• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de ambalaj tasarımında baskı teknikleri ve yeni oluşumlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de ambalaj tasarımında baskı teknikleri ve yeni oluşumlar"

Copied!
91
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Grafik Tasarımı Ana sanat Dalı Programı

TÜRKİYE’DE AMBALAJ TASARIMINDA

BASKI TEKNİKLERİ VE YENİ OLUŞUMLAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Şeref KOCAMAN

125110107

Danışman: Prof. Dr. Selahattin GANİZ

(2)

T.C.

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Grafik Tasarımı Ana sanat Dalı Programı

TÜRKİYE’DE AMBALAJ TASARIMINDA

BASKI TEKNİKLERİ VE YENİ OLUŞUMLAR

Yüksek Lisans Tezi

(3)

YEMİN METNİ

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “Türkiye’de Ambalaj Tasarımında Baskı Tek-nikleri ve Yeni Oluşumlar” başlıklı bu çalışmanın, bilimsel ahlak ve geleneklere uygun şekilde tarafımdan yazıldığını, yararlandığım eserlerin tamamının kaynaklarda göste-rildiğini ve çalışmanın içinde kullanıldıkları her yerde bunlara atıf yapıldığını belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

20/06/2014

(4)

ONAY

Tezimin kağıt ve elektronik kopyalarının İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilim-ler Enstitüsü arşivBilim-lerinde aşağıda belirttiğim koşullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım:

Tezimin tamamı her yerden erişime açılabilir.

Tezim sadece İstanbul Arel yerleşkelerinden erişime açılabilir.

Tezimin bir yıl süreyle erişime açılmasını istemiyorum. Bu sürenin sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin tamamı her yerden erişime açılabilir.

(5)

ÖZET

TÜRKİYE’DE AMBALAJ TASARIMINDA BASKI TEKNİKLERİ VE YENİ OLUŞUMLAR

Şeref KOCAMAN

Yüksek Lisans Tezi, Grafik Tasarımı Anasanat Dalı Danışman: Prof. Dr. Selahattin GANİZ

Haziran, 2014 - 87 Sayfa

Tarihsel gelişim süreci içerisinde baskı teknikleri ve ambalaj olgusu geçmişten gü-nümüze genel bakış açısıyla sektörün oluşum süreçleri, teknik gelişmeler ve ambalaj-daki tasarım kavramları incelenmiştir. Bu gelişimin aşamaları olan, baskı sistemlerine ait karekteristik özellikler ve ürünlerle olan ilişkiler de ele alınmıştır.

Çalışmada, baskı teknolojilerine ait ürünlerin özellikleri ve bu sistemlerin çalış-ma prensipleri, ambalaja göre kullanım alanları, çalış-malzemeleri incelenerek anlatılmıştır. Ayrıca matbaa makinelerinin tarihi ile ilgili oluşum süreçleri ele alınmıştır.

Matbaa ve grafik tasarım açısından geleceğe yönelik çalışmalarla ilgili ambalaj baskı teknolojisinin genel değerlendirilmesi yapılarak, önümüzdeki yıllar hakkında öngörüler ele alınarak bu tekniklere ait karekteristik özellikleri tespit edilerek baskının nasıl gerçekleştiği anlatılmış olup bu baskı sistemleri ile elde edilen ürünlerdeki gö-rüntülerin ve tasarımların özellikleri tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Türkiye, Ambalaj, Ambalaj Tasarımı, Ambalaj Baskı

(6)

ABSTRACT

“PRINTING TECHNIQUES AND NEW APPROACHES IN PACKAGING DESIGN IN TURKEY”

Şeref KOCAMAN

Master’s Thesis Study, Graphic Design Department Advisor: Prof. Selahattin GANİZ

June 2014 – 87 Pages

In this study, the development of printing techniques and the notion of design th-roughout history were investigated through a general perspective and the progression of the sector as well as technical improvements and packaging design concepts were analyzed.

The features of products of printing technologies and their operational principles as well as areas of use and materials for packaging varieties were studied. Additional-ly, the historical progress of printing machinery was discussed.

Along with a general assessment packaging print technology with regards to re-search and development projects on printing graphical design, projections about the future were analyzed. In addition, the characteristics of these new techniques were specified as well as describing how the printing process takes place using these tech-niques and determining the features of the designs of the products manufactured with the help of these printing systems.

Keywords: Turkey, Packaging, Packaging Design, Packaging Print Techniques,

(7)

ÖNSÖZ

Bu çalışmada, ambalaj tasarımı ve kullanılan basım teknikleri, tarihiyle birlikte sınıflandırılarak, ambalajda kullanılan malzemeleri inceleyip, tasarım süreci ve bitmiş ürünlerin baskı şekilleri ele alınmıştır.

Çalışma dört bölümden oluşmaktadır.

1. Bölüm’de; Baskı tekniğinin genel tarihi ve gelişim süreçleri ele alınıp

incelen-miştir. Türkiye açısından tarihine bakılıp, ülkemize matbaanın giriş ve gelişme konu-ları araştırılarak yine bu bağlamda ambalaj tasarımının geçmişi, ülkemizdeki durumu araştırılmıştır.

2. Bölüm’de; Ambalajın tanımı, görevleri ve tasarımcıların çalışmalarında neleri

ele alacakları konusunda, dikkat edilmesi gereken hususlar incelenerek aktarılmıştır. Yine ambalaj ve tüketici ilişkisi, ambalajın fonksiyonları, yapısal tasarımları araştırıl-mıştır.

3. Bölüm’de; Ambalajın çeşitleri ve malzemeleri incelenmiştir.

4. Bölüm’de; Türkiye’de ambalaj tasarımı ve baskı teknikleri ambalaj açısından

incelenerek gelecekteki oluşumlar hakkında öngörüler belirtilmiştir.

Bu tezi araştırıp hazırlamamda bana yardımcı olan proje danışman hocam Prof. Selahattin GANİZ’e teşekkürlerimi sunarım.

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... i

ABSTRACT ... ii

ÖNSÖZ... iii

İÇİNDEKİLER ... iv

RESİM LİSTESİ ... vii

1. BÖLÜM GİRİŞ GENEL BİLGİLER 1.1. Baskı Tekniğinin Oluşumu Ve Gelişimi...1

1.2. Türkiye’de Baskının Tarihçesi ...4

1.3. Ambalajın Kısa Tarihçesi ...8

1.4. Ambalaj Tasarımının Tarihçesi ...12

1.5. Türkiye’de Ambalaj Tasarımının Tarihçesi ...14

2. BÖLÜM AMBALAJ HAKKINDA 2.1. Ambalajın Tanımı ve Görevleri ...18

2.2. Ambalaj Tasarımcısı ve Görevleri ...20

2.3. Ambalaj Tasarımında Dikkat Edilecek Hususlar ...21

2.4. Ambalaj, Tüketici ve Ürün İlişkisi ...22

2.5. Ambalaj Tasarımının Öğeleri...23

2.6. Ambalaj ve Tasarımda İşlevsellik ...23

2.7. Ambalajda Yapısal Tasarım ...25

(9)

3. BÖLÜM

AMBALAJ ÇEŞİTLERİ

3.1. Ambalaj Çeşitleri ...28

3.2. Kağıt ve Karton Ambalajlar ...29

3.3. Oluklu Mukavva Ambalajlar ...30

3.4. Plastik Ambalajlar ...31 3.5. Metal Ambalajlar ...33 3.6. Ahşap Ambalajlar ...35 3.7. Cam Ambalajlar ...36 3.8. Alüminyum Ambalajlar ...38 3.9. Etiketler ...39 4. BÖLÜM TÜRKİYE’DE AMBALAJ TASARIMINDA BASKI TEKNİKLERİ VE YENİ OLUŞUMLAR 4.1. Baskı Öncesi ...42

4.2. Ambalaj İçin En Yaygın Baskı Teknikleri ...43

4.3. Baskı Kalıplarının Hazırlanması ...44

4.4. Yüksek Baskı Tekniği ...45

4.5. Tipo Baskı Tekniği ...46

4.6. Tipo Baskı ve Ambalaj ilişkisi ...47

4.7. Flekso Baskı Tekniği ...49

4.8. Flekso Baskı ve Ambalaj İlişkisi ...50

4.9. Litografi (Düz-Ofset) Baskı Tekniği ...51

4.10. Ofset Baskı Tekniği ve Ambalaj İlişkisi ...53

4.11. Tifdruk (Rotagravür) Baskı Tekniği ...54

(10)

4.13. Serigrafi (Elek) Baskı Tekniği ...56

4.14. Serigrafi Baskı Tekniği ve Ambalaj İlişkisi ...58

5. BÖLÜM DEĞERLENDİRMELER 5.1. Ambalaj Baskı Teknolojisinde Geçmişten Günümüze Değerlendirmeler ....59

5.2. Türki̇ye’de Ambalaj Tasarımında Baskı Teknikleri ve Yeni Oluşumlar ...62

5.3. Matbaanın Geleceğiyle İlgili Öngörü ...66

5.4. Sonuç ...69

KAYNAKÇA ...71

(11)

RESİM LİSTESİ

Sayfa

Resim 1.1. 15. Yüzyılda matbaa ve Johann Gutenberg ...2

Resim 1.2. 18. Yüzyıl İbrahim Müteferrika ...5

Resim 1.3. 1960’lar Türkiye’de matbaacılıktan görünüm ...6

Resim 1.4. 1960’lar Türkiye’de matbaacılık ...6

Resim 1.5. 1966, Tipo matbaası ...8

Resim 1.6. İlk ambalajlara örnekler ...8

Resim 1.7. İlk metal ambalajlar ...11

Resim 1.8. 1880 ve 1930’lar arası etiket çeşitleri ...15

Resim 1.9. İhap Hulusi Kulüp Rakısı Etiketi ...16

Resim 2.1. Ambalaj örnekleri ...19

Resim 2.2. Rulo ambalaj örnekleri ...20

Resim 2.3. Bıçaklı ambalaj örneği ...22

Resim 3.1. Ambalaj çeşitleri ...28

Resim 3.2. Kağıt ambalajlar ...29

Resim 3.3. Karton ambalajlar ...29

Resim 3.4. Oluklu mukavva dalga çeşitleri ...30

Resim 3.5. Plastik ambalajlar ...32

Resim 3.6. Metal ambalajlar ...34

Resim 3.7. Ahşap ambalajlar ...35

Resim 3.8. Cam ambalajlar ...37

Resim 3.9. Alüminyum ambalajlar ...38

Resim 3.10. Etiketler ...40

Resim 4.1. Ambalaj repro çalışma örneği ...42

Resim 4.2. Kalıp örnekleri ...44

Resim 4.3. Yüksek baskı sistemi ...46

Resim 4.4. Flekso baskı sistemi ...49

Resim 4.5. Ofset ve Web ofset baskı sistemi ...52

Resim 4.6. Tifdruk baskı sistemi ...54

(12)

1. BÖLÜM GİRİŞ

GENEL BİLGİLER

1.1. Baskı Tekniğinin Oluşumu ve Gelişimi

İnsanlık tarihinin en anlamlı buluşlarının temelini oluşturur. Matbaanın gelişimini hazırlayan iki öncelikli unsur vardır. Bunlar yazı ve kâğıdın icadı olmuştur.

