ERETNALI BEYL~~~N~N PARALAR!
MEHMET ÇAYIRDA~~Cengiz-Mo~ol imparatorlu~unun bölümlerinden olup bu devletin ~ran, ~ rak ve Anadolu kolu olan ~lhanl~ lar'~ n Anadolu vâlileri ve kumandanlar~, Anadolu'da kendilerinin hükümdar olaca~~~ müstakil bir devlet kurmak sev-das~~ ile s~k s~k isyana kalk~~~yor, bu isyanlar hemen her zaman ~lhanl~~ Sultanlar~~ taraf~ndan kanl~~ ~ekilde bast~r~l~yor, bu arada olan hadiselerin geçti~i Anadolu'daki mazlum halka oluyordu. Anadolu Türkleri, isyana kalk~-~an bu vâli ve tayin edilen di~er idareciler taraf~ndan zâlimane ~ekilde soyul-du~u gibi, bu isyanlar~~ bast~rmak üzere Anadolu'ya giren ~lhanl~~ ordusunun kanl~~ k~ talleri ve ald~klar~~ a~~r vergileri ile de peri~an hâle dü~üyordu.Bu dö-nemde (XIII. yüzy~l~n ikinci yar~s~~ ve XIV. yüzy~l~n ba~~) güya idarede bulu-nan, ~lhanl~lar'~n tayin etti~i sözde son Selçuklu sultanlar~~ da metbularm~n isteklerine boyun e~mekten ve hatta kendileri de onlara i~tirak etmekten ba~ka bir ~ey yapam~yorlard~. Bu s~rada Mo~ollar'a kar~~~ Anadolu'nun istiklâl mücadelesini, ba~ta Karamano~ullar~~ olmak üzere Anadolu'da te~ekkül eden beylikler veriyor, yapt~klar~~ sava~larla da~lar~, ta~lar~~ kanlan ile suluyorlar, s~-k~~t~klar~nda da M~s~r'daki Türk Memluklu Devleti'nden medet umuyorlar& ~lhanl~ lar'~ n son Anadolu vâlilerinden olup, ayn~~ zamanda onlar~ n önemli devlet adam~~ Emir Çoban'~n o~lu olan Demirta~~ (Timurta~), selefleri gibi Anadolu'da istiklâl sevdas~na dü~mü~, bunu ilan etmek için de, devrin âdeti gere~ince, Kayseri'yi kendisine merkez yaparak' kendi ad~na hutbe okutup sikke kestirmi~tir2. Hicri 722, Milâdi 1322 y~l~nda vukua gelen bu te-~ebbüs neticesi bast~r~ lm~~~ olan sözkonusu sikkelerden örneklerin henüz ele geçmemi~~ oldu~u zannediliyorsa da, baz~~ koleksiyonlara girmi~~ bulunan, yü-zünde daire içinde Kelime-i tevhid ve etraf~nda Dört Halife'nin isimleri, ar-
1 Kerimeddin Mahmud Aksaray~, Selçuk' Devletleri Tarihi (Musamereti Ahyar), Yay. M. Nuri Gençosman-F. N. Uzluk, Ankara 1943, s. 344.
2 Ord. Prof. ~.Hakk~~ Uzunçar~~l~, "Emir Çoban Soldoz ve Demirta~", Belleten, C. XXXI, S. 121-124, 1967, s. 625, N. 14; Prof. Dr. Faruk Sümer Anadolu'da Mogollar, Selçuklu Ara~t~rmalar~~ Dergisi, 1969, S. I, s. 86. Demirta~'tan önce isyan eden kumandanlardan Battu ve &Memi~~ için bkz. Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklular Zaman~nda Türkiye, ~st. 1971, s. 617-618, 624, 625; Sümer, am., s. 66-69.
kas~nda yine daire içinde "Sultan El-~slam Muzaffer/Ed-dünya ve'd-din/Halled Allahü mülkühu/Duribe..." yaz~l~~ olup senesi yaz~lmam~~~ bulu-nan, darb yerleri olarak Kayseri, K~r~ehri, Aksaray ve Samsun illerinin yaz~l~~ oldu~u gümü~~ sikkelerin Demirta~'~n basurm~~~ oldu~u sikkeler olmas~~ ihti-mal dahilindedir (Resim 1, 2). Demirta~'~n burada kullanm~~~ oldu~u "Sultanül-~slam" unvan~~ onun dini yönünü ortaya koymaktad~r. Zira devrinin kaynaklar~~ Aksaray! ve Eflakiunin de belirtti~i gibi3 etraf~na zaman~n me~hur din alimlerini toplam~§ ve kendisini "Mehdi-i âhir zaman" (insanlar~~ son za-manda dine ve do~ru yola döndürecek kimse) ilan etmi~tir. Yine her iki kay-na~a göre o çok adaletli, dindar, ahlakl~, keramet sahibi idi ve ~arab~~ yasak-lam~~t~. Aksaray! ondan "adil hükümdar", "cihan padi~ah~", "sultan" olarak bahsetmekte ve birçok övgülerde bulunmaktad~ r.Sikkede geçen "Muzaffereddin" unvan~~ ise onun Anadolu'da kazand~~~~ ba~anlarla ilgili ol-mal~d~r.Demirta~~n unvan~n~n "Alaaddin" oldu~u da belirtiliyor ise de4 ba~ka örneklerde görüldü~ü üzere bir ~ahs~n birden fazla unvan~~ kullanmas~n~ n mümkün oldu~u gibi ayr~ca nakledilirken de hata yap~lm~~~ olabilir. Nitekim sahte Selçuklu sultan~~ Siyavu~~ (Cimri)nin unvan~ n~ n, kaynaklarda "G~yaseddin" oldu~u belirtilmi~ken, onun bast~rd~~~~ sikkelerinde unvan~n~n "Alaaddin" oldu~u görülmü~tür.
722/1322 y~l~nda istiklalini ilan etmi~~ olan Demirta~'tan, ayn~~ tarihli Kayseri'deki bir çe~me kitabesinde hiç bahis bulunmazken, 723/1323 tarihli Samsun'daki bir mescit kitabesinde hala ondan "Noy~n" (Mo~ol prensi veya kumandan~) olarak bahsedilmekte ve ayn~~ kitabede Sultan Ebu Said'in ismi geçmektedir3.
Demirta~'~n bu isyan~~ babas~~ Emir Çoban taraf~ndan 724/1324 y~l~nda basur~lm~~, kendisine destek olan emirler cezaland~nlm~~, ancak babas~n~n itibar~~ sebebi ile Sultan Ebu Said taraf~ndan affedilerek tekrar Anadolu vali-ligine iade edilmi~tir. Fakat o hiç bir zaman istiklal sevdas~ndan vazgeçme-
3 Aksarayi, s. 351-354; Ahmed Eflüki, Arillerin Menlabeleri, Çev. Prof. Dr. TahsinYaz~c~, ist. 1973, C. II, s. 328-330. Demirta~'a ait olabilecek olan bu sikkeler Alanya'da say~n ~merDiler'in ve Bal~kesir'de Tuncer Sengii~iiin özel koleksiyonunda bulunmaktad~r. Verdikleri bilgiler için te-~ekkür ederim.
Uzunçar~~l~, am., s. 641, N. 64.
5 a.m., s. 643; Mehmet Çay~rda~, "Niksar Tokat Ginnenek ve Kayseri Palas'ta üç kitabe".
Belleten, C. LVI, S. 218, s. 86, 87. Kayseri'deki kitabe okunamayan k~s~mlar~nda yer itibariyle "sultan" ism bulunmas~~ mümkün de~ildir. Her iki kitabede de Mevlevi Mehmed'in ve babas~~ Mahmud'un isimleri dikkat çekicidir.
ERETNALI BEYL~~IN~N PARALAR1 437 mi~, Anadolu'da nüfuzunu kuvvedendirmek için beylikler üzerinde tecavüz ve i~kencelerini devam ettirmi~, Selçuklu hanedan~n~~ ortadan kald~rm~~t~r. Nihayet Sultan Ebu Said ile aralar~~ aç~lan babas~~ ve karde~lerinin bu sultan taraf~ndan öldürülmeleri üzerine s~ran~n kendisine geldi~ini gören Demirta~~ 727/1327 tarihinde, Anadolu'da yerine kay~l~~ biraderi Uygur as~ll~~ Emir Eretna'y~~ b~rakarak" M~s~r'a, Memluklular'a iltica etmi~, orada ~lhanl~lar'~n bask~s~~ ile öldürülmü~tür.
