BEKRİ
^ ^
^
w _
Ç E $ NIC
Levent’t i
atice
Ocakbaşı
Bahçe Ocakbaşı'nda lezzet eski, dekor yeni...
L
event’in Nispetiye Caddesi’ne paralel olan güzel Çalıkuşu sokağına baktı ğımda hep geçmişi anımsıyorum.Biz- ler genç lise öğrencileri iken orada Levent Kulubü vardı. Lise’nin ve aynı zamanda Galatasaray’ın atletizm takımının üyeleri kışları, Nispetiye caddesi’nin Etiler istika metine giderken bomboş olan sağ tepele rinde kros antremanına gider ve orada soyunurduk. Asude bir semtti o zamanlar Levent .Etiler ise tam dağın başı olarak kabul edilirdi. O kadar ki, Etiler’in iki katlı evlerinde yanyana oturan zama nın ünlü müzisyenlerinden Sadi Işı-lay ile Safiye Ayla oraya yazlığa
gelirlerdi. Yukarıda da belirttiğim gibi, Nispetiye caddesinin deniz tarafı taa Ortaköy ile Beşiktaş sırtlarına kadar bomboştu.
Bütün bu anlattıklarım çok değil, 35 yıl öncenin olayları.
Sonra İstanbul’un o başdöndürücü büyümesi içinde, her taraf doldu.
Önce Etiler’in Nispetiye caddesi ü- zerindeki binaları restoran ve işyeri ne dönüştü bu gelişme Levent’e doğ ru sarkmaya başladı ve cadde sek senli yılların ikinci yarısında artık “Flamin
go Yolu” olarak anılmaya başlandı.
Bir ikinci yıldır eğlence yerlerinin ve lo- kantların yoğunlaşmaya başladığı yer ise artık, Çalıkuşu Sokağı olmuştur. Sokağa bu adın verilmesi ise orada Reşat Nuri Güntekin’in, halen eşi Hadiye Hanım ile kızı Ela Güntekin’in oturdukları bir yüzü de, Nispetiye Caddesine bakan bir evi ol masıdır.
Çalışıkuşu Sokağı artık, GalatasaraylI lar Evi Darülşafakalılar Evi ve çeşitli eğ lence yerleriyle restoranların bulunduğu bir merkez haline geldi.
Ben oraya daha çok, İstanbul’un en güzel Pubı olan, orijinal İskoç biraları ol duğu kadar, malt viskilerin de en seçkin lerinin bulunduğu, North Shield ‘e uğra mak için gider oldum.
Geçenlerde, yine North Shiled ‘de otu rurken, oraya Baraton Kulübünün öbür üyesi arkadaşları ile mekan tutmuş bulu nan İstanbul barlarının şık müdavimi Kür- şat Bey dostuma rastladım. Ona, yurt dı şından gelen bir arkadaşımı çıkışta ke bapçıya götürmek istediğimi söylediğim de, bizi kendisi aldı ve yolun karşısındaki modern döşenmiş, Bahçe Ocakbaşı'na
götürdü.
Bahçe Ocakbaşı, çok geniş alana kurul muş yeşil ağaçlıklı bir bahçede zevkli bir dekorasyon içinde kebap yenen bir yer. Tabii kışlık bölümü de var ve orası da in sanı rahatsız edecek hiç bir zevksizliğin bulunmadığı geriş bir mekan.
Ocakbaşı kebapçılarını genellikle hep sevmişimdir.
Bizde kebaba dudak bükülm esini de hep haksız bulmuşumdur. Kebap Anadolu
Türk Arap ve OsmanlI mutfağında her za man seçkin yeri olan bir türdür. Elleme o- dun kömüründe cızır cızır kızartılan etler e- ğer iyi de seçilmişler ise, sağlığa her za man sanıldığı kadar zararlı değildirler.
