• Sonuç bulunamadı

Muğla İli Milas İlçesi Çomakdağ Köyü Geleneksel Kadın Kıyafeti Doç. Dr. Melda Özdemir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muğla İli Milas İlçesi Çomakdağ Köyü Geleneksel Kadın Kıyafeti Doç. Dr. Melda Özdemir"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1.Giriş

Giyim kuşam, insanoğlunun kül-türel gelişim ve yaşam sürecinde bes-lenme ve üremegereksinimiyle beraber başlayan, kökeninde korunma ağırlık-lı olmasına karşın, gelişimsürecinde geniş kültürel fonksiyonlar yüklenmiş bir olgudur. Toplumsal ve kişisel de-ğeryargılarının, törelerin, kültürel ve ekonomik koşulların biçimlendirdiği önemli bir kültürel öğe aynı zamanda kültürün hızlı bir taşıyıcısıdır.

Bütün toplumlarda giysi ile ilgili değer yargılarının, inançların, törele-rin üretilen obje, renk ve biçimletörele-rin oluşturduğu karmaşık bir yapı vardır ve bu da toplumların giysi kültürünü oluşturmaktadır (Erden 1998:6).

Türk giysi kültürü de kalitesi, motif zenginliği, canlılık ve zarafeti ile Anadolu insanının yaşam tarzını ve dünya görüşünü büyük ölçüde yansı-tan bir özelliğe sahiptir.

Anadolu’da özellikle kadın giyimi, bedenine ve ayağına giydikleri, bunla-rın bezemeleri ve takıları ile oluşan bir bütündür. İnsanlar bu bütün içinde, gelenekleri ve toplumdaki yerine göre neyi, nerede, ne zaman, nasıl giyece-ğini yaşayarak öğrenir. Böylece giyim kuşam geleneği kuşaklar arası yaşatı-lır. Bununla birlikte tarihi, coğrafya, ekonomik ve sosyal durum gibi farklı-lıkların, doğal olarak kıyafet hayatını

da etkilemiş, yörelere özgü, tarzların oluşmasında rol oynamıştır (Sarıoğlu 2006: 202).

Anadolu coğrafi konumu nedeniy-le tarih boyunca Asya, Avrupa, Mısır ve Mezopotamya kültür yollarının kesiştiği bir merkez olmuştur. Birçok düşünür ve sanatçını belirttiği gibi, bu merkez yüzlerce etnik grubu ve farklı kültürel yapıları bünyesinde barındı-rıp, kaynaştırmış ve farklı insan toplu-lukları arasında etkileşimler oluşmuş, küçük şehir devletlerine ait yerle-şimler kurulmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya 9. yüzyıldan başlayarak küçük gruplar 11. yüzyıldan itibaren büyük kitleler halinde gelmeye baş-layan Oğuz ve Türkmen boyları yani Türkler, Anadolu’nun bugünkü kül-türel ve etnik yapısının ana iskeletini oluşturmaya başlamışlardır (Yılmaz 2004: 65-66). Bu yapılanma birçok ko-nuda orijinalliği ile dikkatleri çektiği gibi giysi kültüründeki zenginliği de gözler önüne sermektedir.

Günümüzde endüstrileşme ve mo-dern toplum yaşantısının yaygınlaş-masıyla kıyafet geleneği eski anlam ve önemini yitirmiştir. Ancak Anadolu’da toprağa bağlı kalmış topluluklarda halen yöresel ve otantik niteliklerde özgün giysiler üretilmekte ve kulla-nılmaktadır. Ancak bunlar daha çok kadınlarımızın devam ettirdiği küçük

GELENEKSEL KADIN KIYAFETİ

Traditional Women Costume in Çomakdağ Village of Milas District of Muğla Province

Doç. Dr. Melda ÖZDEMİR*

* Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, El Sanatları Tasarımı ve Üretimi Bölümü, omelda@gazi.edu.tr

(2)

giysi kültürü çevrelerinde görülmekte-dir. (Kırzıoğlu 1992:156).

