• Sonuç bulunamadı

HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR'IN ŞIPSEVDİ ROMANINDA THOMAS HOBBES'U LE VIATHAN ADLI ESERİNİN ETKİLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR'IN ŞIPSEVDİ ROMANINDA THOMAS HOBBES'U LE VIATHAN ADLI ESERİNİN ETKİLERİ"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk y. 3, S. 5, Ocak-Haziran 2011. s. 99-114

GÜRPINAR'IN

ROMANINDA

THOMAS

HOBBES'UN

LEVIATHAN

ADLI

Özgür

Özet: Bu makalede, Hüseyin Rahmi (1864-1944) ile Thomas Hobbes'un (1588-1679) Leviathan isimli eseri

paralellik ve ele olup Hobbes'tan ve

ve bu iddia, iki kitap metinsel

Söz konusu iki eserde ile

Hobbes paralellikler, kurdudur." (insan

olumsuz örgütlü din hurafe ve bilimsel m&

toda (pozitivizm). yazar arz eden meseleler

ise Hobbes, Leviathan' da bir devleti insan

ve bir çare olarak sunarken de insan

somut bir çözüm önerisi veya bir si-yasi proje

Anahtar Kelimeler: Hüseyin Rahmi Thomas Hobbes, Leviathan.

THE INFLUENCES OF THOMES HOBBES' LEVIATHAN ON THE NOVEL

BY GÜRPINAR

Abstract: In this article, the convergences and divergences between Hüseyin Rahmi Gür-'s (1864-1944) novel and ThomasHobbes' (1588-1679) Leviathan a:re analy-zed in terms of the worlds of thought, and it is argued that is openly ar implicitly injluenced by Hobbes, which is supported by textual comparison between the two works. The convergences between the two works are the belief that "Man is man's wolf" (a negati-ve approach to human nature); the criticism of organized religion and opposition to supers-titions; and adherence to scientific method and positivism. The divergences are that while Hobbes in Leviathan presents the absolutist state as a solution to the conjlicting human na-ture and anarchy, in does not present a comprehensive and concrete po-litical solution that could solve the negativities arising aut of human nature.

Keywords: Hüseyin Rahmi Thomas Hobbes, Leviathan.

* Dr., Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyah Anabilim Yeni Türk Edebiyah Bilim Doktora Mezunu.

(2)

boyunca, medeniyetinin etkisi kalan ve bu çerçevede Türk XIX. iti-baren, medeniyetini ve ondan etkilenmeye Bu itibarla, Tanzimat birlikte giderek re-feranslara ve o kaynaklardan daha çok

söyleyebiliriz.

Tanzimat dönemiyle sürecinde Türk zihni, ölçüde etkilenir. sürecini Hüseyin Rahmi (1864-1944), 1889 dan kadar eser vererek Türk

en velut birisi olur. bu uzun döne-minde, filozof ve okur, hatta Türkçeye eser tercüme eder. Bu da, kendi tesirini ifade eder.

Bu makalede, Türk önemli temsilcilerinden olan ya-önde gelen de, filozofu Thomas Hobbes' un Leviathan eserinin etkileri,

dünya-paralellikler çerçevesinde ele dü-pozitivist-materyalist felsefe-cilerin çok önemli yeri bu simalardan birisi--nin de, Thomas Hobbes

ol-gösterilmeye gayret edilmektedir.

Bu makale, Türk tüm dönemlerinde eser vü-cuda ve temel

problemati-ortaya koyarken bir zihniyeti temsil eden filozof Thomas Hobbes'un hangi sosyal olay-lara ve toplumu anlamada

sevdi üzerinde göstermek Edebiyat ve edebi metinle ilgili kaynaklarda, daha önce Thomas Hobbes'un

üzerindeki etkisine sadece geçen mevcut olmak-la birlikte, bu etkiyi analitik oolmak-larak bir henüz ya-bu konuya bir bu-hedeflemektedir.

Makale, üç bölümden bölümde,

daki benzer sürecin Thomas Hobbes ve Hüseyin Rahmi dönemleri içerisindeki yerine ca bölümde, ile Leviathan

(3)

YENi TÜRK

lar halinde yer verilmektedir. bölümde, romandan, Leviat-han' dan ve genel olarak Hobbes' tan etkilenmenin hangi yönde ve dikkatlere

1.

DÖNEM THOMAS HOBBES

VE GÜRPINAR

filozofu ve siyaset felsefecisi Thomas Hobbes (1588-1679), dönem itibariyle Rönesans'tan

dönemi kabul edilir.

