• Sonuç bulunamadı

Geçen günlerde Milas'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geçen günlerde Milas'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçen günlerde Milas'ın Avşar köyündeydik. Oradan bize kadar yükselen köylü çığlıklarına daha yakından destek olmak istedik. Gerçekten de sorunları önemli ve yaşamsaldı. Akıllarına gelen her kapıyı çalmışlar ama bırakın seslerini duyurmayı, yetkililere dert anlatmaya gittiklerinde, içeri bile alınmamışlardı. Yani anayasanın ve çevre Yasası'nın kendilerine verdiği "vatandaşlık haklarından" yararlanmaları dahi olanaksızlaştırılmıştı.

Milas'ın Avşar köyü, zeytin ağaçları, denizi ve tertemiz havası ve bembeyaz evleriyle şirin bir yerleşim yeri. Buranın en büyük özelliği tarlaların çoğunun balık üretim çiftlikleri olarak kullanılması. Köylüler, tarlalarını 1-2 metre

kazdıklarında tuzluluk oranı %13 olan deniz suyu çıktığını, bu nedenle yıllardır tarlalarını havuz haline koyarak, burada çeşit çeşit nefis deniz balıkları ürettiklerini, anlattılar. Bulunmaz bir zenginlik, doğal üretim ve geçim kaynağı. Devletten vaktiyle teşvik de almışlar. O yörede 400 hanelik 2 köyde yaklaşık 50 balık üretim tarlası olduğunu

öğrendik. Taş tepeler, çevresinde yayılan zeytin ağaçlarıyla köyleri, ayrıca bir güzellik katarak, kucaklamış. Ama insanlar bu güzellikleri fark edemeyecek kadar mutsuzlar.

Çünkü, köylerden yaklaşık 100 metre uzaklıkta bir şirketin, zeytin ağaçlarını kesip tepeleri oyarak taş çıkardığını öğrendik. Söz konusu şirketin elemanlarının, dinamit patlatarak çıkardıkları parça taşları, işleme sokarak kum, mıcır elde etmeyi sürdürdüklerine, tanık olduk.

Asfaltın ana geçiş yolları, çıkarılan yığıntılarla kaplanmış gibiydi. Bir anda içi yanan ve huzurları kaçırılmış olan köylüler çevremizde toplandılar. "Duvarları çatlamamış evimiz kalmadı; odalarımızın ortasına gece yarısı düşen kaya parçalarının kâbusunu yaşıyoruz. Hamile kadınlarımız, bebeklerimiz, yaşlılarımız, korku içinde yataklara düşüyorlar. Balıklarımız gürültüden ölüyor ve sakatlanıyor ve onları satamıyoruz. Bu durumda üretimimizi sürdürmemiz

olanaksız. Elde kalan zeytinlerimiz bizler gibi, toz toprak içinde ve can çekişiyorlar; ekonomik durumlarımız bozuldu, geçinemiyoruz. Yıllardır yerleşim yerimiz olan köylerimizi terk edemeyiz. Ama sesimizi duyan yok" diyorlardı. Gerçekten de çoğu sakat olduğu için satamadıkları balıkları gösterdiler. Eğri büğrü, farklı yaratık olmuşlardı. Tüm olumsuzluklar bir bakışta fark edilebiliyordu.

Mülki amirliğin ya da belediyenin görevi, toplum sağlığını, huzurunu bozan; ekosistemi tahrip edenleri,

cezalandırmak; yasal olmayan toplum ve çevre sağlığını bozan bir çalışma varsa onu durdurmaktır. "Bu durumu, yetkililerinize iletmediniz mi" diye sorduk. İletmesine iletmişler tabii, davacı da olmuşlar ama yetkililer "Görev ve yetkileri gereği" bu yaşamsal soruna sahip çıkmak şöyle dursun; yaşamsal haklarına sahip çıkma savaşımı veren yöre

insanlarını, makam kapılarından içeriye bile sokmamışlar.

Sıkça sözü edilen "AB Müzakere sürecinde İnsan Hakları ve Yaşamsal Haklar" ilkelerine uymayan bir tablo. Yasalar birileri için var da, diğerleri için yokmuş gibi yürütme sistemi ve görev anlayışı. Peki, uluslararası sözleşmelere ne oldu? Örneğin 1972'de Paris'te imzalanan "Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme" ; 1979'da Bern de imzalanan "Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi" ; canlı

popülasyonlarını koruma ile ilgili benzer sözleşmelerin, bu doğal ekosistem ile ilişkisi ve önlemi ülkemiz için geçerli değil mi? Geçerli ise neden uyulmuyor?

Yerleşim bölgesinde böyle bir gürültü kirliliği ve korku yaratmak; insanlara her an bir deprem ortamı yaşatarak onların mallarına zarar vermek, suç değil midir? Onca insanın geçim kaynağına el koymak nasıl açıklanabilir? Ya ekonomik ve doğal kayıplar?

TÜRKSEN BA_ER KAFAOĞLU CUMHURİYET 05.10.2006

Referanslar

Benzer Belgeler

Meyve, yumurtalığı oluşturan karpellerden değil, hypanthium’un (çiçek tablası+erkek ve dişi organların dip kısımları) büyüyüp etlenmesiyle meydana gelir. Asıl

Laboratuar koşullarında en basit batık fermentasyon yöntemi, aşılanmış sıvı kültürünün çalkalanmasıdır.Büyük hacimli tanklar için

Saya: Ayakkabının taban elemanları dışında gövdeyi oluşturan, yüz, gamba ve fileto gibi parçaların (ön, arka ve yan parçalar) astarsız veya astarlanarak dikilmiş

Bu çalışmanın amacı; Samsun ili Atakum sahillerinden 2016 yılı yaz sezonu boyunca alınan deniz suyu numunelerinin mikrobiyolojik analiz sonuçlarının fekal indikatör

derinlikleki so3uk denii suvu İle yüzeydel; doho s,cok su bi.bİİine koışt,.,[,yor ve çıkon bııhorlo elektrik tijrbünü

Bu deneysel çalışmada 300 dozajlı Portland Çimentosu 42,5 (PÇ 42,5) Puzolanik Çimento 32,5 ( PZÇ 32,5 ) kullanılarak elde edilen beton numunelerinin deniz sulu ortamda

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, yeni çeşitleri hızlı ve yaygın bir şekilde çiftçilerin kullanımına sunabilmek ve tohumculuk kuruluşlarının yeni

Gökçeada aylık ortalama sıcaklık, aylık minimum sıcaklık, aylık mak- simum sıcaklık ve aylık ortalama deniz suyu sıcaklığı, aylık minimum deniz suyu sıcaklığı,