

karar verir. Bu mektuplar vesilesiyle ve içinde

bulun-zaman, okuyucu birlikte veya

di"yi ve birlikte Zaten hikayenin da bu para-lel giden vakaya gönderme

ilginç bir vaka sahip hikayelerinden birisi "Malim Menalim" dir. Paralel vaka sahip tipik bir ör-nektir. Hariciyeci, sevgilisiyle daha önceden gezdikleri yerleri tek-rar gezerken ve özellikle ölmek için uyku içip

(5)

al-YENi TÜRK

Hem bu hususu örneklendirmek hem de intihar eden

ölüm vermesi ilginç bir

bölümdür 1939: 83-84).

Vaka tipleri, hareket ögesi esas bir

meyle ikiye Hareketli ve durgun olanlar. Yazar bu vaka tipinin ikisini de kullanmakla beraber, hikayelerinin genellikle

ha-reketli söylenebilir. örneklerde de

gi-bi hikayedeki hareket ögesini dengeli gi-bir

görül-mektedir. Hareket ögesi hikayenin herhangi

birinin aleyhine bir durum

Bununla birlikte, onun hikaye durgun

örnek-lerle de durgun

hikayelerine göre ya olay az yahut zihnen cereyan ediyor Aksi takdirde metin, bir makale veya deneme

ve hikaye olmaktan eserlerde

hiç söz konusu olarak bu gruba giren

hi-kayeler tasvir, tahlil veya Para", "Ek-mekçinin Beygiri", "Onu Beklerken",

Rüya", "Ölümümden Sonra1

', "Yegane Dost" gibi hikayeleri durgun hikayelerine· örnek

Para", "Ekmekçinin Beygiri" gibi hikayelerde vaka, sanki bir kare üzerinde, hikayecinin zihninde cereyan etmektedir.

"Ölümümden Sonra" da yazar, hikayelerinden ola-rak bir öte dünyadan bu dünyaya; geride

ve üzüntülerine, çektikleri

ay-hayali bir

Vaka itibariyle ve monologdan

Haber" ve "Daire-i hikayeleridir.

Haber" hikayesini yazar, monolog bir örnek için yaz-belirtmektedir 1943: 213). "Daire-i

hikayede ise, bir genç sorgu

vermektedir.

göre de Halid hikayeleri iki grup Geriye ve kronolojik olanlar. Düzenli

va-ka tipi hikayelerinin üçte biri

da olaylar geriye olarak yer

Geriye hikayelerin bir yahut

(6)

HANIFI ASLAN

ise zaman için geriye

döndürür. Bu tür hikayelerinde ister

is-ter hikaye biri nakletsin

düzeni ve son zaman diliminde

beraber bölümünde bir zaman

Tamamen hahra metni olarak vakalar Bu · tür hikayelerde fiil kipinden ve/ veya hayahyla

hareketle, bunun bir hahra

geriye hikayelerini iki kategoriye mümkündür: Gerçek anlamda geriye olanlar,

seyrinde zamanda olup bitenden bahsedenler. tip vaka için de tipik birer örnek:

Müteyemmin",

sonra döneminden

Olay örgüsünde tam bir geriye anlahm

görülmek-tedir. Hikaye bir sekizinci

haber verir. Bunun üzerine yirmi

öncesinden anlatmaya ve düzenli bir

kilde içinde zamana gelir. "Mahalleye Mevkuf" da

bunun gibidir. Okuyucu o, gelin bir genç

Sonra geriye dönülerek itibaren mahalleli ile

olan söz konusu edilir.

Mendil'' veya "Raife Molla" hi-kayesi de ikinci kategoriye örnektir. Hikaye

Raife hikayesi bir kandil gecesi,

pastanede on

önce-sini Raife Sonra yine

içinde zamana gelerek; "Ben de elimde kandil çöreklerini sallayarak yürürken senelerin uzun onun türkülerine

ait bestelerden birini cümlesiyle bitirir.

Halid Ziya, hikayelerinde zaman için

da-ha çok bu tür vaka hikayeleri tercih denilebilir.

Halid vaka itibariyle kurgusu

hikaye-leri olmakla birlikte hikayeleri de

Kurgudaki bazen özensizlikten, bazen tesadüflerin, eserin içinde okuyucuyu ikna edememesinden

Ki-mi zaman, ses olarak bir cümle yahut

na müdahale gibi durumlar da

(7)

TÜRK EDEBiYAT!

"Saklanan kurgusu okuyucuyu ikna edemeyen hika-yelerden biridir. "Bu muydu?" uzun hikayede de tesadüf kur-guyu "Tramvayda Gelirken" ses), "Deli Fato"

(araya girme bölüm), "Beyaz

(yi-ne tesadüflerin gibi hikayeler zikredilebilir. Güzel Sanatlar ve Anlahm Teknikleri

a. Güzel Sanatlar

Halid Ziya, hikayelerinin bir resim, müzik, tiyatro, dans gibi disiplinlerden istifade Güzel sanat

bir fon yahut bir unsur olarak

en çok

"Ele "Leke", "Eski Mektup", "Malim Menalim", ka Dair" gibi hikayeleri, duygulan ifade etmede ve

mesaj iletmede bir

gös-teren örneklerdir. Bu hususu, "Ele hikayesinde bir müzik eserini yorumlayan hikaye Behçet cümlelerinde görmek mümkündür 1934: 121, 123).

hikayesi, müzik bir genç

ya-söz konusu etmektedir. "Maestro Fumagace",

bir müzik

anla-tan ve müzik eserleri yorumu bir hikayedir.

"Eskinin Yeri" sadece bir hikayedir. "Halka"

ilginç bir hikayedir. Hikaye kavga edip

küsmelerine sebep olan konu bizzat müziktir; usul konusundaki bir tutkun bir müzisyenin keman dersi

küçük olan sevgisinin "Heyhat"

uzun hikayede de felaketin sebebi keman dersidir.

Halid Ziya'nm hikayelerinde geçen, gerek eser gerek saz isimle-ri büyük Avrupa müzik kültürüne aittir. Müzik

konu-sunda Avrupa görülmektedir.

ma konusunda en keskin nokta ise müziktir:

"Bir kimya, bir hendese gibi tek bir musiki ki bütün müte-meddin dünyaya hakimdir. Bu, garb musikisi denilen bir musikidir. Biz de mü-temeddin bir memleket ancak bu musikiye ve sahip

(8)

ASLAN

hikayelerinde istifade güzel bir

kolu da resimdir. Hikayelerdeki yer tasvirlerinde ve psikolojik tah-lillerde bir ressam fark etmemek mümkün Özel-1il<le tabii çevre tasvirlerindeki ince ancak bir ressam ba-verilebilir. Genel olarak tasvirler için

kelime-lerle resim söylenebilir.

