• Sonuç bulunamadı

Müşküle üzüm çeşidinin soğukta muhafazasında farklı S02 genaratörlerinin muhafaza süresi ve kalite kayıpları üzerine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müşküle üzüm çeşidinin soğukta muhafazasında farklı S02 genaratörlerinin muhafaza süresi ve kalite kayıpları üzerine etkileri"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (1990) 7: 93-104

Müşküle

Üzüm Çeşidinin Soğukta Muhafazasında

Farkli S0

2

Genaratörlerinin Muhafaza Süresi ve

Kalite

Kayıpları Üzerine Etkileri

Rahmi TÜRK

ÖZET

Ülkemizde en çok ve en uzun süre

soğukta

d

e

po/a11an t

az

e ii

z

iim/

e

rin

başm­

da

Müşküle çeşidi,

en

yaygın fünıigasyon

uygu/ama yöntemi olarak da ba

s

mçla

sı­

vılaştınlnıış SOı gazı

ile

yapılan fümigasyorı

g

e

lmekt

e

dir.

Atıcak

s

on

yıllarda

bu

geleneksel yöntemin

zararlı

e

tkil

e

ri n

e

d

e

niyle

araştıncılar

S0

2

ür

e

t

e

n meta

-

bisü/jit/i

koruyucular üzerine

yönelmişler

ve bu konuda

yoğun araştımıalar yapmışlardır.

Bu

araştınnada

g

e

çirgen/i@ hesaplanarak seçil

e

n b

e

lirli

kalmlıktaki

plastik

poşetler

ile üç

degişik

kagtt materyali

(

Naylon

kuşe,

P

V

C v

e

Pergam

e

nt)

öz

el

şekilde hazırlanarak

içersine belirli

agırlıklarda

Na

2

S

2

0

5

(

Sodyum metabisü/jil) ve

K~iPs

(Potasyum metabisü/ftt)

konmuştur. Bu iki yönt

e

min ülk

e

mi

z

de

uygulan-makta olan

SOı gazı

ile

yapılan

fümigasy

o

na

v

e kontrola g

ö

r

e

m

eyve

l

e

rin

muhafa-za süresi ve kalite

kayıplan

üzerine

nıukayesesi yapılmıştır.

Oz:ümler soguk depoda 0°C

'

de ve

%

90

o

ran

s

al n

e

md

e

yaklaşık

3 ay k

a

dar

muhafaza

edilmişlerdir.

Bu süre içersinde m

eyve

l

e

rd

e

ağırlık kaybı,

tan

e

r

e

n

gi

, tan

e

-nin saptan kopma direnci,

şırada

eriyebilir toplam kuru madd

e

,

salkım

ve tan

e

sa-pı

s

u

düzey~

pH, asit

,

in

v

ert

şeker,

m

eyv

e suyu

SOı kapsamı

ve s

olunum

Jıızı

ö

l-çümleri

yapılmıştır.

Elde edil

e

n verilerin

değerlendirilmesi sonucwıda

B

o

trytis

c

in

ere

a

'

mn

neden

olduğu

çü1Ümeler

mulıafaza

sür

es

inin

so

nlannda

,

ba

s

m

ç

l

a s

ıvılaştınlmış

S0

2 gazı

uygulamalannda, kontrol ve

diğer

uygulamalara

r

e ö

n

em

li dü

zey

de a

z

alma g

ö

s-•

Doç

.

Dr

.;

Uludağ

O

niver

s

it

esi Zi

raat Fakült

esi

,

Balıçe

B

it

ki

l

e

ri

Bölü

mü.

(2)

-93-tenniştir.

Yin

e

aynı u

ygul

amada so

l

unum hızı da diger yöntemlere göre

istatistiksel

olar

a

k

ön

e

mli düzeyde

düşük bulunmuştur.

Ancak kaliteyi etkileyen

diter

etmenler-d

en s

u

kaybı,

meyv

e

s

uyundaki

bağil SOı

miktan m

e

tabisü/fitli

uygulamalarda

da·

ha az

bulunmuştur.

Sonuç olarak

basınçla sıvılaştınlmış SOı gazı

ile

yapılan

fümigasyon, kont·

roJ

v

e diğer

iki

yönteme göre

Botrytis

c

iner

e

a

mantannın

enfeksiyonunu

önemli

dü-z

eyde

azaltmış

f

a

kat K

2

S

2

0s

ve

NaıSıOs'Ji

koruyucular üzüm/erin

diğer

kalite

nite-Jiklerinin daha iyi

korunmasına

neden

olmuştur.

SUMMARY

The Effects of Uquid SOı and SOı Genarators on the Loog-Term Cold Storage of the Table Grape (cv. Müşküle)

Müşküle

is the /eading

gr

ape

cu

ltivar which

is the most

su

ilab/e for co{d

sıo­

r

age

in Turkey.

In thi

s

research

,

the effect

s

of fümigation with

SOı

and

KıSıOs

an

d

Na2Sı0s

g

enarating system

s

on

the

long-tenn st

o

rage of

the tab/egrapes have been

in

ve

s

tigated du

ri

ng 1981

-

19

8

6.