ALAADD~N ERETNA
Orta ve Do~u Anadolu'da, Sivas, Kayseri, Tokat, Amasya, Bayburt Samsun, Gümü~hane, Erzincan, Erzurum, Malatya, Ni~de, Aksaray, Konya ve Ankara ~ehirleri ile bu ~ehirler civar~nda ~lhard~lar'~n yerine bir beylik kura-cak olan ve Mo~ollar'~n Anadolu'daki yüzy~ll~k i~gal ve zulümlerine son veren Emir Eratna, beyli~e ilk ad~m~n~~ bu ~ekilde atm~~~ oluyordu. Bu tarihten sonra, Anadolu'ya tayin edilen di~er ~lhanl~~ valileri zaman~nda da siyasi kabi-liyeti ile Anadolu Valili~i vekaletine devam eden Eretna, ~lhanhlar'~n son Anadolu valisi olup, daha sonra Ba~dad merkez olmak üzere kendi ad~na bir devlet (Celayirliler) kuracak olan ~eyh Hasan Celayir'e de vekil olarak uzun y~llar aktif idaresini ve devletini te~kiladand~rmay~~ tebirlice sürdürebilmi~tir. Yukar~da bahsi geçen Demirta~'~n M~s~r'da öldürülmesinden ve bilhassa 736/1335 y~l~nda Sultan Ebu Said Bahad~r Han ~n ölümünden sonra ortaya ç~kan Demirta~~ o~lu ~eyh Hasan'~n Celayir ~eyh Hasan'~~ 1338 y~l~nda ma~lup etmesi üzerine Eretna Demirta~~ o~lu ~eyh Hasan'a tâbi olmay~~ reddedip müstakil hareket etmeye ba~lam~~t~r. Ancak atalar~~ gibi çok ~eci hareket eden Demirta~l~~ ~eyh Hasan'dan ve son ~lhanl~~ sultan ve emirlerinin tecavüzünden korunmak ve bu arada ülkesine s~k s~k sald~rarak zarar veren ve kendisine ait Darendeyi de ele geçirmi~~ bulunan Dulkad~ro~lu Karaca Beye kar~~~ olmak üzere kuvvetli bir hâmi arayarak 738/1338 y~l~nda elçisini (Kayseri kad~s~) M~s~r Memlukl~~~ sultan! Melik Nas~r Muhammed'e gönderip memleketini onun naibi s~fat~yla idare etmek istedi~ini bildirmi~tir. Sultan'~n bu talebi ka-bul edip ona Anadolu nâibli~i men~urunu göndermesi üzerine Eretna, dev-rinin âdeti gere~i hutbeyi Melik Nas~r ad~na okutmu~~ ve sultan~n ad~na kes-tirdi~i sikkelerden örnekleri de M~s~r'a, Kahire'ye göndermi~tir7. Bu sikkeler-den bugüne kadar ele geçen olmam~~t~r. Bunlar~~ herhalde Memluklular'da,
Uzunçar~~l~, s. 632.
7 Doç. Dr. Kemal Göde, Eretnahlar, Ank. 1994, s. 45, N. 184, 185. Say~n Göde Eretnaldar
En-Nâs~r'a ait sikkeler aras~ nda aramak laz~ md~r. Ancak tabiiki Sultan ad~na kesilen bu sikkelerin darp yerleri Kayseri, Sivas gibi Eretnal~lar'~n ~ehirleri olacakt~r. Bu dönemde bir özellik olarak, di~er beyliklerde de görüldü~ü gibi sikkelere, sikkeyi sultan ad~na bast~ran beylerin ad~n~n yaz~lmam~~~ bulunmas~~ bunlar~~ kolayca tefrik etmeyi zorla~t~ rmaktad~ r. Buna benzer durum Eretnal~lar'la ça~da~~ beylik Karamano~ullar~'mn Melik Nas~r ad~na 715 tari-hinde Ermenak'ta, 716 taritari-hinde Lârende'de, 719 ve 721 tarihlerinde Alâiye'de ve 730 tarihinde Bey~ehir'de bast~rd~klar~~ gümü~~ sikelerde görül-mektedirs. Bu sikkelerde Karamanl~~ Beylerin adlar~~ geçmemektedir. Halbuki mü~terek sikkelerde genellikle kaide, sikkeye, tâbi olunan sultanla birlikte, sikkeyi basuran melikin de ad~n~n yaz~lmas~d~r. Herhalde bunlar ~lhanl~~ kor-kusundan böyle yapm~~lard~r.Eretna'n~n da Karamanl~lar gibi bast~rm~~~ ol-du~u bu sikkelere ad~ n~~ yazd~rmam~~~ olmas~~ mümkündür. Bu sebeple de ~imdiye kadar bunlar gözden kaçm~~~ olabilir.
Eretna 738/1338 y~l~ nda tâbiyetlerine girerek adlar~na hutbe okutup sikke kestirdi~i M~s~ rl~lar için kabul etmi~~ oldu~u bu taahhüdünden 740/1339-40 y~l~ nda vaz geçmi~, bunu ö~renen Memluklu Sultan~~ Melik Nâs~r da onu cezaland~ rmak üzere Halep Vâlisine, Eretna'mn merkezi Sivas'a kadar ak~nlar yapt~rarak ya~malarda bulundurmu~tur. Bunun üzerine Eretna elçisini derhal Kahire'ye, k~ymetli hediyelerle göndererek, Melik Nâs~r'a, ta-ahhütlerini yerine getirece~ini bildimi~tir". 1341 y~l~ nda vefat eden Melik Nâs~r'dan sonra 1342 y~l~ nda sultan olan o~lu ~madeddin ~smail'e de elçi gönderen Eretna, Ona da tâbiyetini arz edip Anadolu naibli~i için men~ur is-temi~tirm.
Burada konumuzla ilgili dikkat çekici çok önemli bir durum ortaya ç~k-maktad~r. Yukar~da görüldü~ü gibi Eretna, 738/1338 y~l~ ndan 743/1343 y~-l~na kadar Memluklular'a tabi ve bu tabiyetin icab~~ olarak onlar ad~na hutbe °kutup sikke kestirirken, 736/1335 y~l~ nda vefat eden son büyük~lhan Ebu Said Bahad~r Handan sonra, saltanat~~ peyderpey ele geçiren ~lhanl~~ emirle-rinin kuklas~~ durumunda olan ve onlar~n s~ras~yla hilkümdar ilan etmi~~ ol-
8 Cüneyt Ölçer, Karamanogullan Beyligi Madeni Paralar~, ~st. 1982, s. 37-39, 43, 49, 50; ~ brahim Artuk-Cevriye Artuk, ~stanbul Arkeoloji Müzeleri Te~hirdeki Iski ini Sikkeler Katalog~~, ~st. 1971, C. I, s. 258; Garo Kürkman-Ömer Diler, Aliye Paralar~, ~st. 1981, s. 64-66.
9 Makrizi, Kitabii's-Sülük, Kahire 1941, C. II, s. 490, 494; ~. Hakk~~ Uzunçar~~l~, "Sivas-Kayseri dolaylar~ nda Eretna Devleti", Belleten, C. XXXII, S. 126, s. 167; Sümer, am., s. 104; Göde, a.e., s. 46, 59, 50.
ERETNALI BEYL~~~N~N PARALAR! 439
duklar~~ son sözde ~lhanl~~ Sultanlan ad~na da Eretnal~~ ~ehirlerinde ayn~~ tarih-lerde sikkeler basur~lm~~ur. Nitekim bunlardan Muhammed Han ad~na 738/1337-38 y~l~nda Ankara (Engüriye), Amasya, Bayburt, Erzurum, Kayseri, K~r~ehir, Mâden, Samsun, Sivas ve Tokat'ta 739 y~l~nda Erzinca'da (ayn~~ Han~n 737 y~l~nda da Bayburt, Maden ve Samsun'da bas~lm~~~ sikkeleri bu-lunmaktad~r); Toga Timur ad~na 739 y~l~nda Ak~ehir, Engüriye, Erzincan, Kayseri, K~r~ehir, Konya, Maden ve Samsun'da, 740 y~l~nda Erzincan ve Samsun'da, 741 ve 742 y~llar~nda yine Samsun'da; Sat~~ Be~~ Han (Hâtun) ad~na 739 y~l~nda Antalya, Avnik, Erzurum, Bayburt, Tokat ve Sivas'ta, 740 y~-l~nda Bayburt ve Samsun'da; , 742 y~y~-l~nda Tokat ve 743 y~y~-l~nda Samsun'da; Cihan Timur ad~na 739 y~l~nda Erzurum, Harput, Cezire ve H~s~n'da, 740 y~-l~nda Erzincan ve Erzen'de; Süleyman Han ad~na 740 y~y~-l~nda Bayburt ve Mardin'de, 741 y~l~ndaErzurum ve Ki~~'da, 742 y~l~nda, Aksaray, Engüriye, Erzurum, Kayseri, K~r~ehir, Konya, Maden ve Sivas'ta, 743 y~l~nda Erzurum ve Maden'de; Anu~irvan ad~na tarihi silinmi~~ olarak Bayburt'ta ve 746 da Ki~~'da bas~lm~~~ sikkeler görülmü~tür". Bütün bunlardan Eretr~a'mn 738 ve 743 y~l-lar~~ aras~nda hem Memluklular (örnekleri görülmedi) ve hem de ~lhanl~lar ad~na para basud~~~~ anla~~lmaktad~r. A~a~~da görülece~i üzere Eretna ayr~ca 742 ve 743 y~llannda kendi ad~na da sikkeler bast~rma& ba~lam~~t~r. Bu du-rum son Selçuklu sultanlan zaman~nda da hem kendi ve hem de ~lhanl~~ sul-tanlar~~ ad~na Anadolu'da para basur~lm~~~ olmas~~ ile benzerlik göstermekte-dir". Belki de M~s~rl~lar yukar~da bahsi geçen 740 y~l~ndaki itirazlar~n~~ Eretr~a'n~n bu ~ekilde ~lhanl~lar ad~na para bast~rmas~~ üzerine yapm~~lard~r.
Ii Mehmed Mübarek, Meskükat-~~ Kadime-i ~slâmiye Katalo~u, K~sm-~~ salis, Kos. 1318, s. 154-187; Artuk, C. II, s. 806-814; Tuncay Aykut-~evket Pamuk„ Ak Akçe, ~st. 1996, s. 102-120, 207-222. Mehmed Miibaret, 745 senesinden itibaren Erzincan (alt~n), Kayseriye, Sivas, Bayburt ve Maden ~ehirde Eretna ad~na bas~lm~~~ Uygur harfi sikkeleri, yanl~~l~kla ~lhanl~~ Süleyman Han'a ait olarak ne~retmi~tir. Süleyman Han'a ait Kayseri Müzesinde envanter no. 1200 ve 75/139 da 742 Mâden, 5912, 72/1423, 75/134-138, 195 te tarihi silinmi~~ Maden; 75/126 da 742 Sivas, 75/129, 131 de tarihi silinmi~~ Sivas; 6309/10 a 742 Aksaray, 4899 da tarihi sili~~mi~~ olup Tokat'ta bas~lm~~~ sikkeler bulunmaktad~r. Müzedeki 75 y~l~~ envanter numaras~~ ile ba~layan Süleyman Han sikkeleri K~r~ehir Definesi olup genellikle 742 tarihlidir. Yine ayn~~ müzede bulu-nan 85/134-3113 envanter numaralar~nda kay~tl~, ço~unlu~u son Mardin Artuklular~ndan Melik Sâlih (712-766), Melik Mansur Ahmed (766-769), Melik Muzaffer Davud (769-778) ve Melik Zâhir ~sa (778-809) ya ait üç bin sikkelik define içinde Süleyman Han'a ait üç tip, bir k~sm~~ Mo~ol-Uygur'ca yaz~l~, okunabilen darb yerleri Mardin, Amid ve Tebriz olan dokuz yüz civar~nda sikke bulunmaktad~r.