Bu yörelerimizden biri de Ege bölgesinde yer alan Muğla ilinin Mi-las ilçesine bağlı Çomakdağ-Kızılağaç köyüdür. Çomakdağ köyünün adı iki köyün birleşmesinden oluştuğu için bugün Çomakdağ-Kızılağaç köyü den-mektedir. Köy; İzmir-Milas yolu üze-rinde, Köşkköy köyünden sonra gelen tuğla fabrikasının hemen yanından sola ayrılan yoldan Beşparmak dağla-rına (antik çağdaki ismi Latmos) tır-manılarak varılan ve dağlara sırtını dayamış küçük 300 haneli bir yerle-şim merkezidir. Köyde yakın zamanda başlayan kırsal turizm faaliyetlerin-den en önemlisi geleneksel olarak 4 gün süren düğün törenlerinin seyahat acentelerince turlarla köye getirilen turist gruplarına 2 saatlik kısa bir gösteri halinde sunulmasıdır. Bunun-la birlikte yöresel yemeklerin ikramı ve köye ait bazı etnografik ürünlerin sergilenmesi amacıyla düzenlenen bir mekânın gezdirilmesi de diğer etkin-liklerdir (Etikan ve Çukur 2011a:2).

Çomakdağ köyünün özelliği, dün-le bugünü ustaca kaynaştıran bir mi-mari üslup taşıyan evleridir. Bu evle-rin her biri bir sanat eseridir. Taştan yapılmış evlerde bacalar estetik gö-rünüşleriyle ilgi çekmektedir. Yöreye özgü kayrak taşından yapılan baca tepelerinde yarım ay ya da kartal başı şeklinde figürler görülebilmektedir. Evlerin dış görünüşleri kadar içleri de oldukça renkli ve etkileyicidir. Tavan süslemeleri ve kapılar ahşap oyma sanatının örnekleriyle doludur. Köy, tarihi evleri ve başta ipek böceği doku-macılığı olmak üzere geleneksel sanat-ları ile tanınmaktadır.

Muğla il genelinde, Çomakdağ Kı-zılağaç köyü yöresel kültürüne en iyi

sahip çıkan, bu kültürü yaşatan ve ge-lecek kuşaklara bozulmadan aktaran yerlerden biri olarak bilinmektedir.

Birçok yerin kuşkusuz kendi kül-türünü yansıtan kıyafetleri ve yaşam tarzı bulunmaktadır.

Fakat Çomakdağ kadınları, hala günlük yaşamda ve törenlerde kul-lanılan, çok eskiye dayanan orijinal otantik giysileri ile dikkat çekmekte-dirler. Bunlar temelde üçetek, göynek, uzun çatal don, öncek ve süslü başlar-dan oluşmaktadır.

Yöredeki otantik giysilerin ku-maşlarının dokunması ve dikimi ço-ğunlukla yöre kadınları ve genç kızları tarafından yapılmaktadır. Geleneksel giysiler, çeşitli imgeler taşıyan motif ve işlemelerle süslüdür. Kadınların başlarına doğal çiçekler takarak süs-lenmeleri ise çok yaygın bir gelenektir. Yeni gelinlerin evlenme törenle-rinde takılan altınları bir sene kadar devamlı olarak üzerlerinde taşıdıkları ve bunun bir zorunluluk olduğu bildi-rilmektedir. Bu uygulama yörede ka-dına verilen saygınlığın bir sembolü olarak değerlendirilmektedir.

Bu araştırmada amaç, Muğla ili Milas ilçesi Çomakdağ-Kızılağaç Kö-yünün kadın kıyafet geleneğini belge-lemek ve tanıtmaktır. Çalışma 2011 ve daha sonra 2012 yılı içinde yörede ya-pılan gözlem, inceleme ve görüşmeler-le gerçekgörüşmeler-leştirilmiştir. Kıyafet parça-ları fotoğraflarla belgelenmiş kaynak kişilerden edinilen bilgiler doğrultu-sunda, kültürel özellikleri tanıtılmaya çalışılmıştır.

2. Çomakdağ- Kızılağaç Köyü Geleneksel Kadın Kıyafeti

Anadolu’da uzun yıllar boyunca yörelere özgü benimsenen ve kullanı-lagelen çeşitli biçimlerde ve motifler-le süsmotifler-lenen gemotifler-leneksel kıyafetmotifler-ler her

(3)

bölgede değişik özellikler göstermiştir. Kadın ve gelinlerin giydikleri gelenek-sel kıyafetlerin biçimi, renkleri, motif zenginliği ve zarafeti Anadolu insanı-nın hayat tarzını yansıtmıştır. Kadın giyim-kuşamı başa, bedene, ayağa gi-yilen giysiler, süslemeleri ve takıları ile bir bütünlük oluşturmuştur (Tan-suğ 1997: 23).