Avrupa'da skolastik felsefesinin belli,

gü-dümlü sahip, gittikçe sönmeye statik felse-fesiyle birlikte Rönesans, ilk modem zihniyet te-mellerini atar. Rqnesans, içinde ataletin sonu-cunda devinimsizlikten kirlenen felsefesinin, tekrar Antik daki gibi devinmesi gelir. Rönesans,

yine kendi Antik Yunan' dan Dinden hukuk ve devlet felsefesine, oradan da felsefesine kadar her yönünü yeniden ele alarak eden Rönesans felsefesinin, günümüz bile çok büyük bir etkisi olan en büyük daha önceki dönemde

bir 'insan' meydana getirmesidir. Rönesans felsefesinin ilk ve en te-melli insan sorunu üzerine olur. 'Hümanizm' olarak

bu felsefe, cenderesinde orta zaman modern yeni hayat

belirler. Bu esaslar, din merkezli olmayan bir insan ve dünya ile ilgili felsefe kurmaya Rönesans, böylece

ben-bireyin hayat sahnesine açar. felsefesinin temellerinin ve Hobbes'un da dönem olan 17. felsefe, temelle-rinde, matematik ve fizik merkezinde bir' rasyonalizm'

eda-Bu dönemde, bilimlerindeki kayda da matematik formüllerle ya da kavramlarla

ile madde ile zihin bir uygunluk fikrinden hareketle rasyonalizm

Hobbes da döneminin bu felsefe uyarak tan-merkezli ve Aristotelesçi dünya ve tabiat bi-limlerine yönelir. Galilei ve Kepler'in fazlaca etki-lenir; ve deneysel yöntemi ön plana Bu Locke, Berkeley ve Hume gibi ampirik bir temsilcisi olur. Var

(4)

olan her 'madde' ve maddenin hareketiyle savunarak mekanik hareket

dan yönetilen bir cisimler bütünü" olarak kabul eder. Bunun sonu-cunda, materyalist bir benimser.

Hobbes, dinin ve kilisenin etkisinden uzak, mutlak bir

yi Anglikan ve Katolik Kilisesi'nin hedefi durumuna Leviathan, Hobbes'un felsefesini en önemli eseridir.

Thomas Hobbes'un felsefesinden önemli ölçüde etkilenen Hüse-yin Rahmi toplumunun ge-serüvenin bir ya-konu olan sürecinde toplumu-muzun kanayan durumundaki etmek ve roman üzerinden bunlara çareler arama bir ürünüdür.

Tanzimat'la ve Cumhuriyet' e sürecinde gelenekten beslenen ve modem hayatta

sürdürmesi söz konusu olamayan klasik zihniyet ve bilimin pozitivist bir hayata geçirilmesini savunur. Bunu bu süreçte toplumda görülen ikilikler

eski-yeni vb.) ekseninde felsefesini

pozitivist-materyalist felsefeden etkilenerek toplumu göre geri kan her türlü engele tabii uygun olan

önündeki toplumsal-siyasal nedenler üzerinde durur ve bu noktada, realist-natüralist kaleme üze-rinden, Türkiye' deki sosyal tabi tutar.

gibi, bilim ve merkeze bir zihniyete giden Bah medeniyetine mensup filozof Hobbes ile ge-leneksel zihniyet bu zihniyeti toplumun dinamik-leri MUine getirmek isteyen iklim ve dö-nemlerde benzer süreçlerin içerisinde Makalenin bundan sonraki bölümünde, Hobbes'tan

etkilen-Hobbes'un Leviathan eserinin etkileri

her iki eserden iktibaslarla

2. LEVIATHAN'DA SÜRÜLEN

Hüseyin Rahmi ile Thomas Hob-bes'un Leviathan eseri önemli benzerlikler mevcuttur.

(5)

TÜRK EDEBiYAT!

de yer alan ve Hobbes ile paralellik arz eden etkiler, bu bö-lümde üç ana incelenmektedir: Bunlar;

insa-kurdudur." "Örgütlü Din ve Hurafe ile "Bilimsel Metoda (Determinizm-Pozitivizm)' dir.

2. a. Kurdudur (Homo Homini Lupus Est)1

arka Thomas Hobbes'un "Homo homini

lu-pus est" kurdudur.) felsefesinin çok derin etkileri

var-olay örgüsünün temelini

Hobbes'un bu felsefesinin söylenebilir.

denilebilir ki Hobbes'un bu felsefesini teces-süm ettirmek, edebiyata aktararak orada ifadesini buldurmak üze-re kaleme

Her iki yazar da insan aslen kötü ve

nu ve bencilce birbirini yok etmeye söyler. Hobbes, bu felsefesini 'On Citizen' Üzerine) eserinde cümle-lerle zikreder:

"To speak impartially, both sayings are very true; That Man to Man is a kind of God; and that Man to Man is an arrant Wolfe. This is true, if we com-pare Citizens amongst themselves; and the second, if we comcom-pare Citizens." olarak ifade edersek, iki söz de çok Birincisi, insan insa-bir nevi ikincisi ise, insan tam kurdudur.