12 Mehmet Çay~rda~, "Anadolu Selçuklu ~ehirlerinde bas~lan ilk ~lanl~~ sikkeleri", Türk
440 MEHMET ÇAYIRDA~~
Eretna'n~n Orta ve Do~u Anadolu'ya sâhip olup Memluklular'dan destek ald~~~n~~ gören ~lhanl~~ ümeras~ndan Çoban'~n torunu, Demirta~'~n o~lu ~eyh Hasan, bu ülkeyi kendisine ait sayarak, bu sebeple haz~rlad~~~~ orduyu, ken-disinin hükümdar yapt~~~~ son ~lhanl~~ sultam Süleyman Han kumandas~nda,
~ran'dan Anadolu'ya, Eretna üzerine göndermi~tir. Eretna da kar~~l~k olarak ~lhanl~~ ordusunu Sivas-Erzincan aras~nda bulunan Karanbük mevkiinde kar-~~lam~~t~r. Burada yap~lan büyük sava~ta önce Eretna ma~lub olma
duru-muna dü~mü~se de sonradan âni bir te~ebbüsle büyük bir zafer kazanm~~,
~lhanl~~ ordusu da~~lm~~~ ve kaçan Sultan'~n bütün a~~rl~ klan Eretna'n~n eline
geçmi~tir (744/1343) 13. Bu zaferleEretna tamamen müstakil hâle gelip hiçbir tarafa ba~l~~ olmaks~z~n sultan olarak idareye ba~lad~~~~ gibi, 1243 y~l~nda yine ayn~~ çevredeki Köseda~'da Selçuklu ordusunun Mo~ol ordusu kar~~s~ndaki bozgunundan itibaren Anadolu'da tam yüz y~l devam eden Mo~ol i~galini de silmi~, bir bak~ma o bozgunun intikam~~ al~nm~~t~r. Böylece devrinde milli kahraman hâline gelen Eretna'n~n yine bu zaferi ile, Eretnahlarla birlikte varl~klar~n~~ sürdüren, Osmanl~lar dâhil Anadolu Beylikleri daha serbest ha-reket etme imkân~na kavu~mu~lard~r. Eretna'n~n 1343 y~l~nda bu ~ekilde tam müstakil olarak ba~layan saltanat~, 1352 y~l~ndaki ölümüne kadar on y~l sür-mü~tür".
Alaaddin Eretna'n~n kendi ad~na bast~rm~~~ oldu~u sikkelerini üç tipte toplamak mümkündür. Bunlardan birinci gurup, 744/1343 y~l~nda vukuu
13 Uzunçar~~h, s. 169; Sümer, s. 105; Göde, s. 51-57. Demirta~'~n o~lu olup, ~eyh Hasan
Celayirden "küçük" lakab~~ ile ayr~lan ~eyh Hasan, Karanb~lk sava~~ndan k~sa süre sonra öldürülmü~tür. Zalim ve kötü huylan ile tan~nan ~eyh Hasan'~~ kar~s~~ adamlar~na öldürtmü~tür. Demirta~'~n Anadolu Valili~i dönemindeki ernirle~-inden olmas~~ gereken, 728/1328 y~l~da ölen ve Kayseri'de ilhanh mimar~~ Kaluyan'~n yapm~~~ oldu~u türbesi bulunan Emir ~ahab Bey'in, ayn~~
dirbede medfun kar~s~~ Kutlu~~ Tekin Hatun'un, bu ~eyh Hasan'~n Emir Bayram isimli o~lunun
k~z~~ oldu~u, mezarta~~~ kitabesinden ve vak~f kartlar~ndan anla~~lmaktad~r, Mehmet Çay~rda~, Kayseri'de XIV. ve XV. yüzy~llarda iki emir ailesi, Emir Zahireddin Mahmud ve Emir ~eyh Çelebi, Vak~flar Dergisi, S. XXVII, s. 136, N. 20, resim 11.
Il Eretna'n~n on y~l süren bu saltanat~~ zaman~ndaki siyasi faaliyetleri hakk~nda yukar~daki notlarda geçen mehazlara bak~labilir. Eretna Kayseri'de, kar~s~~ Suli Pa~a Hatun için yapt~rm~~~ oldu~u Kö~k Medrese içindeki kilmbette medfundur. Kö~k Medrese'nin yak~nda te~his etti~imiz, ayn~~ zamanda Willy» Ulu Camii ve yukar~da geçen Emir ~ahab Türbesini de yapan mimar~~ Kaluyan bin Kara Bula hakk~nda Vak~flar Dergisi' • XXVII. say~s~ndaki makaleraize balulabilir. Buradaki "Bula" isminin men~ei üzerinde yukar~da geçen Menakibill-arifin ne~rinin ikinci cil-dinde Prof. Dr. TahsinYaz~c~~ taraf~ndan durulmu~tur (s. 15-17). Y~ne bu ismin Türkçe unvan olarak kullan~ld~~~na dair Prof. Dr. Fuat Köprülii taraf~ndan Türk Hukuk ve iktisat Tarihi Mecmuas~'n~n ikinci cildinde, Prof. Dr. Mehmet Eröz'ün H~ristiyanla~an Türkler isimli eserinde (s. 61) bilgi verilmi~tir.
ERETNALI BEYL~~~N~N PARALARI 441
bulan Karanbük Zaferinden önce, yani istiklal için henüz gücünü tam olarak isbat imkan~n~~ elde edemeden, 742 ve 743 y~llar~nda basurm~~~ oldu~u sikke-lerdir. Bunlar, o y~llarda kar~~s~nda büyük tehdit unsuru olan Çobanl~~ ~eyh Hasan'~n hakim oldu~u ve Onun taraf~ndan hilkümdar yap~lan, ~lhanl~lar'~n sultan' Süleyman Han ~n, yüzünde Kelime-i tevhid, arkas~nda beyzi ~ekil içide sultan ismi yaz~l~~ olan sikkeleri°5 örnek al~narak bast~r~lm~~t~r. O herhalde te-davülde olan ~lhanl~~ sikkelerine uyum için bu tercihini yapm~~~ olmal~-d~r.A~a~~da görülece~i üzere yine O ayn~~ sebeple ikinci gurup sikkelerinde de, ilhanl~lar gibi Uygur-Mo~ol yaz~s~n~~ kullanm~~t~r. Yukar~da belirtildi~i gibi Eretna Uygur-Türk as~ll~d~r. Bask~s~~ pek mükemmel olmayan birinci gu-rup paralar~n yüzünde daire içinde, ortada Kelime-i tevhid, etraf~nda Dört Halife'nin isimleri, arkas~nda beyzi ~ekil içinde "Es-Sultanül-adil/Alaü'd-dünya ve'd-din/Halled Allahü mülkühu", etraf~nda dab yeri ve tarihi yaz~l~d~r (Resim 3, 4). Bu paralardan 742 y~l~nda Ankara (Engürü), Aksaray, Ak~ehir, Bayburt ve K~r~ehir'de, 743 y~l~nda Erzincan ve Bayburt'ta, senesi yediyüz k~rkl~~ y~llar olup birler hanesi silinmi~~ ve okunam~yan Kayseri, Sivas ve Maden ~ehir'de bas~lm~~~ olanlar görülmü~türi". Buna göre Eretna'mn senesi okunan en eski paras~~ 742 tarihlidir.
Yukar~da bahsedildi~i üzere 742 ve 743 y~llar~nda Eretna'n~n sikke kes-tirdi~i ~ehirlerde veya O'na ait ba~ka ~ehirlerde son ~lhanl~~ sultanlar~~ ad~na sikkeler kestirilmi~tir. Bunlar 742 y~l~nda Samsun'da Toga Timur ad~na, Tokat'ta Sat~~ Be~~ Han (Hatun) ad~na, Aksaray, Kayseri, K~r~ehir, Maden, Konya, Engüriye, Sivas ve Erzurum'da Süleyman Han ad~na, 743 y~l~nda Samsun'da San Be~~ ad~na, Erzurum ve Maden'de Süleyman Han ad~na bas~-
kr> Mübarek, s. 175, 176; Artuk, C. Il, s. 812, No. 2343; Aykut, s. 115, 220, 221. Bu sikkeler-den kataloglarda görülen örnelderin tarihleri 743 ve 744 tür. Eretna 742 y~l~nda bu tarz sikke bast~rmaya ba~lam~~t~r. Buna ra~men Eretna'n~n, daha mükemmel olan ~lhanl~~ Sikkelerinden örnek alm~~~ oldu~unu, bu tarz ~lhanl~~ sikkelerinden henüz 742 tarihli örneklerin görülememi~~ olabilece~ini, büyük devlet ~lhanl~lar~ n küçük Eretna Beyli~inden örnek almas~n~n mümkün olam~yaca~~n~~ dü~ünüyoruz. Ayr~ca Ebu Said Bahad~r Han ~ n, 727-729 y~l~ nda Kayseri, Sivas, Tokat ve K~r~ehir'de bast~rm~~~ oldu~u sikkelerde de beyzi ~ekil dik olarak bulunmaktad~r, Mübarek, s. 100-102; Artuk, C. II, s. 782. No. 2249, lev. XV1V; Aykut, s. 99. Eretna kendi bölge-sinde bas~lm~~~ olan bu sikkeleri de örnek alm~~~ olabilir.
