• Sonuç bulunamadı

Kemalizmin yarattığı Köy Enstitüleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kemalizmin yarattığı Köy Enstitüleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

4

'

SAHÍFE tKÎ

Kemalizmin yarallığı

Köy Enslilüleri

♦Bu memleketin sahibi ve top-

lumumuzun asıl unsuru köylüdür.

İşte bu köylüdür ki bugüne kadar

eğitimden mahrum bırakılmıştır.

ATATÜRK - 1922

C

ehaletin yokedllraesl U lusal K u rtu lu ş Sava­ şının üçüncü dönem i o lacaktı. B irincisinde İstilâcılar y u rd u n h arim i İsm etinde boğulm uş, İç ve dıs gâvura karşı bağım sızlığım ız ku rtarılm ıştı. İkincisinde T ü rk toplum u, y ü zy ıllard ır İlerlem e­ sine engel olan ayak bağlarını K em alist devrim - le rle söküp atm ıştı. Ü çüncüsünde k aran lık y ırtı- lacak tı. T ü rk ulusu k aran lığ a v u ra -v u ra y ü rü y e ­ cek ve u y g arlık düzeyinin ü stü n e çıkm ak için

ay d ın lık ta ilerliyecekti, K em alist devrim lerin de am acı bu idi. Bağım sızlığım ızın ve cum huriyetin ilelebet yaşatılm asının da garantisi, B üyük ATA- TÜRK 'ün 25 A ğustos 1925 te söyledikleri gibi, «fikri hür, vicdanı hür, irfanı h ü r kuşakların» yetiştirilm esinde idi. (1)

C ehaletin yokedilm esi böyle kuşak ların yo­ ğunlaştırılm ası ile olacaktı. C um huriyetin ilk y ıl­ la rın d a m illî eğitim so ru n ları önem le ele alın ı­ yordu. U lusal K u rtu lu ş Savaşının taze h eyecan­ la rı ile dolu, knvayi m illiye ru h u taşıyan b ir öğ­ retm en kadrosu büyük çaba gösteriyordu. E ği­ tim de M ustafa Necati gibi ö nderlerin açtık ları ışıklı y o llar vardı. F a k a t y e tiştirile n k u şak lar yo- ğuıılaştırılam ıyordu. H alkın %80’i köylerde oldu-: ğundan h e r ta ra fı birden n u ra k av u ştu rm ak m üm kün olam ıyordu. M em leketin sahibi ve top- lum um uzun asıl unsuru olan köylü eğitilem lyor- du. Oysa fikri, vicdanı ve irfa n ı h ü r k u şak ların . Özellikle köylü sınıf arasında, çoğunluk kazanm a­ sının önemi b ü y ü k tü . D ev rim ler yerleşecek ve kök salacaktı. K alkınm anın ön ş a r tla n tam am la­ nacaktı. ü m m e tç ilik k ırın tı ve istek leri yokedile- cek, ulu sçu lu k şu u rlan acak tı. Böyle b ir oriam d a oy devrim i de kendiliğinden gerçekleşm iş b u lu ­ nacağından, dem okratik yöntem e geçildiğinde sarsın tılar az olacaktı. D em okrasinin iradei m il­ liy e adına, kendisinin kaynağı olan devrim ler! boğm asına im kân olm ayacaktı. M illî irad en in h e r zam an m illî m en faatler p aralelin d e bulunm ası sağlanacaktı.

Eğitimde şuurlaşma

K

öy E n stitü lerin in k u ru lu şu , 17 N isan 1940 bu yönden büyük önem taşım ak tad ır. K e­ m alist devrim ler 1935’Ierden so n ra m illî eğitim de b ir araştırm a, geliştirm e, b ir şu u rlaşm a dönem ine girm iştir. B atının veya şu rad an b u ra d a n b ir ö r­ n ek alınm aksızın, yabancı uzm an ra p o rla rı isten ­ m eksizin, yakın tarihim izde ilk defa olarak, T ü rk h alk ın ın ih tiy açların a uygun, m illî ve gerçekçi b ir oluşum başlam ıştır m illî eğitim de. Z iya G ö - K A L P ’le b irlik te u yanan u lu su n kendi öz h arsı­ n a yönelm e fik ri A nadolu h alk ın ın gerçeklerinde uygulam aya konuluyor, K em alist dev rim lerin sen tezinde b ir yeni m illiyetçilik m ayalanıyordu. B ir yeni m illiyetçilik ki. okum a - yazm a ve ilk eğitim düzeyindeki b ilg iler dışında h alk ın y aşan tısın d a­ ki edebiyattan, san at ve m üzikten, folklordan ve en ilkel yerleşm e y erlerin d e gerekil basit u y g a r­ laşm a m eto tların a k ad ar y u rt ölçüsünde benzer­ lik sağlayacaktı. K öy eğitm enleri yetiştirm e de­ nem esinden b aşlay an oluşum un 17 N isan 1940 ta K öy E n stitü lerin i m eydana getirm esi K em alist devrim lerin y aratıcı fik riy atın ın m illî eğitim a la ­ nın d ak i ü rü n ü idi.