Weiglıt

Jo

s

ses, c

o

/or chang

e

,

total acid, pH, solub/e

s

olids

cotıtent,

invert sugar, re

s

pir

a

ti

o

n rate

,

S0

2

content and visib/e

condition have

b

e

e

n

detemıined

on tlıe sarnp

/

e

s taken

in

every

21 days interva/s.

17ıe

r

e

s

ults

ha

v

e sh

ow

n that

the

J

os

s of water

has increased

bul

break resis·

ta

n

c

e of beny

r

e

spiration

rate has

decreased

s

igniftcantly in liquid S0

2

application

sy

st

e

m

.

17ıe

stalks

have

ke

p

t

the

ir origina/ co/or

during the

storage

at

o

o

c

and 90

%

R.

H. for

a

pproximately 3

month

s.

In

contrast,

weight

and

water /oss have decreased

but

r

espi

rati

o

n rate an

d

br

e

ak resi

s

tance

have

i

ncr

e

ased

in

the other systems used.

Fu

rt

h

e

r mor

e

total

SOı

content of

the

fruit juice

has been found higher in

liquid

SOısystem.

GIRIŞ

Ülkemizin

a

s

manın

gen merkezi ve çok köklü bir

bağcılık

kültürüne sahip bulunması, gerek ekolojik koşulların ve gerekse coğrafık koşulların bağcılığa çok

elverişli olduğunu göstermektedir. Nitekim 1986 yılı istatistiklerine göre

ülke-mizde 600.000 hektar alanda bağcılık yapılmakta ve bu alandan 3

milyon

ton ürün alınmaktadır. Bağcılık yapılan bu alanın yaklaşık % 6.9'u ve üretirnin de% 9.l'ini oluşturan 273.362 ton üzüm Marmara Bölgesinde yetiştirilmekle ve Bursa yöresinde de son turfarıda ve sofralık üzüm olarak Müşküle çeşidi büyük önem kazanmış bulunmaktadır. Müşküle üzümünün kalın

kabuklu ve

en son derilen çeşitlerden biri olması bu üzüm çeşidinin soğukta depolama şansıni di~er iizüm-lerden daha çok arttırmaktadır. Nitekim ülkemizde soğuk depolarda en çok

mu-hafaza edilen üzümlerin

başında Müşküle çeşidi

gelmektedir

(Türk

ve ark., 1984).

Sofralık üzümlerin hasat edildikten sonra kalitelerinden hiçbir şey kaybet-meden uzun bir süre muhafaza edilebilmeleri ancak depolama tekniklerinin ek--94

(3)

-siksiz bir şekilde uygulanması ile mümkündür. Çünkü üzüm muhafazası, di~er

bahçe ürünlerine göre daha farklı bir depolama tekniğini gerektirmektedir. Bu tekniklerin Uygulanmaması veya yarım uygulanması halinde, üzümlerde önemli kayıptar ile karşı1aşılmakta ve depolama ekonomik olmaktan çıkmaktadır (Türk

ve ark., 1984). .

üzbm

muhafazasında kükürtdioksit (S02) fümigasyonuııutt önenıi yadsı­

namaz. Fümigasyon zamanı, yo~nlu~ ve uygulama yöntemleri, depo ortamı sı­ caklı~ ve oransal nemi, üzümterin olgunluk durumları fümigasyonutt baŞarisında ve dolayısıyla iç ve dış pazarlara ulaşımı ve depolanması sırasında meydana ge-len kayıplar üzerinde önenili derecede etkili olmaktadır. Zira üzümleri fümige etmenin birinci amacı meyvelerin bozulmasına neden olan organizmaların

etkisi-ni

azaltmak veya tarnanten ortadan kaldırmak, ikincisi ise meyvelerin solunum şiddetini azaltarak, dalırıdatı koptuktan sonraki yaşamlarını uzattnaktır. ·Bu ne-denledir ki, fümigasyohun istenilen aıtıaca ulaşahilmesi için tekniğinin iyi bilin-tnesi ve iyi uygulanması gerekir (Türk ve ark., 1984).

Üzilin muhafazasmda başarıyı büY\ik ölçüde etkileyen fümigasyon işlemi titkem.izde ç~İukla basmçla sıvılaştırılmış S02 gazı ile yapılmaktadır. Ancak bu yöntemin beraberinde getirdiği· sakıncalar nedeniyle birçok ülkede terkedil-miş ve Ülkeniizde de bu yönde son 2-3 yıldır önemli gelişmeler olmuştur. Direkt SOı'in gaz halinde ortama verilmesi yerine, metabisülfıtli ka~t veya poşetlerin üzüm ambalaj kasalan içersine konarak ortama çok düşük ve kontrollu SOı

ga-zının verilmesi, diğer yöntemin birçok olumsuz yanını ortadan kaldırmaktadıt.