Bi-rincisi, kendi ikincisi ise

rin kendi geçerlidir.)2

ana Meftun Bey'in so-nuna kadar olay örgüsünün temelini

Hobbes'un kurdudur." felsefesini

makhr. Meftun Bey, son derece ve bir biçi-mi arzu eder; ancak ounun için yeteri kadar yoktur. Bu

para-cimri denebilecek ölçüde tutumlu ve olan Ka-Efendi' den planlar. Bu için, karde-Lebibe'yi Efendi'nin Mahir'le evlendirmek, sonra da

Efendi'nin Edibe ile kendisi evlenmek ister.

olay örgüsü, Meftun Bey'in sürdürmek bu alafranga hayat biçimi için gerekli olan temin etmek üzere planlar et-düzenlenir. Bu hedefi isteyen Meftun Bey,

toplumun ters çok davra-sergiler ve da daha fazla Paris' e kaç-mak zorunda Meftun Bey, sonunda kendisini bütün

(6)

bu sefalete sürükleyen felsefeyi savunur. burada, onun sözlerin birisini de, Hobbes'un söz konusu felsefesi etmektedir. Meftun Bey, bencillik

cereyan eden bir içerisinde sürüp bencilli-bir tatmin edilerek refaha ve zamanda bir tabiat kanunu Paris'ten Raci'ye

mektuptaki sözlerle ifade eder:

"( ... ) hayat nazariyesinin Bütün insanlar1 kendilerinden

da-ha tesis ve tevsi etmek gibi bir

kaide ile ... Ministr1 tacir1 sahibi, edip, hekim, filozof her

kim olursa olsun hayat nail bulunanlar mükellef zaman etrafta ne kadar aç, muhtaç sefiller nu akla bile getirmeksizin teskine ... çünkü se-faleti bir meseledir. kadar ve edilemiyor ... Bu-nu zihne getirerek ihlalde ne mana var. servet ve

anah-elde edinceye kadar rahim1 hamiyetperver olurlar ... Ondan

son-ra kendileri için 'sefalet' tedavi kabul etmez, bir maraz ve rahm-ü-rikkat gibi müzmin birer sinir menzilesine iner ... Avrupa'da burada zaruretin tehvin verilen müsamereler, balolar1

zen-ginlerin, güçsüz zengin can icad ettikleri bir

nevi ... " s. 481).

Felsefesini, Meftun Bey'in sözleriyle dikkatlere sunan

nar' a göre, refaha bir bu geçtikten soma sürüklenir. Bu,

halledilmeyen temel sorunudur. için ve bencillik "iyi" hasletler de refaha birer avuntusudur. bütün insani olana yönelme bu geçme mücadelesidir.

tek bencilce üste gücü elde etmek ve insanlar adaletin güçlülerin gücünü sür-dürebilmek için ürettikleri bir mekanizma Meftun Bey'in

ifade eder:

daima kendinden tepeleyip üst tabakaya mak ve gayretindedir. O sahte adalet-i itaatte

tutmak için tertip daima altta

kaide-si Fakat bazen altta kalanlar pek O zaman de-mir kafeslerini çak eden müfteris hayvanlar gibi gözlerini kan bürüyor. Kük-reyerek, sahte adaletin bütün haillerini su-i idare mahbesinden

... "

o zaman hükümdarlar tekerleniyor, her alt üst olu-yor, kan gövdeyi götürüyor ... Zengin Herkes hamiyetper-ver oluyor. .. "

(7)

TÜRK

"Bu dünyada her evvel hüküm süren hodbinliktir. Herkes kendi nazaran ef'alini tanzim yolunu arar. Bir ferdin, hodbi-niye tatbik ayni emeline muhalif adalet ve kavaninin tesisi-ne lüzum hissolunur. biri (kendi) hodbinisini kanun za-man ve zemini müsait buldukça daima her hakikati ... Milyonlarca

hal-keyif ve esir etmekten çekinmez." s. 481-482).

hayatta harekete geçiren temel sebebin ben-cillik ve isteklerinin durumunda, ka-nunla icra edilen adalet ortaya konmazsa türlü mücadelenin

vurgular. burada tam olarak kurdu-dur." felsefesinin bahsetmektedir:

"Büyük filozoflardan biri bu sadette ne diyor:

