• Sonuç bulunamadı

Ahmet Muhip Dranas'la...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ahmet Muhip Dranas'la..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

—re¡.

A hm et M uhip D ra n a s5 la ...

Rauf MUTLUAY

T

anışıp görüşmemiştik hiç. Fo toğraflar çok şev söylemez. He<e o güzel televizyon prog­ ram ından sonra köklü bir özlem oluşm uştu içimde. Ahm et M uhip D ıanas’ı eski A nkara sokakların­ da. dolaşırken, nargile içerken, k i­ ta p okurken... gösteren filim hep gözümün önünde gibiydi. Kendimi bildim bileli şiirleriyle birlikte yaşadığım bir sanatçının elini sık mam ış, sesini duym am ıştım daha. B öyle bir talihten nasıl vazgeçebi­ lirdim ? Aklımda hep Abdülhak Hâ ııvit'in. Namık K em al’i ilk ziyare­ tinde söylediği candan cümle: «Si ze iştiyakım dan geldim.» Böyle b ir duygu vardı içimde.

«İyi günün zamanı geçmez» der b ir atasözümüz. Saint Exupery’nin de şöyle b ir sözü var: «Yaşam bi ze gösteriyor ki sevgi, insanların birbirinin yüzüne bakm aları de­ ğil, bitlikte aynı yöne bakm aları dır.» Nasılsa nice dostla birlikte hepimiz avnı değere, D ranas’m kim b ilir kaç kez tekrarladığım ız seçkin şiirlerine dönük değil miv dik? Sonunda arkadaşım Ümit Yasar beklediğim güzel haberi verdi: «15.30 uçağıyla gidiyor Ho­ ca, dedi. Dersten çıkar çıkmaz ye tişm eve çalış, birlikte küçük bir yemek sohbetinde buluşabiliriz.»

Kızının ağzından söylendiğine inanılan b ir şiirde Pir Sultan şöy lo tanım lanır: «Uzundu, usuldu dedemin boyu». Öyleydi. Dik ve diri b ir yürüyüşle geldi. El sı­ kısı sakınmasız, cömert. Bakışı açık, varlığı dirlik verici. Takdim edilişim den sonraki birkaç d ak i­ kada bana söz sırası gelmesini beklerken bu şair yüzüne bak ­ tım. Saçları iyice ak, olduğu gibi bırakılıverm iş bıyıkları bütünüy le kırdı. «Sanırım siz biraz fazla A nkaralIsınız; ben de gereğinden çok köşesinde, uzak» dedim. K o­ nuşm aya başladık.

Size sorulu cevaplı, yazılı sap - tam ay a dayanan ayrıntılı b ir k o ­ n u şm a sunam ıyorum ; onu b aşk a b ir fırsa ta b ırak tık . Ama ra s tg e - le b ir h a b e r değil gerçek b ir m ü j de verebilirim . Ahmet M uhip D ranas, bütün eserlerin i b a sk ı­ ya hazırlıyor şimdi: Ş iirlerin i, sohbet ve denem elerini, o yunları­ nı... «Tevfik F ik re t’in şiirle rin i aynı vezin, kafiye, dize

özelliğiy-YSLDIZSAL KULEDEN...

Aç mısın kardeşim , gel olaııı bölüşelim, Ama şiirlerim le seni doyuramam ki. Ta yıldızlara değin uzaıısa hile elim.

Daha ötelerine... daha... buyuranıam W.

İnsanı insan diye sevmişim, hep severim. T anrılara karşı bile onu överim.

Ben bütün bir evreni sevmişim: alın terim Var evrende, öz, üvey diye ayıram am ki.

G üzellikleri alır satarım, gelişim bu;

Güzel tellalıyım ben, alan var mı, neşem bu; Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu; Çirkini, kabayı ve hamı kayıram am kİ.

İnsanoğulluğum ı kulluk diye almışın. D üşüncenin orakla biçilmesine karşın Bir geleceğin dulda düşlerine dalmışın. Bu derin aldam dan seni uyaıam am ki.

Kim zafere erecek? Zafer ne? Bir akşam da Güneşi bağlam aksa geceye karşı, ya da H aykırm aksa gür, varım; b ir güldür açan, ama Kini bir hançer gibi kından sıyıram am ki.

Hep Tanrı mı gerek, ey tapm ağı dünyanın Ö zgürlükler üstünde? B ir yüce aram anın Yıidızsal kulesinden sesleniyorum ; kalkın, D uyuram am ki am a beni, buyuram am ki...

