• Sonuç bulunamadı

Tulüat'ın yıkılan son direği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tulüat'ın yıkılan son direği"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ûat'ın yıkılan son direği

¡Turhan GÜRKAN

Tuluat sanatının ayakta kalan son direği de yıkılıp gitti. Türk Tiyatrosunun, "Türk . ¡Sineması’- nm unutulmaz adlarından biri, Ortaoyunu geleneğinin son tem­ silcisi. büyük halk sanatçısı İs­ mail Dümbüllü yok artık. Yarım yüzyıldır esprileri, mimikleri, fıkraları, kişiliği ve varlığıyla mü yonlarca insanı kahkahaya boğan bir koca anıtın yıkılışının üzün­ tüsü içindeyiz.

İsmail Dümbüllü yetmişdört yaşındaydı. Tüm ömrünü sahne­ de, kuliste, film setinde yıprata­ rak yitirmiş, yorgun düşmüştü. Çalışacak durumda değildi. İki yıl önce düzenlenen bir jübile ile emekliye ayrılıp sahneye ve per­ deye veda etmişti. Fakat içi sa­ nat aşkıyle yanan Dümbüllü için köşesine çekilip oturmak, açıla­ n a en büyüğüydü. Uğradığı ge­ çim sıkıntısından mı, yoksa sa­ nat tutkusundan mı bilinmez, jü bileyi, emekliliği unutup kendini yine halkın karşısında sahnede buluverdi. Türkiye'de sanatçının kaderi değişmiyordu, ölenedek çalışması gerekiyordu yaşamak için. İsmail Dümbüllü’ye de e- mekli maaşı bağlanması yolunda yapılan bir kanun teklifi, B.M.M. de onaylanmıştı. Geçim koşulla­ rının ağırlığı karşısında çalış­ mak zorunda kalan Dümbüllü za yıf düşmüş, bir ay önce bir tra­ fik kazasında başını bindiği oto­ mobilin camına vurarak beyin

sarsıntısı geçirmiş, bir hafta ön­ ce de kalp yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastane­ sinde bu iki nedenle hayata göz­ lerini yummuştu.

Sahneye ilk kez Birinci Dünya Savaşında ünlü tulûatçı Kel Ha­ sadın yanında çırak olarak çı­ kan İsmail Dümbüllü, ölümüne- dek sahneyi bırakmamış, ona ya pişik gibi yaşamıştı. Yıllarca Türk Tuluatım temsil eden Na- şit’ten sonra yaşayan en büyük ve tek tuluatçı olan' İsmail Düm- büllü’nün bugün yerini doldura­ cak bir başka sanatçının olmama sı ne acıdır. İsmail Dümbüllü, bugün tarih olmuş, bir dönemin Türk sahnesinin yansıdığı Üskü­ dar Kemer Tiyatrosu, Şehzade- başı Şark Tiyatrosu, Turan, Fe­ rah, Tepebaşı Tiyatrosu ve sayı­ sız turne tiyatrolarının yaşayan tek canlı örneğiydi.

İsmail Dümbüllü'nün en ilginç yönü de, sahne yaşamının yanı sıra sık sık beyaz perdede de gö rünerek, geleneksel sanatını Türk Slneması’na maletmiş ol­ masıdır. Böylece, bugün artık iyice yitirilmiş olan tulûat ve halk sanatlarını Dümbüllü’nün perdeye yansıyan kişiliğiyle gele­ cek kuşakların ilgisine sunulmuş görmek, övünülecek bir olaydır. Sanatı ve kişiliğiyle ölümsüzler arasına katılan Dümbüllü’nün a- nısmı saygıyle kucaklıyoruz.

Dümbüllü’nün başlıca filmleri

1945 KIZILIRMAK - KABAKO-YUN t Yönetmen: Muhsin Ertuğrul. Hadi Hür, Peri­ han Yanal, Suzan Yakar, Nevin Seval, Behzat Butak, Vasfı Rıza Zobu, Mahmut Morali ile).

1946 KILIBIKLAR iYönetmen: Seyfi Havaeri. Halide Pişkin, Mehmet Karaca, Şükriye Atav, Toto Karaca ile). 1948 DÜMBÜLLÜ MACERA PE­

ŞİNDE (Yönetmen: Şadan Kâmil.. Muallâ Mukadder, Hakkı Ruşen’le).

1948 KELOĞLAN (Yönetmen: Ve dat Örfi' Bengü. Suzan Ya­ kar, Mehmet Karaca, Vedat Karaokçu ile).

1950 HARMAN SONU DÖNÜŞÜ (Yönetmen: Vedat Örfi Ben­ gü. Suzan Yakar, Şükran Özer’le).

1951 İNCİLİ ÇAVUŞ (Yönetmen: Semih Evin. Suzan Yakar, Halide Pişkin, Berrin Aydan, Lütfi Güneri ile).

