• Sonuç bulunamadı

Hırka-i Saadet Dairesi ve kutsal emanetler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hırka-i Saadet Dairesi ve kutsal emanetler"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/¿o

Hz. Muhammed’in ayak izi. / Footprint of Prophet Muhammed.

Hırka-i Saadet

Dairesi ve

Kutsal Emanetler

Apartment of the

Holy Mantle and the

Holy Relics

By HİLMİ AYDIN’ Photos M \ KONYALI

Yavuz Sultan Selim’le birlikte Topkapı Sarayı yeni bir geleneğe tanık olmaya başlamıştı. Sultan’ın Mısır'ı fethi (1517) ve onu takip eden yıllarda her Ramazan ayının on beşinci günü yaklaşırken bütün saray halkında bir telaş, bir koşuşturma, bir harekettir gözlenirdi. O günü herkes merakla bekler; paşalar, vezirler, şeyhülislam, veziriazam gibi devlet ileri gelenlerinin mekânlarında bir hareketlilik olurdu. Hırka-ı Saadet Dairesi’ndeki te­ laş, koşuşturma ise başka bir âlemdi. Hz. Muhammed’in

S u l t a n Selim I (1512-1520) inaugurated a new ceremony at Topkapi Palace after he conquered Egypt in 1517 and brought the holy relics back to Topkapi Palace. From then on, every year on the fifteenth day o f the month of Ftamazan, the long sleeved mantle belonging to the Prophet Muhammed was removed from its chest and reverently kissed by the sul­ tan, his vezirs and other dignitaries. In preparation for this event the chest containing the holy relics was removed to the Revan Pavilion, while the Pavilion o f the Holy Mantle was

9 0

(2)

agit

°

^

4

^y^d ?p

- I C^-ÿV I t"7--'

_A> 'j—* K 'ayj 5}. A j o < >è^

0

&&ifâz

"¿3i%siäfegfi?

V->'/v^‘ j —J A—^ V<A.' _y.»_j_ÿ„*'J-JL'-A

i-5^.' ji*3 L <y l,\>>V'.

l?-->>' o U i ¿ 3 * 37 > -¿^V^-Ki,) • .,> «5j* \ ? ^ - ¿ » ^ D i)3 » \5y^ o ' <JÄ> *^

■*l-^Vc3‘ o^'A'

x>- -’İoA^-Vl:\ l£ J Oİ A^ v. E5’ 4j\5^ ß ? \

1 V.M/A- ' .*,\ “ '" Îa.1

* ^ U o c . i — V- UAÿj öjj^¿L-i,jA^v-©,üJe\i>x_S\> s>>^5 Jjlku^^

l5j-'»5j^- 'uO 'T^y.jKs^'Oj^Li.—Aj.t’ l5jü *

i&m&m

■ ¿ks^ 'ß^ s’ß ^ 0 ^ 3 '0 ß S

,- ’- > A>V dt.u sjf&vjjk >'JW,\\;Ua,'av " /*\ ’ ^ r? T i^ V . * <- r ^ r > ^ . y :

'-5-Xi^y-Jj>\S> J jJVsü jA>£ •A.'Djj> SjjKi

- S X ' ' ■

* & & » » & &

c / A - 3 j ' ^ jA S , 3Vw- a^'^L- Aii>*^»ji

- ^ "vjj

* s ß j s * \ *'Ül^- <; l,V- ilf

Hilye-i Saadet / Description of the Prophet Muhammed

w

/w

w

/w

(3)

Ü g € H i g l

uzun ve geniş kollu hırkasının içerisinde yer aldığı san­ duka, Revan Odasına nakledilerek dairenin her tarafı süpürülüp silinir, duvarlar gülsuyuyla yıkanır, miskle kokulandırılırdı. Dairenin sütunları cilalanıp, öd ağacı ve buhurlar yakıldıktan sonra içinde Kutsal Emanetleri taşıyan sanduka on beş kadar hane-i hassa ağasının eş­ liğinde dualar ve salavat-ı şeriflerle tekrar yerine konu­ lurdu.