AHMET M UHİP DRANAS

m:

* 9

, r

i

â t < S .

SU SAD IK ŞİİR E EY KOCA ŞAİR,

«Y EŞİL PEN C EREN D EN BİR GÜL AT BİZE.» «BEYAZ D OK USUNDA O SA F RÜYANIN» Y EN İ UFUK LA R AÇ H A Y A LİM İZE.

AL E L İN E , YOĞUR K ELİM ELERİ ONA EN ÖLÜM SÜZ G Ü Z E L L İĞ İ VER BÜY Ü LESİN B İZ İ DAHA Y ILLA RCA «LAVANTA Ç İÇ E Ğ İ K OK AN KED ERLER.»

ÜSTÜ M Ü ZE YAĞAN K ARLA RD A N BAŞKA NE KALDI Y A SA M A K M ACERA M IZDA N? Y IL LA R VAR K İ BİR SELÂMIN ALM AD IK B İR H A B ER VER «FA H RİY E ABLAııMIZDAN.

( ü m it Y aşar ö ğ u z c a n , A şk m ıydı O, 1969) le bugünkü dile a k ta ra n çalışm a­

larınız, bu yolda yapılanların en b aşarılısı ve en gereklisiydi..» dedim . «O nlardan b irin i an to lo ­ jin ize alışınıza sevindim , dedi. E lim de k ırk elli tane ta m a m la n ­ m ış ö rn ek v ar. E lb e tte b asılm a­ sın ı isterim . Seviyorum ve sü ­ reklilikle çalışıyorum ...»

BİR MÜJDE

«Ö m ür boyu şiir yazdıkları, b a ­ şa rıla rım kabul e ttird ik le ri h a l­ de bazı sa n a tç ıla rın k ita p ç ık a r­ m a k ta b ile re k gecikm eleri, bazan n iy e tle rin i hiç sonuçlandıram a- m a la rı acaba nedendir? E se rle ri­ n i - Y ahya K em al gibi - b itm e ­ m iş say d ık ları ve ü zerin d e ç a ­ lışm aya devam e ttik le ri için m i? B ütünlükle o rtay a ç ık arak geç­ m iştek i zayıf örn ek lerin p iş m a n ­ lığını yaşam am a!: için m i? S anat ü rü n le rin i toplam ayacak k a d a r

o nlara değer v erm ediklerinden- m i? T ersine, h e r dizenin o n u ru ­ n u koru y arak (M ısra, haysiyetim - d ir. B eyatlı) o n ları hep a rıtm a ­ ya çalışm akla kendi kendilerini sınava so k tu k ların d an mı?..» d e ­ m iştim (E lli Yılın T ü rk E d e b i­ yatı, 1973, 232). H iç kuşkum yok ki, A hm et M uhip D ranas, şiiri - m izin en büyük k lâsiklerinden b irid ir ve kullandığı h e r kelim e­ nin sorum luluğunu yaşar. O gün- gü sofrada ezberinden okuduğu son şiirin i izinleriyle n o t ettim . E rte s i gece A nkara'dan telefon ederek belleğinde yanlış kalm ış b ir dizesinin sözcüklerine yer d eğ iştirtti. H a tla r bozuk, sesle­ rim iz k ısıktı, zor anlaşıyorduk. B uy u rd u k larm ı yazdım am a şii­ re ne a d koyduğunu sorm aya olan ak bulam adan konuşm a k e ­ sildi. B u kez ben telefon ed erek şiirin ism ini sorm ayı d ü şü n ü r­

ken zil gene çaldı. Tek kelim elik b ir değişiklik istiyordu, gerekçe­ sini de iyice açıkladı. Ş iirin a d ı­ n ı so rm ak fırsa tın ı b u ldum . «Ad koym aya v ak it olm adı, dedi, isim babası siz olun.» Ö zürler diliye- rek, şiirsel hiç b ir yeteneğim o l­ m adığını b ilerek , ne zam an olsa kendi tak ac ak ları adı kullanm a yetkisinin eserin y aratıcısın a bağ lı olduğunu düşü n erek «Yıldız- sal K ule’den» dedim şim dilik. H em yıidızsal kelim esinin D ra- n a s ’a öz.gü kullanım ının özgün­ lüğü yüzünden, hem şairlik gö­ revinin k u tsa l değeri nedeniyle. H a z litt’in çok güzel b ir sözünü de h atırlay arak : «tnsaıı, gülen ve ağlayan biricik y a ra tık tır. Çüııkü yalnız o, bu dünyadaki birçok şeyin nasıl olduğunu, nasıl ola­ bileceğini, nasıl olm ası g erek ti­ ğini . Ve arad ak i bu büyük a y ­ rılığı bilir.»