1951 NE SİHİRDİR, NE KERA­ MET (Yönetmen: Esat Öz­ gül. Luiza Nor, Rasih Er- tuğ ile).

1951 SİHİRLİ DEFİNE (Yönet­ men: Semih Evin. Luiza Nor, Nurhan Nur, Zeki Al- pan ile).

1952 DÜMBÜLLÜ SPORCU (Yö­ netmen: Seyfi Havaeri. Gü- ner Çelme, Hüseyin Kâşif ileu

1952 YILDIZLAR REVÜSÜ (Yö­ netmen: Zeki Alpan. Suzan Yakar, Safiye Ayla, Sabite Tur Gülerman, Perihan Sö­ zen, Hamiyet Yüceses’le). 1953 KIRK GÜN KIRK GECE

(Yönetmen: Esat Özgül. Ni­ met Alp, Ayla Can, Temel Karamahmüt ile).

1953 VUR PATLASIN, ÇAL OY-N.ASIN (Yönetmen: Esat Özgül. Nimet Alp, Sabahat Tanık, Temel Karamahmüt ile).

1954 BAYRAM GECESİ (Yönet­ men: Esat Özgül. Halide Pişkin, Muzaffer Nebioğlu ile).

1954 CANLI KARAGÖZ - MİHRİ- BAN SULTAN (Yönetmen: Muharrem Gürses. Muhte­ rem Nur, Tevhit Bilge. De­ niz Tanyeri, Halide Pişkin ile).

1854 DÜMBÜLLÜ TARZAN (Yö­ netmen: Muharrem Gürses. Tevhit Bilge, Aziz Basmacı, Zeki Alpan’laı.

1954 FINDIKÇI GELİN î Oîöh*t! men: Orhan Erçin. İnci Bi- rol’la).

1954 NASREDDİN HOCA VE TİMÜRLENK (Yönetıhen: Faruk Kenç. Halide Pişkin, Salih Tozan, Vedat Kara­ okçu ile).

1962 GOL KRALI CAFER (Yö­ netmen: Hulki Saner. Sup­ hi Kaner, Vahi Öz, Serpil Gül ile).

1963 TEMEM BİLÂKİS (Yönet­ men: Aram Gülyüz. Öztürk Serengil, Çolpan İlhanla). 1965 İSTANBUL KAZAN, BEN

KEPÇE (Yönetmen: Orhan Elmas, öztürk Serengil, E- sen Püsküllü ile).

1965 NASREDDİN HOCA (Yö­ netmen: Yavuz Yalınkılıç. Gürdal Onur, Mürvet Simle) 1971 NASREDDİN HOCA (Yö­

netmen: Melih Gülgen. A- ziz Basmacı, Mürvet Sim, Hayri Caner’le).

Vahi öt - İsmail Dümbüllü - Sadri Alışık «SOYTARI» filminde

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hukuka aykırı yollardan delil elde edilip; bunların mahkemeye sunulması, geçeği söyleme yükümlülüğünün; daha genel plânda ise, dürüstlük kuralının ihlâli,

We conclude that mitochondrial vasculopathy with regional cerebral hypoperfusion may be seen on brain SPECT in patients with mitochondrial disorders and A3243G mutations,

This partially purified complex with an Mr about 820 kDa exhibited additional dehydroascorbate (DHA) reductase [glutathione dehydrogenase (ascorbate)] activity with

Bu nedenle ilköğretim çağındaki çocuklar için yazılacak ve basılacak kitapların niteliği ön plana çıkmaktadır (Kılıç, Atasoy vd, 2001). İlköğretim ders

ÜRK pop müziğinin ünlü ismi Barış Manço, geçtiğimiz hafta sonu Belçika'nın Liege Prensliğinden “ Onursal Hemşerilik” beratı ve “ Altın Perron” ödülü aldı. Lady

Fotoğrafın öncelikle iş olduğuna, sanat olarak değerlendirmenin ikinci planda kaldığına inandığını belirten Ara Güler, şimdiye dek çektiği fotoğrafları

Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Leopold Levy atelyelerinde resim, Rudolf Belling atelyesinde 2 yıl heykel çalışu.. 1945’te Akademiyi

Evvela İstanbul’un kara tarafından Yedikule’den tâ Eyüb’e varıncaya kadar iki kat sağlam kale ve sağlam duvar yaptı ki, evvelki kat duvarı­ nın yüksekliği 21 zira