I
£
•¡yet
d i G e n e l Y a y ı n Y ö n e t m e n i : O r h a n E r i n ç • G e n e l Y a y ın K o o r d i n a t ö r ü : H ik m e t Ç e t in k a y a 9 Y a z ıiş le r i M ü d ü rü : İ b r a h im Y ıld ı z • S o r u m lu M ü d ü r : F i k r e t İ lk iz 9 H a b e r M e r k e z i M ü d ü r ü : H a k a n K a r a 9 G ö r s e l Y ö n e tm e n : F i k r e t E s e r İs tih b a ra t: C e n g iz Y ıld ı r ım 9 E k o n o m i: Ö z le m Y ü z a k • K ü ltü r : H a n d a n Ş e n k ö k e n • S p o r: A b d ü lk a d i r Y ü c e lm a n 9 M a k a le le r : S a m i K a r a ö r e n 9 D ü z e lt m e : A b d u lla h Y a z ıc ı 9 F o to ğ r a f : E r d o ğ a n K ö s e o ğ lu 9 B ilg i- B e lg e : E d ib e B u ğ r a 9 Y u r t H a b e r le r i: M e h m e t F a r a ç Y a y ın K u r u lu : I lh a n S e lç u k ( B a ş k a n ) , O r h a n E r i n ç , H ik m e t Ç e t in k a y a , Ş ü k r a n S o n er , İ b r a h im Y ıld ız, O r h a n B u r s a lı , M u s t a f a B a lb a y , H a k a n K a r a . A n k a r a T e m s ilc is i : M u s t a f a B a lb a y A ta tü r k B u lv a r ı N o : 1 2 5 , K a t:4 , B a k a n l ı k l a r - A n k a r a T e l: 4 1 9 5 0 2 0 ( 7 h a t) , F a k s : 4 1 9 5 0 2 7 9 İ z m i r T e m s ilc is i : S e r d a r K ız ık , H . Z i y a B lv . 1 3 5 2 S . 2 / 3 T e l: 4 4 1 1 2 2 0 , F a k s : 4 4 1 9 1 1 7 9 A d a n a T e m s i l c i s i : Ç e t in Y iğ e n o ğ lu , İ n ö n ü C d . 1 1 9 S . N o : l K a t : l , T e l: 3 6 3 1 2 11 , F a k s : 3 6 3 12 15 M ü e s s e s e M ü d ü r ü . Ü s t ü n A k m e n 9 K o o r d i n a t ö r : A h m e t K o r u i s a n 9 M u h a s e b e : B ü le n t Y e n e r 9 İd a re : H ü s e y in G ü r e r 9 S a tış : F a z i l e t K u z a M E D Y A C : • Y ö n e t i m K u r u l u B a ş k a n ı - G e n e l M ü d ü r : G ü l b i n E r d u r a n # K o o r d i n a t ö r : R e h a I ş ı t m a n # G e n e l M ü d ü r Y a r d ı m c ı s ı: S e v d a Ç o b a n T e l : 5 1 4 0 7 5 3 - 5 1 3 9 5 8 0 - 5 1 3 8 4 6 0 - 6 1 , F a k s : 5 1 3 8 4 6 3 a n s ı, B a s ın v e Y a y ın c ılık A .Ş . T e l: ( 0 /2 1 2 ) 5 1 2 0 5 0 5 (2 0 h a t)n b ul. P K . 2 4 6 - S irk e c i 3 4 4 3 5 İ s ta n b u l F a k s : ( 0 /2 1 2 ) 5 1 3 8 5 9 5 www.cumhuriyet.com.tr 20 MART 2000 İmsak: 4.34 Güneş: 6.01 Öğle: 12.19 İkindi: 15.41 Akşam: 18.23 Yatsı: 19.44
Kültür varlıklarım topluma kazandıran 77 yıllık TURİNG, Maliye’nin kıskacında iflas.noktasına geldi
Gülersoy, İstanbul’u terk ediyor
CANER ÖZTÜRK_____________
İstanbul ’da yok olmak üzere olan pek çok tarihi eseri restore ettirerek halka açan, kültür ve tabiat varlıklarını top luma kazandıran TURİNG Otomobil Kurumu, ayakta kalma savaşımı veri yor. İstanbul Büyükşehir Belediye sin in TURİNG’e ait tesislere el koy masının ardından Maliye’nin, kurumun vergi muafiyetini kaldırması ve geri ye dönük vergilerle cezaların tahsili ne girişmesi, TU RlN G’i 250 milyar liralık borç batağına soktu. Kurum, 64 milyar lira değerinde antika eşya satışından sonra, Büyükada’daki Ah met Emin Yalman Köşkü’nü de 150 milyar liraya satışa çıkardı. TURlNG Genel Müdürü Çelik Gülersoy ise ken disi için İstanbul’un artık bir önemi kal madığını belirterek kentten uzaklaşa cağını söyledi.
