• Sonuç bulunamadı

Ömer Seyfeddin ve hikayeleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ömer Seyfeddin ve hikayeleri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"7

^>3

Ö m e r S eyfed d in v e h ik â y e le ri

Muallim Halid ki »bevi Ömer Sey- f eridin merhumun bütün hikayelerle b r perdelik bir komedisini dokuz cilt halinde neşretti. Her biri muhtevi bu­ lunduğu yazılardan ikinci adını taşıyan bu dokuz ciltten sonra, külliyatın bir de onuncu cildi bulunacak, ve bu son cilt, muharririn bitiremediği birkaç hikâye- sile hem uzun olmayan hem de fazla e- hemmiyetli safhalar arzetmeyen-hayatı- na ait etraflı bir etüdü ihtiva edecekmiş. Ömer Seyfeddin’in, bugün yevmi gazete ve mecmualerde gördüğümüz hikâyele­ rin heman hepsinden uzun olan bu hi­ kâyelerinden bir çoğunu, evvelce oku­ muştum. Fakat ilk def’a rastladıklarım da oldu. Ve külliyat sahibi, Türk edebi­ yatının meşrutiyetten bu güne kadarki devresi yani son otuz yıl içinde dikkate lâyık bir mevki işgal ettiği için, kale­ minden çıkmış büıün hikâyelerin böyle muntazam bir halde basılmaları- ve bir kısmının adı sanı unutulmuş yerlerde kaybolup gitmesininin öny~ alınması, şüphesizki, takdir ve teşekküre lâyık

bir keyfiyettir. İlâve edeyimki, Ömer

Seyfeddin’in dikkate lâyık bir mevki işgal ettiğini söylerken, bazılarının id­ dia ettikleri gibi Türk hikâyeciliğini kendisiyle başlatmağa asla cevaz verme- yor ve Peyamı Safa’nın yine bu külliyat münasebetiyle yazdığı makaledeki hü­ kümleri kabul ediyorum. Hala devam eden şöhretini kendisine t< min eden keyfiyet, neşriyat hayatında devamlı su­ rette hikâye neşroluı madiği bir devre­ de elinde velût bir kalemle meydana çıkışı ve kolay okunan, ıztırabsız, ateş- siz, muammasızbir uslupla yazdığı hikâ­ yelerin artık birbirini velyetmesidir. Şöh­ retinin teessüsünde dilinin sadeliğinden ve yazılarına mevzu olarak ta aldığı vatanperverliğinden ve milliyetperverli­ ğinden de istifade eden Ömer Seyfettin’in güzel ve kuvvetli hikâyeleri de az değil­ dir. Hele şahsî hatıra arından ve çocuk­ luğundan bahsederken, cidden mi’ vnjtt#**

(2)

olmuştur. Lâkin bazı hikâyeleri de var ki hoşça bir fıkradan şişinle şişirile, zorla vücuda getirildikleri besbellidir Kendi­ sinin tek piyesinden ayrıca başka nevi- lerde birşey yazıp yazmadığını kat’i- yetl* bilmeyorum. Her halde, bu hikâ­ yelerin tertip şekli de, anlatış tarzı da,

bütün his ve fikir unsurları da muharri­ rin oldukça basit bir adam olduğunu gösteriyor. Bir ankete verdiği cevapta Abdülhak Hamid’i anlayamadığını pek tabiî bir eda ile söyleyişi Hamid’in cihan edebiyatındaki daha muammalar ve fır ­ tınalarla dolu büyük kardeşlerine de aşi­ na bulunmadığını ve bu hale yanmadı­ ğını isbat etmiş değil midir? Fakat, du­ yuşları basit ve bilgileri mahdut olsa bile, Ömer Seyfeddin’de gayetle şayanı dikkat bir hikayeci kabiliyeti buluudu- ğu, adeta Maupassant’ı hatırlatan bir hikâyeci kabiliyeti arzettiği muhakkuk- tır. Nitekim işte, ölümünden bu kadar yıl sonra bütün hikâyeleri tekrar bası­ lıyor. Hatta, kendisinden sonra yazma­ ğa başlamış olanlar arasında kendisini aşmış yoktur demek bile mümkündür. Ve bu gün genç hikayeciler arasındaki - geçen ay bir hikâye antolojisinden

bahsederken işaret ettiğimiz - gelişi

güzel yazılış ve realizim temayüllerini de Ömer Seyfeddin’in hala devam eden nüfuzunun tesir ve tazahhuru saymak kabildir. Yüzünü hiç görmediğim Ömer Seyfeddin sevimli, neş’eli ve iyi bir adammış. Genç yaşında ölmeseydi hikâ­ ye sahasında şaheserler verirdi deme­ yeceğim amma, herhalde hazla okuna­ bilecek birkaç cild daha vücude getire­ cekti. Ve belki bunlar arasında da bir­ kaç danesi cidden güzel, antolojilere girmeğe layık yazılar olacaktı.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastamızın EEG'sinde benzer ş ekilde, önce sağ temporal bölgede iyi forme olmam ış, sık olarak ortaya ç ıkan keskin yavaş dalgalar, daha sonra her iki

Damaged or necrotic tissues, such as renal cortical necrosis or rejected renal allograft, have similar inflammatory histology and can result in dystrophic calcification, even in

İşitme engellilerin de duyabilmesini hedefleyen Bell, bu konuda başarılı olmasa da tüm insanlığın hizmetine sunduğu, telefon gibi müthiş bir bulu- şa imza atmış oldu.

GENÇ ressam Gözde Çobangil’in resimleri, Füzen Sanat Galerisi’nin siyah fonlu duvarları üzerinde, ya­ şamın hareketliliğini gözler önüne seriyor.. Diyarbakır’dan

gebelik haftas›nda NST’de fetal stres ve taflikardi saptanmas› üzerine d›fl mer- kezde yap›lan fetal ekokardiyografide kalp h›z› 140 at›m/dk saptanmas›, ek kalp

nan Park Otel’in İstanbul Büyükşe- hir Belediyesince 29 Kasım 1993 günü törenle yıkılacağı ilan edilir­ ken, TBM M ’ye verilen bir soru önergesinde

Dokunmatik Ekran (Touch Screen) teknolojisini ve e- ka¤›t esnekli¤ini kullanan bu cihaz, fl›k olmas›n›n yan›nda oldukça da ergonomik; cep telefonu, bilgisayar,

55 yaşında bayan hasta boyun sağ tarafında bir yıl- dır yavaş olarak büyüyen kitle, son üç aydır dil ve buk- kal mukozada çok ağrılı ülserler ve bunlara bağlı oluşan