1940 - 1947 arasın d a yedi yıl içerisinde K ızıl- çu llu ve Ç ifteler denem elerinden b aşla y a ra k y u r­ d un çeşitli bölgelerinde köy h a lk ı ile iç içe, ta r ı­ m a elverişli y erlerd e 20 ad et K öy E nstitüsü k u ­ ru lm u ştu . D evlet bütçesinden p ek az yardım a lı­ nıyor, öğrencisinden öğretm enine k a d a r b ir ü l­ kücü gayretin nasırlaşan e lle ri ile ese rle r y ü k se­ liyordu. Geniş istim lâk ler y a p ıla ra k m ütegallibe zengin edilm iyor, ih alelerle m ü ta a h h itle rin cep­ leri şişirilm iyordu. Ama ü lkücü kişilerin y öneti­ m inde kız - erk ek köy çocukları yeni eserlerin m im arları o larak A nadolu’yu b aştan inşa edip k u rtarm a n ın sağlam tem ellerini a tıy o rlard ı.

Çıkarcı ve tutucu

güçlerin saldırısı

F

ak at ü lkücülerin bu çabası uzun sürm edi. Köy E n stitü lerin d e kişilik kazanan köy

ço-Suphi KARAMAN

TA B ÎÎ SENATÖR e u k la n d ah a beş-altı sene evvel çobanlığım , ır ­ gatlığım y a p tık la rı to p ra k a ğ ala rın ın h u zu ru n u k açıracak tı. K öy halk ın ın kaderi ü zerinde söz sa­ hibi olm aları sakıncalı olacaktı. F ik ri h ü r, vie- danı h ü r ve irfan ı h ü r b ir kuşağın yetişm esi h a l­ kın yaşan tısın ın ve geri kalm ışlığın nedenlerinin eleştirilm esine yol açacak, tu tu c u düzende ç a tır­ tıla r yapabilecekti. K öyün ekonom ik yaşantısının alışılm ış k u ra lla rı tartışılam am alı idi. K öydeki to p rak ağası ile kasabadaki eşrafın ekonom ik iliş­ k ilerin in y a ra ttığ ı k u d re t çem berinin ekonom ik, sosyal ve siyasi düzeni bozulm am alı idi. Bu d ü ­ zenin h alk ın tepesinde k u rd u ğ u skolâstik dü şü n ­ ce atm osferi, h e r yeni oluşum u g âv u r işi diye ge­ ri itm ekte, çıkarcı zü m relere y ü zy ıllar boyu b a ­ şarı kazandırm ıştı. O nlara göre K em alist d ev rim ­ le r düzen bozucu n ite lik te idi. Köye sokulm am a­ sı, yerleştirilm em esi, h alk a indirilm em esi skolâs­ tik düşünce atm osferinin devam ı ile m üm kündü. Oysa K öy E n stitü leri ile K em alist d evrim in ü l­ kücüleri sıçram a yapm ışlar, köye girm işlerdi. K em alist d ev rim ler halkçı, lâik, devletçi ilk ele­ riyle, m edenî kanunu ile, kadın h a k la n ile, ta rih ve dilde öze dönen m illiyetçiliği ile köyde ta h tı­ nı k u racak tı. T anzim attan b e ri yüz y ıld ır sü re ­ gelen şeh ir - köy ayrılığı son b u laca k tı. T üm A- nadolu h alk ı ekonom ik kalk ın m an ın tem el düşün ve eğitim ilk elerin e kavuşacaktı.

W P ' u ru lu düzende şeh ir - köy aracılığı y ap arak

saltan atın ı y ü rü te n ağa - eşraf İkilisi karşı h arek ete geçerken bu defa g âv u r işi sloganını kullanm ayı uygun görm edi. K em alist h arek etin yakın senelerdeki azim li davranışı k arşısın d a b u ­ n a cesaret edem edi. Bu defa, kam u oyunun da hem en onayını kazanacak olan, kom ünistlik slo­ ganı Köy E n stitü lerin e k arşı işletildi. S ilâh hede­ fini iyi b u lm u ştu . D em okratik h a y a ta yeni girişin y a ra ttığ ı ortam ve dem okrasinin işletiliş ta rz ın ­ daki anlayış K öy E n stitü lerin i çö k ertti. Ç ıkarcı zü m reler h a lk kitlesinin uyan m asın a fırs a t v e r­ m eden geniş oy k ay n ak la rın ı k o ru y ab ild iler. H al­ kın, b ir dengeli dem okrasiyi yaşatacak oy devri- m ini yapm asına im kân bırakılm adı.