Çomakdağ-Kızılağaç köyünde geçmişte geleneksel giyim kuşamın zenginliği, kumaşların çeşitliliği, iş-leme teknik ve süsiş-lemeleri ile kadın-lar görkemli bir şekilde süslenmiştir. Günlük, nişan, düğün ve kına gecesi gibi özel günlerde giyilen, özgün değe-ri olan geleneksel giysiler bohçalar ve sandıklarda korunmuştur. Geçmişin miras bıraktığı kendine özgü kültürel özelliklerini korumaya çalışan Çomak Dağ Kızılağaç’ta geleneksel kıyafetler hala daha görülmektedir. Çomak Dağ Kızılağaç Köyü’nde yöresel giyim tar-zı, değişen yaşam tarzına bağlı olarak gençlerde değişiklik göstermeye başla-sa da bilhasbaşla-sa köydeki kadınlar kendi-lerine özgü giyim tarzlarını korumaya çalışmaktadırlar.

Çomak Dağ Kızılağaç Köyü’nün geleneksel düğünleri kadar köy kadın-larının giydikleri geleneksel kıyafetler de köyün tanınmasında etkili olmuş-tur.

Çomak Dağ Kızılağaç Köyünde örneklerine rastlanabilen kadın giyi-mi ve kuşamı aşağıda giyiniş sırasına göre verilmiştir.

2.1. Bedene Giyilenler

Çomakdağı köyünde bedene gi-yilen kadın kıyafetleri temel olarak, bürümcükyüzünakma gömlek, şalvar ayakkabı (don), bel kuşağı, göğüslük, önlük ve nazarlıktan oluşmaktadır.

Bürümcük-Yüzünakma Gömlek Bu gömleğe yörede “İç Göynek”

(İpekli Göynek) denmektedir. İçe gi-yilen ve iç çamaşırı olarak kullanılan göynek yörede ipek böcekçiliği ile uğra-şıldığı için el tezgâhlarında yerli ipek veya ipek-iplik karışımından dokunan ipek kumaşlardan hazırlanmaktadır.

Şimdiki adı ile atlet ya da fanila olan göynek, beyaz ya da krem rengi şile bezi, bürümcük kumaştan dikilir. Göynek hakim yakalı (3-4cm genişli-ğinde kısa yaka), boyu diz altına kadar uzanan, önü göğse kadar açık ve uzun kolludur. Yuvarlak yakalı ya da yaka-sız olarak dikilen göyneklerde bulun-maktadır. Kollar bedene kare şeklinde yerleştirilmiştir. Kol uçları ve yaka kenarları iğne oyalıdır ve isteğe göre değişik renklerde boncuk ve pullarla iğne oyaları arasına konularak süsle-nir. Bazı göyneklerin kol ağızları işle-meli ve iliklidir. Bu gömleklerin ipek-ten dokunanına “bürümcek” ipek-iplik karışımı dokunanına ise “yüzünakma” denir (Fotoğraf 1).

Fotoğraf 1. Bürümcük gömlek (yüzünakma)

Şalvar Ayakkabı (Don)

İpek, pazen, basma vb. kumaş-tan dikilen şalvarın iç astarı pamuklu poplin kumaştan hazırlanmaktadır. Şalvarın geniş olarak hazırlanmış bel

(4)

ve paçaları lastikle toplanmıştır. Boyu diz ile ayak bileği arasındadır. Şalva-rın ağ oyuntusu yok denecek kadar az ve kısadır. Bu geniş şalvarın yapımın-da yaklaşık 12 metre kumaş kullanıl-maktadır (Fotoğraf 2 ). Günlük giyilen donlar şalvar olarak adlandırılmakta-dır. Köyde yeni gelin olmuş kızların giydikleri günlük donlar mavi ya da kırmızı renklidir (Fotoğraf 3 ).

