• Sonuç bulunamadı

Comparison of Locus of Control and Self-Esteem as Predictors of Severity of Anorexic Symptoms

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Comparison of Locus of Control and Self-Esteem as Predictors of Severity of Anorexic Symptoms"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Bu çalýþmada yeme bozukluklarý geliþiminde ve sürmesinde etkili olduklarý savlanan kontrol odaðý ve benlik saygýsýnýn yeme bozukluðu belirtilerini yordama etkilerinin karþýlaþtýrýlmasý amaçlandý.

Üniversite öðrencisi (n=342) denekler tarafýndan Rosenberg Benlik Saygýsý Ölçeði (RBSÖ), Yeme Tutum Testi (YTT), Belirti Tarama Listesi (SCL-90-R) ve Rotter Ýç-Dýþ Kontrol Odaðý Ölçeði (RÝDKOÖ) uygulandý. Yordayýcý deðiþken olarak RIDKOÖ ve RBSÖ benlik saygýsý, baðýmlý deðiþken olarak YTT toplam puaný ve genel belirti düzeyini (SCL-90-R) yordama etkilerini belirlemek için çoklu regresyon analizi yapýldý.

YTT toplam puanýný en iyi yordayan deðiþken olarak benlik saygýsý saptandý. RÝDKOÖ ile YTT arasýnda istatistiksel olarak önemli bir iliþki saptanmadý. RBSÖ deðiþkeni YTT toplam puan-larýyla iliþkili toplam varyansýn %5.5'ini açýklýyordu. Genel psikolojik belirti düzeyini (GBD) (SCL-90-R) yordayan en güçlü deðiþken olarak benlik saygýsý saptandý; ikinci sýrada kontrol odaðý idi. Bu iki deðiþken GBD puanlarýyla iliþkili toplam varyan-sýn %17.9’unu açýklýyordu; bunun %1.8'i RÝDKOÖ’ye aitti. YTT ve genel belirti düzeyini en iyi yordayan deðiþken olarak benlik saygýsý belirlendi. Bu sonuçlara göre yeme bozukluðu belirtilerini yordayýcý olarak düþük benlik sayýsý dýþ kontrol odaðý inancýndan daha güçlü bulunmuþtur.

Anahtar Sözcükler: Yeme bozukluðu, kontrol odaðý, benlik saygýsý, yordayýcý etki.

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2000;3:147-152

SUMMARY

Comparison of Locus of Control and Self-Esteem as Predictors of Severity of Anorexic Symptoms The aim of this study is to compare the relative effectiveness of two etiological theories related with Eating Disorders (ED), locus of control and low self-esteem in predicting the severity of ED symptoms.

Collage student subjects (n=342) completed Rosenberg Self-Esteem Scale (RSES), Eating Attitudes Test (EAT), Symptom Check List (SCL-90-R) and Rotter's Internal-External Locus of Control Scale (RIELCS). A multiple regression analysis employed locus of control and self-esteem as predictors of EAT scores. A sec-ond regression analysis also was csec-onducted with global symptom index score of SCL-90-R serving as the dependent variable with the same predictor variables.

The best predictor variable of EAT total score was the self-esteem. There was not statistically significant correlation between RIELCS and EAT score. 5.5 percent of variance associ-ated with the EAT scores could be accounted for by RSES. The best predictor of global symptom index score of SCL-90-R was RSES and locus of control was the second.

The best predictor of these two measures in multiple regression was the self-esteem subscale of RSES. These results support that low self-esteem is more predictive than external locus of control. Key Words: Eating disorders, locus of control, self-esteem, pre-dictive value.

