• Sonuç bulunamadı

Tanımadığımız meşhurlar:Haluk küfürleri duymasın diye ev değiştiriliyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tanımadığımız meşhurlar:Haluk küfürleri duymasın diye ev değiştiriliyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

urr

TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:

^ L

Halûk küfürleri duymasın

diye ev değiştiriliyor

Elli sene evvel Çarşıkapıda, büyük bir

bahçe içindeki konakta açılan mektep...

1

Fikret yazı muallimi

Talebenin defterine yaptığı resimler

Tevfik

Fikret kırmızı köşke niçin taşınmıştı?

Âşiyan kaç paraya yapıldı

? . —

Fikret*in bibloları: Filler, aslanlar, kaplanlar — Lala ile birlikte girilen

şekerci dükkânında...

Yapmak istediğim şey, doğum­ larından başlıyarak, meşhurlara ait klâsik tarzda bir takım mun­ tazam biyografiler yazmak de­ ğildir. Ben onların hayatlarına ait, henüz kâğıt üzerine dökül­ memiş, bugün için yalnız yakın­ larının dillerinde dolaşan ve za­ manla unutulmağa mahkûm dokümanları toplamak arzusun­ dayım. Meselâ bu yazılarda Fik­ ret’in her bakımdan, her cephe­ sinden, hususî hayatına ait sah­ neleri, parça parça göstermek is­ tiyorum.

Hattâ çizmek istediğim ve yan- yana koyduğum iki sahnenin arasında bazan hiç bir alâka da bulunmayabilir, onun hayatın­ dan, s 3nelerin yürüyüşüne göre bahsetmiyebilirim. Esasen «Tanı­ madığımız meşhurlar» serisi sa­ dece, büyük şöhretlerin yazılma­ mış ve henüz büyük kitlenin karşısına çıkarılmamış tarafları­ nı toplamak gayesini gütmekte­ dir.

Lâkin hemen şunu da ilâve edeyim ki bu arama ve soruştur­ malar sırasında bazan bir biyog­ rafinin ana hatlarına ait parça­ ların da eksik kaldığını görüyo­ rum.

Tevfik Fikret hakkında yazı­ lan yazrarda onun maarif haya­ tı ele alınınca Galatasaray sulta­ nisi ve Robert Kollejden başka isim geçmez. Kendisi hakkın­ da benim okuduğum biyografi kitaplarında onun meselâ İstan­ bul ticaret mektebi âlîsinde epey­ ce zaman hocalık ettiğine dair maalesef hiç bir kayda raslama- ¡dım. Hattâ belki Ticaret mekte­

bi idaresi bile vaktile Tevfik Fik­ ret’in kendi kadrosuna şeref verdiğini belki de bilmez.

Fikret ten o mektepte ders okumuş olan tâbi B. Hilmi bana bunu şöyle anlattı:

— Elli sene önce Gedikpaşa ile Çaışıkapı civarında bahçeli büyük bir konağın kapısına şu levha asılmşıtı: İstanbul ticaret mektebi âliyesi.

O zamanlar bu irfan müesse- sesi ilk defa olarak burada açıl­ mıştı. Bu mektepte Tevfik Fik­ ret hüsnühat muallimliğini der­ uhte etmişti. Haftada iki gün dersi vardı. Gelir, hapimizin bü­ tün yazılarım, ayrı ayrı, kendi defterlerimizin üstünde, fakat kendi kalemde tashih ederdi. Bazan o yazıların kenarlarına talebenin hevesini arttırmak maksadile, kendi elile gayet can­ lı resimler yapardı. Çiçekler, kuşlar... Bütün talebeye kendisi­ ni nezaketi ve hüsnü muamele- sile sevdirmişti.

O zaman mektebin hoca kad­ rosu hakikaten kuvvetliydi. Mü- dürümliz Sait Gelenbeviydi ki ! sonradan Maarif Nazırı olmuş- ' tu. Halil Etem bey ilmi tabaka- ! tülarz ve kimyanın sanayide tatbiki dersine girdi. Sakallı Sait bey Fransızca muallimiydi. Pek muktedir olan tedris heyeti karşısında iyi bir talebe kitlesi görürdü. Meselâ bunlar arasında bizim sınıfta meşhur Haydar Ri- fat beyi hatırlıyorum. Tevfik Fikrete edebiyattan uzun uzun bahsettirmesini çok iyi bilirdi...

Halûk küfürleri

duymasın diye..

Fikret’in en tiksindiği şey «küfür» dü. Sokakta küfür işit­ mek onu âdeta hasta ederdi. Halbuki yalıda oturdukları o za­ manlar bazan sahilden, balıkçı kayıklarından yakası açılmamış, gayet galiz küfürler yükseliyor­ du. İşin fena tarafı bu küfürleri Halûk da işitiyordu.

Fikret buna tahammül ede­ mezdi. Âşiyan da daha yapılma­ mıştı. Tevfik Fikret Halûk küfür «İşitmesin, ahlâkı bozulmasın di­

Tevfik Fikret’in Boğazın en güzel yeri saydığı Âşiyanm , bahçesinden görünen manzara

ye kayınpederinin yalısından çıktı. Hisarın dibinde, şimdi zan­ nederim, Mr. Rigs isminde bir Amerikalının oturduğu kırmızı köşk o zaman boştu. Tevfik Fik­ ret hemen burayı tuttu. Halûku sahilden ve küfürden tepelere kaçırdı.