Hodbinlik tabiaten Bir insan mutlak surette ve ilanihaye mevcu-diyetini muhafaza etmek, yeis ve azade kalmak, mümkün

kadar refaha nail olmak ister. Bu hodbinane hail olan her nef-ret, hiddet ve infialini tahrik eder. Bu haili izalesi vacip ve bir addeyler. Her her her benim olsun der ... Bu kabil

dan hiç olmazsa her kendi arzusuna ram etmek hakimiyetine yol arar. Her

benim olsun bir zerre bile hareketin

bu-dur. Hodbini doldurup s. 482).

gibi, var

olan sonsuz bir arzu vurgular:

"Bir insana: Binnefs mahv ve nabud olmakla bütün mahvoldu-görmek hangisini tercih edersin? sualini ekseriya bu sual hangi kefesi izaha lüzum yoktur zannede-rim; her kendi nefsani bir kainat bir hodbinlik merkezidir. Hod-binlik haricen maddi manevi korkular, hailler ile bulmasa her bir ehemmiyet vermiyerek gayeye varmak ister. Sonra hod-binlerin tehalüf ve taarruz ve amalinden zuhur edecek tasavvur buyurulsun. O zaman hali ne olur? filozofu

(Hop )un kavlince "La guerre de tours contre tours"3 felaketi zahir olur. bu sebebe mebni aklen bir hükumetin teessüs lüzumu tebeyyün eder:

Bina-enaleyh hükumet haiz kuvvetle ilka

et-tikleri mütekabil korku sebebiyle vücut faziletine gelince bu haslete ekseriya gelen yahut taassuptur. Evvela bun-lardan birincinin ve derecelerini inceleyelim. henüz cüz'i bir hal pek çoktur; umumidir; hemen herkeste ve pek suhu-letle dereceleri bulur. Alman edibi Göyte'nin

adavetin bu dünya tamam sözü pek Bizim için ne saadettir ki teenni ve nezaket örtülerini üzerine

da bu çirkin ne kadar umumi ve mütekabil ve cüm-lenin cümleye harp hakikatinin manen fikren olsun ne mertebede hüküm görmekten bizi menediyor.

(8)

Raci, bu sözler benim hakikati hayat ittihaz büyük bir filozofunundur." s. 481-482).

filozoflar Schopenhauer ve Hobbes'un felsefesi ile desteklemektedir. Meftun Bey üzerinden Hobbes'la

ben-zer insan bencil

gelen bu durumun her merkezine vurgular. bunun sonucu olarak pay-kabul ve böylece

olarak bir mücadelenin ortaya vurgular. nar, beraberinde halinin ancak toplumsal bir sonucu kurulacak hükümetle

mektedir ki bu, Hobbes' un felsefesinin tastamam kendisidir. Hobbes, tabiaten

getirdikleri bir gibi görülmemesi

ve herkesin daha güçlü bu gibi görünen bir nevi telafi vurgular. Buradan hareketle, olma halinin insanlar umut ve bu-nun neticesinin ve onun da meyil be-lirtir. Hobbes bunu "herkesin herkesle olarak ifade eder. O, ortak bir idamesinde, giden hiçbir

bilakis, bunun onlar için çok büyük bir vesilesi ol-ve ne ki, bir korkmaktan kurtara-cak bir kudretin de çizer:

güvensizlik Bu yetenek

umudunun Bundan ötürü, iki anda sahip olama-bir arzu ederse, birbirine olurlar ve esas olarak m korumak ve bazen de sadece zevk almak olan birbirlerini yok etmeye veya egemenlik alhna almaya

( ... )

Güvensizlikten Herhangi bir kimsenin olan gü-için, kendisi için tehlikeli olabilecek kadar büyük bir kuvvet görünceye kadar, cebren veya hileyle,

kadar çok hakimiyeti alhna akla bir yol yoktur: ve bu, o kendi için gerekli ötesinde bir de-ve buna genellikle cevaz de-verilir. Aynca, fetihler yoluyla güçlerini, güde-ven- güven-liklerinin gerekli daha fazla arthrmak isteyenler için; du-rum böyle içinde kalmakla yetinecek olan

istila yoluyla kendi güçlerini arthrmazlar ise, sadece savunma yaparak

uzun zaman dayanamazlar. bir kendi korumak

için insanlar üzerindeki bir gerekli

(9)

YENi TÜRK

Hepsini korkutmaya yeterli güç vakit, insanlar

zevk almazlar, tersine bir hayli üzüntü duyarlar. Çünkü, herkes, tara-kendi tara-kendine ölçüsünde verilmesini ister: ve, ha-kir görme veya küçümsenme belirtileri ise, olarak, cesaret edebildikleri kadar (ki bu cesaret, içinde tutacak bir gücün

yok-herkesi birbirine yetecek kadar büyüktür) kendisini kü-çümseyenlerden, zarar vererek, da, korkutma yoluyla, daha bü-yük bir koparmaya

Bu durumda, insan üç temel kavga nedeni buluyoruz. Birincisi, rekabet; ikincisi, güvensizlik; üçüncüsü de, ve Birincisi ka-zanç için; ikincisi, güvenlik için, üçüncüsü ise, için mücadele etmeye iter. Devlet herkes herkese daima halindedir."