"Ruznameden Müfrez" de, bir

"Son Levha" hikayesi bir resmin sürecine okuyucunun da bir eserdir. Çok resmini yapmak iste-yen öldükten sonra bir fikri sabit haline res-min

Tiyatro, bazen teknik bazen dil olarak istifade

gü-zel bir Bir hikayesinde

tiyatrocu-nun ("Sanat Hayahndan") bir hikayesin-de sosyal çevre tiyatrodur. Hikayeyi tiyatro

ni eseri Haber" dir. Hikaye bir monolog lindedir. Batta bu hikayeyle ilgili

1943: 213). "Bir Tarihi"nin özellikle tiyatro dili hakimdir. Hikaye, tiyatro

eserleri-, ne benzer Hatta

mud-hikenin [komedinin sahne Çubuklu'da ( ... )" diyerek

bunu daha da "Bir Tarih-i

da benzer tarzda bir tiyatro eserini bir ra, jest ve mimikleri anlatan parantez içi cümleleri

Yazar "Ormanda Seyran" hikayesinde, vücut dilini kullanarak

insani' duygulan anlatmada fonksiyonu

üzerin-de durur. Dansa yüklenen anlam hikayenin Ninette'in

dilinden 2006: 51).

"Bayram Hediyesi" eski ve yeni edebiyat bu me-yanda Servet-i Fünun ve neslinin

bir hikayedir.

b. Olarak Mektup ve Günlük

•Halid Ziya hikayeleri kurgularken günlük, mektup, gibi edebi türlerden de Hikayelerinin onda biri

da bu türleri "Bir Son Yapraklan", "Ruz-nameden Müfrez", "Ele "Bir Tarihi", Bir Eser", Defter" "Raife Molla" gibi hikayeleri

(9)

günlükler-TÜRK EDEBiYAT!

den günlük türünü kullarurken iki yol

izledi-görülmektedir. Ya günlükten

ya-hut yazar, bir "Bir defterinden okudum." benzeri cümlelerle

Günlük hikayelerinde duygusunu,

cesini ve hadiselere yoldan vererek realist

bir üslubu görülmektedir. "Bir

Muh-Son uzun hikayede hayata

melankolik

ruh

hali kendisini günlükler

vesilesiy-le okuyucuya Defter" de yine bir

kay-gelinine duygusal bu günlükler

izlenir.

Mektup türünden hikayelerinde üç

Tamamen mektuptan bir mektup metni olanlar ve

bir mektup olarak .

Mektup istifade edilerek hikayeleri

ör-neklendirmek mümkündür: "Dört Yaprak", "Valide Mektuplan"

(mektuplar bir annenin nasihatler)

tama-mektuptan "Solgun Demet" ihanete

zanneden bir annesine bir mektuptan

"Mektup bir "Bir Valide "Bir Tarih-i

nda vaka, daha önce birbirlerine mektupla

birlikte ilerlemektedir. Takip inanan bir gencin

ve psikolojik anlatan "Üç Mektup" seri

hikaye, her uç mektubun birer

Mektupla olarak "Ömr-i Tehi" hikaye, mektubun,

bir rolü anlatan ilginç bir hikayedir.

Halid Ziya hikayelerinde iki tarzda kullarur. Ya için-de bulunulan zamanda vakaya sonra, "tahattur

ediyorum, benzeri ifadelerle ki

bunlar-da geriye bir vaka kurgusu Yahut tamamen bir ha-metni gibi Vaka kurgusunda

• Halid Ziya'run, birçok edebt türde eser vermesine günlük türünde eseri yok gibi görünmektedir. dönemlerden itibaren hikayelerinde günlük türünü bir teknik olarak

kullanan, günlük önemini

kadar' bu alana ait bir eserinin ortaya ilginçtir. Bir

kendine ait mahrem bir alan ikinci istememesi gereken bir hassasiyettir. Ancak hama

(10)

HANIFi ASLAN

hikayeler konusunda, bu hahralann hepsinin yazara ait

hu-susunu dikkatli gerekir. ki mektup veya

gün-lüklerin hepsinin yazara ait söyleyemiyorsak, hahralar

için de benzer bir

kanaatinde-yim. Yazar, hahralanndan istifadeyle hikayelerinden söz etmekle birlikte, zaman zaman da hayalinden

hususunun çizer 1969: 238, 287).

Kadrosu

Halid Ziya, kadrosu ile yazar kurarak;

"Bu kendisinden pek

seyrek 1969: 525) demektedir. Bu hükümden

hareketle yazar ve tespitler

hikayeci olarak da okunabilir.

"Her özüne, benligine siner; böylece

he-men her roman veya böyle izler

{Göç-gün, 1996: 136).

kadrosunu ele almadan önce belirtilmesi gereken husus;

hikayelerinin büyük bir karakter

olarak ele Az. hikayesinde tip olarak

de-hikaye "Ayin-i deki obur,

Dost" hikayesindeki dost, Zehra" daki dedikoducu "Raife Molla" da Raife Molla, "Mahalleye Mev-kuf" taki sessiz ve edilgen haliyle vb. tipler-den

Tip ve karakter gerekirse; tip, bir

hi-kayede bir sosyal grubun veya bir psikolojik durumun yahut bir yöresel en belirgin özelliklerinin yazar bir

kahra-man üzerinde sonucunda Tip

or-tak özellik ve ön plana (Örnek: "Yürekden Dost"). Karakterde ise olaylar, durumlar veya sosyal çevredeki ge-kahraman kendine ait sosyal, kültürel ve

psiko-lojik gösterir. Karakter, insanlar

fark-üzerine kurulurken tip, üzerine

kurul-2005: 50-52).

Türk için Halid kendine özgü yerini belir-leyen en önemli unsurlardan biri, genellikle ka-rakterlerden Bu yüzden hikayelerinde

(11)

birbirin-YENi TÜRK EDEBiYAT!

den çok ve özgün karakterleri bir arada görmemiz mümkün-dür. Bu temel sebeplerinden biri, hiç titiz bir

gözlemci ve çevresindeki ve insan

tam olarak hikayelerine

isim vermeden hikayeleri de bulunan Halid

Zi-ya' hikayelerinde kadrosunu grubu,

meslek, cinsiyet, ekonomik durum, sosyal statü, milliyet gibi

unsur-lar ve arz etmektedir. çocuk,

özürlü gibi merhamete muhtaç genellikle

pozitif görülmektedir. unsurunu ön plana

bireyi esas alan hikayeleri Bu tespit,

top-lumdan kopuk gelmez. Ancak bu tercihte

top-lumsal konularla çok fazla ilgilenememenin etkisi hikayelerde psikolojik tahliller

