• Sonuç bulunamadı

Başlık: KRONİK / Öncesi ve Sonrasıyla 29 Mart 2009 Yerel Seçimi Yazar(lar):SEVİNÇ, MuratCilt: 64 Sayı: 2 Sayfa: 213-224 DOI: 10.1501/SBFder_0000002109 Yayın Tarihi: 2009 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KRONİK / Öncesi ve Sonrasıyla 29 Mart 2009 Yerel Seçimi Yazar(lar):SEVİNÇ, MuratCilt: 64 Sayı: 2 Sayfa: 213-224 DOI: 10.1501/SBFder_0000002109 Yayın Tarihi: 2009 PDF"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Öncesi ve Sonras yla 29 Mart 2009 Yerel Seçimi Dr. Murat Sevinç A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi

29 Mart 2009 tarihinde gerçekle en yerel seçim (mahalli idareler seçimleri) Türkiye’de uzunca süredir tan k olunmayan bir heyecan yaratt . Bu duygunun temelinde, 2002’den bugüne oyunu ve tabii parlamentodaki sandalye say giderek art p muhalefetin gelecek seçimler aç ndan umutsuzlu a kap lmas na neden olan iktidar partisinin, yerel düzeyde de olsa oy kaybetme olas n belirmi olmas vard r denilse, herhalde çok yanl olmaz. Nitekim seçim sonuçlar , AKP1 hemen her düzeyde en yüksek oyu almas na kar n 2007 Temmuz genel seçimleriyle kar la ld nda oyu dü tü ü için, muhalefette sevinç yaratt . 29 Mart seçimleri, hem yaratt heyecan, seçim sürecindeki tart malar, hem de sonras aç ndan incelenmeye de er. Belki de 1950’den bugüne ba ka herhangi bir genel ve yerel seçimde kar la lmayan çoklukta hukuksal sorun ya and . in içine Anayasa Mahkemesi, Dan tay, YSK (Yüksek Seçim Kurulu), valilikler, nüfus müdürlükleri, TÜ K (Türkiye

1 Adalet ve Kalk nma Partisi ile ilgili bitip tükenmeyen tart malardan biri ad n saltmas üzerine. Konu çok boyutlu. E er parti Tüzü ü’nün ilk ve üçüncü maddeleri dikkate al rsa Adalet ve Kalk nma Partisi’nin k saltmas Ak Parti (3. md.). Ancak partinin kurulu a amas nda kendi üyeleri de s kl kla AKP’yi kulland . Ba bakan Erdo an ise bu konuda çok hassas ve üç be y ld r tüm partililer, sempatizanlar Tüzük’teki k saltmay kullan yor. Bu durumda Ak Parti diyerek Tüzü e uygun davrananlar garipsemenin anlam yok. Örne in ANAP ve TÜB TAK gibi, hecelerin okunmas na dayal birkaç istisna mevcut. Tabii ANAP’ n durumu özel: “anavatan” sözcü ü nedeniyle AP eklinde k salt labilirdi ancak bu ismi kullanam yordu. Bu örnekler çok istisna. Türkçe’de ana kural kurum ve kurulu adlar n, her sözcü ün ilk harfi al narak k salt lmas . Fakat inatla ma öyle bir hâl ald ki (Erdo an 4. 6. 2009’da, AKP diyenleri edepsizlikle itham etti) art k Tüzük ve Türkçe hat rlatmas yapmak da de ersiz. Parti yanda lar , Türkçe’ye ve ayr ca siyasi partiler gelene ine tamamen ayk olarak, “ak dersek ak olur” zihniyetiyle Ak Parti’yi, kar tlar ysa Tüzük’e ayk ekilde AKP’yi kullan yor. Aynen PKK’nin do ru okunu unun “pe ke ke” olu u, ancak PKK’liler “pe ke ke” eklinde telaffuz etti inden, kar olanlar n “pe ka ka”y tercih etmesi örne inde oldu u gibi. Dolay yla bu sorunun çözümü/yan yok. Kronikte, Tüzükleri partilileri ba lad ndan ve Türkçe’ye sad k kalmak için AKP tercih edilecek.

(2)

statistik Kurumu) gibi çok say da kamu kurumu ve yarg organlar dahil oldu. Tüm bu konular bizlere, her biri üzerine tez çal mas yap labilecek boyutta, renkli hukuksal/siyasal veriler sunuyor; ancak burada bu konulara yaln zca de inilecek.