GÝRÝÞ

Yeme bozukluklarýnda yordayýcý faktörleri ele alan çalýþmalarda daha çok yeme davranýþý, hastalýk süre-si, eþ-hastalýk durumlarý ve demografik özelliklerin yordayýcý etkileri araþtýrýlmýþtýr. Ham ve arkadaþlarý

Belirtilerini Yordayýcý Olarak Kontrol Odaðý ve

Benlik Saygýsýnýn Karþýlaþtýrýlmasý

Atila EROL*, Gülser TOPRAK**, Fadime YAZICI***, Sýdýka EROL****

* Yrd. Doç. Dr., *** Uz. Dr., **** Dr., Osmangazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý,

** Öðr. Gör. Psk., Anadolu Üniversitesi Eðitim Fakültesi, ESKÝÞEHÝR

(2)

(1998), son dönemde kiþinin psikolojik ve kiþilik özel-liklerinin yordayýcý olarak ele alýndýðýný ve bu deðiþkenlerin daha önemli olduklarýný belirtmiþlerdir. Bruch, anoreksiya nervozalý hastalarda üç psikolojik bozukluk tanýmlamýþtýr: Beden imgesi bozukluðu, bedenden gelen duyumlarý doðru algýlama ve yorum-lamada bozukluk ve tüm düþünce ve etkinliklerde kendini gösteren felç edici bir yetersizlik duygusu (Harding ve Lachenmeyer 1986). Bu yetersizlik duy-gusunu anoreksiya nervozanýn çekirdek psikopatolo-jisi olarak kabul etmiþtir. Bu hastalarýn sadece baþkalarýndan gelen isteklere yanýt verdiklerini, bir þeyi kendi istedikleri için yapmadýklarýný söylerler (Çuhadaroðlu 1997). Ýç-kendi standartlarýna güvene-meyen bu çocuklar dýþ kýlavuzlara (ebeveynleri gibi) yönelirler. Daima ebeveynlerini mutlu edecek þeyleri yapmaya çalýþýrlar, bu nedenle anorektiklere "model / ideal çocuk" da denir; fakat gerçek kendi güvenlerini geliþtiremezler. Kendi davranýþlarýný, ihtiyaçlarýný, dürtülerini ve hatta bedenlerini yönetmedikleri ve kendi çekim merkezlerinin olmadýðý duygularýný yaþarlar. Ergenlik yaklaþtýðýnda özerklik geliþtirme gerekliliðinin baskýsýný hissederler ama yapamadýk-larýný da farkederler. Çaresizlik duyguyapamadýk-larýný yenmek için beden aðýrlýðý, biçimi ve yeme davranýþlarý üzerinde aþýrý bir denetim saðlamaya çalýþýrlar. Bunu baþaranlarda anoreksiya nervoza, baþaramayanlarda ise dalgalý bir seyir gösteren (binge-purge) týkanýrcasý-na yeme nöbetleri ve uygunsuz telafi davranýþlarý yani bulimiya nervoza geliþmektedir (Comer 1992). Bruch'un kuramýný test etmek için kontrol odaðý ölçümleri kullanýlmýþtýr ve kuram uyarýnca yeme bozukluðu olan hastalarýn dýþ kontrol odaðý inancýn-da olmalarý beklenmiþtir. Ancak sonuçlar çeliþkilidir. Hood ve arkadaþlarý (1982), dýþ kontrol odaðý inancýnýn anorektik hastalarda deðiþmeyen karekte-ristik bir bulgu olmadýðýný bildirmiþlerdir. Strober (1982) ise anorektik ergenlerin depresyon ve davraným bozukluðu olanlara göre daha çok iç-kont-rol inancýný taþýdýklarýný saptamýþtýr. Diðer taraftan Shisslak ve arkadaþlarý (1990), düþük aðýrlýklý bulimik kadýnlarýn kýsýtlý tip anorektik hastalara ve obezlere göre daha çok dýþ kontrol odaðý inancýnda olduklarýný belirtmiþlerdir. Williams ve arkadaþlarý (1990) ise yeme bozukluðu olan hastalarýn dýþ kontrol odaðý inancýnda olduklarýný ve düþmanlýklarý kendi-lerine yönelttiklerini bildirmiþlerdir.

