MÜMİNLER CEHENNEM' E GİRER Mİ?
Prof Dr. Şevki SAKA
Meryem Suresi'nin 71. ve 72. ayetleri okunduğu zaman sanki
ına-nanlar da dahilolmak üzere bütün insanlar Cehennem' e gireceklermiş
gibi, bir anlamla karşılaşılmaktadır. Mevcut meallerin çoğunluğu, bu
an-lamı öne çıkaracak bir şekilde yazılmışlardır.
Oysaki Kur'an'ın genel prensiplerine göre, inanıp salih amel sahibi
olan herkes Cennet'e gidecek ve Cehennem in gizli sesini bile
duymaya-caktır. Onlar için orada ne bir korku, ne de bir üzüntü sözkonusu
olmaya-caktır. Durum böyle olunca, Meryem Suresi'nin sözü edilen ayetleriyle,
Kur'an'ın genel prensipleri arasında bir çelişkinin varlığı
vehmedilmekte-dir. Kur'an'da herhangi bir çelişki olmadığına göre, biz şimdi bu ayetleri
kendi siyakı içinde ve Kur'an bütünü ışığ~!1dainceleyip, gerçek durumun ne olduğunu ortaya koymaya çalışacağız. Oncelikle adıgeçen ayet mealle-ri üzemealle-rinde duralım:
"Sizden oraya (Cehennem'e) uğramayacak hiç kimse yoktur.
Bu, Rabb'inin üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra
müt-tekileri kurtarıp, zalimleri orada diz üstü çökmüş bir vaziyette
bıra-kacağız." (1)
Burada "Sizden Cehennem' e uğramayacak hiç kimse yoktur"
ifade-si, k~unun odak noktasını oluşturmaktadır. "siz"den maksat kimdir?
( ') zamiri ile kasdedilen bütün insanlar mı, yoksa yukanya bağlı
yalnı inkarcılar mı? Bunun tahliline geçmeden önce bu ayetlerin
üstün-deki ayetlerle inkarcılara nasıl hitap edildiğine bakalım:
''Rabb'ine andolsun ki, onları (kafirleri) ve şeytanları mutlaka
toplayacağız, sonra onları diz çökmüş vaziyette Cehennem'in
çevre-sinde bulunduracağız. Sonra her milletten Rahman'a en çok karşı
ge-leni ayıracağız. Daha sonra, elbette biz oraya girmeğe kimin yakın
ol-duğunu daha iyi biliriz." (2).
1. Meryem, 19/71-72. 2. Meryem, 19/68-70.
30 şEvKlSAKA
Burada muhatabın inkarcılar olduğu ve onlara gaip zamiri ile hitap edildiği görülmektedir. Yüce Allah inkarcılan şeytanlarla birlikte
Cehen-nem' in etrafında toplayacağını beyan ettikten sonra, muhatap zamiri ile
de (
~J..)
!J)/J ~
0\9) yani "Sizden oraya uğramayacak hiç kimseyoktur." diye buyurmaktadır. Peki bu muhatap zamiri ile hitap edilen
topluluk kimdir? Bazı müfessirler bu genel bir ifadedir, inançlı ve inanç-sız herkesi kapsamaktadır derken, bazılan da yalnız inkarcılan
kapsamak-tadır, demişlerdirO). Çünkü yukandan beri gelen ayetler dizisi, hep
inkarcılann konumlan üzerinde durmakta ve onlann akibetinden söz et-mektedir. Buna göre başlıca iki görüş ortaya çıkmış bulunmaktadır:
1- Müminler Cehennem'e Girmez
Bu görüşü benimseyenlerin delillerini şöyle sıralamak mümkündür.
a) Bütün insanlar Cehennem'e girecektir, şeklindeki bir ifadenin,
ön-celikle Kur'an'ın genel prensiplerine uygun düşmediği bir gerçektir. Zira
Yüce Allah: "Şüphesiz bizden kendilerine güzel mük3fat (cennet)
tak-dir edilmiş olanlar, işte onlar oradan (Cehennem'den) uzak
tutulur-lar."(4) diye buyurmuştur.
Burada kendilerine Cennet takdir edilenlerin, Cehennem'den uzak
tutulacaklan söylenmektedir. Durum bu olunca, müminlerin Cehennem'e
girmeleri sözkonusu olamaz. Yine aynı yerden devam eden diğer bir
ayet-te de: "Onlar Cehennem'in uğuıtusunu bile duymazlar ve canlarının
çektiği nimetler içinde ebedi kalırlar." (5) buyurulmaktadır. Bu ifadeye
göre de eğer onlar Cehennem'e girmiş olsalardı, mutlaka onun uğultsunu
duymuşölurlardi.'(6) , . -, ı.;:.' .,,' "" ..
Bunlardan başka müminlerin Cehenntem ',e gitmeyeceğine işaret ,eden
daha pek'çok ayet-Fkerime vardır. Biz'bunlardanbir misal daha'vennekle
yetinmiş olacağız: ''İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur ve
onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar inandılar ve günahlardan
korundu-3. Bkz. İbni Cenr et-Taberi, Carniu'I-Beyan fi Tefsiri'I-Kur'an, XVI. 81-86; Ebu'l-Fereç el-Cevzi, Zadü'I-Mesir, V. 254; Fahnıddin er-Razi, Mefatihu'I-Gayb, V.5n; el-Kurtubi, el-Carniu li Ahkami'I-Kur'an, XI. 136-141; İbni Kesir, Tefsiru'I-Kur'ani'I-Azim,
m.131; AIfisi, Ruhu'I-Meani, XVI. 121. 4. Enbiya, 21/101.