Milliyetlerine göre Türk'ten

hem hem kadrosunu önemli

bir unsurdur. gibi

özellikle yurt izlenimlerinden hikayelerinde var-kadrosunda Araplar da

kadrosunu unsur olarak

fazla-ca yer görülmektedir. Halid ve

hika-yelerin döneme bu bir

durum-dur. hikayede bir gezi

çocuk Jack'in

"Bravo Maestro", müzik Fumagace'yi

hikayesi-dir. Bu eserin Halid önemli bir yeri

var-Milli olmamak (Fevzi Lütfi, 1338: 62'-63) veya frenkperestlikle 1969: 479-480) hikayesidir. hikaye

ki-hatta tamamen ülkelerde geçen

hika-yeleri Bu hikayeler çeviri

bile uyanabilir. Ancak bu hikayelerin toplam üç

ta-nedir. ki veya hikayenin

gelmez. Bunun hikayelerinde

yerlidir. veya

hikayelerinde mekan, topraklan veya

milli Bizden; ve sade insanlar

gi-bi seçkinler, soylu ve köklü ailelere mensup insanlar,

Osman-içinde ve gözlem çevrelere ait

bütün insanlar hikayelere kahraman olarak tekrar belirtmekte fayda ki onun hikayelerindeki yerel ve

(12)

ev-HANIFI ASLAN

renseldir. Zaten yerel olunmadan evrensel bilinen bir gerçektir.

kadrosunun tamamen

hikayeleri-ne en iyi iki örhikayeleri-nek, kanguru hikaye

"Mösyö Kanguru" ve "Cambaz hikayeleridir. Bu iki

hikayede geçen heps.i

Bununla birlikte yazar, unsurlara da yer Arapla-yer hikayelerden özellikle Mendil" haya-izler bir eseridir. Mendil gibi küçük

hikayeleri-min üç bu gençlik balo izlerinden

1969: 177).

Bir genç memleket özlemini anlatan "Çöl hi-kaye, Filistinli bir bahsetmektedir.

kalfa, cariye, gibi hikaye Halid

Zi-ya' birçok hikayesinde kadrosunda yer Yazar,

bu tür hikayelerinde Zaten bu tür

ki-kendi etkili hikayelerinde

bunlara yer kendisi eserinde dile

getir-mektedir. Bu tür hikayelerde esaret anahtar kelimedir.

önemli bir

hikayesinde-ki Bu seri bir hikayedir ve üç metinden

Dil-(ve benzer hikaye vesilesiyle hür

esir edilerek dikkat çekmek iste-gözlenmektedir.

Konusunu güzel bir hikayesinin "Abdi ile Ka-ranfil" hikayesindeki Refik ve Karanfil,

haya-önemli figürlerdir.

Halid hikaye içinde da önemli bir yer

Rum' dur.

Rum-da kadrosunda yer hikayeler

"Eski Mektup" hikayesinde, Blanche mandolin çalar,. gü-zel sesiyle o dönemde pek revaçta olan Rumca".

söy-ler. Rumca revaçta o dönemde yerli

la "iyi" gösteren bir

"Veznedar Muavini", de bankada dönem-deki gözlemlerinden bir hikayedir. Hikaye Rum

mensup Epaminandos'tur. de bankada

(13)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

1969; 286) Rum Dimitri Decipris ile paralellik-ler kurulan bir hikaye

"Sanat Türk sahneye

ya-sak bir dönemde sahneye bir aktristi anlabr. "Güzel Artemisya" hikayesinde de sahne yer

hikayesi de kadrosu tamamen veya

ya-bir eserdir. Hikaye Katina (Rum) ve

ki-veya Lambo Halid

Ziya, "Küçük Hamal" hariç, hikayelerinin hiçbirinde ve olumsuz bir

ve hikayelerde bu denli

çevre ve sosyal ortam o dönemde her

ulustan ve her kozmopolit bir

mer-kezdir. bunlarla münasebeti okuldan

(Mechitarist Mektebi) yerine ve

de-desinin oradan Umumiye'ye kadar devam eder

1969: 78, 139). .

dönemden, iyi dost olduk.lan Mu-sevilerle ilgili bir nakletmektedir. 1969: 139).

Evde bir olan kalfa, cariye gibi

ka-ve lala, gibi bir erkek kölelerin hikaye ki-zengin ve bir aile çevresinde ol-ki da bununla ilgili örnekler bulunabi-lir. Hikayelerin tümü söz konusu kadrosunu

turan arz görülmektedir. Hatta hayvanlar

bile hikayelerinin Yazar eserlerinde en çok

genç-lere ve çocuklara yer Dost hikaye

tiyar Dost" ve "Büyükbaba" gibi hikayelerinde hikaye

ki-da görülmektedir. ·

Sosyal statü ve mesleklerine göre de Halid kadro-su zengindir. Toplumun her kesiminden hikaye De-de, nine, baba, anne, çocuk, gelin, kaynana,

amca, kimsesiz vesair ... sosyal statü ve mesleklerine

göre de hikaye gösterir:

cambaz, cariye, çöpçatan, doktor, fakir, gezgin, hamal, hari-ciyeci, kaptan, köle, köylü, memur, müezzin,

mühen-dis, müzisyen, orta ressam, saka,

subay-asker, tiyatrocu, yazar,

zen-gin. Bu gruptaki hikayelerinde geçme

(14)

HANIFI ASLAN

ve orta ya da üst hilclye genellikle olsun erkek olsun tahsillidir. Köylüler, fakirler ise bu imkandan mahrum

kadrosu ile olarak üzerinde gereken

bir yön de onlara tutumudur. "Gerilere ru" da genç Halid Ziya ile Halid Ziya fantastik bir kar:..

"Romanlar, hikayeler ... Bunlan yazarken, onlann içine hep

kendi kendi ruhumdan avuç avuç diyorum."

2005: 49) belirtmektedir.

Halid Ziya, hikayelerinin bir

ta-belli eder. objektif bir içindedir.

belli hikayelerinde, okuyucuyu yönlendirmeyi

cak bir dil Bu hilclye genellikle

("Fat-Evi", "Çolak Mesut", "Koca "Mösyö Kanguru", Sadaka"). Çocuklara merhamet

bu tür hilclyeleri, belli

eserle-rinin içinde Bununla birlikte büyükler için de

merhamet hissi hilclyeleri

Köleler, meczuplar, fakirler; bu gruptan

merhametinin bir grup, hasta

veya anne "Son Levha", "Son Çocuklar", "Bir Ha-zin Hahra" gibi hikayeleri bu kategoriye örnek olarak verilebilecek hilclyelerden

Çok az hilclyesinde hilclye nefret, alay et-me gibi olumsuz duygu Zehra" daki dedikoducu ana "Okuma Kudreti"nde kadrini bilmeyen hilclye

"Güzel daki hilclye ihsan, deki

verilebilecek örneklerdir. Buraya kadar sözü edilen hi-1.clyelerinde yazar, genellikle kelime düzeyinde olup

"za-"nankör" benzeri kelimelerle nitelemektedir.

