• Sonuç bulunamadı

Bira üzerine tartışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bira üzerine tartışma"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4

M illiy e t

FORUM

17 HAZİRAN 1984

Osman

Taner Özcan

VÖNETEN

AROLAT—Savın konuklar, bugün yapacağımız tar­ tışmada beş kişi olmayı umuyorduk. Ancak, Efes Pilsen yetkilileri katılmadıkları için bu tartışmayı birlikle yürü­ teceğiz. Bilindiği gibi, bira konusundaki tartışmalar Mec- lis’te hafta içinde çıkan yasayla bir anlamda noktalandı. Ikiyüzelli lehçe, 41 aleyhte ve yirmibeş çekimser oyla bi­ ra satışı ruhsata bağlandı. Ancak, bu yasayla konu bir anlamda yeni bir aşamaya geldi. İsterseniz, öncelikle bu yasa tasarısını hazırlayanlar arasında yer alan İsmail Da- yı’dan kendisini bu öneriyi hazırlamaya yönelten faktör­ leri rica edelim.

DAYI—Türk ulusu bir manada inanç sistemi nede­

niyle alkolden korunmuştur. Bu sebeble başka uluslarla kıyas etmek tutarlı değildir. Beni bira konusunda bu ya­ sayı hazırlamaya götüren düşünce biranın son yıllardaki tırmanışıdır. 6 Kasım öncesinde ben bunu bu kadar bil­ miyordum. Ama, seçimlerde köy köy, kasaba kasaba do­ laşıp kahvelerin halini görünce bu konuya eğildim. Birçok parlamenter arkadaşımın tesbitiyle de böyle olduğunu gör­ düm. Kahvede önündeki oyunu bile takip etmeyen, bi­ rayla meşgul bir gençlikle karşılaştım. Bu köyde de böyleydi. Birçok hastalıklar erken başlarsa insan ömrü­ nü kısaltır. Meselâ romatizma, çocukluk çağında başlar­ sa çok çabuk kalbe ulaşır. Bira da kolay içildiği için az alkollü olması dolayısıyla erken çağda içilmeye başlanı­ yor. Bu insan ömrünü kısaltıcı,alkolizme kolayca götü­ rücü bir unsur oluyor. Gündüzleri içilmeye başlandığı için, diğer alkoller gece içildiği için, tırmanış süratleniyor.

AROLAT—Bu süratlenmeyi rakamla ifade etmek

mümkün mü?

DAYI—Tabiî. İstatistikler bunu gösteriyor. 70-80 ara­

sında Türkiye’de yüzde 350 oranında bir bira artışı var. Hollanda’da yirmi yılda yüzde 276’lık bir artış görülü­ yor. Onu bile geride bırakıyoruz. Bugün birçok büfede, okulların yanında gençleri şişe yarışında görüyorsunuz. Kimi “ Bugün üç şişe içtim, beş şişe içtim” diyor. Genç insanlar ne miktarda alırsa alsınlar alkol eğitime, tekni­ ğe, düşünce yapısına yönelen bir tehlike oluyor. 6 Kasım seçimlerinde bu kadar genişlediğini sezdiğim için yasa ta­ sarısı hazırladım. Milletvekili arkadaşım Altunakar da bir tasarı hazırlamışlar.

AROLAT— Sayın Altunakar, yasa tasarısı verirken sizin düşünceleriniz neydi?

ALTUNAKAR: Ben bir milletvekili olarak Meclis’e

geldiğimden beri bana bir hayli neşriyat ve mektup gön­ derildi. Tetkik ettim. Milletvekilinin haiz olduğu selâhi- yeti hangi maksatlarla kullanması yolunda bir takım ricalar, tenbıhler ve istekler vardı.

AROLAT: Yani millet size uyanlar yaptı...

ALTUNAKAR: Evet. Bunların içinde bir tanesi de bi­

ranın geniş şekilde halka yayılmış olduğuydu. Köylerde, köy kahvelerinde biranın sirayet ettiğini, delikanlıların traktörü bırakıp kahvelerde bira içip videoda müsteh­ cen film seyretmek suretiyle yaygın bir iptilaya düştük­ leri bu mektuplarda yazılıydı. Şahsen benim mıntıkamda bu nispette değildi. Ama, bu sebeple mevzuu ele aldım.