V E F A T

M erhum Rıfat bey ve m erhum e Leylâ han ım ın oğlu, H ay­ re ttin bey ve m erhum Seyfettin beyin ağabeyleri, m erhum e M üzeyyen"hânîöiA k ard eşi, E nön ve C aner ailesinin enişteleri, Moıaİ v e !b\6lari'm aıfıö&ları. İnci M iler ve N uri A ksoyer'ın sevgili b ab alan , N urhan M iler’in kıym etli kayınpederi, Nıigün Miler, S erd ar ile H akan A ksoyer’in sevgili biricik dedeleri ve H ikm et A ksoyer’ın sevgili vefak âr eşi,

EM EK Lİ V ETERİN ER D OKTOR

Burhaııettiıı Aksoyer

H akkın rahm etine k av u şm u ştu r. Cenazesi 4 A ralık 1973 Salı günü (BUGÜN) öğle nam azını m üteakip, O sm aııağa C am iin­ den alınarak K araeaahm et m ezarlığına defnedilecektir.

A İ L E S İ

J

( C um huriyet: 10038)

İLAN

Türkiye Demir ve Çelik İsletmeleri

Genel Müdürlüğünden . KARABÜK

-1 — Genel M üdürlüğüm üzce; BİR ADET SEM İ TREYLER satınalınacaktır.

2 — Bu ise ait şartnam e; a) KARABÜK'TE :

b ) İSTANBUL’DA

C) ANKARA’DA

Genel M üdürlüğüm üz Malze­ me İkm al M üdürlüğünden, Taksim , L am artin Cad Do­ ğu Palas N o. 7’deki Mümes­ silliğimizden.

Y enişehir, K aranfil Sok. No 30/7’deki İ r tib a t B üro­ m uzdan.

bedelsiz olarak tem in edilebilir.

3 — İsteklilerin şartnam em iz esasları dahilinde ha­ zırlayacakları kapalı teklif m ek tu p ların ı m uvakkat tem i- natlariyle b irlik te engeç 25 Aralık 1973 Salı günü saat 14.30’a k ad ar Genel M üdürlüğüm üz H aberleşm e ve Arşiv M üdür­ lüğünde b ulundurm aları ş a rttır.

4 — P ostada vâki gecikm eler ile telgrafla yapılan teklif­ ler d ikkate alınm ıyacaktır.

Genel M üdürlüğüm üz A rttırm a. E k siltm e ve İhale Ka­ n u n u n a tâ b i değildir. (B asın; 27241/10022)

İSTANBUL’DA

ARALIK

AYI

SERGİLERİ..

Sennur SEZER

1973 yılının son ayı, sergi mev­ sim inin en hareketli dönem i olu­ şu dolayısiyle de, oldukça yükiü b ir p ro g ram la geçecek.

T aksim S an at G alerisi’nde Ga- la ta lıla r’m bugün biten sergisini yarın yine b ir seram ik sergisi izleyecek: Y ahşi B araz’m sergi­ si. B a ra z ’m seram ikleri 19 Ara- lık'a k a d a r izlenebilecek.

Aynı tarih lerd e Anadolu kilim ­ lerinden esinlenm elerini geçtiği­ miz günlerde izlediğim iz T atb i­ ki Güzel S anatlar Y üksek O kulu öğretim üyelerinden M ustafa Plevneli'yle, genç san atçılard an Dilek S ökm en in resim leri sergi­ lenecek.

Aralık ayının ikinci yarısında, 20 A ralık • 3 Ocak tarih lerin d e Zeynep Göle, M ehm et Pesen, F ik ret K olverdi’nin resim sergi­ leri var. Resim izleyicileri Pe- sen ’in ritm arayışının yeni ü rü n ­ lerini bekliyor.

Şehir Galerisi

Beyoğlu Ş ehir G alerisi, m evsim başındaki yoğun serg ileri sü rd ü ­ rüyor. 3 A ralık'ta Ş ükriye I ş ık ’m V itray sergisi açıldı. Iş ık ’ın bu ilk sergisi, Ayrıca M im ar B ülent

Ç etinor’la H ikm et lld ız ’ın da «Eski İstan b u l M esken g ö rü n ü m ­ leri» konulu resim ve g rav ü r se r­ gisi var. Üç sanatçının da sergi­ leri 17 A ralık’a k ad ar açık.