(Leviat-han, s. 92- 93).

Hobbes'a göre, insanlar Bu sonuçta, amaç-umudunun Buradan hareketle insanlar, anda sahip bir isterlerse

Ça-ve albna ya da yok etmeyi kendi korumak için gerekli her

yapacak-üç temel nedeni mevcuttur; rekabet, gü-vensizlik ve Birincisi kazanç, ikincisi güvenlik, üçüncüsü ise toplumsal statü için mücadele etmeye iter.

Birincisinde insan, kazanmak için çevresindeki fiziki ve sosyal katmak ister, bunun için bile rur. kendini korumak için, ikincisinde ve üçüncüsünde de gerekçelerle yani sonuç olarak birlikte

ya-herkes ya-herkese halindedir. Bu bir durum-dur. bu noktada önlemek için devlet

Herkesin herkesle halinde böyle bir toplu-ma güvensizlik hakimdir. Böyle bir toplumda; hiçbir sosyal, ekono-mik, siyasi önemi yoktur. Hobbes buradan hareketle insan-lara ne gösterip sonra en uygun siyasi örgütlenme biçimi-ni önerir. Toplumun neden devlete gereksibiçimi-nim ortaya koymaya çünkü devlet hem isteklerini frenler, hem güvenli bir ortam hem de önler. ak..:.

ön plana alarak insanlara ihtiyaa bilincinden hare-ketle toplu yani yönelecektir. Tüm insanlarda var olan kendini koruma durumunda

neden olurken toplumsal durumda neden Yani in-sanlar korumak, güvencede olmak için ve or-tak bir 'egemen' Özetle, Hobbes'un

(10)

kemi-rir, yok etmeye Bu durum kendi da tehlikeye ataca-kendini koruma zorunlu ve in-san sosyal insana

2. b. Örgütlü Din ve Hurafe

bir olay örgüsü-ne sahip olan de, kendi kültürüne alafranga bir aile ile zihni

la ve hurafelerle bir ailenin getirildiklerini görürüz. Romanda; din

bir temsil eden, zihni ve hurafelerle Efendi ailesinin fertleri ile romanda yer alan di-cahil ve olaylar tutum ve

dinin bizzat kendisini

cahil kendi ve

hurafeleri dini bir inanç olarak benimsediklerini tenkit eder. Efendi ve ailesinin fertlerini merkeze alarak komik unsurlar

ve hurafeleri

din seviyesi cahil ki-üzerinden Meftun Bey'in Edibe'nin, Mef-tun Bey'le evlendikten sonra alafranga inti-bak sorunu dert olan çaçaron, dedikoducu ve cahil mahalle Azize çatalla ilgili cümleleri onun. zihninin hurafelerle ve din

al-ortaya koyar:

"Dünyada o yemek yiyenlere ahrette zebaniler siv-ri çatallarla yemek verecekler. Aman Rabbim1

Al-lah' parmaklar dururken demir yemek yenir mi?" s. 325).

Meftun Bey'in evinde Edibe'nin

Azize yine benzer bir tepki gösterir:

"Söyleme ha!.. Sonra Frenkçe

ahrette sana azap olacak. Dilin ensenden çekilecek." s. 326).

Azize Edibe'ye1 Meftun Bey'in ailesiyle mücadele

etme-sinin önemini "onlarla din yolunda girmek kadar

se-s. 328)

(11)

yap-TÜRK

mak, su okuyarak tükürmek gibi telafi da gösterir:

"Bilirsin ya, ben Eskici Hoca' dan izinliyim. Senin tükürüp ben de sana izin veririm. Senden su vakit sana oku,

barda-içine tükür, ver içsin. insan öylelerine Utanmaz-kiminin surabna Utanmaz-kiminin suyuna tükürmeli. Bilmez misin? da

bi-zim Saim ne kadar içkiye Ben

çocu-Tam yedi gün orada durdu. Sonra o parayla

biraz gebe Dur .. Müzeyyen

o zaman gebeydi. Hiç Ondan sonra bir

renme geldi. Sonunda tövbe mi etti kurtuldu. bana hala dua eder." s. 328-329).