Nihayet Ramazan ayının on beşi gelince bütün devlet erkânı, âlimler, yeniçeri ve sipahi ağaları öğle namazına doğru Topkapı Sarayı’nın Babü’s-saade diye anılan Aka- ğalar Kapısı önünde toplanır ve sadrazamın teşrifini beklerdi. Şeyhülislamın Ayasofya Camii’ne gelmiş oldu­ ğu haberi saraya ulaştıktan sonra sadrazam, Babü’s-sa- ade’de kendisini bekleyenlerin yanına gelir ve onlarla birlikte Ayasofya Camii’ne giderdi. Padişah ise öğle na­ mazını kendi dairesinde eda ederdi. Namazın kılınma­

cleaned thoroughly, its walls washejd with rose w ater, Its columns polished, and the air scented with incense made from musk, aloes and other aromatics. Then the chest was carried back to its place by fifteen royal attendants reciting prayers.

W hen the day o f the ceremony arrived high-ranking state officials, clerics, and the commanders o f the janissaries and horse guards gathered in front o f the Babü’s-saade Gate lead­ ing from the second into the third Court of Topkapı Palace. W hen the grand vezir was informed that the şeyhülislam had arrived at Haghia Sophia, he joined those waiting at the gate and accom panied them to th e noon prayers at Haghia Sophia. Meanwhile the sultan performed his prayers in his own apartments. A fter prayers, everyone returned to the palace and followed the sultan in procession to the Pavilion of the Holy Mantle. W hile hafiz recited the Koran, the sultan

sından sonra padişahla beraber başta şeyhülislam ve sadrazam olmak üzere vezirler, âlimler, İstanbul’da bulunan diğer devlet adamları, sipahi ve yeniçeri ağaları ve diğer erkân sırasıyla, toplu halde Hırka-i Saadet Dairesi’ne girerdi. Her daim padişa­ hın yanında olan altın anahtarla büyük sanduka açılır, yeşil ipek kadifeden sim sırmalı ve ince işlemeli yedi bohçaya sarılı, altından yapılmış bir çekmece böylece açığa

çıka-Hz. M uham m ed’in yayı 118 santim etre uzunluğunda olup kamış türü bir ağaçtan yapılmıştır. Sultan I. Ahmed yayın korunma­ sı için altın yaldızlı ve gümüş savatlı bir kı­ lıf yaptırm ıştır (üstte). Hz. Muhammed’in di­ şin in m ah fazası (sağ d a ). / The bow of Muhammed is 118 cm long and made of som e kind of reed stem (above). Sultan Ahmed I had a case made of gilt and silver niel­ lo made for the bow. The casket containing the tooth of Muhammed (right).

9 2

(4)

nlırdı. Üst tarafında iki kanadı bulunan bu altın çekmece de yine padişah tarafın­ dan korunan bir başka altın anahtarla açılır, yedi bohçaya sarılı Hırka-i Sa­ adet meydana çıkartılırdı. Bu sırada Kuran-ı Kerim okutulurdu. Hırkayı ön­ ce padişah öper, yüz ve gözlerini hır­

kaya sürerek Hz. Muhammed’in şefa­ atini dilerdi. Padişahtan sonra şeyhülis­ lam, sadrazam ve padişahın işaret ettiği diğer şahıslar da büyük bir edep ve say­ gıyla huzur-ı hırkaya dahil olur, öpüp iki gözlerine sürerdi. Bu ziyaretler Tanzimat öncesi ve sonrası, hatta Meşrutiyet dö­ nemi dahil olmak üzere yüzyıllarca, her Ramazan gerçekleştiriliyordu.

Hırka-i Saadet Dairesi’nde, Hz. Muhammed’in hırkaları hürme­ tine yüzyıllardır Kur’an-ı Ke­ rim tilavet edildiği bilini­ yor. Kırkıncısı bizzat Ya­ vuz Sultan Selim olan kırk hafızın ‘Hayırların

fethi, belaların d ef’i’ için adeta manevi bir nöbet haline getirdikle­ ri bu ulvi gelenek, Ekim 1996’dan itibaren tekrar canlandırıldı.