Objektif anlahm benimseyerek hilclye

keli-me düzeyinde bir kanaat belirtkeli-meyerek elde etkeli-mek sonucu

veya okuyucuda duyguyu hilclyeleri

En bilinen örneklerden birisi "Ferhunde Kalfa" hilclyesidir. Bu eserde objektif bir tutum benimseyerek okuyucuda Ferhunde'nin ka-derine bir üzülme duygusu meydana getirir (Kaplan, 1979: 45).

"Küçük Hamal", "Türk Eri", Su" gibi hilclyeler askerler; "Bayram Hediyesi", "Güzel Artemisya" benzeri hikayeler

(15)

TÜRK EDEBiYAT!

hikayelerin Bir

hikayeler-de hayvanlara insani özeJiikler verilip onlar üzerinhikayeler-den olumsuz dav-("Zevrakla Ebru'', "Zerrin'in Hikayesi"). hikayelerde insan-hayvan örnek bulmak mümkündür ("Eski Bir Refik"). figür olarak kullanan Sami

Sezai' den sonra onu, ilk takip eden Halid Ziya' (Özgül, 1984: 57).

Halid sergilemek tutum

da dikkate kanaat belirtilebilir: kadrosu üzerinden

dünyada, hayata

hükümlerini, tercihlerini görmek ve tespit etmek mümkün gözük-mektedir.

Meldin

Halid hikayelerinde önem teknik unsurlardan bir Özellikle dar mekan tasvirleri yaparken hika-ye ruhsal, ekonomik veya sosyal statüsü ile uyumlu

oldu-görülmekte ve dar dikkati çekmektedir.

hikayelerinde genel olarak söz

ko-nusudur. Ancak herhangi bir önem arz

hikayele-ri de Dost hikaye

eser-lerinin genelinde ihmal ve hikayede teknik bir fonksiyonu yoktur.

kadrosu gibi, hikayelerinde mekan da

gösterir. mekan olarak vakalari yurt geçen hikayeleri

Yurt içinde, birinci olarak da

ve çevresi ile Adalar Fazla olmamakla beraber va-köyde veya geçen hikayeleri de Yine deniz

ke-veya tabii ortamlar cereyan Halid

hikayelerindeki bir mekan vapur, tramvay, tren gibi

hareketli de

hikaye-lerinde bir yerdir.

Yazar psikolojik, sosyal veya ekonomik

konu-muna uygun özen Hikaye

psikolo-jik durumuyla bir mekan tasviri olarak "Çetin Sevda"

zikredilebilir. ve bir

"Çe-tin Sevda" da, hikaye psikolojik durumuyla bütünlük göstermektedir 2005: 143-144).

Halid Ziya, özel veya hikayelerinde aile kurumunu önemseyen bir aile olarak bilinir. Aile dar

(16)

me-ASLAN

kan olarak "ev"in ifade anlam en "Eski Bir Refik"

hikayesinde bir ev, bu da zaten bir mezar

midir?" ;2005: 149.:.150) sorusuyla özetlenebilecek "ev"i bir "yuva" olarak tasvir etmektedir.

"Fena Bir Gece" hikayesi de korku içindeki korku-sunu besleyecek bir bu kategori için önemli bir örnektir.

yurt geçen hikayeleri vesilelerle

belirtil-di. yurt içi· olarak hikayelerin

gelir. her semti geçmekle beraber belli alanlarda

alemleri söz konusu mekan Be-dur. un kenar mahalleleri hikayelerin bir ka merkezdir.

"Mahalleye Mevkuf", yer olarak en anla-mahalle, hikaye mahalle sakini ve "mahal-le"yi anlatan bir hikayedir.

ve çevresinde geçen hikayeleri ikinci

almak-Hikayeleri örnekler

Bu da

iz-hikayeleri birçok semti

hikaye-lere mekan Onlu otuzuna

bir döneme kadar hayat özellikli bir hikayelerin-de yer Halid Ziya için bir durumdur. Çünkü o, hikayelerinde gözlem ve yer veren bir

Halid hikaye olarak bir çevre,

birkaç hikayesinde bulunan köy ve "Heyhat"ta, mekan Karadeniz bir köy olmakla birlikte, köy hayahna dair bir motif Yine ''Bir Demet Çiçek" hikaye, köyde geçmesine sadece köydeki dere tasvirinin ön plana

bir eserdir. Hikaye neredeyse köylülerin

"Ali' nin hikayesine köy, mekan asli bir unsur olarak biraz pitoresk bir görüntü

Köy hayahna dair en önemli hikayesi "Köy Bu,

ba-geçimini köylülerin anlatan

bir hikayedir. Mekan Karadeniz otuz sekiz haneli, dünya ile münasebeti az, harap ve viran sakin bir köy-dür. "Heyhat"taki köye benzemektedir. bu sakinlik, köylülerin hayat mücadelesi ile dopdoludur. Vaka köylüler-le denizin bu zor mücadeköylüler-lesinin

(17)

YENi TÜRK

Halid mekan olarak hikayelerinin bir bölümünde "köyümüz, köyümüzün" gibi kelimelerle çevre köy' dür. gibi yazar a geldikten bir süre sonra

buraya (1905) ve sonuna kadar burada ikamet

hikayelerinde ve Dost hikaye

nere-deyse mekan olarak vakaya zemin

Halid hikayelerinde, toplumcu

eserlerinde-ki, memleketin köyden köylülerin

yükseltilmesi gibi (Fethi Naci, 1981: 262) sosyal dava-lar yoktur. Bu eserleri toplumsal bir olarak köylüyü

içinde çevreyle toplumun

kesimlerine de hikayeler olarak

ge-kanaatindeyim.

ve "Ormanda Seyran", bölgeleri geçen hikayelerdir. Bu hikayelerde ve koruluk

duygu-suna zemin için

bölge ise bir

hikayelerinde mekan olarak geçen bir çevre hare-ketli Bunlar vapur, tramvay, tren gibi

"Çay Dost", "Çetin Sevda", "Beyaz (vapur), "Malim Menalim", "Eski ve Yeni" (tren),

"Bir Sonu", Zehra", "Tramvayda Gelirken" ...

Bu veya bir mekan

olarak hikayelere örnek olarak verilebilir.

içinde en ilginci, tramvaya bir fonksiyonun "Tramvayda Gelirken" hikayedir. Bu eserde "dün-ya" ile tramvay paralellikler

1337: 209).

Yine bir örnek "Mai hikayesi

zikredilebilir. Bir statü göstergesi olan bu hikayede bir "ev" e

sahip göstergesidir. bir mekan olarak

de-vakarun üzerine hikaye sahip olma

psikolojisini etkileyen bir

Halid hikayelerinde sosyal çevre, hikayede

tema ve/veya konuya uygundur. Hikayeler genellikle aile ve ak-raba çevresinde geçmektedir. Sanat çevresi, ti-yatro, mahalle çevresi, okul, hastane vb. sos-yal çevrelerdir.