5. Enbiya, 21/102.
MÜMıNLER CEHENNEM'E GıRER Mı? 31
lar. Dünya hayatında da, ahirette de müjde onlaradır. Allah'ın
sözle-ri değişmez (O'nun verdiği söz mutlaka yerine getirilir). İşte bu,
büyük kurtuluştur (1).
b) Anılan ayetlerle kasdedilen yalnız inkarcılardır. Zira yukarıdaki
ayetlerin de siyakından ve işaretinden anlaşılan budur. Bu ayetlerle yalnız
inkarcıların durumlarından söz edilmekte, onların Cehennem'in etrafında
diz çökmüş bir vaziyette toplanacağından ve kimlerin Cehennem' e
girme-ğe daha layık olduklarından bahsedilmektediriBl. Müminler burada asla
sözkonusu değilken, birdenbire muhatap sigası ile" Sizden oraya
uğra-mayacak hiç kimse yoktur" denilmektedir. "Siz" diye hitap edildiğine
göre, bununla sanki bütün insanlar kasdedilmekte, dolayısıyla bu ayetle
Kur'an'ın bütünü arasında bir çelişki varmış gibi bir izlenim ortaya
çık-maktadır.
Buna da cevap olarak şöyle bir açıklama yapılmaktadır: Hemen yu-karıda da ifade ettiğimiz gibi, inkarcılardan söz eden ayetler, hep gaip
za-miri ile açıklamalarını sürdürmektedirler. Burada da
(Leif,,)
ifadesi,( ~d'-')
takdirinde kullanılmaktadır. Yani her ne kad~-~yette muhatapza'ihiri olarak "sizden" ifadesi yer almakta ise de, gaip zamiri şeklinde
"onlardan" anlamında değerlendirilmektedir. çünkü Kur'an'ın
usıubunda bu tür iltifat ve inceliklere y?," 'yer rastlanmaktadır. Nitekim
İnsan Suresi'nin 22. ayetinde geçen (
C'0~)
ifadesi, ( ..4J CJ~)anla-mında kullanılmakta ve 21. ayette geçen ( ~~,..,) cüm)-~sine
bağlan-maktadır (9l.
İbni Abbas ve İkrime'nin de bu ayeti gaip zamiri ile yani,
(
V-\,.)
:';:,2) ~
0'
..1) şeklinde okuduğu rivayet edilmektedirilOl. Budeğerlendirmeğe\göre, "Sonra günahtan korunanları kurtarır ve
za-Iimleri öyle diz üstü çökmüş olarak bırakırız." (lll anlamındaki ayeti de
şöyle açıklanmaktadır: Cehennem'e girenlerin tümü içinde şirkten
koru-nanları oradan çıkarır, inkarcıları ise orada bırakınz (12l.
Bu noktada. Zamahşeri de şu açıklamayı yapmaktadır: "Eğer sözü
edilen ayetle yalnız. inkarcılar kasdedilirse o zaman (Sonra müttekileri
7. Yunus, 10/62-64; aynca bkz. Bakara, 2/1-5, 62, 82, 277; Al-i ımran, 3/198-199; Nisa, 4/57, 122; Maide, 5/9, 69, 119; Tevbe, 91100; Hud, 11/23; Ra'd, 13/29, Kehf, 181 107-108; Taha, 20n5-76; Enbiya, 21/103; Hac, 22/56; Müminun, 23/1-11; Nemi, 27/89;
Ankebut, 29/58; Rum, 30/15; Lokman, 31/8-9; Secde, 32/19; Zümer, 39/73-74; Fussılet, 41/30-32; Zuhruf, 43/68-73, Tur, 52/17-28; Vakia, 56111-40; Beyyine, 98/7-8.
8. Bkz. Meryem, 19/66-70.
9. Bkz. Ebu'I-Fereç el-Cevzı, Zadü'I-Mesır fi ılmi't-Tefsir, V. ~54-255.
10. Zamanşen, el-Keşşaf, ll. 520; ıbni Kesır, Tefsır, III. 132; Alusı, Ruhu'l-Meanl, XVi. 121.
1
ı.
Meryem, 19/72.32 ŞEvKl SAKA
kurtarınz) cümesinin manası, inkarcılann Cehennem' e girmesinin
arka-sından müttekiler de Cennet' e sevkedilirler, şeklindedir. Yoksa mütteki-ler de Cehennem' e girdikten sonra oradan kurtulurlar anlamında değil-dir." (13)
Ayette geçen "müttekiler" lafzı ile şirkten korunanlar, "zalimler"
sözcüğü ile de inkarcılar kasdedilmektedir (14). Böylece anılan ayetle,
mü-minler de dahilolmak üzere bütün insanlann Cehennem'e gireceklerine
dair iddialann doğruyu yansıtmadığı ortaya çıkmaktadır.
c) Bu görüşü ileri sürenlerin delillerinden biri de "vurud" kelimesi n-nin burada "duhUl" manasına gelmediğini iddia etmeleridir. Biz "duhiil" anlamına geldiğini iddia edenlerin görüşlerini ilerleyen sayfalarda
anlat-maya çalışacağız. Şimdi ise, "vurôd" kelimesinin Cehennem' e giriş
ma-nasının dışında başka ne tür anlama geldiğini açıklamaya çalışalım:
Yurud: Cehennem'e yaklaşma, Cehennem'in etrafında olma, hesap
yerinde bulunma ve köprüden geçme gibi bir takım anlama gelmektedir (LS).