Yazının ortaya çıkışından sonra insan, yazılabileceğini düşündüğü pek çok ma-teryali bu işlem için kullanmıştır. İlk yazı örneklerine Çin’in batısında rastlanır. 8.600 yıllık simgeler, bulunan ilk örneklerdir. Bu yazıları kaplumbağ kabuklarının üzerine çizerek uygulamışlardır. Daha sonra Mısır’da hiyeroglif yazı stili gelişmiştir. Bununla birlikte Mezopotamya’da da çivi yazısı kullanılmıştır. Diğer yazı yazma uygulamaları, kil tabletler, taş, kemik, hayvan derisi, papirüs bitkisinden kullanılan materyallerdir. Üzerine yazı yazmaya en uygun olan kâğıt, ilk olarak M.S. 1. Yüzyılda Çinliler tara-fından üretilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. Kağıdı Akdeniz Bölgesi’ne getirenler Araplar’dır. Parşömene göre fiyatının ucuzluğu ve daha fazla üretim olanağının bulun-ması nedeniyle kâğıt, ülkeye egemen olan Mağribiler yoluyla 11. Yüzyılda İspanya’ya 12. Yüzyılda ise Sicilya üzerinden İtalya’ya girerek 14. Yüzyıl boyunca tüm Avru-pa’da yayılmıştır. (Haviland ve diğerleri, 2006: 256-257)

Matbaanın keşfi kültürel yaşamda yeniliklerin başlatıcısı ve temelidir. Yazı nasıl insanoğlunun düşüncesini somut hale getirmişse kâğıt ve matbaa da aynı şekilde so-mut ve fiziksel olarak görev almıştır. Nesilden nesile geçen bilgi, deneyim ve kültürel birikimlerin taşınması yazı ve baskı tekniklerinin gelişmesiyle çok güçlü bir araç ha-lini almıştır.

Zamanla yazma eserleri elle çoğaltma işi (istinsah) yetersiz kaldığından dolayı bunu hızlandırmanın yolunu düşünenler bazı yollar denediler. Bunlardan bir tanesi

(13)

oyulmuş tahta veya madeni levha yoluyla yazı ve resimlerin grafiklerini çıkartmaktı. Bu yönteme klişe baskı (mühür baskı) deniliyordu. Bu baskı türü yekpare, bir bütün olarak çalışılıyordu. Diğer çözüm ise, ağaç oymacılığı (ksilografi) oldu. Bu yöntem ağaç parçalarını lifleri yönünde yontma işleminden sonra kabartılı kısmın üzeri mürek-keplenerek üzerine kağıt bastırılarak arka yüzüne fırçaya benzer bir nesne sürtülerek uygulanırdı. (Laberre, 2012: 43-44) Aynı tarz yöndem uzun yıllar kullanıldı. Yakın tarihe kadar kurşun harf dizme baskı çeşitleri de bu yöntemlere benziyordu.

Resim 1.1. 15. Yüzyılda matbaa Johann Gutenberg tarafından icat edilmiştir.

Her ne kadar matbaanın Johannes Gutenberg ile başladığı şeklinde bir kanı yay-gın ise de, bilinen ilk baskı Budizm’in Japonya’da yayılmasını sağlayan İmparatori-çe Shotoko (Ölümü M.S. 769) devrine aittir. Bu baskı tekniği Çin’de Tang sülalesi (618-906) zamanında gelişmeye başlamış ve Feng Tao zamanında Konfüçyüs klasik-leri yayımlanmaya başlamıştır. Sung İmparatorları döneminde (960-1279) ilk kez, ayrı ayrı harfler dökerek basma yapmayı, 1041’de Pi Sheng adlı bir Çinli denemiştir. Pi Sheng’in porselenden harfler dökerek matbaanın ilk önemli gelişme adımını başlattığı kabul edilmektedir. (Ersoy, 1959: 10-11)

(14)

Johannes Gutenberg hiç kuşkusuz ki, matbaayı icat etmiş ya da Avrupa’da ilk kez kullanmış kişi değildir. Hollanda’nın Haarlem kentinde 1430’lu yıllarda, Laurens Cos-ter bir basımevi kurmuş ve Gutenberg, basımcılığı CosCos-ter’in çırağından öğrenmiştir. (Kabacalı, 2000: 3) Bir kuyumcu ustası olan Johannes Gutenberg 1400 yılında Al-manya’nın Mainz kentinde doğmuştur. 15. Yüzyılda bu zamana kadar gelişen baskı tekniklerini ve ekipmanlarını eksik bulmuş, o hataları gidererek şimdiki tekniklerin temelini oluşturan tipo baskı sistemini geliştirmiştir.

Gutenberg’in ilk kitabını 1444-1447 tarihleri arasında basmış olduğu sanılmakta-dır. 1456’dan sonra matbaa pratik olarak kitapların çoğaltılması için varlığına gerek duyulan zorunlu bir araç konumuna yükselmiştir. 1454 ve 1455 yıllarında basılan ve İstanbul’u almış olmalarından dolayı Türklere savaş çağrıları yapılan ‘‘Indulgence’’ler ile 1456 yılında basılan “42 Satırlık İncil” Gutenberg’in ve matbaanın ilk ürünlerinden kabul edilmektedir. (Ersoy, 1959: 13-14) Böylece matbaanın Avrupa’da gelişmesi sü-reci başlamış oldu.

1461 Almanya’da, Bamberg’de, 1470’te önce Köln, Augsburg ve Nuremberg’de ardından Ulm, Zübeck, Leipzig’de basımevleri açıldı. İtalya’da ilk matbaa 1465’de Subiaco manastırında kuruldu. Bu matbaayı, 1467’de Roma’da, 1469’da Venedik’te, 1471’de Napoli, Floransa ve Bolonya’da, 1500’den önce Milano ve Ferrera’da açılan-lar izledi. Kısa bir süre içinde İtalya’da 72 matbaa kuruaçılan-larak matbaacılığın en gelişmiş ülkesi durumuna geldi. 1469-70’te Fransa’da, Paris Sorbonne’da ilk matbaayı açan üç Alman, 1473’te Paris’te bir basımevi daha kurdular. Ardından kentte 34 yeni matbaa kuruldu. Hollanda’da ilk basımevleri Utrecht ve Alos’ta 1473’te açıldı. Daha sonra 21 kentte basımevleri kuruldu. Avusturya-Macaristan’da ilk basımevi 1473 yılına tarih-lenmektedir. Bunu 1479’da Prag ve Viyana’da kurulan matbaalar izledi. İngiltere’de ilk matbaa 1474’te Westminster’de, ikincisi de 1777’de Londra’da açıldı. İlk İspan-yol matbaası 1475’te Sevil’de, ilk Norveç matbaası 1656’da Kristiansand’da kurul-du. Amerika’da ise ilk basımevi 1639’da Harward Koleji’nde açılmış, ikinci basımevi 1693’te New York’ta kurulmuştur. (Kabacalı, 2000: 4) 1465-1500 yılları arasında Av-rupa’da 200’ü aşkın matbaa açılmıştır.

(15)

1.2. Türkiye’de Baskının Tarihçesi

Matbaa Doğu’da icat edilmesine rağmen bize Batı’dan gelmiştir. Ve kesin olan şudur ki Gutenberg matbaayı geliştirmiş ve yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Matbaayla Osmanlı Devleti ilk defa azınlıklar aracılığıyla tanışmış ve kurulan ilk resmi matbaa olan İbrahim Müteferrika matbaasına kadar devletin sınırları içerisinde 37 matbaa kurulmuştur. (Baysal, 1992: 70)

Osmanlı topraklarına matbaa, icadından yarım yüzyıl sonra –Rusya’dan yaklaşık yarım yüzyıl önce- 1493 yılında Yahudilerce getirilmiştir. Matbaa artık Osmanlı top-raklarında kullanılmaya başlanmıştır ama uzun süre Yahudi, Rum ve Ermeni cema-atleri içinde dini ağırlıklı eserlerin basımıyla sınırlı kalmıştır. İmparatorlukta Arapça harflerle baskı yapmak yasaktır. İcadını ve yaygın bir şekilde kullanılmasını izleyen on yıllarda Avrupa’nın toplumsal ve kültürel yapısını kökten bir değişikliğe uğratan matbaa, ortaya kitap kültürünü çıkarmıştır. (Türesay, 2004: 36-37) Arapça harflerle baskı sınırlaması, o yıllardaki din kaynaklarının deforme edilebileceği konusunda en-dişelerin olmasında etkendir. Yine binlerce hattat, kaligrafi ve süsleme sanatçılarının kendi piyasalarının etkileneceği konusu da buna ek olarak gösterilebilir.

Yahudiler İstanbul’dan başka Selanik, Edirne ve İzmir’de de matbaalar kurmuş-lardır. Buralarda bastıkları kitapların birçoğu bugün British Museum ve Bibliotheque Nationale’de bulunmaktadır. Bu matbaalarda Yahudiler Arapça ve Türkçe yasaklan-dığı için, İbranice, İspanyolca, Yunanca ve Latince kitaplar basmışlardır. Kitapların çoğu dini konularda olmakla birlikte, içlerinde tarih, gramer ve sosyoloji kitapları da da bulunmaktadır. (Ersoy, 1959: 19-20) 1510-1520 arasında, İstanbul’da dokuz Yahudi basımevi kurulduğu, 16-18. yüzyıllarda Selanik, Halep, Edirne, Şam ve İzmir’de Ya-hudiler ait otuz altı dolayında matbaanın çalışmakta olduğu ve bunların geniş sayılabi-lecek yayın faaliyetinde bulundukları anlaşılıyor. (Kabacalı, 2000: 10)

(16)

Resim 1.2. 18. Yüzyıl İbrahim Müteferrika

Matbaayla ilgilenen diğer azınlık Ermenilerdi. İlk Ermeni matbaacısı Abgar, Ve-nedik’te öğrendiği bu sanatı patrikleri Sebasti Mikael’in yardımlarıyla İstanbul’da 1565’de kurmuştur. Daha sonra Ermeni matbaaları siyasî etkinliklere karıştığı için çoğu kapatılmış, geriye kalanları da 1728’de çıkan yangında ortadan kalkmıştır. (Er-soy, 1959, 20-21) Rumlar ise 19. Yüzyılda matbaa çalışmalarını yeniden canlandırmış-lar, ancak sık sık siyasî etkinliklerde bulunmaları sonucu matbaaları devlet tarafından kapatılmıştır.