Örneğin, basınçla sıvılaştırılmış S02 gazı ile yapılan fümigasyonun etkinliği kısa bir süre sonra ortadan kalkmasına ve metallere karşı önemli koroıyon etkisi bu-lunmasına karşın metabisülfıtli ka~t koruyucularda etkinlik hem uzun sürmekte, hem de di~er ürünlerle aynı ortamda taşınabilmektedir (Türk ve ark., 1984, Bal-linger, Nesbitt 1984, Codounis, 1978).

Balliıiger ve Nesbitt, Muscadine üzümlerinde üç değişik S02 getıeratörü

uygulamışlar ve O"C'de 49 gün sonrası tanık meyvelerde% Tden% 82'ye kadar bozulmalar olmasına rağmen, di~er uygulamalarda 29 ppM SOı üreten genera-törlerde bozulmalar önemli derecede azalmıştır. Codounis, ise generatöt olarak plastik poşetler kullanmış ve Razakı ile Sultana üzüm çeşitlerinde 50 g Potas-yum metabisülfit,

5

g celite ve

5

g su ile yapılan SOı generatörü kullanmış ve 2-3 ay anılan bu üzüm çeşitlerinde bozulmaları önlediği gibi meyve suyundaki ppM olarak SOı miktarı da çok düşük düzeyde bulmuştur.

Üzümterin depolama sıcaklığı konusunda üzüin çeşitleri farklı olmasına karşın hemen hemen tüm araştırıcılar -ıoc ila

+

ıoC'ler arasını, oransal nem olarak da

%

90-95 oranını kultanmışlardır. Ülkemizde hazırlatıalı T.S.E.'nin TS 2997/Şubat 1978 sayılı "Sofralık Üzüm So~k Depolama Kılavuzunda" ise depola-ma sıcaklı~ olarak -1SC ile 0°C arasını, bağıl nem olarak da % 90-95'i

öner-mektedir (Anonymous, 1978). '

(4)

Üzümterin muhafazasında SOı'li preparatlann dışında sodium-o-phen~­ phenat asetat, bistirat ile methyl-bromide ve ozon gibi bazı maddeler de kullanıl. maletadır (Winkler ve ark., 1974, Harris ve ark., 1983, Netson 1983, S.hinıizu Ye ark., 1982).

MATERYAL VE METOD

Materyal

Araştırmada kullanılan Müşküle üzüm çeşidi, Bursa

ilinin

İznik

ilçes

in-deki 20 ve 25 yaşlarındaki omealardan 1984 ve 1985 yılı ürünü olarak hasat edil·

miştir. Her iki yıl toplam 4 ton üzüm deneme için ba~da özenli bir şekilde kasa

-lara ambalajtanarak aynı gün içersinde Bursa'ya taşınarak O"C'de

%

90 oransal nemdeki so~k odalara konarak laboratuvar analizlerine başlanmıştır.

Metod

Üzümlerde so~k odaya giriş tarihinden itibaren muhafaza süresi bitene kadar 3'er haftalık aralıklarla alınan örneklerde aşa~da belirtilen

analiz

ve

öl

·

çümler yapılmıştır.

A~rlık kaybı; belirlemede 0.1 g'a duyarlı elektrikli teraziden yararlan~a­ rak sonuçlar

(%)

olarak de~erlendirilmiştir.

Tane rengi; Paul and Maerz'in renk katal~dan yararlanılarak yapı!·

mıştır.

Danelerin saptan kopma dirençleri; bölümümüzde geliştirilen ve danele·

rin

sapçıklardan ayrılma dirençlerini 0.1 g'a kadar ölçebiten elektronik okumalı bir teraziden yararlanılarak okunmuştur.

Şırada

eriyebilir toplam kuru madde

k~psamı;

Carl-Zeiss Abbe masa re[·

raktometresi yardımıyla

%

olarak saptanmıştır.

Tane

sapı

ve

salkım

iskelelindeki su

oranı;

%

olarak örneklerin

1

0SC

'de

etüvde kurutulmasıyla belirlenmiştir.

Titrasyon asitli~; üzüm şırasında muhafaza süresince asitlik

0.1

N NaOH kullanılarak titrimetrik yöntemle "tartarik asit" cinsinden g/100 ml olarak h esap-lanmıştır.

İnvert şeker

ise g/100 ml olarak "Lane E;.oon" yönteminden

yararlanılara

k

belirlenmiştir. .

Meyve suyu içersindeki serbest

so

2

miktarını

belirlemek

amacı

yla

titri·

metrik yöntemden yararlanılmış ve sonuçlar ppM düzeyinde bulunmuştur

(An

o-nymous, 1983).

Meyvelerin solunum düzeyleri ise "Sürekli hava

akımı

"

yöntemi ile ölçü!· müştür (Güçlü, 1967).

(5)

-96-.