Fotoğraf 2. Bel lastiği büzülmemiş şalvar, iç ve şalvarın önden görüntüsü

Fotoğraf 3. Şalvar

Özel günlerde giyilen bazı şalvar-ların her iki yanına elde bükülmüş ve daha sonra kök boya ile renklendirilmiş ipliklerle işlenen ve adına yörede “yaneş don” denilen, geniş bol dökümlü şalvar-lar kullanılmaktadır. Bu şalvarşalvar-ların en önemli özelliği yanlarında bulunan işle-meleridir.

Beyaz patiska (Amerikan bezi)’ dan dikilmektedir. Günlük giyilen şalvar-lar gibi kasıktan bağlanır, ağı oldukça geniştir ve ayak bilekleri büzgülü dikil-mektedir. Bu donun her iki yanına elde bükülmüş ve daha sonra kök boya ile renklendirilmiş ipek ipliklerle yerli do-kuma üzerine işlenen ve adına yörede “Yaneş” denilen don ayakları aplike edil-mektedir. Bu donun tümüne “Ayakkabı” denilmektedir (Eren 2001: 60). Dokuma bezin üstüne ipek böceklerinden elde edilen iplerle işlemeler yapılarak yanı işlemeli donlar oluşturulmaktadır.

Bu işleme, giysinin yan tarafına yapıldığı için “Yanı işlemeli don” anla-mına gelen “Yaneş don” olarak geçmek-tedir. Bitki köklerinden yararlanılarak hazırlanan boyalarla eğrilmiş yün veya pamuk iplikler kaynatılarak, işlemede kullanılan ipler oluşturulmaktadır.

Yörede patiska olarak belirtilen ku-maş üzerine, kuku-maş zemini görülmeye-cek şekilde kanaviçe tek iğne tekniği ile işlenmektedir. Hazırlanan bu parça da yaneş donun yan kısmına dikilmektedir (Pamuk 2001: 31).

Günümüzde köy kadınları bu don-ları özel günlerde kullanmaktadırlar. Günlük giyilen donlar yaneş don olma-yıp şalvar olarak nitelendirdiğimiz çe-şitli renklerden oluşan basma ya da pa-zen kumaşlardan dikilmektedir. Yaneş donlar düğün, sünnet gibi özel günlerde giyilmekte ya da sandıklarda bohçalar içinde sarılı olarak saklanmaktadır (Fo-toğraf 4).

(5)

Fotoğraf 4. Yaneş don (ayakkabı)

Üç-Beş Entari

Giysinin yöredeki kumaşı

“kutnu”dur. Kumaşın cinsi pamuklu, desen özelliği ise boyuna çizgili olup turuncu, kahverengi, yeşil, beyaz vb. renklerden oluşmaktadır. Yuvarlak veya “V” yaka şeklindedir. Ön orta-sı açıktır, bir düğme veya çengelle ön parçaları birleştirilmektedir. Kollar uzun ve kare takılmıştır. Omuzlar di-kişsizdir, giysinin ön ortası ve yanla-rında peşleri bulunmaktadır, koltuk altına ise üçgen parçalar yerleştiril-miştir. Giysinin boyu diz ile bilek ara-sında değişmektedir. Entarinin açık olan uç kısımları komple siyah sutaşı ile çevrilmiş, kol kısımları ve elbise ke-narları dilimlidir. Entari beş parçadan oluşmaktadır.

Bunlar iki kol, iki yan parça bir de arka parça olmak üzere beş parçadır ve buna “Üç-Beş Entari” adı verilir.

Üçetek, çeşitli motif, renk ve isim-de dokunan kutnu kumaşlardan yapıl-maktadır.

Kutnu, eskiden çözgüsünde doğal ipek ve atkısında pamuk kullanılarak dokunmuş ve genellikle renkli şerit-lerden, parlak ve mat çizgilerin yan yana gelmesiyle oluşan ve üzerinde başta çiçekler olmak üzere çeşitli mo-tiflerin bulunduğu bir kumaş türüdür Bugün bu kumaşlar çözgüsünde yapay

ipek ve atkısında yine pamuk kullanı-larak dokunmaktadır (İmer 2001: 13). Üçetek, ön bedeni ön ortasından etek ucuna kadar açık iki parça, arka be-deni ise tek parçadan oluşmaktadır. Ayrıca belden aşağı düz inen iki ayrı eteğin yanlarda uzun yırtmaçları bu-lunmaktadır. (Fotoğraf 5).

