BU DA BENDEN:;
-7'7fc?U(9
Boğaziçi nasıl ölmez?
u canım Boğaziçi ne zaman ve nerede bahis mevzuu ola cak olsa, hepimiz, içten kopan esef
nidalarile ayni sözleri tekrarlarız: — Yazık oldu Boğaziçine! Ölü yor.. Öldü!
KuA birer lâftan ibaret kalan hu acımaların derdi tedavi bakı mından hiç bir faydası yoktur. Hattâ o nidaları, çare bulmak el lerinde olan ilgililerin kulağına ka- ’ dar erdiremiyoruz.
Şu yirmi yıldır, Boğaziçini kal kındırmak, ona eski şa’şaasının onda birini iade etmek için hiçbir şey yapmadığımızı itiraf edelim.
Rumeli kıyısını takip eden bir, bir de Mecidiyeköyünden Büyük- dereye kadar uzanan iki asfalt yoldan gayri bayındırlık adına he men hiçbir şey görmiyen Boğazın hali yürekler acısıdır. Bilâkis, can çekişen o cennet köşesine son dar beyi indirmek için elimizden geleni yaptık.
Durgun havalarda Tarabya hav zasını leş gibi kokutan, acı acı dü dük sesleriyle o sükûn ve huzur di yarının sükûn ve huzurunu bozan bir takım fabrikaları getirip te o sahillere mi kurmadık? Kuruçeş me kıyılarını kömür deposu hali ne getirip ebediyen orasının yüzü nü mü karartmadık? Boğaziçinin
tek adacığını bir kömür yığını kı lığına mı sokmadık? Eski yay van yalıları yıkıp, yerlerine alelâ- caip kübik «villâ » lann yapılması na mı cevaz vermedik? Boğazın hususiyetlerinden olan lebi derya daki kahveleri kaldırıp içkili mo dern ( ! ) lokantalar ını kurdurma dık? Venedikte hâlâ gondollar ka file kafile seyyah celbederken o tığ gibi narin kayıkları mı yok et medik?.
Senelerce, Şirketi Hayriyeden, şirketin münasebetsiz tarifelerine sızlanan halk küme küme başka semtlere göç ediyordu. Derken Bo ğaz vapurları işletmesi devletin eli
ne geçti. Yeniden umutlanan bir çok kimse tekrar o taraflara rağ
bet göstermeğe başladı. Fakat bir daha hayal sukutuna uğradılar. Düşününüz ki, Denizyollarının bu defa tertip eylemiş olduğu kışiık tarifede, Rumeli kıyısının Mirgün- den ötesi için köprüden kalkan son vapur yarından sonra 19.35 dedir..
Evet 19.35 te!
Bu şartlar altında Boğaziçi nasıl
ölmesin? ,
Şehirdeki ev sıkıntısı hele biraz h afif leyi görsün, yukarı Boğaziçin- de in cinin top oynadığını görece ğiz..
Ercümend Ekrem T A L U
< A
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi