• Sonuç bulunamadı

Barış Manço'dan kendisine ithaf:"Ben gerçek bir Rocker'ım"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Barış Manço'dan kendisine ithaf:"Ben gerçek bir Rocker'ım""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOYLESI

HOW

H

AYLİ faal bir insansınız, bunca işe nasıl yetişiyorsu­

nuz?

İnsanların bir çok şeyi bir arada yapabileceklerini düşünü­ yorum. istemek önemli. Ama ben bundan keyif alıyorum.

- Bu arada müziği arka plana atmadınız mı?

Hayır müzik her zaman ilk plandaydı. Bu, bugün de böyle. Ancak son yıllarda hemen her konuda tüketim fazlalaştı. Ge­ nelde var zaten. Benim bu tüke­ tim temposuna uymam mümkün değil. Hiç olmadı. Olmayacak da.

-Peki pop’taki bu sürati doğ­ ru buluyor musunuz?

Hayır. Önceki yaz İstan­ bul’da 36 gün içinde dünyanın bütün pop starları tüketildi... Michael’den Madonna’ya kadar,

Sting, Bon Jovi... Hepsi 36 gün içinde geldiler ve gittiler. Bu yaz kimse gelmedi, çünkü bitti. Çıl­ gınca tüketim arzusu dünyanın hiç bir yerinde olmaz. Şimdi biz aynı şeyi çocuklarımıza da yapı yoruz. 10 gün süreyle beş gün sü reyle birlerce kişiye anlatacak öyküleri var mı demeden, çocuk lan yanş atma döndürecek birini İnönü Stadına, birini Bayrampa şa Parkı’na bir tanesi bilmem ne Gösteri Merkezi’ne sokuyoruz. Bunda medyanın da büyük suçu var çünkü çanak tutuyor.

GENÇLER YORULDU

Müzik kanalları konusunda neler düşünüyorsunuz?

Bütün dünyada bir tek MTV vardır. Yanlız Türkiye'de iki tane var. İki tane de açılma, kurulma aşamasında. Hiç bir ülkede böyle sabahtan akşama kadar klip ya yınlayan kanal yoktur.

- Sizce bunun sonuçları ne olur?

Bu yakında bu endüstriyi ölü­ me götürür. Gençler yoruldu.

-Gençlerin suçu yok mu? Ben onlar için üzülüyorum, çünkü onlar hazır değillerdi. Ço cuk çıkıyor bir şarkı söylüyor, seviliyor. Çok haklı. Ben süper yanlarındayım... Daha çok çık sınlar. Çocuğun iki şarkısı var di ye, solo konser koyuyorlar Göste­ ri Merkezlerinde. Beş bin kişinin beş gün oraya gelmesini bekli yorlar. Niye gelsinler ki, çocuğun üç şarkısı var diye. Stadyuma gi den 20/25 şarkısı olan sanatçıyı

dinlemeye gider. - Peki suç kimde?

Bence o şarkıları üreten, ya­ zan çizenlerde. Dikkatim çekerim onların yaşı 50’in üzerinde. Bü­ tün o orkestrasyonunu yapanlar, müzik piyasısım elinde tutan in­ sanlar, lütfen onlar biraz daha dikkatli olsunlar. Ve biraz da bu medyatik öğütmeye karşı gençle­ ri korusunlar diyorum. Zırt pırt küplerini vermesinler. Günde 20 defa aym klibi izlersen içine fena­ lık geliyor. <+■

- Pop müzik nedir, sizce? Ben açıkçası ne olduğunu pek anlayamadım. Ben pop müziği hakkında pek bilgi sahibi deği­ lim, çünkü bugüne kadar hiç pop yapmadım. Benim yaptığım mü ziğe kısaca “Barış manço“ müziği diyebiürsin. Benim olduğum dö­ nemlerde şöyle kabaca tanım la­ mak gerekirse, 1960’larda araj man müziği vardı. Frank Sinat ra ’nın, Enrico Macias’ın, Paul Anka, Adamo’nun şarkıları, 60’larda arajman adı altında

Uzun süredir sessiz kalan ancak önümüzdeki

günlerde "Müsadenizle Çocuklar" adlı albümünü

çıkarmaya hazırlanan Barış Manço ile, müzik,

kozmik ahenk, TV, ailesi üzerine konuştuk. Sanatçı,

dünyaya belli görevleri yüklenerek geldiğini, bir çok

dil bilmesine rağmen yalnızca "tatlı dil"i

kullandığını ve daha bakın neleri anlattı.