1726 yılına gelinceye kadar Türk Matbaası kurulamamış ve ülkemizde Türkçe kitap basılmamıştır.

İlk Osmanlı matbaasının kuruluş tarihçesi, İsveç büyükelçisi Edvard Carleson (1704-1767)’un 20 Temmuz 1735 tarihli raporunda bariz bir şekilde özetlenmiştir. (Duverdier, 1992: 275) Raporun kopyaları Stokholm’deki Kraliyet Kütüphanesi’nde ve İsveç Milli Arşivi’nde bulunmasının dışında 1751 ve 1760 yıllarında bastırılmıştır. Carleson, İsveç Ticaret Odası’nın başkanı von Höpken (1713-1778)’le birlikte İstan-bul’u Mart-Ağustos 1734 ve Mayıs 1735-1746 tarihleri arasında iki defa ziyaret eder. İkinci ziyaretlerinin başında İbrahim Müteferrika onlara matbaasında bastığı 13 ese-ri hediye eder ve ikisi bu kitapları İsveç hükümetine söz konusu raporuyla beraber gönderirler. (Carleson, 1979: 9-12) Mustafa Akbulut tarafından Türkçe çevirisi olarak yayımlanan Carleson’un ‘‘İstanbul’da Bir Matbaanın Kuruluşu ve Şimdiki Durumu’’ ile ilgili Bilgiler başlığı altındaki raporu önce matbaanın nasıl kurulduğu hakkında kısa bilgiler verir.

(17)

Resim 1.3. 1960’lar Türkiye’de matbaacılıktan görünüm.

1726 yılında, içinde bir matbaanın kurulmasının topluma sağlayacağı bütün fay-dalarının etraflıca açıklandığı risâle elden ele dolaşır. Bu risâle tam da zamanında Başvezir (Sadrazam) İbrahim Paşa’nın eline geçer. Kendisi hemen zamanın padişahı Sultan III. Ahmed’e sunar. Padişah bu risâleden memnun kalıp, Şeyhülislâmın da bu konudaki görüşlerini belirtmesini emreder. Şeyhülislâm da bir matbaa kurulmasının oldukça yararlı olacağını bir fetvayla açıklar. Bu arada İmparatorluğun yasalarını en iyi bilenlerden on altı kişiye de danışılmıştır. Şeyhülislâmın yanı sıra onlar da bir mat-baa kurulmasını uygun görür. (Carleson, 1979: 9)

Ve böylece İstanbul’da bir matbaa kurulması için padişah fermanı çıkar. Daha son-raları padişahın kendi eliyle yazdığı bir hattı şerif’le kesinlik kazanır. Bunun üzerine İbrahim Efendi de matbaayı kısa zamanda kurar.

(18)

Makina ve Lâtin alfabesi kalıpları yurtdışından getirtildi. Yalova’da bir kâğıt fab-rikası (Kağıthane-i Yalakabad) kuruldu. 1727 yılı sonlarında matbaa çalışmaya başla-dı. Matbaanın ilk basılan kitabı Vankulu Lügâtı oldu. Ardından tarih ve coğrafyayla ilgili ve sözlük olan 16 eser daha yayımladı. Bastığı toplam eser sayısı 17’yi, cilt sayısı ise 22’yi buldu. (Türesay, 2004: 36-37)

Bu ilk Türk basımevi, -dinsel kitapların basılması kesinlikle yasaklanmış olsa da- aynı zamanda ilk İslâm basımeviydi… (Duverdier, 1992: 275) Müteferrika matbaası, Osmanlı topraklarında değil, bütün İslâm dünyasında bir Yahudi ya da Hıristiyan ta-rafından işletilmeyen ilk matbaadır. (Sabev, 2013: 135-136) Her şeye rağmen Osman-lı’da matbaanın gelişimi için hem toplumsal yapı hem de iktisadi yapı ticarileşmesine hâlâ olanak vermemekte direnmiştir.

“Türk-Osmanlı coğrafyasında, bir Müslüman devletin (Osmanlı Devleti), kendi kültürüne ait ve kendi kültürü için ihtiyaç duyulan eserleri basmak üzere, devletin himayesinde kurulan ilk matbaa” tarifi daha doğru bir tarif olacaktır. (Nuhoğlu, 1999: 223)

Uzun bir “duraklama” döneminden sonra 1820’lerden itibaren basılan kitap sayısı düzenli olarak artırılmıştır. (Babinger, 2004: 98-99) Fakat okuma yazma bilenlerin oranı hayli düşüktür. Matbaada basılan kitaplar estetik açıdan hattatların ve kopyacı-ların elinden çıkan yazmalarla rekabet edecek durumda değildir. Bu şartlardan dolayı matbaacılığın gelişimi 1860’lara, yani gazeteciliğin ortaya çıkışına kadar dayanacak-tır. Ve böylece Osmanlı’da matbaacılığın gelişimi gazeteciliğin ortaya çıkışıyla ya-kından bağlantılı olmuştur. Osmanlı matbaacılığı Avrupa ile rekabet edecek düzeye 1880’li yıllarda kavuşmuştur.

(19)

Resim 1.5. 18. 1966, Tipo makinesi.

1.3. Ambalajın Kısa Tarihçesi

Tarihsel gelişimi içerisinde insanlar, her mevsim gerek duydukları yiyecekleri bu-lundukları ortam şartlarına göre kendileri hazırlamaktaydılar. Başvurulan bu yöntem-lerde ambalaj olgusu bulunmamaktaydı.

Resim 1.6. İlk ambalajlara örnekler.

Tarımın başlamasıyla birlikte (11.000-12.000 yıl önce) tohumların korunması için etkili yöntemlere ihtiyaç duyulur. M.Ö. 5000’lerde Uzakdoğu’da bulunan cam, ilk za-manlarda mücevher olarak kullanılıyordu. Ancak Mısırlılar bu tarihten yaklaşık 1000 yıl sonra kireçtaşı, soda, kum ve silikatın’ı karıştırarak cam ambalaj olan kavanozu keşfettiler. Bunun üzerine Fenikeliler de üfleme çubuğunu icat ettikten sonra camın

(20)

tamamen şeffaf olarak üretimi başlamış oldu. Ortaçağ’a gelinince tahta variller ve pişmiş toprak camın yerini alarak, ürünlerin saklanmasında en sık kullanılan araçlar olmuşlardır. Bu variller sağlam yapılarından dolayı deniz taşımacılığında kullanılmak-taydı. (European Organization for The Packaging and The Enviroment. (t.y.). The His-tory of Packaging. http://www.europen.be/basics/packbasics.html/, (05 Haziran 2013). “İnsanoğlunun kullandığı ilk ambalajlara örnek olarak su kabakları, ağaç yaprak-ları, deri parçaları verilebilir. Malzeme olarak doğayı kullanan insanoğlu tekniğin ge-lişmesi ile birlikte seramik kaplar, ağaç fıçılar, deri keseleri kullanmaya başlamıştır. M.Ö. 1500’lü yıllarda Mısır’da cam endüstrisinin gelişmesi ve buna paralel olarak Mezopotamya ve Anadolu’da seramik konusunda kat edilen mesafeler sayesinde bu bölgede taşıma ambalajları oldukça gelişmiştir. Taşıma yöntemlerindeki gelişmeler ambalajların şekillerini de etkilemiştir. M.Ö. 200’lü yıllarda Çin’de dut ağacından kağıt yapıldı. Daha sonra kağıt yapımı M.S. 750 yıllarında Avrupa’ya ulaştı. Bu dö-nemde özellikle İtalya ve Almanya bu konuda diğer Avrupa ülkelerine göre ilerlemiş-lerdi. Bugünkü anlamda ambalajın ortaya çıkışı 1700’lü yıllarda olmuştur. Bu yıllarda yapılan çalışmalarda ambalajın estetik fonksiyonundan ziyade pratik fonksiyonu öne çıkmıştır. Ambalaj ve standart kavramının farkına varan ilk kişi “Josiah Wedgewood” (1730-1795) olmuştu. 18. Yüzyıl, pek çok açıdan ambalaj için önemli bir dönemeçtir. Ambalajın belli bir seviyeye ulaşması, kâğıt yapım tekniklerinin gelişmesi, litografi-nin bulunması bu yüzyılda olmuştur.” (Ertem, 1999) Hayat şartlarının değişmesiyle özellikle çalışmakta olan kesim, ayaküstü aparatif yiyeceklere yönelmiş ve rağbet eder olmuştur. Bu sebeple ambalaja olan ihtiyaç artmıştır.

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra özellikle Avrupa’da nüfus hızla artmaya başladı. 1960’lı yıllarda yine Avrupa’da hazır gıda (fast food) kavramı ortaya çıktı. 1940’larda dondurulmuş yiyecekler için ambalajlar geliştirildi. 1960’lardan itibaren kullanılmaya başlanan metal kutular, alkolsüz içecek piyasasını oluşturdu. 1952’de aerosol piya-sa çıktı. 1950’lerde ise Alman kağıt üreticileri kullan-at kağıtları üretmeye başladı.

(21)

1961’de bulunan aseptik karton kutular uzun ömürlü sütlerin korunmasında kullanıldı. (European Organization for The Packaging and The Enviroment. (t.y.). The History of Packaging. http://www.europen.be/basics/packbasics.html/, (05 Haziran 2013). Özel-likle 1970-80’lerden sonra teknolojinin de gelişmesiyle ambalajda çeşitlilik artış gös-terdi. Bu gelişme tüketicilerin de bilinçlenmesi ile oldu. Bu olgu da yeni ambalaj tipleri için talep yarattı. Tüm tüketiciler porsiyonluk ambalajlarla tanıştı. İnsanlar istedikleri yiyecekleri belli gramajlarda alma eğilimi göstermeye başladılar. Satış noktaları sayı-ları artarken, ev yerine dışarıda yemek yeme alışkanlığı arttı. Bu gelişme nedeniyle ha-zır gıda uygulamalarında büyüme yaşanırken; üretim teknolojileri ve plastik malzeme-ler yelpazesi de gelişmeye başladı. Geleceğe yönelik varsayımlar, tüketim felsefesinin değişmesi ve çevreye karşı daha duyarlı olmak gibi olguları ortaya çıkardı. 1980’lere gelindiğinde birçok uygulama yasal mevzuatlara dahil edildi. Ambalaj sanayi de bu mevzuatlara adapte olmaya başladı. Avrupa’da ilaç ambalajlarının çocuklar tarafından kolay açılamaması için bazı özel kapaklarla kapatılması zorunlu hale geldi. Ambalajın içerisindeki ürünün muhteviyatı, etiketler üzerinde listelenmeye başlandı. Standartlar belirlendi.”(Arıkan, 2011) Zamanla toplumlar değişmeye, gelişmeye başladı. Algı ve beğenilerinde seçici olan insanlar, endüstriyel tasarımlarda da ilerleme kaydettiler.