Beyoğlu Ş eh ir G alerisi’ndeki A ralık sergilerinden belki en il­ ginci B alaban’m ki olacak. 18 O cak’ta sergisini açacak olan B a­ laban, uzun sü re d ir sergi açm ı­ yordu. Ana-çocuk ilişkisini yeni b ir açıdan yorum ladığı söylenen sanatçının resim leri hem izleyi­ cileri hem resim severlerce bek ­ leniyor.

18 O cak’ta serg i açacak ikinci sanatçı Doğan Alkan. Alkan cam içi süslem eler sergileyecek. Bu sergilerin açık olduğu sü re 18 E k im - 2 Ocak.

Diğerleri

M elda K aptana Sanat G alerisi de A ralık ayım bir seram ik sa- natçısıyle açıyor: C andeğer Fur- tun. F u rtu n ’un seram ik leri 15 A ralık’a k ad ar izlenecek.

A m erikan K ü ltü r M erkezi’nde ise Şad an Bezeyiş’in sergisiyle açacak Aralık/1973'ü. Bezeyiş re sm i çağdaş gereksinm elerle birleştirm eye çalışıyor.

ŞİİRİMİZİN

KLÂSİĞİ

N eler k o n u ştu k o gün. H er şeyden önce k itap ç ık arm a ge­ reğ in d en , g erek liliğ in d en , bu­ nun v a k tin in kesinlikle gelm iş o lu şu n d an . «K endi G ökkubbe- m iz’i Y ahya K em al h azırlam ış olsaydı b e lk i bazı şiirle rin i ni- mazdı» dedim . «Şim di ard ın d a n g e len ler d u y d u k la rı b ü y ü k say­ gı y ü z ü n d en hiç b ir şeyi yitir- memeyi görev sayıyorlar.» «Çok düşündüm ,» diye cevap verd i, «bir D ran as seçm esi m i y ap m a­ lıyım sizce?». «H ayır» dedim , « bütün y az d ık la rın ız ı to p la m a lı­ sınız. Ç ü nkü hem en hem en elli yıllık b ir em eğiniz v a r, ve za­ m an ın sın a v ın d a n geçm iş oldu­ ğ u n u zd an hiç k u şk u m yok. As­ lın d a eserinizi a y ık la y a n gene sîzsiniz. Az y a z a ra k , çok çalışa­ ra k , eserin izi sü fe k lilik le y aşa­ y a ra k , d ü şü n e re k , d ü z e lte re k , iyice o lg u n laşm ad an o rta y a çı­ k a rm a y a ra k .. h e le pek az y a ­ yım lay arak . Bazı şiirlerinizin der gilerde yanlış b asıld ık ları için yanlış tek ra rla n d ık la rın d a n da ya nıyorsunuz. Biz "tek ü tenha bir kam ış" diyoruz, aslı (tek ve tenha) imiş biz "büyülü yalnızlığını d ü n ­ yanın" diye bellemişiz, siz "büyük yaln ızlığ ın ı d ü n y a n ın " diy o rm u ş sunuz, duydum .»

ZAMAN SINAVI

«Evet» dedi, «kocam an y aln ız­ lığını d ü n y a n ın dem eyi de d ü ­ şü n d ü m . Ç ü nkü in s a n k a d a r d ü n y am ızın da yalnızlığı v a r şu sonsuz e v re n içinde, ö y le geli­ y o r bana..», «K im bilir» dedim , «belki de şiirle rd e k i bu gibi di­ ze le rin k am u y a m aloluş biçim ­ le rin d e de a s ılla n n ı aşan b ir g ü zellik v ard ır..» H e r zam an olduğu gibi b ird e n ölüm girdi a ra y a , F a ru k N afiz Ç am lıbel'in cenazesinden söz açıldı, gözler daldı. «B undan önceki ra h a tsız ­ lığ ın d a A n k a ra ’dan telefo n la a- ram ıştım » dedi. «"M uhip, sesini d u y u rd u n , iy ile ştird in beni" de­ m işti hocam ». «H ocanız m ıydı?», «Evet, A n k a ra Lisesinden.» B ir san a tç ın ın b ir sa n a tç ı ö nüne çık tığ ı o g ençlik y ılla rın ı d ü şü n ­ düm . B en im de ö ğ re tm e n lik y a ­ şam ım ın e n b ü y ü k m u tlu lu k la ­ rı, sın ıfım d a' rastlad ığ ım edebi­ y a t y e te n e k le rin in a y d ın lık b a ­ kışları, b e n i hep kendim i aşm a­ ya çağ ıran ışıklı d ile k le ri olm uş tu . K im b ilir F a ru k N afiz Çamlı- bel de A h m et M uhip D ra n a s ’ın hocası o lduğu için ne k a d a r haz d u y m u ş tu r. İçim den sessiz­ ce m ırıld a n d ım : «Selâm son­ suzluğun a y d ın lık b ah ç e sin d e n / Selâm senelerce, senelerce: -evve­ le / H a tıra sı kalbe ış ık la rla dö­ k ü len / En sevgiliye, en iyiye, en güzele.»

