• Sonuç bulunamadı

Tiyatronun ölümü!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tiyatronun ölümü!"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"TT- ¿>ö£b5>l

,

,7

Yıllarca evvel, bir Fransız

muharririnin ismi yazımın

başlığına benziyen ve .içinde

bilhassa sinemanın rekabrti

yüzünden tiyatronun pek e- lîm, pek mühlik bir buhran geçirdiği anlatılan bir piyesi­ ni okumuştum. G: pteki bü­ yük şehirlerde otuzar kırkar, kasabalarda Dile birer ikişer tiyatro her gece perdelerini açarken AvrupalI yazarın ti. yatronun ölümünckn ve has­

talık geçirmesinden bahset­

mek, âmiyane tâbiriyle bulup ta bunamaktan başka, birşey değildir. Fakat bizde zaion pek te doğmuş sayamıyaeağı- mız tiyatronun hayatla ölüm

arası bir hakle bulunduğu

muhakkaktır. Sayılarını A lla hm bildiği ve perişan, halleri­ ni herkesin gördüğü tuluat ti­ yatroları bir tarafa bırakılır ve İstanbuldaki iki operet he­

saba alınmazsa, memlekette

ikisi devlet merkezinde, ikisi İstanbulda ve birisi İzmirde olmak üzere devlete veya be­ lediyelere bağlı ve faaliyeti plânlı, kadrosu muayyen an­

cak beş tiyatro mevcuttur;

Devlete veya belediyelere

bağlı dğrt tiyatro. Nüfusumu

zu yuvarlak hesapla yirm i

milyon olarak kabul ederse­ niz 4 milyona bir tiyatro! Hal buki, bu defa İzm ir belediye

başkanlığından verilen bir

haber, bu beşi dörde indir­ mek, içindeki karışıklıklar ve kıyametler düzeltilemediği i- çin yeni başlan kurulmak ü- zere mevcut şehir tiyatrosu­ nun ilga veya feshedildiği i- lân olunmaktadır.

(2)

Gerçi, İzmir belediye baş­ kanlığının bu ilânında, tiyat­ ro n u n sağlam temeller üzerin

de yeni baştan kurulacağı tas rih edilmemiş değildir. Bu ci­ hetle de dinleyen yeni ve taze ümitlere^ düşebilir, , memnun memnun bekliyebliir. Ne ça re ki, yeni tiyatronun ne za­ man kurulacağı, kapılarını ne zaman halka açabileceği hak­ kında tebliğde en küçük kayıt mevcut değildir ve İzmir şeh­ rinin tiyatrosu kapılalım (em

ri ahire değin...) kapamış

bulunmaktadır. İşbu (eniri a hîr) birkaç ay, yâni bütün bu tiyatro mevsimi olduğu gibi birkaç sene, on on beş sene­ de olabilir.

İzm irli daimî bir tiyatroya sahip bulunmaktan fevkalâde bahtiyar mıydı ve bu daimî j tiyatroya artık sahip olmadı­

ğı için nefsini pek büyük bir ihtiyaeından mahrum kalmış hissedecek midir k i tiyatro­ sunu yeni baştan kurması i- çin belediyesini tazyik etsin?

İzm irli vatandaşın tiyatro­ su kapandığı için kendisini oek rahatsız ve bedbaht his­ sedeceğine nasıl hükmeyliye- biliriz ki, nüfus miktarına gö­ re münevver sayısı belki en kesif olan Ankarada dahi iki Devlet tiyatrosunun dolmayı- şından acı acı şikâyet edil­ mektedir ve nüfusu milyona yaklaşan İstanbul şehrindeki iki belediye tiyatrosu bir ta­ raftan her yıl pek uzun birer tatil devresi geçirmekte, ka­ pılarının açık bulunduğu mev simde de seyirci azlığından sık sık bahsedilmektedir. Ha­ kikat, bahsin tâ başından tes­ lim edilmesi gereken hakikat, halkımızın tiyatro zevki

(3)

de-nen ince ve müstesna zevke

:âlâde düşkün olmadığı,

tiyatroya gitmenin, tiyatro sey retmenin kendisi için pek bü­ yük bir ihtiyaç teşkil etme­ diğidir.

Büyük bir kütle tiyatro de. yince kantoyu ve ibişi anla­ yın bunları istiyor. Pek seçk'in bir zümre ise resmî ve yarı resmî tiyatrolarımızı dahi ker dine lâyık bulmuyor. Bir kı­ sım halk sinemay daha cazip ve daha külfetsiz bir temaş^ sayıyor. Bir kısım insanlar da

bütçe durumlarından dolayı

tiyatroya gidemiyorlar. Bütün bu sebeplerin birleşmeleri üe, belediye tiyatroları sayışının

artmamasında ve hususî te­

şebbüslerin hiç değilse îstan- btılda yeni tiyatrolar kurma­ ğa cesaret etmeyişinde şüphe yok ki birer âmildir. Fakat esrarlı bir kudret birdenbire herkesin içinde yenilmez bir tiyatro aşkı ateşi yaksa ne o- lacak? Bu aşk tatmin edilebi­ lecek mi?

Bu aşkı tatmin etmek im­ kânsızlığı sadece bina noksa­ nı değildir. Zira bütün şehir ve kasabalarımızda birer halk evi binası ve bu binalarda iyi kötü birer sahne mevcuttur. Fakat asıl mevcut olmıyan şey aktör, rejisör ve tiyatro müdürü gibi unsurlardır. (Bu na eser noksanı diye birşey ilâve etmiyorum. Zira bir hay li telif eser çekmelerde uyu­ duğu gibi M illî Eğitim Ba­

kanlığının tercüme ettirmiş

olduğu -ancak bir kısmı basıl­ mış- garp piyesleri de sahnele rimizi yıllarca besliyebilecek bir sayıya varmaktadır.) Fa­

kat sahneye çıkarabileceği­

miz yetişkin aktör ve hele, bunları disiplin içinde çalıştı­ rabilecek İdarî unsurlar az­ dır.

(4)

Hele İdarî unsurlar... îs- tanbuldaki Dram ve Komedi tiyatrolarının başında bulur nan Ertuğı ul Muhsinın Anka- raya gidişi bu iki tiyatroyu ne zaman ve ns şekilde halle­ dilebileceği meçhul bir buh­

rana düşürmüştür ve İzmir

tiyatrosu kendisini idare ede­ bilecek bir başa ialıip olama­ dığı için işte nihayet kapıları

rcnneıı kapatılmak zarureti

karşısında kalınılmıştır. Vazi­ yet bu şekilde tesbit ve cum­ huriyet devrini nömrünü teş­ kil eden yıllar da hesap edi­ lirse, bugünkü durumun hig te iftihar verici bir mahiyel arzetmediği derhal tasdik e- dilir. Cumhuriyet hükümeti­ nin kuruluşuyla beraber bir güzel san’atlar politikasının ana hatları tesbit edilmiş ve

faaliyete geçilmiş olsaydı,

Konservatuvar çok daha ev­ vel tesis edilir, memlekette kabiliyetli sanatkâr sayısı çök daha yüksek olur, tulûat ti­ yatrolarında sürünen müstait unsurlar da kurtarılır, daha çok tiyatro muharriri yetişir, nihayet belediy*- tiyatroları İstanbulla tzrnire inhisar et- miyerek - nikbmlik edm İz­ mir tiyatrosunu hep mevcut sayıyorum - evet. Istanb” 1’ a İzm ire inhisar etmiyerek Bur sa. Adana, Eskişehir, Konya gibi büyük merkezlerde mut­ laka birer şehir tiyatrosu mev cut olup, diğer taraftan husu­ sî teşebbüsler hiç değilse îs- tanbulda ve Ankarsda resmî tiyatrolara rakip birkae sah­ ne daha vücuda getirirdi.

(5)

r

Tiyatroya gitmek, tiyatro­ yu müstesna bir zevk ve ha­ kikî bir ihtivaç saymak hu­ susunda hakikaten pek geri yiz ve maalesef hu hususta bir inkılâp yaratmağa cum­ huriyet rejimi pek geç teşeb­ büs etmiş, teşebbüs ettikten sonra da apcak mütereddit ve

zayıf adımlar atabilmiştir.

Bunu böyle kabul ederek bir kere' sucumuzu itiraf e+moli, ondan sonra da .mpmlpt"'*te tiyatroyu geliştirmek ve her tarafa yaymak için esaslı ve teferruatlı bir program çize­ rek bunun hükümlerine ve maddelerine aynen riavet et­ mekte kusur etmemeliyiz. Ti yatrosunu yeni baştan kurmak

hususunda neler düşür düşü­ nü ve ne yapacağını bildirme ğe İzm ir tiyatrosunu davet et­ mek te bu programın hüküm ve icaplarından birini teşkil etmelidir.

Zira, eğer temin edilmiş, vü cüda getirilmişi bile muha­ faza edemezsek, yarın Istan-

buldaki iki tiyatronun da

(em ri ahire değin,..) ve için­ de yüzdüğü ihtilâflardan, kav ga ve karışıklıklardan dolayı kapılarını kapadığından pek âlâ haberdar edilebiliriz!

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

sarkoidoz, 18 olgu sigara ile ilişkili akciğer hastalığı 14 olgu hipersensitivite pnömonisi, 10 olgu idiyopatik pulmoner fibrozis, 7 olgu bağ doku hastalığı akciğer tutulumu,

Nekrotizan olanlar ise [1] Clostridium türlerine ya da Clostridium d›fl› etkenlere ba¤l› olabilen krepitan (anaerop) selülit; [2] polimikrobiyal olabildi¤i gibi

İki para talebi işlevini modellemek için alternatif ölçek değişkenleri olarak gelir ve servet kullanılmış, para talebinin belirlenmesinde toplam servetin pozitif yönde

Uluslar arası enerji ajansı (IEA) şöyle bir tespitte bulunmuş: “Öngörülere göre 2035 yılına gelindiğinde elektrik üretimi için tüketilen suyun yarısı, linyit ve

ANKARA, (Cuılııırlyet Bi- gazlan ile kOmür tozlan ve kül- rosa) - HP Mulla Milletvekili !erinin bitki, insan ve hayvan idris Girpıur ve arltadaşlan saJhtuıı olumsuz

Yukarda birkaç kez tekrar ettiğim gibi, tiyatronun kaynağında bulunan tarihsel ve evrensel açılar birbirinin tamamlayan, birbirinden ayrı düşünülmeyecek bilimsel

Vikhe ve arkadaşı Journal of Medical Systems dergisindeki “Mass Detection in Mammographic Images Using Wavelet Processing and Adaptive Threshold Technique” isimli çalışmada,

RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ın Taksim Gezi Par- kı’na cami yapılmasını istediğini, bu konudaki düşüncelerinin sorulması üzerine Erdoğan, kendi