“Grafik çizgi kavramı ilk olarak Almanya’da ortaya çıktı. Van De Veldeb 1898’den başlayarak, afişlerden ambalajlara ve Tropon’un tanıtma ilanına kadar kamçı hareket-leri biçiminde dekoratif bir çizgi geliştirdi. Berlin’de kısa bir süre sonra Lucian Bern-hard, Monoli sigaraları için eksiksiz bir grafik çizgi yaratır. (Alain, 2003: 11) Buradan anlayacağımız üzere bu çizgi aynı zamanda yeni bir dönemin başladığının işaretidir. Başka bir deyişle ambalajda tasarım dönemi başlamıştır.

Endüstriyel alanında da tasarım ya da tasarlama fikri, İngiltere’de ortaya atılmış-tır. (Erdal, 2009: 28) 1832’de National Gallery’nin Londra’da kurulması ile başlamak üzere, imalatçılara tasarlama fikrini aşılamak ve alıcının şevkini yükseltmek görevinin daha başından beri güzel sanatlara verilmiş olması dikkate değer bir olaydır. (Read,

(22)

1973: 7) Böylece güzel sanatlar bünyesinde estetik ve beğeni ön plana çıkmıştır. Ta-sarım anlayışına bağlı olarak da ambalajlarda da çeşitlilik ve malzeme değişikliği baş-lamıştır.

Resim 1.7. Metal ambalajlar M.S. 1200 yılında Bohemya’da keşfedildi.

Cam ve ahşap ambalajların 5000 yıllık kullanım süresinden sonra şimdi metal ve kağıt, karton ambalajlar da kullanılır hale gelmiştir.

1823 yılında İngiliz Peter Durand, saç levhadan yapılma ilk metal ambalaj olan “Canister”in patentini almıştır. Çift dikişli üç parçalı teneke kutu 1900 yılında kulla-nılmaya başlanmıştır. (Arıkan, 2007: 6)

Dünya tarihine bakıldığında sürekli değişim içinde olan ambalaj, bundan sonraki gelişim sürecinde kağıt ve karton kutular olarak yerini aldı. Ardından plastik ambalaj-lar devreye girdi. Bugün ambalaj sektöründe her türlü malzeme kullanılır hale gelmiş-tir.

Bu sebeple ambalaj sanayinde sürekli değişimler yaşanması kaçınılmaz olmuştur. Daha ileriki yıllar için bu sektörde çalışan endüstriyel ambalaj tasarımcıları, grafik tasarımcılar ve ambalaj sanayicileri gelecekteki koşullar, gereksinimler ve tüketim pa-zarları için yenilikler sunmak zorundadırlar.

(23)

1.4. Ambalaj Tasarımının Tarihi

İnsanoğlu varolduğundan beri bir çok konuda koruma ve saklama endişesi ile bir-likte olmuştur. Kimi zaman üşüyen vücudunu korumak amacı ile bulduğu şeylerden giysiler yapması, kimi zaman ise ürünlerini sonraki bir tarihte kullanmak amacı ile saklaması şeklinde ortaya çıkmıştır. Başlangıçta sadece koruma ve sonraları ise taşıma ihtiyacından ortaya çıkan ambalaj, ticaret ve rekabetin gelişmesiyle bir kimlik ileti-şim görevini de üstlenmiştir. (Uçar, Yayınlanmamış: 4) Böylece ambalajda reklam ve ürünlerin bilgilerinin bulunduğu devir başlamıştır.

Gelişmelere tasarım açısından baktığımızda malzemeler ve ürünler arasında ilginç iletişim görülmektedir. Ambalaj üzerindeki resim, grafik ve tarz, açık ve tatmin edici bir şekilde değişik zamanlarda tüketicinin talep ve eğitilimlerini gösterir.

Her dönem, ambalaj tasarımı konusunda avant-garde, çığır açıcı, yenilikçi, öncü ürünün kimliğine yönelik birtakım özellikler içerir. Bu özellikler genel olarak yaşam zevki ve anlayışıdır. Endüstriyel ambalajlar çağdaş toplumlarda olduğu gibi mekanik olarak yeniden üretilebilme şansından yoksundur. Bunlardan en çarpıcı örneklerden biri, Fransa’da Dom Perignon tarafından üretilen ve üzümlerin yetiştirildiği yörenin adıyla anılan, “Şampanya”nın şişelenmesi sırasındaki gelişmedir. Bu gelişmeyle birlik-te 1700’de basınç altında şişelenmesi gereken şampanya için formu daha öncekilerden biraz farklı ve basınca dayanıklı ilk şampanya şişesi üretildi. (Uçar, Yayınlanmamış: 2)

Kâğıt tekniği 1867’den sonra geliştirildi. Ticari kâğıt torbalar ilk zamanlar bris-tolden üretiliyordu. 1852 yılında Francis Wolle Amerika Birleşik Devletleri’nde çanta yapma makinesini icat etti. (Ohio State Universty Fact Sheet (t.y.). A History of Pac-kaging. http://ohioline.osu.edu/cd-fact/0133.html (25 Mart 2014) Ve teknolojik olarak sistemli bir şekilde yapışkanlı torbalar üretilmeye başlandı. Bu gelişmeyi takiben am-balajda tasarım yönü de kullanılmaya başlandı.

(24)

1905 yılından itibaren otomatik makinelerde in-line baskılı kâğıt poşetler üretil-meye başlandı. İlk ticari karton kutu ise 1817 yılında İngiltere’de üretildi. Oluklu ka-ğıt ambalajları ise 1850’lerde ortaya çıktı. 1900’lere gelindiğinde ise ahşap kasalara karşı oluklu mukavva kutuları yerini almaya başladı. Kâğıt ve karton ambalajın 20. Yüzyılda popüleritesi arttı. 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başlarında plâstik ambalajın gelişiyle birlikte, çeşitlilik iyice arttı. (Ohio State Universty Fact Sheet (t.y.). A History of Packaging. http://ohioline.osu.edu/cd-fact/0133.html (25 Mart 2014) Tasarımcıla-rın da öneminin bir kez daha ortaya çıktığı görüldü. Ülkemizde ambalaj tasarımları tüm dünyayla rekabet edecek düzeyde ve bu alandaki gelişmeler oldukça ümit verici olmuştur.

Cam şişelerin evlere girmesiyle birlikte pazarlarda kullanılmaya başlanması 1700’lerden sonra denk gelmiştir. 1800’de Jacob Schwepp Bristol’de cam şişelerde maden suyu üretilmeye başlandı. 1890’da Amerika da gelişmelerden payını Coca Cola’nın şişede satılmasıyla almış oldu. Ardından Pepsi Cola onu takip etti. Auguste de Heine ve Peter Durand metal levha ile ürettikleri “cans” denilen teneke kutu için patent aldılar. Bu buluş gıdaların uzun süre saklanmasını sağladı. Böylece konserve endüstrisi gelişti. 1907’de ise mayonez, cam kavonozda satılmaya başlandı. Kâğıt ise baskı tekniklerinin gelişmesiyle hemen hemen her ambalajda kullanılır oldu. Bura-dan doğan ikinci ambalaj ise etiket oldu. Baskının gelişimi ve kağıdın baskı kolaylığı sayesinde, ambalajın da önemli bir tanıtım elemanı olduğu fikri yaygınlık kazandı. Ambalajların iletişim ve işlevinin yanı sıra bir de kimlik kazandıran bir yönü olduğu ortaya çıktı. Ayrıca 1825’den itibaren maden cevherinden alüminyum ayrıştırılarak ve incelme özelliği kullanılarak çeşitli malzemelerle kombinasyonları yapılarak yeni yeni ambalaj çeşitleri ortaya çıktı. Örneğin kâğıt ve alüminyum birlikte kullanılarak içinde-kini havadan yalıtan, bayatlamasını önleyen, sıvılar için bile kullanılabilen ambalajlar denenmeye başlandı. Ambalajlar üzerindeki grafik sunum daha da pratik, daha bir ko-lay oldu. Eş çizgiler veya gölgelendirme harflere üç boyutluluk kazandırdı. 1900’lerin başında ise geliştirilen fotoğraf tekniğinde kullanılmak üzere, selüloz asetat üretildi.

(25)

Bu buluştan sonra 1924’de Amerika’da Dupont tarafından üretilen polystren, yine Dupont tarafından üretilen naylon, polykarbonat, polypropylene PET gibi malzemeler izledi. (Uçar, Yayınlanmamış: 1)

Ambalaj grafiği, grafik tasarımın özel bir uzmanlık dalıdır. Birçok tanıtım kurulu-şunda, ambalaj konusunda uzmanlaşmış ve deneyim kazanmış tasarımcılar görev alır. Ambalaj üretimi, dikkat isteyen, pahalı bir iştir. Teknik bir yanlışlık, büyük zararlara mâlolabilir. (Becer, 2009: 205) Çünkü yapılan işlerin zaman ve malzeme yönünden kaybı olur. Özellikle kullanılan kalıp ve filmler oldukça pahalı olması, bozulan mal-zemelerin geri dönüşümünün sorunlu olmasından dolayı yapılacak olan grafik hataları firmalara zararlar açabilir.

Tüm bu gelişmeler grafik tasarımın önemini bir kez daha göstermiştir. Ambalaj ta-sarımcıları tarafından tasarlanan ürünler, tüketiciyle iletişim kurma rolünü üstlenerek, modern reklâmcılığın ilk dönemlerinden bu yana; “şaşırtmak”, “baştan çıkarmak”, “ikna etmek” ve “”bilgi vermek” işlevlerini yerine getirmek olmuştur. Günümüzde tüketilen ürünlerin ambalajları estetik görünümleri ve şık tasarımlarıyla tüketicilerde olumlu duygular uyandırmaktadır.

1.5. Türkiye’de Ambalaj Tasarımının Kısa Tarihçesi

Dünyada artan rekabet ve gelişen alışveriş imkânları tüm markalar için farklılaş-mayı zorunlu hale getirmiştir. Özellikle hızlı tüketim ürünleri alanındaki markalar için ambalaj tasarımı farklılaşma için önem kazanmıştır.