Yavuz Sultan Selim’in Mı­

sır’ı fethinden sonra Mek- \ .. ke’nin anahtarları ve ‘Emanât- 1 1

Mübareke’ Osmanlı Devleti’ne j

tup (üstte). İçinde Zemzem Suyu bulunan ağzı mühür­ lü sürahi (solda). Hz. Musa’nın asası hurma ağacın- dandır. Kısas-el Enbiya’ya göre cennetten gelmiştir (en so ld a ). / The le tte r se n t by M uham m ed to Müseylimet-ül Kezzap (above). A sealed bottle contain­ ing holy Zemzem w ater (left). The staff of Moses made from date palm wood which according to the History of the Prophets came from heaven (far left).

opened the chest with the gold key which he always carried with him, revealing a gold casket wrapped in seven layers o f green silk velvet finely embroidered with silver. Having removed these, he unlocked the casket with another gold key and lifted the tw o parts of th e lid, Inside lay th e H o ly M antle, also wrapped in seven rich cloths. Lifting out the mantle, the sultan kissed it, touched it to his face and eyes, and asked for the interces­

sion o f M uham m ed . T h e n th e V şeyhülislam, grand vezir and other \ dignitaries indicated by the sul- \ tan also kissed th e m antle and touched it to their eyes. O v e r th e c e n tu rie s not

only w as this ce re m o n y * held e v e ry y e a r, but 1 throughout the year the

j Koran w as co n tin u o u sly , / chanted in the Pavilion of

W the H oly Mantle. T h is w as J r believed to bring about the vic- j r tory of good and the defeat of

J m evil. During the reign of Sultan Selim

(5)

i

teslim edilmişti. Bu eşyaların bir bö­ lümü o zaman İstan­ bul’a nakledilmiş, bir bölümü ise Hz. Mu- hammed’in mezarın­ da bırakılmıştı. Aynca, zaman zaman Osman- lı padişahları ve diğer Miislümanlar tarafın­ dan buraya pek çok kıymetli eşya hediye edilmişti. Birinci Dünya Savaşı sırasında Medi­ n e ’nin boşaltılm asına karar verilince, orada bulunan Kutsal Emanet­ lerin de Topkapı Sara- yı’na götürülmesi uygun görüldü. Kutsal Emanet­ ler sarayda toplanmaya başlanınca ilk önceleri sa­ rayın değişik yerlerinde, Hazine’de, Silahtar Hazi- n e si’nde, Revan Köş- t kii’nde, Harem’de ve bil- t hassa da ‘Has Oda’ olarak I kullanılan dairede korunu- * yordu. 1808’den sonra Sul- 1. tan II. Mahmud, Fatih Sul- i-tan Mehmed’den beri padi- î şah Has Odası olarak kulla­

nılan odayı tümüyle Kutsal Em anetlerin korunmasına bıraktı. Adı da Hz. Muham- med’in Hırka-i Şerifini de içi­ ne almasından dolayı ‘Hırka-i Saadet Dairesi’ veya ‘Kutsal Em anetler D airesi’ olarak anılmaya başlandı. I Iırka-i Sa­ adet Dairesi, Fatih Sultan Mehmed döneminde

(1451-o f the f(1451-orty K(1451-oran readers wh(1451-o recited from memory. This practice was revived in O ctober 1996.

A fte r Selim's conquest o f Egypt, the keys o f M ecca and th e holy re lic s passed to the Ottomans. Some o f these relics were taken to Istanbul and others placed in th e tom b o f M uham m ed. O ve r the centuries the Ottoman sultans and many other individuals sent pre­ cio u s gifts to th e to m b .