Seçim öncesi ilk sorun seçmen kütükleri konusunda ç kt . Mart 2008’de pek de tart lmadan kabul edilen 5749 say Yasa2 ile seçmen kütüklerinin haz rlanmas yönteminde çok önemli bir iki de iklik yap ld . lkiyle, genel seçmen kütü ünün yan nda bir de Yurtd Seçmen Kütü ü olu turuldu. 298 say Yasa’n n3 28. maddesi seçmen kütü ünü u sözcüklerle tan mlar: “Bu Yasaya göre seçmen olan vatanda lar tek olarak tan mlayan ve seçmenin oturdu u yeri belirleyen bilgileri kapsayan bilgisayar ortam na “Seçmen Kütü ü” denir.” De iklikle, 28. maddede öngörülen ‘teklik’ kald ld . 35. maddenin ba da Yurt d seçmen kütü ü oldu. kincisiyse çok de erli bir

kural ve gelene i bir yana b rakmaya yönelik. 298 say Yasa’n n Seçmen

kütü ü düzenlenmesi ba kl 33. maddesinin ilk f kras nda yap lan de iklik öyle: “Seçmen kütü ü; adres kay t sistemindeki bilgiler esas al narak Yüksek Seçim Kurulu’nca belirlenecek usûl ve esaslara göre her y l yeniden düzenlenir, sürekli bilgi toplama ile her seçim döneminde güncelle tirilir.” Ard ndan 36. maddede yap lan de iklikle, “Seçmen kütü ü, adres kay t sistemindeki bilgiler esas al narak her y l güncelle tirilerek olu turulur. Gerekti inde, seçmen kütü ünün dört y lda bir düzenlenmesi ve iki y lda bir denetlenmesi için gerekli bilgileri toplamak amac yla bütün Türkiye’de ayn zamanda nisan ay n ikinci Pazar günü yaz m yap lmas na Yüksek Seçim Kurulu’nca karar verilir.” 298 say Yasa’da bu de iklikler yap rken, yine ayn Yasa’n n 28. maddesinin, ‘ikinci seçmen kütü ünün YSK’ye ba olarak kurulan Seçmen Kütü ü Genel Müdürlü ü taraf ndan yönetilecek çal malarla olu turulaca ’ yönündeki hükmü korundu. Ard ndan YSK 2008 Kas nda verdi i kararla

yeni ilkeye aç kl k getirdi4:

“(…)tarihinde yap lacak mahalli idareler seçimlerinden önce ask ya ç kar lacak muhtarl k bölgesi ask listeleri; Kurulumuzca, Nüfus ve Vatanda k leri Genel Müdürlü ünün adres kay t sisteminden al nan, Türkiye’de ikamet eden

ve seçmen niteli ini ta yan ki ilere ait kay tlar n, gerekli i lemler yap ld ktan

2 Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakk nda Kanunda De iklik Yap lmas Hakk nda Kanun, Resmi Gazete, 22.3.2008- 26824 (Mükerrer).

3 Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakk nda Kanun, Resmi Gazete, 2.5.1961- 10796.

(3)

ve seçmen kütü üne dönü türüldükten sonra muhtarl k bölgesi ask listeleri haline getirilen listelerdir.”

Oysa Türkiye’de 1960’tan bugüne, seçmen kütükleri yarg çlardan olu an YSK taraf ndan planlan p onun inisiyatifinde olu turuluyordu. Anayasa, seçimlerin yarg organlar n genel yönetimi ve denetimi alt nda yap laca hükme ba lam ve YSK’yi görevli saym ken, kay tlar n yürütme organ n bir parças olan Nüfus ve Vatanda k leri Genel Müdürlü ü’nün adres kay t sisteminden al narak kullan lmas seçimlerdeki yarg güvencesini yaralamaktad r. Seçmen kütükleri ADNKS (adrese dayal nüfus kay t sistemi) verilerinden yararlan larak ask ya ç kar ld nda örne in MERN S (Merkezi Nüfus ve dare Sistemi)’e göre ölü olduklar halde ya ar görünen kay tlarla kar la lm r. ADNKS’nin kulland verilerin kayna , nüfus say bilgisini veren TÜ K (Türkiye statistik Kurumu). TÜ K Yasas ’n n5 16/2. maddesine göre Kurum Ba bakan’a ba ve 22. maddesine göre kurumun ba kan Ba bakan’a sorumlu ve Bakanlar Kurulu karar ile atan yor (md. 23/b). Dolay yla tamamen yürütme kontrolünde. Türkiye Bili im Derne i, nternet Teknolojileri Derne i ve Ankara Barosu, birlikte düzenledikleri panelin ard ndan, 4 Nisan 2009’da bir aç klama yay nlad . Buna göre, “(…)seçmen kütükleri haz rlan rken ADNKS projesindeki verileri kullanmak yerine belki ADNKS verilerinden de faydalanmak suretiyle seçmen kütüklerinin YSK taraf ndan yap lacak çal malarla elde edilmesi yararl olacakt r.” YSK’nin anayasal konumu, seçimlerin yönetim ve denetimi konusunda yüklendi i yetki ve görevler, demokrasinin olmazsa olmaz seçimlerin sa kl ve tart mas z yap labilmesi aç ndan ya amsal önemde. Bu nedenle yürütmeye, seçimlere dolayl yoldan müdahale etme kap açan söz konusu düzenlemenin de tirilmesinde yarar var.