Tüm alanlarda olduğu gibi ambalaj tasarımında da gelişim süreci ülkedeki sana-yi ve perakendeciliğin, tüketen toplumun gelişmesiyle paralellik gösterir. Bu durum Türkiye için de aynıdır. II. Dünya Savaşı’nın bitişiyle yaşanan ekonomik ve sosyal gelişme, bir çok kaynakta sanayi, üretim ve tüketimin gelişimi ile beraber anılmakta-dır. Bütün bu değişim ve oluşum II. Dünya Savaşı bitiminde tasarım açısından dönüm

(26)

noktası olmuştur. Türkiye dünya savaşına doğrudan katılmadıysa da ambalaj tasarımı çalışmaları açısından ülkenin en erken dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemde elle üretimin ve paketleme yaygındı. Kısıtlı baskı teknikleri ve ambalaj malzemeleri, satın alınan ürünleri saklama, koruma ve satış noktalarına ulaştırma gibi temel fonksiyon-ları üstlenmiştir. Bu dönemde Tekel için alkollü içecek ürünleri tasarımfonksiyon-ları yapan İhap Hulusi Görey döneme damgasını vurmuştur. (Irmak, 2012: 84) Asıl olarak ambalajda tasarım anlayışı 20. yüzyılın başlarında toplumların gelişmesi ve bilinçlenmesiyle bir-likte, ürünlerin kimlik, tanıtım, bilgilerin ürünler üzerinde verilmesiyle başlamıştır.

Resim 1.8. 1880 ve 1930’lar arası etiket çeşitleri.

1960’lı yıllarda Türkiye’deki ambalaj malzemeleri kâğıt, karton, selofan, cam ve ahşaptan oluşuyordu. İhracatta tahta kutu ve sandıklar ile jüt çuvallar kullanılıyor, bunların dışındaki ambalajlar maliyeti artıran lüks malzemeler olarak görülüyordu. 1970’li yıllarla birlikte ambalaj sanayinin özellikle de ihracattaki önemi kazandı. Ül-kemizde de 1977 yılında Ambalaj Araştırma Merkezi’nin kurulması çalışmaları başla-dı. Türkiye’ de ambalaj sektörünün ilk gelişimi teneke kutu dalında oldu. Bu dönemde ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında yalnızca ambalaj üreten işletmeler kurulmaya başladı. Teneke kutu alanında yaşanan bu gelişme daha sonra karton ambalaj ve plastik ambalaj alanlarına da yayıldı. 1980’li yılların başında ise ülkemizde ilk kez pet şişe üretilmeye başladı. Su ambalajlama-da kullanılmaya başlanan pet şişeler çok kısa süre içinde sıvı gıambalajlama-da maddelerinin am-balajlanmasında yaygın halde kullanılır hale geldi. Yine 1980’li yıllarda ithal edilen alüminyum kutu ülkemizde de üretilmeye başladı. Seka’nın 1954 yılında İzmit

(27)

tesis-lerinde ilk oluklu mukavva fabrikasını işletmeye açması ile gerçekleşti. Özel sektör 1960 yılından sonra oluklu mukavva yatırımına ve üretimine ilgi duymaya başladı. Türkiye oluklu mukavva sanayin en hızlı gelişme dönemi 1981–1995 yılları arasın-da oldu. (Türkiye’de Ambalaj. (t.y.) http://www.ambalajsektoru.com/ambalaj-sektoru/ turkiye-de-ambalaj.html. 27 Mart 2014).

Resim 1.9. İhap Hulusi Kulüp Rakısı Etiketi.

Aynı tarihler içerisinde plânlı ekonomiye geçiş ve sanayileşme, yerli firmalar için hızlı tüketim ürünlerine yönelik dışa kapalı piyasa koşullarını ve talep yoğun bir paza-rın oluşmasını sağlamıştır. Bu talepler neticesinde yaşanan ürün çeşitliliğindeki hızlı artış ambalaj tasarımının da önemini ortaya çıkarmıştır. Tekniklerin 1960 ve 1980 yıl-larında henüz gelişmemiş olması ambalaj tasarımında daha çok illüstrasyon anlatımla-rı kullanılmıştır. Çalışmalaanlatımla-rın bir çoğu yurt dışından örnek alınmıştır.

1980 sonrası perakendeciliğin gelişmesi, marketlerin yaygınlaşması, dışarıdan ürünlerin gelmesi ve piyasa koşullarının da buna etkisi sebebiyle, ürünler raflarda ye-rini almaya başlamıştır. Markalar için farklılaşma sebebi ile raflarda görünür olma ambalaj tasarımı açısından önemsenmiştir. 1995 sonrası başlayan Gümrük Birliği An-laşması ile Avrupa Birliği ve Türkiye arasında mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı başlamıştır. Tüm bu gelişmeler firmaların ihracata yönelmelerini olanaklı kılmıştır. Aynı dönem içerisinde komşu ülkelerde yaşanan gelişmeler de yerli firmaların

(28)

ihra-cata yönelmelerini artırmıştır. Ortaya çıkan rekabet sebebiyle ülkemizde hızlı tüketim ürünleri alanında çalışan firmaların tasarıma önem vermeleri kaçınılmaz olmuştur. (Ir-mak, 2012: 86)

Bütün bu gelişmeler neticesinde ambalaj tasarımında uzmanlaşmış tasarım ofis-leri açılmaya başlanmıştır. Günümüz Türkiyesi’nde oldukça başarılı tasarım firmaları bulunmaktadır. Bilinçli ve eğitimli tüketicilerin, dolaylı yollardan da olsa satın alma reflekslerine bağlı olarak ambalaj tasarımcılarını geliştirmektedir. Tüketimlerdeki sür-dürebilirlilik ve ürünlerin tutundurma çalışmaları, rekabetin artmasıyla yine grafik ta-sarımcıların yapacağı başarılı çalışmalara bağlıdır.

(29)

2. BÖLÜM

AMBALAJ HAKKINDA

2.1. Ambalajın Tanımı ve Görevi

Ambalaj kelime olarak dilimize Fransızca “amballage” kelimesinden geçmiştir. Türk Dil Kurumu Türkçe sözlüğü ambalaj kelimesini, “Eşyayı sarmaya yarayan kâğıt, tahta, plastik madde gibi malzeme” olarak açıklamaktadır. Ambalaj ayrıca “Bir malı taşıma, depolama ya da satışa hazırlama teknolojisi ve sanatı” diye tanımlanmıştır. (Uçar, 1994: 161) Sözlük ve ansiklopedideki anlamı, “bir malı taşıma, depolama ya da satışa hazırlama teknolojisi ve sanatı” olarak tanımlanır. (Britanica, 1990: 551) Tek-nik açıdan, ürünün depolanma ve taşınma özellikleri göz önüne alınarak, en elverişli malzeme seçilmesi ve belirli şekil verilmesi suretiyle en ucuza ve tüketici ihtiyaçlarını karşılayarak, paketlenmesi, sarılması işlemidir.

Ambalajlamada ana malzemeler doğrudan kullanıldığı gibi zaman zaman birbir-leriyle bağlanarak ya da iki yüzeylerine kaplama yapılarak fleksibıl ambalaj olarak da kullanılabilirler. Kullanılan ambalajlama teknikleri ve hangi çeşit ambalajın daha çok tüketildiği, ülkelerin medeniyet seviyelerini de ortaya koyan ayrı bir unsurdur. Ayrıca son yıllarda geri dönüşüm tekniklerinin de gelişmesiyle, geri dönüştürülebilen amba-laj çeşitlerinin kullanımında bir artış görülmektedir. (Demircioğlu, 2003) Görevleri açısından ambalajın toplumların gelişmesiyle, ihtiyaçların doğmasıyla ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte değişimler göstermektedir.

Genel hatlarıyla ambalajın işlevlerini şu şekilde sıralayabiliriz;

• Koruyuculuk fonksiyonu: Mamülün çarpma, ıslanma, zedelenme gibi fiziki

bakımdan olduğu kadar diğer yandan da mamulün kalitesinin bozulmaması, örneğin ekşime, bozulma, çürüme vs. gibi kimyevî koruma fonksiyonunu içine almaktadır.

(30)

• Taşıma fonksiyonu: Ambalajın taşıma fonksiyonu kendisini mamulün mekan

faydasını artırma şeklinde gösterir. Taşıma masraflarını minumumlaştırabilmelidir.

Resim 2.1. Ambalaj örnkeleri.

• Kantite fonksiyonu: Ambalajın büyüklüğü ile olan sorun olup, bilinen iktisat

ilkesine göre, ambalajı yapılan paket ne kadar büyük olursa, örneğin 1 kg. veya 100 kg.’lık paketler, ünite başına ambalaj masraflarının düşeceğidir.

• Bilgi verme fonksiyonu: Tüketici ile ambalajı yapılan mamül arasında bir bağ

kurabilmek ancak ambalajın bilgi verme fonksiyonu sayesinde mümkündür. Bu da etiketler veya ambalajların üzerindeki yazılı bilgilerden meydana gelmektedir.

• Reklâm fonksiyonu: Müteşebbisin ambalaj üzerinde reklâm yapmaktan amacı,

malına karşı ilgi uyandırmak, duyulan ilgiyi artırmaktır. Paketin üzerinde yer alan her bir renk belirli bir tüketici kitlesine hitap etmektedir. Renk yanında ambalajın üzerine konacak grafik, yazı ve resim de bir reklâm unsurudur. Diğer ambalajın elde taşınması da reklâmını yapar.

• Görsel fonksiyonu: Ambalajların üzerinde kullanılan ürünlerle ilgili resimler.

(Çakıcı, 1987: 23-30)

Üretilen her ürünün üretim yerinden satılacağı yere kadar yapacağı yolculuk sıra-sında kolay ve ucuz taşınarak zarar görmemesi gereklidir.

(31)

Teknik olarak incelendiğinde ambalaj; sadece koruma değil ürünün dayanıklılığını artıran bir araçtır. “Bir diş macunu eğer onu saran ambalajı olmasa kullanılabilirlili-ğinden çok şey yitirirdi.” (Duran, 1997: 2) Bu sözle Duran, ambalajın aynı zamanda işlevselliğine değinmiştir. Koruyuculuk ve işlevsellik adeta bir bütündür.

Resim 2.2. Rulo ambalaj örnkeleri.

Depolama ve taşıma sırasında oluşan maliyet kayıpları dikkate alındığında, am-balaj doğru tasarımlandığında kârlılık içinde değerlendirilebilir. Taşıma satış ve satış sonrası kullanımı ile ürünü ticari bir değer haline getiren ambalaj, teknik kapasitesi kadar pazarlama içindeki işlevi ile de çok önemli görevler üstlenmiştir. (Ertem, 1999) Mamüllerin üç boyutlu tasarımından yola çıkılarak yapılan çalışmalarda daha sonraki aşamalar olan malzeme seçimi, taşıma, depolama, saklama koşulları önceden değelen-dirilmelidir. Aksi takdirde beklenmedik aksaklıklarla karşı karşıya kalınabilir.