Fflmigasyon prepataUarl otarak

iki

ana sistem

~ahmışbt

ı

iıun1atdatı

illdnde

1

kg

üziime 1 g

Potasytım

veya

Sodyum metabisülfit. geteeek

Şekitde

7ill

etiı'tik

plastik

poşetİer kullatülınıŞtıt. tkiıtcl

sistemde ise

8

ruıa

bölnie içetsine

1'er g metabisntfit kobularak yapıştttılart wr-taylon-lctışe" veyıt '1'etgament" ka~t­

la.ttıı alWıa

kraft

k$di

netn çekici

olarak

konmttştur. Ayrıca buttıçla ~ıvthtştıtil·

ınış

SÖi

gazı tle de

.

direkt

filinigasyon yapılarak halen ülkemizde

Uygıtlanııiakht

otaft

bu

yöntem lle ~er yörltebıler arasilidaki fark bellrtenmeye çalı$ılnıiştit

. 13tı

sisteinlet

Ue

birlikte

hiç

tümigasyon

yapıımaYarı ôzüınlet

de

tanık

olatak

kullılnlİ• ınışlatdıt. PoşeUerlıt

ve

kortıyocu kaAıt.lartn kasalar içerslııe yerl~tirilmesi iş1em1 Oıı solntnia }'apıldiktan sonra get~kleştiril.miş, detteme "Tesadtlf Parselleri" de·

·

neme desenine göre

ve

3

tekertüriii olarak

kuhıtrlıtıştut.

_

BULGULAR VE TAkTt$MA

Yapt~

bu

araŞtı.htıada tnetod bölnmüiıde de &llıtılcll~ ğibi

f

ö

ayrı

analiz ve

ölçüm

yapılmıştır. Yapılan

bu analit ve

ölçOmletdeıt, çalıştnaıtitı

sonuç-larıııt daha iyi yansıtt.ı~ sandı~

sadece

_

üç tanesi Çizel~

otarak ayrıntılı bir

biçimde verUntiş, di~erlerinden

ise

yer

kısıtlı~ ttedeıtiyle çok özet olarak

babse-dilmiştir.

A~Wc kayıpları %

olatak

en

tazia

direlci otarak

b3Sıttç1a sıvıiaşttrı1ıııış

S02 ga.zı

Ue

yapılan

fümigasyonda

bulubinuş ~

her

iki

yıl

ortalamast olarak

dane,

sap

ve

sapçıktaki ~lık azahşt%

16 dotaylarlıtd:ı btılUii.mtıştur

. Poşetli

ve

.

~t

tnateryalti metabisülfit uygulantalan arasında İStatistikset

bir fark

görülme-tnesine karşiti

(% 3),

direkt fümigasyon

sisteıtıi tle arasindaki fark önemli bulun-mUştur.

.

Tane

tetıkterinin

ise

başlangıçta tetık kataİ~daki

P

ı917K-7J

(Part

ak

Kehrı'bar) de~erin1

atmasma

ra~en;

muhafaza sonunda metabisü1fiHi

ka~tlar Pı31K4-İ1 (Ooıittk

Kehribat)

arasındA de~erl~r almışlardır. Atıcak

direkt

fümi-gasyöıi u~ılnan Oznlhletiıı

daneleri ise

atıi$ttrma soniüıda

P12/Ka·G7

(Satt

Kehnöar)

de~riıtl almıştir

ki,

bu da So

2

;iıı ibateryali ~artıtı

etkisinden

kaynak-lan~

bilinmektedir.

·

üztımlerirl. dalındaft

hasat

edildikteri

sotıta sapçıktarındaıt ayrıtarak

datte-ie"ıtirieleri heıtı puarlayıcı

ve hem de tüketiCi

tarafından

arzu ediltneyert bir

du-tumdur. Bu özellikin

kaliteyi

etkileyici önem.li

bir

faktör olduAunu

düşündü~­ nınzden

iki

yıllık

sonuçlan toplu olarak Çizelge 1'de vermeyi daha uygun gördük.

Çizelge i'de de görüldü~

gibi

Müşküle

üzüntünde

sapçıktan ayrılma

di-renci olarak

başlangıçta

ilk

yılda

303

g, ikinci

yılda

279 g'bk

bir direnç gösterme-

.

sine karşın, muhafaza sonunda en düşük

direnç her iki yılda

da direk

so

2

fUmi-gasyott\i

yapılan üztlııılerde

I.

yıl118

g,

ll.

yıl126

g olarak

saptanmtştıt.

Y

atıi

ge-leneksel

s~

fümigasyonu, muhafaza edilen üzümterin danelenmelerine,

di~er

yöntemlerden daha fazla

yardımcı olmuştur.

Daldan kopma dirençlerini,

başlan­

gıç de~erlerine

göre en az etkileyen yöntem ise yine her

iki

yılda

da Na

-

metabi

-sülfit

poşet'li

sistem

olmuştur.