AROLAT: Efendim bu konuda yapılmış bir araştır­ ma var mı?

ALTUNAKAR: Bazı çalışmalar var. Ben de bir vazi­

fe telakki ederek vekillerimin bir emirleri, bir temennile­ ri. bir arzulan olduğu için bu mevzua eğildim. Eğitimcilerle görüştüm. Gazeteleri takip ettim. Yeşilay’dan gelen ya­ zıları tetkik ettim. 10 sene içinde yüzde 350 artış olduğu yazılıydı. Bu, tekzip de edilmedi. Bu müpteladan gençle­ rin kurtulması için tasarıyı verdim.

AROLAT: Sayın Koç, siz bu görüşlere ne diyorsunuz? KOÇ: Efendim öncelikle ben bira sanayiinin tarihin­

den bahsetmek isterim. Bundan 4 bin sene evvel, yani M.Ö 1900 yıllarında Hintlilerin bira ürettikleri bilinmekte. Ve bunun halkın beslenmesinde büyük rol oynadığı da çe­ şitli kitaplarda yazmakta. OsmanlIlarda da malt üretimi var. Arpa suyu adıyla bira yapıldığı belgelerle sabit. Ay­ rıca, Tatar bozası denilen yüzde 2-7 alkollü bir içki de ekmeğin fermantasyonu ile elde edilirmiş. Cumhuriyet dö­ neminde bira sektörü 1930’lu yıllarda faaliyete geçmiş. İlk fabrika 1933'te kurulmuş. 1970’li yıllarda yayınlanan bir kitapta da biranın sıhhî, diyabetik ve besleyici oldu­ ğu belirtilmiş. Hükümetler de 5 yıllık kalkınma planla­ rında malt endüstrisine büyük ağırlık vermişler. Bu kitapta bu konu yer almakta.

AROLAT— O kitap hangi hükümetçe yayınlanmış? KOÇ— 1965 yılındaki hükümet tarafından yayınlan­

mış. Üzerinde İGEME (İktisadî Geliştirme Merkezi) ya­ zıyor. O dönemde 5 yıllık planda 33 milyon litre olan kapasitenin 67 milyon litreye, 2 misline çıkarılması pren­ sipte kabul ediliyor.

AROLAT— Şu anda üretim kapasitesi nedir? KOÇ— 430 milyon litre seviyesinde.

AROLAT— Son plandaki rakamlara göre üretiminiz ne durumda?

KOÇ— Planın altında üretim yaptık.

AROLAT— Sayın Dayı, isterseniz sizden genel ola­ rak alkollü içkiler konusunda ve biranın bunlar arasın­

daki yeri konusunda görüşünüzü alalım.

DAYI— Alkol kullanımında bir artış var. Fakat, bi­

ranın devreye girmesiyle çok geniş topluluklara doğru bir yayılma oldu. Lise, hatta ortaokul çağında geleceğin ümidi olan nesle yayıldı. Basında bir genç atlet, “ Atlar arpa yer

iyi koşar, ben arpa suyu içiyorum iyi koşuyorum" diye

bira reklam edilebildi. Hürriyet gazetesi bir haberinde, “ Biracı olduk, bira şişeleri bakkal dükkânlarında gazoz­ dan çok satılmaya başlandı” haberini verdi. Gazeteniz Milliyet’te yayınlanan yazısında büyük otorite Ord. Prof. Sayın Fahrettin Kerim Gökay, “ Almanya’daki alkolik­ lerin hemen hepsi bira içerek buna müptela olmuşlardır” diyordu. Bira alkol aliminin ilk basamağını teşkil eder. Ben hastaneleri bilen bir insan olarak söylüyorum eski­ den alkolikler 50-60 yaşında olurlardı. Şimdi tedavi gö­ ren alkoliklerin yaş ortalaması 28-30. Bu da durumun va­ hametini ortaya koymakta.

Altunakar:

"Bira sarfiyatında on yıl

içinde yüzde 350 artış

oldu"

AROLAT— Sayın Koç, sizin bu konudaki düşünce­

niz nedir acaba?