2.2. Ambalaj Tasarımcısı Ne Yapar?

Ambalajlı bir ürün, bir kitap veya ekran tasarımıyla aynı doğrultuda düşünülemez. Ambalajın tasarımını yaparken rafta dikkati çekecek şekilde, çalışılmalıdır. Aynı za-manda kabul edilebilecek kadar da belli belirsiz olmalıdır. Ambalaj tasarımının amacı genellikle bu iki şartı yerine getirmek, satışı sağlamak ve alıcının sahip olmaktan gurur duymasını sağlamaktır. (Ambrose ve Harris, 2013: 184)

Ambalaj tasarımcıları ilk önce beceri ve deneyim birikimi edinmeleri gerekir. Bu deneyimler pazarlama ve ambalajla ilgili konuların tümünü kapsar. Ambalaj

(32)

tasarı-mında ürün konumlandırma, baskı öncesi hazırlıklar, baskı süreci ve teknikleri, amba-laj malzemeleri ve makine parkurları hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Ambaamba-laj tasarımı, tasarımcılara üç boyutlu çalışma şansı verir. Bu, tamamen farklı ve yeni bir sayfa düzeni tasarımı anlayışı gerektirir.

Tasarımcılar yaşam tarzlarındaki trendlerden teknik gelişmelerdeki yeniliklere, kitle dağıtım sistemlerindeki değişikliklerden kanuni konularda ambalaja ilişkin dü-zenlemelere kadar bir sürü konuda kendini güncel tutmak zorundadır. Ayrıca tasarım aşamasında ambalaj hazırlığıyla ilgili işi herhangi bir noktasında problemlere karşı çözüm üretmek zorundadır. Bunlar; kompozisyon, tasarım, logo tasarımı, renk, yazı karakteri ve tipografi, fotoğraf teknikleri ve illüstrasyon stilleri gibi baskı ve yapımla ilgili konuları kapsar. (Meyers ve Lubnier, 2004: 87-88)

Sonuç olarak ambalaj tasarımcıları kendi alanlarında, ayrıca genel olarak entelek-tüel ve teknik donanım açısından projenin başarısı için eğitimli, tecrübeli olmalıdırlar.

2.3. Ambalaj Tasarımında Dikkat Edilecek Hususlar

Bir ürün için yeniden yapılan ambalaj araştırılırken, eski ambalajlar da her zaman araştırmaya dahil edilmelidir. Yeni tasarlanan ambalajların tüketiciler tarafından eski ambalajları kıyaslamalarından kaçınılmalıdır.

Tüketicilerin ambalaj tasarımlarını doğrudan değerlendirmeye teşvik edilmeme-leri gerekir. “Bu rengi nasıl buldunuz?” veya “Hangi tasarımı tercih edersiniz” türü sorular tüketicilere hiçbir zaman yöneltilmemelidir. Bu tür sorular gerçek satın alma niyetini ortaya çıkarmaya yaramaz ve ambalaj üzerindeki marka ve ürün mesajları-nın hedefe uygun olup olmadığını ölçmezler. Bu tür sorulara verilen cevaplar yanlış yönlendirici olacaklardır. Çünkü soru sorulan denekleri tasarımcı rolüne bürünmeye zorlar. Sorular her zaman ürün yönelik olarak ifade edilmelidir ki, verilen cevaplar ambalajın istenen ürün özelliklerini aktarmakta veya istenen pazarlama stratejisini

(33)

desteklemekte yeterli olup olmadığını belirtsin. (Meyers ve Lubnier, 2004: 145-146) Şunu hiçbir zaman unutmayalım, tüketiciler bizlere asla son karar baskısı yapmamalı-dır. İşin başında bizim olduğumuzu ve bu konuya hakim olduğumuzu hissettirmemiz gerekir. Ürünün değerlendirilmesinde markanın hangi yöne hareket edeceğini bizim tayin edebilmemiz gereklidir.

Resim 2.3. Bıçaklı ambalaj örneği.

Ambalaj tasarlarken dikkat edeceğimiz hususlar; ürünün niteliğine göre doğru madde seçimi, maliyet ve üretim hesaplamaları, malzeme seçiminde çevre dostu ürün kullanımı, ürünün raf ömrü, ambalajın nasıl doldurulacağı ve ambalaj makinasının teknik özelliklerinin bilinmesi, seçilen malzemelerin hangi baskı tekniğine uygun ol-duğunun bilinmesi, ürünün satış fiyatının bilinmesi ve son olarak ilgili yönetmeliklerin takip edilmesi gereklidir. (Erdoğan, 2013: 118) Ambalajımızın ne yönde konumlana-cağı bizim vizyonumuz ile yakından ilgilidir. Bu sebeple de ambalaj tasarımcılarının tecrübeli olmaları gerekmektedir.

2.4. Ambalaj, Tüketici ve Ürün İlişkisi

(34)

alım yapmasına ikna eder. (Erdal, 2009: 29) Ambalajlarda ilk göze çarpan resimleri, illüstrasyonları ve diğer görsel ikonlardır. Hepimizin bildiği gibi görsel içeren tüm ma-teryallerin ilgi odağı ilk önce resimleridir. Ardından metin kısımları gelir. Bu sebeple ambalajların da tüketiciler üzerindeki etkisi görsel açıdan çok önemli ve etkilidir.

Ambalaj üzerindeki her şey tüketiciye ürün imajıyla ilgili bir iletişim amacı sağlar. Ambalaj formu tüketicinin algılamasını etkileyecek, duygularına hitap edecek, tüketi-ci henüz etiketi okumadan veya ürünü görmeden önce ürün için bir istek yaratacaktır.

İşte bu boyutta ambalaj ürünün kendisidir. Ambalaj pek çok algılamaya yol açar:

1. Karton kutu veya plastik kap içinde dondurma, katlama karton kutudan daha farklı bir kalite duygusu uyandırır.

2. Karton kutuda satılan pirinç, naylon poşette satılan pirinçten farklı bir imaj sağlar.

3. Kısa boylu şişman şişede satılan bira ile uzun boyunlu zarif bir şişedeki bira hatta özel tasarımlı şişede satılan bira farklı tip biraları ifade eder.

4. Kartona yapışık plastik korumalı blister ambalajda bir ruj, folyo kaplı karton kutuda satılan rujdan farklıdır.

5. Kadife kaplı bir kutuda teşhir edilen bir saat, aynı saatin plastik kutuda sunul-masından farklı bir parasal değeri iletir.

6. Keten bir torba içinde sunulan bir kemer, bir askısında teşhir edilen kemerden farklı bir dünya görüşüne işaret eder.

7. Yanları dikey inen şişelerdeki şaraplar Fransız veya İtalyan şaraplarını tanımlar; şişman çan şeklindeki şişeler Portekiz şarabını, uzun ve boyuna doğru incelen şişeler ise Alman şarabına özgüdür. (Meyers, - Lubnier, 2004: 23)

Buradan da anlayacağımız üzere ambalajların kendine özgü yapısal formları var-dır. Hatta ambalajların üzerlerindeki logo veya ikonların bulunmaması durumunda

(35)

bile tanınmaları mümkündür. Bir başka açıdan ambalajların hangi ülkelere ait olduk-larını ayırt etmemiz mümkün olabilmektedir. Ambalajların dış görünüşleri tüketiciler tarafından ürünleri algılamalarını sağlayabilmektedir.

2.5. Ambalaj Tasarımının Öğeleri

Grafik tasarım; ticaret ve sanayi alanlarındaki uygulamalı sanatlar alanı olarak Av-rupa’da 20. yüzyılın arifesinde, dekoratif sanatların yenilenmesiyle doğdu. 1990’larda olgunluğa erişti. (Weill, 2012: 11-12)

Görsel iletişim şeklinde oluşturulmuş mesajların işitsel iletişimden belirgin bir farkı kalıcılığıdır. Bu anlamda tasarımda görsel unsurlar bir bütünlüğe sahip olmalıdır. Yaratıcılık başta olmak üzere, tüm bunları yaparken, tasarlarken grafik tasarım ilke ve elemanları tasarımcıya yol gösterirler. Grafik tasarımın ürünü meydana getiren kullan-dığımız bazı temel öğeleri vardır. Bir görsel çalışma oluşturulurken farkında olarak veya olmayarak bir takım kurallardan, ilke ve elemanlardan yararlanır. Bunlar; Çizgi, Ton, Renk, Doku, Biçim, Ölçü ve Yön’dür. (İncearık, 2012: 19-20)

Başarılı bir tasarımcı olabilmenin önemli koşullarından olan, tasarımın ilkeleri ve bunların gerekliliği konusunda bilgi sahibi olmalıdır.

2.6. Ambalaj ve Tasarımda İşlevsellik

Ambalajın esas işlevlerinden biri de ürünü korumak ve taşınabilirliliğini sağla-maktır. Bu esas işlev için maliyet etmenleri koşullara bağlı olarak zaman zaman göz ardı edilebilir. Ambalaj maliyetlerinin tüm ürün karması içinde ne şekilde dağıtılması gerektiği, önemli bir tasarım yönetimi kararıdır. Ambalaja, toplam maliyetin mümkün olan en büyük payını ayırmak, genelde akılcı bir tutumdur. Bunun nedeni dağıtım aşa-ması maliyetlerinin asgari düzeydeki maliyetler olaşa-masıdır. (Ertem, 1999)

Ambalaj biçimsel olarak tasarımlarda da ürün değerine katkıda bulunarak kul-lanma rahatlığı sağlar. Bu da satışların artmasına sebep olur. Ağır ve büyük ürün

(36)

am-balajlarına sap, gereken hallerde de tekerlek takılması ile ambalaj daha fonksiyonel hale getirilebilir. Tüm bu çalışmalar tüketiciye kullanım kolaylığı sağlayacağı ve tü-ketici tatmini yaratarak satın alma alışkanlığı doğuracağı gerçektir. Ambalajın işlevi de ürünün bozulmasını engellemektir. Tüketim ürünlerin, özellikle gıda maddelerinin ambalajlanmasının tek amacı ürünü fiziki hasardan korumak değildir. Ambalaj bu tür ürünleri organik değişimlere uğramaktan yani ürünün şekil, renk, tad koku ve gevrek-lik gibi özelgevrek-liklerinin bozulmasına karşı da korumalıdır.

Ambalajda görsellik unsurları yani grafik tasarımı, rengi, baskısı, şekli; ambalajı tasarlayan endüstriyel tasarımcısı, ambalajı üreten firma ve ambalajı piyasaya süren marka sahibinin güçlü bir biçimde ortak çalışması gerekir. Tasarım aynı zamanda o ürünün kimliğini belirlediği için tasarımın verdiği mesaj çok önemli. Yapılan araştır-malar, ambalaj tasarımının, grafiksel ve şekil yönünden başarıya ulaşması tüketicilerin satınalma davranışları üzerinde olumlu yönde etkili olduğu bilinmektedir. Özellikle tüketicilerin bir ürünü hatırlamasını en yüksek düzeye çıkarmak, yapılan grafik tasa-rımla mümkün olabilmekte. (Tüzel, N. 2012: 42-43-44)

Bu sebeple gerek ambalaj üreticileri ve ambalaj tasarımcıları, gerekse endüstriyel ambalaj tasarımcılarına oldukça fazla yük düşmektedir. Çünkü dünyada ve Türkiye’de süpermarketlerden alışverişin, ayrıca plânsız anlık verilen alışveriş kararlarının artma-sı ile birlikte ambalajın önemi artmaktadır. Doğan rekabetten dolayı tüm tasarımcılara önem verilmektedir.

