• Sonuç bulunamadı

Tevfik Fikret'in şiiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tevfik Fikret'in şiiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

15

BU AŞAMADA

ŞÜKRAN KURDAKUL

Tevfik Fikret'in Şiiri

“Bu Aşamada”ya ilgi duyan okurlarım arasında

her yıl Tevfik Fikret’in bir yönünü değerlendirme­ ye çalıştığımı anımsayanlar vardır. Kimi güncel olaylar karşısında duyduğumuz tepkiler de şairin pek çok dizesini anımsatır bize.

Ülkenin başına “Tahkim Yasası” mı musallat edi­ liyor? "Haksızlığın envâını gördük bu mu kanun?” dizesini ağız dolusu okuyarak tepkimizi siyaset kodamanlarının suratlarına boşaltmak rahatlatır bizi?

Kapıkulluğundan kamu emekçiliği düzeyine yük­ selen memurları, öğretmenleri susturmak “karar-

nam eleri” ne mi başvuruluyor, yine Fikret: “M illet yaşamaz hakka tahassürle solurken, Sussun diye vicdanına yumruklar inerse.. ”

Bizim kuşağın bu haklı duyarlılığını XX. yüzyılın başında gençliklerini yaşayan edebiyat adamların­ da da görüyoruz. Sonra çağdaş edebiyatımızın kurucuları arasında yer alan şairler, öykü yazarla­ rı, romancılar kişiliklerinin oluşmasında Fikret’in etkisini gizlemiyorlar.

85. ölüm yıldönümünde bu etkiyi somutlamaya çalıştığım -17 yıl önce Bilim ve Sanat dergisinde yayımlanan- Tevfik Fikret’in Şiiri başlıklı yazıyı okur­ larıma sunmak istiyorum:

“Yahya Kemal, şiirinden de bellidir, arayan adam­ dı. Ahm et Haşim de...

İkisi de yetiştikleri yıllar Tevfik Fikret'le karşılaş­ tılar. Haşim ’in ilk yapıtı Göl Saatleri’ni (1921) oluş­ turan şiirlerden çoğu Fikret’in serbest müstezat- lannda kurmayı başardığı yapının yörüngesinde- dir. Neden sonra kaç yıl anca şair gözünün göre­ bileceği savaşımlardan sonra çıkar bu yörünge­ den Haşim. Söyleyeceklerinin ne kadar çoğundan vazgeçerek yoğunlaşmayı göze aldıkça dizeyi ya­ kaladığını görür ve bilemediniz yirm i beş elli söz­ cükle kurar çoğu şiirini.

Yahya Kemal, yazılarında ölçüden, uyaktan söz etmişse Tevfik Fikret’i anmıştır. İçerikten, coşku­ dan, yenilikten, şiirimizin çağdaşlaşmasından söz etmişse Fikret’i anmıştır. Üstelik, ergin, kendisin­ den öncekilerle hesaplaşma yaşlarının ürünleridir o yazılar. Ama bu belirttiğim özelliğine karşın Yah­ ya Kemal gibi eşi bulunmaz bir benbenci bile şa­ ir Fikret’in yerini belirlemeye çalışırken tarihsel ray­ dan sapmamaya özen göstermektedir.

“Tevfik Fikret -bütün zaaf lan ve noksanlanyla be­ raber- günümüzün içindendi. Şiirimizin alafran­ gaya doğru b ir istikam et alacağı zamanda gel­ miş, o istikametin başına geçmiş, göreceği işi gör­ müş, eserini de şahsiyetini de Türk edebiyatına mü- ebbeden hâk etmiştir. ” (1)

Fikret’in şiirini gençliğinde yörüngesine girecek kadar bildiği için bir gerçeğe teslim olmak zorun­ da kalıyordu Yahya Kemal. Biliyoruz 1910 ’lu yıllar­ da yayımlanan şiirlerinde aruzun kimi ölçülerini kullandığı zaman, karşısına Fikret çıktı O ’nun da. Şiirlerini dörtlülerle kurmak istediği zaman da Fik­ ret çıktı karşısına. Örneğin,