KOÇ— Beyler fikirlerini ortaya koyarken hiçbir ra­

kamsal belgeye dayanmadılar. Size Devlet İstatistik Ens- titüsü’nün 1984’te yayınladığı bir istatistikten derlediğim rakamları açıklamak isterim. 4 yıllık istatistiklere baktı­ ğımızda 1980 ve 83 sonunu kapsayan bu rakamlarda bi­ ra 4 yıl içerisinde sadece yüzde 27’lik, yani 1980 yılında 253 milyon 905 binden, 1983 yılı sonunda 322 milyon 582 bin litre tüketime sahip olmuş. Ağır alkollü içkilere gel­ diğimizde eskiden beri söylediğimiz sözleri tekrarlayaca­ ğım: Biranın teşvik edilmesindeki nedenlerden en başta gelenlerden biri de ağır alkollü içkilerin durdurucu, ya­ vaşlatıcı özelliğini getirmek içindir. O rakamlardaki ge­ lişmelere baktığım ızda ağır alkollü içkiler diye sınıflandırdığımız rakı, votka ve cin, 1980 yılında 49 mil­ yon 15 bin gibi bir tüketim rakamına sahip iken, 1983 yı­ lı sonunda 47 milyon 217 bin gibi bir sayıya inmiş. Bu şekilde de 4 senede biranın teşvikiyle yüzde 4 bir puan düşmesine ulaşmıştır, istatistikler saf alkol tüketiminin 1960 ile 1970’ü yıllarda bira, şarap ve ağır alkollü içki­ lerdeki...

AROLAT— Yani içki dışı alkol miktarını kalmıyor­

sunuz değil mi?

KOÇ— Hayır. Katmıyoruz. İstatistikler I960’lı 1970’li

yıllarda saf alkol tüketiminin yılda yüzde 6 seviyesinde arttığını ancak 1970’den sonra bira sektörü gelişmeye baş­ ladıktan sonra bu rakamın yıllık artış hızı olarak yüzde

3’e indiğini belgeliyor. Biz 4 senelik rakamlara bakarsak 1980 yılında toplam alkol miktarı 32 milyon 13 bin iken, 1984 yılına girerken 1983 yuh sonunda bu rakam 34 mil­ yon 152 bin gibi çok cüzi bir artışa getirilmiştir.

AROLAT: Ağır alkollü içkiler önünde bira size göre

bir sel mi meydana getirdi?

KOÇ— Evet bir tezdir. Buradaki rakamlar devletin

bize vermiş olduğu rakamlardır. Bunu ispat ediyor. An­ cak burada nüfus artışı da dikkate alınldığında bu göre­ vin çok daha yüksek bir oranda başarıya ulaştığı görülüyor.

AROLAT— Rakam olup olmadığını bilmiyorum ama

yine de sormak istiyorum acaba içki kullananların birey bazında sayısal değerlendirmesi var mı efendim?

KOÇ— Yok efendim. Sayın Dayı, ağır alkollülerde

de bir artış var ama bira gibi değil demişlerdi. Ağır al­ kollü içkilerden cin 1980 yılında 720 bin litre tüketilirken Türkiye’ye gelen tonik imalâtı ile bu rakam şu anda 3 mil­ yon 110 bine ulaşmıştır. Yani 100 gibi bir indeks alırsak '980 yılında, 1983 yılında bu rakam indeks olarak 432 gibi bir rakama ulaşmıştır. Bu üzerinde durulması gere­ ken en önemli bir sıçramadır. Bunun nedenlerini herhal­ de arkadaşlarım bundan sonraki çalışmalarında dikkate alacaklardır.

DAYI— Dünyada prensip olarak alkol itibarı sadece bira ile değildir. Tüm alkol ihtiva eden maddelerden Türk insanının korunmasına taraftarım. Alkol önce iradeyi za­ yıflatır, sonra sinir sistemini zedeler ve ondan sonra or­ ganlara zarar verir. Sadece biranın değil bütün alkolün Türk toplum undaki tahribatını önlemek gerekir. 1933’lerde Tekel’ce bira fabrikası Ankara’da kurulmuş­ tur. 1969’da serbest bira üreten teşebbüslere izin verilmiştir ve 1974’lü yıllara kadar da bira İçişleri Bakanlığı’nın tebliğ ve talimatı içinde alkollü içkiler gibi sayılarak ruhsata bağlı olmaya devam etmiştir. 1974 senesinde Erciyes Biracılık ve Malt Sanayi A .Ş.’nin açmış olduğu Danıştay’daki bir davada biranın alkollü içki sayılacak bir prosedüre bağlı olmadığı kararlaştırılmış ve bana göre barajın kapakları o zaman patlamaya başlamıştır.

AROLAT— Bu yasa önlem dışında birşey getirecek

midir, ya da bu yasadan en başta yapılması gereken var mıdır

DAYI— Zannediyorum bunu tamamlayıcı bir takım

tedbirlerin getirilmesi gerekir. Çünkü, olay çok ciddidir. Amerika’da 21 yaşından küçüklere alkollü içki satan bak­ kalın bizim paramızla 2 milyon lira para cezasına çarptı­ rılacağını bugünkü gazetelerde okudum. İsveç ve Norveç gibi ülkelerde böyledir. Çünkü, dünyanın her yerinde bu büyük bir sorundur ve gençliği düşünen milletler, tedbir alacaklardır. Bir ara, bira alkollü içki değildir gibi bir mü­ dafaa ortamı getirilmişti. Hiç kimse artık bunu müdafaa edemiyor. İşin enteresan tarafı bira içenler, likör kadehi ile bira içmiyorlar. Yâni çok büyük bardaklarla bir nevi hammallık yaparak alkol almaya başlıyorlar. Araştırdım

ve gördüm ki, bira alan kişiler tatmin olmadığı için bira­ nın içine farkedilmeyen diğer bazı alkol ihtiva eden içki­ ler konuyor. Bunların da kahvehanelerde ilâve edildiğini tespit ediyoruz. Gittikçe alışan ve her gün bir şişe derken iki şişe, üç şişe, beş şişe gibi yarışmaların sonunda genç­ liği nereye getireceği belli.

AROLAT— Bira artık belli yerlerde satılır hale gel­ di. Bundan sonra alınması gereken başka önlemler ne­ lerdir?

DAYI— Ben iki noktaya temas edeceğim. Türkiye’­

de bu karar arpa üretimini etkiler dediler. Tamamen yan­ lış. Arpa yıllardır ülkemizde çok fazla kullanım sahası olan ve bugün hayvan yemi olarak da sıkıntısını çektiğimiz bir konu. Şerbetçi otu ekenleri tedirgin eder dediler. Bir bi­ ra şirketinin 1979’da yayınladığı istatistikte şerbetçi otu­ nun kullanımı 413 ton olarak görülüyor. Türkiye’deki üretim ise, 280 ton. Demek ki,üst tarafı döviz karşılığı ithal ediliyor. Görülüyor ki, şerbetçi otu ekenlerin mağ­ dur edilmesi de söz konusu değil.

Şimdi biz neslimizi korumakla mükellefiz. Atatürk, “ sağlıklı, yarınları emanet edebileceğimiz ve her mânâ­ da şuurlu bir genç nesil özlemiştir. Buğulu dumanlarla alkol kadehinin hayali içinde yarınını kurtaramaz Türk gençliği. Bu teşekküllerin arzuları elbetteki ticaret. Ama Türk insanına, Türk gençliğine zarar verecek bu ticarî ya­ tırımlarını başka alanlara yöneltebilirler. Gelecek için ön­ lem almak gerekir. Bu eğitim ile olabilir. Aynı şekilde, kanunî boşlukların doldurulması gerekir. Sadece birada değil, başka öneriler varsa, getirilmesi gerekir. Değerli milletvekili arkadaşımın bahsettiği gibi, video ve bira, köy kahvelerini sarmıştır. Video seyredilen yer sadece delikan­ lıların doldurduğu bir yer değil. Diğer köylülerin de top­ landığı yer.

AROLAT— O zaman video için de bir önlem var mı? DAYI— Efendim çok ciddî bir mesele. Türkiye için

düşünülmesi gerekir. Bence telif haklarından başlayarak bu meseleye eğilinmesi gerekir. Sonuç olarak ben herke­ sin meşru zemin içinde para kazanmasına taraftarım . İs­ teyen hakkını kendisi de savunabilir. Gayet tabiî savunmanın da şekli vardır. Bu kazanç zemini içinde baş­ kalarına zarar verilmemelidir.

