Fatma Aliye Hanım’ın
son günleri
Yaranı TAHA TOROSi i ı
-'n-
.. r.ite#'- 8S&5?
İLK kadın romancımız, çevirmenimiz Fatma Aliye 105 yıl öncesinin zengin kıyafeti içinde ciddi bakışlı bir çocuktu.
D
EVRİNDE gazetecilerin hocası olarak tanınan, ömrü boyunca durakla, mayan kalemiyle her ko nuyu işleyen. Ahmet Mit hat Efendi'nin Fatma Aliye Hanım'la ilgili yazısı serisi Hayat'ın gecen sa yısında sona ermiş bulunuyor.Ahmet Mithat Efendi 1912 yılında öldüğüne göre. Fatma Aliye Hanım' ın hayatında, bu tarihi izleyen, daha 24 yılı vardır. Elimizde, çağdaşların dan veya bir sonraki jenerasyon dan. Fatma Aliye için yazılan fazla bir şey yok. Ancak, Fatma Aliye Ha nım 1912 yılından sonra, biraz da köşesine çekilmiş, kalemini -¡-e s k i sine kıyasla— seyrek kullanmıştır. İlk kadın romancımız, çevirmenimiz, •gazetecimiz, eleştiricimiz sayılan Fatma Aliye, iki Meşrutiyet arasın da şöhretinin doruğuna çıkmıştır. Sonraki yıllarda, basın alanının or talarından kenarlarına doğru çekil mesinin bazı dış ve iç nedenleri var dır. Bir kere kendisinden sonraki nesilden yetişen bir genç kadın, bu alanın parlayan bir yıldızı olmuştur.
Bu yeni kalem. Hürriyet ilânı'nın yaratıcısı sayılan siyasî parti men suplarının desteklediği. Halide Edip' tir. Fatma Aliye, ünlü yerini âdeta bu yeni yıldıza terkeden bir dış etki ile. gerilere çekilmiş gibidir.
Diğer yönden iç etkisinin buruk- . luğu da, değerli edibimizi hasla e- decek kadar, üzücüdür. İyi yetiştir meğe çaba harcadığı üç kızından biri, gurbet ellerde, dejşnere olarak, anasından, yurdundan, milliyetin den ve dininden kopmuştur.
FATMA ALİYE İLE TANIŞMA
Fatma Aliye Hanım'ı 1934 yılında yayınladığım. Türk Kadın Şairleri adlı kitabın hazırlıkları sırasında ta nıdım. İlk bakışta sinirli bir havası vardı. Ancak eğitici bir yönü belir gindi. Din ve özellikle Osmanlı tari hiyle derin ilgisi olan bilgisi, pırıl pırıl bir gök kubbe gibi ışıklıydı. Bu yönüyle, ünlü tarihçimiz Cevdet Pa- şa'nın kızı olduğu ve ondan miras olarak aldığı bilgilerin içerisinde ol gunlaştığı besbelliydi.
Fatma Aliye, tarihimizde gerileme dönemi olarak nitelendirilen devre deki ulusumuzun felâketlerini, mes lekten yetişmiş, bir tarih uzmanı gi bi bilirdi.
Fatma Aliye Hanım, daha sonraki ziyaretlerimin birinde, bana, vaktiy le Kadınlara Mahsus Gazete, T e r cümanı Hakikat, İkdam, Sabah ga zetelerinde yayınlanan bazı maka lelerin kupürlerini armağan etmişti. Bunlar arasında ilginç konular var dı. İstanbul'da 7 yıl yaşayan bir Fransız yazarının ülkesine dönünce yayınladığı Doğu Kadınları İle Batı Kadınları adlı kitap. Türk kadınları hakkında ipe sapa gelmez ve tü müyle hayal mahsulü konuları kap sıyordu. Fatma Aliye, bu eserin ya- zorı Emil Julyar'a bir açık mektup yayınlamıştı. Batılıların yaşamını, tarihini, dilini, bir Batılı yazar kadar bilen Fatma Aliye'nin bu uzun eleş tirisi — kendisinden dinlediğinde gö r e — Fransızcaya çevrilmiştir.
İLK KADIN HATİBİMİZ
İlk kadın romancımız, düşünürü müz, çevirmenimiz, araştırmacımız olan Fatma Aliye Hanım, aynı za manda hatipti de. 1897 yılında Türk- Yunan savaşı dolayısıyla, askerlere ve asker ailelerine yardımı amaçla yan fcemiyet-i İmdadiye'yi o kur muştur. Bu vesileyle yaptığı konuş malar. yardımın sağlanmasında et ken olmuştur.
İlmî ve millî konularda yaptığı ko nuşmaların biri de İstanbul'un Türkler tarafından zaptının yıl dönü müne rastlar. Birinci Dünya Savaşı' nın belirdiği günlere rastlayan bu konuşma. Harbiye Nâzın Enver Pa- şa'nın himayesinde. Millet Tiyatro- su'nda tertiplenen bir müsamerede yapılmıştır. Fatma Aliye'nin bu ta rihî hitabesi, güçlü ve göğüs kabar tıcıdır. O yılların gazetelerinde ya yınlanan bu hitabe, bugünkü jene rasyonun anlayabileceği dil sadeli ğinden uzaktır. Aslında Fatma Ali ye'nin bütün yazılarında yaşadığı devrin gereği olarak, Arapça ve Farsça kelimelere fazla yer veril miştir.
ÖLÜM TARİHİNDE YAPILAN HATALAR
Fatma Aliye Hanımla ilgili olarak, görebildiğimiz, yayınlarda, üzüntü duyduğumuz bir konuya değinmek istiyoruz.
Bütün ansiklopediler, büyük ka dın yazarımız Fatma Aliye'nin ölüm tarihini yanlış yazmışlardır. Kimi, o- nu. 1924'te, çoğunluğu 1926'da öl dürmüşlerdir! Oysa Fatma Aliye Ha nım — cenaze töreninde bulundu ğum ve kendisi hakkında o günler de bir makale yazdığım için, kesin olarak belirtmek isterim k i— 1936 yılının temmuzunda vefat etmiş tir (•).
Ölümü üzerine M. Turhan ile ben den başka, yazı yazan pek olmadı. Basınımız da ölümünü haberler a- rasında verdiler.
Gerçek böyle olmasına rağmen, hiç bir araştırma zahmetine katlan. maksızın, ölümünün 50. yılıymışça sına bazı yazılar yayınlanması üzü cü bir olaydır. Bu ünlü Türk kadı nını, gerçek ölümünden 10 yıl önce öldürmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu olay, yurdumuzda, yakın tarihi mizde bile, araştırma zahmetine katlanılmadığını kanıtlamaktadır. Dileğimiz, bilgili ilgililerin, büyük ka dın edibimiz Fatma Aliye'yi. ölümü nün 50. yıldönümü olan 1986 tem muzunda anmalarıdır. Münevver
FATM A ALİYE Hanım 50 yaşında...
Türk kadınlarının bu saygı değerli liği göstereceklerine yürekten ina
nıyoruz. ■
(• ) Fatma Aliye Hanım tarihçi Cevdet Pa- şa'nın ikinci çocuğu ve ilk kızıydı. Ağabeyi Ali Sedat, Sultan Abdülhamit devrinde, ömür leri uzun olmayan, bazı gazeteler yayınla m ıştı. Berideki şecere kopyasına göre, 1857 yılında doğmuştur. Fatma Atiye 1864 yılında doğdu, 1936 yılında 72 yaşında öldü. Ken disinden 4 yaş küçük olan ktzkardeşi Emine Sem i ye Hanım da ilk kadın gazeteci terim iz dendi. Şairliği de vardır. Avrupa'da uzun y ıl lar eğitim görmüş, gizli Osmanlı İttihat ve Terakki Fırkasıyla ilişki kurmuş olan ilk ka dındır. Aynı zamanda Kızılay teşkilatında fahri hemşirelik yapan ilk kadınlarımızdan sayılır. Cumhuriyet döneminde bazı okullar da edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Fatma Aliye'nin üç kızından b iri, yuvasından ko pup yurt dışında kaldı. Ünlü kadınımız Fat ma Aliye'nin son yıllardaki asabi hali ve çev resinden uzak yaşamı, belki de bu yüzden dir. Fatma Aliye Hanım 'ın, bir kızından to runları vardır. Sanırım bunlardan b iri, ta nınmış bir sanatkârımızın eşidir.
FATMA Aliye Hanım’ın eşi Faik Pa şa Z. Abdülhamid'in yaverlerindendi.