(18)

HANiF! ASLAN

Zaman

Halid hikayelerinde, kurgusal metnin önemli unsurla-biri olan "zaman" a, bir mekan kadar önem verilme-görülmektedir. Bu durumun hikayenin için de

ge-çerli söylenebilir. ve belirgin yahut

ihmal hikayeleri de zaman konusunda,

kendi dönemini tercih ve zamanlara ait eserler ver-görülmektedir. Hikayelerine kadanyla o dönemdeki ki-mi olay ve olgulardan bahsedilebilir.

Hikayelerine giren zaman ögesi en belirgin olarak Balkan

Harbi Bunda de oturuyor etkisi

"Türk Eri", Su" gibi hikayeler bu dönemi

"Hazin Bir Cuma"da zaman Balkan Harbi'nden birkaç ay öncedir.

belirgin hikayelerden biri "Malim

Mena-lim"dir. L Dünya istibdat [II.], harp ve

mütareke, milli müdafaa zaman için geçen dönem-lerdir. "Bir Bahçe Dersi" hikayenin

gö-re seneleri ve

döneminin son "Bir Gün hikayesinde

za-man, Sakarya ve sonraki bir Bu

hikayede belirgin Balkan Harbi'yle Sakarya ve

sebebiyledir.

Gaza-hikayesi, 1897 vuku bulan Türk-Yunan

ga-libiyetini kutlamak için Servet-i Funun dergisinin özel Bu örneklerin birçok hikayesinde dönemin

adet ve gelenekleri, yer isimleri, insanlar

bi-çimleri gibi sosyolojik verilere zaman bir

ka-naat "Keklik hikayesinde gençlerin giyim

"Ramiz Hoca" da özellikle · havalisindeki

''Bir Valide hikayede isteme ve

da-ir gelenekler, "Mahalleye Mevkuf" ta mahalleli örneklerdir.

zamana, vaka için burada bir

cümleyle ifade edilebilir: Halid hikayelerinde iç zaman bir sohbetlik bir süreden onlu ifade edilebilecek

(19)

YEMi TÜRK EDEBiYAT!

Hikayelerde "Son"

Halid hikayelerinde son, genellikle mutsuz olur. Budu-rum olarak hikayelerin üçte biri için geçerlidir. Bir hikayelerinde mutlu son birçok hikayenin de duygusal nötr bir durum tercih

Halid olumsuz veya mutsuz biten hikayelerinde ölüm, intihar, gibi durumlar söz konusudur.

hikayele-rinde umutsuzluktan bir ölüm

Kimi hikayelerinde sevenlerden biri veya çok seven bir ölür. Verem benzeri ölen hika-ye veya kaybeden ebeveynler, anne ve/ veya

ba-kaybeden çocuklar

birbirine veya evli çiftlerin çocuk sahibi fakir birine muhtaç birine zor da olsa bir meslek sahibi gi-bi mutlu sonla gi-biten hikayeleri

Bir hikayelerdeki son, beklenen ve beklenmeyen diye ikiye Bu tarz bir her iki

de görülmektedir. bir sonla bitirmeyi dene-hikayeleri kadar, okuyucunun bir sonla biten hikaye-leri de

Halid hikayelerinde iki türlü isim müsemma uyumun-dan bahsedilebilir: Hikayelerin isimleriyle uyumu ve hikaye

rinin isimleriyle uyumu.

Eserlerin büyük hikayenin ismiyle

bir uyumdan söz edilebilir. Hikayelerin bir bölümünde muh-durumu Bu tür hikayelerde, okununca ancak muhteva fark edil-mektedir. Bir hikayede

Hikaye isimleriyle uyumu konusunda, hikaye lerinin ismiyle uyumlu görülmektedir. hikaye ise bir müsemma uyumu veya

genellikle çocuk hikayelerde görülmektedir. C.

DiL

VE ÜSLÜP

Halid en çok husus olarak dil gelmek-tedir. Bu dilinin külfetli Arapça ve Farsça

(20)

ASLAN

terkiplerle gibi noktalarda

Bu kanaatin aksine Halid dili veya bu

dilin özellikleri mazur inananlar da

(Kaplan, 1993; 226).

Halid Ziya'mn dil konusundaki ve tutumu iki döneme Servet-i Fünun edebi dil

sunda de dilde

döneme kadar devam eden birinci dönem. Dilde

sa-geri dönülmez kendini kabul ve

buna göre hatta hikayelerinin dilini ikinci dönem.

Birinci dönem dille ilgili ve özellikle Ser-vet-i Fünun ile ilgili cevaplarda görmek müm-kündür. Halid Ziya'ya göre dili yapanlar, yazarlar milletin kendisidir. Aslolan diliyle dilinin birbirine

ol-Bu devam etmektedir. Ancak

dili-nin ne Yazar, dilde fazla kelime

na Arapça ve Farsça kelimeleri dilden bir

Çünkü dilde fazla kelime ol-için bunlar nüans demektir. Dilin bu nüanslara

atmak sökmek gibidir. Yazar dilde sa-tabii halde kanaatindedir. Dile

müda-hale etmeden onu kendi haline dil

güzel-kaybetmemesine özen gösterilmelidir. Halid Ziya, edebiya-bir seviye meselesi kanidir. Onu anlamak isteyen gayret göstermelidir.

Halid Ziya dilin bir dilin kelimelerinin o

dilin külfeti aksine serveti dilin

ve Zenginlik de

kelimelerin ve Ona göre ve

ede-biyat halk önünden gitmelidir.

Halid Ziya duygu, ve hayallerini kelimeler-le ifade kelimelerin estetik titizlik ve hassasi-yetin önemli belirtir (Ercilasun, 1996: 122-123).

Halid Ziya, bu devreye ait 1899' da "Ka-rilerime Mektuplar 1, 2" (Servet-i Fü.nun, S. 428, 430) ve 1908' de ya-"Yeni Lisan" (Servet-i Fünun, S. 914), "Servet-i Lehçe" (Servet-i Fünun, S. 916), "Kelimatta Hayal" (Servet-i Fünun, S. 918)

gibi dille ilgili ve Mai ve Siyah kahraman

(21)

YENi TÜRK

Bu kendi

sade-ve dilde uyarak zincirleme tamlama"" lan, süslemeleri dönem ikinci devreyi

sonuna kadar süren bu devrede hikayelerde, dilinin sadelik uygun ve süsten uzak söylenebilir.*

ter-kipli cümlelerin Dost bu dönemde

halde, dili daha önce hikayelerine benzemektedir.

Bu döneme ait ve "Lisanda Tahavvül" (Türki-ye Edebiyat S. 1, 1 Eylül 1923) görmek mümkün-, dür. "Lisanda azim ve seri cereyandan" bahsederek soru so-ran gence, "Pek mesut bir tahavvül" diye cevap verir. (Yel, 1981: 110-113). Dille, özellikle Türkçe ve ile ilgili 1932

1. Dil takip edilebilir.

Yine bu manada (1972: 41-70) mülakat, dil

anla-önemli

Halid hikayelerinde dili kelime

cümle gibi olgular, üzerinde gereken hususlar-Her önce belirtmek gerekir ki dili zengin ve sa-natkaranedir.