Düþük benlik saygýsý yeme patolojileri için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir (Button 1990,

Ledoux ve ark. 1991, Wertheim ve ark. 1992). Silverstone (1992) düþük benlik saygýsýnýn yeme bozukluklarýnda sýk karþýlaþýlan bir belirti olduðunu ve bu belirtinin hem anoreksiya nervoza hem de bulimiya nervozada görüldüðünü belirtmiþtir. Silverstone (1992), kuramýnda kronik düþük benlik saygýsýnýn yeme bozukluðu geliþiminde bir öngereklilik olduðunu, kronik düþük benlik saygýsýnýn yeme bozukluklarý etiyolojisinde geçerli olan bir çok faktörün ortak nihai yolu olduðunu öne sürmüþtür ve bu temelde yeme bozukluðunu kronik düþük benlik saygýsýnýn bir belirtisi olarak deðerlendirmektedir. Araþtýrmalarda bu varsayýmý destekleyen bulgular saptanmýþtýr: Saðlýklý kontrollere göre yeme bozuk-luðu olanlarda benlik saygýsý daha düþük bulunmuþ-tur (Williams ve ark. 1993) ve düþük benlik saygýsýnýn yeme bozukluklarý için büyük risk oluþturduðu belir-tilmiþtir (Button ve ark. 1996).

Bu çalýþmada benlik saygýsý ve kontrol odaðý inancýnýn yeme bozukluðu belirtilerini yordayýcý etki-lerini karþýlaþtýrmak amaçlanmýþtýr.

GEREÇ VE YÖNTEM Denekler:

Anadolu Üniversitesi Eðitim Fakültesi birinci ve ikinci sýnýf öðrencileri (n=342) çalýþmaya alýndý. Çalýþmaya katýlan deneklerin 213'ü kadýn (%62.3) ve 129'u erkek-ti (%37.7). Örneklemin eðierkek-tim yýlý ortalamasý 13.14, SS=0.94; boy ortalamasý 168.97; SS=8.06; beden kitle indeksi ortalamasý 21.021, SS=2.47, yaþ ortala-masý 20.69, SS=2.4 idi.

Ölçekler:

Yeme Tutum Testi (YTT): Anoreksiya nervozalý hasta-larýn yemek yemekle ilgili davranýþ ve tutumlarý; nor-mal bireylerde varolan yeme davranýþlarýndaki olasý bozukluklarý ölçmektedir. YTT’nin yeme davranýþý bozukluklarý için iyi bir tarama aracý olduðu düþünülmektedir. Garner ve Garfinkel (1979) tarafýn-dan geliþtirilmiþtir. Toplam puanýn düzeyi psikopa-tolojinin düzeyi ile doðrudan iliþkilidir. Yani YTT klinik düzeyde "hasta" kabul edilebilecek bireyleri saptaya-bileceði gibi, bu bozukluða ne kadar yatkýn olduðu-nun da bir göstergesi olabilmektedir. YTT ile yapýlan çalýþmalarda 30'un üzerinde puan alanlarýn %7’sinin normal olduðu, diðerlerinin yeme davranýþý bozuk-luðu gösterdiði bildirilmiþtir. Likert tipi altý basamaklý yanýt formu doldurulmaktadýr ve kýrk madde içermek-tedir. YTT’nin Türkiye'de geçerlik ve güvenirlik çalýþ-masý Savaþýr ve Erol (1989) tarafýndan yapýlmýþtýr.

(3)

Belirti Tarama listesi (Symptom Check List) SCL-90-R: (Dað 1991) Belirti Tarama Listesi kendini deðer-lendirme türü bir psikiyatrik belirti tarama aracýdýr. Ölçek psikiyatrik belirti ve yakýnmalarý içeren 90 mad-desiyle 9 ayrý belirti boyutunda deðerlendirme yap-mak üzere yapýlandýrýlmýþtýr.

Rosenberg Benlik Saygýsý Ölçeði (RBSÖ): (Çuha-daroðlu 1986) Altmýþ üç maddeden oluþan ölçeðin 12 altölçeði vardýr. Bu altölçekler içinde on maddeden oluþan birinci altölçek benlik saygýsýný ölçer. Bu çalýþ-mada benlik saygýsý altölçeði kullanýldý.

Rotter'in Ýç-Dýþ Kontrol Odaðý Ölçeði (RÝDKOÖ): Kontrol odaðý, kiþinin yaþam olaylarýyla baþa çýkma tarzýný tanýmlayan bir kiþilik özelliði olarak tanýmlan-maktadýr. Bir bakýma kiþinin referans kaynaklarýný belirlemektedir. Bireylerin genellenmiþ kontrol beklen-tilerinin içsellik-dýþsallýk boyutu üzerindeki konumu; pekiþtiricilerin bireyin kendi içindeki ya da dýþýndaki güçlerin (þans ya da kader) kontrolünde olduðuna dair sahip olduðu genel beklenti ya da inancý ölçmek-tedir. 29 maddeden oluþan, kendini deðerlendirme ölçeðidir (Dað 1991).

Ýþlem:

Çalýþmaya katýlanlardan dersliklerde toplu olarak kiþisel bilgi formu, YTT, RÝDKOÖ, RBSÖ ve SCL-90-R'yi ayný sýrayla doldurmalarý istendi.

Ýki kuramýn içerdiði temel yapýlar, kontrol odaðý ve benlik saygýsý parametrelerini AN belirti þiddetini ve SCL-90-R genel belirti düzeyini yordama gücünü belir-lemek için çoklu regresyon analizi uygulandý. Baðýmsýz deðiþken olarak 342 deneðin RÝDKOÖ ve RBSÖ benlik saygýsý altölçeði puanlarý, baðýmlý deðiþken olarak da YTT toplam puanlarý alýnarak çoklu regresyon analizi yapýldý. Ayný baðýmsýz deðiþkenlerle baðýmlý deðiþken olarak SCL-90-R genel

belirti düzeyi atanýp regresyon analizi uygulandý. Araþtýrma verileri "Statistical Package for Social Sciences" (SPSS for Windows 7.5.1) programý ile deðerlendirildi; tek yönlü varyans analizi, pearson momentler çarpýmý korelasyon tekniði ve regresyon analizi uygulandý.

BULGULAR

Deðerlendirmeye alýnan toplam 342 denekten YTT toplam puaný 30 ve üzerinde olan kadýn denek sayýsý 13’tü; tüm denekler içinde oraný %3.8; kadýnlar arasýndaki oraný %6.1 idi. YTT toplam puaný 30’un üzerinde olan 2 erkek denek vardý; tüm denekler içinde oraný %0.6, erkek denekler içindeki oraný %1.6 olarak saptandý.

Cinsiyete göre yaþ (F(1.339):7,28; p=0.007), boy (F(1/339):251.235; p=0.000), kilo (F(1/309):242.564; p=0.000), vücut kitle indeksi (F(1/309):54.48; p=0.000) ve YTT toplam puaný (F(1/339):4.101; p=0.044) ortalamalarý önemli farklýlýklar gösterdi. RÝDKOÖ puanlarý (F(1/339):0.001; p=0.973), RBSÖ benlik saygýsý alt ölçeði (F(1/340):0.065; p=0.798) ve eðitim yýlý ortalamalarý (F(1/339):2.97; p=0.086) açýsýndan cinsler arasýnda farklýlýk saptanmadý. Bu deðiþkenlerin ortalama ve standart sapmalarý Tablo 1’de sunulmuþtur.

Deðiþkenlerin birbiriyle iliþkilerini gösteren korelas-yonlar matrisi Tablo 2’de sunulmuþtur. Benlik saygýsý ile YTT toplam puaný (r=0.234; p=0.000; n=342) ve benlik saygýsý ile SCL-90-R genel belirti indeksi (r=0.309; p=0.000; n=342) arasýnda önemli pozitif korelasyon saptanmýþtýr. Benlik saygýsý ile beden kitle indeksi (r=0.010; p=0.659; n=342) ve benlik saygýsý ile RÝDKOÖ (r=0.052; p=0.338; n=342) arasýndaki korelasyon önemsiz çýkmýþtýr. RÝDKOÖ ile YTT toplam puaný (r=0.034; p=0.537; n=342) arasýnda iliþki önemsiz çýkmýþtýr, fakat RÝDKOÖ ile SCL-90-R'ýn Genel

Tablo 1. Cinsiyete göre deðiþkenlerin ortalama ve standart sapmalarý

Kadýn Erkek p

Ort SS Ort SS

Yaþ 20.42 2.48 21.13 2.20 0.007

Eðitim yýlý 13.08 0.92 13.26 0.96 0.086

Beden kitle indeksi 20.24 2.14 22.225 2.47 0.000

DÝDKOÖ 11.441 7.589 11.403 13.26 0.973

Rosenberg 1.0469 1.148 1.0155 1.0231 0.798

YTT toplam 14.39 7.27 12.86 5.80 0.044

(4)

Belirti Düzeyi (GBD) (GSI: Global Symptom Index) ara-sýnda önemli iliþki saptanmýþtýr (r=0.158; p=0.003; n=342). Beden kitle indeksi ile bu deðiþkenler arasýn-da önemli korelasyon saptanmamýþtýr.

Çoklu regresyon analizi sonuçlarý: Baðýmsýz deðiþken olarak RÝDKOÖ ve RBSÖ’nün benlik saygýsý altölçeði, baðýmlý deðiþken olarak da YTT toplam puaný alýnarak çoklu regresyon analizi yapýldý. Deðiþken seçimi aþa-malý (stepwise) yöntemle, pin=0.05 ve pout=0.1 ölçütleriyle belirlendi. Baðýmsýz deðiþkenler içinde RBSÖ'nün benlik saygýsý altölçeði puanlarý yeme bozukluðu belirti þiddetini yordamada en önemli katkýda bulunan deðiþkendi. RÝDKOÖ’nün katkýsý bu ölçütleri karþýlamýyordu ve deðiþken seçim ölçütlerine göre dýþlandý. RBSÖ deðiþkeni YTT toplam puanlarýy-la iliþkili toppuanlarýy-lam varyansýn %5.5'ini açýklýyordu (Tablo 3).

Ayný baðýmsýz deðiþkenlere baðýmlý deðiþken olarak SCL-90-R'nin Genel Belirti Düzeyi (GBD) (GSI: Global Symptom Index) puanlarý alýnarak çoklu regresyon analizi uygulandý. Baðýmsýz deðiþkenler içinde RBSÖ nün benlik saygýsý alt-ölçeði puanlarý genel belirti þid-detini yordamada en önemli katkýda bulunan deðiþ-kendi. Ýkinci sýrada RÝDKOÖ idi. Bu iki deðiþken GBD

puanlarýyla iliþkili toplam varyansýn %17.9’unu açýk-lýyordu; bunun %1.8'i RÝDKOÖ’ye aitti (Tablo 4). TARTIÞMA

Yeme bozukluðu belirtileri ile benlik saygýsý arasýnda güçlü bir iliþki saptandý. Bu sonuçlar, yeme bozukluðu belirti þiddetini yordama açýsýndan düþük benlik saygýsýnýn rolünün kontrol odaðý deðiþkenine göre daha güçlü olduðunu göstermiþtir.