Buna şu ayetleri delil getirmişlerdir: "Onlar sucuları gönderdiler" (16)
çünkü burada varid (sucu) suya girmemiş, ona yaklaşmıştır. Bu ayette
"vurôd" yaklaşma manasında kullanılmıştır. Diğer bir ayette şudur:
"Musa Medyen suyuna varınca" (17). Burada da Musa (a.s.) suya
girme-miş, suyun yanına yaklaşmıştır. Arapça' da kafile beldeye girmeyip oraya
yaklaştığı zaman, "Veradeti'I-Kafiletü el-belede" yani, kafile beldeye
yaklaştı, denilmesi de bunu doğrulamaktadır (18).
Buna göre sözü edilen ayetin manası, bütün insanlar hesap vermek
üzere Cehennem'in yakınında hazır bulunurlar (19). Sonra Yüce Allah
müt-tekileri Cehennem'den kurtarıp, onlan oradan uzaklaştımuş olur (20).
''Bedir ve Hudeybiye savaşında bulunan hiçbir müslüman
Cehen-nem'e girmez" anlamındaki hadis-i şerif de bu görüşü desteklemektedir.
Burada Hafsa (r.a.): Yüce Allah "Sizden oraya girmeyecek hiç kimse
yoktur" diye buyurmadı mı? şeklinde bir itirazda bulununca, Hz.
Pey-gamber (s.a.v.) de: "Sen onu bırak, Cenab-ı Hak: sonra günahtan
ko-runanları kurtarırız da demiştir .,,(21) Şayet "vurOd" kelimesi girmek
manasına olsaydı, Hafsa'nın sorusuna Hz. Peygamber itiraz etmezdi (22).
13. Zarnahşeri, el-Keşşaf, II. 520.
14. Bkz. Ebu'l-Pereç el-Cevzi, ZadU'l-mesir, V. 257.
A 15. Bkz. Razi, Mefatihu'l-Gayb, V. 572; Kurtubi, Ahkamu'l-Kur'an, XVI. 137
Alfisi, Ruhu'I-Me1ini, XVi. 122; Vehbe Zuhayli, et-Tefsiru'I-Münir, XVI. 145. 16. Yusuf, 12/19.
17. Kasas, 28/23.
18. Bkz. Zamahşeri, el-Keşşaf, Il. 520; Razi, Mefatihu'l-Gayb, V.572. 19. Bkz. Razi, a.y.
20. Enbiya, 21/101.
21. İbni Mace, Sünen, II. 1431 (Kitabü'z-Zühd); Taberi, Tefsir, XVI. 85; Kurtubi, Ahkamu'I-Kur'an, XI. 137; İbni Kesir, Tefsir, III. 133.
MÜMİNLER CEHENNEM'E GlRER Ml? 33
i
''Vurôd''un hazır olmak ve köprüden geçmek manalarına geldiğine
de şu hadisler işaret etmektedir, Abdullah b. Mesud'dan rivayet edilen bir
hadiste şöyle denilmektedir: "Bütün insanlar Cehennem'in etrafında
hazır olurlar. Sonra herkes ameline göre oradan kurtulur.
Kurtulan-ların ilki şimşek gibi, sonra rüzgar gibi, sonra hızlı at gibi, sonra
su-vari, daha sonra da yaya gibi Cehennem'den uzaklaşırlar (23),Bu
hadisin başka bir varyantı da şu şekilde nakledilmektedir: ''Bütün
insanlar Sırat'a gelirler ve onların "vurudu" Cehennem etrafında
hazır olmaktır. Sonra onlar Sıral'tan amellerine göre geçerler.
On-lardan bazısı şimşek gibi, bazısı rüzgar gibi, bazısı kuş gibi, bazısı
hızlı at gibi, bazısı hızlı deve gibi ve bazısı da koşan insan gibi geçip oradan kurtulurlar"(24).
Burada ''vurôd'' kelimesinin köprüden geçmek manasında
değerlen-dirildiği görülmektedir. Zamahşeri' nin de beyamna göre, İbni Mesiid,
Hasan ve Katade bu kelimeyi, Sırat üzerinden geçmek diye tanımlamış-lardır, Zira Sırat, Cehennem üzerine uzanmış bir köprüdür (25).
Bu duruma göre müminler, Cehennem'in yakınında ve hesap yerinde
toplamrlar, fakat Cehennem' e girmeden herkes arneline göre Sırattan ge-çerek oradan uzaklaşır. Şimdi diğer görüş sahiplerinin iddialarını incele-yelim,
2. Herkes Cehennem'e Girer Sorunu
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, birçok bilim adamı bu ayetin genel bir anlam taşıdığını, inançlı ve inançsız herkesi kapsadığını ifade
etmiş-lerdir (26).çünkü ayette istisna edilmelesizin: "Sizden Cehennem'e
uğra-mayacak hiç kimse yoktur." denilmektedir. Bu görüşü ileri sürenlerin
iddialarına göre, buradaki hitap önceki ayetlerden ayn, yeni ve umumi bir
hitaptır. Burada muhatap zamiri ile doğrudan doğruya bütün insanlara
hitap edilmektedir. Yani herkes oraya uğrayacaktır. Bunun böyle
olduğu-na da "Sonra müttekileri oradan kurtaracağız" cümlesi delalet
etmek-tedir. Çünkü oraya girenler arasından yalnız takvaya erenlerin oradan
kur-tanlacağı, zalimlerin ise, diz çökmüş bir vaziyette omda bırililacağı
belirtilmektedir (27).Bu demektir ki bütün insanların ateşe girmiş olmaları gerekmektedir ki, müttekilerin oradan çıkarılmaları ve zalimlerin ise orda kalmaları sözkonusu olabilsin.