Fotoğraf 5. Üç-beş entari

Fotoğraf 6. Göynek, şalvar ve üçetek (giyiniş sırasına göre)

Bel kuşağı

Değişik renklerde boyanmış, yün-den karışık desende dokunan ve bu kuşak üç-beş entarinin üzerine bağ-lanır ve kuşak arkadan sarkıtılır. İki kenarı püskülüdür. Bazen de bu kuşa-ğın üzerine Yörük türü tokalı “gümüş kuşak” adı verilen kemer takılır. Kay-nak kişilerden edinilen bilgilere göre bu gümüş kuşaklar günümüzde ancak bir ya da iki evde vardır. Çünkü bu

(6)

ke-merler çok değerlidir ve koruma ama-cıyla toplatılmıştır. Kuşaklar yünden, kıldan ya da gümüşten yapılmaktadır. Önceden de belirtildiği gibi gümüş ku-şağa günümüzde rastlanmamaktadır ama kıl kuşak ile yün kuşak hala daha kullanılmaktadır. Bu kuşaklara “Yö-rük Kuşağı” da denmektedir.

Üç-beş entarinin yan dilimleri ha-reketi kolaylaştırmak amacı ile yine yanlardan katlanarak bel kuşağının içine sokulur. Kuşak üçgen şeklinde katlanır ve üçgenin üst köşesi arka kalça üzerine gelecek şekilde yerleşti-rilir (Fotoğraf 7).

Fotoğraf 7. Bel kuşağı

Fotoğraf 8. Bel kuşağının üçgen şekilde kat-lanması ve üç etek üzerine bağkat-lanması

Fotoğraf 9. Üçetek’in ön uçlarının bel kuşağı-nın altında toplanması

Göğüslük

Değişik renklerde (çoğunlukla lacivert, bordo) daha çok düz kadi-fe, kumaştan ya da ipekli ve değişik kumaştan tek parça şeklinde dikilir. Göğüslük boyunda ve etek ucundaki bağcıklar yardımıyla üç-beş entarinin üstünden ön kısım kapalı olacak şe-kilde arkadan bağlanır. Boyun ve tek ucuna pili ve büzgüler yapılarak süs-lenir (Fotoğraf 10).

Yörede yaşlılarca yüzyıllardır kullanıldığı anlatılan ve bu yöreye has olan memelik (göğüslük- üstlük) bir çeşit dıştan entarilerin üstüne gi-yilen sutyendir. İş yaparken, bağ bah-çe tarla işlerinde koşarken, göğüsleri korumak, rahatlatmak, bebekleri em-zirmede kolaylık sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

(7)

Fotoğraf 11. Göğüs-lüğün üçetek üstüne bağlanması

Önlük

Yünden yapılan bel kuşağının önüne gümüş kuşağı kapatmayacak şe-kilde yünlü kareli dikdörtgen dokuma kumaştan hazırlanır. Bel kısmından uçkur geçirilir ve büzülerek toplandık-tan sonra arka bedende bel kuşağının üzerine bağlanır (Fotoğraf 12).

Fotoğraf 12. Önlük

Fotoğraf 13. Önlüğün üçetek ve bel kuşağı üzerine giyilmesi

Nazarlık

Nazarlıkların yapımı oldukça zahmetlidir ve uğraş gerektirmekte-dir. Öncelikle şeritler halinde kesil-miş olan renkli kumaşlar, dikdörtgen biçiminde 10 cm eninde, 30–40 cm. uzunluğunda pamuklu kumaş üzerine yerleştirilerek dikilmektedir. Üstleri boncuk ve pullarla süslenir (Etikan ve Çukur 2011b: 311). Ayrıca aralara üç-gen değişik renklerde parçalar dikilir.

Nazarlığın uç kısmında bulunan saçakların her birine 5 ya da 6 adet mavi boncuk dikilir.

Dikilen bu renkli şeritlerin üze-rine renkli pul ve boncuklar, yapan kişinin hayal dünyasına göre isteni-len şekiller verilerek teker teker işisteni-len- işlen-mektedir. Üç etek elbisenin arkasına kuşak kısmına çengelli iğne ile bağla-nır. Bel kısmından sarkıtılan nazarlık arkadan görülür ve nazar değmesini engellemek amacıyla mutlaka elbiseye takılır (Fotoğraf 14).