Seçim öncesi büyük gürültüye neden olan ikinci hukuksal tart ma, baz belde

belediyelerinin seçime girip giremeyece i konusunda ç kt . Üstelik bu öyle bir

tart mayd ki, i in içine Anayasa Mahkemesi, Dan tay, YSK ve yapt klar de erlendirmeleriyle partiler de dahil oldu.

Asl nda 6 Mart 2008’de kabul edilen 5747 say Yasa6 ile ba layan sorunu, kamuoyu Anayasa Mahkemesi’nin Aral k 2008’de yay mlanan karar yla rendi. Büyük ehir belediyesi s rlar içinde yeni ilçe kurulmas na, çok say da belde belediyesinin nüfuslar ndaki azalma gerekçesiyle tüzel ki iliklerinin kald lmas na (bir k sm yeni kurulan ilçelerin merkezine, bir

5 10.11.2005 gün ve 5429 say ; Resmi Gazete, 18.11.2005- 25997.

6 Büyük ehir Belediyesi S rlar çerisinde lçe Kurulmas ve Baz Kanunlarda De iklik Yap lmas Hakk nda Kanun, Resmi Gazete, 22.3.2008- 26824 (Mükerrer).

(4)

sm ysa mahalle ya da köye dönü türülüyor) ili kin Yasa’n n baz maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine ba vuruldu. Mahkeme, düzenlemelerin bir k sm n iptal isteminin reddine, baz maddelerin ise iptaline karar verdi. Tart ma, Mahkeme’nin iptaline ve karar n yay mlanmas na dek yürürlü ünün durdurulmas na karar verdi i düzenlemelerden kaynaklanan davalar n süresiyle ilgili. öyle ki; Yasa’n n R.G.’de yay mland tarih olan 22 Mart’tan sonraki 60 gün içinde baz belde belediyeleri idari yarg ya ba vurmu tu. Anayasa Mahkemesi, “nüfusumuz 2000’in üzerinde” diyerek dava açan belde belediyelerinin tüzel ki iliklerinin, dava sonucu belli olmadan kald lmas hukuk devleti ilkesine ayk bulurken, “söz konusu beldelerin dava açma sürelerinin de 22.3.2008’de ba lad n kabulü gerekir” diyerek gereksiz bir de erlendirme yapt . Karar 6.12.2008 gününde yay mland7 ve ard ndan gündeme gelen soruyla büyük gürültü koptu: Yerel seçime kat lmak isteyen beldelerin Dan tay’a hangi tarihler aras nda ba vurabilece ini kabul etmek gerekir? Mahkeme’nin karar nda yer alan yorumda ifade edildi i gibi 22 Mart’tan sonraki 60 gün içinde mi, yoksa karar n yay mland tarih olan 6 Aral k’tan sonraki 60 gün içinde mi? Mahkeme Ba kan H. K ç, yine gereksiz bir aç klama yaparak (çünkü mahkemeler tek tek üyeleri ya da ba kanlar arac yla de il, kararlar yla konu ur), kendi yorumlar n dikkate al nmas gerekti ini belirtti. Ancak Dan tay, k sa süre önce kendisine gelen bir dava nedeniyle Ba kan’ n uyar n aksi yönde karar verdi. Buna göre seçime girmek isteyen beldeler için dava açma süresi 6 Aral k’tan ba layan 60 gün olacakt .8 Dan tay’ n verdi i karar akla daha yatk n görünse de (çünkü bir karar yay mlanmadan ki i ve kurumlar n kendi konumlar hakk nda bilgi sahibi olup dava açma hakk kullanmalar pek mümkün de il), Anayasa Mahkemesi’nin, kendi yorumuna ba kal nmas gerekti i yönündeki srar da tart labilir; ancak bu, ba ka bir yaz n konusu olabilir.9 YSK, yukar daki iki karar n ard ndan, Dan tay’ n görü ü do rultusunda, 6 Aral k’ n ard ndan idari dava açma süresi içinde dava açan belediyelerin dava açt klar na ili kin belgelerini YSK’ye vermeleri kayd yla seçime kat labilecekleri yönündeki

7 E. 2008/34, K. 2008/153, K.G. 31.10.2008, Resmi Gazete, 6.12.2008- 27076. 8 Dan tay 8. Dairesi Karar , E. 2008/4826, K. 2008/153, K.G. 19.12.2008.

9 Dava sürecine ili kin k smi bilgi ve tart ma, 2009 yaz aylar nda TODA E taraf ndan yay mlanacak, C. Umut Çiner, Ozan Zengin ve T. Ç nar’ n, Büyük ehir Yönetimi: Bütünle tirme Süreci, Ankara ve Mersin ncelemesi adl çal malar nda da ele al nm r.

(5)

karar aç klad .10 Böylece bir sorun daha yarg organlar n ve YSK’nin katk yla çözüme kavu tu.