AROLAT— Sayın Altunakar, sizin bundan sonra alın­

ması gereken önlemler konusunda önerileriniz var mı? Bundan sonra gelişme ne olacak, ne yapılması gerek?

ALTUNAKAR— Akol bakımından bugün için bu ka­

nun çıkmıştır efendim. Tatbikatım göreceğiz. Kanunlar milletlerin ihtiyaçlarından doğar. Eğer bu kanun kâfi nis- bette tedbir getirmiyorsa elbette ki yeni tedbirler düşü­ nülebilir.

AROLAT— Bu alanda Sayın Dayı'nın da görüşleri­ ni alalım? İsterseniz reklam önlemesinden söz edin, tele­ vizyonda alınan önlemin dışında gerekirse yeni önlemlerin alınması...

*t«tüjrt

* .

Tuborg Genel Müdürü İbrahim Koç (solda), Osman S. Arolat (soldan ikinci) ile yasa teklifi sahipleri MDF Diyar­ bakır Mi'.'etvekili Mahmut Altunakar (sağdan ikinci) HeANAPBalıkesir Milletvekili İsmail Dayı (sağda).

BİRA ÜZERİNE TARTIŞMA

DAYI— İnsan zekâsını açacak saraylarda içilen bir unsurmuş gibi gençliğin özenebileceği şekilde reklam edil­ di. Çünkü gençler gözleme önem verirler. Bunu âdeta tak­ lit ederler. 18 yaşından küçükler için bu reklamlar zararlıydı ve nitekim iki gün önce öğrendiğimize göre rek­ lamda da birincilik ödülü almış bira reklamı. Öylesine ba­ şarılıydı bu reklamlar. Ama gençliğin zararına, gelecek neslimizin zararına başarılı bir reklam.

AROLAT— Sizin bir anlamda bundan sonrası için ne­ ler olacağına dair görüsünüz var mı?

KOÇ— Konuşmalar içerisinde geçen bazı tezlerle il­ gili görüşlerimi ortaya koymak istiyorum. Konuşmamı­ zın devamı boyunca bira alkollü içki olarak ve yüksek alkollü içkiler ile aynı sınıflanmış gibi mütalâa edildi. Bu konuda gayet açık bir değerlendirme bazı var. Bu değer­ lendirme bazı da içindeki alkolün miktarı. Türk Standart­ ları Enstitüsü’nün ortaya koyduğu gibi birada alkol miktarı yüzde 3 ilâ 5 seviyesindedir. Diğer içkilerde me­ selâ şarapta 12 ilâ 18 derece arasındadır. Ağır içki dedi­ ğimiz rakı, votka ve cin gibi içkilerde de bu asgarî yüzde 40’ın üzerinde bir alkol derecesine sahiptir. Peki, biz yüzde 3 ile 4 alkol ihtiva eden bir içki ile yüzde 40 alkol ihtiva eden içkiyi aynı disiplin içerisinde mi tutacağız? Bugün şıra üretiliyor ve İzmir Fuarı’na gelin fuar zamanında hal­ ka açık olarak satılıyor. Şırada yüzde 4 seviyesine kadar alkol vardır. Bu da Gıda Maddeleri TUzüğü’nde geçer. Şöyle yazıyor: Yaş ve kuru üzüm şırasında bulunabile­ cek alkol miktarı hacmen yüzde 4. Bu madde 473’te, Gı­ da Maddeleri Tüzüğü’nde geçen bir konu. Aynı şekilde sirke, bugün kaşık ile kullanılıyor. Alkol oranı bütün de­ ğerlendirmelerde fende, ilimde tasnifi belli bazı rakam ­ lar getirir. Bu rakam bira için veya alkollü içkiler için yapılacak baz alkol miktarıdır. Siz, şırayı az kullanıyo­ ruz derseniz, o zaman herhalde kahvelerimizde şıra içil­ meye başlanacak. Bu şekilde değerlendirmemek lâzım...

DAYI— Yani biri büyük bardakla içiliyor diğeri ka­ şıkla...