Ocakbaşı Kebapçılar İstanbul’a Ada- na’dan 1960'lı yılların sonlarında gelmişler dir. Bunların öncülerinden Pala ‘nın yerine geçmişte, yalnız Yaşar Kemal gibi Adana lIlar, Mehmet ve Gürbüz Barlas gibi An- tepliler değil, zaman zaman Haldun Ta ner gibi İstanbullular da giderlerdi.
Ocakbaşı Kebapçısının keyfi, Ocakba- şı’nda çıkar. Ancak bu keyfin bir de bedeli vardı eskiden, bir kez ocakbaşına gittiniz mi, ondan sonra tüm üstünüzdekileri iki gün süreyle, havalandırmanız gerekirdi.
Biz Bahçe Ocakbaşı’nda bütün bunları
yine göze olarak tezgahın başına kuruldu ğumuzda farkettik ki, buranın fevkalade iyi olan havalandırması yüzünden, artık üstü nüzün kokması tehlikesi de yoktur.
Bahçe Ocakbaşı'nın bir özelliği de, ke baplarının yanısıra çok zengin bir zeytin yağlılar açık büfesinin olması. Turşusun dan salatasına kadar herşeyin bulunduğu bu açık büfede mevsimin bütün zeytinyağ lılarını , bu arada humusu bulmak müm
kün.
Buranın bir özelliği de artık hayal olan, gerçekten kömürde yapılmış yaprak dö nerin bulunması. Bir de her kebapçıda ol mayan bıldırcın var.
Doğrusu bu kadar çok çeşidin bulun ması ilk anda, kebapların gerçek lezzetle ri konusunda insanı tereddüte düşürmü yor değil. Hemen düşünmeye başlıyorsu
nuz “sakın burası çağa uydurulmuş,
sitilize edilmiş bir yer olmasın” diye.
Hiç merak etmeyin, Bahçe O-
cakbaşı, ocakbaşında çalışan
Mehmet,Şaban ve Muzaffer Us talar’ında gayretleriyle has bir ke bapçı.
İçli köfteden, çiğ köfteye, bum bardan fındık ya da büyük lahma cuna, ezmeden gavurdağı salata sına kadar bir kebapçıda bulun ması gereken herşey var. Hatta bu arada listede yer almayan ve o- kurlarım a sa lık verebileceğ im , közde soğan ile hazırlanmış sala ta da bulabiliyorsunuz.
Dilerseniz önce beğenmediği mizden başlayalım . Ben fın d ık lahmacunu pek beğenmedim.
Ama buna karşılık, hemen önünüzde hazırlanan gavurdağı salatası, yine gözü nüzün önünde közlenen patlıcanlarla ya pılan patlıcan söğürmü yani fazla ezilme miş sıcak sıcak sunulan patlıcan salatası enfesti.
Bu arada çöp şiş ile kaburganın da çok güzel olduğunu söylemek isterim.
Bildiğimiz klasik kebaplar da lezzetli ve güzel hazırlanmışlardı.
Klasik kebapların yanında, ayrıca kuzu şiş, pirzola ( tabii kuşbaşı da tabir edilen terbiyeli şişi saymıyorum çünkü o klasik kebaplar içinde ) ile bonfile ,piliç bonfile ve kaşarlı köfte de bulabiliyorsunuz.
Tatlılar bölümüne geçince, eğer iyi bir kebapçının tatlıları arasında başköşeyi tu tan künefeyi isteyecekseniz bunun 25 da kikada pişirileceğini bilmenizde yarar var.
Kısacası, Bahçe Ocakbaşı ailenizle eşi nizle dostunuzla gidebileceğiniz mekan olarak da, lezzet olarak da gerçekten hoş bir yer. Gitmeden telefonla yer ayırtılması zorunlu değilse de ya ra rlı.
BAHÇE OCAKBAŞI ÇALIKUŞU SOKAK NO. 1
LEVENT . TEL. 280 31 53 279 93 93
29 MAYIS 1994 ■ FİESTA SAYFA 33
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a To ros Arşivi