Literatürde sonuçlarýmýza paralel bulgular bildiren birçok çalýþma vardýr. Ham ve arkadaþlarý (1998), 4 yýllýk izlemde psikolojik deðiþkenlerin sosyode-mografik ve davranýþsal faktörlerden daha güçlü yor-dayýcý olduklarýný ve büyüme korkusu, uzun hastalýk süresi ve düþük benlik saygýsýnýn kötü prognozu en iyi yordadýklarýný bildirmiþlerdir. Baþka bir çalýþmada, geniþ bir örneklemde, düþük benlik saygýsý olan öðrenciler belirlenip izlenmiþ ve bu grupta üç yýl sonra yüksek oranda yeme bozukluklarý gözlenmiþtir ve düþük benlik saygýsýnýn yeme bozukluklarý için büyük risk oluþturduðu belirtilmiþtir (Button ve ark. 1996). Williams ve arkadaþlarý (1993) saðlýklý kontrollere göre yeme bozukluklarýnda daha düþük benlik saygýsý saptamýþtýr. Ergenlerle yapýlan bir çalýþmada yeme

Tablo 3. YTT toplam puaný baðýmlý deðiþken olarak regresyon analizi sonuçlarý

Aþama Yordayýcý R R2 Yord. St. F P Beta t

deðiþken. hatasý deðiþikliði deðiþikliði

1. RBSÖ 0.234 0.055 6.60 19.692** 0.000 0.234 4.438

p < 0.05; ** p < 0.01; n=342

Tablo 4. SCL-90-R GSI puaný baðýmlý deðiþken olarak regresyon analizi sonuçlarý

Aþama Yordayýcý R R2 Yord. St. hatasý F deðiþikliði P deðiþikliði Beta t

deðiþken

1. RBSÖ 0.401 0.161 0.5666 65.006 0.000 0.393 7.987

2. RÝDKOÖ 0.424 0.179 0.5611 7.796 0.006 0.138 2.793

p < 0.05; ** p < 0.01; n=342

Tablo 2. Deðiþkenlerin korelasyon katsayýlarý (n=342)

YTT_toplam RBSÖ Ridko_top SCL-90-R.gsi Beden kit indx

YTT_toplam 1 0.234** 0.034 0.309** 0.010

RBSÖ 1 0.052 0.401** -0.011

Ridko_top 1 0.158** -0.035

SCL-90-R.gsi 1 -0.053

Beden kitle indx 1

(5)

bozukluðu belirtilerini en iyi yordayýcý olarak düþük benlik saygýsý ve yüksek anksiyete düzeyi saptan-mýþtýr (Canals ve ark. 1996). Silverstone (1990), depresyonda olmayan yeme bozukluklu kiþilerin ben-lik saygýsýnýn düþük olduðunu saptamýþ ve yeme bozukluklarýnda gözlenen düþük benlik saygýsýnýn depresyondan baðýmsýz olduðunu bildirmiþtir. Yeme bozukluklarýnda kontrol odaðý rolünün araþtýrýldýðý çalýþmalarda bildirilen sonuçlar çeliþki-lidir. Anorektik ve bulimik kadýn hastalarýn diyet uygulayan ve uygulamayan kadýnlar ve psikiyatrik kontrollerle karþýlaþtýrýldýðý çalýþmada, yeme bozuk-luðu olan grubun diyet uygulayan ve uygulamayan kontrollere göre dýþ kontrol odaðý inancýnda olduklarý, düþmanca duygularý kendilerine yönelttikleri ve gi-riþimcilikleri düþük bulunmuþtur. Fakat yeme bozuk-luklarýnda görülen bir çok özellik pskiyatrik kont-rollerde de gözlenmiþtir (Williams ve ark. 1990). Anorektik ergen hastalarla depresyon ve davraným bozukluðu olan kontrollerin karþýlaþtýrýldýðý bir çalýþ-mada, beklenenin aksine anorektiklerin kontrollerden daha çok iç kontrol odaðý inancýnda olduklarý belir-lenmiþtir (Strober 1982). Diðer yandan, kontrol odaðý boyutunun homojen bir boyut olmadýðý kabul edilmektedir (Dað 1991). Faktör analizi çalýþmalarýn-da þans-kader, baþarý, kiþilerarasý iliþkiler ve siyasal olaylar gibi rol alanlarý belirlenmiþtir. Bulgularýmýzda,