"Sözçükleri ve öznedir,

elinde hangi dizgeyi içerirse içersin gene çok uzun

çok yetkin bir araç Dil. dil dizgesini,

söz-cüklerini ama bu becerilerine göre gibi

yeniden biçimlendirir, yeni anlamlar üretir ve iletisini ran, 2001: 17).

Bu manada, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri dil ve söz bu kelimeler

Dil (Fr. langue, langage, language): Belli bir insan toplulu-özgü, çift eklemli sesli göstergeler dizgesi. Söz (Fr. parole, speech): Dil yetisinin bir istenç ve anlak eylemiyle

bireysel Toplumsal nitelikli dilden ayn olan söz, bireyin anlatmak için dil dizgesini

ve iletilmesini

an-kapsar.

Sözlükteki esas alarak söylersek Halid Ziya, toplumsal olan 'dil'in bireysel olan 'söz' yetkin bir

• ve 'hlkaye dili' konusunda bir için bk. Ferit Edgü, Tan Edebiyat 1982, s. 121. .

(22)

HAN!Fi ASLAN

Bu durumu, hikayenin sonunda atmosfere

uy-gun kelimeler kullanmakta göstermektedir. Yine yer ve tasvir-lerinde ve psikolojik tahlillerde

sosyal çevreye uygun kelimeler bulmaktaki mahareti ve kelime ha-zinesinin görmek mümkündür. Kelime düzeyinde

fat ve tekrarlar, sanatkarane

rulan yöntemlerden biridir.

Çok az olmakla birlikte hikayelerinde atasözü ve deyim da vakidir. "Döner Namaz", "Bir Son Yap-raklan" vb.

hususu özellikle belirtmek gerekir: Halid kahraman-Halid Ziya gibi Bunun çok az

Üslup ile muhteva ve dil paralellik hatta aynilik kuran Mehmet Kaplan:"Üslup ile muhteva, iç ile birbirinden aynlmaz. Duygu ve kendisini dil ile ortaya koyar. Buna göre dil, daha

ru bir deyimle üslup, duygu ve (Kaplan, 1993:

194) demektedir. Buna göre Halid dilini ve üslubunu

bir-birinden hatta iki gibi

yapma hususunda dikkatli kanaatindeyiz.

Bu itibarla Halid Ziya, Türk üslup sahibi yazar-lardan birisidir. Üslubu, hayal yüklü üsluba

örnektir. teknikte üslubunda da

göster-görülmektedir(Akyüz, 1988: '1

Türk'' maddesi). üslup özelliklerinden biri, anlatmak yetkin bir

ifa-deyle iletmesidir. Bu manada Sami Sezai ve

Mehmet Rauf' ta görülebilen dil bilgisel cümledeki eksiklik

veya cümlenin problem, Halid

Zi-ya' da görülmemektedir.

Halid uzun cümlesi (11

Mösyö Kanguru", s.

39-40) ve bu Ancak uzun cümlenin

Türk-çenin olumlu söylemek de

mümkündür.

"Edebiyatta uzun veya cümle diye bir inhisar ölçüsü yoktur. ( ... ) Halid Ziya idmarundan mahrum, küçük hamleli zekalara uzun görünen cümleleriyle, Türk romaruna en çok muhtaç

yani

tah-lili (Safa, 1999: 146).

Uzun cümlenin Türkçeye ifade belirten

(23)

TÜRK

"Halid Ziya, lügatli, Fakat uzun cümle mimarisini Türkçeye ge-tiren Onda tenkit edilen uzun cümle ( ... ) Uzun cümle ye-rinde bir dilin delil olur. Her fikir gibi nefesli cümlelere mi?" (Yücel, 1989: 62'den aktaran 1994: 50).

Ancak cümlelerin suni olarak görülmektedir.

Sade-ce nokta cümlenin ikiye hatta üçe

gö-durumlar söz konusudur. Halid cümle

cümle etkisi bilinmektedir

(Cev-det Kudret, 1965: 150-152). Bu tür cümleler Servet-i Fünun

döne-minde hikayelerde Kimi

hikayele-rinde "ah", "oh" gibi

ünlem-ler

Halid üslup özelliklerinden önemli olan bir

me-, kan tasvirler, psikolojik tahliller ve portre tasvirle-ridir. 1/Heyhat" taki tahlilinin bir portre

1316: 22).

hikayelerinde tasvir ve psikolojik tahliller ile yürütülmektedir. Buna tipik bir örnek "Bir Sonu" hi-kayesidir 1935: 65-67).

"Yalana Dost" hikayesi tahlil için bir örnek-tir. Bu örnekleri mümkün olmakla birlikte biz çok tipik bir tanesini vermekle "Ruznameden Müfrez", hikaye

fikri sabit haline kulak için

anlatan ilginç bir hikayedir. detaya önem verdi-gösteren güzel bir örnektir. Bunu bir ressam yapma-da kayyapma-da bir husustur.

benim için resimle ülfet, her oldu;

saatlerle deniz ve her

yerde onu, o mevcut olmayan görüyorum. Bunu

dan mümkün kulak. .. dakikada elime bir ka-lemi alsam bir kulak tersim Ondan bir görmüyo-rum; gezerken bir yaprak dikkatimi celb ediyor, onu bir

benzetiyorum; bir var ki çiçekleri

bir gün bir hamur içerken birden içinde bir ku-lak görür gibi oldum ve içmekte devam edemedim. ramak

ya buradan kaçmak yahut gidip tekrir talep etmek ... Bunun

ikisi-ni de Kaçmak mümkün çünkü seviyorum; ikinci da

kuvvet çünkü ... Çünkü bile bir kulak

görüyorum, geceleri kabuslar layüad

(24)

HANiF! ASLAN

"Bir Mesele-i Adliyye" de, bir cinayetten sonra içinde bu-ruh halini bölüm, yine ilginç ve etkileyici bir

ör-nektir 1338: 140-142).

Yazar her zaman ile bütünlük

vermez. "Ormanda Seyran" da orman tasvirleri hikaye psikolojik durumunu anlamaya

hizmet ederken veya tasvir zaman

cümlelerle verilir: ("Bir Küçük Hahra", 1943: 31). "Bir Demet Çiçek"te derenin tasviri hem terkipli cümlelerine hem de tabiat tasviri tipik örneklerden biridir:

"Köyde bir derecik ki kah

süzü-lüp uzak bir bezm-i zemzeme-i ile dem-saz bir teganni-i deruni ile geçer, kah nezare-i

tecessüsünden saklanmak isteyerek

etti-hafif muhteriz bir

dilber-i gibi- { .. .)" 1317: 205-206).