Edibe, Azize Meftun Bey' in evine Mef-tun Bey'in bulunan "dekadan

Verlaine'in gazeteden resminden ürker, onu "papaz"a ben-zetir. Ünlü ait büstleri ve resimleri "na-mahrem" kabul et-tiklerinden etekleriyle yüzlerini kaparlar ve tövbe ederler. Evin sa-lonunu gezen Efendi de büstleri ile insan ve hayvan

Meftun Bey'in Lebibe, Azize Harum'a Promete tablo-su bilgi verirken Azize "Çok Alah ... Böy-le bana etmedi. bundan sonra da etmez. Gelininiz Edibe da pek toydur. birlikte 'Ah-med Bican' hazretlerini yirmi defa hatmettik." s. 336)

diyerek zihin dikkatlere sunar.

din ve hurafeleri toplumu geri bir ne-den olarak gören gibi Hobbes da devlet

kilise düzeni ve hurafeleri Hobbes, Leviathan' da "din", "hurafe" ve "gerçek din"

"Zihnin veya herkesçe kabul edilen hikayelerden hayal edilen görünmez bir güçten bu hikayeler herkesçe kabul edil-miyorsa, HURAFE. Hayal güç gerçekten hayal gibi ise, GERÇEK (Leviathan, s. 51).

Hobbes, de 1642' de kraliyet kilise da patlak veren ve pek çok kraliyet Avrupa'ya

sürüldü-iç trajedisini birisidir. O, kilisenin devlet yönetimi üzerindeki toplumsal ha-yatta ortaya (duality) "devlet"in lehi-ne savunur ve din skolasti-ile her kendi yorumlama

(12)

kar-Skolastik gelenek içerisinde din kisvesinde tatbik edilen hu-rafelere de bu zeminde Hobbes, din kisvesi kili-se savunulan hurafelerin gelenekten gelen birer yarulgilar

"Gelenekten ileri gelen

Son olarak, gerçek olmayan veya tarihten kaynaklanan

gelirsek; azizlerin hayat hikilyelerindeki bütün bu bahl mucizeler efsanesi ve Cehennem, Araf, türünden fikirlerini ve ne ne de Kutsal Kitap'ta yeri olmayan fikirleri savunmak için Roma Kilisesi illimleri

tara-iddia olunan bütün görüntüler, ve hortlaklar hikilyeleri ve ya-olmayan dedikleri bütün o gelenekler,

ka nedir ki? Bunlar, eski kilise bir ölçüde bu-lunsalar da; o babalar, olmayan hikilyelere inanabilen

insan-(Leviathan, s. 473).

Hobbes; dini, 'devlet'le olarak Hobbes' a göre dinler, üstün güçleri duyulan korkudan (çok

tan-perilere, cinlere ve en yüksek neden üzerindeki dü-(tek Her birine göre de kendi. ötekilerinki ve ama inanç ile yan-inanç bu tek keyfine olmaktan kurtularak yine devlette

Din, toplumsal örgütlenmenin bir Devlete hükmeden devletin sürdürmelidir. Çünkü belli bir otoritenin girmeyen kilise, devletin

yol açan tehlikeli bir kurum olabilir. Bu nedenle, toplum

düzenlenir ve hayata Bütün dini kurumlar, devletin pozitif tabidir. Bu yüzden devlete üstünlük id-temelsiz ve anda iki efendiye birden hizmet söyleyen Hobbes, iç sürdürebilmenin · tek yolunun, devlet zamanda kilisenin de

ve dini de denetim söyler.

2.

c.

Bilimsel Metoda (Determinizm-Pozitivizm)

da bir pozitivizm söz konusudur. O,

vet-i Edebiyye eserinde; "Ben her eserimde kari'lerimi,

yat yüksek bir felsefeye der.

"yüksek felsefe"yle, bütün eserlerinde gibi

di' de de, yolunda eksen toplumun

(13)

kronik-YENi TÜRK

ve dine bahl

akla ve bilime pozitivist

zihniyeti-ni topluma söyleyebiliriz.

dinden ve gelenekten getirdikleri ve

lerin toplumsal yasalara ve

la ve insan tabiahyla potansiyel olarak bir

fikrini geneline Bu

felse-fesini romanda cümlelerle zikreder: "Tabiat gel-beyhude yorulur. bütün olanlan,

bedbaht-lan, kendi tabiat

bilmediklerinden-dir." s. 200). geleneksel ahlak

romanda serbest savunur. Oysaki, genel

ahlak içerisinde buna imkan yoktur. Bundan

ro-manda mutlu bir yoktur. de geleneksel

haya-hn temsilcilerini, okuyucuyu komik durumlara

karikatürize ederek

"Hiçbir nedensiz her her sürecin ve her olu-bir nedeni her kendisini üreten tara-ftndan bu sürecin zorunluluk öne süren ... "6

fel-sefe terimi olarak determinizm, de Meftun

Bey'in Lebibe'nin da; "Her fiilin bir sebep, bir saik tesiriyle daima bize izah eder durursunuz ... ( ... ) Ma-demki her fiili bir sebep .. Benim .. hissimi,

niçin insaf göziyle görmüyorsunuz." s. 249) cümleleriy-le adeta

Meftun Bey, için her türlü yalan, hile ve ahlak

yollara bir görmez. O, alafranga tarz

ya-emellerine için dostu Mösyö Makferlan'