l'' ~smail Galib, Takvim-i Meskiikat-~~ Selç~~kiyye, Kos. 1309, s. 106; Ahmed Tevhid, Meskükat-~~ Kadime-i ~slâmiye Katalo~u, K~sm-~~ rabi, Kos. 1321, s. 427, 42; Artuk, C. II, s. 824, No. 2380; Göde. s. 163; Doç. Dr. Kerim Türkmen, Kayseri Arkeoloji Müzesinde Bulunan Eretna Beyli~i Sikkeleri, Kayseri 1995, s. 3, 4, 9. Bu son yay~nda Eetnal~lar'~ n üçüncü hilkümdar~~ Alaaddin Ali'nin sikkeleri, Alaaddin Eretna'ya ait olarak gösterilmi~tir. Yine yarnlarda ~lhanl~ lar'a aitSamsun darb yerli sikkelerin Samasur'da bas~lm~~~ olabilece~i ileri sürülmektedir.
lan sikkelerdir. 743 y~l~ndan sonra Anadolu'da herhangi bir ~lhanl~~ sikkesi~~i~~~ bast~r~ ld~~~~ mâlum de~ildir. Y~ne ayn~~ tarihlerde Eretna'n~ n Memlukl~~lar ad~na da sikke kestirme~e devam etti~ini tekrar belirtelim.
Bu ilk sikkelere göre Eretna, 744 Karanbük sava~~ndan önce de, en az 742 y~l~nda, müstakil hilkümdarl~k unvan~~ olan "sultan" unvan~n~~ kullanma~a ba~lam~~t~r. Halbuki O, 740 y~l~nda yapt~ rm~~~ oldu~u Kayseri Kö~k Medresesi kitabesinde "Noy~ n" (kumandan, prens) unvan~~ n~~ kullanabiliyordu. Sikkelerdeki "es-sultanül-,dil" unvan~~ ~lhanl~lar'~ n çok kulland~~~~ s~fatlar-dand~r.
Eretna'n~ n ikinci grup sikkeleri, yüzünde orijinal dört y~ld~z kö~eli kavisli ~ekil içinde Kelime-i tevhid, arkas~ nda Miihr-i Süleyman içinde Uygur harfleri ile "Sultan Eretna" ve "HalledAllahü mülkiihu" (Allah mülkünü de-vaml~~ eylesin) dua cümlesi, Mühr-i Süleyman'~n kö~eleri aras~nda darb yeri ve senesinin yaz~l~~ oldu~u orijinal tertipli sikkelerdir (Resim 5, 6). Bask~lar~~ mü-kemmel olan bu sikkelerin küçük motif farkl~ l~ klar~~ bulunmaktad~ r. Bunlardan ~imdiye kadar 750 tarihli, Erzincan'da bas~lm~~~ bir alt~ n Her', 745 y~ l~ ndaErzincan, Kayseri, Bayburt, 747 y~l~nda Aksaray, Ak~ehir, Ankara, Kayseri,Sivas, Tokat, Maden, Erzurum, 748 y~l~nda Ankara, Kayseri, Sivas, Bayburt, Maden 751 y~l~nda Erzincan'da bas~ lm~~~ gümü~~ sikkeleri görülmü~-türts. Bunlardan ba~ka Alaaddin Eretna'n~n tarihsiz, tarihleri silinmi~~ veya bask~da ç~ kmam~~~ K~r~ehir, Maden, Maden ~ehir, Karahisar, Kögonya (Karahisar-~~ ~arki), Kik (Ki~~?), Kayseri, Konya ve Sivasta bas~lm~~~ gümü~~ sik-keleri de bulunmaktad~r.
Alaaddin Eretna'n~ n bu grup içinde 750 tarihinde Erzincan'da bast~rm~~~ oldu~u alt~n sikke dikkat çekicidir. Ça~da~~ beylikler içinde bas~labilmi~~ tek alt~n örnek bu sikke olmaktad~ r. Bu dönem bütün beyliklerin bilinen sik-keleri gümü~tendir.Alt~n sikke basmak, devletin iktisadi durumunun ula~t~~~~ zenginli~i göstermesi bak~ m~ ndan önemlidir. Anadolu Selçuklular~~ II. K~ l~ç [7 Mübarek, s. 170 (bu sikke ve 745 tarihinden sonra bas~lan aym tertipteki di~er sikkeler yanl~~l~kla Süleyman Han'a ait olarak gösterilmi~tir); Artuk, C. Il, s. 823.
18 Mübarek, s. 178, 179, 186; Artuk, C. II, s. 824, No. 2379. 754 y~l~nda Erzincan'da bas~ld~~~~ belirtilen bu son sikkenin tarihi ya hatal~~ bas~lm~~~ veya do~ru okunamam~~t~r.Zira 752 y~l~ nda Eretna'n~ n vefat etti~i kesindir. Yay~nlanan sikkelerin vermi~~ oldu~umuz, buradaki ve makalemi-zin di~er bölümlerindeki sikkeler hakk~nda kendi koleksiyonlar~ndan ve ba~ka koleksiyonlardan bilgi aktaran nümismatlar, Alanya'da Say~ n ÖmerDiler'e ve Bal~kesir'de Say~n Tuncer ~engün'e te~ekkür ederim.
ERETNALI BEYLI~~NIN PARALAR! 443
Arslan, Osmanl~lar Fatih Sultan Mehmed zaman~nda ancak alt~n sikke bast~-rabilmi~lerdir.
Alaaddin Eretna'mn üçüncü gurup sikkelerine gelince; bask~s~~ bozuk olan bu gümü~~ sikkelerin belki de Eretna'mn saltanaumn ilk zamanlar~nda biraz acemice haz~rlanm~~~ oldu~u tahmin edilmektedir. Bu guruptan incele-nen örnekler, Eretna'n~n birinci gurupta tarif edilen beyzi motifi bir sikkesi ile bir arada bulunmu~tur. Sikkelerin özelli~i ~lhanl~lar'da Olcaytu Hüdabende Mehmed ve Ebu Said Bahad~r Han'~n baz~~ sikkelerinde yaz~l~~ "Es-sultanü'l-mevlâ" ibaresindekii9 "El-mevlâ" ( jbli efendi, ~anl~, ~erefli, mâlik) kelimesinin bunlara yaz~lm~~~ olmas~d~r.Bu sikkeler de iki tip bas~lm~~-t~r. Birinci tipte mevla kelimesi, Kelime-i tevhid'in oldu~u yüzde, en üstte ya- z~lm~~~ olup, arkas~nda" /Es-Sultanül-âzam/Alaü'ddünya ve'd-in/halled Allahü mülkühu" yaz~l~d~r (Resim 7, 8). ~kinci tipte ise bu kelime sikkenin arkas~n~n üst lusm~na yaz~lm~~~ olup, di~er ibareler ve yüzdeki kelime-i tevhid ay~d~r (Resim 9, 10). Çok bozuk ve aceleye getirilmi~~ olarak bas~lan bu sikke-lerde aç~kça belli olmayan baz~~ k~sa ibareler de bulunmaktad~r. Bunlarla herhalde darb yeri ve senesi yaz~lmak istenmi~tir. Bu paralar~n ~lhanl~~ veya Memluklular'dan çekinildi~i bir dönemde basur~lm~~~ oldu~u söylenebilir.
GIYASEDD~N MEHMED VE ~ZZEDD~N CAFER
Eretnal~~ devletinin kurucusu Alaaddin Erema H. 753, M. 1352 y~l~nda öldü~ünde (Kayseri'de kar~s~~ Suli Pa~a Hatun için yapt~rm~~~ oldu~u Kö~k Medresesi kümbetinde gömülüdür) Cafer ve Mehmed isimli iki o~lu kal-m~~t~.~eyh Hasan (herhalde hâmisi Celayir ~eyh Hasan'~n ismini vermi~tir) isimli büyük o~lu hayat~nda iken vefat etmi~ti. Eretnal~~ iimera ve ülema'n~n ittifak~yla tahta, büyük ~ehzade Cafer Bey de~il de küçük karde~~ Mehmed Bey ç~kar~lm~~t~r. G~yaseddin unvan~m alan Mehmed Bey ya~~n~n küçük ve kendisinin dirayetsiz olmas~~ sebebi ile idarede kendisini tahta ç~karan emir-ler söz sahibi olmu~lar ve ülkede kar~~~kl~klar ba~göstermi~tir. Ayr~ca zay~f ve e~lenceye dü~kün olan Sultan, ya~l~~ ve tecrübeli emir ve ülemay~~ bir tarafa b~rak~p ya~~ndaki gençlerle dü~üp kalk~yor ve e~lenceye devam ediyordu. Bu durumdan ho~nut olmayan bir k~s~m devlet adam~~ bir müddet sonra hapiste bulunan a~abeyi Cafer Beyi getirip Onun yerine sultan ilan etmi~lerdir
19 Mübarek, s. 63. No. 85, s. 70, No. 102, s. 74, 75, No. 113, s. 86, No. 129; Artuk, C. II, s. 777, No. 2235, s. 779, No. 2242. Bu grupta incelenen sikkeler Kayseri'de Dr. Mahmut Telcioglu'nun özel koleksiyonunda bulunmaktad~r. Kendisine te~ekkür ederim.