(6)

-97-(O Q)

..,~

Çizelge: 1

Iki

Yıl

Süreli Farkir S0

2

Generatörten lle Muhafaza Edilen

Müşküle

Üzüm

Çeşidindeki

Gram Olarak Belirlenen

S~ptan

Kopma Dirençle

r

i

1. Yıl Sonuçlan II. Yıl Sonuçlan

UYGULAMALAR UYGULAMA ZAMANLARI UYGULAMA ZAMANLARI

5.11 27.11 18.12 8.1.1985 29.1 19.2 14.11 5.12 26.12 16.1.1986

ı Tanık 303 280 268 204 182 148 (ab) 279 247 196 230

2 K. Poşet 303 250 241 260 193 ı 60 (b) 279 269 2ı9 227

3 Na Poşet 303 236 213 220 ı90 ı 78 (a) 279 218 ,229 . 206

4 K Naylon Kuşe 303 277 265 2ı8 ı84 ı59 (a) 279 267 253 203

5 Na Naylon Kuşe 303 230 . 219 201 190 ı 73 (ab) 279 250 251 196

6 K V. Pergamet 303 228 224 205 180 130 (c)

7 Na V. Pergamet 303 283 286 219 140 125 (cd)

8 Gaz 802 303 270 206 198 137 118 (d) 279 196 163 ı47 Not: Yanlarında farklı harf bulunan ortalama dellerter birbirinden en az% 5 dUzeylnde farklıdırlar.

5.2 160 (cd) 203 (b) 234 (a) 177 (a) 208 (b) 126 (d)

(7)

Üzüm; solunum yükselişi göstermeyen meyveler grubuna dahil olduğu için

şırada eriyebilir toplam kuru madde, asit ve şeker gibi, meyve suyundaki bu gibi

kimyasal bileşipılerin artış göstermesi beklenemez. Örneğin araştırmamızda

başlangıçta şıra'da e!iyebilir toplam kuru madde ortalama % 20.7 olarak bulun

-masına karşın, araştırma sonlandığında ort.% 18.4 değerini almıştır. Yani

muha-faza sonunda kuru madde% 2.3 gibi bir değer azalması göstermiştir. Ancak yine

bu analizlerele çarpıcı bir sonuç ile karşılaşılmış ve direk S02 uygulamasında ku-ru madde değerleri hemen hemen başlangıç değerlerine yakın bulunmuştur (%

21). Bu sonucun nedeni ilerde solunum bulgularında tartışılacağı gibi, S02'in

so-lunumu ve dolayısıyla meyvelerin solunum h,ızlarını yavaşlatıcı özelliğinden ka

y-naklanmaktadır.

Üzüm meyvelerinde en fazla su ve dolayısıyla ağırlık kaybı danelerden de -gil, salkım iskeletinden olmaktadır. Örneğin, yaptığımız çalışmada salkım sapında

başlangıçta su kapsamı % 69 olmasına karşın, deneme sonunda % 4 azalma ile

% 65'e düşmüştür. Ancak saplardaki bu su eksilmesi S02 uygulamasında

başlangıca göre% 10 gibi en yüksek değeri almıştır. Sap ile daneyi birbirine bağ­

layan sapçıklardaki su kaybı meyve salkım sapma göre daha fazla olmuş, başlan­

gıçta ort. % 77 düzeyinde bulunan salkım sapçıklarındaki su kapsamı, araştırma­

nın sonuçlandırtldığı tarihte % 17 azalarak % 60 olarak saptanmıştır. Yani, su

kaybı veya diğer bir deyişle sapçıklardaki kuruma daha fazla olmuştur. Yine

muamelele1r arasındaki en yüksek su kaybı başlangıç değerlerine göre % 28 ile direkt

SOz

uygulamasında ~elirlenmiştir.

Titrimetrik yöntemle üzüm meyvelerinden elde edilen suda muhafaza sü-resince yapıınış olduğumuz pH ve asit kapsamı belirlemelerinde, hem muamele -ler ve hem de zamanlar arasında önemli bir fark bulunmamıştır. Ancak direkt

SOı gazı ilıe yapılan fünıigasyonda 100 ml meyve suyunda başlangıçta 0.32 g

tar-tarik asit bulunmasına karşın, 2.5 ay sonunda gerçekleştirilen en son ölçümde

ort. 0.43 g olarak hesaplanmıştır. Burada da yine S02 gazının meyve suyunda

di-ğer uygulamalara göre asit kapsamını arttırıcı bir rol oynadığı görülmektedir. Meyve suyundaki şeker içeriği de tıpkı diğer araştırmalarda saptandığı

gi-bi muhaıfaza süresi boyunca bir azalma göstermiştir. Araştırmada gerçek şekeri

ifade eden invert şeker cirısirıden yapılan analizlerde başlangıçta 100 ml'de 19.37

g bulurımasına karşın muhafaza süresi sonunda 16.82 g'a düşmüştür. "Lane

-Ey-non" yöntemine göre yapılan analizlerde metabisülfitJi uygulamalar arasında ista -tistiksel bir fark olmamasına karşın, zamanlar arasında %

5

düzeyinde bir fark

bulunnnuş ve bu fark henüz II. analizlerde (21 gün) kendisini göstermiştir.

Meyve. solunumunda karbonhidratların yanması ve zaman içersinde bir azalma

göstermesi diğer araştırıcılarla bir paralellik sağlamakta ise de direk S02 u ygula-maslllda irıvert şekerin yine aynı düzeyde kalması (20.49) bu uygulamada

solu-num hızının çok yavaş olmasına bağlanabilir.

Soğuk muhafaza araştırmalarında meyvelerin yaşamlarının hangi aşamada

oldııığunu belirleyen en iyi laboratuvar çalışması solunum ölçümleri olmaktadır.