(8)

Fotoğraf 14. Nazarlık

Fotoğraf 15. Nazarlığın üçetek arkasına ta-kılması

2.2. Başa Giyilenler:

Çomakdağ kadın başlığı takka, yazma ve çemperi denilen başörtüleri ve doğal mevsim çiçek ve yaprakların-dan oluşmaktadır.

Takke: (Takka)

Desenli, pamuklu, pazen türü do-kuma ya da basma do-kumaştan yapıl-maktadır.

Dikdörtgen şeklinde kesilen ku-maşın iki kısa kenarı elde dikilir ve başın üst kısmına gelen yerden lastik-le büzülastik-lerek toplanır. Çene altından geçecek uzunlukta şerit hazırlanıp takkenin kenarlarından tutturulur. Takkanın süslenmesinde çeşitli renk-te boncuk, pul ve altın paralar kulla-nılır ve süsleme şekline ve kullananın

medeni durumuna göre farklı isimler alır.

Takkanın alnına gelen ön alt kısmına sık bir şekilde 30 adet 10luk altın dizilir, bu altın bezeme şekline “tura” adı verilir. Takkanın iki ucun-dan tutturularak çene altına geçirilen ince bez bantın adı ise “sakındırak”tır. Sakındırakların üzeri ipek ya da bon-cuk işlemeli olarak yapılır. Bu tür baş bezemenin yöredeki adı “Tura”dır (Fo-toğraf 16).

Yeni evlenenlerde takkanın üst kısmından aşağıya doğru önden görü-necek şekilde 15 sıra açık kahverengi boncuklar bir dizi halinde sarkıtılır. Boncukların uç kısımlarına ise 20’lik altınlar takılır. Bu bezemenin adı da “askı”dır. Tura ile birlikte kullanıldı-ğında “askılı tura” adını alır. Yörede yeni gelinlerin başları bu şekildedir. Evlendikten yaklaşık bir yıl sonra as-kılar çıkartılır ve sadece tura sürekli olarak kullanılır. Gelin kızlar bu özel başlıkları giydikten sonra bu başlı-ğın etrafına koyu kırmızı ya da siyah renkli bir yemeniyi çepeçevre dolarlar. Üzerine de kendi elleriyle dokudukları ipek örtüyü sararlar. Bunu gündelik yaşamda bile çıkarmazlar ve kendile-rine bir gurur kaynağı olan bu güzel-likle yaşlanırlar.

Bütün bunlar evli olduklarına bir işaret amacıyla yapılmakta olup halen de devam etmektedir. Edinilen bilgi-lere göre köy kadınlarının bu altınları başlarında taşıma amacı köyden uzak-ta olunan bir zamanda zor durumda kalınırsa bozdurulabilme şansının ol-masıdır.

Bu altınlar bir nevi güvencedir onlar için. Bu kadar altını başlarında taşımak güvence için de olsa günü-müzde tehlike unsuru da olabilmek-tedir. Fakat kadınlar önlem olarak

(9)

başörtüleriyle bu altın dizilerini kapa-tıp olası tehlikelere karşı kendilerini koruma altına almaktadırlar (Kınacı 2009:215).

Fotoğraf 16. Takka

Kollu

Takkanın üstüne askı ve turalar dışta kalacak şekilde kırmızı-bordo, mavi, mor çeşitli renklerde ipek krep ya da pamuklu tülbent ya da yörede yazma denilen kumaştan bir bant sa-rılır ve bu bandın adına “kollu” denir. Kare şeklindeki örtünün iki köşesi boncuk ve iğne oyası ve çeşitli pullar ile süslenir. Baş bağlama sırasında oyalı veya pullu olan süslü kısmı tak-kenin görünen yerine getirilerek üç-gen olarak katlandıktan sonra bağla-nır (Fotoğraf 17).

Fotoğraf 17. Yazma (kollu)

Fotoğraf 18. Takka üzerine yazma (kollu)’nın bağlanması

Çemperi

Kare formundaki başörtüsü beyaz pamuk ipliği ve hardal sarısı renginde ipek ipliği ile bez ayağı dokuma tekni-ğiyle yapılmıştır. Başörtüsünün üzeri, merkez kenar ve köşelerinde yer alan bitkisel motifler sarı ipek iplik ile zin-cir işi (suzeni) tekniğiyle işlenmiştir.