D u rin g th e F irst W o rld W a r, w hen th e T u rk ish garrison w ithdrew from Medina, the holy relics th a t w e re in th e to m b w e re sent to T o p ka p i Palace for safekeeping. The holy relics which had been taken to Istanbul

Hz. O sm an’ ın k ılıcın ın k a b z a sı siy a h ta şta n , balçağı altın ve savatlı kabartm a süslemedir (en solda). Kını altın motifli­ dir (üstte). Hz. Davud’un kılıcı deri kabzalı, gü­ müş tepelikli, demir bal- çaklıdır (solda). Sancak-ı Şerif m ahfazası (altta). The h ilt of O sm a n ’ s sw ord is carved from b la ck sto n e, and the crossbar is decorated in relief in gold and niello (far left). The scabbard of this sword is decorat­ ed in gold (above). The sword of David has a leather covered hilt, sil­ ver pom m el and iron crossbar (left). The cas­ ket containing the Holy Standard of Muhammed

(6)

1481) taht odasını da içeren padişahın özel dairesi olarak inşa edildi. Padişahın taht odası, dairenin en önemli yeriydi. Daha yüksekçe olan kubbe­ si buranın padişah da­ iresi olduğunun işare­ tidir. Odadaki taht, IV. Murad döneminde sa­ rayın kuyumcubaşısı olan Derviş Zilli Meh- m ed’in eseridir. Bu­ gün burada Hırka-i Saadet ve sandukası, Sancak-ı Şerif, Hz. Muhammed’in iki kılı­ cı ve yayı sergileniyor. 1997 yılında restoras­

yonu tam am lanan

Destimal O dası da, padişahların şahsi hiz­ metini gören ve aynı zamanda üst düzeyde devlet hizm eti için eğitilen içoğlanlarına ayrılmıştı. Destimal O d ası’nda Kur’an-ı Kerim’in vahiy kâtip­ leri tarafından yazıl­ mış ilk örneklerinden olduğu tahmin edilen Hümeze ve Tekasur Sureleri, Hz. Muham­ m ed’in yalancı pey­ gamber Müseylemetül Kezzab’a ve Ahsa Va-

lisi’ne gönderdiği

m ektuplar, Hz. O s­ man’ın şehid edildiği sırada okuduğu belir­ tilen Kur’an-ı Kerim, Hz. M usa’nın asası, Hz. İbrahim’in taş ten­ ceresi, Hz. Davud’un kılıcı, Veysel Kara- ni’nin külahı, yedi adet Sakal-ı Şerif, Pey- gamber’in ayak izi, Hz. Osman’ın kılıcı, Sancak Kelam-ı Kadim mahfazaları, Mescid- i Aksa’nın ahşap kabartması, zemzem süra­ hileri, Kabe örtüsü, Hz. Yusuf a ait amame, destimal, destimal kalıbı gibi son derece de­ ğerli emanetler bulunuyor. Zamanında padi­ şahın Enderun’daki arz ağalarıyla görüştüğü, onların padişaha arzlarını sunduğu yer olan

in the 16th century were kept in various parts of the palace o v e r the centu ries, including the Im perial T re a su ry , the Armourer's Treasury, the Revan Pavilion, the Harem, and from 1808 onwards the Privy Chamber. It was Sultan Mahmud II (1808-1839) who allocated this pavilion, which had been the sultan’s privy chamber since the time o f Mehmed II (1451- 1481), to the holy relics. From then on the Privy Chamber, which contained the throne room and other royal apartments, became known as the Pavilion of the Holy Mantle. The throne room was the main state room in the building, distinguished by a higher dome, The throne which

stood here was made by Derviş Zilli Mehmed, chief goldsmith to Murad IV (1623-1 640). Today the holy mantle and

its casket, the holy stan­ dard, tw o swords and a b o w belonging to the Prophet Muhammed can be seen here.

T h e D e stim a l Roo m , w hich w as resto red in 1997, was originally used by the pages who wait­ ed on the sultan. Here can be seen tw o ancient m a n u scrip ts o f th e H ü m e ze and T e k a s u r suras that are believed to be among the earliest Koran texts, written by revelation scribes, letters w ritten by Muhammed to th e false p ro p h e t

Hz. M uham ­ med’in kılıcı 99 san­ tim etred ir. Altın kabzası ve b alçak ta altın y u valar içine yakut ve firuzeler yerleştiril­ m iş tir. / The sw o rd of Muhammed is 99 cm in length with a gold hilt. Both hilt and c ro ssb a r a re stud d ed w ith rubies and turquoises in gold mounts, and one side of the blade is decorated with flow­ ers in relief.

(7)

Museylemetul Kezzab and the g o verno r o f Ahsa, the Koran w h ich O sm a n w as reading when he was killed, the stone cau ld ro n o f A b ra h a m , th e t sword o f David, the headdress f t o f Veysel Karani, seven hairs ■ from M uham m ed's beard,

W the footprint o f the Prophet, .the sword o f Osman, cases fo r m in iatu re K o ra n s, re lie f w o o d carvin g o f th e A q sa Mosque, bottles o f Zem zem w a te r, Kaaba c o v e rs, and a handkerchief and block stamp belonging to Joseph,

In the Arzhane, where the sultan used to receive official w rits, can today be seen the gold case o f Hacer- ul-Esved, the letter sent by Muhammed to

Mukavkis, ru le r o f th e C o p ts, an o ther fo o tp rin t o f the Prophet, his seal, caskets containing soil from his tomb and a fragment (now reduced to dust) of his tooth, and hairs from his beard,

Topkapi Palace became a museum in 1924, and the holy relics were placed on public view on 3 1 August 1962. •

Arzhane’de ise Hacer-ül-Esved’in altın mahfazası, Hz. Muhammed’in Kipt kavmi hükümdarı Mukavkıs’a gön­ derdiği mektubu, ayak izi, mührü, kabir toprağının ve dişinden toz haline gelmiş bir parçanın içerisinde yer aldığı mahfazaları, Sakal-ı Şerifleri ve içinde korunduk­ ları Sakal-ı Şerif mahfazaları sergilenmektedir. Topkapı Sarayı Cumhuriyet’in ilanıyla (1924) müze olarak kulla­ nılmaya başladıktan hemen sonra kutsallıkları nedeniyle bu emanetler ziyarete açılamamıştı. Kutsal Emanetler ilk olarak, 31 Ağustos 1962 tarihinde modern müzecilik an­ layışına uygun bir şekilde sergilenmeye başlandı. •

Veysel K arani H azre tle ri’ nin beyaz keçeden külahı ve küla­ hın yeşil renkli mahfazası (sol­ da). Hz. Muhammed’in kılıcının kılıfı yeşil kadifeden, üzeri sa­ rı telle çiçek işlemelidir (sağ­ da). / The white felt cap of Veysel Karani and its green cover (left). The scabbard of the sword of Muhammed is co vered w ith green velvet embroidered with gold wi­ re flowers (right).

* Hilmi Aydın, Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölüm So­

rumlusu. Hilmi Aydın is Keeper of the Holy Relics at Topkapı Palace.

y

9 6

S K Y L IF E KASIM N O V E M B E R 2 0 0 2

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çal ış mada, DSM-III-R kriterlerine göre ş izofreni ile psikotik unipolar major depresif epizodlu hasta- larda TÖ Ig düzeylerini ve her bir hastal ı k grubunda TÖ ile TS Ig

bulgulardan sonra araştırmalarını yoğunlaştıran bilim adamları, 85 bin 565 kadın ve 47 bin 355 erkek üzerinde yaptıkları çalışmalarda, günde 1-3 kahve içenlerde bu

Bir gün sonra Polis müdürü Sabri yine Alemdar gazetesinde «unlan yazıyor:.. «Size yazmış olduğum, edep ve terbiye dairesindeki mektubuma, dünkü gazetenizle

鴻喜燴翡翠 材料 份量

In addition, pre-exposure of C6 cells with desferrioxamine (DFO; 400 μM, 3 h), an iron chelator known to activate HIF-1, also induced HIF-1 binding and rendered the

To construct similar document retrieval system for medical documents, the vector space model finds similar documents in a matching process because the model is executed fast, and

Viz- yo n ’un son sayısında yeralan röportajında M ardin, bir Türk olarak Am erikan m üzik yaşam ını etkileyen en ünlü isim lerden biri oluşunun hikayesini anlattı..

•Uluslararası Türk Folklor Kongresi başkanlığına bazı de­ ğerli bilim adamlarının vasal ne denlerle kongre dışında bırakıl ması bilim özgürlüğüne