genel psikolojik belirti düzeyi ile kontrol odaðý puan-larý arasýnda güçlü iliþki saptanmýþtýr. Dað'ýn (1991) üniversite öðrencileri ile yaptýðý çalýþmada kontrol odaðý ile psikolojik belirti düzeyi arasýndaki iliþkiye yakýn deðerler bulunmuþtur. Fakat benlik saygýsý bu deðiþkenle de daha güçlü bir iliþki göstermiþtir. Yeme bozukluðu belirtileri ile kontrol odaðý arasýnda anlam-lý iliþki bulunmamasýna neden olarak ölçeðin homojen olmamasý gösterilebilir ancak genel belirti düzeyi ile iliþkisini bu zeminde açýklamak daha zordur. Sonuçlarýmýz kontrol odaðýnýn yeme bozukluðu belir-tilerini yordamadýðý yönündedir. King (1989), bulimia nervoza ve kronik diyet uygulayan kadýnlarla, diyet uygulamayan kadýnlarý karþýlaþtýrdýðý çalýþmasýnda, kontrol odaðý ölçümünün YTT'ye ve klinik görüþme ölçeðine ek olarak hiçbir þey katmadýðýný bildirmiþtir. Bizim bulgularýmýza göre kontrol odaðý genel psikolo-jik belirti düzeyi ile iliþkili fakat yeme bozukluðu belir-tileri ile iliþkisiz çýkmýþtýr.

SONUÇ

Bu çalýþmada, yeme bozukluðu belirti þiddetini yor-dama açýsýndan düþük benlik saygýsý kontrol odaðý deðiþkenine göre daha önemli görünmektedir. Kontrol odaðý ve benlik saygýsýnýn yeme bozukluklarý belirti-lerini yordayýcý rolbelirti-lerinin netleþmesi için baþka çalýþ-malarla desteklenmesi gerekmektedir.

KAYNAKLAR

Button B (1990) Self-esteem in girls aged 11-12: Baseline find-ings from planned prospective study of vulnerability to eating disorders. J Adolesc, 13:407-413.

Button EJ, Sonuga-Barke EJ, Davies J ve ark. (1996) A prospec-tive study of self-esteem in the prediction of eating problems in adolescent schoolgirls: questionnaire findings. Br J Clin Psychol, 35:193-203.

Canals J, Carbajo G, Fernÿandez J ve ark. (1996) Biopsychopathologic risk profile of adolescents with eating disorder symptoms. Adolescence, 31(122): 443-450.

Comer, Roland J (1992) Abnormal Psychology. W. H: Freeman and Company, New York, s.412-414.

Çuhadaroðlu F (1986) Adölesanlarda benlik saygýsý. Yayýnlanmamýþ uzmanlýk tezi. Hacettepe Üniversitesi, Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara.

Çuhadaroðlu F (1997) Ergenlik döneminde beslenme ve yeme bozukluklarý. Çocuk ve Gençlik Ruh Saðlýðý Derneði Yayýnlarý:1 Ankara, Ayrýntý Basýmevi, s.48-53.

Dað Ý (1991) Belirti tarama listesinin (SCL-90-R) üniversite öðrencileri için güvenirliði ve geçerliði. Türk Psikiyatri Dergisi, 2:(1) 5-12.

Dað Ý (1991) Rotter'in iç-dýþ kontrol odaðý ölçeðinin (RÝDKOÖ)

üniversite öðrencileri için güvenirliði ve geçerliði. Psikoloji Dergisi, 7(26):10-16.

Garner DM, Garfinkel PE (1979) The Eating Attitudes Test: An index of the symptoms of anorexia nervosa. Psychol Med, 9:273-279.