Başörtüsünün yöredeki adı “çemperi”dir. Çember başörtüsünün kenarları sarı ipek iplikle saçak ya-pılarak temizlenmiştir (Fotoğraf 19). Takke ve oyalı yazma örtü üzerine üçgen şekilde katlanarak yerleştirilir. İki ucu başın arakasından geçirilip ba-şın üzerinde bağlanır.

Kare formundaki çemberlerin merkezi ve kenar suyu geometrik ve bitkisel bezemelerin yer aldığı motif-lerle işlenmektedir. İşlemelerde ipekli iplikler kullanılmaktadır.

Çemberlerin dokumaları pamuk ve ipek iplik ya da sadece pamuk ipli-ğinden oluşmaktadır.

İpek kullanılanlar ipekli çember olarak adlandırılmaktadır. Çember başörtüsünün kenarları, isteğe bağ-lı olarak saçak, püskül, firkete oyası ile temizlenmekte ve süslenmektedir. Çember başörtüsünün uç kısımları başın üstünden bağlanarak kulaklar dışarıda bırakılırsa, bu tip bağlamaya yörede “çetebaşı” adı verilir.

Köydeki kadınlar ipek çemperile-rini daha çok düğün, bayram gibi özel günlerde kullanmayı tercih ederken tülbent kenarına işlenerek yapılmış baş bağlarını daha çok günlük yaşan-tılarında kullanılmaktadır.

(10)

Fotoğraf 19. Çember başörtüsü (Çemperi)

Fotoğraf 20. Çemperi başörtüsünün taka ve yazma üzerine bağlanma şekli

Mevsim Çiçekleri

Başa takılması gerekenler ta-mamlandıktan sonra başın uygun olan yerine mevsim çiçekleri, fesleğen ve zeytin dalı gibi bitkilerden oluştu-rulmuş bir demet hazırlanarak takıl-maktadır.

Fotoğraf 21. Taze mevsim çiçekleri ile süslen-miş Çomakdağ kadın başlığı

2.3. Ayağa giyilenler Çorap

Genellikle krem rengi yünden örülmüş çorap ya da yün üzerine

çeşit-li renkte desenlerle işlenmiş çoraplar giyilmektedir.

Ayakkabı

Ayakkabı olarak da siyah veya kırmızı renkte yemeni giyilmektedir. Fakat günümüzde bu tip ayakkabılar giyilmeyip yerine günlük hayatta sık-ça kullanılan düztabanlı ayakkabılar giyilmektedir. Çarşı ve pazara ya da tarlada çalışmaya giderken ise genel-likle siyah lastik kullanılmaktadır.

2.4. Boyuna takılanlar

Kadınlar değişik tür ve renkler-den yapılmış boncukların yanında boyunlarına ince kurdele veya kordon ip üzerine yerleştirilmiş farklı boyut-lardaki altınlardan hazırlanan altın kolyeler de takmaktadırlar. Bu altın kolyeler beşibirlik altın, uzun ve sık bir dizi halinde oluşturulmuş eski ve yeni 20’lik altınlar ve altın kolyelerdir. Ayrıca kurutulmuş karanfillerin ipe dizilmesinden meydana gelen karan-fil kolyelerde güzel kokması amacıyla köydeki kadınların boyunlarını süsle-mektedir.

Fotoğraf 22. Çomakdağ-Kızılağaç köyü gele-neksel kadın giyimi

(11)

3. Sonuç

Çomakdağ köyünde halkın ya-şantısında geçmişin gelenek ve göre-nekleri halen sürmektedir. Geleneksel kadın kıyafetleri yörede ve köylerde günlük yaşantıda ve özel günlerde kullanılmaktadır. Köyde yerli ailele-rin, sahip oldukları kültürel değerle-rin özünü kaybetmeden yaşatmaları ve gelecek kuşaklara aktarma çabaları ve çocuklarını da bu bilinçle büyütme-leri oldukça önemlidir. Bunun içinde kadınlar, günlük yaşamlarında ipek-ten yapılmış kıyafetler giyip, altın ta-kılarla dolaşmaktadırlar. Çomakdağlı kadınlar, rengârenk giyim kuşamları ve başlarına taktıkları çiçeklerle köyü ziyaret eden yerli ve yabancı turistle-rin ilgisini çekmektedirler.