Bugüne kadar pek çok tarihi esere
hayat veren ve hiçbir kâr amacı taşı mayan 77 yıllık TURİNG, Maliye’nin uyguladığı vergiler nedeniyle iflas et me noktasına geldi. Kurulduğundan bu yana vergiden m uaf tutulan kurum yıllar önce bir vergi müfettişinin “TU-
RÎNG’in vergi ödemesi gerekir” şek
lindeki raporu nedeniyle son 2 yıldır vergi ödüyor. Turizm sektörünün dar boğazdan geçtiği bir dönemde kurum önce elindeki antika eşyaları satışa çı karttı, elde edilen para, borcu ödeme ye yetmeyince 2. derecedeki mülkle rin satışına başlandı.
Bugüne kadar satılmak zorunda ka lan antika eşyalar için “Bu kurumun
değil,Türkiye’nin kaybıdır” diyen TU
RlNG Genel Müdürü Çelik Gülersoy, hayali ihracatçıdan, hırsızdan alınama yan vergilerin kendilerinden tahsil edilmeye çalışıldığını savundu. Gü lersoy, Ahmet Emin Yalman Köşkü’ne, değerinin yarısının altında fiyat biç
tiklerini, vergi borçları nedeniyle ku rumun asıl görevinden uzaklaştığını ve kültür sanat faaliyeti yapamaz duru ma geldiğini ifade etti. TURİNG’in yurtdışında, özellikle 1980 ile 1995 yıl ları arasında ülkenin en zor günlerin de Türkiye’yi çok iyi tanıttığına inan dığını belirten Gülersoy, kurumun
için-► TURİNG, Maliye’ye
olan vergi borcunu ödemek
için 64 milyar lira değerinde
antika eşya satışından sonra,
Büyükada’daki Ahmet Emin
Yalman Köşkü’nü de 150
milyar liraya satışa çıkardı.
TURİNG Genel Müdürü
Çelik Gülersoy, “ Bu
kurumun değil, Türkiye’nin
kaybıdır” dedi.
de bulunduğu durumla ilgili olarak Başbakan Bülent Ecevit’e bir rapor yazdığını ama henüz bir cevap ala madığını kaydetti.
“Tanıtmaysa, bu ülkeyi tanıtmanın dik âlâsını biz yaptık” diyen Güler
soy, İstanbul Büyükşehir Belediye- si’nce ellerinden alınan köşkler, kasır
lar, turizm tesislerinin bugünkü du rumunun çok üzücü olduğunu, bura ların turizmden ve dış yayınlardan koptuğunu belirtti. Seyahat acentele rinin, “oraya turist götürürsek Türki-
ye’nin yanlış resmini sunmuş oluruz”
düşüncesiyle bu tesislere artık turist getirmediğini kaydeden Gülersoy şöy le konuştu: “Bizim zamanımızda o te
sislere herkes geliyordu. Şimdi bura ya tek bir görüşe sahip olan insanlar geliyor. Örgü örer gibi ilmik ilmik yap tığımız şevler bir anda gitti. Üzülecek olan şey, İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi’nin tesislerimize el kovması değil, Türkiye’de bu kadar bağnaz, dışa ka palı, binlerce yılın ölçülerine saplanıp kalmış insanların hâlâ olması.”
İstanbul’un son 5-6 yıldır sistemli bir şekilde yok edildiğini, kentin eski halini bilenlerin şimdilerde azap çek tiğini iddia eden Gülersoy, İstanbul’un bugününü yaşamaktan son derece mut
suz olduğunu vurguladı. Kentin eski güzelliğine kavuşması konusunda hiç bir umudunun bulunmadığını söyle yen Gülersoy, şehir dışında kendisi ni daha huzurlu hissettiğini ve Saros K örfezi’ne yerleşmeyi planladığını belirtti. Gülersoy şöyle devam etti: “İs
tanbul, artık inşaat teknolojisi dış gö rünüş bakımından dünyanın en bo zuk yeri. Nüfusun büyük çoğunluğu yoksul, ısınmak için kalitesiz yakıt kullanıyor. En hurda otomobiller, en kötü tekneler zararlı gazlan savura rak şehrin dört bir yanında dört dö nüyor. Önceleri nefes aldığımızda ze hirlenmiyorduk. Şimdi temiz hava nın ne demek olduğunu şehrin dışın da anlayabiliyoruz. Kapalı bir evelet dışarıya çıkmak isteyen kuşlar, peı cereye çarpar yere düşer, sonra bi daha dener. Ben de o durumdayım. B zamanlar çok sevdiğim bu kentt artık uzaklaşacağım.”
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ro s Arşivi