(755/1354). Mehmed Bey de kaçarak Konya'ya gitmi~~ ve Karamano~ullarma s~~~nm~~t~r.~zzeddin unvan~n~~ alan Cafer Bey idareye, Mehmed Bey taraftar~~ emirleri etraf~ndan uzakla~t~rarak ba~lam~~ur.Bu ~ekilde ma~dur olan emir-ler tekrar MehmedBeyi tahta ç~karmak için faaliyete geçmi~emir-ler ve Ona Karamano~lundan yard~ m istemeyi tavsiye etmi~lerdir.Bunun üzerine Larende (Karaman) merkezinde bulunan Karamanl~~ Beyi Süleyman Bey, Eretnal~~ Mehmed Beyi tahuna iade etmek için kuvvetleri ile Kayseri'ye gön-dermi~, Erciyes eteklerinde yap~lan sava~tan sonra CaferBey kaleye çekilmi~~ ise de, emirlerinden Kutlu~ah, mukabil olarak Konya'y~~ tehdit edip sonra da ele geçirmesi üzerine (755/1354) te~ebbüs akâmete u~ram~~-t~r.Karamanl~lar'~n mühim ~ehirlerinden olup Larende'den sonra uzun y~llar bu beyli~in ba~kenti olacak olan Konya'n~n, Alaaddin Eretna Beyin burada kesilmi~~ sikkesi oldu~una göre,Eretna'dan sonra Karamano~ullar~na geçmi~, Kutlu~ah taraf~ndan ikinci defa al~nm~~~ oldu~u anla~~lmaktad~r. Bu hadiseler üzerine MehmedBey tek ba~~na Karamanl~lar yan~ndan ayr~l~p peri~an vazi-yette gizlice Sivas'a gelmi~tir. Onun bu haline üzülen, beylik içinde Sivas, Konya,Arnasya ve Tokat'a hakim güçlü vali Hac~~ Kutlu~ah ile Onu ilk defa tahta ç~karan Vezir Hoca Ali~ah, MehmedBeyi Sivas'tan al~p tekrar bey yap-mak üzere Kayseri'ye Cafer Bey üzerine yürümü~lerdir. ~ki karde~~ ve taraftar-lar~~ emirlerin Kayseri yak~n~nda K~z~l~rmak üzerindeki Tekgöz Köprüsü civa-r~nda, 756/1355 y~l~nda yapm~~~ olduklar~~ sava~ta Câfer Bey ve taraf~~ ma~lub olmu~, Mehmed Bey tekrar sultan ilan edilmi~tir. Cafer Bey de M~s~ r Memluklular~na iltica ederek orada vefat etmi~tir20.
H. 755 ve 756 (M. 1354-1355) y~llar~nda bir y~ldan az bir süre saltanatta bulunan Câfer Bey'in sikke kestirip kestirmedi~i belli de~ildir. Onun da bu süre içinde hükümdarl~~~n~ n tescili bak~ m~ ndan para bast~rm~~~ olmas~~ kuv-vetle mutemeldir. Babas~~ Alaaddin Eretna'n~n sikkeleri tarz~nda olup iki yüzü de Mühr-i Süleyman motifi bir sikkenin Ona ait olabilece~i ihtimal dahilin-dedin Yüzünde, iki çizgili Mühr-i Süleyman içinde Kelime-i tevhid ve Mühr-~~ Süleyman'~n kö~eleri aras~ nda, çevredeki daireyle kalan bo~l~~klarda Dört
2() Yukar~da bahsi geçen Uzunçar~~l~. Sümer ve Göde'ye ait eserlere ve ~ikârinin Karamano~ullar~~ Tarihine (Yay. mesut Koman, Konya 1946) bak~n~z. Ayr~ca Prof. Dr. Osman Turan, Istanbul'un Fethinden önce yaz~ lm~~~ Tarihi Takvimler, At~k. 1984, s. 71, 73. Yal~nzgöz-Tekgöz civar~nda Ahmet Hisari mevkiinde (~imdi merkez Yuvali Köyü yak~ n~nda) 652/1254 y~-l~nda yine Selçuklu iki karde~, Il. ~zzeddin Keykâvus ile IV. Rükneddin K~l~ç Arslan saltanat mü-cadelesi için sava~m~~lar, agabey Keykâvus gâlib gelmi~ti, ~ bn Bibi,
ERETNALI BEYL~~~N~N PARALAR1 445
Halife'nin isimleri, arkas~nda noktal~~ ve çizgili Mühr-i Süleyman içinde "Es-Sultanü'l-âzam/Ed-dünya ve'd-di~~ /Halled Allahü mülkühu", Miihr-i Süleyman'~ n kö~eleri aras~nda "Duribe.... (silinmi~)" yaz~l~~ gümü~sikke (Resim. 11, 12) Câfer Bey'e ait olabilece~ini dü~ündürmektedir.Câfer Bey'in unvan~mn ~zzeddin oldu~u veya Zeyneddin yahut ~erafeddin olabilece~i be-lirtilmektedir2°, O'na ait elimizde bulunan tek belge olan Kayseri'de Seyyid ~sa Zaviyesi vakfiyesinde künyesi, "El-e'azzü'l-ekremü'l-mükerrem sâhibü's-seyf-i ve'l-kalem râflül-kadr-i ve'l-ilim Câfer Be~~ bin el-merhumill-ma~furün-leh es-sâid e~-~ehid Es-Sultanii'l-.zam SultanEretr~a" olarak yaz~l~d~r22. Tarihi yanl~~~ olarak kopya edilmi~~ bulunan vakfiyede Câfer Bey görüldü~ü gibi aç~kça herhangi bir unvanla an~lmam~~ur. Burada "Ea'zzül-ekremül—müker-rem" olarak övülmesinde O'nun unvan~n~n "~zzeddin" olabilece~i ortaya ç~-kabilir. E~er herhangi bir unvan kullanmam~~~ ise bahis konumuz sikkedeki "ed-dünya ve'd-din" ~eklinde yaz~lan ibare bir anlam kazanm~~~ olur. Yani herhangi bir unvan kullanmayan Câfer Bey paras~nda "Es-Sultanü'l-âzamü'd-dünya ve'd-din" ("Es-Sultanü'l-âzamü'd-dünya ve dinin büyük sultan~) gibi ~imdiye kadar görülme-yen bir terkip kullanm~~ur denilebilir. Yine yukar~da Demirta~'a ait olabile-ce~ini belirtti~imiz sikkelerin Câfer Bey'e ait olabileolabile-ce~ini dü~ünenler de bu-l~mmaktad~r.Vakfiyede babas~~ Eretna Sultan olarak an~ld~~~~ haldeCâfer Bey'den sadece "Be~" olarak bahsedilmesi, O'nun vakf~~ Sultanl~~~~ s~ras~nda yapmam~~~ olabilece~ini akla getirmektedir.Aksi takdirde kendisini "Es-Sultânül-âzam (belki) ~zze'd-dünya ve'd-din Câfer" olarak yazd~rmas~~ gere-kirdi.
~zzeddin Câfer'e ait olabilecek ba~ka bir gümü~~ sikke T~~ncer ~engün kolleksiyonunda bulunmaktad~ r. Sikkenin yüzünde Câfer Bey'in karde~i G~yaseddin Mehmed'in ve ~lhanl~lar'dan Anu~irvan'~n bir tip sikkelerinin tertibine benzer ancak burada yüzde üç kö~eli ~ekil içerisinde ortada "Ali", etraf~nda üçgen ~eklinde Kelime-i terhid, ~eklin d~~~ kenarlar~nda da di~er üç halifenin isimleri yaz~l~~ olup; arkas~nda "Es-Sultanii'l-.zam ~zze'd-dünya ve'd-din halled'Allahii Mülkehu (darb yeri.)" yaz~l~d~r (Resim 13, 14). Bu dö-nemde kullan~lan ön yüz tertibi ve arkada "~zzeddin" unvam ile bu sikkenin Câfer Bey'e ait olmas~~ kuvvetle muhtemeldir. Sikke hakk~nda bilgi veren ve resmini Câfer Bey'e ait olmas~~ kuvvetle muhtemeldir. Sikke hakk~nda bilgi veren ve resmini gönderen kolleksiyoncu Tuncer ~engün'e te~ekkür ederim.
21 Göde, s. 90, 94.
22 Göde, s. 170. Vakflyede geçen Sirtsaray Nahiyesi, Kayseri'de Erkilet'in kuzeyinde, yerini bugün de Erkilediler'in bildi~i terkedilmi~~ bir yerle~me yeridir.
1355 y~l~nda ikinci saltanat dönemine ba~l~yan Mehmed Bey, yine eskisi gibi bu dönemini de e~lence ve kendisine ihanet eden emirleri ile mücadele ederek geçirmi~tir.MehmedBey'in te~viki ile öldürülen Karamano~lu SüleymanBey'in yerine 1361 y~ l~nda geçmi~~ bulunan Alaaddin Bey, a~abeyi SüleymanBey'in intikam~n~~ almak üzere eski dostu Mehmed Bey üzerine yü-rüyerek onu ma~lub edipKonya'y~~ geri alm~~t~r". Mehmed Bey daha sonra Osmanl~lar'a geçen Ankara'y~~ geri almak için te~ebbüse gemi~se de bunda muvaffak olamad~~~~ gibi ülkesinde bulunan kar~~~ kl~k unsuru Mo~ol a~iret kuvvetleri taraf~ndan arka arkaya ma~lub edilmesi üzerine otoritesi iyice sar-s~lm~~, nihayet Karamano~lu Süleyman Bey gibi kendi emirleri taraf~ndan 767/1365 y~l~nda Sivas'ta öldürülerek cesedi Kayseri'deki aile mezarlar~~ olan Kö~k Medrese içindeki kümbete defnedilmi~tir2 '.