YSK, 27.12.2008 tarihli (334) karar yla seçim takvimini aç klad .11 Bu takvimde, a da de inilecek olan propaganda yasaklar da vard . Yasa’ya göre belirlenen takvimde seçimin ba lang ç günü 1 Ocak’t . 1 Ocak ile 29 Mart aras ndaki her eylem, seçim döneminde gerçekle mi kabul edilir. Bu süreçte AKP’li kimi bakanlar, seçim gezilerinde12 kendi adaylar na oy verilmedi i takdirde, yeteri kadar hizmet götüremeyeceklerini ifade etti. Türkçesi; seçmeni aç kça tehdit ettiler. Demokratik ve e itlikçi oldu u varsay lan bir hukuk devletinde akla mant a s mas güç tehditlerin do al sonucu, tehditkâr bakanlar n hiç olmazsa istifa etmesi olabilirdi; ancak bakanlar z sözlerinin

arkas nda durmay tercih etti, al k oldu umuz üzere.

Ocak ay n sonu ve ubat’ n ba lang yla gündeme bir ba ka bize özgü sorun oturdu: Beyaz e ya da . Tunceli Valili i gereksinim duyanlara beyaz e ya da tmaya ba lad . Da n yasal dayana , 3294 say Sosyal Yard mla ma ve Dayan ma Te vik Kanunu kapsam nda kurulan SYDV (Sosyal Yard mla ma ve Dayan ma Vakf ) etkinli i olmas yd . AKP sözcüsü gibi davranmakta hiç duraksamayan ve Yasa’ya göre Vakf n ba kanl da yürüten Vali Mustafa Yaman yapt aç klamalarda, temel gereksinmeleri kar lamakta güçlük çeken yurtta lara buzdolab , çama r makinesi, televizyon, hal , f n gibi dayan kl tüketim malzemesi da ld ; bunun için tüm beyaz yac larla ay m gözetilmeden bir araya gelindi ini belirterek sosyal devlet ilkesine vurgu yapmay ve Ba bakan’ n pek sevdi i “devlet ve hükümet, kimsesizlerin kimsesi olmay sürdürecektir” gibi sloganlar sarf etmeyi ihmâl etmedi. YSK bunun üzerine, hukuksal aç dan tart mal bir karar verdi.13YSK bu kararda, yukar da an lan 341 say karar n sonuç bölümünün 4. maddesine at fla “(…) partilerin ve adaylar n kendilerini tan nitelikte bro ür ve el ilanlar d nda herhangi bir hediye ve e antiyon da tmalar , da tt rmalar

10 23.12.2008/329 gün ve say karar. Daha sonra, yasal süre içinde dava açmad için köy statüsüyle seçime kat lacak olanlar n listesi ve bu köy/mahallelere ili kin karar

ubat’ta yay mland . 12.2.2009/153 gün ve say karar.

11 2972 say Mahalli dareler ile Mahalle Muhtarl klar ve htiyar Heyetleri Seçimi Hakk nda Yasa’n n 8. maddesine göre mahalli idare seçimleri be y lda bir yap r, her seçim döneminin be inci y ndaki 1 Ocak günü seçimin ba lang ç tarihidir ve ayn y n Mart ay n son Pazar günü oy verme günüdür.

12 Seçim propaganda çal malar nda AKP’nin dikkat çekici bir özelli i, adaylar n, kap lara mektup b rakma, yanlar na bakan ya da milletvekili al p kap kap dola arak seçmenle tan ma gibi Amerikanvari yöntemleri de benimsemeleriydi.

(6)

veya bunlar n üçüncü ah slar ya da kurum ve kurulu lar arac ile da lmas yasakt r.” hükmüne vard . YSK’ye göre, söz konusu yard mlar n seçmen oyunu etkilemeye yönelik oldu u ve Anayasa’n n 67. maddesinde öngörülen, seçimlerin serbestli i ve e itli i ilkelerine uygun dü medi i aç kt r. Dolay yla ilgili Vakf n, partilerin, belediyelerin vs. seçmenin oyunu etkileyebilecek davran ta bulunmalar , 298 say Yasa’n n 151. ve devam maddelerinde öngörülen hapis cezalar gerektirir. YSK, eylemlerini bu yasaklar göz önünde bulundurmadan sürdürenler hakk nda suç duyurusunda bulunulaca n bilinmesi gerekti ini de vurgulam r.

YSK karar n 8 ubat’ta R.G.’de yay mlanmas n ard ndan, Türkiye’de seçim hukuku konusunda hiç ku kusuz en yetkin (belki de tek) kö e yazar olan Tarhan Erdem, Radikal’de 9 ve 12 ubat tarihli yaz lar nda konuyu ele ald ve YSK’nin böyle bir yetkisi olup olmad tart maya açt . YSK’nin anayasal sistemdeki konumu anayasa taraf ndan çizilmi ve gerek YSK’nin gerekse di er seçim kurullar n görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenece i hükme ba lanm r. Erdem hakl olarak YSK’nin, partilerin, devlet ve özel kurumlar n, çal anlar n ya da ki ilerin yasaya ayk eylemlerini belirleyip bu eylemlerin sonuçlar n de erlendirilmesi, faillerin yarg organlar na gönderilmesi ya da suç duyurusunda bulunulmas yla görevli ve yetkili olmad saptamas yapm r. 298 say Yasa ba ta olmak üzere ilgili yasalar,