Bu anlayışa göre ayette geçen "vurnd" kelimesi, girmek manasına-dır. Bu görüşü ileri sürenler ayet ve hadislerden pek çok örnek
vermişler-23. Ebu'I-Fereç el-Cevzı, Zadü'l-Meslr, V. 256. 24. lbn-i Kesır. Tefsır, III. 132.
25. Bkz. Zamahşen, el-Keşşaf. II. 520. ;
26. Ebu'l-Fereç el-Cevzı, ~Zadu'I-Mesır, V. 256; Kurtubı, Ahkiimu'I-Kur-an, XI. 138; lbni Kesir. Tefsir, III. nı;Alusi, Ruhu'l-Meiinl, XVI. 12\.
34 ŞEvKiSAKA
dir. Mesela şu ayetleri bütün insanlann Cehennem' e gireceklerine dair
delil olarak göstermişlerdir:
"Siz de, Allah'tan başka taptıklarımz da Cehennem
odunusu-nuz. Siz oraya gireceksiniz."(28)
''İşte o, bunlan ateşe getirdi. Vanlan yer de ne fena bir yerdir." (29)
Halbuki bu ayetler dikkatlice incelendiğinde, bunlarla bütün
insanla-nn değil, yalnız inkarcılainsanla-nn durumlan açıklanmaktadır. Bu konuda
bun-lann delilolarak gösterilmesi hiç de mantıki görülmemektedir.
Hadis olarak getirilen delillere gelince, bunlann sayısı
azımsanmaya-cak kadar çoktur: Cabir b. Abdullah'tan rivayet edildiğine göre, ona bu
ayet hakkında sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir: "~en Allah'ın
Resu-lünün şöyle söylediğini işittim: "Vurud, girmektir. Iyi-kötü herkes o
Cehennem'e girecektir. Ancak Cehennem müminlere bir serinlik ve
esenliktir. Hatta insanlar onun serinliğinden dolayı rahatsız
olacak-lardır."(3O) Yine bu görüş sahiplerine göre müminler Cehennem'e kesin
olarak gireceklerdir. Onlar hiçbir korku ve zarara uğramaksızın, hatta se-vinçle oraya varacaklardır. Çünkü Yüce Allah: ''O en büyük korku
on-lan tasaon-landırmaz." (31)diye buyurmuştur.
Bu hususta başka bir hadiste de şunlar ifade edilmektedir: ''Melekler
kabirde mükMat ehli kimseleri cennetle müjdelerler. Hatta o kimse
Cennet'teki yerini görür ve öğrenir."(32) Ölüm anındaki "her şeyi
görme hali" hakkındaki söz de böyledir. Yani müminler yukandak.i.aye-tin de dokunduğu gibi, orada hiçbir korku ve tasa içinde olmazlar (33).
Yine Cabir b. Abdullah'tan rivayet edildiğine göre, bu konu
hakkın-da kendisi Hz. Peygamber (s.a.v.)'e sorduğunhakkın-da o hakkın-da şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler Cennet'e girdiklerinde: Rabbimiz bize, Cehennem'e
gireceğimizi vadetmemiş miydi? dediklerinde onlara, siz oraya o
Ce-hennem sönmüş iken girdiniz, denilir." (34)
Kurtubi de adı geçen ayeti, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in: "Herhangi
bir kimsenin büluğ çağına gelmemiş üç çocuğu ölürse, o kişiye ateş
ancak az bir miktar dokunur.,,(35) anlamındaki hadisinin tefsir ettiğini
28. Enbiya, 21/98. 29. Hud. 11/98.
30. Zarnahşeri. el-Keşşaf, II. 520. 31. Enbiya, 211103.
32. Razi. Mefatihu'l-Gayb, V. 572. 33. Bkz. a.y.
34. Zamahşeri, el-Keşşaf, ll. 520; Razi, Mefatihu'l-Gayb, V. 573; Kadi Beydayi, Enyaru't-Tenzil Ye Esraru't-Te'yil, II. 44.
MÜMİNLER CEHENNEM'E GıRER Mı? 35
ifade etmektedir06). Yani az bir miktar da olsa oraya girecek, ancak bu,
cezalandırmak için değil, Allah'ın emrinin yerine gelmesi için gerçekle-şecektir.
Bu görüş sahipleri, "Şüphesiz bizden kendilerine güzellik takdir
edilmiş olanlar, işte onlar Cehennem'den uzaklaşbrllmışlardır."(37)
ayetini de azaptan ve ateşte yanmaktan korunmuşlardır, şeklinde
yorum-lamaktadırlar. çünkü onlara göre kim Cehennem' e girer, orada acııztırap ve elem hissetmezse, gerçekte Cehennem' den uzaklaştın ımı ş olan o dur.
Buna delil olarak da: "Sonra müttekileri oradan kurtartrlz." (38)ayetini
göstermektedirler. Zira oradan kurtulmak, ancak oraya girdikten sonra
sözkonusu olabilir. Yoksa oraya girmeyen kimseler için "oradan
kurta-rırız" ifadesinin ne anlamı 0Iurdu?(39)
Kısacası bu anlayışa göre "vurôd" girme manasınadır. İyi-kötü
her-kes kısa da olsa oraya girecektir. Fakat müminler için orası, İbrahim
(a.s.)'da olduğu gibi serin ve selamet olacaktır40).
Fahreddin Razi da müminlerin Cehennem'den nasıl uzaklaşacaklan
hususunda şunlan nakletmektedir: Cehennem olarak zikredilen o
bölge-nin içinde ateşsiz bir yerin olması ve Cehennem' in katmanlan arasında
geçiş yollannın bulunması imkan dahilindedir. Durum böyle olunca,
her-kesin Cehennem' e girmesi halinde müminlerin o ateşsiz yerde olması,
inkarcılann ise ateşin orta yerinde kalması sözkonusu olabilir.