Fevziye Abdullah Tansel; "Artistik tasvirin hedefi tahayyüle sevk

et-mek, hayaller ile heyecan

He-yecan veren tasvirde yazar sübjektiftir." (Tansel, 1978: 220) diyor. Halid Ziya' hikayelerinde tasvirler genellikle bu hüküm çerçevesinde Halid Ziya, hikayelerinde "ben" ve "o" anla hm biçiminin ikisini

de "Gezgincilik hikayesinde ise

"sen" anlahm biçimini tercih "Ben" ilgili

ola-rak, bu anlahm biçiminde ile yazan her

za-man için mümkün olmayabilir. hikayelerini

ken büyük ölçüde istifade bilinmektedir: An-cak ''ben" anlahmdan hareketle yazar ile

hususunda dikkatli kanaatinçleyiz. (Aynca bk. Büyükaslan, 2003: 311-320).

Yazar, hikayelerinde olarak hem gözlemci hem de

ha-kim Bunlar hikayenin göre

arz etmekle birlikte tercihini gözlemci yana söylenebilir.

Halid hikayelerini yazar ve

lerde, realist hikayeleri romantik hikayeleri gibi

bir 1975: 6; 1975: 60). Realizme ve

ro-mantizme bu Halid

(25)

-··-·----··---~---YENi TÜRK EDEBiYAT!

1994: 179-182). Ancak bu konuda aktarmadan ön-ce kanaatimizi belirtelim ki eser ister realist ister romantik ekole mensup olsun, hisleri bir okuyucu zümresine kuvvetle sirayet ettirmeye muktedir olan bir eser, edebi addolunur." (Köprülü, 1999: 25). Bu itibarla Halid

kalacak birçok hikayesi Çünkü edebi bir form, bir Önemli olan bu formun içinin

Estetik ne sorusuna cevap arayan

Tu-bu edebi ekollerin estetik bir sebep söylemektedir:

"Belli bir üsluptaki sanat bizi böyle bir estetik

ilgi sanat üslup

romantik olsun, ister gerçekçi, isterse toplumcu gerçekçi (sosyal- realist) olsun,

bu, bizim sanat estetik öz ve

hiçbir etki ve yapmaz. Estetik bu öz ve ise hayal ve kurgudur." 1989: 26).

Edebi eserde esas olan insan anlatabilmektir. Bah' da

veya da, edebi ekollerin yapmaya bu

ya-kalayabilmektir. Bu yollardan

geçebilece-bizzat Halid eserlerinde görmek mümkündür. Ancak 'edebiyat doktrinleri' genellikle, ideolojiler gibi

mekte ve (Kaplan, 1966: 15). dar bir

ala-na zaman mahkum

görün-mektedir.

"Bab' daki edebi akimlann anlatmakbr. Her edebi kendi anlabnak ister. Klasikler de, romantik-ler de, realistromantik-ler ve natüralistromantik-ler de. Her birisinin gerçek ve yorumu

fark-(Meriç, 1980: 175). ·

Özellikle natüralistlerin yani bilhassa

'çirkin' bir bilimsel eser gibi deney ve gözlemler

yoluy-la ve bütün vermektir. yapmaya bu

id-ispat etmektir. Böyle bir sanat eseri ortaya koymada, Halid Zi-olarak bir mizaçta (Levend, 1938: 144) bir an yok saysak bile, edebiyat eseri ile sanat eserinin

ma ve aktarma yöntemleri olmak

durumunda-Plehanov' a göre; "sanat eserini bilimsel eserlerden özellik, hakikati lojik yoldan imgeler dile getirmesidir." (Moran,

(26)

HANIFi ASLAN

SONUÇ

Halid Ziya'run hikayeleri, Türk

tar-önemli bir yere sahiptir. Türk Halid Ziya ile ancak onunla bir ivme Onun modem Türk

hikayesinin ciddi m!nada bir Halid

Zi-ya, ve teorisini ortaya

gü-zel hikayeler okuyucusuna.

Halid Ziya içinde toplumun

kal-ve kendi edebi çerçevesinde bu hassasiyetini göster-bir Birkaç hikayesine bakarak toplumdan kopuk

milli gibi suçlamalar bir

de-Halid Ziya, hikayelerinde sosyal çevreleri

gi-bi hayat da Bunun en

gösterge-si hikayelerindeki kendi dönemden

Hikayeler, bir bütün olarak zaman

görülecek-tir ki hikayelerin dönemde hemen

ta-onun hikayelerinde yer Türkçenin

züppelik ve tezahürlerinden sosyal

yerli Türkiye'nin

strateji-lerine kadar birçok konunun onun hikayelerinde yer görül-mektedir.

Halid Ziya, hikayelerinde mekana zamandan daha fazla önem

ve fonksiyonel olarak Bu durum

psiko-lojik basan hikayelerinde daha belirgindir.

Halid Ziya'mn hikayeleri, genel olarak realist basan, titiz bir gözlem ürünü olan edebi metinlerdir. Devrindeki

hikaye-lerde nadiren görülen psikolojik Halid

Zi-ya' da, hikayenin etkisinin

söyleyebiliriz.

Ancak bir hikayelerinde, tekrar düzenleme duy-veya hikayeyi, hikaye ile sohbet türü bir noktada

zaman zaman da

sebebiyle teknik belirtmek gerekir.

Halid Ziya hem dönemini hem de

ken-disinden sonraki nesilleri ciddi m!nada Hiç

o Türk nesir sonra, ona

ka-litesini katan ender yazarlardan biridir ve kendisinden sonra gelen yazarlarda önemli etkiler

(27)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

Halid Ziya üslup sahibi bir Eserlerinde zaman zaman uzun uzun ve süslüce anlatmaya bir sanat

Bu Turk hikaye dilinin

Ancak bu kimi zaman da eserlerini oku-Halid Ziya "hikayeci muhayyilesiyle"

bir dayanabilecek,

anla-tan, realist veya romantik, Türk güzel

hika-yeler bir yazar olarak

KAYNAKÇA

1.

Dair, Semih Lütfi Bitik ve 1935a.

Bir Hik.iye-i Sevda, Sabah 1338/1922.

Bir Tarih-i Mihran 1306 / 1888.

Bir Son Mihran 1306/1888.

Bir Hayal, Hilmi Kitapevi, 1943. Bir Tarihi, Hilmi Kitapevi, 1941.

Bu muydu?, Ali Cad. 38 Matbaa, 1314/1897.

Hepsinden Semih Lütfü Sühulet Kütüphanesi, 1934.

Heyhat, Konstantiniyye, Alem - Ahmet ve 1316.

Dost, Cumhuriyet 1937.

Hikayeleri, Cumhuriyet 1950.

Pençesi, Basan ve Yayan Hilmi Kitabevi, Mürettibiye 1939.