SANATA SEVGİ

B eyefendi m i desem , H ocam mı. Ü stad m ı, U sta mı?.. A hm et M uhip D ran as’a (doğum u 1909), hem aram ızdaki yaş ayrılığının bana yüklediği saygı b orcuyla bakıyordum , hem yeni ta k d im e- dilm iş olm anın sakım şlarıyle, h em san atın a duyduğum eksiksiz hayranlıkla... Şim di b ir sofrada birlikte bulunduğum kişi, o u n u ­ tulm az «Olvidoonun, «Karnın, «Ağrııının, «Selâm sın, «Dağlara» nın... yaratıcısı idi. «Söylenm e­ m iş aşk ın güzelliğiyledir / K âğıt la rd a y a rım b ırak ılm ış şiir» de­ m işti. «Dalga dalga hücu m edip p işm an lık lar / U n utuşun o tu n ç k ap ısın ı zo rlar, / Ve ru h atılan oklarla delik deşik. / îş te doğdu­ ğun eski evdesin b ird e n / Yolu­ nu gözlüyor lâm ba ve m erdiven. Susm uş ninnilerle gıcırdıyor b e ­ şik / Ve cüm le y itik ler, m ağ­ lû p lar, m ahzunlar...» (Olvido, 1947).

Ne çabuk geçti o iki saat, uzun otom obil yolu da içinde. Uçağa binm ek üzere ay rılırk en biz uzaklaşıncaya kadar şapkasını giym edi. O kuşağın nezaket an­ layışına bizim yetişm em ize ola­ nak yok. «Uzundu, usuldu Drn- nas'ın boyu», dönüş yolım da h ep onu konuştuk doğallıkla, ölüm ­ süz eserini, erişilm ez güzellikteki şiirlerin i, basılacak kitabının gö­ receği ilgiyi, b ir büyük sanatçıyı tanım anın m utluluğunu. Aslın­ da ben d aha nice değerli san at­ çıların yanlarında bulunm akla o- nu rlan m ıştım . Ama bu benim hakkım dı d iy o ru m , sa n a tı seven b ir insan olarak. Sevginin v erd i­ ği m utluluğu b aşka hiçbir şey verem ez.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Makedonya, Bitola’da (Manastır) yer alan Haydar Kadı Camii’nin 2014-2017 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü finansal desteğiyle Üsküp Milli

Müzayedede 17'nci yüzyıldan kalma tombak at alınlığı (sağda) ve tombak miğfer (altta) ile birlikte tombak üzengi, ibrik de satışa

Yeni DÜŞÜN- :ş CE’nin fikir yapısı Türk Devleti'nden, Türk milleti'nden ve || Türklükten yanadır...Ve Yeni DÜŞÜNCE komünizme olduğu şş kadar faşizme

Sanatçının otobiyografik olarak değerlendrdiği 'Kemerler' dizisine ait çalışmalar, o kemerin altından geçtikten sonra belleğimizde kalan imgeleri şekillendirmeye

1781 Tupac Amaru Revolution (Tupac Amaru Devrimi), Colombiya, 1781 Comunero Rebellion (Comunero Vergi İsyanı) ve son olarak Brezilya 1788-1789 Minas Gerais Conspiracy

Çünkü daha önce sağlık meslek liselerinde hemşire olmak için öğrenim gören kişileri eğiten hemşireler; hemşire yardımcılarının da görevlerinin aynı

Serum MDA seviyesi DMSO grubunda kontrol grubuna göre yüksek olarak bulundu ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlılık göstermedi, DEN+Res 100, DEN+Res 75 ve

Yapılan analizler sonucu normal kilolu ve obez kadınlarda beslenme, manevi geliĢim, kiĢilerarası iliĢkiler ve stres yönetimi alt boyut ölçek puanları arasında