önce kendisine Piyangosu'ndan

ikra-miye uydurarak Efendi'nin gönlüne ve

kese-sine girmeye Bu ortaya yine fikir

Mös-yö Mahir'i kendisi gibi alafranga hayat

ona, senedini ve mührünü

Determinist bir

cümlelerle vurur:

"-Birader!. Bu dünyada bütün ahmaklar nasip olan mukadderata boyun

... sivri ise nasibin ararlar ... Bu

alemde her bir sebebe, bir nazariyeye, görünen, görünmiyen bir kanuna

Bu mehma emken netayicinden istifade

(14)

nasi-bini kendi tevlid etmek haizdir. Benim de bu ... böyle

diye kadere s. 391).

de pozitivist da dile getirmektedir:

"En büyük tabiat, kütüb-i tahsil, ve irfan yine ta-Hilkatin olan her birer ezeli sahifedir. Fakat onda münde-riç maddeleri her zaman ayan Bunu her göz göremez, herkes okuyamaz. muhitin, tahsilin lfüuf ve muavenetiyle Hilka-ten kör olarak dünyaya ne bakar körler Alim, cahil, genç, ihtiyar hepimiz bu bakar gözlerimizle her gün ne büyük hakikatleri geçiriyo-ruz. Pastör'ler, Küri'ler gibi deha ancak birkaç defa yor." s. 201 ).

Hobbes'ta bilimsel metot ve pozitivizmin dönemi) ilk hal-leri görülür. Determinist felsefeyi benimseyen Hobbes, her

sebebini bilimsel nedenlere

11

••• Bilim, ve bir olgunun bir olguya

bilgisi-dir: bilim sayesinde, halen olup

da bir veya bir zamanda benzer bir

bili-riz; çünkü bir hangi nedenlerle ve ne meydana bi-lirsek, benzer nedenleri vakit, o nedenlerden benzer

so-nuçlar da (Leviathan, s. 45).

ilgili gerçeklerin ya da evrenin paralellik arz dair bir bilim amaç-layan Hobbes felsefesinde, bir rasyonalist gibi, geometrinin yöntemini zira geometri ona göre kesin, "a priori" birkaç ilkeden ve bilgi veren sonuçlardan, önermeler-den meydana gelir. Hobbes'a göre; "Geometriciler çok bir yer elde etmeyi Zira gözlemlenmesinin,

yeryü:-zünün ölçülmesinin ve uzak mesafe

sonucunda insan için olan tümü binalardaki savunma mevzilerinin gücü, makinelerin

mükemmel-modern her

nere-deyse tamamen geometrinin bir hediyesidir. "7 Felsefeyle bilim

bir yapmayan Hobbes, her problemin ilke olarak bilim-lerinin yöntemleriyle için pozitivist bir

olarak kabul edilir.

Hobbes'a göre, tabiatta somut ve soyut olan her ne-denler'le birbirine ve nedenler 'tek an-ve zorunlu olarak belirlenir. nedenler, her yerde hep · birdir ve hep Bu yönü ile Hobbes'un sistemi çok bir

(15)

TÜRK

SONUÇ

inceleme sonucunda Hüseyin Rahmi

ile Thomas Hobbe's'un Leviathan eseri be-lirgin benzerlikler tespit Makalede gibi,

de Hobbes'un bizzat zikretmesi, içerik olarak ile Leviathan paralellikler

Hobbes'tan

ana Meftun Bey olmak üzere kah-tutum ve özellikle Hobbes'un insan üzerindeki felsefesini roman düzleminde

derecede Hobbes'la uyumlu bu tesirin bir

Özellikle, insan pozitivizme ve din bu benzerliklerin en gelenleridir. Hobbes'un insan dair ve Röne-sans

sisteminden ve bilimi ön plana pozitivist bir çizgiye sahip benzer bir sü-recin içinden geçen oldukça gelir.

sevdi ile Hobbes'un bu dünya adeta düzleminde Romanda, toplumuna mahsus yerel ve özel sorunlar ele da, özellikle insan

kin olmak üzere pek çok evrensel meseleye de ve bunla-ra felsefi ortaya konulur. Bu Hobbes'un felsefi fazlaca paralellik arz eder. bu leri ifade etmek yerine roman rinden vermeyi tercih eder. Özellikle Meftun Bey'in sözleri üze-rinden pek çok öne

Ba-özellikle Hobbes' a yer ol-onun ve pozitivist dünya ile insan

ta-ilgili genel olarak olumsuz bir sahip bir sonucu olarak degerlendirilebilir.