Sonuç olarak maddi kültür var-lıklarımızdan biri olan geleneksel ka-dın kıyafetlerinin ortaya çıkarılması, bilinmeyen yönlerinin tanıtılması, günümüzde ulaşılabilen örneklerinin tespit ve muhafaza edilmesi, gelecek kuşaklara tanıtılması açısından önem-lidir. Yapılacak olan bu çalışmalar bir yandan geleneksel kıyafet yapımının yaşatılması diğer yandan da ülke ta-nıtımı ve kalkınması açısından faydalı olacaktır.

KAYNAKLAR

Eren, M. Ali. Muğla’nın Bazı Sözlü Kültür Değerleri ve Halk Oyunları. İzmir: Muğla Valili-ği Yayınları, 2001.

Erden, Atilla. Anadolu Giysi Kültürü. An-kara: Dumat Ofset, 1998.

Etikan, Sema ve Tayfun Çukur. “Kırsal Turizm Faaliyetlerinin Çomakdağ-Kızılağaç Köyü El Sanatları Üzerine Etkisi” Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hakemli Dergisi 8 (2011a): 1-13.

Etikan, Sema ve Tayfun Çukur. “Kırsal Alanda Kadının El Sanatı Faaliyetlerinin Kırsal

Kalkınmaya Katkısı” E-Journal of New World Sciences Academy 6 (2011b): 309-321.

İmer, Zahide. Gaziantep Yöresinde Üreti-len Kutnu, Alaca ve Meydaniye Kumaşların Bazı Teknolojik Özellikleri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 2001.

Kınacı, Seçil. “Muğla İli Milas İlçesi Çomak Dağ Köyleri Folkloru Üzerine Bir İnceleme”. Yüksek lisans tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi, 2009.

Kırzıoğlu Neriman “Anadolu Geleneksel Kadın Başlıkları.” IV. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri.(1992): 68.

Pamuk, Beyhan, “Muğla İli Milas İlçesi Ço-mak Dağ Köyleri Geleneksel Kadın Giysileri ve Çağdaş Tasarımlar”. Sanatta yüksek lisans tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi, 2001.

Sarıoğlu, Halide.“Tosya (Kastamonu’da) Kadın Kıyafet Geleneği”, Türk Halk Kültürün-den Derlemeler. (2006): 201-213.

Tansuğ, Sabiha. “Anadolu Giysileri”. Antik Dekor Dergisi 39 (1997): 106–108.

Yılmaz, Anıl. Milas’ta Türk Döneminin Başlangıcı ve Sanatı Muğla Kitabı. Haz. Ali Ab-bas Çınar, İzmir: Print Ofset, 2004.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yayın yönetmenliğini Ataol Behramoğlu’nun yaptığı dergide, Sabahattin Ali üstüne incelemelerin yanı sıra ressam Yüksel Arslan’ın çizdiği.. Sabahattin Ali

Öğrencilere, “Ebru yaparken çalışma sırasında neler hissettin?”, “Sence ebru yapmanın diğer çalışmalardan (pastel boya, sulu boya v.b. ile yapılan resimlerden)

Üniversitelerin görevleri arasında yer alan araştırma ve buna bağlı nitelikli yayın yapma, üst düzeyde eğitim-öğretim sunma, bunun içinde iyi yetişmiş kaliteli

kazdıklarında tuzluluk oranı %13 olan deniz suyu çıktığını, bu nedenle yıllardır tarlalarını havuz haline koyarak, burada çeşit çeşit nefis deniz balıkları

2017 Bilgi ve Belge Yönetimi Alanında Bilgiye Erişim/Kataloglama Sorunları Sempozyumu Bilim Kurulu Üyesi 2016 Belediyelerin Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri

A democratic society can only be created when educational settings are equipped with contemporary and democratic stimulants, supervisors, administrators, and teachers

Elde edilen verilere göre ilköğretim matematik öğretmen adaylarının uzamsal görselleş- tirme becerileri ağırlıklı olarak SOLO modelinin Çok Yönlü Yapı

Öğrencilerden birinin ilk etkinlik için kullandığı çalışma kâğıdı Bu ç alışmadan sonra öğrencilerden, kendilerine yine uygulama başında verilen Şekil 3’teki