• Sonuç bulunamadı

Köy Enstitüleri nasıl kuruldu, nasıl kapatıldı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Köy Enstitüleri nasıl kuruldu, nasıl kapatıldı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

18 N İS A N 1970

Köy Enstitüleri nasıl

kuruldu, nasıl

kapatıldı

!

Y A Z A N :

MEHMED KEMAL

«Köy Enstitülerinin

30. kuruluş yıldönü­

mü dün bütün Tür­

kiye’de çeşitli kuru­

luşlar tarafından dü

zenlenen

törenlerle

kutlanmış ve yapılan

konuşmalarda

Köy

Enstitülerinin Türk

eğitim tarihindeki ö-

nemli yeri anlatılmış

tır. Bilindiği gibi Köy

Enstitüleri 17 Nisan

1940 tarihinde özel

bir kanunla

kurul-K öy Enstitüleri, bundan 30 yıl önce, 17 Nisan 1940’da Türkiye Büyük M illet Meclisi’nce kabul edilen özel bir kanunla kurulmuş tur. Kanun tasarısı komisyonlar­ dan geçtikten sonra, öncelik ve ivedilikle görüşülerek kabul edil­ miştir.

Sonradan bilinen sebeplerle K ö y Enstitüleri önce yozlaştırıl­ mış, sonra da tamamen kapatl- mıştır. K ö y Enstitüleri Kanunu­ nun Meclis’teki görüşülmesi sı­ rasındaki tutanaklara baktığımız saman, o zamanki başkanın şöy­ le konuştuğunu görürüz:

* — Komisyon, K öy Enstitüleri Kanununun bugün ve ivedilikle görüşülmesini öneriyor. Yüksek oylarınıza sunuyorum. Kabul e- denler... Etmiyenler... Kabul e- dilm iştir...»

Böylece taşanımı görüşülmesi çoğunlukla kabul ediliyor ve ve Meclis’ten çıkıyor. Tasarının görüşüldüğü oturumda söz is- tiyenler: Osman Şevki Uludağ (K on ya), Kazım Nami Duru (Manisa), Hakkı Kılıçoğlu (M uş), İbrahim Alaattin Gövsa (İstanbul) ve Fikret Atlı (G i­ resun) dır.

M illi Eğitim Bakanı olarak da Haşan A li Yücel öne sürülen eleştirileri cevaplandınyor. 1940 da henüz çok partili demokratik yaşamaya geçmediğimiz için, ko­ misyonlardan geçmiş ve kabul edilmiş b ir kanun tasansma pek itirazda bulunanlar çıkmıyor. Partinin güdümünü ve yönetimi elinde bulunduranlan ne derler­ se Meclisinde buna uyduğunu gö rüyoruz. Konuşan milletvekilleri M illi Eğitim Bakam Haşan Ali Yücel’e ve K ö y Enstitülerinde emeği geçen İsm ail Hakkı Ton- guç’a övgüler sunuyorlar. Daha sonrasını biliyorsunuz, durum değişince de sövgüler sunmuşlar­ dır.

KÖYDEN KÖYE Kanun tasarısının görüşülmesi sırasında Osman Şevki Uludağ şunları söylüyor:

« — Şehir hayatına, lüks haya­ ta alışmış inşam köyün yoksul­ lukla dolu çevresine atmak mümkün olmuyordu. Doğu ille­ rimizde çalışmak söz konusu ol­ duğu zaman biz daima fedakâr­ lık isteminde bulunuyorduk. Fe­ dakârlık gerekçesini hükümetin kanun tasarısının gerekçesinde de görmekteyiz. Öğretmenleri köylere, yoksunluk çevrelerine atmaya hükümet de imkân gör­ memektedir. Böyle olunca, bura­ dan yola çılanca, köy öğretmen­ lerinin ve köy ustalarının kendi yaşadıkları çevrelerden yetiştiril­ melerinde zorunduk vardır. Ka­ nun bu zorunluktan doğmakta­ dır. »

TOPRAĞA SEVGİ Kazım Nami Duru ise düşün­ celerini şöyle açıklıyor:

« — Bana göre, K öy Enstitüleri, memlekette bilimsel olarak köy­ lüyü kalkındırmak ve köylüyü e- ğitmek için büyük bir girişim­ dir. Girişim köylüyü kentlere ge­ tirmek değildir. Köylünün köyü­ ne, toprağına sevgi ile sarılması için köyüne bağlı kabnası için yapılmıştır. Bu kanun tasarısını Meclise getirdikleri için Haşan Ali Yücei’e teşekkür ederim. Bu konuda çok çalışan bir arkadaşı var, İsmail Tonguç onu da say­ gıyla anarım.»