(8)

-99-İşte bu nedenledir ki solunum yükselişi göstermese bile bu çalışmada solunum

ölçümlerine ayrı bir önem verilmiş ve Çizelge 2'de iki yıllık veriler özet olarak

sunulmuştur. Çizelge 2'de de görüldüğü gibi

ilk

yı15 Kasım'da derilen üıümlerin

solunum hızları 98 mg/kg-saat, ikinci yıl 77 mg/kg-saat COı olmasına karşiDı her

iki yılda da solunurnun en düşük seyrettiği uygulama direkt

S0

2 uygulaması ol·

muştur ve diğer uygulamalardan % 5 düzeyinde de farklı bulunmuştur. Bu uygu·

lamada solunum hızının yavaş olması, şekerierin hızlı bir· şekilde yanmasını öııle·

diği ve şıradaki toplam kuru madde ile invert şeker kapsamlarının di~er uygııta.

malara göre muhafaza süresince daha yavaş harcandığına daha önce dikkat

çe·

kilmişti.

Üzüm muhafazasında başarılı olmanın temel koşulu iyi bir fümigasyon

uygulaması ile olasıdır. Ancak bu uygulamanın ·yetersiz yapılması asıl

amaca

var·

mayı engellediği gibi, gereğinden fazla ortama verilmesi de getirece~ faydadan

daha çok ürünler üzerinde zararlı olmaktadır. Özellikle uygun olmayan yüksek

dozlarda ortama verilmesi, meyvenın içersine işlemekte, suyunda parçalanmadan

kalmakta ve meyvenin yenmesi halinde de insan sağlığını tehdit etmektedir.

Bu

nedenle birçok ülke üzüm suyundaki serbest

S0

2 kapsamını 10 ppm ile ~rlan·

dırmıştır.

Bizim yaptığımız araştırmalardaki

S0

2 analizlerinde elde edilen veriler

Çizelge 3'de incelendiğinde, geleneksel

S0

2 gazı ile yapılan fümigasyonlarda

meyve suyundaki serbest

S0

2 ilk yıl sonunda 38 ppM, ikinci yıl da 26 ppM ola· rak belirlenmiştir. Her iki yılda yapılan bu ölçümlerden elde edilen verller ~er uygulamalara göre % 5 düzeyinde farklı bulunmuştur. Bundan sonra en yüksek

SOı potasyumlu metabisülfit uygulamalarında görülmüştür (Çizelge:

3).

Bu analizlerde bir kez daha görülmektedir ki direk

S0

2 gazı ile yapdan

fümigasyon işlemi solunumu yavaşlatmakta ve dolayısıyla muhafam süresini

uzatmaktadır. Hatta yapılan bir başka gözlernde meyvelerdeki çürüme ve boıul· malar tanıkta

%

22, potasyumlu metabisülfit uygulamalarında

%

10, sodyumlu uygulamalarda % 18 olmasına karşın

so

2 uygulamasında bozulmalar

%

'3 ~bi

son derece düşük bir düzeyde kalmıştır. Bu uygulamanın yukarıda sayılım i~ el· kilerinin yanmda olums.uz etkileri de bulunmaktadır. Bunların başında sap ve

sapçıklarda aşırı kurutma yapması ve daha önemlisi de dikkatsiz uygulandı~da gereğinden fazla serbest

S0

2'in üzüm suyuna geçmesi ve meyvelerin yeme le~· tini kaybetmesidir.

Bulgular ve tartışma bölümünde elde edilen ve tartışılan araştırma :;onuç·

ları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

- Üzüm meyveleri solunum

yükselişi

göstermeyen (non-klimakteri.f)

b~

meyvedir. · '

- Üzümterin muhafaza süresi boyunca

ırada

eri~ebilir

toplam

·

~

madde"

kapsamları

önemli derecede bir

d

e

ğiş

i

m göstermemiştir.

Bu

sonuçla

ır

di·

ğer araştırıcıların bulgularını doğrulamaktadır.

o

nedenle üzümlerin en uy,~

yeme olumunda hasat edilmeleri büyük önem kazanmaktadır.

(9)

100-Çizelge: 2

lkj

Yıl

Süreli

Farklı

S02 Genaratörlerl lle Muhafaza Edilen

Müşküle

Üzümündeki mg/kg

Saat Olarak Karbondioksit Düzeyleri

I. Yıl Sonuçları ll. Yıl Sonuç ları

UYGULAMALAR UYGULAMA ZAMANLARI UYGULAMA ZAMANLARI

5.11 27.11 18.12 8.1.1985 29.1 19.2 ı 4. 1.1 5.12 26.12 16.1.1986 5.2

ı Tanık 98 82 65 32 23 19 (c) 77 64 26 20 15 (d)

.2 K Poşet 98 87 63 27 23 17 (be) 77 75 27 26 18 (c)

3 Na Poşet 98 81 58 31 32 18 (be) 77 75 32 15 14 (ad)

4 K .Naylon Ku şe 98 84 60 30 25 16 (b) 77 74 30 16 16 (be)

5 Na Naylon Kuşe 98 86 53 33 28 15 (b) 77 85 44 13 14 (ac)

6 K V. Pergamet 98 74 50 29 27 13 (ab)

7 Nı. V. Pergamet 98 71 48 30 24 25 (d)

8 Gaz S02 98 ·53 41 26 19 10 (a) 77 43 27 15 13 (a)

Not: Vanlarında farklı harf bulunan ortalama deOerler birbirinden en az% 5 dUzeylnd~ farklıdır.