ikâyetlerin hangi a amalar izlenerek yap lmas gerekti ini aç kça düzenlemi tir. Bu durumda YSK’nin, bir itiraz söz konusu de ilken resen karar vermesi ilgili yasalara ayk r. zlenmesi gereken s ra udur: partiler olay n geçti i yerin ilçe seçim kuruluna, onun karar be enmeyen parti ya da seçmen il kurulu ve son olarak YSK’ye ba vurmal r. Görüldü ü gibi Erdem, seçim döneminde beyaz e ya da n yasalara göre suç oldu unu, ülkede suç leyenlere ne yap yorsa seçim yasalar n suç sayd eylemler hakk nda da ayn n yap lmas gerekti i savunurken; YSK’nin sorunu kendi önüne getirip karar veremeyece inin alt çizmi . Yazar’ n ele tirisi yabana at lacak türden de il. YSK’nin, partilerin ya da seçmenin yapmas gerekeni (ama ne yaz k ki yapmad ) yap p yasalarda olmayan yeni kovu turma usulleri yaratmas hukuka ayk k olarak de erlendirilebilir. Erdem hukuksal aç dan do ru bir saptama yapm kabul edilebilir. Ancak bu saptama, e er ayk klar artarak sürer ve kimse ikâyetçi olmazsa sorun nas l çözülür? sorusunu yan tlamaktan uzak. YSK olaylardan ba ms z ilkeler belirler, kural koyar, düzenlemeler yapar ve somut olay ancak bir itiraz olursa inceler. Ancak Anayasa’n n 79. maddesine göre “seçimlerin ba lamas ndan bitimine kadar, seçimin düzen

içinde yönetimi ve dürüstlü ü ile ilgili bütün i lemleri yapma ve yapt rma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konular yla ilgili bütün yolsuzluklar

(7)

YSK’ye verilmi tir. Düzenlemenin lafz ve ruhu, seçimlerin ku ku do urmayacak ekilde yap lmas konusunda en büyük görevin YSK’ye dü tü ü gerçe ini sergiliyor. Hâl böyle olunca, ‘itiraz olmazsa YSK hareketsiz kalmal ’ görü ünü savunmak pozitif hukuk aç ndan do ru olsa da, anayasal düzenin mant ve seçim selametinin sistemin bütünü için ta anlam göz önünde bulunduruldu unda tart mal hâle gelir.

Belki bu konuda YSK’nin daha önce, yasaya ayk ekilde verdi i ve hukuk düzeninin sürdürülebilmesi için, kendi içinde tutarl ve gerekli kabul edilebilecek bir karardan söz etmek yararl olabilir.14 1961 Anayasas döneminde 20. 8. 1971 gün ve 1488 say Yasa ile Anayasaya Geçici 12.

madde eklendi. Bu madde “Cumhuriyet Senatosu üyelerinden üçte birinin

yenilenmesi ve Cumhuriyet Senatosu ile Millet Meclisinde bo bulunan üyelikler için 10. 10. 1971 gününde yap lacak seçimler 12. 10. 1973’te yap lmas gereken milletvekili genel seçimiyle birlikte yap lmak üzere” eklenmi ti. Ancak günü gelince, Yasa ile belirlenen günün Cuma oldu u fark edilmi ve Cuma seçim olmayaca için yasa de ikli ine ihtiyaç duyulmadan seçimin Pazar yap lmas na ili kin karar verilmi ti. Karar yasaya ayk ama kan mca hukuk devleti mant na uygundur. Ancak hangi örnekler bulunursa bulunsun, T. Erdem’in iki ucu da pis olan bu de ne e ili kin itiraz nda hakl k pay oldu unu bir kez daha hat rlatmakta yarar var.

Beyaz e ya tart mas bu kadarla kalmad . Valilik uyar lar dikkate almay nca YSK yard mlar n seçmen iradesine müdahale oldu u gerekçesiyle Tunceli Cumhuriyet Savc na suç duyurusunda bulundu.15 5 Mart tarihinde bir ilk ya and ve YSK Valiyi çi leri Bakanl na ikâyet etti.

Sonuç olarak bu süreçte AKP’liler, kendilerine, çok ele tirdikleri CHP’nin 1930’lar n sonunda yaratt vali-parti birlikteli ini 2009’da ya atacak bir Vali bulmu , o Valiyi kendi tabirleriyle “yedirtmemi ”; muhalefet partileri al k oldu umuz üzere “ ikâyet” görevlerini ihmal etmi ; YSK hukuksal aç dan tart mal kararlar vermi oldu. Üstelik buzdolab da lan yurtta da oyunu AKP’ye vermedi. Aziz Nesin’i anmamak mümkün mü?