2.7. Ambalajda Yapısal Tasarım

Yapısal tasarım farklı ambalaj türlerini barındırır. Bugün herhangi bir süpermarke-ti ziyaret edin. Burada paketleme biçimlerini çok çeşitli biçimlerde göreceksiniz. Kimi dik, kimi ise yatay pozisyonlardadır. Bunların bazıları şekil, yüzey ve renk açılarından çeşitli formlarda dizayn edilmişlerdir. Bunun için icat edilmiş ambalaj ve paketleme çözümleri, ürün yelpazesini koruma, pazarlama ve tanıtma adına yapılan tasarımlar-dan oluşmuştur.

(37)

Bu tasarım çeşitleri uzman tasarımcılar tarafından üç boyutlu olarak çalışılır. Müş-terilerin ihtiyaçlarına ve sorunlarına tüm detaylarına kadar hakim olmaları ve çözüm odaklı çalışma yapmaları gereklidir. Burada tasarım yapılırken ulaşım, depolama, ürün işleme, pazarlama, görünüm, doldurboşaltma kolaylığı, hammadde temini ve ma-liyetler gibi hususlar gözden kaçmamalıdır. Yapısal tasarımı etkileyen faktörler, mal-zeme seçimi, üretim süreçleri, tüketici davranışları ve baskı teknolojileridir. Sonuçta tüketici ihtiyaçlarına hitap edecek ambalajı üretmek için, marka yöneticisi, pazarlama ekibi, tasarım ekibi farklılaşma adına çalışıyor olmalıdırlar. Ambalaj teknolojisi her zaman üretim ve paketleme ile birlikte lojistik uygunluğu da gerekmektedir. (Calver, 2004: 70)

2.8. Ambalaj Tasarımında Malzeme Seçimi

Ambalaj malzemeleri farklı farklı türlerde olduğu için çeşitlilik gösterirler. Bü-yüklük veya küçüklük gibi. Yine aynı ağırlıkta iki ürün ambalajı değişik ölçülerdeki kolilere girebilir. Bunun sebebi ise ambalajların hacim farklılıklarıdır. Burada devreye endüstriyel tasarımcılar girmektedir. Üç boyutlu tasarımlar yapılırken, içine girecek olan ürünlerin ağırlıkları diğer rakipleriyle aynı olmasına rağmen şekil-biçim değişik-likleri açısından kapladıkları alan değişebilir. Örneğin, Trakya Birlik litrelik yağı ile Kristal iki litrelik zeytinyağının plastik ambalajları aynı gramajda olmalarına rağmen tasarım farkıyla daha değişik kolileme ihtiyacı doğurabilir. Yine aynı örneği, biri plas-tik, diğeri teneke olan ambalajlara konduğunda da görebiliriz.

Alanlarına göre ambalajların ana malzemeleri; kâğıt (torba, poşet, kraft kâğıdında torba, sargılık kâğıtlar, zarf, v.b.), karton (kutu ve baskı), oluklu mukavva (kutu), me-tal (konserve kutusu, aerosol kutuları, varil, kapak, alüminyum kutu, levha ve folyo), fleksıbıl ambalajlar (OPP, BOPP ve Cast PP filmler, PVC, PE ve BOPET film, bunların kâğıt ve alüminyum folyo ile laminasyonları, metalize filmler, bunların üzerinde baskı bantları), aseptik dolum yapılan karton kutular, etiketler, sert plastik ambalajlar (plas-tik şişe, kapak, IBC, varil, bidon, kap, damacana, levha, kutu), dokuma örme çuvallar, ahşap kutu, sandık ve paletler şeklinde materyallerden oluşmaktadır. (Ambalaj Dün-yası, 2013/151. ASD Hakkında. s.6)

(38)

Ambalaj malzemeleri kullanım alanlarına göre değişiklik göstermektedir. Mesela, çikolota, konserve, şarap, ihracat için bira, çeşitli margarin, peynir, tereyağı, çeşitli tekstil ürünleri, ayakkabı sanayi, kimya sektöründe boyalar, elektrik-elektronik eşya-lar, kozmatik sektörü, vs.’de kâğıt-karton, plastik, cam, teneke gibi materyallerden yararlanılabilir. (Çakıcı, 1987: 101) Çakıcı’nın da belirttiği gibi ambalaj malzemeleri ürünlere ve tasarım şekillerine göre farklılık göstermektedir. Özellikle son yıllarda ambalaj malzemesi çeşitliliği artmış durumda. Ayrıca plastiğin çabuk şekil vermesi ve değişik materyallerle lamine edilebilmesi bu çeşitliliğe zenginlik katmıştır.

(39)

3. BÖLÜM

AMBALAJ ÇEŞİTLERİ

3.1. Ambalaj Çeşitleri

Ambalajlar tabiatı itibarıyla sadece ürünleri sarıp sarmalayıp, bir yerlere sunmak değildir. Ambalaj, içerisindeki ürünün niteliklerini görme ve tanıma imkanı elde et-mektir. İçindeki katkıları, gramajı, üretim ve tüketim tarihi ile ambalaj ürünün rehber-liğini de yapmaktadır. İçinde barındırdığı ürünle bir bütün olarak üretici firmanın tüke-ticiye yansıtmak istediği değerlerin taşıyıcısıdır. Etkili pazarlama, çevrecilik unsurları kaliteli ambalaja odaklanmaktadır. Kaliteli ambalaj, günümüz koşullarında sürdürüle-bilir bir rekabet gücüne sahiptir. (Erdal, 2009: 10-11)

Resim 3.1. Ambalaj çeşitleri örnekleri.

Bu nedenle tüm ambalajlar pratik kullanımı, bilgi ve yaratıcılığıyla dayanan tasa-rımları, iç ve dış pazarda varlıklarını sürdürebilmeleri olması ve her şeyden önemlisi bunların başarıya ulaşabilmesi için çeşitlilikleri de oldukça önemlidir.

(40)

3.2. Kâğıt ve Karton Ambalajlar

Kâğıt en eski biçimiyle “esnek ambalaj” olarak da anılmaktaydı. Dut kabuğu lev-halarından beş yüzyıl boyunca, birinci ve ikinci yüzyılda olduğu gibi yiyecekleri sar-makta kullanılan kağıt Çinliler tarafından keşfedilip, Orta Doğu’ya sevk edildi. Daha sonra Avrupa ve 1310 yılında İngiltere’ye ulaştı. Buradan da 1610’da Germantown, Pennsylvania eyaletine; Amerika’ya geldi.

Kâğıt ve kartonun hammaddesi selüloz maddesidir. Özel yetiştirilen bitkilerden ve ağaçlardan elde edilmektedir. Taşınması sırasında az yer kaplaması ve dayanıklı ol-ması bakımından tercih edilir. Değişik gramajlarda ve kalitede üretilebilen kartondan yapılan ambalajlar, sayısız biçim ve şekil çalışılabilir. Kâğıt ambalajlar ilk ticari am-balaj malzemelerinin başında gelmektedir. Çay, tütün, yiyecek v.b. amam-balajlanmasında sıkça kullanılmıştır.

Bu tür ambalajların hammaddesi kâğıttır. Kâğıt ve karton kolay işlenebilir özelliği barındırdığından ve çok çeşitliliğe izin vermesinden dolayı tercih edilir. Aynı zamanda ekonomik olması da kullanımda tercih sebebidir. Daha az hammadde kullanarak daha dayanıklı ancak ince, hafif, ekonomik karton üretimi yapılmaktadır. Kâğıt ve karton ambalajın üretim kolaylığı ve ekonomikliği bakımından oldukça tercih edilen bir am-balaj türüdür. (Kâğıt ve Karton Amam-balajlar, (t.y.), http://www.amam-balaj.org.tr/tr/amba- http://www.ambalaj.org.tr/tr/amba-laj-ve-cevre-kagit-ve-karton-ambalajlar.html/ (04.04.2014). Halen tüm dünyada kâğıt ve karton ambalaj kullanımı ön sıralardadır. Kolay işlenebilirliliği ve dayanıklılığının yanı sıra ürünleri sağlık açısından da koruması önemli etkenleri arasındadır.

(41)

Bir başka iç ambalaj ile desteklenerek kullanılan karton emprenye ya da lamine edilebilir. İki kâğıdın arasına oluklu şekli verilmiş bir diğer kâğıt ile de desteklenmesi ile üretilen oluklu mukavvalarda bir çok kullanım alanlarında ahşap ambalajların alter-natifi olmaya başlamışlardır. (Çakıcı, 1987: 100) Çeşitli kâğıt tiplerinin geliştirilmesi bu ambalaj malzemesinin kullanımını artırmıştır.

3.3. Oluklu Mukavva Ambalajlar

Oluklu mukavva, ondüle edilmiş kâğıdın, iki düz tabaka arasında adeta zig zag şeklinde yapıştırılmış haliyle meydana gelir. Düşey bakıldığında kolonlara, yatay ba-kıldığında ise kirişlerle benzerlik gösterir. Oluklara dik kesitte görülen ondüle dalga adıyla adlandırılır ve yüksekliğine boyuna, metredeki sayısına göre sınıflandırılır. (Er-tem, 1999: 50) Oluklu mukavvalar ayrıca eskiden kullanılan tahta ambalajların yerini almıştır. Dayanıklılığı ile öne çıkmaktadır. Hacimli olması, çevreci olması oluklu mu-kavvayı gözde ambalajlar arasına sokmaktadır.

Oluklu mukavvalar, patlama ve taşıma dirençlerinin yüksek olması sebebiyle ağır maddelerin ambalajlanmasında vazgeçilmez hale gelmiştir. (Gençoğlu-Şimşeker-Öz-demir, 2009: 165)

(42)

Albert L.Jones tarafından 1871 yılında patenti alınmış ve ilk defa kullanılmıştır. Patent yeri Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bu yıllarda tek yüz olarak sarma ve dolgu olarak ahşap ambalajlarda kullanılmıştır. 1914 yılından sonra çift dalgalı oluklu üreti-mine geçilmiştir. İkinci dünya savaşından sonra oldukça yaygın kullanıma geçilmiştir. Ülkemizde 1914 yılında Seka’nın İzmit tesislerinde üretilmeye başlanmıştır. (Ertem, 1999: 50) Günümüzde küçüklü büyüklü 100’ü aşkın oluklu mukavva üretimi yapan firmalar bulunmaktadır. Kartondan yapılan panolarda çeşitli şekillerde uygulamalar yapılmaktadır. Mesela alüminyum ve balmumu kaplamaları yapımabilmekte ve mu-kavemeti oldukça artırmaktadır. Görüldüğü üzere yaklaşık 135 yıldır kullanılmakta ve halen tercih sıralamasında ön sıralardadır. Oluklu mukavvalar; kuru gıda, yaş sebze meyve, içecek sıvı maddeleri, beyaz eşya, elektrik tüketim maddeleri, temizlik mal-zemeleri, seramik malmal-zemeleri, et-balık, yumurta ambalajları olarak kullanılmaktadır. İç-dış ambalaj olarak ya da lamineli bir şekilde reklam panoları şeklinde de piyasalar-da boy göstermektedir.