Kenarda Orhaniye Kütüphanesi, 1342/1924.

hi-olarak kabul edilmesi gerekenler

Nakil 2. Caz, Mürettibiye - ve Cihan Kütüphanesi,

1311/1894 .

. Nakil 3. Caz, Matbaa-i Ebüz-Ziya, Konstantiniyye, 1311/1894. Nakil 4. Caz, Matbaa-i Ebüz-Ziya, Konstantiniyye, 1312 / 1895.

Onu Beklerken, Hilmi Kitaphanesi, 1935b.

Solgun Demet, Alem ve Dersaadet, 1317 /1901.

Valide (hzl. Selmin Kurç), Kaf 1999.

2. ALINTILAR VE ATIFLAR a) Süreli

Büyükaslan, Ali, (2003), Teknolojilerinden Yararlanarak Maupassant öyküleri Üzeri-ne Tematik Bir

sa

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 9, s. 311-320.

Hikmet, (1975), "Halid Ziya TUrk Dili, (öykü Özel Sa-c.

xxxn,

S. 286, Temmuz s. 53-65.

Ercilasun, Bilge, (1996), "Servet-i Fünun, Diyorlar ki ve Halid Ziya", Türk Dili, (Halid Ziya Özel Bölümü), S. 529, s. 121-133.

Fevzi Lütfi, (1338), Günü - Halid Ziya: Bir Sevda", Der-gah, c. m, y. 2, s. 28, s. 62-63.

Göçgün, önder, {1996), "Halid Ziya Mai ve Siyah Tasnif Türk Dili, S. 529, s. 135-154.

Selim, (1975, "Türk Genel Çizgileri", Türk Dili (öykü Özel c.

xxxn,

S. 286, Temmuz, s. 2-29.

• Bu incelenen kitaplar yer kitaplar

(28)

HANiF! ASLAN

Kaplan, Mehmet, (1966), "Halid Ziya (1866-1945) Mahalleye Mevkuf', Yol, 20 Mart, s. 15.

b) Bildiriler

(2001), "Dil/Söz; Di/bilim ve Hermeniitik Sempozyumu, Yüzüncü Üniversitesi Fakültesi 17-18 2001, Van, s. 3-18.

c) Kitaplar

(1984), Roman ve Roman Birlik Ankara.

Akyüz, Kenan, {1988), "Türk", lslam Ansiklopedisi, MEB

Cevdet Kudret, (1965), Türk Hikaye ve Roman -Tanzimat'tan e Kadar 1859-1910,

Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri (1980), (Berke Vardar yönetiminde), TDK An-kara.

Ercilasun, Bilge, (1994), Servet-i Fünun'da Edebi Tenkit, MEB

Fethi Naci, (1981), 100 Soruda Türkiye'de Roman ve Toplumsal Gerçek bul.

Forster, E. M., (1985), Roman 2. bs., (çev. Ünal Aytür), Adam Kaplan, Mehmet, (1979), Hikaye Tahlilleri, Dergah . .. . . . ... ... ... . , (1993), Tevfik Fikret, 3. bs., Dergah

Kolcu, Ali ihsan, (2006), ôykü 2. bs., Konya.

Mehmet Fuat, (1999), Edebiyat 3. bs., TIK Ankara.

Levend, Agah (1938), Edebiyat Tarihi Dersleri - Servet-/ Fünun Kanaat Kitabevi, Meriç, Cemil, (1980), Ambar, Öruken

Moran, Berna, Edebiyat ve 7. bs., Cem

Safa, (1999), Sanat Edebiyat Tenkit, Uzun Öruken

tanbul, s. 145-146.

Tansel, Fevziye Abdullah, (1978), ve Dotyu Yazma Ustllleri III,

(1989), Estetik, 5. bs., Remzi Kitabevi, .

Tura!, (1987), 100. Yüz örnek, (hzl. Z. Kerman-S. Tural-M. K.

Öz-gül), Kültür ve Turizm Ankara, "Hikliye ve

Üze-rine", s. VIl- XVI .

. .... .... .. . ... . . .. . ... , (1969), ve Aka Kitabevleri, . .. . ... ... . . ... .... , (1998), Hikfi.ye, (hzl. Nur Gürani Arslan), YKY,

Halid Ziya, (2005), Bir Tarihi, (hzl. Kübra Özgür . . . ... .. ... .. . ... , (2006), Bir Hayal, (hzl. Hülya Aslan), Özgür

(1972), Diyorlar ki, (hzl. Kutlu), MEB

Alemdar, (2005), Siyasal ve Sosyal Cumhuriyet Dönemi TUrk

1946 - 2000, 2. bs., Ankara.

d) Tezler

(1994), "Servet-i Fünun Dergisinde Küçük Hikliye-Mensur M~ Hildl.ye", Marmara Üniversitesi, Doktora Tezi),

Özgül, M. Kayahan, {1984), Sezayfnin Küçük Fiktif Gazi

Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi), Ankara. Sazyek, Hakan, (1989), "Halid Ziya Hikliyeleri ve Türk

Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi), Ankara.

Yel, Müjgan, (1981), "Halid Ziya 1921 Sabah,

Türki-ye Edebiyat Mec., Milli ve Gazete ve Makaleleri", Üniversitesi; {Mezuniyet Tezi),

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu delile göre eğer iki cevher arasında boşluk olsaydı, bu boşluğun başka iki cevher arasındaki boşluktan daha az, daha çok veya ona eşit olduğu söylenemezdi..

4369 sayılı Kanunla Yapılan Düzenlemeden Sonrasında Gelirin Tanımı Ülkemizde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 1961 yılından itibaren yürürlüğe girmesinden 1998

Komisyon üyeleri, bütçenin tüm tarafları ve toplantıda hazır bulunanlar merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı ve merkezi yönetim kesin hesap kanun

Salem’in çalışması Abdullah İbnü’l-Mübârek (ö. 181/797) ve zühd kavramı üzerinden tasavvufun Sünnî bir ilim olarak teşekkülünü ele alırken, Başer’in

Kuzeydoğu çeyrek dairesi üstünde, doğu noktasından ölçeğin 17° 6’ döndürüp 3° hizasına konulan noktadan, öğle doğrusunun sağ tarafından birleşen hattın ba-

Yine Hattat İsmâil Zühdî Efendi’nin harekeleri yerleştirirken yazıyı sıkıştırmadan, serbest şekilde yerleştirmesine karşılık Hattat Ömer Vasfî

Bu bağlamda bir anlamın, mesela insanın zihinde, dışta ve kendinde bulunuş hâllerini mütalaa ettiğimizde; tümellik, tümel- likle birlikte olan insan, doğal insan (madde

depr essiv e disor der A r andomiz ed , sham- con tr olled , pr oof of pr inciple study of tr anscr anial dir ec t cur ren t stimula tion f or the tr ea tmen t of pain in fibr