Konuşmalar böyle geçiyor. Bu konuşmalara iki kez söz alarak, M ülî Eğitim Bakam Haşan Ali Yücel özetle şu cevabı veriy o r

Y E N İ B İR S IN IF YARATM IYO RUZ «Yeni bir sınıf doğurma soru­ nu söz konusu değildir. Parti programında yazıldığı gibi aslın­ da rejim im iz sınıf ve imtiyaz ka­ bul etmez. Yalnız yamaşa bakı­ mından ister kabul edelim, ister etmiyelim mesleki zümreler var­ dır. Çiftçi vardır, demirci var­ dır, tüccar vardır, memur var­ dır. Bunlar çabşma ve iş züm­ releridir. Onları üretici, kendi tarlasında ve çevrelerinde kuv­ vetli yapmak, üretici gücünü artırıp memleketin sosyal düze­ yine kadar ekonomik seviyesini yükseltmektir. Bundan ötürüdür ki, yeni bir sınıf yaratmak söz konusu değildir.

30 B İN ÖĞRETMEN ( ... ) Yeni alacağımız öğrenci İle kadrosunu 3 bine çıkaracağı­ mız Köy Öğretmen Okulunu bu enstitüler içine katmakla bu yıl ve bundan sonraki 4 yıl içinde ve 5 yıl sonra 3 bin mezun ver­ meğe başlayacağız. 10 yıl için­ de 30 bin hoca elde etmiş ola­ cağız. Yetiştirdiğim iz hocaları geçindirme bakımından ayn bir yol tutmayı zorunlu gördük. 30 bin öğretmeni gerek yetiştirmek, gerek maaşlamak, bugünkü ba­ reme göre geçimlerini sağlamak, zaman bakımından, yüz yıllara muhtaçtır. Çünkü biz kent öğ­ retmen okullarından yılda 500 - 600 öğretmen almaktayız. Böyle olursa asırlarca beklemek gere­ kiyor.

( ... ) Kanunu kabul ettiğiniz için yüksek kurulunuza bütün içtenliğimle, bütün yüreğimle, bu tarihî anda, en derin şükran­ larımı sunarım.»

Kanun kabul ediliyor ve Köy Enstitüleri kuruluyor. Beş yıl sonra demokrasi de geliyor. On­ dan beş yıl sonra iktidar değişi­ yor. Ondan sonra özel bir ka­ nunla kurulmuş olan K öy Ensti­ tüleri özel bir kanunla kaldırılı­ yor.

30 yıl sonra özlemi çekilen K öy Enstitüleri yeniden kurula­ bilir mi? Kanımızca kurulamaz. O günkü ortam ve koşullan bir daha bulmak mümkün değildir.

muş, daha sonra da

çeşitli nedenlerle ka­

patılmıştır. Yandaki

sütunlarda Köy Ens

titülerinin kuruluşu

ile ilgili bir yazıyı o-

kuyacaksınız...»

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, modellenen betonarme çerçeveli bir yapıda beton dayanımının etkinliğini belirlemek amacıyla, beton dayanımı 18MPa’dan önce 12MPa daha sonra 10MPa

Ahmet Altıner, Enstitülerdeki “ iş içinde eği­ tim ” uygulamasını şöyle özetliyor: “ Köy Enstitüleri çokamaçlı bir okuldu.. Öğretmen yetiştiriyordu,

Başarısız devlet ve devletin başarısızlığı kavramları sadece doktrin ya- zarları tarafından tartışılmamakta, Dünya Bankası (World Bank), Birleşik Krallık

Tarık Acar «Yarasalar ışıktan korkar.. Her ikisi de kabir­ lerinde rahat ve huzur

Sekiz yaşıma geldiğimde ise Bilim Çocuk dergilerinin bana biraz daha çocukça geldiğini fark ettim ve anla- yıp anlamayacağımı görmek için bir Bilim ve Teknik dergisi

Tuba Sarıgül Antarktika’daki Peninsula Yarımadası’nın kuzey ucundaki Danger Takımadaları’nda 1,5 milyondan fazla Adélie pengueninden oluşan bir koloni

Her biri çürümüş birer ‘kurum ’ olan, tekkeler yaşantısından, m em urlara ve nazırlara padişah ihsanları ve avantalarından, herkesin birbirini jurnal etmesi

“San’ata Dair” yazısında ise, Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne ilgisizliği, du­ yarsızlığı ve sevgisizliği belirtir: “...Ben bile, ben ki evinde hayli zengin