Sonra Âşiyanı kurdular. Fik­ ret Âşiyanın yerini Boğazın en güzel noktası olarak buluyordu. Ev kurulmadan karı koca sık sık buraya geliyorlar, evin yerine oturuyorlar, uzun uzun konuşu­ yorlar, hayallere dalıyorlardı.

Âşiyanm kendisine ecnebiler tarafından hediye edildiği kati­ yen yalandır. Fikret Aksarayda- ki evini satarak burasını yaptır­ mıştır. Evin plânını da, meşhur balkonuna kadar kendisi çizmiş­ tir. Bütün odaları,_ iç taksimatını kendi yapmıştır. Âşiyanın arsa, sini komşusu Haydar beyden 120 liraya almıştı. Sonra biraz daha araziye ihtiyaç görülmüş ve 50 liralık toprak daha alınmıştır. Bu suretle arsaya 170 lira veril­ miştir. Altın para... Evin inşaa­ tına da 1500 altın gitmiştir.

100 altın...

Aksaraydaki satılan evden ge­ ri kalan paraya gelince... Bu sı­ rada pek sevdiği kayınbiraderi ve yakm akrabasından doktor Hikmet bey Avrupaya gitmek, o zamanın tâbirile «Avrupaya kaç­ mak» istiyordu.

Bir gün Fikret genç doktoru odasına çağırdı. Kendisine mesut yolculuklar temenni etti. Ve ona tahsiline yardım olması için bir hediye verdi: 100 altın lira...

Biblo merakı...

Paraya hiç ehemmiyet veren insan değildi. Hattâ para mef­ humu pek zihnine girmemişit. Hiç bir zaman bol parası olma­ mıştı. Ancak kendisine yetecek kadar kazanmıştı. Halbuki hu­ dutsuz olan arzularım hesaplı bir bütçeye göre âyarlaması lâ­ zımdı. Meselâ Istanbula indiği zaman mutlaka Beyoğluna çıkar ve Japon pazarına uğrardı. O za­ manlar yeni açılan Japon paza­ rından her zaman bir çok biblo­ lar alarak Âşiyana dönerdi.

Tevfik Fikrette bu biblo mera­ kı pek ileriye gitmişti. Âşiyanm her tarafını bunlarla doldur­ muştu.

Hayvanlan çok sevdiği için bu biblolann hepsi de onların muh- teilf cinslerini gösteriyordu. Bu suretle etratafta pek şirin tekir kediler, aslanlar, kaplanlar, fil­ ler, balıklar, timsahlar göze çar­ pıyordu. Bu biblolardan son za­

manlara kadar yalnız bir fil kal­ mıştı. [Fikret’in hayvan sergi­ sinden sonra yine bahsedece­ ğ iz ]

Japon pazarından bir çok şık yastıklar da alırdı. Ekseriya ko­ nuşurken bu yastıkları dirseği­ nin altına koyardı.

Hattâ Tevfik Fikret onlardan birinin üsftüne koyduğu Zerrişte ismindeki meşhur kedisinin yağ­ lı boya gayet güzel bir tablosunu da yapmıştı.

Tevfik Fikret’in sevdiği şeyler­ den biri de büstler, minimini heykellerdi. Fakat bunların ken­ di ruhuna uygun olanları pek pahalıydı. Alçıdan yapılmış âdî ve ucuzlarına ise o tenezzül et­ mezdi. Güzel şeylere karşı arzu dolu bir insan olduğu halde bir gün bile paranın peşinde koşmuş değildi.

Üstelik Fikret mahrumiyetle­ rin çok fazla sarsabileceği bir in­ sandı. Zira çocukluğu hakikaten pek iyi geçmişti.

Hattâ bir gün doktor Adnana şöyle demişti:

— Çocukluğumda mektebe gi­ derken, lâlamla her hafta yolda, Liyon’a uğrar, yarım kilo şeker­ leme alırdık!.. Ben de çok güzel günler gördüm. Ve iyi yaşama­ sını tabiî severim....

Fikret bunu bir coşkunluk ânında söylemişti. Ve o zaman­ lar mektebe giden çocuğun lâla- sile birlikte Liyon’a uğrayıp ya­ rım kilo şekerleme alması bir refah derecesini gösterir.

Bu itibarla hesaplı günler Tevfik Fikret için, bir çokların­ dan daha tesirli olduğu muhak­ kaktır.

Burada bir şeyin daha farkına varıyoruz. Fikret küçüklüğün­ den beri tatlıları, şekerleri sevi­ yor... Hikmet Feridun Es

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

“doctoral health control belief ” and lower “negative beliefs regarding surgical pain and narcotics analgesics” tended to use non-pharmacological pain coping strategies

As the meaningful units are taught later on in SBSM, joining up letters (sounds) initially lead pupils to problems with reading skills and mistakes. Therefore the units learned

Preoperatif ve postoperatif trombosit agregasyonu epinefrin testi için grafik Preoperatif dönemdeki ristosetin ile yapılan agregasyon testi sonuçlarında gruplar arasında anlamlı

Ada- daki 13.000 dolayında bitki türünün %90’ının, kuş türlerinin yarısının, am- fibilerle sürüngenlerinse neredeyse ta- mamının endemik olduğunu düşün- mek

Çalışma sonucunda, (1) öğretmenlerinin okul müdürlerine güvenmelerinin; öğretmenlerin okul müdürünün, yeterli, etik davranan ve öğretmene destek davranışı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

[r]

Somyada kımıltısız yatan ka­ fa ninenindi: «Padişahımız ikin di divanından sonra Belgrad’a dönmüştü. Odanın içinde bir boydan öbür boya konsol denli