Köy Enstitülerinin boşluğu

■mrr- öy E nstitülerinin am acından uzak la ştırılm a-

sı ve sonra kapatılm asından beri geçen y ir­ m i yılın boşluğu hiçbir su re tte doldurulam am ış­ tır. d o ld u ru lam ıy acak tır. K lâsik eğitim yerine çeşitli iş k o lların d a p ra tik eğitim i öngören Köy E n stitü leri aynı hızla devam ettirilse idi, T ü rk i­ ye bugün çok fa rk lı b ir görünüşte b u lu n aca k tı. Yedi yılda 20 tanesini k u ran , d evlete h içb ir y ük olm adan işleten, 17.009 ö ğretm en y etiştiren ü lk ü ve güc yirm i yılda d ah a yüziercesini k u racak , h alk ın hizm etine 100.000’i aşkın b ir öğretm en kad ­ ro sunu verebilecekti. B izzat Köy E n stitü lerin d e ve yetişen lerin gidecekleri köylerde eğitici du­ ru m la rı y an ın d a üretici n itelik leri köyün ekono­ m ik kalk ın m asın d a etk ili olacak, m em leket kal­ kınm asının a lt yapısını sağ lam laştıracak tı. K e­ m alist d ev rim ler köye ve geniş h alk kitlesine in­ d irilerek m illetçe uyanışın ve k alk ın m an ın hızı a rtırıla c a k tı. Köy E n stitü lerin d en yetişen ve T ü rk edebiyatını, düşün h ay atın ı h alk a in d irerek d ünya edebiyat âlem inde ün yapan kalem lerin sayısı a rta c a k tı. İrtic a ve taassu p yok edilm iş o- lu rd u . D em okrasinin yerleşm esi ve işleyişi sağ­ lam laşır, siyasi b u h ra n la ra girilm ezdi. 27 M ayıs­ ta n sonra ve bugün çeşitli so ru n la rın çözüm ü ko- laylaştrdı.

Sonuç

K

öy E n stitü lerin in boşluğunu doldurm ak için 27 M ayıstan bugüne k a d a r değişik a la n la r­ da birçok g ay ret sarfed ilm iştir. ö z e llik le ; 222 sa­ yılı İlk ö ğ retim K anunu, Y edek Subay öğretm en­ lik , çırak lık okulları, te k n ik öğretim - klâsik öğ­ retim ta rtışm a ve uygulam ası, sağlık h izm etleri­ nin sosyalize edildiği bölgelerde yardım cı faali­ y e tle r ve genel olarak D evlet P lân lam asın ın eği­ tim alan ın d ak i gayretleri.. A m a b ü tü n bu çaba­ la r K öy E n stitü lerin in boşluğunu doldurm ağa yetm em iştir.

K em alizm in y a ra ttığ ı b ir eğitim tip i olan Köy E n stitü lerin e ve bu a ra d a m em lekete yazık ol­ m u ştu r.

(1) P rof. E. Z iya KARAL. A TA TÜRK ’ten D üşün­ celer. S. 78

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu olguda; bir atta ateşli silah yaralanması sonucu, ikinci falanksta meydana gelen parçalı kırık olgusunun tanı ve sağaltım sonuçlarının sunulması

Bu çalışmada, modellenen betonarme çerçeveli bir yapıda beton dayanımının etkinliğini belirlemek amacıyla, beton dayanımı 18MPa’dan önce 12MPa daha sonra 10MPa

“San’ata Dair” yazısında ise, Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne ilgisizliği, du­ yarsızlığı ve sevgisizliği belirtir: “...Ben bile, ben ki evinde hayli zengin

Başarısız devlet ve devletin başarısızlığı kavramları sadece doktrin ya- zarları tarafından tartışılmamakta, Dünya Bankası (World Bank), Birleşik Krallık

Tarık Acar «Yarasalar ışıktan korkar.. Her ikisi de kabir­ lerinde rahat ve huzur

Erken ve düşük doğum ağırlığı hikayesi SP grubunda %30.4 (14 hasta), kontrol grubunda %10 (5 çocuk) oranındaydı ve istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi (p<0.05)

chambre

PMN'lerin önceden sitokin ile muamele edildikten sonra lip amB ve Candida'larla birlikte inkübe edildi¤i grupta fagositoz ora- n›nda artan konsantrasyonlarda gözlenen