Razi'nin aktardığı diğer bir görüş de şudur: Yüce Allah
Cehen-nem'in ateşini söndürür, böylece müminler oradan kolayca geçerler. Di-ğerlerini ise Cehennem kuşatıp içine alır.
Bunun dışında Razi şu görüşe de yer vermektedir: Cehennem'in
sı-caklığı tabii değildir. İnkarcılann bedenlerine yapışan bir, takım cisimleri
Yüce Allah, onlann üzerinde yakıcı ve eziyet verici müminlerin bedenle-rine yapışan cisimleri ise, Hz.' İbrahim (a.s.)'da olduğu gibi, ~erinletici ve
'güveri'veriei'bIrözel1iğe sökar41)." "' ." ~." ,':t - •.l ".:)'
Bu demektir ki yukandan beri verilen bütün misalIerde her ne kadar
müminlerin de Cehennem' e uğrayacaklanndan söz edilmekte ise de,
bu-rada müminlere hiçbir acı ve ıztırabın dokunmayacağı, hatta
Cehen-nem'in müminler için güvenli ve serin bir yer olacağı belirtilmektedir. Bu durumda her iki görüş tarafından ortaya konulan deliller ve misaller
tet-36. Hadiste geçen ''Tehillete'I-Kasem'' ifadesi, azlıktan kinaye olarak cezalandıonak için değil, Allah'ın yemininin yerine gelmesi için, az bir miktar oraya girerler, anlamında-dır. (Bkz. Kurtubi, Ahkamu'I-Kur'an, XVI. 135-136).
37. Enbiya, ııııol. 38. Meryem, 19/72.
39. Bkz. Kurtubi, Ahkamu'I-Kur'an, XVI. 137. 40. Bkz. a.g.e., 137.
36 ŞEVKİ SAKA
kik edilince, görüşler arasında çelişkiden ziyade telif ve uzlaşmanın daha yakın olduğu görülmektedir. Şimdi birbirinden farklı imiş gibi görülen bu iddialann, netice itibariyle birbiriyle nasıl uzlaştığım görelim:
3.Cennet ve Cehennem Herkesin Hesabma Göredir
Kur'an'ın açıklamalanna göre hiçbir kimse için ne mutlak Cennet ve
ne de mutlak Cehennem sözkonusu değildir. Ancak herkes dünyada yap-mış olduğu ameline ve bunun neticesinde Yüce AHah'ın huzurunda
vere-ceği hesabına göre ya Cennet' e veya Cehennem'e gidecektir. Nitekim bu
hususa işaret eden yüzlerce ayetten birkaç örnek vermek istiyoruz:
" .... Kim Allah'a inanır ve yararlı bir iş yaparsa, Allah onun
kö-tülüklerini örter ve onu altmdan ırmaklar akan cennetlere sokar.
Onlar orada ebedi kalırlar. işte büyük kurtuluş budur.
İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanıara gelince, onlar da
Ce-hennem halkıdır. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek
yer-dir orası."(42)
"İşte ayetlerimi ve peygamberlerimi inkar ettikleri ve eğlence
ye-rine koydukları için onlarm cezası Cehennem'dir.
İnanıp iyi iş yapanlara gelince, Firdevs Cennetleri de onlarm
ko-nağı olmuştur. Orada sürekli kalacaklardır. Onlar oradan hiç
ayrıl-mak istemezler."(43)
Burada açıkça görülüyor ki inkarcılann Allah'ın ayetlerini ve
pey-gamberlerini alaya almalannın cezasının Cehennem; inanıp iyi işleri
ya-panlann karşılığının ise Firdevs Cennet' i olacağı belirtilmiştir. Aynca
Allah'ın huzurunda hesap verme ile ilgili olarak da şu ayetler ne kadar dikkat çekicidir:
"O gün hesap için AlIah'a arzolunursunuz. Sizden hiçbir sır
AlIah'a gizli kalmaz. Kitabı sağmdan verilen: Alın kitabımı okuyun
der. Ben hesabımla karşılaşacağıma inanmıştım zaten. Artık o,
mem-nun edici bir ~ayat içindedir. Yüksek bahçedeki meyvaları
devşirme-si kolaylıdır. Işte geçmiş günlerdeki yaptığınız işlerden ötürü bugün
afiyetle yeyin, için.
Kitabı sol tarafmdan verilen ise der ki: Keşke kitabım bana
ve-rilmeseydi. Şu hesabımı hiç görmemiş olsaydım. Malım bana hiçbir
42. Tağabun. 64/9-10.
43. Kehf, 18/106-108; aynca bkz. M. Fuad Abdu'I-Baki, el-Mu'ceınü'I-Müfehres li Elfazi'I-Kur'ani'I-Keriın. s. 483-484.
MÜMINLER CEHENNEM' E GIRER Ml? 37
fayda vermedi. Gücüm saltanatım benden yok olup gitti. Yüce Allah,
tutun onu bağlayın, sonra onu Cehennem'e sallayın. Sonra onu
uzun-luğu yetmiş arşın olan zincire vurun. Çünkü o, büyük Allah'a İnan.
mıyordu. Yoksul u doyurmaya önayak olmuyordu. Bugün onun için
candan bir dost yoktur." (44)
İşte bunlar ve bunlara benzer daha çok ayet-i kerime ile kişilerin Cennet veya Cehennem' e gitmeleri ancak hesaplanna göre gerçekleşece-ği açıkça ifade edilmişken, bütün insanlann Cehennem' e uğrayacağı veya mutlak anlamda müminlerin Cennet' e gideceği şeklindeki görüşler, izaha muhtaç iddialardır. Bu iddialar kapsamlı bir şekilde incelendiğinde, bun-lann birbiriyle çelişmediği, aksine aynı neticede birleştiği görülmektedir.
