TMrK íjleblgali I___________
BEKİR OĞUZBAŞARAN
EYLÜL
Necip Fazıl’ın bir ankete cevabı
Şiir’de mânâ
Necip Fazıl derlemelerim esnasında O'nun, 1945 tarihli Tasvir gazetesinin Peyami Safa yönetimindeki Edebiyat Sahifesi’nde açılan “Şiirde Mâna” anke tine verdiği cevapla da karşılaştım.
Bu enteresan ankete Necip Fazıl’dan jıaşka Yahya Kemal, Mustafa Şekip Tunç, Mithat Cemal (Kuntay), Hilmi Ziya Ülken, Vedat Nedim Tör, Yusuf Ziya Ortaç ve Vâlâ Nureddin (Vâ-Nû) gibi şâir ve yazarlar da cevap vermişler. Yahya Kemal’in cevabı tek cümleden ibaret: “Şairler, kendilerine lâyık gör dükleri hürriyeti başkalarına da bağışla mağı bilmelidirler.”
Necip Fazıl Kısakürek’in, sanat hayatı boyunca çeşitli anketlere verdiği
Sanat’ta aklın üstüne çıkmakla varılan ruhî idrak feyzile, aklın altına düşmenin karanlığı ve hiçliği arasında nüktelerin en derinini seziyorum. Tamamileakılla mahsur olanların, yani aklın içinde kalarak nasipsizliğe düşenlerin verdiği hudut sıkıntısı karşısında gençlerin aksülâmelindeki ihtiyacı ıstırapla anlayanlardanım. Yazık ki bu aksü- lâmel yerini aklın üstünde arayaca ğına aklın altına yuvarlanmak felâketine düşüyor; böylece bir küçüklük fushat ihtiyacını her şeyi darmadığın eden bir hiçlik ve karanlıkta aramak bâtılına düşüyor. İşte vezin, ahenk, mâna, unsur, dünya görüşü gibi eksiklerin bir bedahet keskinliğileyüzümüze çar pıldığı yeni şiirvesanattecrübeleri- nin büyük dalâleti buradadır.
Mutasavvıfların (bu iş akılla olmaz, akılsız da olmaz), düsturu, sanattaki mutlak hakikatin en esrarlı arayıcılığında da mükemmel bir anahtardır. Gençlerin ciğerini yakan (mahdut) sıkıntısı, eğer ken dileri de asrımızın bütün ilim,
fel-cevaplar, kendisiyle yapılan edebî röpor taj, mülâkat ve konuşmalar, önümüz deki günlerde Büyük Doğu yayınlan arasında “ NECİP FAZIL’LA KONUŞ M ALAR” adıvla yayınlanacak. Üstad şairimizin, tarafımızdan derlenerek bas kıya hazırlanan bu orijinal kitapta da yer alacak “ŞİİRDE MÂNA” anketine ver diği cevabını sizlere sunarken, O ’nun bu tür konuşmalannın, şiirinin ve sanatının anlaşılmasını kolaylaştıracağına ve genç şairlerimize ışık tutacağına inanıyoruz.
“ Anlamsız şiir”e doğru ilk kımılda- nışların görülmeğe başlandığı ydlarda büyük şairin “Şiirde Mâna” konusun daki sözleri, edebiyat tarihi açısından da dikkate değer bir belge niteliğindedir.
şefe, sanat felâketini kucaklayan bir dünya görüşü sentezi halinde filizlenebilseydi, mânayı mânasız- lıkla değil, mâna ile aşmanın ezelî ve ebedî şekil ve ruh sırrının zaru reti nazarlarında belirirdi.
Benim bu sözlerim kendi memle ketimizdeki küçük kımıldanışları ifadeden ziyade umumî dünya sanatı ıstırabının bence felâket mihrakını ihtar eden bir müşahe deye dayanıyor. Bundan böyle dünya, ilmi, tefekkürü, sanatile kendisini yepyeni varış âleminde billûrlaştırmadıkça bu kopuk, kesik ve münferit; fakat daima aynı ihti yacı ihtar eden intihar hareketleri her köşede göze çarpacaktır.
Şair, Allah’ın (beni ara) diye ok; attığı insandır. Şairin, seste, sözde, renkte, çizgide arıyacağı şey, Allah’ tır.
Anladım işi.. Sanat Allah’ı aramakmış; Buymuş oyun, gerisi yalnız çelik
çomakmış.
(Tasvir Gazetesi, 11 Nisan 1945. sh.4)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi