• Sonuç bulunamadı

İLK TÜRK MATBAASI'NDAN GÜNÜMÜZE BASKI TEKNİKLERİNİN TÜRK GRAFİK TASARIM EĞİTİMİNE YANSIMALARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLK TÜRK MATBAASI'NDAN GÜNÜMÜZE BASKI TEKNİKLERİNİN TÜRK GRAFİK TASARIM EĞİTİMİNE YANSIMALARI"

Copied!
120
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜZEL SANATLAR EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI MÜZĐK ÖĞRETMENLĐĞĐ BĐLĐM DALI

MÜZĐK EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI ÖĞRENCĐLERĐNĐN PĐYANO ESERLERĐNĐ EZBERE ÇALMA BAŞARILARINDA

ANALĐTĐK EZBERLEME YAKLAŞIMININ ETKĐLĐLĐĞĐ

DOKTORA TEZĐ

Hazırlayan Özgür EROĞLU

Ankara Aralık, 2010

(2)

GÜZEL SANATLAR EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI MÜZĐK ÖĞRETMENLĐĞĐ BĐLĐM DALI

MÜZĐK EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI ÖĞRENCĐLERĐNĐN PĐYANO ESERLERĐNĐ EZBERE ÇALMA BAŞARILARINDA

ANALĐTĐK EZBERLEME YAKLAŞIMININ ETKĐLĐLĐĞĐ

DOKTORA TEZĐ

Özgür EROĞLU

Danışman: Prof. Nevhiz ERCAN

Ankara Aralık, 2010

(3)

i

ANALĐTĐK EZBERLEME YAKLAŞIMININ ETKĐLĐLĐĞĐ başlıklı tezi 17.12.2010 tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Müzik Öğretmenliği Bilim Dalı’nda DOKTORA TEZĐ olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı Đmza

Başkan : Prof. Dr. Meral TÖREYĐN ……….

Danışman : Prof. Nevhiz ERCAN ……….

Üye : Doç. Dr. Belir TECĐMER …..………..

Üye : Doç. Dr. Cansevil TEBĐŞ …….….………..

(4)

ii

Araştırmanın her aşamasında bilgi ve yardımlarını eksik etmeyen değerli hocam ve danışmanım Prof. Nevhiz ERCAN’a, çalışmadaki eksik yönlerin giderilmesinde fikirleriyle önemli katkıda bulunan değerli tez izleme komitesi üyeleri Prof. Dr. A. Meral TÖREYĐN ve Yrd. Doç. Dr. Leyla ERCAN’a ve araştırmanın bir çok aşamasında katkıda bulunan ve bana yol gösteren Doç. Dr. Belir TECĐMER’e teşekkürlerimi sunarım.

Araştırmanın yönteminin planlanması aşamasında yardımlarını esirgemeyen, maalesef aniden aramızdan ayrılan sevgili hocam Doç. Dr. Rıdvan SÜER’i saygıyla anarım.

Araştırma süresince desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen Doç. Dr. Cansevil TEBĐŞ’e, SPSS programının kullanımında ve istatistiklerde bana yardımcı olan değerli arkadaşım Öğr. Gör. Dr. Özge Gençel ATAMAN’a, performans değerlendirmesine katılan Arş. Gör. Elif GÜVEN’e, önçalışmaya gönüllü olarak katılan Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı 3. sınıf öğrencilerine ve deneysel çalışmaya gönüllü olarak katılan Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı 3. sınıf öğrencilerine de teşekkürü bir borç bilirim.

Ayrıca, akademik çalışmalarıma her zaman destek olan ve bu araştırma süresince de ilgi ve yardımlarını esirgemeyen sevgili anne ve babama sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(5)

iii ÖZET

MÜZĐK EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI ÖĞRENCĐLERĐNĐN PĐYANO ESERLERĐNĐ EZBERE ÇALMA BAŞARILARINDA

ANALĐTĐK EZBERLEME YAKLAŞIMININ ETKĐLĐLĐĞĐ

EROĞLU, Özgür

Doktora, Müzik Öğretmenliği Bilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Nevhiz ERCAN

Aralık 2010, 120 sayfa

Bu araştırmanın amacı, müzik eğitimi anabilim dalı öğrencilerinin piyano eserlerini ezbere çalma başarılarında, analitik ezberleme yaklaşımının etkisini araştırmaktır. Araştırmanın modeli; eşitlenmemiş kontrol gruplu “yarı-deneysel model”dir. Araştırmanın evrenini; Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem grubu ise; aynı anabilim dalında 2009-2010 öğretim yılında 3. sınıfta öğrenim görmekte olan öğrencilerden seçilen 22 öğrenciden oluşmaktadır.

Deney aşamasında, örneklem grubu, biri deney diğeri kontrol olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Deney için seçilmiş olan iki parçadan birisi, öntest aşamasında her iki gruptaki öğrencilere ezberlemeleri için verilmiştir. Sontest aşamasında ise diğer parça, kontrol grubundaki öğrencilere ezberlemeleri için verilmiş, deney grubundaki öğrencilere ise bu araştırma için oluşturulmuş olan analitik ezberleme çalışması doğrultusunda araştırmacı tarafından çalıştırılmıştır. Hem öntest, hem de sontest aşamalarında her bir öğrencinin ezber performansının video kayıtları alınmıştır.

Deney aşaması sona erdikten sonra, alınmış olan tüm performans kayıtları, bu araştırma için hazırlanmış olan değerlendirme ölçeği aracılığıyla üç uzman tarafından değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda elde edilen veriler, SPSS programı

(6)

iv

Araştırmanın sonucunda, analitik ezberleme yaklaşımının, müzik eğitimi anabilim dalı öğrencilerinin piyano eserlerini ezbere çalma başarılarını olumlu yönde ve önemli ölçüde etkilediği anlaşılmıştır.

(7)

v ABSTRACT

EFFECTS OF THE ANALITICAL MEMORIZATION METHOD ON THE ACHIEVEMENTS OF STUDENTS OF THE MUSIC EDUCATION DEPARTMENT

ON PLAYING PIANO PIECES FROM MEMORY

EROĞLU, Özgür

Ph. D., Music Teaching Department Dissertation Advisor: Prof. Nevhiz ERCAN

December 2010, 120 pages

The purpose of the study was to investigate the effects of the analitical memorization method on the achievements of students of the Music Education Department on playing piano pieces from memory.

The model of the research was “quasi-experimental model” based on nonequivalent control group. The population of the research was the entire group of students at the Music Department of Gazi Education College of Gazi University. The sample, 22 students, was selected from the population of the third year students of 2009-2010 academic year.

The subjects included in this study was randomly assigned to either the control group or the experimental group. Two piano pieces selected to use for the experimentation. One of the pieces was given to both groups of students to memorize at the pre-test time. The other piece was given to students of control group to memorize by themselves while the same piece was taught to the students of experimental group by the researcher using analitical memorization method. Each student’s performance was recorded during the pre-test and post-test periods.

(8)

vi

Whitney U Test, using the Statistical Package for the Social Sciences (SPSS).

As a result of the research, it was found out that the effects of the analitical memorization method on the achievements of students of the Music Education Department on playing piano pieces from memory was significant.

(9)

vii

JÜRĐ ÜYELERĐNĐN ĐMZA SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ...… v

ĐÇĐNDEKĐLER ... vii

TABLOLAR LĐSTESĐ ... x

ŞEKĐLLER ve GRAFĐKLER LĐSTESĐ ... xiv

1. BÖLÜM 1 - GĐRĐŞ 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. Amaç ... 3 1.3. Önem ... 4 1.4. Varsayımlar ... 4 1.5. Sınırlılıklar ... 5 1.6. Tanımlar... 6 2. BÖLÜM 2 - KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. Öğrenme ... 7 2.2. Bellek ... 8 2.2.1. Duyusal Kayıt ... 8

2.2.2. Kısa Süreli Bellek ... 9

2.2.3. Uzun Süreli Bellek ... 9

2.2.3.1. Anısal Bellek ... 9

2.2.3.2. Anlamsal Bellek ... 10

2.2.3.3. Đşlemsel Bellek ... 10

2.2.4. Bilgiyi Kodlama ... 10

2.2.5. Bilgiyi Geri Getirme ... 11

(10)

viii

2.3.1.2. Görsel Bellek ... 13

2.3.1.3. Kinestetik Bellek ... 13

2.3.1.4. Teorik Bellek ... 15

2.3.2. Yapısal Analizler ... 16

2.3.2.1. Biçimsel Yapı Analizi ... 18

2.3.2.2. Armonik Yapı Analizi ... 20

2.3.2.3. Melodik Yapı Analizi ... 21

2.3.2.4. Dinamik Yapı Analizi ... 21

2.3.2.5. Parmak Numarası ve El Pozisyonu Analizi ... 21

2.3.3. Müziği Ezberlemede Gruplama ... 22

2.3.4. Performans Sırasında Müziği Hafızadan Geri Getirme ... 23

3. BÖLÜM 3 - YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Modeli ve Deseni ... 24

3.2. Evren ve Örneklem ... 26

3.3.Verilerin Toplanması ... 26

3.3.1. Planlama ve Hazırlık ... 26

3.3.2. Öndeneme ve Geliştirme ... 29

3.3.3 Deneysel Uygulama ve Değerlendirme ... 32

3.4. Verilerin Analizi ... 35

4. BÖLÜM 4 - BULGULAR ve YORUM 4.1. Notaları Doğru Çalabilme Davranışına Đlişkin Bulgular ve Yorum ... 36

4.2. Ritimleri Doğru Çalabilme Davranışına Đlişkin Bulgular ve Yorum ... 40

4.3. Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme Davranışına Đlişkin Bulgular ve Yorum ………... 43

4.4. Artikülasyon Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme Davranışına Đlişkin Bulgular ve Yorum ... 47

(11)

ix

Bulgular ve Yorum ... 54

4.7. Temposunda Çalabilme Davranışına Đlişkin Bulgular ve Yorum ... 57

4.8. Toplam Puanlara Đlişkin Bulgular ve Yorum ... 60

5. BÖLÜM 5 - SONUÇ ve ÖNERĐLER 5.1. Sonuç ... 64 5.2. Öneriler ... 66 KAYNAKÇA ... 68 EKLER Ek 1. Görüşme Formu ... 72 Ek 2. Görüşme Formu ... 73

Ek 3. Derecelendirmeli Performans Değerlendirme Ölçeği ... 74

Ek 4. Deneysel Çalışmada Kullanılan Parçaların Orjinal Edisyonları ... 75

Ek 5. Deneysel Çalışmada Kullanılan Parçaların Düzenlenmiş Kopyaları ... 77

(12)

x

Tablo 1. Seçilen Parçaların Piyano Öğretim Elemanları Tarafından

Kullanılma Durumları ... 27

Tablo 2. Piyano Öğretim Elemanlarının, Ezberleme Başarısının

Değerlendirilmesinde Ölçüt Olarak Belirttikleri Davranışlar ... 29

Tablo 3. Üç Uzman Tarafından Verilen Öntest Puanları

Arasındaki Korelasyon . ... 34

Tablo 4. Üç Uzman Tarafından Verilen Sontest Puanları

Arasındaki Korelasyon ... 34

Tablo 5. Deney Grubunun “Notaları Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 36

Tablo 6. Kontrol Grubunun “Notaları Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin ve Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 37

Tablo 7. Deney ve Kontrol Gruplarının “Notaları Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest Puanlarının

Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 38

Tablo 8. Deney ve Kontrol Gruplarının “Notaları Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Sontest Puanlarının

Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 38

Tablo 9. Deney Grubunun “Ritimleri Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 40

Tablo 10. Kontrol Grubunun “Ritimleri Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

(13)

xi

Tablo 12. Deney ve Kontrol Gruplarının “Ritimleri Doğru Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Sontest Puanlarının

Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 42

Tablo 13. Deney Grubunun “Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 43

Tablo 14. Kontrol Grubunun “Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 44

Tablo 15. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme” Davranışına Đlişkin

Öntest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 45

Tablo 16. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme” Davranışına Đlişkin

Sontest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 45

Tablo 17. Deney Grubunun “Artikülasyon Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme“

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 47

Tablo 18. Kontrol Grubunun “Artikülasyon Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 47

Tablo 19. Deney ve Kontrol Gruplarının “Artikülasyon Đşaretlerini Doğru

Uygulayabilme” Davranışına Đlişkin Öntest Puanlarının

Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 48

Tablo 20. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Artikülasyon Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme” Davranışına Đlişkin

(14)

xii

Tablo 22. Kontrol Grubunun “Nüans Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 51

Tablo 23. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Nüans Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme” Davranışına Đlişkin

Öntest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları ...52

Tablo 24. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Nüans Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme” Davranışına Đlişkin

Sontest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 52

Tablo 25. Deney Grubunun “Bütünlük ve Süreklilik Sağlayabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 54

Tablo 26. Kontrol Grubunun “Bütünlük ve Süreklilik Sağlayabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 54

Tablo 27. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Bütünlük ve Süreklilik Sağlayabilme” Davranışına Đlişkin

Öntest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 55

Tablo 28. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Bütünlük ve Süreklilik Sağlayabilme” Davranışına Đlişkin

Sontest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları ... 56

Tablo 29. Deney Grubunun “Temposunda Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 57

Tablo 30. Kontrol Grubunun “Temposunda Çalabilme”

Davranışına Đlişkin Öntest ve Sontest Puanlarının

(15)

xiii Tablo 32. Deney ve Kontrol Gruplarının

“Temposunda Çalabilme”Davranışına Đlişkin

Sontest Puanlarının Mann Whitney U Testi Sonuçları...59

Tablo 33. Deney Grubunun Öntest ve Sontest Toplam Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları...60

Tablo 34. Kontrol Grubunun Öntest ve Sontest Toplam Puanlarının

Wilcoxon Đşaretli Sıralar Testi Sonuçları...61

Tablo 35. Deney ve Kontrol Gruplarının Öntest Toplam Puanlarının

Mann Whitney U Testi Sonuçları...62

Tablo 36. Deney ve Kontrol Gruplarının Sontest Toplam Puanlarının

(16)

xiv

Şekil 1. Araştırmanın Deseni ... 25 Grafik 1. Notaları Doğru Çalabilme Davranışı,

Sontest – Öntest Karşılaştırması ... 37

Grafik 2. Notaları Doğru Çalabilme Davranışı,

Gruplar Arası Karşılaştırma ... 39

Grafik 3. Ritimleri Doğru Çalabilme Davranışı,

Sontest – Öntest Karşılaştırması ... 41

Grafik 4. Ritimleri Doğru Çalabilme Davranışı,

Gruplar Arası Karşılaştırma ... 42

Grafik 5. Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme Davranışı,

Sontest – Öntest Karşılaştırması ... 44

Grafik 6. Parmak numaralarını Doğru Uygulayabilme Davranışı,

Gruplar Arası Karşılaştırma ... 46

Grafik 7. Artikülasyon Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme Davranışı,

Sontest – Öntest Karşılaştırması ... 48

Grafik 8. Artikülasyon Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme Davranışı,

Gruplar Arası Karşılaştırma ... 49

Grafik 9. Nüans Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme Davranışı,

Sontest – Öntest Karşılaştırması ... 51

Grafik 10. Nüans Đşaretlerini Doğru Uygulayabilme Davranışı,

Gruplar Arası Karşılaştırma ... 53

Grafik 11. Bütünlük Ve Süreklilik Sağlayabilme Davranışı,

Sontest – Öntest Karşılaştırması ... 55

Grafik 12. Bütünlük Ve Süreklilik Sağlayabilme Davranışı,

Gruplar Arası Karşılaştırma ... 56

Grafik 13. Temposunda Çalabilme Davranışı,

(17)

xv

(18)

BÖLÜM 1. GĐRĐŞ

1.1. Problem Durumu

Parça ezberleme, enstrüman eğitiminin önemli bir boyutudur. Çünkü, sağlam bir şekilde ezbere çalmak, bir artistik performansın en önemli yönlerinden birisidir.

Ezberleme işlemi sayesinde müzik, bedende, zihinde ve parmaklarda çok daha sağlam ve güvenilir bir hale gelir. Müziği içselleştirmek için ezberlemek gereklidir. Piyanoda ezberleme, konser performansı açısından ileri seviyedeki öğrenciler için daha önemli bir araç olsa da, başlangıç ve orta seviyedeki öğrenciler için de oldukça önemlidir. Araştırmalar (Rubin-Rabson, 1941; Williamon, 1999), parçaları ezberleyerek öğrenmenin, gerekli olan fiziksel çalışma süresini azalttığı gibi, her açıdan daha yüksek seviyede bir performansın oluşmasını sağladığını da ortaya koymaktadır.

Ezbere çalma çalışması, 19. yy’ın ortalarında Clara Schumann ve Franz Liszt’le başlamış bir yeniliktir. Bu iki piyanist, önlerinde yazılı nota olmaksızın çalarak Avrupa’nın konser salonlarında sansasyon yaratmışlardır. Onların getirdiği bu heyecan verici yenilik giderek bir standart haline gelmiş ve icracının hayatına yeni bir stres kaynağı daha eklemiştir.

Günümüzde ezbere çalma becerisi, bir konser sanatçısının profesyonel becerisinin temel özelliğidir. Ezbere çalma, piyanistlerin olduğu kadar, diğer enstrüman solistlerinin, şarkıcıların ve şeflerin de profesyonel hayatının bir parçasıdır. Hatta öğrenci konserleri ve genç piyanistler için düzenlenen bölgesel yarışmalar bile, müziğin ezberlenmesini şart koşar. Aynı zamanda, hafızadan çalma mecburiyeti, bir çok

(19)

müzisyen adayı için önemli bir engel teşkil eder. Bu mecburiyet, en deneyimli icracılar için bile bir endişe kaynağıdır. Hafıza kopuklukları sıklıkla meydana gelir ve bir performansı kazaya uğratıp, sanatçı için olduğu kadar dinleyici için de kötü bir deneyime sebep olabilir. (Chaffin, Imreh and Crawford, 2002, s.10).

Çok sık karşılaşılan bu durum genellikle, çalınacak olan parçanın tam olarak hafızaya yerleştirilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Oysa, bir konserde veya sınavda icra edilecek olan bir parça üzerinde, daha parçanın ilk çalışılma aşamalarından itibaren sistemli bir ezberleme yöntemi uygulanması gerekir.

Bir çok öğrenci, bir müzik parçasını, parçanın temel prensiplerini anlamayı umursamadan ezberlemeye çalışır. Bu yüzden, ezberleme işi yalnızca yüzeysel olarak yapılmış olur ve ancak kısa bir süre akılda kalır. Ayrıca, bu tür bir ezberleme şekli, stres altında genellikle güvenilir olmaz. Bunun yanısıra, ezberlediği parçayı derinden kavramış olan ve yalnızca teorik içeriği anlamakla kalmayıp, her bir notanın olduğu yere yerleştirilme nedenini söyleyebilecek öğrenciler de vardır. Bu öğrenciler, baskı altında daha sağlam bir performans gösterebilirler ve ezberledikleri parçayı çok daha uzun bir süre akılda tutabilirler. Bu tür bir sağlamlığın nedeni, bu öğrencilerin bilgiyi sadece ezberlemekle kalmayıp, bilgiyi kavramış olmalarıdır (Haydon, 1996, s.341).

Bir çok müzik eğitimcisi ve icracı, performans ve ezberlemeyi geliştirmede en önemli stratejilerden birisi olarak, müzik teorisinin enstrüman çalışmaya uygulanmasını önermektedir (Gordon, 1995; Rickey, 2004; Haydon, 1996; Bastien, 1988; Chaffin, Imreh and Crawford, 2002; Aiello and Williamon, 2002). Bir parçanın tam olarak ezberlenmesi, ancak parçanın yapısının tüm ayrıntılarıyla kavranması sayesinde mümkün olabilir. Bunu sağlamak için, parçanın ilk deşifresi yapıldıktan sonra, parçanın yapısını oluşturan tüm öğeler genelden özele doğru ayrıştırılır. Armonik yapı, melodik yapı ve biçimsel yapının yanında, parmak numaraları ve parmak numaraları da analiz edilir, artikülasyon işaretleri ve nüans değişimleri de özel olarak çalışılır.

Ülkemizde yapılmış olan bazı çalışmalar (Kanizi, 1999; Uzunoğlu, 2006; Eren, 2006), mesleki müzik eğitimi veren kurumlarda enstrüman eğitimi alan öğrencilerin ve

(20)

öğretmenlerinin, ezbere çalmanın öneminin ve gerekliliğinin farkında oldukları, fakat özellikle piyano eğitiminde öğrencilerin büyük çoğunluğunun parça ezberlemekte zorlandıkları ve bu zorluğu giderebilmek için herhangi bir yöntem kullanmaya yönlendirilmedikleri sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bu sonuçtan yola çıkılarak, öğrencilerin müzik teorisi derslerinde kazandıkları armoni ve form bilgilerini çeşitli analiz yöntemleri aracılığıyla çalıştıkları piyano parçaları üzerinde uygulamalarını sağlayacak analitik ezberleme yaklaşımının, ezbere çalma başarılarındaki etkililiğinin sınanması için bir deneysel çalışma yapma ihtiyacı duyulmuştur.

1.2. Amaç

Bu araştırmanın amacı, “Müzik eğitimi anabilim dalı öğrencilerinin piyano eserlerini ezbere çalma başarılarında, analitik ezberleme yaklaşımının etkisi nedir?” sorusuna cevap aramaktır.

1.2.1. Alt amaçlar

Bu araştırmanın alt amaçları;

1. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerindeki notaları doğru çalabilme davranışına etkisi nedir?”

2. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerindeki ritimleri doğru çalabilme davranışına etkisi nedir?”

3. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerindeki parmak numaralarını doğru uygulayabilme davranışına etkisi nedir?”

(21)

4. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerindeki artikülasyon işaretlerini doğru uygulayabilme davranışına etkisi nedir?”

5. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerindeki nüans işaretlerini doğru uygulayabilme davranışına etkisi nedir?”

6. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerinde bütünlük ve süreklilik sağlayabilme davranışına etkisi nedir?”

7. “Analitik ezberleme yaklaşımının, öğrencilerin ezbere çaldıkları piyano eserlerini temposunda çalabilme davranışına etkisi nedir?”

sorularına cevap aramaktır.

1.3. Önem

Bu araştırmanın önemi; ülkemizde bu alanda yapılacak ilk deneysel çalışma olmasından kaynaklanmaktadır. Enstrüman eğitiminin ezberleme boyutuyla ilgili olarak yapılmış daha önceki çalışmaların tümü, durum tespitine yönelik çalışmalardır.

Bu araştırmanın diğer bir açıdan önemi ise; özelde piyano eğitimine, genelde ise enstrüman eğitimine, parça ezberleme ve ezbere çalma boyutları yönünden katkı sağlayabilecek olmasından kaynaklanmaktadır.

(22)

1.4. Varsayımlar Bu araştırmada;

1. Deneysel çalışmaya hazırlık aşamasında başvurulan uzman görüşlerinin samimi olduğu,

2. Örneklemi oluşturan öğrencilerin piyano becerilerinin ve müzik teorisi altyapılarının, uygulanan deney için yeterli seviyede olduğu,

3. Deneysel uygulama için seçilmiş olan parçaların, ölçülmek istenen davranışlar açısından uygun ve yeterli olduğu,

4. Deneysel uygulama için hazırlanmış olan analitik ezberleme çalışmasının, araştırmanın amaçları açısından uygun ve yeterli olduğu,

varsayımlarından hareket edilmiştir.

1.5. Sınırlılıklar Bu araştırma;

1. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı, 2009 - 2010 öğretim yılı 3. sınıf öğrencileri ile,

2. Araştırmanın deney aşamasında kullanılmak üzere bu araştırma için seçilmiş olan Carl Czerny’nin “Tyrolienne” ve Franz Schubert’in “Two Landler, No:2” adlı eserleri ile,

(23)

3. Bu araştırma için seçilmiş olan eserlere yönelik olarak oluşturulmuş analitik ezberleme çalışması ile,

4. Araştırmanın deney aşamasında kullanılmak üzere bu araştırma için hazırlanmış olan değerlendirme ölçeği ile

sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Analitik: Analiz yöntemi kullanan, analiz ile ilgili (http://www.tdkterim.gov.tr)

Analiz: Bir konuyu (maddi veya düşünsel) temel parçalarına ayırarak, daha sonra parçaları ve aralarındaki ilişkileri tanımlayarak sonuca gitme yolu (http://www.tdkterim.gov.tr)

Bilişsel: Bilişle ilgili, zekânın işleyişiyle ilgili, kognitif. (http://www.tdkterim.gov.tr) Çağrışım: Davranışlar, düşünüler ve kavramlar arasında, yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girince ötekini de bilince çekmesi olayı. (http://www.tdkterim.gov.tr)

Ezberleme: Herhangi bir öğrenme konusunu ya da algısal gereçleri daha sonra anımsanacak durumda yineleyerek belleğe yerleştirme (http://www.tdkterim.gov.tr)

Kinestetik : Bedensel, kassal (http://www.tdkterim.gov.tr)

Şartlanma: Yeni bir uyaranın tekrarlanması ile bir yeni uyartıya bir cevap sağlanması tekniği. (http://www.tdkterim.gov.tr)

(24)

BÖLÜM 2.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Öğrenme

“Bir doğa bilimi olan psikoloji’nin, cevaplarını büyük bir titizlikle araştırdığı ana sorularından biri de, insan ve hayvanların yeni davranışlarını nasıl kazandığı ve davranışlarını nasıl değiştirdiğidir. Bu soruları, problemleri bakımından engin bir araştırma alanına sahip olan öğrenme psikolojisi cevaplandırmaya çalışmaktadır.” (Arık, 1995, s.V)

Arık’a (1995, s.64) göre öğrenme; “tekrarlar (yaşantılar – hayat tecrübeleri) ve takviyeye bağlı olarak davranışta meydana gelen ve kalıcılık süresi şartlara göre farklılaşan değişiklik” olarak tanımlanabilir.

Diğer bir çok bilim dalında olduğu gibi, öğrenme psikolojisinde de farklı yaklaşımlar mevcuttur. Bu yaklaşımların günümüzde en yaygın olarak başvurulanları, “davranışçı yaklaşım” ve “bilişsel yaklaşım”dır.

Öğrenmeyi, uyarıcılar ve tepkiler arasında bağlantı kurma olarak tanımlayan davranışçı yaklaşıma göre, öğrenmenin temel mekanizması şartlanmadır. Davranışçılar, öğrenmenin, bireyin davranışlarında meydana gelen gözlemlenebilir bir değişme olduğunu varsayarlar. Öğrenenin zihinsel etkinliklerini, dışarıdan yeterince gözlemlenemiyor olması sebebiyle, gözardı ederler. (Duman, 2004, s.22).

Şartlanmanın insanlarda öğrenmeyi açıklamak için yeterli olmadığını savunan bilişsel yaklaşıma göre ise, yaşantıların sonunda, belirli tepkilerin kuvvetlenmesinden ziyade, hafızada çeşitli bilgi parçalarının oluşturduğu bir bütün veya bir bilişsel yapı

(25)

meydana gelmektedir. Bu yapı, öğrenme durumlarında meydana gelen olayların kaydedilmesi, değerlendirilmesi ve organize edilip saklanmasıyla oluşmaktadır. (Arık, 1995, s.29)

Öğrenmeyi bilişsel açıdan inceleyen kuramlardan biri olan bilgiyi işleme kuramı, insan öğrenmesinde öğrenme sürecini bilgisayara benzetmektedir. Bu kurama göre; insan zihni bilgiyi alır, işler, biçim ve içeriğini değiştirir, depolar ve gerektiği zaman geri getirir. (Subaşı, 1999, s.28)

Bilgiyi işleme kuramına göre öğrenmenin oluşumu şu süreç içinde meydana gelmektedir (Tay, 2005, s.212):

• Uyarıcı, dış kaynaklardan duyular aracılığıyla alınır, • Duyusal kayıtta seçilerek belli formlara dönüştürülür, • Kısa süreli bellekte işlenir,

• Uzun süreli bellekteki ilişkili bilgi, çalışan belleğe geri getirilerek yeni bilgi ile bütünleştirilir ve bu yolla kodlanarak yeni bilgiye anlam kazandırılır,

• Kodlanan bilgi uzun süreli bellekte depolanır.

• Depolanan bilgi, gereksinim olduğunda uzun süreli bellekten geri getirilir.

2.2. Bellek

Bilgiyi işleme kuramına göre üç tür bellek vardır. Bunlar; duyusal kayıt, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak adlandırılır.

2.2.1. Duyusal Kayıt

Çevreden gelen uyarıcılar duyu organları yolu ile duyusal kayda gelirler. Duyusal kaydın kapasitesinin çok geniş olmasına karşın, bilginin burada kalış süresi çok kısadır. Ancak, seçici algı ve dikkat süreçleri ile bu bilgilerin bazıları kısa süreli belleğe transfer edilir (Tarman, 2006, s.35).

(26)

2.2.2. Kısa Süreli Bellek

Duyusal kayıttan dikkat ve algı süreçleri sonunda ayrılan bilgi, sistemin ikinci öğesi olan kısa süreli belleğe geçer. Kısa süreli belleğin kapasitesi yaklaşık 7±2 birimdir. Ancak, gruplama (chunking) adı verilen işlemle, her birimin büyüklüğü arttırılarak kapasite fazlalaştırılabilir. Örneğin; 4 6 7 2 8 1 5 gibi 7 birimlik bir sayı dizisi, 467 28 15 olarak gruplandığında 3 birim haline gelir. Kısa süreli bellekte bilginin kalma süresi yaklaşık 20-30 saniyedir. Kısa süreli belleğe gelen bilgi, yeterince tekrarlandığında uzun süreli belleğe geçer. Geçiş yaptırılamayan bilgi, yeni gelen bilgilerin zorlamasıyla kaybolur (Subaşı, 1999, s.30).

2.2.3. Uzun Süreli Bellek

Bilgiyi işleme modelinde, iyi öğrenilmiş olan bilginin sürekli olarak depolandığı kısıma uzun süreli bellek adı verilir. Kapasitesinin sınırsız olduğu varsayılan uzun süreli bellekte, bilgiler asla kaybolmaz. Ancak bilgi, uygun bir şekilde kodlanmamış ve uygun yere yerleştirilmemişse, geriye getirilmesinde zorluklarla karşılaşılır (Gültekin, 2009, s. 127).

Uzun süreli bellek; anısal bellek (episodic memory), anlamsal bellek (semantic memory) ve işlemsel bellek (procedure memory) olmak üzere üç temel bölümden oluşur.

2.2.3.1. Anısal Bellek

Anısal bellek, yaşantı içerisindeki olayların depolandığı kısımdır. Olayların zamanı, geçtiği yer, içinde bulunan kişiler, olayların akışı ve sonuçları anısal bellekte depolanır. Ağırlıklı depolama şekli zihinsel imgelem şeklindedir (Öztürk ve Kısaç, 2006, s. 285).

(27)

2.2.3.2. Anlamsal Bellek

Anlamsal bellek, uzun süreli belleğin kurallar, genellemeler, kavramlar, problem çözme becerileri gibi bilgilerin yer aldığı bölümüdür. Anlamsal bellekte bilgi, farklı türlerdeki kodların ağ gibi birbirine bağlanmasıyla depolanır. Birçok psikolog, bir bilginin hem görsel, hem de sözel olarak kodlanmasının anımsamayı kolaylaştırdığını kabul etmektedir (Subaşı, 1999, s.31).

Bu konuyla ilgili olarak Ayçiçeği (1996) tarafından yapılan bir çalışmada, uyaranın hafızaya kodlanmasında uyaranın hangi özelliklerinin etkili olduğu araştırılmıştır. Araştırmaya 5–13 yaş gurubundan 545 öğrenci katılmış ve her bir öğrenciyle ayrı olarak çalışılmıştır. Öğrencilere uygulanan tanıma testi; işitsel, görsel ve anlamsal olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır. Elde edilen sonuçlar, 5 yaş hariç olmak üzere 6–13 yaş gurubunda, uyaranın hafızaya kodlanmasında işitsel, görsel ve anlamsal özelliklerin hepsinin etkili olduğunu göstermektedir.

2.2.3.3. Đşlemsel Bellek

Đşlemsel bellek, belli bir işlemin nasıl yapıldığına ilişkin bilgilerin saklandığı bellek bölümüdür. Đşlemsel bellekte işlemlerin basamaklarının oluşması uzun zaman alır, ancak oluştuktan sonra anımsanması çok kolaydır. Örneğin; yüzmenin öğrenilmesi zaman alır, ancak unutulmaz. Đşlem ne denli çok yinelenirse o denli doğal tepkiye dönüşür (Subaşı, 1999, s.32).

2.2.4. Bilgiyi Kodlama

Bilgiyi işlemede en önemli süreç kodlamadır. Kodlama, uzun süreli bellekte varolan bilgi ile kısa süreli bellekteki bilginin ilişkilendirilmesidir. Kodlamanın etkili olması için, bilgi, düzenlenmeli ve yapılandırılmalıdır. Bilgiyi gruplama, tutarlı yapılar oluşturma, kodlamaya yardım eden önemli bir süreçtir. Ayrıca, yeni bilgiyle önceki

(28)

bilgiler arasında ilişki kurulmalıdır. Uzun süreli bellekte varolan şemayla yeni bilgi ilişkilendirildiğinde, hem yeni bilgiye anlam verilmiş, hem de mevcut şemanın anlamı arttırılmış olur. Doğal bağlantının varolmadığı durumlarda, kodlamaya yardımcı olacak bellek destekleyici ipuçları kullanılabilir. Bellek destekleyici ipuçları, çağrışımlar oluşturarak yeni bağlantıların yaratılmasını sağlar (Subaşı, 1999, s.33).

2.2.5. Bilgiyi Geri Getirme

Geri getirme, bilginin uzun süreli bellekte aranıp bulunarak etkin duruma getirilmesidir. Öğrenme sürecinde, eski bilginin geri getirilmesi öğrenme düzeyini etkiler. Çünkü yeni bilgiler eski bilgi ile ilişkilendirilirse anlamlı hale gelir. Doğru kodlanmış bilgiler, mevcut olan şemalarla ilişkilendirilmiş ise, anımsama daha kolay olmaktadır. Bilgi, uzun süreli bellekte asla kaybolmaz. Unutma, geri getirmedeki başarısızlıktır ve bilginin yanlış yerleştirilmesinden kaynaklanır (Subaşı, 1999, s.24).

2.3. Müziği Öğrenme ve Ezberleme

Matthay’a (1979, s.1) göre; ezberleme meselesi, tüm öğrenim, öğretim ve çalışma süreçlerinde hem ilk, hem de son öğe olarak yer alır. Her türlü bilginin kazanımı mutlaka ezberlemeyi gerektirir.

Güvenli bir şekilde ezbere çalmak, bir artistik performansın en önemli yönlerinden biridir. Kişi, çalacağı müziği tamamen bilmelidir ve bu da ancak belli bir süre dikkatli, sistematik çalışmayla mümkün olabilir (Bastien, 1988, s.245).

Başlangıçta müzik, tabii ki yazılı notadan okunur. Daha ilk seferden sonra hafıza şekillenmeye başlar ve notaya bakmak, tek tek notaların okunması eyleminden ziyade, giderek belli noktaların hatırlanması eylemine hizmet eder. Artık notaları okumak gereksizdir, çünkü zaten hem motor, hem de kavramsal hafızaya yerleşmişlerdir. Yazılı nota, basitçe, icracıya zaten bildiği şeyi hatırlatır. Ancak bu hatırlatma işlevi kritiktir.

(29)

Bu işlev olmadan, icracı parçayı tamamlayamaz. Ancak hatırlatma işlevi içselleştirildiğinde ve yazılı nota bir kenara bırakıldığında, parça tam olarak ezberlenmiş olur. Bu durumda, hatırlatma noktaları, motor hafızadan biraz önce, uzun süreli kavramsal hafızadan çalışan hafızaya çağrılırlar ve bu sayede, ilişkili motor hareket gerçekleşmeden önce, dikkat merkezinde tam olarak harekete geçirilmiş olurlar. Ezberleme, bu noktaların ihtiyaç duyulduğunda otomatik olarak çalışan hafızaya geri getirileceğinden emin olma meselesidir (Chaffin, Imreh and Crawford, 2002, s.206).

Williamon (1999) yaptığı bir çalışmada, ezbere çalmanın pratikteki faydalarını araştırmıştır. Bir kısmı müzisyen olmayan, bir kısmı da deneyimli müzisyenlerden oluşturulmuş 86 katılımcıdan, J.S.Bach’ın çello süitlerinden 5 adet prelüdünü çalan bir çellistin farklı koşullarda çekilmiş performans kayıtlarını değerlendirmeleri istenmiştir. Bazıları notadan çalınan performansların yanında, ezbere yapılan bazı performanslarda da, icracının notadan çaldığı izlenimi vermek için boş bir nota sehpası kullanılmıştır. Sonuçta, ezbere yapılan performanslar (bunlara boş sehpayla yapılanlar da dahil), notadan çalınanlara göre önemli ölçüde yüksek puanlar almışlardır. Dahası, deneyimli müzisyenlerden oluşan katılımcı grubunun ezbere yapılan performanslara verdiği puanlar, müzisyen olmayanların verdiği puanlardan daha da yüksek olmuştur. Sonuç olarak, değerlendirme kriterleri göz önüne alındığında, müziği ezberlemenin; “genel kalite”, “müzikalite”, “teknik yeterlik” ve “dinleyiciyle iletişim” açılarından performansa olumlu etkide bulunduğu anlaşılmıştır.

2.3.1. Müziği Öğrenmede ve Ezberlemede Kullanılan Bellek Türleri

Müziği öğrenmede ve ezberlemede kullanılan dört çeşit bellek türü vardır. Bunlar; görsel bellek, işitsel bellek, kinestetik bellek ve teorik bellek olarak sıralanabilir.

(30)

2.3.1.1. Đşitsel Bellek

Đşitsel bellek sistemi, ezberleme işleminin istemsiz bir yönüdür. Bir piyano parçasını çalışırken, parçayı işitsel olarak öğrenmekten kendimizi alıkoyamayız. Çünkü, çalışırken ürettiğimiz sesler, işitsel belleğimizde kendiliğinden depolanır. Bu sistemin güvenilirliği, öğrencinin işitsel algısının gelişim seviyesine göre değişiklik gösterir. Her durumda, ezbere çalarken yalnızca bu sisteme güvenmek tehlikelidir (Haydon, 1996, s.342).

Schlabach (1975), piyano parçalarını ezberlemede işitsel hafızanın rolünü araştırmak ve dört öğrenim yönteminin etkilerini test etmek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Çalışmada birinci yöntem işitsel analiz, ikinci yöntem görsel analiz, üçüncü yöntem hem işitsel hem görsel analiz, dördüncü yöntem ise fiziksel çalışma olarak belirlenmiştir. Çalışmaya katılan 24 kişi 4 ayrı piyano parçasını, her birini ayrı bir günde ve farklı bir öğrenim yöntemiyle çalışmışlardır. Sonuç olarak, hiç bir yöntemin diğerlerine göre anlamlı bir fark oluşturmadığı saptanmıştır.

2.3.1.2. Görsel Bellek

Piyanoda ezberleme işleminin diğer bir yönü de görsel bellektir. Her insan, farklı seviyelerde de olsa, görsel belleğe sahiptir. Bir çok piyanist, belli bir anda çalmakta olduğu müziğin, sayfanın üzerinde nerede yazılı olduğunu bilir. Bu, bazıları için “sayfanın ortalarında” gibi belirsiz, bazıları için ise “dördüncü satırın üçüncü ölçüsünde” gibi kesin bir bilgi olabilir. (Haydon, 1996, s.344)

2.3.1.3. Kinestetik Bellek

Kinestetik bellek, kas belleği olarak da bilinen, bir parçayı çalarken duyulan fiziksel hisleri kaydeden sistemdir. Bu sistem, ezberleme işleminin belki de en önemli sistemidir. Fakat aynı zamanda en güvenilmez sistemi olduğunun da anlaşılması

(31)

gerekir. Bunun nedeni, bedenimizin kinestetik olarak bilinçaltı bir seviyede tepki veriyor olmasıdır (Haydon, 1996, s.342).

Kinestetik bellek, destek bellektir. Öğrenci, bir parçayı kavrama olmadan tekrar tekrar çalabilir ve parçayı öğrenmek için yalnızca otomatik reflekslerine güvenebilir. Bu yöntem, doğru ezberleme için verimli bir yol değildir. Öğrenci, parçayı çalışırken sadece mekanik hareketlerle çalmamalı, düşünmelidir (Bastien, 1988, s.246).

Lim ve Lippman (1990) tarafından ezberleme yöntemlerinin etkililiği üzerine yapılan bir çalışmada, piyano performans anadalı öğrencilerinden seçilen bir grup öğrenciden, bilindik olmayan kısa piyano parçalarını, 10’ar dakikalık çalışma sonunda ezbere çalmaları istenmiştir. Bu 10 dakikalık çalışmalarda, öğrencilerin bir kısmı parçaları çalarak, bir kısmı notayı görsel olarak inceleyerek, bir kısmı da kaydını dinlerken notasını takip ederek ezberlemeye çalışmışlardır. Parçaları çalmadan ezberlemeye çalışan öğrenciler, görsel, işitsel ve kinestetik zihinsel çalışmalar yapmaları için yönlendirilmişlerdir. Yapılan performanslar, bağımsız uzmanlar tarafından, performansların bütünlük ve sürekliliğini olduğu kadar müzikalitesini de değerlendirmek için tasarlanmış dört boyutlu bir ölçekle değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, fiziksel çalışmanın en iyi performansı doğurduğu, parçanın kaydını dinlemenin ise notayı görsel olarak incelemeye göre birtakım artılarının olduğu anlaşılmıştır.

Çalgı performansı söz konusu olduğunda kinestetik belleğin vazgeçilmez olmasına rağmen, öğrenciler, bir eseri ezberlemek için sadece parmak ezberi kullanmanın tehlikeleri konusunda uyarılmalıdır. Bir parçayı öğrenmek için tekrar tekrar çalmak, parçanın yapısının kavranmasını sağlamaz. Bu nedenle, bu yöntem tek başına, hiçbir zaman güvenilir ve problemsiz bir yöntem olarak kendini kanıtlamış değildir (Haydon, 1996, s.345).

(32)

2.3.1.4. Teorik Bellek

Teorik bellek, aslında bellek sisteminin ayrı bir alt sistemi olmamakla birlikte, yapıyı kavramakla ilişkilidir. Herhangi bir piyano parçasının tam olarak ezberlenebilmesi, ancak, parça üzerinde çeşitli analiz yöntemleri uygulanarak, parçanın yapısının her açıdan kavranmasıyla mümkün olabilir. Bu analizler; “biçimsel yapı analizi, armonik yapı analizi, melodik yapı analizi, el pozisyonu analizi, dinamik yapı analizi” olarak sıralanabilir (Gordon, 1995; Haydon, 1996; Bastien, 1988; Aiello and Williamon, 2002; Chaffin, Imreh and Crawford, 2002).

Matthay’a (1979) göre; herhangi bir şeyi ezberlemek için, analiz işlemleri aracılığıyla çağrışım bağları kurmak gerekir. Çalınan pasajın her bir kısmı, bir sonraki melodik, armonik ve duygusal yapıyı ve hatta bir sonraki notayı, doğru ve ardışık olarak zihinde canlandırmalıdır. Bunu sağlayabilmek için de, parçanın ritimik, armonik, melodik, biçimsel ve duygusal ilerleyişi analiz edilmelidir.

Đşitsel hafıza, kişiye, parçanın seslerini zihninde canlandırarak, parçada arka arkaya gelecek olanları önceden bekleme imkanı verir. Görsel hafıza, yazılı notanın ve çalma eylemindeki diğer unsurların zihindeki imajlarından oluşur. Örneğin piyanistler, el ve parmak pozisyonlarını, akorların basılış şekillerini ve kalıpların klavye üzerindeki çalınış şekillerini hatırlayabilirler. Kinestetik hafıza, icracıların karmaşık motor hareketleri otomatik olarak uygulamalarına olanak sağlar. Ancak bir çok piyanist ve piyano öğretmeni, armoni ve formu içeren müzikal yapı bilgisi olmadan gerçek bir ezberleme olamayacağını, işitsel, görsel ve kinestetik hafızanın düzgün bir şekilde işleyemeyeceğini vurgular (Aiello ve Williamon, 2002, s.167).

Bir eseri, dört sistemden yanızca birini kullanarak ezberlemek hafızayı sağlama almaz ve bu yüzden stres altında güvenilir olmayabilir. Ancak öğrenci, eseri tüm dört sistemi de kullanarak ezberlerse, her sistem diğerlerini destekleyecek ve bunlardan birinin kesintiye uğraması halinde, geriye hala kullanılabilecek üç sistem kalacaktır. Sonuç; çok daha güvenilir bir hafıza ve dolayısıyla stres altında daha kaliteli bir performans olacaktır (Haydon, 1996, s.344).

(33)

Rickey (2004) tarafından, grup piyano öğrencilerinin parçaları ezberlemek için hangi öğrenme yaklaşımlarını kullandığını ve kısa ezberleme testlerinde bu yaklaşımlardan hangilerinin daha etkili olduğunu gözlemlemek amacıyla bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada, piyano sınıfı öğrencilerinden oluşan 17 kişilik bir öğrenci grubunun öğrenme yöntemleri test edildikten sonra, gruba ezberlemeleri için bir parça verilmiştir. Her bir katılımcının ezberlerken kullandığı öğrenme yaklaşımlarının gözlemlenmesi amacıyla ezberleme süreçlerinin video kayıtları alınmıştır. Sonuç olarak, katılımcıların yüzde 88’inin görsel veya dokunsal hafızayı kullanmayı tercih ettikleri gözlenmiş, görsel hafızayı da kullananların yalnızca dokunsal hafızayı kullananlara göre çok daha yüksek performans puanı elde ettikleri, analitik yaklaşımı da kullanan bir kaçının ise en yüksek puanlara ulaştıkları belirlenmiştir.