Türkçe sözlü hafif batı müziği vardı. Ondan önce tangolar var­ dı... Daha sonra ’70lere doğru, Anadolu pop folk diye bir şey çı­ kıverdi...

_ Bu kadar sanatçı içinde ori­ jinal çalışan yok mu?

Var tabii. Mesela ben varım. MFÖ var, Sezen Aksu, Cem Kara­ ca.... Bakın bundan sonra zorla­ nıyorum. Üç beş kişiyi geçmiyor.

- Bu durumun düzelmesi için ne öneriyorsunuz?

Tek önerebileceğim, insanlar

j ’• ' V

I .V

kendileri gibi olsunlar.

Kasetinizin ilginç bir adı var. Neden bu ismi seçtiniz?

’’Müsadenizle Çocuklar” kase timin adı, yani ’’İzin verin de bir de ben söyleyeyim” anlamında... Zaten böyle bir şarkıda var için­ de. Toplumsal bir taşlama bu, ço­ cuklara bir sataşma değil. Hatta vokkallerini de ’’adam olmuş ço­ cuklar” yapacak. Bunların içinde Soner Arıca var, Burak Kut ve daha bir çok isimler var... Şarkı­ da bir yerlerde bir ülkeden bah­

BARIS M A N C O 'D A N KENDİSİNE İTHAF

12 SHOW

■ ■ ■

sediliyor. Orada benim gibi biri, birgün çarşı pazar kurulmuş, oraya iniyor, bakıyor bütün eski tüfekler duvara dizilmiş duruyor. Artık eski tüfekler patlamıyor. Onun yerine Karamürsel'den se­ petler getirmişler, küçük küçük onlar satılıyor. Yani ’’Patlamazsa eski tüfekler, Karamürsel’den ye­ ni sepetler” diye bir tekerlemesi var.

Yeniler bu durumda ’’Kara­ mürsel Sepeti” mi oluyorlar?

Bunların hiç biri Karamürsel

Sepeti değil. Bir kere alayı kon servaturalı. Çok büyük bölümü en azından. Notayı inerken hava da okuyorlar bunlar. Bizim ku şak notayı gördüğü zaman mer kep zannederdi. Yani o kadar Ka ramürsel sepeti değil bunlar.

Eşinizin her konuda desteği­ ni görüyorsunuz herhalde?

O bana Tann’nm yolladığı bir lütuftur. Tanrı bana jest üzerine jest yaptı. Kaymak üzerine kay mak sundu. En büyük yardımcım o. Allah herkese bunu nasip etsin

diyorum.

_Telvizyonculuk, gazetecilik, müzik... Önce hangisi geliyor?

Ben önce bir müzik adamı­ yım. Ben o dille insanların gön lüne girebiliyorum. Müzik bir dil­ dir. Onu yapmak için buraya, ya­ ni dünyaya gelemişim. Evren bir makina. Sekiz milyarlık kozmik bir ahenk var. Bunların içinde kozmik bir güç de var. Bu inanış­ lara göre değişiyor. Biz Allah di yoruz, başkaları da başka bir şey diyor. Ben bu inananışı içimde

taşıyorum. Eh bu makinanını bir süre sonra parçaları değişecek, ona ölüm diyoruz. Ama o güne kadar makinanm o bölümündeki işleri doğru yapmış olabilirsen senin mezar taşında ”bu adam doğru bir adamdır” yazarlar.

Barış Manço mezar taşına ne yazılmasını istiyor?

”Bu adam doğru bildiğini ya­ pardı” yazılsın yeter.

_ O halde tüm enerjinizin se­ bebi inanç, öyle değil mi?