Son tart ma ise, seçime çok k sa süre kala gündeme gelen kimlik numaras konusunda ç kt . Yukar da sözü edilen 13 Mart 2008 tarihli Yasa ile 298 say Yasa’n n kimlik tespitine ili kin hükmü de tirilmi ve “Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaras ta yan” ifadesi eklenmi ti. Aceleyle yap lm bu de iklik fark edilince 18 Mart’ta parti temsilcileri YSK ile görü meye giderek kural n

esnetilmesini talep etti. YSK’nin ilk tavr düzenlemeyi kat ekilde uygulamak

14 Bana bu karar hat rlatan Hocam Prof. Cem Ero ul’a te ekkür borçluyum. 15 11. 2. 2009 tarihli gazeteler.

(8)

yönündeydi ve bunu 10 Mart’ta ald kararda aç kça ifade etti.16 Tabii bu uygulama, k sa sürede kimlik numaras olan belge alamayacak birkaç milyon yurtta n oy hakk ndan mahrum kalmas na yol açacakt . Konuyu bir kez daha ele alan YSK, 20 Mart’ta ilk karar yumu att ve kimlik numaras ta yan nüfus cüzdan verilmesinin uzun zaman alaca , nüfus müdürlüklerinde lmalar olabilece i ve sürecin oy kullanma hakk zedeleyece i gerekçeleriyle, yurtta lar n kimliklerinin yan nda, “nüfus idarelerinden al nacak, seçmen vatanda n (…) kimlik numaras da ta yan mühürlü ve imzal nüfus kay t örne inin asl n Sand k Kurulu Ba kanl klar na” ibraz etmesi halinde oy kullanabileceklerine hükmetti. Böylece YSK, parlamentonun ve partilerin, bir ciddiyetsizli inin daha yaratabilece i olumsuz sonuçlar engelledi.17

Yasa ve YSK karar na göre seçim yasaklar 29 Mart günü saat 24.00’te sona erecekti. Ancak her genel ve yerel seçimde oldu u gibi bas dizginlemek mümkün olamad için ilk sonuçlar ak amüstü aç klanmaya ba land (YSK

daha sonra erken aç klamaya izin verdi). 29 Mart ak am ortaya, daha sonra arkas gelmeyen hile (elektriklerin kesilmesi, oylar n çöplükte bulunmas gibi) savlar da at ld . YSK karar olmad kça, bir k sm fantezi ürünü olmas muhtemel dedikodular üzerinde durmak anlaml olmaz. Bir ikâyet ve YSK ya da yarg karar yokken,18 özellikle birkaç seçimdir ortaya at lan “bilgisayarlarla oynad klar ” için oylar yüksek ç kt eklindeki varsay mlar ve ileri sürenlerin ruh hali, bu sat rlar n yazar n uzmanl k alan na girmiyor.

Seçimlere 48 milyon civar ndaki kay tl seçmenin yakla k (her a ama seçim için kat lma oran n ortalamas ) %85’i kat ld ki bu oran sa kl bir demokrasi için gerekli ve yeterli kabul edilebilir. AKP geçerli oylar n %42.19’unu ald

büyük ehir belediye ba kanl seçimi d ndaki ba klarda, %40’ n alt na dü tü ve yakla k %38 civar nda oy oran nda kald . Hiç de az msanamayacak bu oran, 2007 Temmuz’undaki milletvekili genel seçimleriyle kar la ld ve AKP oylar n eridi i de erlendirmesi yap ld . AKP de seçim sonras bu sonucun ders niteli inde oldu unu aç klama ve eylemleriyle teyit etti.

16 10. 3. 2009/428 gün ve say karar .

17 Kimi üyeler, Yasa’n n aç k hükmü nedeniyle karara kat lmad klar ve ilk karar n

de tirilmesi için bir gerekçe olmad belirterek kar oy yazd lar. 20. 3. 2009/477 gün ve say karar.

18 Nitekim YSK, seçim sonuçlar ilan etti i 11. 5. 2009/1850 gün ve numaral (Resmi

Gazete, 11. 5. 2009- 27225 -Mükerrer-) karar nda hangi seçimlerin iptal edildi ini de belirtmi tir: 28 belediye ba kanl ve dokuz beldede 83 belediye meclisi üyeli i.

(9)

AKP’nin ba ar zm gibi görünmesine neden olan önemli etmenler, herhalde çok iddial oldu u baz ehirleri belediye ba kanl ya da il genel meclisi düzeyinde yitirmesi; Do u ve Güneydo u Anadolu Bölgesi’nde beklentisinin gerisinde kalmas ve özellikle baz yörelerde DTP’nin mutlak üstünlü ünü ilan etmesi olabilir; tabii bo a giden beyaz e yalar da hat rda tutmal . Üstelik DTP’nin, iddial oldu u yerlerde bu denli çok oy alabilmesi, gerek devletin genel siyasetini gerekse hükümetin uygulamalar zorda b rakacak türden. Yani unutulmamal ki, DTP çok oy ald nda yaln zca meclis üyeli i ve belediye ba kanl kazanm olmuyor.19