G~yaseddin Mehmed'in bast~rm~~~ oldu~u paralar iki gurupta toplanabi-lir. Birinci tip paralar~~ yüzde, ortada daire içinde Dört Halife'den Hz. Ali'nin isminin yaz~l~~ oldu~u, bunun etraf~ nda, kavisli üçgenler içinde di~er Halifeler olan Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'~n isimlerinin yaz~l~~ bulundu~u, bu üçgenler ile çevre daire aras~nda kalan üç bo~lu~a Kelime-i tevhid'in yerle~tirildi~i; arkada "Mehmed Eretr~a/Es-sultanül-âzam/Glyâse'd-dünya ve'd-crin/Halled Allahü mülkühu" ile altta darb senesi (baz~lar~nda ya-z~lmam~~) ve yerinin yaz~ld~~~~ paralard~r. Bu paralar~n kompozisyon~~na, ~lhanl~lar'dan Anu~irvan'~n (745/1344), yüzünde ortada Ali, etraf~ nda üçgen ~eklinde Kelime-i tevhid yaz~ l~~ olan sikkeleri örnek olmu~~ gibidir". ~kinci tip paralara ise, yüze düz olarak Kelime-i tevhid ve etraf~na Dört Halifeenin isim-leri, arkaya a~a~~~ yukar~~ birinci tipteki ibareler yaz~lm~~t~ r. G~yaseddin Mehmed'in ~imdiye kadar Eretnal~lar ve sikkeleri ile ilgili yarnlarda ve özel kolleksiyonlarda ~u tarih ve darb yerlerinde bas~lm~~~ sikkeleri görülmü~tür: 757 Bayburt; 761 Erzincan,Erzurum, Harpt~ t, Konya, K~r~ehir, Mâden, Malatya, Samsun, Sivas, Tokat; 762 Bayburt, Larende; tarihi olmayan veya si-linmi~, yahut bask~da ç~kmam~~~ olanlar Aksaray, Amasya, Ankara, Bayburt, Bey~ehir, Erzincan, Erzurum, Kayseri, Maden Gümü~~ Pazar, Maden ~ehir, Niksar?, Samsun, Sinop, Sivas ve Tokat2". Görülüyorki Mehmed Bey zama-
~~ kar~, s. 84, 91, 92, 94, 96.
21 Halil Edhem, Kayseriye ~ehri, ~st. 1334, s. 109-116; Göde, s. 100, 101; Turan, Tarihi Takvimler, s. 13, 73. Uzunçar~~h, Mehmed Bey'in ölümünde 25 ya~~nda oldu~unu belirtiyorsa da (Eretna Devleti, s. 180), a~a~~da bahsi geçece~i üzere, Onun ölümü üzerine tahta geçen o~lu Alaaddin Ali'nin 13 ya~~ nda bulunmas~, ölümünde ya~~ n~n çok daha ilerie oldu~unu ortaya koymaktad~r.Yoksa, Alaaddin Ali Mehmed Bey'in en büyük çocu~u olmu~~ olsa dahi Onun 10 ya~-lar~nnda çocuk sahibi oldu~u neticesini ortaya korki bunun imkans~zl~~~~ aç~ kt~r.
25 Mübarek, s. 185, No. 361; Artuk, C. II, s. 814, No. 2347; Aykut, s. 118.
Gâlib, s. 106-108; Tevhid, s. 430-436; Artuk. C. II, 824, 825. Yay~ nlarda bulunmayan para-lar Tuncer ~engiin ve 'Ömer Diler koleksiyonpara-lar~ndan al~ nm~~t~r, kendilerine te~ekkür ederim.
ERETNALI BEYL~~~N~N PARALAR! 447
n~nda da Eretnal~lar Anadolu'nun orta ve do~u bölümündeki bütün mühim ~ehirlerde sikke kestirmi~lerdir.Bu 21 darb yerinde bas~ lm~~~ sikkelerden ta-rihi okunanlar~n hemen tamam~~ (757 ve 762 y~l~nda iki ~ehirde bas~lm~~~ olanlar hariç) 761 y~l~na aittir. 753 y~l~nda vefat eden devletin kurucusu ve Mehmed Beyin babas~~ Alaaddin Eretr~a'dan sonra, 761 y~l~na kadar sekiz y~l sikke kestirilmemi~~ olmas~, hele problemli ~ekilde iki defa a~abeyinin yerine tahta ç~kan Mehmed bey'in, hükümdarl~k alâmeti olan kendi ad~na sikkeyi bu tarihlerde hemen kestirmemi~~ bulunmas~~ mümkün gözükmemektedir. Büyük bir ihtimalle birinci tip sikkelerinden tarihsi~~ olarak bas~lm~~~ olanlar onun ilk bast~rd~~~~ sikkelerdir veya ileride bu devre ait sikkeler de ele geçebi-lecektir. Yine 761 ve 762 y~l~ndan Mehmed Beyin ölüm tarihi olan 767 y~l~na kadar da sikke kestirilmemi~tir. Bu husus ta dikkat çekicidir.
Burada üzerinde durmak istedi~imiz önemli bir konu da Mehmed Bey'in, Karamano~ullar~'n~n o dönemdeki ikinci mühim ~ehirleri olan Konya'da ve bilhassa ba~~ehirleri Lârende (Karaman) de sikke kestirmi~~ ol-mas~d~r. yukar~da görüldü~ü gibi Konya Alaaddin Eretna zaman~nda Eretnal~lar'~n eline geçmi~, burada para bast~ nlm~~, fakat daha sonra Karamanl~lar buray~~ geri alm~~lard~r. ~ehir Cafer Bey zaman~nda 755/1354 y~l~nda, Eretnal~~ emirlerden Hac~~ Kutlu~ah taraf~ndan tekrar al~nm~~t~r. Bu tarihten 762/1361 y~l~nda Karamano~lu Alaaddin Bey taraf~ndan geri al~n-mas~na kadar" Eretnal~~ hâkimiyetinde kalm~~~ ve tabii ki di~er ~ehirlerde ol-du~u gibi bu mühim merkede de sikke kestirilmi~tir. Bu hâdise ve Mehmed Beyin Larende'yi ele geçirmesi ile ilgili di~er olaylar, Karamano~ullar~'mn özel tarihi (destanlan) olan ~ikari'de teferruanyla anlat~lmaktad~r. Eserde bu konuda verilen bilgiler özetle ~öyledir: Mehmed Bey devlet i~lerini b~rak~p zevk ü safi ile me~gul oldu~undan beyleri onu tahtar~~ indirip yerine Cafer Bey'i geçirdiler. O da Konya'ya gelerek Karamanl~~ Beyi Süleyman Bey ve dostu olan karde~i Alaaddin Bey'den yard~m istedi. Karamanl~~ kuvvetleri Mehmed Bey'le birlikte, onu tekrar tahta ç~karmak için Kayseri üzerine yü-rüdülerse de kar~~l~k olarak Eretnal~~ emirlerden Mo~ol as~ll~~ Hac~~ Kutlu~ah kuvvetleri ile gelip Konya'y~~ muhasara etti. Bunun üzerine Karamanl~~ kuvvet-leri ve Mehmed Bey Konya'ya döndüler. Mehmed Bey Konya'da, Karamanl~~ ba~kenti Lârende (Karaman) den ça~~rd~~~~ dostu Alaaddin Bey'le bulu~tu (s. 66, 67). Hac~~ Kutlu~ah Konya içinden i~birlikçiler elde edip ~ehri ele geçirdi. Mehmed Bey ve Konya'n~ n Karamanl~~ valisi olan Süleyman Bey'in di~er
27 Konya'n~ n fethi tarihini Takvimler Mehmed Bey'in ölümünden sonra 768/1366-67 y~-l~ nda gösteriyorlarsa da (Turan, s. 32, 48), ~ika'rrye göre Mehmed Bey'in son günlerinde 766/1364-65 y~l~ nda, Mo~ol guruplar~ n Kayseri'yi ele geçirmelerinden istifade eden Karamano~lu Alaaddin Bey taraf~ndan geri al~nm~~t~r (s. 100-102); Sümer, s. 123, 126, N. 71.