Harding TP, Lachenmeyer JR (1986) Family interaction pat-terns and locus of control as predictors of the presence and severity of anorexia nervosa. J Clin Psychol, 42(3): 440-448. Hood J, Moore T, Garner DM (1982) Locus of control as a mea-sure of ineffectiveness in anorexia nervosa. J Consult Clin Psychol, 50:3-13.

King M (1989) Locus of control in women with eating pathol-ogy. Psychol Med, 19(1):183-187.

Ledoux S, Choquet M, Flament M (1991) Eating disorders among adolescents in an unselected French population. Int J Eat Disord, 10:81-89.

Savaþýr I, Erol N (1989) Yeme Tutum Testi: Anoreksi Nervoza Belirtileri Ýndeksi. Psikoloji Dergisi, 7(23):19-25.

Shisslak CM, Pazda SL, Crago M (1990) Body weight and bulimia as discriminators of psychological characteristics among anorexic, bulimic, and obese women. J Abnorm Psychol, 99(4):380-384.

(6)

Silverstone PH (1990) Low self-esteem in eating disordered patients in the absence of depression. Psychol Rep, 67(1): 276-278.

Silverstone PH (1992) Is chronic low self-esteem the cause of eating disorders? Med Hypotheses, 39(4):311-315.

Strober M (1982) Locus of control, psychopathology, and weight gain in juvenile anorexia nervosa. J Abnorm Child Psychol, 10(1): 97-106.

Van der Ham T, van Strien DC, van Engeland H (1998) Personality characteristics predict outcome of eating disorders in adolescents: a 4-year prospective study. Eur Child Adolesc Psychiatry, 7(2):79-84.

Wertheim E, Paxton S, Maude D ve ark. (1992) Psychosocial predictors of weight loss behaviors and binge eating in ado-lescent girls and boys. Int J Eat Disord, 12:143-163. Williams GJ, Chamove AS, Millar HR (1990) Eating disorders, percieved control, assertiveness and hostility. Br J Clin Psychol, 29 (Pt 3):327-335.

Williams GJ, Power KG, Millar HR ve ark. (1993) Comparison of eating disorders and other dietary/weight groups on mea-sures of perceived control, assertiveness, esteem, and self-directed hostility. Int J Eat Disord, 14(1):27-32.

Referanslar

Benzer Belgeler

maddesine gore Devlet Glivenlik Mahkemeleri ve Askeri Mahkemelerin gorev alamna giren sue;:larla ilgili davalara c;:ocuk mahkemelerinde baktlamamaktadlr (4). Belirlenen

There is increased oxidative damage to nucleic acids and mitochondri- al dysfunction in AD brains and the cumulative evidence in- dicates that free radicals and their oxidative

Dünya Sa¤l›k Örgütü ve paydafllar› bu sorunun tan›mlanmas›na ve çözümüne yöne- lik olarak; global düzeyde sorunun kapsam›n›n ve tiplerinin belirlenmesi için

derecede daha k›sa süre anne sütü, daha fazla miktarda gün- lük kalsiyum ald›¤›, kan fosforunun ve spot idrar kalsiyum / kreatinin oran›n›n normal s›n›rlarda

25.01.2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Ga- zete’de yayınlanan Aile Hekimliği Uygulama Yö- netmeliği’nde “aile hekimi”, “Kişiye yönelik koru- yucu sağlık

Çalışmada plansız gebelik sonrası en çok tercih edilen KY’nin RİA olduğu saptanmış olup geri çekme kullanım oranlarının azaldığını ve modern

Anadolu Tıp tarihi kabaca Antik Çağ (eski taş ve erken tunç çağı arası), Hitit, Antik Helenistik, Roma, Bizans ve son olarak Türklerin Anadolu’ya Göçleri Sonrası

Leyla Pamir’in son ki­ tabı Müzik ve Edebiyat ı (Varlık Yayınla- rı/Deneme Dizisi: 13, 1996) okurken yalnız kitaplara uzanmakla kalmıyorsunuz, plaklığı- nıza