Öncelikle şunu ifade edelim ki, "Mürninler Cehennem'e Girmez"
veya "Bütün insanlar Cehennem'e uğrayacaktır" ifadeleri, mutlak
ma-nada söylenmiş sözler değildir. Zira müminler arasında suçuna göre
Ce-hennem'e uğrayac~ kimseler olduğu gibi, Cehennem' e uğramayacak
kimseler de vardır. Ote yandan bütün insanlar gündeme getirilince, onlar arasında da Cennet' e gidecek suçsuz kimseler olduğu gibi, Cehennem' e gidecek suçlu kimseler de mevcuttur. Yüce Allah katında herkesin bir
he-sabının varlığı, yukandaki ayetlerde görüldüğü gibi, Kur'an'ın genel
prensipleriyle açıklanmıştır (45).
Ayetlerin yorumlanmasında veya ayetlerden bir hüküm
çıkanlmasın-da bu genel prensipler asla göz ardı edilemez. "Sizden oraya
girmeye-cek kimse yoktur. Bu Rabb'inin üzerine aldığı kesinleşmiş bir hü.
kümdür." ayetini de bu genel hükümler çerçevesinde değerlendirmek
lazımdır. Buna göre vurgulamak isteriz ki, bu ayetten önce geçen ayetler
dikkatlice incelendiğinde burada muhatabın inkarcılar olduğu açıkça
gö-rülmektedir. Onlann Cehennem etrafında diz çökmüş vaziyette toplanaca-ğı, Allah'a en çok karşı gelenlerin ortaya çıkanlacağı ve Cehennem' e
gir-rneğe kimin daha layık olduğunun belirlen~eği, şeklindeki ifadeler bunu
kanıtlamaktadır (46).
Burada gaip zamiri ile inkarcılara hitap eden bu ayetler dizisini takip
eden ( \J)J..ı!J~ıIH~C:J~)ayetini de İbni Ahbas ve ikrime'nin muhatap
zamin. ile değil, gaip zamiri ile yani ve in minhum illa
vari-duha
(\i)"'
yh.AA..blJ)
şeklinde kıraat etmeleri ve bununla inkarcılannku:;uedilmiş olmManrun rivayet edilmesi de bu görüşü desteklemektedi (47).
44. Hakka. 69/18-35; aynca bkz. M. Fuad Abdu'I-Baki, el-Mu'cem, s. 201. 45. "O gün insanlar ayn ayn gruplar h<>linde (llahi Divana) çıkarlar ki, yaplıklar! kendilerine gösterllsin. Artık kim zerre kadar ha:i1r yapmışsa onu göıiir. Ye kim zerre kadar şer yapmışsa onu da görür." (Zilzal, 99/6-8)
46. Bkz. Meryem, 19/66-70) 47. Bkz. Ibnİ Kesir, Tefsir, lll. 132.
38 ŞEvKlSAKA
o
halde bu ayetle mutlak anlamda herkesin Cehennem'e girmesideğil, inkarcılann Cehennem' e girmesi, kesinleşmiş bir hüküm olardk
or-taya konulmaktadı(48). Aynca: "Siz ve Allah'tan başka taptıklarımz
Cehennem odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz."(49) anlamındaki ayet
ve buna benzer daha pek çok ayetle inkarcılann Cehennem'e gideceği
n-den özelolarak bahsedilmesi, bu anlamı doğrulamaktadır. Daha sonra
inkarcdann arkasından da müttekiler Cennet'e gidecek ve böylece
Allah'ın hükmü yerini bulmuş olacaktıt50).
Bu görüşü destekleyen diğer bir husus da "vurôd" kelimesinin
duhul (giriş) manasının dışında çeşitli manalara gelmiş olma'ndır. Mesela,
Cehennem'e yaklaşmak, hesap yerinde bulunmak ve Sırat'tan geçmek.
bunlardan bir kısmını oluşturmaktadır. Eğer ayette geçen "vurud"
kelime-si bu anlamlardan biriyle değerlendirilecek olursa, yine mutlak manada
herkesin Cehennem' e girmesi değil, bireylerin hesabına göre muamele görmesi sözkonusu olacaktır. Yani insanlardan bir kısmı şimşek gibi çok hızlı bir şekilde, bir kısmı rüzgar gibi ve bir kısmı da yürüyerek Sırat'tan
geçecek, dolayısıyla Cehennem'den uzaklaşmış olacaktır. İnkarcılar ve
Allah'a ortak koşanlar ise, Sırat'ı geçemeyerek Cehennem'e
yuvarlana-caklardıtSI) .
Öte yandan "vurôd" kelimesini duhul (giriş) manasında kabul
ede-rek bütün insanlann Cehennem' e uğrayacağılli iddia edenler bile,
Cehen-nem ateşinin müminlere asla dokunmayacağını, İbrahim (a.s.)'da olduğu
gibi, oranın müminler için bir serinlik ve esenlik yeri olacağını belirtmişI-lerdir. Hatta müminlerin farkına varmadan güven içinde Cehennem' den geçeceklerini bile hadislere dayanarak izah etmişlerdir. Nitekim bu nokta-da bir hadiste şöyle buyurulmaktadır:
"Cennet ehli Cennet'e girdikten sonra Rabb'imiz bize:
Cehen-nem'e gireceğimizi vadetmemiş miydi?
dediklerinde'()Dlara;lsizCe-hennem sönmüşken oraya girdiniz, denilir." (52)
Diğer bir kısım bilim adamı da "vurud" kelimesinin mümin ve kiifiri kapsayan genel bir ifade olduğunu belirtmiş, ancak müminin "vurôd"u
köprüden geçmek ve inkarcıllin "vurud"u ise, Cehennem'e girmektir,
şeklinde yorumlamışlardır(53).