3.4. Plastik Ambalajlar

Plastik petrol veya türevlerinden elde edilir. Özellikle gıda sektöründe en büyük gelişme potansiyeline sahip sektör olarak değerlendirilmektedir. Örneğin pet şişe ve gıda sektörü dalında oldukça hızlı büyüme kaydedilmiştir.

Üretiminin ekonomik ve kolay olması, bu tür ambalajların otomatlarda güvenli kullanılarak sıcak-soğuk dolumun yapılabilmesi, hafif olması, güvenli olması nedeni ile taşıma ve nakliye avantajlarının olması, istenilen her türlü tasarım uygulanabilir, daha kalın, ince veya şeffaf olarak işlev görebilmesi, geri dönüşümünün mümkün ol-ması gibi avantajlar, plastiğin kullanım yelpazesinin genişlemesinde önemli etkenler-dir. (Erdal, 2009: 144) Plastiğin geri dönüşümü konusunda tartışmalar sürmekteetkenler-dir. Özellikle ikinci ve üçüncü defa kırılarak tekrar kullanılması çevreyi özellikle kirlet-mekle beraber aynı zamanda poşet kullanımında oldukça zararlı etkileri olabilir. Top-rakta dönüşüm süreci de oldukça uzun yıllar almaktadır.

(43)

Türkiye’de ambalaj sektörü 800 bin tonun üzerinde kapasiteye sahiptir. Kişi başı tüketim 14-15 kg civarındadır. Plastik ambalajların değişik çeşitleri mevcuttur. Bu çeşitlerin en başında PET (Polietilentetrafalat), PVC (Polivinilklorür), PS (Polistren) ve PE (Polietilen)’dir. Bunlar ambalajların kimyasal yapılarını yansıtmaktadır. (De-mircioğlu, 2003) Polietilen en sık kullanılan plastik türüdür. Çamaşır suyu, deterjan ve şampuan şişeleri, motor yağı şişeleri, çöp torbaları, mağaza poşetleri, gıda amba-lajları gibi çeşitli ürünlerde kullanılır. PVC (Polivinilklorür), sağlık ve kozmatik, su ve sıvı detarjanların ambalajlanmasında kullanılır. PP (Polipropilen) deterjan kutuları kapakları ve margarin ambalajlarında kullanılır. PS (Polistren) En az kullanılan plastik ambalaj türüdür. Yoğurt ve margarin kaplarında kullanılır. PET (Polietilentetraftalat) Genellikle su, meşrubat ve yağ şişelerinin ambalajlanmasında kullanılır.

(44)

Plastik tek başına kullanıldığı gibi, diğer plastikler, alüminyum ya da kâğıt-karton gibi malzemelerle birlikte de kullanılabilir. Bu uygulamalara sert (rijit) ambalajlar ve fleksıbıl (esnek) ambalajlar örnek olarak gösterilebilir. (Aslıhan, 2007: 28) Fleksıbıl ambalaj türleri kâğıt ve alüminyum gibi diğer malzemelerle birlikte laminasyonu saye-sinde gıdalarda kullanılması artmıştır. Genelde gıdalarda kullanılmaktadır.

Ürünlerde tazelik, hava, gaz, nem, oksijen, su buharı, UV ışınları, ışık ve aroma bariyer özellikleri, uzun raf ömrü, fiziksel ve kimyasal-biyolojik olarak ürünlerin ko-runması, ürünleri bir arada tutması, taşınma ve depolama kolaylıkları, istenilen gra-majlarda üretilmesi, kolay şekillenmesi, tasarım yönünden avantajlı olmaları sebebiy-le oldukça kullanılışlıdırlar. (Erdal, 2009: 146) Gıda dışında, ilaç, temizlik, deri, yapı, tekstil, otomotiv sektörlerinde de kullanılmaktadır. Baktığımızda hayatımızı oldukça kolaylaştıran ürünler arasında yer almaktadır. Türkiye’de ve dünyada hızla büyüme göstermektedir.

3.5. Metal Ambalajlar

Metal ambalajların tarihi Mısıra kadar uzanıyor. Ancak kullanım olarak 1750’li yıllarda karşımıza çıkıyor. Özellikle Napoleon Bonaparte 1795 yılında yiyeceklerin uzun süre paketlenmesi ve korunması konulu bir yarışma açmış ve bu yarışmada ödül olarak 12.000 Frank ortaya koymuştu. Nicolas Appert geliştirdiği bir yöntemle piş-miş yiyecekleri ambalajlayabilpiş-miş ve bu ödülü kazanmşıtır. (Roth, 1990: 158) Daha sonraları metal ambalajlar kozmetik ürünlerde, boyalarda, endüstriyel ürünlerde ve veteriner ürünlerin ambalajlanmalarında kullanılmaya başlanmıştır.

Gıda sektöründe meyve, sebze, et, balık, süt ve süt ürünlerini en taze, en olgun şekilde kutulanmasını sağlıyor. Böylece yediğimiz besinlerin değerleri korunup, gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından uygun şekilde metal ambalajlarda saklama ve da-ğıtım mecrası olarak dünyanın her köşesinde sağlamlığı ve sağlıklı olması sebebiyle tercih ediliyor.

(45)

Resim 3.6. Metal ambalajlar.

Son yıllarda hediyelik eşyaların pazarlamasında da aktif rol oynamaya başlamıştır. Ayrıca bugün bir çok mutfak aksesuarı, çay, şekerleme, kurabiye kutularında fantezi teneke kutular kullanılmaktadır. (Demircioğlu, 2003) Metal ambalajlar sağlamlığı ve güvenirliliği açısından da tercih edilmektedir. Baskı teknolojilerinin gelişmesi ve her türlü tasarımın metal ambalaja basılabilmesi de tercih sıralamasında bu tür ambalajla-rın değerini artırmaya devam etmektedir.

Metal ambalajların özelliklerini şu şekilde belirtebiliriz: Mamülü ışık ve nemden korur.

Kolayca lehim, kaynak ve perçin yapma mümkün olduğundan çok çeşitli şekil verebilme imkanını tanır.

Hafif olmasına rağmen dış etkenlere karşı oldukça koruyucudur.

Çeşitli baskı tekniklerini ile renk, yazı ve tasarım yapmaya, reklam yapmaya uy-gundur.

Dışarıdan ürünü göstermemesine rağmen, istenilen renk, şekil ve büyüklüğü ver-me özelliği ile bertaraf etver-mektedir. (Çakıcı, 1987: 105-106)

Hafif olmalarından dolayı tercih edilir. Ürünlerin rengini, tadını ve kokusunu ko-rurlar. (Erdal, 2009: 159-160) Günümüze gelene kadar bir çok aşamalardan geçen

(46)

me-tal ambalajlar aynı zamanda cam kavanozların kapaklarında da önemini korumaktadır. Kullanılırlık açısından da rahatlığı beraberinde sunuyor. Ürünleri biyolojik olarak ko-rumasının yanısıra, kolay taşınabilirliliği, dayanıklılığı ve sevkiyatı açısından da tercih nedenidir.

3.6. Ahşap Ambalajlar

Son yıllarda ahşap ambalajlar genellikle ağır yükler ve endüstriyel ürünlerin taşın-masında kullanılmaktadır. Ahşap ambalajlar Orta Çağ’da da tahta variller olarak deniz taşımacılığında kullanılmıştır.

Ahşap ambalajlar genellikle sandık, kutu, kasa ya da palet gibi koruma veya taşı-ma ataşı-maçlı ambalaj itaşı-malatında kullanıltaşı-maktadır. (Erdal, 2009: 156) Çevre dostu taşı- mal-zemedir. Tekrar kullanılabilir ve özel niteliklere göre çeşitlendirilirler. Sağlamdırlar, ağır yüklere gelirler. Paslanmaz özelliklerinin yanı sıra doğal yapısı gereği hava alış-verişine müsaittirler.

Resim 3.7. Ahşap ambalajlar.

Ahşap ambalajlar kullanılan ağaç türü, kalınlıkları ve bağlantı şekilleri ile çeşit-lenmektedirler. Bu tür özellikleri koruma ve taşıma fonksiyonları ile ilgilidir. Bağ-lantı şekilleri tel dikiş, otomatik kenetleme, çivileme, vidalama veya yapıştırma gibi teknikler ambalajın çeşitlenmesinde önemli etkenleridir. En yaygın kullanılan tipleri, çivili kutu ve sandıklar, tel dikişli sandıklar, dikdörtgen kasalar ve paletlerdir. (Erdal,

Referanslar

Benzer Belgeler

3 Görüntü Yakalama moduna dönüş yapmak için tekrar Oynatma ( ) düğmesine basınız.. Bir Durağan

Rotatif illüstrasyon tifdruk baskı makinelerinde giriş ünitesi, parter biçiminde imal edilen kâğıt bobini, baskı ünitesi ile aynı seviyededir.. Bazı rotatifler ise

Burada sadece dikey kesim yapılmaktadır. Basılı bobin makinenin giriş kısmına yüklenir. Sonra işin boyutuna ve sayısına göre kesim bıçakları yerleştirilir. Fotosel

Daha sonra sırası ile öncelikle kağıt beyazı, daha sonra da baskı kontrol şeridi üzerinden istenen rengin zemin densitesi ölçülür.. Üretim sırasında düzenli olarak

Bu modül sonunda edineceğiniz bilgi ve becerileriyle tifdruk baskı makinelerinda baskı ünitesi ayarları ve kurutma ayarlarını

Yaldız baskıda kullanılan klişe tipo baskı diğer baskılarında kullanılan klişeden yapı olarak farksızdır. Yaldız baskıda kullanılan klişenin tek farkı sıcak

Teneke ofset baskı sisteminde kullanılan baskı materyali metal olduğu için baskı yüzeyinin emiciliğinin azlığı ve yüzeyin kâğıda oranla çok fazla pürüzlü olması nedeni

Emayeli ve emayesiz yüzeye 0,2 g ve 0,3 g olarak KM mürekkeple yapılan baskıların Print Gloss 60 değerleri incelendiğinde; her iki yüzeye yapılan KM baskısında, mürekkep