Shockley (1980) tarafından, ezberlemede kullanılan genel yaklaşımları test etmek ve alternatif prosedürler keşfetmek amacıyla, piyano sınıfına kayıtlı 28 öğrenciyle, öntest-sontest yarı-kontrollü modelde bir deneysel çalışma yapılmıştır. Deney öncesinde araştırmacı tarafından, doğaçlamaya ve parçayı çalmadan önce yazılı nota üzerinde çeşitli analizler yapmaya dayanan alternatif bir yöntem oluşturulmuştur. Katılımcılara deneyin başlangıcında bir deşifre testi ve bir de ezberleme testi uygulandıktan sonra, deney grubundaki öğrenciler üç hafta süreyle, deneysel yöntem kullanılarak çalıştırılmışlardır. Üç haftanın sonunda, başlangıçta uygulanan testler her iki gruba tekrar uygulanmıştır. Yapılan tüm testlerin ayrı ayrı ses kayıtları alınmış ve alınan kayıtlar karşılaştırma amacıyla değerlendirmeye tabi tutulmuşlardır. Araştırmanın sonucunda iki grup arasında ortaya çıkan fark her ne kadar anlamlı olmasa da, deney grubundaki öğrencilerin ezberleme becerilerinde bir miktar artış olduğu gözlenmiştir.

2.3.2. Yapısal Analizler

Ezberlemede muhtemelen en güvenilir sistem, teorik analizleri ve müzikal yapının anlaşılmasını içeren zihinsel işlemler aracılığıyla ezberlemedir. Parçanın notasında nelerin olduğunu tanımlamak ve bunları özel terimlerle ifade etmek, bu

(34)

işlemin ilk adımıdır. Daha sonra, bazı analizler aracılığıyla öğeler arasındaki ilişkilerin farkına varmak, parçanın yapısının anlaşılmasını sağlayacaktır. Teorik analizin bir çok farklı seviyeleri olabilir. Öğrenci, tam bir kavramanın sağlanabilmesi için, olabildiğince çoğunu uygulamaya çalışmalıdır (Haydon, 1996, s.343).

Bir çok profesyonel müzisyen, bir parçayı ezberlemek için temel yöntem olarak müzikal yapı analizine başvurur. Diğer taraftan, bazı öğrencilerin parçanın tüm yapısını analiz etmeden ezberlemeye başlamaları sık karşılaşılan bir durumdur. Öğrenciler, ezberleme stratejilerini geliştirmek için temel olarak, eserin yapısını tüm teorik yönleriyle incelemenin ve analiz etmenin faydasını göreceklerdir (Aiello ve Williamon, 2002, s.176).

Genel seviyede, form analizi yapılmalıdır. Bir parçanın genel biçimini anlamak, temel öğelerini de belirlemeye olanak verir. Daha ayrıntıya inildikçe; ana tonlar, ana temalar, sekvensler, aralık yapıları ve diğer küçük birimler belirlenir. Parçanın üzerine kurulu olduğu ana tonlar belirlendikten sonra, bir tona nasıl gelindiği, tonun nasıl yerleştiği ve diğer bir tona nasıl geçildiği de anlaşılmalıdır. Öğrenci daha sonra, armonik ilişkileri ve aralık yapılarını belirlemek yoluyla ana temaları analiz edebilir. Son olarak, analizin en alt seviyesinde her bir aralık, akor kurulumu, artikülasyon işareti, nüans işareti, tempo işareti ve notadaki diğer işaretler analiz edilir. Bütün bu öğeler ezberlenebilir, fakat eserin bütünü içerisindeki amaçlarının anlaşılması sağlanmalıdır (Haydon, 1996, s.343).

Chaffin, Imreh ve Crawford (2002) yaptıkları bir çalışmada, bir çok ünlü konser piyanistinin daha önce vermiş oldukları röportajlarından müziği ezberleme ile ilgili görüşlerini bir bölüm altında toplamışlardır. Çalışmada görüşlerine yer verilen piyanistlerin büyük çoğunluğu, bir parçayı çalışmaktan ve anlamı hakkında düşünmekten bahsederken teorik hafızanın önemini vurgulamaktadır. Örneğin; Edwin Hughes ve Moriz Rosenthal için ezberlenecek ilk şey parçanın yapısıdır. Claudio Arrau, Vladimir Ashkenazy, Alicia de Larrocha, Janina Fialkowska, Rudolf Firkusny, Ignaz Friedman, Heinrich Gebhard, Myra Hess, Jö'rg Demus, Isidor Philipp, Rudolf Serkin, John Browning, Rudolph Ganz ve Misha Dichter de, analitik yaklaşımın parça

(35)

ezberlemede önemli ve gerekli olduğunu farklı şekillerde dile getirmişlerdir. Bunlardan bazıları; armonik analiz, biçimsel analiz, melodik analiz gibi daha yaygın olan analiz yaklaşımlarının yanında, parmak numarası analizi ve dinamik yapı analizine de değinmişlerdir. Ayrıca, çalışmanın başlangıç aşamalarından itibaren ezberlemeye başlama, cümlelerine ayırarak ezberleme ve ezgiyi farklı şekillerde söyleyerek öğrenme gibi yöntemsel ipuçları da vermişlerdir.

Aynı çalışmada, yalnızca müziği duymaktan bahseden Walter Gieseking gibi yapısal analize hiç değinmeyen piyanistler de olmuştur. Araştırmacılardan biri olan piyanist Gabriela Imreh’e göre bu durum, onların teorik hafızayı kullanmadıkları anlamına gelmez. Tüm piyanistler aynı bellek sistemlerini kullanırlar ve benzer şartlar altında performans göstermek zorundadırlar. Tabii ki herkes işitsel hafızayı kullanır ve herkes kinestetik hafızanın otomatikliğini kullanmak zorundadır. Görsel hafızanın kullanımında önemli farklılıklar olabilir, ama her konser sanatçısı, çaldığı parçaların yapısıyla ilgili net bir hafızaya sahiptir (Chaffin, Imreh and Crawford, 2002, s.51).

Müziği ezberlemede kullanılabilecek yapısal analiz türleri; “biçimsel yapı analizi”, “armonik yapı analizi”, “melodik yapı analizi”, “dinamik yapı analizi” ve “parmak numarası ve el pozisyonu analizi” olarak sıralanabilir.

2.3.2.1. Biçimsel Yapı Analizi

Bir parçayı çalışmak için, biçimsel yapısına göre kısımlara bölmek, öğrencilere yapılan standart bir tavsiyedir. Biçimsel yapı çok önemlidir. Çünkü yorumlama için olduğu kadar, ezberleme için de bir anahtardır. (Chaffin, Imreh and Crawford, 2002, s.205)

Aiello ve Williamon’a göre (2002, s.176); parçayı biçimsel yapısına göre kısımlara ayırmak, her bir kısmın birbiriyle nasıl bağlantılandırıldığını ayrıntılı olarak incelemek, farklı temaları ve parça içerisindeki tekrarlarını farklı renklerde kalemler

(36)

kullanarak işaretlemek gibi öneriler, parça ezberleme konusunda öğrencilere yardımcı olabilir.

O’Brien (1943) tarafından yapılan bir araştırmada, müziği ezberlemede parçalama yöntemi ve bütün yöntemi arasında, zaman tasarrufu açısından bir fark olup olmadığı araştırılmıştır. Katılımcılar, seçilen bir parçayı baştan sona çalışarak, ikinci bir parçayı ise bir seferde tek bir kısmı üzerinde yoğunlaşarak ezberlemeye çalışmışlardır. Bu temelde altı adet deney gerçekleştiren O’Brien’ın ilk iki deneyi, piyanistik ezberlemede işitsel, görsel ve dokunsal aşamaları kapsamaktadır. Üçüncü deneyde görsel hafıza, dördüncü deneyde ise işitsel hafıza tek başına işbaşındadır. Beşinci deneyde katılımcılar parçanın ezgisini ve sözlerini ezberlemişlerdir. Altıncı deneyde ise kinestetik ve görsel hafızalar daha baskındır. Deneylerin sonucunda, işitsel, görsel ve dokunsal hafıza işbaşındayken, parçalama yöntemiyle yüzde 25 ile 65 oranında bir zaman kazanımının sözkonusu olduğu; tek başına görsel hafıza kullanıldığında, parçalama yönteminin çok yararlı, yalnızca işitsel hafıza kullanıldığında ise parçalama yöntemiyle bütün yönteminin birbirinden farksız olduğu anlaşılmıştır. O’Brien ayrıca, parçanın melodisini ve sözlerini öğrenmede bazı sonuçların olumlu, bazılarının ise olumsuz olduğu, kinestetik hafıza daha baskın olduğunda parçalama yöntemiyle yüzde 35 ile 60 oranında zaman tasarrufu olduğu sonuçlarına ulaşmış, elde ettiği verilerin müziği ezberlemede parçalama yönteminin verimliliğini desteklediği yargısına varmıştır.

Tsintzou ve Theodorakis (2008) tarafından yapılan bir başka çalışmada, farklı düzeylerde deneyime sahip piyanistlerin atonal bir müzik parçasını ezberlemek için hangi stratejileri kullandıkları ve ezberlerken parçayı ne şekilde kısımlara ayırdıkları araştırılmıştır. Bu amaçla, iki öğrenci, iki piyano öğretmeni ve bir deneyimli piyanistten oluşan beş kişilik bir gruptan, atonal bir parçanın belli bir kısmını bir saatlik bir süre içinde ezberlemeleri istenmiştir. Her bir katılımcının parçayı çalışma aşamaları ve çalışmanın sonunda yaptıkları ezbere performanslarının yanında, deneyimli piyanistin çalışması süresince ve sonrasında yaptığı yorumlar da kaydedilmiştir. Araştımanın sonucunda; daha deneyimli piyanistlerin deneyimsiz olanlara göre, ezberleme işlemi için parçayı kısımlara ayırmada, biçimsel yapı açısından daha tutarlı oldukları; daha

(37)

deneyimli piyanistlerin ezberleme işlemine, deneyimsiz olanlara göre daha erken aşamada başladıkları; ezbere performansın düzeyinin deneyim seviyesiyle doğru orantılı olarak artış gösterdiği ortaya çıkmıştır.

Williamon ve Valentine (2002), yaptıkları bir çalışmada, müziği hafızaya kodlama ve geri getirmede müziksel yapının kullanılması ve bunun piyano çalmadaki beceri düzeyiyle ilgisini araştırmışlardır. Dört ayrı seviye düzeyi altında sınıflandırılmış 22 piyanistten, her seviye için ayrı ayrı belirlenmiş dört farklı J. S. Bach eserinden birisini öğrenmeleri ve ezberlemeleri istenmiştir. Tüm çalışma süreçlerinin ses kayıtları alınmış ve öğrenme sürecinin sonunda düzenlenen bir konserde her bir piyanist ezberlediği eseri seslendirmiştir. Performanslar, üç deneyimli piyanist tarafından bir değerlendirme ölçeği aracılığıyla değerlendirilmiştir. Ses kayıtlarından, çalışmalar sırasında her bir piyanistin “yapısal”, “zorluk içeren” ve “diğer” ölçülerde başlama ve durma sıklıkları elde edilmiş ve bu sıklıklar öğrenme sürecinin aşamalarına göre karşılaştırılmıştır. Analizler, seviye farkı gözetmeksizin tüm piyanistlerin, öğrenme süreci ilerledikçe, yapısal ölçülerde başlama ve durma sıklıklarında artış, zorluk içeren ölçülerde başlama ve durma sıklıklarında ise azalma olduğunu ortaya çıkarmıştır. Daha yüksek seviye piyanistlerde, bu artış ve azalmanın daha belirgin olduğu ve bu durumun performans puanlarına da yansıdığı da kaydedilmiştir.

2.3.2.2. Armonik Yapı Analizi

Armonik analiz, ezberlemeye yardımcı olacak diğer bir öğedir. Öğretmen veya öğrenci, yönlendirici işaretler oluşturmak için, çalışılan her parçanın akorlarını notanın üzerine yazabilir. Akorlar, “I, V2, V7 of V” gibi bas şifreleri şeklinde yazılabilir. Roma rakamları, notayı okurken kolay anlaşılması için bas partisinin altına yazılabilir (Bastien, 1988, s.246).

Aiello ve Williamon (2002, s.176) ve Gordon (1995, s.84), sağlam bir ezberleme için parçanın armonik yapısının en ince ayrıntısına kadar analiz edilmesinin öneminden bahsederken, hem belirgin olan hem de belirsiz olan dikey yapıların incelenerek, ana

(38)

tonların, kadansların ve modülasyonların belirlenmesinin gerekli olduğunu vurgulamışlardır.

2.3.2.3. Melodik Yapı Analizi

Müziği ezberlemeye yardımcı olabilecek diğer bir yapısal analiz türü olan melodik analiz, her ezgi çizgisinin yatay olarak incelenmesi anlamına gelir. Ezginin teorik yapısı incelenmeli, parçadaki melodik ve ritimik kalıpların yanısıra, geçit ve işleme notaları da belirlenerek işaretlenmelidir. Ayrıca, ezgiyi farklı şekillerde çalıp söylemek de ezberlemeye yardımcı olabilir (Aiello ve Williamon, 2002, s.176; Gordon, 1995, s.84).

Melodik yapı analizinin içerisine, artikülasyon işaretlerinin incelenmesi, legato olan ve olmayan bölgelerin farklı renklerde kalemlerle işaretlenmesi, vurguyla belirtilecek olan notaların belirlenerek işaretlenmesi gibi işlemler de dahil edilebilir.

2.3.2.4. Dinamik Yapı Analizi

Parçanın dinamik yapısının kavranması, güvenli bir ezberleme için gereklidir. Bu kavramanın gerçekleşebilmesi için de, parçada geçen ifade ve nüans işaretlerinin incelenmesi ve bunların parçanın genel yapısıyla ne şekilde ilişkilendirildiklerinin çözümlenmesi gerekir (Aiello ve Williamon, 2002, s.176). Görsel hafızanın daha etkili bir şekilde işin içine girebilmesini sağlamak amacıyla, parçanın dinamik yapısının basit bir şeması da çizilebilir.

2.3.2.5. Parmak Numarası ve El Pozisyonu Analizi

Bir parçayı çalışırken, daha ilk aşamalarda parmak numaralarına karar vermek gerekir. Daha sonra, önemli notalara ait parmak numaraları analiz edilmeli, gerekirse

(39)

işaretlenmelidir. Özellikle temaların, cümlelerin ve motiflerin ilk notalarının hangi parmakla çalınacağını bilmek, güvenli bir şekilde ezbere çalabilmek için çok önemlidir. Her bir el pozisyonu da, klavye üzerindeki yeri analiz edilerek (kaçıncı oktavda olduğu, en altta ve en üstte hangi seslerin olduğu ve bu seslerin hangi parmaklarla çalınacağı), teorik ve görsel olarak öğrenilmelidir. Arpej gibi eşlik şekillerinin yeraldığı kısımlarda, akorlar blok olarak çalınarak parmak numaraları belirlenmeli ve parmak numaralarına göre pozisyon değişimleri çalışılmalıdır.

2.3.3. Müziği Ezberlemede Gruplama

Bilgiyi uzun süreli hafızaya yerleştirmek, ustalar ve acemiler için farklı zorluktadır. Çünkü acemiler, ustalardan daha küçük birimlerle çalışmak zorundadırlar ve depolamaları gereken daha çok birim vardır. Ustalar içinse işlem daha basittir, çünkü daha büyük birimlerle çalıştıklarından, ezberlemeleri gereken daha az birim vardır. Bazı konser piyanistlerinin, parçaları otomatik veya bilinçsiz olarak ezberlediklerini söylemelerinin nedeni budur. Ezberlemenin zorlanma olmadan meydana gelmesinin nedeni, onların, müziğin çoğunlukla bilindik kalıplardan oluştuğunu bilmeleri ve bu kalıpları kolayca tanıyabilmeleridir (Chaffin, Imreh and Crawford, 2002, s.68).

Deneyimsiz piyanistler, parçanın bir ölçüsünde sağ elde ve sol eldeki her bir notayı ayrı ayrı hatırlamaya çabalarken, deneyimli piyanistler, bu notaların belirli ton içerisinde bir kadans oluşturduğunu kolaylıkla farkedebilirler. Armoni bilgileri, gelişmiş piyano becerileriyle birlikte, onların bu notaları gruplayarak kolaylıkla çalabilmelerini sağlar. Müzikteki bu grupların en basit örnekleri diziler ve arpejlerdir. Müzisyenler bu kalıpları sürekli çalışırlar ve bu sayede, bir parçayı deşifre ederken veya ezberlerken bunları kolaylıkla farkedip uygulayabilirler (Aiello ve Williamon, 2002, s.171).

Aiello (2001) yaptığı bir çalışmada, deneyimli piyanistlerin ve orta seviye piyano öğrencilerinin piyano eserlerini nasıl ezberlediklerini araştırmıştır. Bir kısmı deneyimli piyanistlerden, bir kısmı da orta seviye piyano öğrencilerinden oluşan katıımcılardan aynı piyano parçalarını ezberlemeleri istenmiş, ardından her birine

(40)

parçaları nasıl ezberledikleriyle ilgili sorular sorulmuştur. Tüm bu süreçlerin video kayıtları alınmış ve kayıtlar analiz edilmiştir. Sonuç olarak, deneyimli piyanistlerin, eserleri nasıl ezberlediklerini, müzikal yapıyla ve hafızayla ilgili terimleri de kullanarak daha iyi tarif edebildikleri anlaşılmıştır. Orta seviye piyano öğrencileri, parçaları nasıl ezberlediklerini açıklamakta zorlanmışlar ve çoğunlukla parmak ezberine bağlı kaldıklarını ifade etmişlerdir. Deneyimli piyanistler, eseri, birbirinden bağımsız ancak birbiriyle bağlantılı, tutarlı bir müzikal yapıyı oluşturan kısımlara ayırma eğiliminde olmuşlardır ve ezberleme çalışmalarını, herhangi bir ölçü yerine bu kısımların başında başlayarak ve durarak organize etmişlerdir. Acemi piyanistlerin ise esere daha çok, birbirinden bağımsız bir notalar dizisi, veya belli bir biçimi olmayan bir bütün olarak yaklaştıkları anlaşılmıştır.