MEHMET ÇAYIRDA~~
Karde~i Davud bey kaçt~lar, Mehmed Bey Sivas'a, Davud Bey de Larende'ye gittiler. Sivas'a gelenMehmed Bey'in peri~an haline ac~yan Eremahlar'm ileri gelen emirlerinden Hoca Ali ve karde~i ~bni Kürd, Mehmed Bey'e taraftar olarak Onu al~p kuvvetleri ile Sivas'tan Kayseri üzerine yürüdüler. Cafer Bey'in kuvvetleri ile K~z~l~rmak kenar~nda (Yaln~z Göz-Tekgöz Köprüsü mevkiinde) sava~an Mehmed Bey'in müttefikleri Cafer Bey taraftarlar~n~~ ma~lub edip Kayseri'ye girerek Mehmed Bey'i tekrar Eretnah tahuna oturttu-lar (1355). Cafer Bey kaçt~~ ve sonunun ne oldu~unu kimse bilemedi. Bu ha-diselerden sonra Mehmed Bey'i Alaaddin Bey Sivas'ta ziyarete geldi. Kar~~l~kl~~ birbirlerine silah çelunemek üzere anla~~p ayr~ld~lar. Karamano~lu Süleyman Bey karde~i Alaaddin Bey'i, sürekli olarak Mehmed Bey'den hay~r gelmiye-ce~i hususunda uyanyordu (s. 68-70). Mehmed Bey'in, veziri Hoca Ali ve karde~i ile aras~~ aç~ld~. Onlar gelip Mehmed Bey'i Kayseri'de tahtan indirerek z~ndana haps ettiler. Mehmed Bey durumunu gizlice bir mektupla Alaaddin Bey'e bildirdi ve yard~m istedi. Süleyman Bey yine kar~~~ ç~kt~~ ise de Alaaddin Bey dostu Mehmed Bey'e yard~m için Kuvvetleri ile Kayseri'ye yürüyüp Mehmed Bey'i kurtard~~ ve tahuna iade etti (s. 72, 73). Hoca Ali ve karde~i tekrar Sivas'tan Kayseri üzerine yürüdüler, Mehmed Bey'de kaçarak Larende'ye geldi. Hoca Ali ve Karde~i Aksaray üzerinden Konya'ya gelip Hac~~ Kutlu~ah ile bulu~tular. Süleyman Bey Kayseri'ye, Eretna emirlerine, neden beylerini b~rak~p'asilere raz~~ oluyorsunuz diye mektup yazd~. Sonra emirle~i kumandas~ndaki büyük kuvvetlerini Mehmed Bey'le birlikte Hoca Ali ve kar-de~i üzerine gönderdi. Alaaddin Bey'de Konya üzerine yürüdü. Uzun müca-deleler neticesi Hoca Ali ve Karde~i ma~lub edildi. Onlar Sivas'a kaçt~lar, Mehmed Bey Kayseri'de tekrar tahta ç~kar~ld~~ (s. 74-79). Sonra Süleyman ve Alaaddin Beyler gelip Konya'y~~ i~galden kurtanp geri ald~lar. Süleyman Bey Alaaddin Bey'i Konya Valili~ine tayin ederek Larende'ye döndü. Hoca Ali ve Karde~i tekrar Mehmed Bey üzerine bir te~ebbüste daha bulundular ise de Mehmed Bey onlar~~ altedip ortadan kald~rarak Sivas dahil bütün Eretnal~~ ül-kesine hakim oldu (s. 80, 81). Alaaddin Bey, Mehmed Bey'in veziri ~smail A~a'ya ait eski mülkleri olan Bey~ehir'i ele geçirdi. ~smail A~a ve karde~i Kudu~ah bu sebeple ~ikayette bulunarak Mehmed Bey'i Alaaddin Bey'e kar~~~ k~~lurtular. Mehmed Bey önce Süleyman Bey'e bir mektup göndererek bu tecavüzden vaz geçilmesini istedi. Kabul edilmeyince harekete geçip Aksaray'a geldi. Burada Vali bulunan Süleyman ve Alaaddin Beylerin karde~-leri Davud Bey'i yakalay~p Kayseri'ye göndererek hapsettirdi. Süleyman Bey Mehmed Beye bir mektup yazarak bunu yapmas~n~n do~ru olmad~~~n~~ ve karde~ini b~rakmas~m istedi. O da kethüdas~~ ~smail A~a ve karde~ine yap~lan fenal~klar dolay~siyle bunu kabul etmeyece~ini bildirdi. Sonra Dulkad~ro~l~~'nun araya girmesi ile sulh yap~ld~~ (s. 82-85). ~smail A~a
ERETNALI BEYL~~~NIN PARALARI 449
Mehmed Beyin yan~ndan ayr~l~p Bey~ehri'ne gelmek üzere yola ç~kt~. Yolda kendisine hücum eden Alaaddin Bey Onu yaralayarak ele geçirdi. Lârende'ye götürülen ~smail A~a'y~~ Süleyman Bey affedip hizmetine ald~. Mehmed Bey bunun üzerine Karamanl~lar'~n ba~~ehri Lârende'ye yürüdü ise de anla~ma yaparak geri döndü. Daha sonra Lârende'de kendisine taraftar olan Karamanl~lar, Süleyman Bey'e bir suikast haz~rlad~lar ve Onu 762 Rebiülevvel (1361) de ~ehid ettiler. Süleyman Bey'in yerine Kas~m isimli birini ç~karan âsiler Mehmed Bey'i de davet ettiler. Mehmed Bey Konya önüne gelip bura-daki Alaaddin Bey'in kuvvetleri ile sava~a giri~ti. Uzun mücadele oldu. Sonunda hile ile Mehmed Bey'in kumandan~~ Ata Bey Konya'ya girip Alaaddin Bey'i yakalay~p hapsetti. Mehmed Bey Konya'ya girerek Karamanl~~ tahuna ç~kt~. Alaaddin Bey, öldürülmesi kararla~t~r~lan günden bir gün önce gizlice, adamlar~n~ n yard~m~~ ile hapisten kaç~p peri~an vaziyette da~lara s~-~~nd~. Bey~ehir hâkimi ~smail A~a ve Alaaddin Bey'in karde~i Davud Bey Onu kurtararak Bey~ehir'e götürüp Süleyman Bey'in yerine beyli~ini ilan ettiler. Mehmed Bey ise Konya'ya bir emirini koyup Sivas'a geri döndü. Alaaddin Bey önce Lârende üzerine yürüyüp buras~ n~~ âsilerden geri ald~. Karaman tahtma ç~karak onlar~~ cezaland~rd~. Sonra Konya üzerine yürüdü. Uzun mü-cadeleler sonunda Mehmed Bey'in emin i Ali Zerger'den Konya'y~~ da ald~~ (s. 86-102).
Görüldü~ü gibi eserden Karamanl~~ ülkesinin (Lârende-Konya) 762 y~-l~nda Eretnal~lar'~n veya onlar~n taraftarlar~n~n eline geçti~i anla~~lmaktad~r. ~imdiye kadar bilinmeyen, Lârende'de bas~lm~~~ 762 tarihli Eretr~al~~ sikkesi bu hâdiselerin kesin delili olmakta ve ~ikâffyi do~rulamaktad~r. Mehmed Bey'in di~er sikkelerinden farkl~~ ~ekilde bas~lm~~~ bulunan 1, 47-1, 48 gr. a~~rl~~~nda, 21-22 mm. çap~nda bulunan bu gümü~~ sikkenin
Yüzünde daire içinde Arkas~ nda ortada kare içinde
ei;G I
..11.~. .) tL
~_<1.. <il I
etraf~nda Lsk
yaz~l~d~r (Resim 15, 16). Bu konuda daha enteresan bir durum, ayn~~ ta-rihte yine Lârende'de M~s~r Memlukl~~~ sultan' En-Nâs~r Nâs~reddin (Hasan)
MEHMET ÇAYIRDA~~
nam~na sikke kestirilmi~~ olmas~d~r. Alman nümizmat Johann Christoph Hinrichs'in bildirmi~~ bulundu~u28 bu sikke ile (sikkenin arkas~, Mehmed Bey'in yukandaki sikkesinin arkas~n~n ayn~~ kal~blyla bas~lm~~ur) G~yaseddin Mehmed Bey'in Lârende'de bast~rd~~~~ kendi sikkesinin yan~nda Memluklular nâm~na da sikke bast~rarak bu beyli~i ele geçirmesi sebebi ile Memluklular'dan do~acak husumeti önleme~e çal~~t~~~~ dü~ünülebilir. Bir ba~ka ihtimal ise Lârende'deki Eretnal~~ taraftar~~ isyanc~lar~n, Eretr~al~lar'~n ayr~lmas~ndan sonra Memluklu himayesine girdikleri veya girmek istedikleri için bu sikkeyi basurm~~lard~r. Yahut ta Süleyman Bey'in yerine geçen Alaaddin Ali Bey, Eretnahlar'a kar~~~ Memluklu himayesini sa~lamak için bu sikkeyi basurm~~ur. Tarihi kay~tlara göre Karamano~lu Alaaddin Ali Bey, 767 y~l~nda, G~yaseddin Mehmed Bey'in ölümü üzerine, 768/1366 y~l~nda Konya'y~~ alm~~~ ve Karamanl~~ Beyli~ine ba~kent yapm~~, bunu takiben eski Eretna ~ehirlerinden Aksaray ve Ni~de'yi istilâ edip Kayseri'ye dayanarak bu
~ehri dahi bir müddet sonra ele geçirmi~tir29.
ALAADD~N AL~~
G~yaseddin Mehmed'in 767/1365 y~l~nda Sivas'ta emirleri taraf~ndan kat-ledilmesi üzerine yerine o~lu Alaaddin Ali (ça~da~' Karamanl~~ beyi ile ayn~~ isimde), on üç yan~nda (do~umu Ocak 1353) tahta ç~kar~lm~~ur30. Babas~~ gibi kabiliyetsiz ve ahlak zâf~yetinde olan bu hükümdann en yak~n destekçisi, atalanndan tevarüs eden Kayseri Kad~l~~~nda bulunan ve sonradan emirleri aras~na kat~l~p devlet idaresine i~tirak ederek vezir olan Kad~~ Burhaneddin Ahmed olmu~tur. Kad~~ Burhaneddin, Ali Bey'in ölümünden sonra da Eretnal~~ Devletini ele geçirip sultan olacakt~r. Ya~~n~n küçüklü~ü ve liyakat-sizli~i sebebi ile emirleri elinde oyuncak olan Ali Bey'in saltanat~= ilk y~lla-nndan itibaren bu emirler, sahip olduklar~~ ~ehirlerde merkezi idareden ko-pup müstakil hareket etme~e ba~lam~~lard~r. 777/1375-76 y~l~nda ans~z~n Kayseri'ye hücum eden Karamano~lu Alaaddin Bey, ~ehirde e~lenmekte olan Ali Bey'i kaç~rarak buras~n~~ ele geçirmi~tir. ~ehri Karamanhlardan Kad~~ Burhaneddin, bir müddet sonra kendi kuvvetleri ile kurtarm~~ur. Mara~'taki Dulkad~ro~ullar~, Kayseri'nin P~narba~~~ ve çevresini ülkelerine katm~~lard~r. Devletin ba~~nda bulunan Sivas hakimi Hac~~ ~brahim hükümdar gibi hareket
28 Anadolu Selçuklu sikkeleri hakk~nda kapsaml~~ bir çal~~ma yaparak yay~na haz~rlayan
ara~t~rmac~, yine Memluklular ad~na Anadolu'da bas~lan sikkeler konusunda, Tübingen Üniversitesi ~slâmi sikkeler bölümüne bakan Dr. ~lisch ile birlikte haz~rlad~klar~~ kitaplar~n~n ya-pmlanacag'~n~~ haber vermi~tir. Ancak ara~t~rmalar~nda Memluklular ad~na Eretna ~ehirlerinde bas~lm~~~ herhangi bir sikkeye rasdamad~~~n~~ belirtmi~tir.