Tabbi ki inanç. Hiç bir şey te­ sadüf değil. İnanç dünyada bir ta nedir dinler yüz. Ben bir Budist ya da bir Musevi ile aynı paralel de buluşuyorum. Bir de inancı nasü kullandığına bağlı. Ben doğ­ ru kullandığıma inanıyorum.

BÜYÜMEYEN ÇOCUK

_Hayalleriniz var mı?

Evet. Hep oldu. Ben büyüme­ yen çocuğum. Hayal dünyasında yaşıyorum. Yaptığım her şeyin hayalini kuruyorum. Hepsi de za man içinde gerçekleşiyor. Mesela mega starlarla aynı sahnede kon­ ser vermek... İnşallah bu da ola cak.

_ Rock müziğine gönül vermiş biri olarak rock’ın Türkiye’deki şansı ne kadar?

\ Kesinlikle ben gerçek bir roc ker’ım. Rock bir jenerasyondur. 40 yıllık müzik tarihinde en önemli parça rock... Ben de onun Türkiye’deki uzantısıyım. Fran­ sa’da Johnny Holiday, İngilte­ re’de Cliff Richard, Almanya’da Peter Alexander... Biz bütün dün­ yada m antar gibi bittik. 1958 yı­ lında ben sahneye çıktım. Ben Paul McCartney. Rod Stewart ile aynı yaştayım. Biz o takımız. O babalar takımıyız. Ben o takımın bu taraf versiyonuyum. Ben ”ba bayım” yani. Saçlarım ve bıyıkla rım ’’baba” farkı. Ben şimdi ger çek kişilğimi aldım, çünkü Barış Manço 52 yaşında bir adam. Şim­ di sokağa çıktığımda daha raha tim, “Heyy Babalar geliyor“ gibi falan oldum... Medyada, daha doğrusu magazin basını da uzun saçlarımın altında bir benimin olduğunu keşfetti.

-Şimdi ’’babaların” kaseti mi geliyor?

Çok güzel bir kaset geliyor. Hakikatten ’’babalar” gibi bir ka­ set geliyor. Bizim sayımız çok ol masını isterdim, ama gerçekten bir taneyim bu kategoride... Cem’i çok istiyorum biraz kıpır­ dağın diye... Biz gerçekten batı nın en doğuşuyuz, ama batıda rockerler kadar rocker’iz Cem ve ben.

_ Kaç dü konuşuyorsunuz? Bir tek dil. O da tatlı dil.

• Lale Barcın İMER

• Fotoğraf: Sinan ÖZBALKAN

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araş- tırma Hastanesi YBÜ’de çalışan sağlık çalışanlarının HIV/ AIDS konusundaki bilgi ve tutumlarının

Toplum kökenli olguların %75’i deri ve yumuşak doku infeksiyonu olan hastalar olup bu oran sağlık bakımıyla ilişkili olgularda %37 olarak tes- pit edilmiştir.. “Asian

Bakteriyel, viral ve etken saptanamayan pnömoni grupları arasında balgam çıkarma, boğaz ağrısı, oskültasyon bulgusu ve kor- tikosteroid kullanımı gibi değişkenler

Ülkemizde sağlık çalışanlarının kızamık bağışıklığıyla ilgi- li çalışmalara bakıldığında, 2005 yılında, Ankara Numune Eği- tim Araştırma Hastanesi ve Sami

Pérez-Huertas ve arkadaşları (21)’nın alojenik HKHT yapılan 29 çocuk hastada yaptığı çalışmada 6 (%20) hastada nakilden medyan 24 gün sonra BKV’yle ilişkili

animaloris’in etken olduğu ilk infektif endokardit olgusu olup, hayvan teması gibi bir risk faktörü de bulunmaması nedeniyle dikkat çekicidir..

G a z e t e m iz sahibi Mehmet Ali Yılmaz ile Genel Yayın Müdürümüz Mehmet Barlas aleyhinde yapılan sorumsuz yayınlar üzeri­ ne, bir dem eç veren Anakent Belediye

In der Nacht darauf zog Sultan Abdülmecid mit einer grossen Zahl von Laternenträgern, die ihm den Weg erleuchteten, durch die Gärten des benach­ barten Çırağan