2.3.4. Performans Sırasında Müziği Hafızadan Geri Getirme

Đcracılar, eserleri çalarken zihinsel bir düzenlemeye başvururlar. Đcracıların, bir parçayı ezbere çalmak için, parçayı bütün yapısından en küçük detayına kadar bir çok farklı seviyede anlamış olmaları gerekir. Yine de, hiç kimsenin performans sırasında tüm bir parçayı bir anda hatırlaması mümkün değildir. Đcracı, bir anda parçanın ancak bir kısmını hafızasından geri getirir ve performans ilerledikçe bir kısımdan diğerine geçer (Aiello ve Williamon, 2002, s.172).

Chaffin, Jeffrey, Noice ve Noice (2008) tarafından yapılan bir çalışmada, caz müzisyenlerinin ezberleme stratejilerini araştırmak için, deneyimli bir caz piyanistinin yeni bir bebop parçasını öğrenme aşamalarının video kayıtları alınmıştır. Piyanist, parçanın müzikal yapısı ve ezberlemesine yardımcı olacak belirleyici noktalar hakkında detaylı bilgiler de vermiştir. Araştırmada, caz piyanistinin müzikal yapıyı bir hatırlatma şeması olarak kullanması ve sonraki pasajları uzun süreli hafızadan çağırabilmek için hatırlatma noktaları kullanması sebebiyle, öğrenme işleminin klasik müzik piyanistlerininkiyle benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır.

(41)

BÖLÜM 3. YÖNTEM

Bu bölümde; araştırmanın modeli ve deseni, evren ve örneklem, verilerin toplanması ve verilerin analizi başlıklarına yer verilmektedir.

3.1. Araştırmanın Modeli ve Deseni

Bu araştırmanın modeli; eşitlenmemiş kontrol gruplu “yarı-deneysel model”dir.

Eşitlenmemiş kontrol gruplu model, aslında öntest-sontest kontrol gruplu modele benzer. Öntest-sontest kontrol gruplu modelde yansız atama yoluyla oluşturulmuş iki grup bulunur. Đki model arasındaki tek ve önemli ayrılık, eşitlenmemiş kontrol gruplu modelde grupların yansız atama yoluyla eşitlenmeleri için özel bir çaba harcanmamasıdır. Ancak, katılanların benzer nitelikte olmalarına olabildiğince özen gösterilir ve hangisinin deney, hangisinin kontrol grubunda olacağı da yansız bir seçimle kararlaştırılır. Her iki grupta da, deney öncesi ve deney sonrası ölçümler yapılır. Uygulanan bağımsız değişkenin ne ölçüde etkili olduğuna karar vermek için, öntest ve sontest puanlarındaki artışlar belirlenerek ortalama artışlar karşılaştırılır (Karasar, 2002, s.97-102).

(42)

Şekil 1. Araştırmanın Deneysel Deseni

Evrenin Belirlenmesi

Örneklemin Oluşturulması

Deney ve Kontrol Gruplarının Oluşturulması

(Yansız atama yoluyla)

Deney ve Kontrol Gruplarına Birinci Parçanın Ezberlenmek Üzere Verilmesi

(Đki gün arka arkaya 30’ar dakika)

Öntest Performans Kayıtlarının Alınması

(Đkinci çalışmadan 15 dakika sonra)

Deney Grubuna Đkinci Parçanın Araştırmacı Tarafından

Çalıştırılması

(Đki gün arka arkaya 30’ar dakika)

Sontest Performans Kayıtlarının Alınması

(Đkinci çalışmadan 15 dakika sonra)

Performans Kayıtlarının Değerlendirilmesi Kontrol Grubuna Đkinci Parçanın Ezberlenmek Üzere Verilmesi

(43)

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini; Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı (GÜGEF, GSEB, MEAD) öğrencileri oluşturmaktadır.

Araştırmanın örneklemini ise; yine ayni okulda, 2009-2010 öğretim yılında 3. sınıfta öğrenim görmekte olan ve güzel sanatlar liselerinden mezun öğrencilerden seçilen 22 öğrenci oluşturmaktadır.

3.3. Verilerin Toplanması

Verilerin toplanmasında, ilk olarak deneysel uygulamanın planlanması ve hazırlık çalışmaları, ardından öndeneme ve geliştirme, son olarak da deneysel uygulama ve performans değerlendirme aşamaları gerçekleştirilmiştir.

3.3.1. Planlama ve Hazırlık

Deneysel uygulamaya hazırlık aşamasında, öncelikle ilgili literatür taraması yapılarak deneyde uygulanacak olan analitik ezberleme çalışmasının ana hatları belirlenmiştir. Yapılacak olan öndenemede kesinleştirilmek üzere; “biçimsel yapı analizi”, “armonik yapı analizi”, “melodik yapı analizi”, “dinamik yapı analizi” ve “parmak numarası ve el pozisyonu analizi” olmak üzere beş farklı analiz türü altında çeşitli ezberleme çalışmaları sıralanmıştır.

Daha sonra, deneyde kullanılacak olan piyano parçalarının seçimi yapılmıştır. Öntestte ve sontestte aynı parça üzerinde ölçüm yapılmasının sonuçların geçerliğini olumsuz yönde etkileyebileceği düşüncesiyle, biri öntestte diğeri sontestte kullanılmak üzere, teknik ve müzikal açıdan birbirine denk olan iki ayrı parçanın seçilmesine karar verilmiştir. Öğrencilerin ortalama armoni ve form bilgileri ile ortalama piyano

(44)

seviyeleri de gözönünde tutularak, tüm bu kritelere uygun olan 9 adet piyano parçası belirlenmiştir. Ardından, GÜGEF, GSEB, MEAD’de görev yapmakta olan piyano öğretim elemanlarıyla görüşülerek, bu 9 parçanın arasından, bu kurumda uygulanmakta olan piyano eğitiminde hiç kullanılmayanları belirlenmiştir. Bu görüşmelere ilişkin frekans ve yüzdeler, Tablo 1’de sunulmaktadır.

Tablo 1. Seçilen Parçaların Piyano Öğretim Elemanları Tarafından Kullanılma

Durumları

Parça Adı n f %

L. van Beethoven, Ecossaise (Sol Majör) 11 11 100

C. Czerny, Tyrolienne (Fa Majör) 11 - -

A. Diabelli, Bagatelle (Sol Majör) 11 11 100

J. Haydn, German Dance (Sol Majör) 11 8 73

J. Haydn, Little Serenade (Fa Majör) 11 7 64

J. Haydn, Menuet (Sol Majör) 11 9 82

W.A. Mozart, Polonaise (Fa Majör) 11 2 18

F. Schubert, Two Landler, No:1 (Si bemol Majör) 11 - -

F. Schubert, Two Landler, No:2 (Mi bemol Majör) 11 - -

Tablo 1’de görüldüğü üzere, Czerny‘nin Tyrolienne adlı parçasıyla Schubert’in Two Landler No:1 ve Two Landler No:2 adlı parçaları, görüşme yapılan 11 öğretim elemanından hiç biri tarafından kullanılmamaktadır.

Bu üç parçadan hangi ikisinin deneyde kullanılmasının daha uygun olacağının belirlenmesi amacıyla, parçalar üzerinde bazı analizler gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler sonucu, Carl Czerny’nin “Tyrolienne” ve Franz Schubert’in “Two Landler, No:2” adlı eserlerinin, teknik ve müzikal açıdan benzer eserler olduğu saptanmış ve öntest için “Two Landler, No:2”, sontest için ise “Tyrolienne” adlı eserler seçilmiştir. Bu eserlerin notaları EK 4’te verilmişir. Bu iki parça arasında saptanan benzerlikler şunlardır:

Şekil

Tablo  1.  Seçilen  Parçaların  Piyano  Öğretim  Elemanları  Tarafından  Kullanılma
Tablo 3. Üç Uzman Tarafından Verilen Öntest Puanları Arasındaki Korelasyon
Tablo 4. Üç Uzman Tarafından Verilen Sontest Puanları Arasındaki Korelasyon
Tablo 5. Deney Grubunun “Notaları Doğru Çalabilme” Davranışına Đlişkin Öntest ve
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu mimari yapının içinde yer alan ve Türk Kültürü içinde önemli bir yere sahip olan çeşme, birçok sanat dalına (şiir, roman, resim v.s.) konu olarak çok

Halk Bankası Koleksiyonunda bulunan “Selçuklu Kartalı” (Resim 3) adlı eserinde, Türk ve Anadolu kültürü içinde yer alan ancak, yaygın kullanımıyla

Türk mitolojisi içerisinde yer alan meyveler arasında önemli bir yere sahip olan nar sembolünün, resim, roman, şiir gibi birçok sanat dallarında konu olarak ele

6 Şubat tarihli bir başka raporda ilk olarak; Adana Görüşmeleri’nin İngiltere ile Türkiye arasındaki bağları oldukça güçlendirdiği ifade edildikten sonra

– Gen teknolojisi kullanılarak doğal yollarla elde edilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılmış organizmalara da “Genetik Yapıları

• Fiziksel aktivite ve egzersiz in kalp ritimleri üzerindeki akut ve kronik etkileri incelenmektedir. • Fiziksel olarak aktif bireyler in sedanter yaşıtlarına göre daha büyük

Türkçe için kullanılmış alfabeleri ilk kez Hâmid Zübeyr [Koşay, 1897- 1984] Arap-Fars alfabesiyle kaleme aldığı “Türklerin Bugüne Kadar Kul- landığı Yazılar”

Türk Yan Sanayi Borsas ’n n Ana ve Yan sanayici firmalar aras nda bir köprü vazifesi görerek kar kl olarak i birli i geli tirme faaliyetlerini çok ba ar bir ekilde