1 "Homo hamini lupus est." sözünü Ahmet Cevizci, Felsefe Terimleri (Paradigma

2000) eserinin 163. kez olarak ozan Plautus tara-birlikte, filozofu Hobbes

dan bir toplumsal bir egemen bir yöneticiye devretmelerinden ve dev-letin önceki kendi hayata geçirmek için her yola ifade etmek üzere yeniden ortaya ve

kurdu gelen Latince deyim." olarak

2 "Homo homini lupus est." kurdudur.) sözü Hobbes'un On Citizen

(16)

ka-bul edilen Leviathan'da bu felsefe üzerinde uzunca (On Citizen, ed. Richard Tucke-Michael Silverthone, Cambridge University Pres, 1998, s. 3).

3 "La guerre de tours contre tours", Thomas Hobbes'a ait "Herkesin

herke-se olarak tercüme edilebilir.

4 Romanda Meftun Bey ile Efendi ailelerinin iki zihniyeti temsil ettiklerini

isim-lerine eklenen unvanlarda da gözlemleyebiliriz. Zira Tanzimat beri

alaturka zihniyete mensup "Bey"; Do-alafranga zihniyete sahip de "Efendi" Ali Bey

tibah: Ali Bey), Felatun Bey (Felatun Bey ile Efendi), Bihruz Bey (Araba

Sevda-Bey (H. R ilk ana Meftun Bey, alafranga zihniyeti temsil ederlerken Efendi, Naim Efendi, Efendi alaturka zihniyeti temsil ederler. Efendi alan sürecinde genellikle muha-fazakiir; ama din taciri, softa, sahtekiir vb. olumsuz tipleri temsil ederler. s Hüseyin Rahmi, (1329/1913), Edebiye, Matbaa-i Hayriye ve

Dersaadet, s. 68.

6 Cevizci, Ahmet, (2000), Felsefe Terimleri Paradigma, s. 237.

7 Hobbes, Thomas, (2007), Elementa Philosvphica De Felsefesinin Temelleri, (çev. Deniz Zarakolu), Belge s. 3.

KAYNAKÇA Cevizci, Ahmet, (2000), Felsefe Terimleri Paradigma, Gökberk, Macit, (1985), Felsefe Tarihi, 2. bs., Remzi Kitabevi, Hüseyin Rahmi, (1946), Hilmi Kitabevi,

... , 1329 (1913 ), Edebiye, Matbaa-i Hayriye ve Der-saadet.

Hobbes, (2007), Leviathan, Leviathan veya Bir Din ve Dünya Devletinin Biçimi ve

Kudreti, YKY,

... , (2007), Philosvphica De Temelleri, (çev.

De-niz Zarakolu), Belge .

... , (1998), On Citiz:en Üzerine), (ed. Richard Tucke-Michael Silvertho-ne), Cambridge University Pres.

Moran, Berna, (1997), Türk Bir l, 6. bs., http://www.plato.stanfort.edu/ 31.10.2010.

Referanslar

Benzer Belgeler

Biçimsel arayışların, mimari tasarım süreç- lerinde kullanılan bilgisayar programları aracılığı ile giderek artması, bu arayışlar sonucu elde edilen ürünlerin

İsmet Paşa Haşan daki eğitim ve öğretim bakanlığı kabiliyetini ken­ di nefsi üzerindeki o keşiflerden anlamış olacak ki onu yıllar yılı kabine­ lerde,

Buchhave tarafından geliştirilen yeni bir kuram ise gezegenlerin yıldızlarının etrafında dolanma süreleri ile katı çekirdekli ya da gaz devi olmaları arasında bir

Eserinin “Sözdizimi Nazariyesinin Dilbilimsel Felsefî ve Edebî Boyutları” başlıklı ikinci bölümünün “Dilbilimsel ve Felsefî Açıdan Sözdizimi Nazariyesi”

Türkiye’de elektrik sektöründe uygulanan yapısal reform politikalarının ekonomik büyüme üzerine etkilerinin incelenmesi amacıyla; Kalkınma Bakanlığı,

Analysis results demonstrated that the countries were clustered in four groups based on macroeconomic variables and Turkey was in the same cluster with many European

Okullarda yürütülen destekleme ve yetiştirme kurslarının daha verimli ve etkili olabilmesi hususunda öğretmenlerin diğer önerileri şöyledir: Temel dersler dışındaki

[r]