• Sonuç bulunamadı

Unutulmayan eleştirmen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Unutulmayan eleştirmen"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15 MAYIS 1983

L’^ H ıO a

Mehrrsed

KEMAL

POLİTİKA

<e

gresi

Unutulmayan Eleştirmen

Edebiyatta olsun, sanatta olsun üstatlar dönemi çoktan kapandı. Yaklaşık bir elli yıl var ki kimsenin kimseye üstat dediği yok! Çık­ sa da- ne diyen, ne denilen ciddiye alıyor. Sa­ nıyorum üstat deyimini yozlaştıran, değerden düşüren Nazım Hikmet’tir. Nazım, BabIâli’ye gel­ diğinde, yazarından yazı müdürüne, mürettibin- den musahhihine, idarecisinden muhasebecisine değin önüne kim çıkarsa üstat diye seslenirmiş. Öyle olmuş ki, herkes birbirine üstat demeye başlamış ve üstat sözü ayağa düşmüş. Biz. üs­ tat sözünün iyice ayağa düştüğü döneme yetiştik. Üstat, elbette, dilimizdeki usta karşılığı kul­ lanılıyor, bir değeri oluyordu. Değerini iyice yi­ tirmiştir. Artık kime üstat deseniz kızıyor, alı­ nıyor.

Nurullah Ataç, üstat sözüne kızanların ba­ şında gelirdi. Ünlü eleştirmenimize kitaplarını gönderenler saygınlık olsun diye üstat yazdılar mı deliye dönerdi. Bir şiir kitabı çıkarmıştım, kızsın ve dikkatini çeksin diye üstüne «üstada saygılarımla» dedim. Sen misin diyen, kitabı bana vermek için günlerce cebinde taşımıştı. Sanıyorum bir cenazede idik. Yanına çağırdı, ce­ binden kitabı çıkararak, «Benimle alay mı edi­ yorsun? Al şunu, üstüne doğru dürüst bir şey yaz!» diye kızgınlıkla geri vermişti.

Gençtim, alıngandım, ben de yenisini ver­ medim. Ama, biliyordum ki kitabı okumuştu.

Çalışkan bir eleştirmen olan Asım Bezirci dostum, Nurullah Ataç’m yaşamını, kişiliğini, eleştiri anlayışını, bazı yazılarını içeren kitabını Varlık yayınlarından çıkardı. Nurullah Ataç’ta ilgilenecek olanlar her şeyi derli toplu bu kitap­ ta bulabilirler. Ataç, 17 Mayıs 1957 yılında, 59 yaşında ölmüş. Demek 26 yıl oimuş, zaman ne tez geçiyor.

Ataç’m ilk imzası 1921 yılında «Dergâh» dergisinde görünmüş. Şiirler yazdığını bi' ’oruz. Çoğu yazarlar gibi şair olarak ortaya çıkmış. Tanıdığımda şair olduğunu saklar, şair olarak anılmayı istemezdi. Biz de Dergâlı’ta çıkan şiir­ lerini bilmezdik. Sonradan Ataç üstüne yazılan kitapların birinde topluca şiirlerini gördüm. Pek yetenekli bir şair değilmiş. Bunu kendi de bili­

yor ki, gizlermiş.

Asım Bezirci, yalnızlık, üzünç, özlem, umut­ suzluk ve ölüm duygularıyla dolu olan şiirlerin­ den bir dörtlüğü göstermiş:

Sanki bu saatlar örülmüş gamla, O kadar ruhumuz melal içinde! Ürper, ey sevgilim! ürper ve ağla! Tahattur saati vuruyor işte.

Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in bir yıldız gibi parladığı bir dönemde böylesi şiirler dök­ türene pek kulak asacaklarını sanmıyorum. Ken di de biliyor ki, yarıda kesmiş.

Falih Bıfkı Atay’a sonsuz bir saygısı vardı. Zaten ilkin, elinden tutarak, 1922 yılında. Ak­ şam gazetesinde yazmasını sağlayan da Falih Rıfkı olmuş. Bizim şair olarak görünmeye baş­ ladığımız yıllarda Falih Rıfkı Atay’ın başyazar­ lık ettiği Ulus gazetesinde sürekli yazması da bundan olacak.

Sinirli, geçimsiz, önüne gelenle dargın du­ ran. tedirgin bir davranışı varaı. Elinden tuıüp üne kavuşturduğu şairlerle de darıldığını bili­ yoruz. Genç yazar ve şairleri korurdu. Kızı, duygulu yaşamını, inceliklerini dile getiren bir kitap yazdı. Merak edenler okuyup daha çok bilgi edinebilirler.

Cumhurbaşkanı iken İsmet Paşa’nm be­ ğendiği, önem verdiği bir yazardı. Köşke çevir­ men olarak alınmasının bu saygınlıkta yeri vardır. CHP’ye bağlıydı. Dilin sadeleşmesine bü­ yük emeği geçmiştir. «Dil işine sonradan giriş­ tim» diye yazar. «Ben öztürkçe İçin nice ka­ zançlarımı teptim, rahatımı kaçırdım. Üzdüm kendimi, adımı deliye çıkardım.»

Köşkte çevirmenken öğle yemeklerini îs- met Paşa ile yermiş. Bayar geldiğinde sofrasına almamış, sıradan görevlilerin yanma gönder­ miş. Demokratlara kırgınlığı bu yüzden olacak. Köşkte barınamayacağını anladığında, emekli­ liğe değin kalmasını Nadir Nadi sağlamış. Ce­ nazesi görkemli oldu. İsmet Paşa, siyasetçiler ve sanatçılar bulundu. Etkinliği yitmi.ven bir yazar­ dır.

Taha foros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nitekim çıkan bütün eleştirilerde de bu böylece belir- tiliyor” 10 ama Hayati Asılyazıcı için bunun da, “İnançla inkâr etmek için inkâr edilene hiç bakmamış olmak

Çocuk oyunları üzerine oldukça erken dönem derleme çalışması olan Yusuf Ziya Demircioğlu’nun (1934) Anadolu’da Eski Çocuk Oyunları adlı çalışmasında

15 Ocak 1921 de kurulan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin Seydişehir şubesi Eşraftan Nafiz Bey’in baş- kanlığında, Adil Bey, Said Bey, Mehmet Ali Efendi, Müftü Efen- di,

Aillaud Kulelerinin askeri gizleme yöntemleriyle ade- ta buharlaştırılarak gökyüzüne yükselebildiği 1980’li yıllarda, -11 yaşındayken (1966) Yeni Ahit’ten ‘Dağdaki

Özel sayımızın konu başlıkları 31.Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresinde Hemşirelik oturumunda sunulan “Kanıta Dayalı Hemşirelik

Yeni- köy’deki güzel evini, ailesini, sofrasını çok özlemiş besbelli.. Ama özlemi din­ medi, yolda bir kaza geçirerek yaşamını

Gelişmekte olan ülkeler grubu için yapılan analiz sonuçlarına göre de tasarruflar ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmaktadır.. Bu

Fatma Nur Mollaalioğlu: Türkiye’den Suriye’ye Gerçekleşen Göçlerin Tarihsel Boyutu 21 bağları bulunan çok sayıda Türkmen, Müslüman ya da Sünni’nin öldürülmesi üzerine