"Bazan sesinde öyle derin b ir inilti var B ir hadşe var ki ruhumu karşısında titretir. Hindin zehirli goncelerinden num ûnedir Bazan yanaklarındaki m uhrik panltılar. ” (2)

dörtlüsünün bulunduğu “Peri-i Şiirim e” nin ya­ yınlandığı dönemi düşünelim. Özellikle son iki di­ zeyi sağlam, yeni, ölçüye bağlı tekdüze sesin üs­ tünde ve en önemlisi “Edebiyât-ı C edide”ye öz­ gü ortak dil özelliklerinin dışında bulmayacak mı­ yız?..

Bizim şiirinin içeriğine bakıp hangi felsefeye da­ yandığını araştırmaya çalıştığımız Yahya Kemal’in, güzelliği binlerce dize içinde görüp ayıracak ka­ dar beğenisi vardı. Kendi yaratısı oldu mu sabrı da vardı. İşlenmemiş temaları yeni tekniklerle çıkar­ manın ustası oldukça kendisinden önce gelenle­ rin etki alanından, onların yaratılarındaki incelikler­ den yararlanarak çıktı O da.

"Diyorlar ki” (1918) Ruşen Eşrefin konuştuğu edebiyat adamlarından Abdülhak Hâmit, Sami- paşazâde Sezai, Halide Edib, Refik Halit, Meh­ met Fuat (Köprülü), Ahmet Haşim, Fikret’i de­ ğerlendirirken hayranlıklarını toplumsal nedenlere bağlamıyorlar. Örneğin Ahmet Haşim şöyle yazı­ yor:

“Ben harpteyken samimi dakikalarımızda arka­ daşlarımın okuduğu hep Fikret’ti. Fikret’in öldü­ ğünü biz Çanakkale’de öğrenmiştik. Bu haberi getiren Şamlı b ir muvazzaf subaydı. Bildirdiği fe­ laketin elemiyle titriyordu. Ve hatırlıyorum o gün karargâhımız b ir matem durgunluğu içinde kalmış­ tı.

“Fikret benim için kudurmuş b ir deniz karşısın­ da kayalar üzerinde yükselen altından b ir ışık ve altından b ir kuledir. ” (3).

Fikret soyundan şairler anılırken kazandırdıkla­ rına bakılır, kazandırdıklarına.

(1) Siyasî ve Edebî Portreler, 1968 basımı, sf. 2. (2) Rübâb-ı Şikeste, 1962 basımı, haz. Fahri Uzun, sf. 188.

(3) Diyorlar ki, 1972 basımı, hazırlayan Şemset­ tin Kutlu, sf. 258-259.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Somyada kımıltısız yatan ka­ fa ninenindi: «Padişahımız ikin di divanından sonra Belgrad’a dönmüştü. Odanın içinde bir boydan öbür boya konsol denli

Dolayısıyla ana çekirdekte ve ikincil çekirdek- te bir sızıntı olsa bile, binanın basıncı dış basınçtan daha düşük olduğu için hava sadece içeri sızar, dışa-

“doctoral health control belief ” and lower “negative beliefs regarding surgical pain and narcotics analgesics” tended to use non-pharmacological pain coping strategies

As the meaningful units are taught later on in SBSM, joining up letters (sounds) initially lead pupils to problems with reading skills and mistakes. Therefore the units learned

Preoperatif ve postoperatif trombosit agregasyonu epinefrin testi için grafik Preoperatif dönemdeki ristosetin ile yapılan agregasyon testi sonuçlarında gruplar arasında anlamlı

Çalışma sonucunda, (1) öğretmenlerinin okul müdürlerine güvenmelerinin; öğretmenlerin okul müdürünün, yeterli, etik davranan ve öğretmene destek davranışı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

[r]