29 Tarihi Takvimler, s. 71; Sümer, s. 126; Göde, s. 104. 3° Tarihi Takvimler, s. 70, 71.
ERETNALI BEYL~~ININ PARALARI 451 ediyor, kendisine muhalif gördü~ü di~er emirleri tasfiye ediyor ve hattâ Ali Bey'i de ortadan kald~rarak kendisini sultan yapma te~ebbüslefinde bulunu-yordu. Bunun için göçebe Mo~ol oymaklar~ndan Sama~arl~lar'~n deste~ini almak için reisleri H~z~r Bey'i Kayseri Valili~ine getirip k~z~~ ile de evleni-yordum. Sultan'~~ da Sivas'ta hapsedip d~~ar~~ ile irtibaun~~ kesmi~ti". Ancak bir müddet sonra halk~n tepkisi üzerine tekrar serbest b~rakmak zorunda kal-m~~t~. Hac~~ ~brahim Mo~ol güçleri ile yapt~~~~ sava~ta öldürülünce kölesi Hac~~ Mukbil Sultan Alaaddin Ali'yi yine muhafaza alt~na alm~~t~. Bunun üzerine Ali Bey Kad~~ Burhaneddin Ahmed'den yard~m istemi~tir. Kad~~ Burhaneddin tahun~~ Alaaddin Ali'ye iade edip baz~~ ~artlar~n~~ da kabul ettirmi~tir. Bu arada Hac~~ Mukbil de öldürülmü~tür. Sultan 780/1378 tarihinde Kad~~ Burhaneddin'i devletin vezirlik makam~na getirmi~tir. Kad~~ Burhaneddin'in kabiliyeti ve tecrübesi sayesinde ülke asayi~e kavu~mu~, kendisi de gerçek bir sultan olarak hüküm sürme~e ba~lam~~t~r. Bundan sonra veziri ile birlikte önce müstakil hareket eden amasya Emin Hac~~ ~adgeldi üzerine bir sefer düzenleyip onu kaat alt~na alm~~, sonra Karamanl~lar eline geçen Develi Karahisar (Ye~ilhisar), Ni~de ve Aksaray'a do~ru harekete geçilmi~tir. Bu se-ferde Karahisar al~nm~~, ancak sultan~n korkakl~~~~ ve tela~~~ yüzünden Ni~de ve Aksaray al~namadan geri dönülmü~tür. Daha sonra ç~lulan, Niksar'daki is-yankar Taceddin Bey üzerine yap~lan sefer de ayn~~ sebeple ba~ar~s~zl~kla neti-celenmi~tir. 1379 senesinde Erzincan Emin Mutahharten üzerine yap~lan se-fer neticesiz kalm~~~ ve büyük güçlüklerle kar~~la~~lm~~ur. Mutahharten istikla-lini çok ileriye götürerek ad~na hutbe okutup sikke kestirmi~tir33. Bu arada kar~~~kl~k unsuru göçebe Mo~ol oymaklan ile de u~ra~~lm~~ur. Nihayet ken-disine tekrar ba~kald~rm~~~ ve dü~manlarma yard~m eden Amasya Emin Hac~~
~adgeldi üzerine sefere ç~ kan Ali Bey 782/1380 y~l~ nda yolda hastalanarak
vefat etmi~tir" Öldü~ünde 28 ya~~nda bulunuyordu. Yerine küçük ya~taki
31 Sivas Valisi olup devlete hakim olal~~ Hac~~ Ibrahim, ülkesinde bulunan Mo~ol toplulukla-nndan destek almak gayesiyle Sama~arl~~ boyu beyi H~z~r Bey'e Kayseri Valili~ini vermi~~ ve k~z~n~~ da kendisine alm~~t~r. Aziz bin Erde~ir-i Esterabadi Bezm ü Rezm, Çev. Mürsel Öztürk, Ank. 1990, s. 124. Kayseri'de bulunan ve Kapan, Pembe ve Pamuk Ham isimleri ile an~lan, eski Kapan, yeni Camikebir Mahallesinde, Bedesten'in bat~s~ndaki h vak~f kay~tlar~nda vak~f~n ismi olarak yaz~l~~ "~ah Hatun bi~~ti H~z~r Beyin (Yasemin Demircan, Tahrir ve Evkaf Defterleri~~e Göre Kayseri Valuflan, Kayseri 1992, s. 54), bahis konusu Mo~ol beyinin k~z~~ ve Eretna emin Hac~~ Ibrahim'in kar~s~~ oldu~u. Kayseri'deki hani da yapunp vakfetti~i anla~~lmak-tad~r.
32 Bez~n ü Berin, s. 124.
33 Mutahharten Timur'un zuhurundan sonra Ona taraftarl~gruu göstermek için sikkeyi ve hutbeyi Onun ad~na de~i~tirmi~tir, Bez~~~~ ü Rezm, s. 418. Mutahharten'in sikkelerinin hiç
birin-den bugüne kadar ele geçen olmam~~ur.
3 1 Bezmü Rezm. s. 173, 174. Alaaddin Ali Bey için daha geni~~ bilgi aln~ak üzere yukar~da
o~lu II. Mehmed geçirildi ise de 1381 y~l~~ ba~~nda Kad~~ Burhaneddin Ahmed Onu ve saltanata göz koyan di~er emirleri bertaraf ederek Eretna Sultanl~~~n~~ ele alm~~t~r.
Alaaddin Ali Bey'in sikkelerine gelince; yüzünde kare içinde Kelime-i tevlid ve etraf~nda ortadaki karenin kenarlar~~ hizas~nda kavisler yapan ~ekil aras~na Dört Halifenin isimleri, arkas~nda "Es-Sultanül-âzam/Alâü'd-dünya ve'd-din/halled Allahü mülkühu/duribe sene .... (rakamla tarih ve darb yeri)" yaz~l~~ olan paralarda, "halled Allahü mülkühu" ibaresindeki ortada bulunan "Allah" ismi damga gibi noktal~~ küçük elips içine al~nm~~t~r. Sikkelerde tarihler tamamen rakamlarla yaz~lm~~~ olup birinde yaz~m hatâs~~ yap~lm~~, 768 tarihindeki 6 rakam~~ 2 gibi yaz~larak tarih 728 olmu~tur. Ali Bey'in bugüne kadar ele geçen paralar~, tahta ç~k~~~ senesi olan 767/1365 y~-l~na ait Erzincan, Bayburt, 768 senesinde Erzincan, Erzurum, Sinop, Sivas, Tokat ve Kögonya (~arld Karaa~aç, burada Alaaddin Ali Bey'e ait 766 tarihli bir sikkenin de bulundu~u belirtilmektedir), 771'de Erzurum, 772'de Erzincan, 775'te Tokat, 776'da Sivas ve Tokat, 778'de Erzurum ve 782'de Sivas'ta bas~lm~~~ olanlar ile tarihsiz olarak Kayseri, Bayburt, Harput, Maden, Malatya, Niksar ve Samsun'da bas~lanlard~r". Görülüyorki devletin bütün za-y~fl~~~na ra~men yine de Kayseri'den Erzurum'a kadar on bir merkezde kesi-len bu sikkeler, Eretnal~lar'~n Alaaddin Ali zaman~nda da ülkenin eski s~n~r-lanna yak~n hâkimiyet sahas~n~~ göstermesi bak~m~ndan önemlidir.
Alt~~ ay kadar beylik süresi olan çocuk ya~taki son hükümdar II. Mehmed Bey ad~na sikke kestirilip kestirilmedi~i malum de~ildir. Yerine geçen Kad~~ Burhaneddin ad~na kesilmi~~ bulunan sikkelerden örnekler bulunmaktad~r." Kad~~ Burhaneddin'in ölümünden sonra da (1398) ülke, Timur istilas~na ka-dar Osmanl~lar'a, Y~ld~r~m Bayezid'e geçmi~tir.
35 Tevhid, s. 437-439; Artuk, C. Il, s. 825, 826; Göde, s. 165; Tuncer ~engül' ve Ömer Diler koleksiyonlar~.
31' Kataloglarda Kad~~ Burhaneddin'in 782 tarihli ve tarihsiz Kayseri, Sivas, Tokat ve
Mehmet Çay~rda~~
Resim 1 - Timurta~ a ait olabilecek paran~ n arkas~.
Resim 2 - Timurtas'a ait olabilecek paran~n yüzü (Tuncer ~engiin
Mehmet Çay~rda~~
Resim 3 - Alaaddin Eratna'n~n beyzi motifi sikkeleri~~i~~~ yüzü.
Mehmet Çayl~•da~~
Resim 5 - Alaaddin Eretna.n~ n Miihr-i Süleyman% ve Uygur-Mo~orca yaz~ l~~ sikkeleri~~i~~~ yüzü.
Res~~~~~ 7 - Maaddin Ere~ na'~ n~~~ ‘-ii~~~~~de vA~~ l~~ paralar~ n~ n vülf~ .
Mehmet Çay~rda~~
Resi~~~~ 9 - Alaaddin E~m na ~ n~~~ arkas~ nda "E1-Nlev1;1" yaz~ l~~ paralar~ n~ n yüzü.
Resim 11 - C.âfer Beye ait olabilecek para~~~~~~
Mehmet Çayirda~~
Resim 13 - ~zzeddin C.afer'e ait olabilecek Tuncer ~engün koleksiyonundaki sikkenin yüzü.
Resim 14 - ~zzeddin Cafer'e ait olabilecek sikkenin arkas~.
Mehmet Çay~rda~~
Resim 15 - Mehmed Beyin Urende'de bas~ lm~~~ paras~ n~ n yüzü.