(10)

~

o 1\)

Çizelge: 3

Iki Yıl Süreli Farklı 502 Genaratörleri lle Muhafaza Edilen Müşküle Üzümündeki ppM Olarak

Saptanan Serbest S02 Düzeyleri

I. Yıl So~uçlan ll. Yıl Sonuçları

ın·GULAMALAR UYGULAMA ZAMANLARI UYGULAMA ZAMANLARI

5.11 27.11 18.12 8.1.1985 29.1 19.2 14.11 5.12 26.12 16.1.1 986 5.2

ı Tanık 16 15.5 15 17 18 18 (b) 10 13 9 8 6 (~)

2 K Poşet 16 19 23 18 17 19 (b) 10 14 15 12 13 (b)

3 Na Poşet 16- 37 23 28 20 16 (be) 10 20 23 9 9 (c)

4 K Naylon Kuşe 16 22 21 23 18 18 (b) 10 15 l l l l 13 (b)

5 Na Naylon Kuşe 16 20 19 23 16 15 (c) 10 17 12 l l 12 (be)

6 K V. Pergamet 16 21 23 22 16 17 (be)

7 Na V. Pergamet 16 66 36 24 18 19 (b)

8 Gaz S02 18 25 28 31 39 38 (a) 10 17 17 20 26 (a)

(11)

\

- Fümigasyon poşet veya kağıt koruyucu uygulama işlemleri meyvelerin

+4°C'ye kadar ön soğutması sağlandıktan sonra yapılmalıdır. ·

- SOı gazı meyvelerin solunumunu yavaşlatma özelliğine sahiptir.

- SOı gazı ile yapılan direkt fümigasyon salkım ve tane saplarının diğer

uygulamalara göre daha fazla kurumalarına neden olmuştur.

- Bilinçsiz SOı fümigasyonu üzüm suyundaki serbest S02 kapsamını

önemli derecede arttırmış ve insan sağlığını tehlikeye sokabilecek düzeylere

gel-di!9

saptanmıştır.

- Ülkemiz koşullarında naylon poşet yerine kağıt materyalli koruyucular

(genaratörler) daha avantajlı görünmektedir.

-Üzüm koruyucuların ithali yerine, yerli üretimi gerçekleştirilmelidir.

-Kısa süreli üzüm muhafazalarında (en fazla 2.5 ay) ve iç ve dış pazara

ulaşım aşamalarında metabisülfitli üzüm koruyucularının "Müşküle" üzüm

çeşidinde başarı ile kullanılabileceği, ancak 14 hafta ve daha uzun süreli üzüm

mubafazasmda bilinçli olarak direkt basınçla sıvılaştırlmış S02 gazı ile yapılan

fümigasyonlar uygulanmalıdır.

KAYNAKLAR ,

ANONYMOUS, 1978: Sofralık Üzüm Depolama Kilavuzu. TSE Türk

Standart-ları TS/2997/Şubat 1978, Ankara.

ANONYMOUS, 1983: Gıda Maddeleri Muayene .ve Analiz Yöntemleri Kitabı.

Tarım-Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Gıda İşleri Genel Müdürlüğü, Genel

Yayın No: 65, Özel Yayın No: 62-105, s. 796.

ANONYMOUS: Tarımsal Yapı ve Üretim 1986. Başbakanlık D.İ.E. Yayınları,

Yayın No: 1275, s. 319, 1988.

BALLINGER, W. E. and NESBITT, W. B. 1982: Quality of Muscadine Grapes

after Storage with Sulphur Dioxide Generators. J. Amer. Soc. Hort. Sci.

1077(5): 827-830. 1

BALLn4GER, W. E. and NESBITT,

W

.

B. 1984: Quality of Euvitis Hybrid

Bunch Grapes after Low Temperature Storage with Sulphur Dioxide.

Ge-. 1

nerators. J. Amer. Soc. Hort. Sci. 109(6): 831-834.

BALLINGER, W. E., MANESS, E.P. and NESBITT, W.B. 1985: Sulphur

Diox-ide for Longterm Low Temperature Storage of Euvitis Hybrid Bunch

Grapes. Hortscien. Vol. 20(5): 916-918.

CODOUNIS, M. 1978: New Plastic Diffusers of SOı for Refrigeration Storage

of Table Grapes. liF Commission C2.0IV. Commissions I-III. Vol. 1(3):

181-185, Paris, 1978 .

. COMBRINK, J.C., EKSTEEN, GJ., TRUTER, AB. and BOSCH, P.V.C. 1979:

Factors Affecting the Quality of Table Grapes Packed in Polyethylene

(12)

103-Bags. XV. International Congress of Refrigeration. C2-94.