48. "Oraya ginneleri, Rablerinin üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür." (Mer-yem, 19171)
49. Enbiya, 21/98.
50. Bkz. Zamahşeri, el-Keşşaf, II. 520.
51. Bu hususta geniş bilgi için bkz. Taberi, Tefsir, XVI. 82-88. 52. Bkz. a.g.e., s. 82.
MÜMİNLER CEHENNEM'E GıRER Mı? 39
Aynca "vurOd"u, müminleri Cehennem'den uzak tutacak şekilde
başka anlamlarda değerlendirenler de vardır(54).Ancak bu
değerlendirme-ler arasında en dikkat çekici olanı, "vurı1d"u, Cehennem' e girmek değil, Cehennem yakınında ve hesap yerinde hazır olmaktır, şeklindeki
değer-lendirmedir. Bu değerlendirmeye göre, orada hesap vermek üzere hazır
olan insanlar Cehennem' i görecek ve onun korkunçluğunu müşahede ede-ceklerdir. Sonra Yüce Allah onlar arasından günahlardan sakınanlan kur-tanp Cennet'e gönderecek ve O'na karşı gelenleri de Cehennem' e atma-lanm emredecektit55).
Fahrettin Razi'nin de bu konudaki değerlendirmesinin aym paralelde
olduğu görülmektedir: "Müminierin Cehennem'e nasıl girecekleri,
sonra da oradan nasıl kurtulup Cennet'e varacakları konusu,
haber-lerı e sabit midir? denilirse, biz deriz ki: Hesaba çekilme işinin arzın
herhangi bir yerinde olacağı, haberlerle sabittir. Bunun böyle
oldu-ğuna Cenab-ı Hakkın: O günki yer, başka bir yere ... tebdil
edilecek-tir(56)ay eti. delalet etmekt(.ıir. Cehennem yere yakın ve Cennet ise
göktedir. Insanların bir araya gelme işi, hesaba çekilme mekanında
sözkonusu olacaktır. Böylece inkarcılar oradan Cehennem'e girecek,
sonra da Yüce Allah Cennetlikleri yükseltecek ve onları oradan
kur-taracaktır." (57)
Bu yaklaşım birbirinden farklı imiş 'gibi görülen iki görüşün de aynı
noktada uzlaştığım göstermektedir. çünkü bütün insanlann hesap yerine
varacağı ve orada herkesin kendi kazancına göre ya Cennet' e veya
Ce-hennem'e gideceği Kur' an' ın kesin açıklamalanyla sabittit58).
Şevkani (Ö.1250 H.l1834 M.) de Fethu'l-Kadir'de her iki görüşün
aynı noktada uzlaştığını şöyle özetlemektedir: "VurOd'u, Sırat
üzerin-den geçme manasında kabul etmekle, Cehennem sönmüşken oraya
girme manasında değerlendirmek, Kitap ve Sünnet arasındaki
delil-leri birleştirmek demektir. Sözkonusu ayeti bu telif (uzlaşı) gerçeği
üzerine hamletmek lazımdır. Çünkü azaptan uzak olarak
müminle-rin Cehennem' e girmeleriyle, Cehennem üzerindeki sırattan
geçme-leri aynı noktada birleşmektedir(59).
Bütünbunlar gösteriyor ki, her iki görüşe göre de müminler (cezası
olanlar hariç) Cehennem ateşinde yanmaktan uzak tutulacaklardır. Diğer
bir ifadeyle müminler Cehennem'de bir çile ve azapla karşılaşmadıktan
sonra, ister Cehennem'in içinden geçsinIer, isterse Cehennem'in
üstünde-54. Mücahid'e göre müminin "vurfid"u, dünyada ona isabet eden sıtma hastalığıdır. Müninin ateşten nasibi o'dur. Mümin Cehennem'e girmez. (Kurtubi, Ahkamu'l-Kur'an, XI. 138.
55. A.g.e., s. 137. 56. ıbrahim, 14148.
57. Razi, Mefatihu'l-Gayb, V. 573. 58. Bkz. Kehf, 18/47-49.
40 ŞEV Kİ SAKA
ki Sırat'tan; netice itibariyle müminlerin kurtuluşu, inkarcılann da Cehen-nem' e ginnesi sözkonusu olmaktadır.
Kurtubi'nin de ifade ettiği gibi, ''Eğer bir kimse Cehennem'e
varır, ona Cehennem ateşi ve aleviyle eziyet edilmezse, o kimse
ora-dan kurtarılmış ve uzaklaştırılmış demektir."(60) Bu değerlendinneğe
göre de "vurud" kelimesine hangi mana verilirse verilsin, kişinin Cennet
veya Cehennem'e ginnesi, ancak kendi kazancına ve Yüce Allah'ın
tak-dirine bağlıdır.
Kısacası, sözü edilen ayetler, böyle uzlaştıncı bir anlayışla değerle
n-dirildiklerinde, ne ayetler arasında ne de Kitap ve Sünnet arasında
her-hangi bir uyumsuzluğu n sözkonusu olmadığı göıülmektedir.