Tabii oy kaybetmi olsa da, toplumun her kesiminden, her sosyal tabakadan ve ülkenin her kar ndan AKP düzeyinde oy alabilen bir parti henüz yok. Örne in AKP her ilin meclis seçiminde en az %20 oy almay ba arm tek parti. Yine, ilçe belediye seçimlerinde 957 ilçenin 945’inde %10’un üzerinde oy al rken CHP 210’un üzerinde ilçede %1’in alt nda kalm . CHP, bir önceki genel ve yerel seçimlerle kar la ld nda oyunu art rm görünüyor. Ancak sol parti olma sav ndaki CHP, ülkenin göreli geli mi bat ve güney sahillerinden oy almay sürdürürken do u bölgelerinde hâkimiyeti AKP ve DTP’ye b rakm durumda. AKP’nin her bölgede düzenli oy da n aksine CHP yaln zca iki bölgede belirgin ekilde önde. Özellikle bu seçimlerde CHP’nin kentli kesime hitap etti i aç kça görüldü. Ankara, stanbul ve zmir’de yakla k 15 milyon seçmen ya yor ki bu, toplam seçmen say n üçte biri. CHP bu üç ehirde oylar n üçte birinden fazlas ald ve geri kalan illerde bu oran n ancak yar na yakla . ki partinin söylemleri ve oylar n da birlikte göz önünde bulunduruldu unda, iki partinin seslenebildi i sosyal tabakalar, hangi yurtta kesiminin ne tür bir zihin dünyas na, kayg ve beklentilere sahip oldu u da daha aç k görülebilir. Tabii bu aç kl k ayn zamanda her iki partinin güçlü ve zay f yanlar da ortaya koyuyor. CHP’nin ülkenin her anlamda lokomotifi olan büyük kentlerde oy art rmas , AKP yönetici kadrosunun, baz uygulama ve tart malar n e itimli orta s fta yaratt rahats zl ve ekonomi siyasetinin say giderek artan yoksullarda nas l bir tahribata neden oldu unu pek de ba ar yla hesaplayamad gösteriyor. Bu arada liderlik etmenini de unutmamal . AKP’nin hem büyük ans hem de üslubu nedeniyle anss zl olan ve kitlesi üzerinde büyük etkisi bulunan R. T. Erdo an ile ekibi, 28 ubat sürecinde ya anan büyük yurtta tepkisini “gulu gulu dans ” eklinde tan mlayan a abeylerine tepki hareketi olarak ortaya ç km . Oysa Erbakan’a tepki duyanlar bugün bir seçim sürecinde “o gazeteleri al p okumay n”

19 DTP bu bölgelerde il genel meclisinde ve belediye ba kanl klar nda oylar n yakla k %28’ini al rken CHP %8-9 aras nda kald .

(10)

diyebiliyor. Aynen beyaz e ya da lmas nda oldu u gibi, bu tarz söylemlerin de seçmende rahats zl k ve antipati yaratt bir gerçek.

Herhalde seçimin bir di er dikkat çekici sonucu da, di erlerinden ayr yöntemleri ve farkl partilerden olsa da benzer sol söylemleriyle ortaya ç kan iki aday n seçim ba ar lar oldu.20

CHP’nin genel siyasetinden göreli farkl bir yol tutturan Kemal K çdaro lu ve Saadet Partisi’nin aday olup hayli sol jargon kullanarak dikkat çeken, ayr ca açl k grevleri s ras nda insanc l yakla yla hat rlad z Mehmet Bekâro lu, ba ar olmak isteyen partilerin bundan sonraki eylemlerine de rehberlik edebilir. Tabii, solun de er verdi i ve kendi dünyas temellendirdi i kavram setini kullanan yaln zca bu iki aday olmad . Ancak bir partinin seçim ba ar , az çok kitle partisi olabilmesi, örgütlenme ekli ve örgüt çal anlar n becerisi ile do rudan ba lant . Aksi durumda, çok küçük bir sempatizan toplulu unun r mücadele alan na dönü mek bu tip partilerin kaderi oluveriyor ki Türkiye’deki sosyalist partilerin durumu bu. B rak n iktidara gelmeyi, iktidar üzerinde etkili olabilme olas n bile bulunmay , söz konusu partilerin ülke sorunlar ndan giderek uzakla p içe kapanmalar na neden oluyor. Dolay yla stanbul’da y ld parlayan iki aday bu konumlar hiç ku kusuz oy alma potansiyeli olan partilerine borçlu. Ancak dikkat çekici olan nokta iki aday n da benzer söylemle yola ç km olmalar ; uzun süre sonra ilk kez, az msanmayacak seçmen taban olan parti adaylar n yoksulluktan, kamu hizmetinden, e it yurtta ktan vb. söz etmeleriydi. Yani sonunda 29 Mart seçimlerinde birileri, sol siyaseti ve Türkiye’de i siz ve yoksullar n oldu unu hat rlad . K çdaro lu, seçimden çok öne yolsuzluklar aç klayarak ba lad ancak bununla yetinmedi. stanbul’da varo olarak adland lan, yürüyen merdivenlerin oldu u al veri merkezlerine gidince kap da ayakkab lar ç karmaya yeltenen yurtta n ya ad , çamurlu, yoksul sokaklarda dola . Bir yandan bulgura, pirince oy sat yorlar denilerek küçümsenen, di er yandan “onurlu ya am” sürmeleri için gerekli tüm araçlardan yoksun b rak lan, çocuklar uyu turucuya al p porno film tuza na dü ürülen insanlar n mahallelerine gitti ve kötü beslendikleri için di lerini kaybeden gencecik insanlar ikna etmeye çal . Kim ne derse desin, bir siyasetçinin çamurlu yollarda yürümesi, o çamurda bir ya am geçirenleri etkiler; çünkü herkes insan yerine konulmaya gereksinim duyar.