Dayı:

"Sadece biranın değil,

bütün alkolün Türk

toplumundaki

tahribatını önlemek

gerekir”

KOÇ— Pardon efendim boza da herhalde kaşık ile

içilmiyor. Bu arada siz şu anda üretici durumunda olan firmalara, gençliğin sağlığını tehdit ediyor diye bir hücum­ da bulundunuz.

DAYI— Değişik anlamda öyle oluyor efendim. KOÇ— Anlam netice ile olur. Biz katî surette böyle S |

bir şey kabul etmeyiz. Bu Türkiye’de değil, bütün dün­ yada üretiliyor, hafif alkollü içki olarak üretiliyor.

DAYI— Evet ama mücadele ediliyor.

KOÇ— Biz bu sektöre yatırım yaparken, devletin gö­

rüşü ile ülkelerde yapılan uygulamaları da ilmin, fennin, bilimin ve tıbbın yapmış olduğu değerlendirmeleri gözö- nünde bulundurarak bu yatırımı yaptık. Bu yatırım dev­ letin ve Türkiye’nin malı olmuştur. Ayrıca sağlığı tehdit edici cümlenizi de hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Şer- betçiotçularınıetkilemez dediniz.bende şerbetçiotuüreti- cileri adına Dereköy muhtarı, Küçük Elmalı köyü muhtarı, Ümraniye köyü muhtarı, Pazaryeri mahallesi muhtarı adına yazılmış mağduriyetleri ile ilgili bir sürü şey var. Ben ayrıca reklamlar ile ilgili konuyu da getir­ mek istiyorum. Çünkü reklamların çok zararlı olduğunu söylediler. Reklam bir pazarlama yöntemi. Bugün tele­ vizyon reklamının etkili olduğunu hepimiz biliyoruz, ama şunu soruyorum, biz Avrupa Ekonomi Topluluğu’na gir­ meyi planlamış, bu yolda yürüyen, bu yönde adım atmış, adımını geri çekemeyecek bir duruma gelmiş bir ülkeyiz.

DAYI— Bira ile mi gereceğiz efendim?

KOÇ— Siz girdiğiniz zaman onlar, siz burada bira rek­

lamı yapamaz mısınız diyecekler?

DAYI— Yapar ama, genç nesli özendirici bir şekilde

yapılmaz herhalde.

KOÇ— Teşekkür ederim, ben de bunu söylemek is­

temiştim.

DAYI— Bugün Türkiye’de esas derdin büyüğü rek­

lamın gençliğe yönelmiş olmasıdır. Sizin görmemenizi hay­ retle karşılıyorum.

KOÇ— Burası tartışma konusu değil efendim. DAYI— Ben sağlığa zararlı her şeye karşıyım.

AROLAT— Biraz sert olmakla beraber sonuçta ken­

di görüşlerimizin yansıyabileceği bir durum ortaya attı­ nız. Sîzlere çok teşekkür ederim efendim

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

kullanılan bira mayası, alkol üreten bir maya türü olduğundan alkolsüz bira..

Gerçekten, bizden ayrı sayılmaması için yorgunluğa katlandı, açlığı istedi, susuzluğu reddetmedi, istirahat edebilmek için uyumayı kabul etti, acılara

Görüşümüze göre, Yönetim Kurulu’nun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgiler ile Yönetim Kurulu’nun Grup’un durumu hakkında denetlenmiş olan

Bu çalışmalarda incelendiğinde, doğal ve yapay kaynaklı afetlerden sonra veya insan kaynaklı olarak toprak, yer altı suyu/yüzey suları, maden işleme atık

Joav Asher Nachshon, Benjamin Haim Rotenberg, Shlomo Graziani and Ronnie Kobrovsky are appointed as members of Board of Directors in the General Assembly Meeting held on 26th

Removal of exclusivity rights for sales and marketing activities in outlets with a Competition Board decision continued to be affecting Turk Tuborg in domestic market in the

Based on the decision of Board of Directors made on October 23, 2008, Joav Asher Nachshon, Benjamin Haim Rotenberg, Shlomo Graziani and Ronnie Kobrovsky are appointed as members

Şirket’in sermaye yapısını yansıtan toplam pay sayısı ve oy hakkı bilgilendirme dokümanında belirtilmiş, Genel Kurul Toplantısı yapılmasına ilişkin Yönetim Kurulu