1-6

.

Venezia

23-29 Sept.

ERİŞ

,

A.,

TÜRK, R., TÜRKBEN, C. 1987:

Sofralık

Üzümlerin

S~k

Hava

De.

po larında Muhafazaları. Gıda İşleme ve Saklanmasında So~k Tekniği Uy.

gulamaları Semineri, 20-21 Nisan, İstanbul.

FLANZY, C., TR UEL, P., BLANC, M., BURET, M., CHAMBROY, Y., DQ.

MERGUE, P., PELISSE, C. 1982: Long Term Keeping QualityofRibol

Table Grapes (V. vinifera) Apt. ata Low Temperature. Sciences-desAJı.

ments, 2(1982), 55-70.

GÜÇLÜ, S. 1967: Etude sur une varlete de pore, des effets conjuguee de la

composition d'atmosphere sur la maturation des fruitb These de doctorat

d'Etat, Paris.

GUELFAST-REICH, S., SAFRAN, B., GATTENIO, S. and METAL,

N.1975:

Long-Te rm St or age of Tab le Grapes Cultivars and the Use of Liquid-S02

and Solid-in~ackage -SOı Generaters "Vitis". ·Band "", 220-227.

GINSBURG, L., COMBRINK,

J.

C. and TRUTER, A. B.1978: LongaııdShort

Term Storage of Table Grapes. I. I.R. Comınission C2--0IV Commission

I-III Vol. 1(3): 137-141, Paris.

HARVEY,

J

.

M. and UOTA, M. 1978: Table Grapes and Refrigeration: Fümi

-gation witb Sulphur Dioxide, I.LR. Coınmission C2-0IV Commission 1-IIT.

Vol. 1(3): 167-171, Paris, 1978.

HARRIS, C. M., HARVEY,

J.

M. and FOUSE, D.C.1983: PenetrationandR

e-teution of Methyl Bromide in Packaged Tab le Grapes. Amer.

J.

of En

o-logy and Viticulture, Vol. 35, No: 1, 5-8.

NELSON,

K.

E. 1980: . Improved Harvesting and Handling Benelit Table Grape

Market. California Agriculture, July 34-36.

NELSON, K. E. 1983: Retarding

Deteriorati~n

of Table Grapes with in-package

Sul ph ur Dioxide Generaters with and Without Refrigeration. Acta. H

orti-culture 138.

SHIMIZU, Y., MAHINO,

H.

,

SATO,

J

.

and LWAMATO, S. 1982: Preventation

of the Rotting of Grapes (K yoho) in C old Storage with the use of Ozone.

Res. BuU. Aichi. Agric. Res. Cent. 14: 225-238.

TÜRK, R., KAYNAK, L., AGAOGLU, Y.S. 1984: Sofralık ÜzümterinSoğukta

Muhafaza ve Pazara

Hazırlanmasında

Uygulanan Fürnigasyon Teknikl.eri,

Sorunları ve Çözüm Yollari, Ç.Ü. Tokat Ziraat Fak. ''Tokat BağcılığıStın·

pozyumu", 25-28 Eylül, Tokat.

WINKLER, A. J., COOK,,J. A., KLIEWER, W.M. and LIDER, L.A.1974:Ge·

Referanslar

Benzer Belgeler

To cite this article: Nilgun Ozpozan Kalaycioglu , Esra Öztürk & Serkan Dayan (2013): Oxide ionic conductivity properties of binary δ-(Bi 2 O 3 ) 1 - x (Yb 2 O 3 ) x

Sezer ve Gülümser (1999), ÇarĢamba ovasında ana ürün olarak yetiĢtirilebilecek mısır çeĢitlerinin belirlenmesi amacıyla yaptıkları çalıĢmalarında; tepe püskülü

AraĢtırmada kiĢilerin, insan kaynakları yönetimi uygulamaları ile ilgili görüĢleri alınmıĢ, ağırlıklı olarak, ĠK Planlaması, iĢ analizleri, seçme ve

Beyşehir, Eğirdir ve Eber göllerine ait balıkların morfometrik ölçümleri sonucunda Eğirdir gölü balıklarının standart boyu diğer iki gölden elde edilen

Using the obtained images, 4 defects that are common in sewe pipes, such as impurities, additional aperture, residues and capillary fraction, were tried to be detected by

Arkasından Moğol istilası ile gelen Kösedağ yenilgfst (641/1243) ile Moğollar pek çok Ahi ve Türkmeni katletmiş, on binlerce Ahi ve Bacıyı esir etmişlerdir.

Kuşaklı höyük (Sarissa) ve onu kutsal dağı Kulmaç/Karatonus (Sarissa Dağı) arasında yaklaşık olarak 3 km’lik bir mesafe bulunmaktadır (Hrt.. Zaten KuT 19 numaralı belgeden

Başta Selçuklu sultanları olmak üzere, Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde, muhtelif zamanlarda hüküm süren Türk beyleri, tamamen harap ve büyük öl- çüde terk edilmiş