SONUÇ
Meryem Süresi' nin 7
ı.
ve 72. ayet mealieri okunduğunda, istisnasızherkesin Cehennem' e gideceği şeklinde bir anlam la karşılaşılması,
ayetIe-rin siyakına ve Kur'an'ın genel prensiplerine ters düşmektedir. çünkü
Kur'an'da hiçbir kimse için ne mutlak Cennet ve ne de mutlak Cehennem
sözkonusudur. Onda ancak herkesin dünyadaki kazancına ve bunun
neti-cesinde de Yüce Allah'ın huzurunda vereceği hesabına göre ya Cennet
veya Cehennem'e gideceği ifade edilmektedir. Buna yüzlerce ayeti örnek
vennek mümkündür.
Bu gerçek karşısında müfessirler, anılan ayetleri "vurud" kelimesine
yüklenen manaya göre iki ayn yorumla izah etmeğe çalışmışlarsa da
neti-ce itibariyle aynı noktada birleştikleri göıülmektedir. Her iki yorumda da
Cehennem'in müminlere (suçlu olanlar hariç) hiçbir zarar venneyeceği,
müminlerin Cehennem ateşinden ve korkusundan uzak tutulacaklan
vur-gulanmaktadır. Zira Cehennem üzerinden hızlıca geçmekle, Cehennem
sönmüşken onun içinden geçmek arasında herhangi bir fark yoktur. Her ikisinde de müminlerin oradan salim olarak kurtulması sözkonusudur.
O halde 71. ayette her ne kadar muhatap zamiri ile "sizden oraya
girmeyecek kimse yoktur" denilmekte ise de, gaip zamiri ile yani
"on-lardan" anlamında değerlendirerek bununla inkarcılan kasdetmenin hem
ayetlerin akışına, hem de Kur'an'ın bütününe daha uygun düşeceği
kana-atindeyiz. Çnkü Kur'an'ın üslubunda yer yer bu tür kıraat farklılığına
rastlanmaktadır. Buna göre: "Sonra müUekileri Cehennem'den
kurta-rırız" anlamındaki cümleyi de, inkarcılann Cehennem' e ginnesinin arka-sından müttekiler de Cennet' e sevkedilirler, şeklinde yorumlamak lazım-dır.
İşte bu tür bir yaklaşımla "vurfid" kelimesine hangi anlam
yüklenir-se yüklensin, anılan ayetlerle istisnasız herkesin Cehennem'e gitmesi
MÜMıNLER CEHENNEM'E GıRER Mı? 41
değil, ancak suçluların oraya girmesi ifade edilmektedir. Bu da ilgili
ayet-ler hakkında zihinlere takılan tereddütleri ortadan kaldırmakta ve
Kur' an' da herhangi bir çelişkinin olmadığını gözler önüne sermektedir.
BİBLİYOGRAFYA
Abdu'I-Baki, M. Fuad, el-Mu'cemU'I-Müfehres li Elfazi'l-Kur'an, Beyrut, (t.y.) Abduh Muhammed, Tefsiru'l-Menar (fefsiru'I-Kur'an'i'I-Azim), Mısır, 1366/1947. Aliisi, Şihabu'd-Din Mahmud, Ruhu'l-melini fi Tefsiri'I-Kur'an'i'I-Azim
ve's-Seb'i'l-mesani, Beyrut, (ty.)
Ateş Süleyman, Kur'an-i Kerim ve YUce Meali, Ankara, 1975.
EI-Beydavi, Ebu'l-Hayr Abdullah b. Ömer b. Muhammed, Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'vil, İstanbul, 1314.
Buhari, Muhammed b. ısmail, el-Cami'u's-Sahih, Beyrut, (t.y.)
Cassas Ebu Bekr Muhammed b. Ali er-Razi, Ahkamu'I-Kur'an, ıstanbul, 1335. Ebu Daviid, Süleyman İbnu'l-Eş'as es-Sicistlini, Sünen, 1388/1969.
Ebu'I-Fereç el-Cevzi, Zadü'I-Mesir fiİ1mi't-Tefsir, 1384/1965.
Ebu's-Suiid, Mehmed b. Muhyi'd-din eı-tmadi, İrşadu'I-Akli's-Selim ila Mezaya'l-Kur'an'i'I-Azim, İstanbul, 1308/1890.
Elmalılı Hamdi Yazır. Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul, Eser Kitabevi İbn Hanbel Ahmet, Müsned, Mısır 1313.
İbn Kesir, Ebu'I-Fida İsmail, Tefsiru'I-Kur'an'i'I-Azim, 1388/1969. İbn Mace, SUnen, Mısır 1373/1953.
Kurtubı. Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensaıi, el-Cami'u li Ahkami'l-Kur'an, Klihire, 1369/1950.
Meraği, Ahmed Mustafa, Tefsiru'l-Meraği, Mısır 1365/1946.
Mevdiidi, Ebu'I-Aıa. TefhimU'I-Kur'an (çev. Muhammed Han Kayani ve arkadaşlan), ıs-tanbul, 1986.
MUslim b. Haccac el-Kuesyn. el-Camiu's-Sahih, Mısır 1374/1955. Razi Fahruddin Muhammed. Mefatihu'l-Gayb, İsanbul, 1308.
Şevkani, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Fethu'I-Kadir, Beyrut, 1403/1983.
Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Cami'u'I-Beyan fiTefsiri'I-Kur'an, Mısır 1323. Tirmizi, Ebu İsa Muhammed b. İsa, el-Cami'u's-Sahih, Mısır 1385/1965.
Zamahşeri, Ebu'l-Kasım Carullah Muhammed b. Ömer, el-KeşşM an Hakaikı't-Tenszil ve Uyuni'I-Ekavil fi vüciihi't-Te'vil, 1397/1977.