Benzer bir yakla Bekâro lu da sergiledi. Sosyal demokrat partinin, y llard r akl na gelmeyenleri söyledi ve yapt . slamc söylemle sosyalist sol jargonu harmanlay p meydana ç kan aday, kamu hizmeti niteli indeki hizmetler için

20 Yaz n iki aday anlatan bundan sonraki k sm büyük ölçüde, 19. 4. 2009 tarihli Radikal 2’deki, çdaro lu ve Bekâro lu ba kl yaz dan al nt r.

(11)

yurtta n ödeme yapmamas gerekti ini, neo-liberal siyaset ve vah i kapitalizme kar oldu unu, “haramilerin saltanat y kacaklar ” vurgulad . Desa’n n ten att i çilerin yan na gitti, fabrika kap nda ya ayanlara destek verdi; SK’i ziyaret etti ve emekçi haklar ndan söz etti; stanbul için önceli in deprem ve sokak çocuklar oldu unu söyledi ki, sokak çocuklar ndan söz eden nadir siyasetçilerden oldu. Bekâro lu, tüm konu malar nda sosyal e itli e vurgu yapt ve bu olmadan yasa kar nda e itlikten söz edilemeyece ini vurgulad . Sonuçta, tuhafl klar ülkesi Türkiye’de böylesine sol bir dili kullanmak da slamc parti aday na k smet oldu.

Bir aday n ba ar , partinin oylar n artmas , hele ki adaylar n da önemli oldu u yerel seçimlerde birden çok de kenin varl na ba r elbet. Ancak söz konusu iki aday n seçim ba ar lar nda, benimsedikleri söylemin katk görmezden gelmek gerçekçi olmaz. Temmuz 2007 seçim sonuçlar nda 367 karar ve tüm Cumhurba kan seçim sürecinin nas l da etkili oldu unu kabul etmeyen yok gibi (Bülent Ar nç %10’un üzerinde oldu unu iddia etmi ti). te belki de, K çdaro lu ile Bekâro lu’nun ba ar , emekli savc lar n akl na uyarak yürütülen siyasetin terk edilmesine ve haz r küresel vah i sermayenin CEO’lar bir çuval inciri berbat etmi ken, güçlü sosyal devletin siyasette bir kez daha hat rlanmas na neden olabilir.

Sonuçta 29 Mart yerel seçimleri MHP’nin bir iki il d nda do al oyunu ald , CHP’nin, artan oylar n da yla s fsal karakterinin iyice belirginle ti i ve oy yitirmesine kar n hâlâ tüm Türkiye’den en yüksek oyu alan AKP’nin iç hesapla mas n ba lad bir seçim olarak hat rlanacak gibi. Nitekim seçim sonras Ba bakan’ n de erlendirme konu mas ve ard ndan Bakanlar Kurulu’nda yapt de iklikler de bunun göstergesi.

(12)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çeşitli bakış açılarından yapılan tanımlamalar ve yaşam için tespit edilen özellikler, üzerinde anlaşılmış kesinlik arz etmemektedir. Bununla

İlk on iki konuda Mestcīzāde ve Beyāḍīzāde’nin telfik edildiği görülmektedir. Ancak on üçüncü ihtilaftan elli altıncı ihtilafa kadarki ihtilafların

Fakat şunu dikkate almıyor: Eğer mesele eleştirilme meselesiyse, hemen hemen hiçbir rāvī bundan tamamen korunmuş ol(a)mayacağından, bütün rāvīlerin öyle ya

Documentary film is interested in what was lost in past about people and tries to recreate it for the spectator.. It is usually inspired

The enhancement due to a fourth SM family in the produc- tion of Higgs boson via gluon fusion already enables the Tevatron experiments to become sensitive to Higgs masses between

Açık Erişim ‐ 1 Bilimsel literatürün İnternet aracılığıyla  finansal, yasal ve teknik bariyerler 

Stevens [1] defines a logistic chain as a system whose constituent parts include suppliers of materials, production facilities, distribution services and customers, all linked

Stepanov Institute of Physics, National Academy of Sciences of Belarus, Minsk, Belarus 91 National Scientific and Educational Centre for Particle and High Energy Physics, Minsk,