Resminin “çift anlamlı” oluşu nu, “Bir tarafından bakılınca soyut bir düzen, öbür tarafın dan bakılınca bilinen, genel bir figür” değişkenliğine bağlı yordu (“Yeni Dergi”, sayı:53). Geleneksel “hat” sanatımızın temelinde de aynı değişkenlik var. Hattat, yazı sanatının il kelerine bağk kalarak gerçek leştirdiği kompozisyonunda, şematik ölçülerde "figür" çiz mez, o ölçülerin olanakları doğrultusunda figürü anım satır, bir çeşit kapalı tasvir yo lu izler.
D üşündürücü, etkileyici yönleriyle Ömer Uluç, bir kıyı sından tutarak geliştirdiği çağ daş ve özgün Türk resmine önemli bir katkıdır.
Erdinç Bakla'mn
«însanlar»ı
(Devlet Galerisi)
Erdinç Bakla “Benim İnsan larım” adını verdiği seramik - heykellerini, uzun süren bir aradan sonra Ankara’da sergi liyor. özellikle son yıllarda il ginç bir aşama içinde bulunan seramik sanatım ız, Erdinç Bakla’nın belirli figür ve portre yorumlarına öncelik veren bu sergisiyle zengin görünümle rinden birine daha kavuşmuş oluyor. Onun heykelden çok doku incelikleri ve boyut fark lılığıyla seramik adma yakın işleri, Anadolu’nun yüzlerce yıl öncesine dayanan kültür ve sa nat birikimlerinden esinleni yor. Söz gelişi bir Hitit güneş kursundan hareket ederek, ki mi yerde insan portresine, kimi yerde soyut biçim dengelerine varıyor. Sır kullanmadan yap tığı minyatür insan yüzlerinde, malzemenin sıcaklığını ve do kuya ilişkin değerlerini yete rince yansıtabilmenin kaygıla rını taşıyor. Tarihin gerilerinde kalmış, ama sanata ve arkeolo jiye yeterince mal olmuş kay naklardan, çağdaş insan yüzle ri ürettiği seramiklerinde, ta rihsel olanla çağdaş değerler arasındaki aynmm, sanıldığı gibi fazla derin olmadığını vur gulamak ister gibidir Erdinç Bakla. Gene de ortaya koyduğu yüzlerin, en somut görünümler den en soyut oluşumlara varın caya kadar, derece derece so- yutlamacı niteliklerin özünden uzaklaşmadığı, bu öze uygun biçimleri araştırdığı söylenebi lir. îki tarafından basılmış, yassıltılmış, ya da deforme edilmiş figür yüzlerinde bon- cuklaşmış bakışlar, anlatımcı bir eğilimin varlığına tanıklık77
SÎ-frS'«
etmekten de geri kalmıyor. Erdinç Bakla (d. 1939), genç seramik kuşağının araştırmacı üyelerinden biri olarak, elinde ki seramik malzemesini duyar lıkla kullanıyor ve bu malzeme nin ne tür olanaklara eşlik ede bileceğini bilinçle araştırıyor. Elde ettiği sonuçlardan anıtsal figür anlatımcılığına yönelirse, seramikten heykele daha yo ğun biçimde geçme olanağını da bulacaktır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi