• Sonuç bulunamadı

GELİŞİM AŞAMALARI BAKIMCIDAN TÜRK SPOR TEŞKİLATI VE DEĞERLENDİRMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GELİŞİM AŞAMALARI BAKIMCIDAN TÜRK SPOR TEŞKİLATI VE DEĞERLENDİRMESİ"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bed. Eğt . Spor B i l . Der. II (1997), 3: 72 - 81

GELİŞİM AŞAMALARI BAKIMCIDAN TÜRK SPOR

TEŞKİLATI VE DEĞERLENDİRMESİ

G ü n e r E K E N C İ (*) M . Zahit S E R AR S L A N (**)

ÖZET

Bu çalışmada, Cumhuriyet öncesinden günümüze kadar geçen süre içinde Türk Spor Teşkilâtlanmasında meydana gelen gelişmeler; 1903 yılı öncesinden başlayarak, 1903-1922 yıllan arasındaki futbol kulüplerinin federatif örgütlenmeleri; daha sonra 1922-1936 ve

1936-1938 dönemlerindeki özerk ve yarı özerk çok sporlu yapılar ve 1936-1938'den itibaren devanı eden Devlet Yönetimindeki teşkilatlanma aşamalarıyla, I988'de Futbol Federasyonuyla yeniden başlayan özerkleşme çabaları, ilgili işlemler ve literatür çerçevesinde değerlendirilmiştir. Türkiye'deki idâri, siyasî ve ekonomik gelişmelerin spor teşkilatlanmasına da yansıdığı tesbit edilmiştir. Ayrıca, mevcut spor teşkilatlanmasının nasıl daha fonksiyonel olabileceği konusunda da arayışların sürdürüldüğü anlaşılmıştır.

Anahtar kelimeler: Türk Spor Teşkilatı, Tarihi Gelişim

IN TERMS OF T HE DEVE LOP MENT PHASES IN

T U R K I S H SPORT ORGANIZATION AND E V A L U A T I O N

ABSTRACT

In this study, development Turkish Sport Organization before foundation of Turkish Republic through today-federative organizations of the football clubs, starting before 1903. between 1903-1922; later, autonomous and semi-autonomous multi-sport constitutions between 1922-1936 and 1936-1938; and organization stages under the management of government continuing from 1938; together with the efforts of being autonomous started with the football federation in ¡988-was evaluated in that frame of related procedure and literature.

Turkish Spor Organization has been influenced by managerial, political and economical development. Moreover, it was understood that there still exist studies about how to establish more functional Turkish Sport Organization.

Key Words: Turkish Sport Organization, Historical Development.

* Gazi Üniversitesi; Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, A N K A R A ** Marmara Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, İSTANB UL

(2)

G İ Rİ Ş

İnsanların ve ülkelerin yaş amı nda çok önemli yeri olan sporun yaygınlaşması ve uluslararası sahada elde edilecek başarılar büy ük ölçüde bu alandaki teşkilatl anmaya bağlıdır. Zira, spor hizmet ve faaliyetlerinin etkin ve verimli olarak amacına ulaşması şartlara ve bünyeye uygun bir yapılanmayla gerçekleşebilecektir.

Bu düş üncel erden hareketle Türkiye'de sporun özellikle son yüzyıl içerisindeki teşkilatlanmasını gözden geçirip bazı değerlendirmeler yapmak bu makalenin amacını oluşturmaktadır.

Bu ama ç doğrultusunda 1903 yılı öncesindeki duruma kısaca göz atıldıktan sonra 1903-1922 yılları arasında kurulan teşkilatlardan sözedilecektir. 1903-1922'de kurulan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı ele alınacak, 1936-1938 yılları arasında faaliyette bul unmuş olan Tür k Spor Kurumu'ndan bahsedilecektir. Makalenin sonunda da G en ç l ik ve Spor Genel Mü d ü r l üğ ü' n ün yapısı ele alındıktan sonra genel bir değ e rl en dirm eye yer verilecektir.

I - T Ü R K S P O R T E Ş K İ L A T I N I N Ö N C E L L E R İ A - 1 9 0 3 Y I L I Ö N C E S İ D Ö N E M

Sporun kitlelere ulaştı rı lması nda spor teşkilatlarının önemi inkar edilemez. G ü n ü m ü z d e bu teşkilatlar zincirinin kitlelerle muhatap olan son halkasını kulüpler, ge nç lik ve spor il ve ilçe müdürlükleri oluşturmaktadır. Osmanlılar dön emi nde sporun kitlelere ulaşmasını sa ğlayan bu g ün k ü kulüp fonksiyonunu yerine getiren tekkeler b ulun ma k t ay dı. Bu tekkeler daha çok güreş ve okçul uk alanlarında hizmet vermekteydiler. Tanzimattan sonra diğer tekkeler de olduğu gibi spor tekkeleri de fonksiyonlarını yitirmeye başladılar (Fişek 1985, s.37). Daha sonra güreşe ve o k ç u l u ğa verilen ö n e m futbola kaymaya başladı.

1885'den sonra önc e İzmir, sonra da İstanbul'da İngilizler tarafından futbol oynanmaya başlanmıştır (Yıldız, s.285). Takip eden yıllarda ise futbola ilgi duyan, özellikle yabancı uyruklulardan oluşan bazı grupların kulüpler şeklinde teşkilatlandıkları görülmektedir. Bu kulü pler Black Stockings (1889), Bornova (1894), Moda (1896), Be şi kta ş (1903), Elips ve Imogene (1904), Galatasaray (1905) ve Fenerbahçe (1907) şekl inde sıralanabilir (Tayga 1990, s. 124, 125).

1903 yılı öncesinde kurulmuş olan kulüpler arasında maçlar yapılırdı. Ancak takım sayısı az olduğu için maç lar hep aynı bi r-iki takım arasında gerçekleştirilmekteydi. Maçl ara seyirci ilgisi çok sınırlıydı. İngiltere'de geliştirilen teknik kuralları bilenlerin sayısı fazla ol madı ğında n hakem sıkıntısı çekiliyordu. Bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için İstanbul Futbol Birliği kuruldu.

B - 1 9 0 3 -1922 Y I L L A R I A R A S I N D A K İ D Ö N E M

1903 ile 1922 yılları arasında birbirlerine benzer özellikler taşıyan fakat farklı isimlerde birçok teşkilat kuruldu. Bu teşkilatların tamamı futbol kulüplerinin oluşturduğu örgütlerdir. Federatif bir yapı arzeden bu teşkilatlarda kararlar kulüp temsilcilerinin katılımıyla alınırdı. Ayrıca bu teşkilatların hiçbiri ülke düze yinde değildi.

1903 yılında kurulan İstanbul Futbol Birliği yukarıda da belirtildiği gibi 1903 yılı öncesi olumsuzlukları ortadan kaldırmak üzere kurulmuştur. Futbol sezonunun dolu ve çekici bir takvime bağlanması , lig programını n aksaksız uygulanmas ı, kulüpler arasındaki teknik ve idari anlaşmazlıkların çözülmesi ve lige alınacak kulüplerin tespit edilmesi gibi görevleri mevcuttu. İstanbul Futbol Birliği bu görevlerini yerine getirirken bazı sorunlar çıkıyordu.

(3)

Bu sorunların başında, özellikle Türk uyruklular tarafından kurulan kulüpler lige alınmazken, yabanc ı uyrukluların kurduğu kulüplerin lige kabul edilmesi gelmektedir. Ba ş ka bir sorun hakem bulmakta çekilen güçlükler ve hakemlerin, tarafların anlaşmazlıkları ile oyun esnası nda değiştirilebilmesi i di . En önemli sorun ise "özyönet i me" dayalı bir yönet i m anlayışından kaynakla nı yordu (Fişek, 1985, s.73). Kulüp temsilcilerinin katılımıyla alınan kararlarda o an güçlü durumda bulunan kişi ve kulüplerin istekleri ağır basıyordu. Zaten, İsta nbul Futbol Birliğinin sonunu getiren de böyl e bir olay o lmuştur. 1910-1911 sezonu li g maç ları başlarken yön eti mde ağırlığı Fenerb ahçe almış ve l i g statüsünde değişiklik yapmışt ır. Galatasaray bu değişikliğe karşı ç ıkmış, 1910-1911 sezonu l i g maçl arına ka t ı l ma ma kararı almıştır (Ertuğ 1977, s. 19-25).

Kıs aca yukarı da belirtilen sorunlu yapı İstanbul Futbol Birliğinin sonunu getirmiştir. Aynı yıl İstanbul Futbol Birliğinin yerine istanbul Futbol Kulüpleri L i g i kurulmuştur.

1913 yılında İstanbul Futbol Kulüpleri Ligi'ne katılma başvuruları reddedilen ve çoğunl uğu okul kulüplerinden oluşan bazı kulüpler "Cuma L i g i " ni kurdular (Fişek, 1985, s.75). Böy l ec e 1913 yılında İstanbul Futbol Kulüpleri L i g i ve Cuma L i g i olmak üzere i k i ayrı futbol birliği ortaya çıkmı ş oldu.

Cuma L i g i varlığını 1913-1914 futbol sezonunda sürdürdü. Ancak, 1914 yılında kurulan İstanbul Ş am pi yon l uğu l i g i maçlarını cuma günü yaptığı için halk aras ında Cuma L i g i olarak anıldı.

İstanbul Futbol Kulüpleri L i g i ise 1914 yılında meydana gelen sorunlar nedeniyle sona ermiş ve yerine "Pazar L i gi statüsünde yeni bir birlik kurulm uştur.

1914-1915 futbol sezonunda Pazar Ligi'nde Galatasaray; maçlarını Cuma günü yaptığı için Cuma L i g i diye anılan İstanbul Şampi yonl uğu Ligi'nde ise Fenerbahç e şampiyon olmuştur. Bu durumda İstanbul'u temsil edecek takımın tespiti için i k i ta kı m final oyna mı şlar d ır. Fen er b ah çen in galibiyetiyle sonuç lanan bu finalden hemen sonra her i k i li gin bazı takımları yeni bir bi rlik oluşturmuşlardır. Bu bi rl ik maçlarını Pazardan Cumaya aldıkları için "Cuma Birliği" olarak adlandırılmıştır.

Cuma Birliği, İstanbul Futboluna egemen olmuştur. 1918 yılına kadar l i g maç ları düzenli bir şekilde sürmüştür. 1918-1919 futbol sezonu maçları y apı lam amı ş ve 1919 yılında Beşiktaş öncül üğ ünd e Türk İdman Birliği kurulmuştur. 1920'de etnik kökenli kulüpler tekrar Pazar L i g i kurdular. Yabancı uyruklularla Türkler arasında adeta yarışırcasına kurulan birliklerden oluşan bu karmaşık yapı 1922 tarihinde Türkiye İd man Cemiyetleri İttifakı'nın kurulması ile son bulmuşt ur.

O sma nl ı İmpa ratorluğu'ndan Cumhuriyet Türkiye'sine kalan spor mi rası; yerel düze yde tekke ve vakıflarca dü ze nl enen güreş karışlaşmaları; "Cuma L i g i " , "Pazar L i g i " türünden i ki l i k ve bö lünme ler den bir türlü kurtul amamı ş bir futbol örgütlenmesidir. (Fişek, 1981, s.

104)

I I - K U L Ü P L E R E D A Y A L I M E R K E Z İ T E Ş K İ L A T L A N M A L A R

A - T Ü R K İ Y E İ D M A N C E M İ Y E T L E R İ İ T T İ F A K I D Ö N E M İ (1922 -1936) Kuruluş süreci 22 M ay ıs 1921'de başlayan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (T.İ.C.İ) 22 M a y ı s 1922'de Cemiyetler Kanunu'na göre tescil işlemleri tamamlanarak kurulmu şt ur . Türkiye'nin i l k biçimsel spor yönetiminin uygulandığı bir teşkilattır (Fişek 1985, s. 349). Türkiye İ dm a n Cemiyetleri ittifakı 1924 yılında kamu yararı gözeten dernek olarak kabul edilmiştir. Bu Teşiklat Türkiye'yi dışarda temsil etmeye yetkili kılınmıştır. Ayr ı ca 1923'de T ür k iy e Futbol Federasyonu'nun kurulması suretiyle, T.Î.C.İ'nin federasyon kurma görevi f ii l i olarak başlamıştır (Fişek, 1980, s. 355).

(4)

Tür ki ye İdman Cemiyetleri İttifakı önce İstanbul, ardından Anadolu kulüplerinin biraraya gelmesiyle oluşturulan merkezi bir teşkilattı (Üçışık, Mart 1990, s. 187). Kulüple r ise devlete ve hü k ü m e t l e r e karşı özerkliği bulunan derneklerdi (Fişek, 1980, s. 350-351). Bu durum modern spor yö ne ti mi anlayışı yansı tıyordu. Ç ü n k ü , Burhan Felek'in ifadesiyle "spor şahsın ve özel teşebbüsün malı fakat hükümetin ve milletin himayesi altında ka lm al ıd ı r" (Felek, 1934, s.3). O l i m pi k anlayış da bunu gerektirir. N i t e k i m sporun ve spor teşkilatlarının her türlü ekonomik, siyasi, etnik ve benzeri baskılardan bağı msız olmaları, bulundukları ülkenin yönetimine karşı özerk ve kulüplere dayanan bir yönet im yapısına sahip olmalar ı gerekmektedir. D P T tarafından 1977'de toplanan Beden E ği t i m i ve Spor Özel İhtisas Komisyonu ön raporunda da yukarıda ifade edilen görüş savunulmakt adır. Görül düğü gibi 1977 yılında önerilen modelle 1922 yılında biçimlenin yapı arasında herhangi bir fark yoktur.

T ü r k i y e İ d m a n Cemiyetleri İttifakı genel kongre, genel merkez ve federasyonlardan ol u şan merkez; m ı nt ık a kongresi, m ın tı k a merkez heyeti ve m ı n t ı k a idman heyetinden oluşan taşra teşkilatıyla ülke düzeyinde ademimerkeziyetçi bir teşkilat örneğidir (Doğar, 1994, s. 29-35). Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nın ülke düze yi nde bir teşkilat olması, 1922 yılı öncesindeki yalnız tek sporlu teşkilatların aksine, çok sporlu olması ve Türkiye'd e i l k b iç im s el spor yö n et i m i n i u y gul a m as ı sebebiyle modern anlamda spor t eşkil at lanm as ı olarak değerlendirilebilir. Çünkü, 1924 Paris Olimpiyat oyunlarına katılabilmesi için atletizm, g ür eş , bisiklet, eskrim, halter dall arınd a spor federasyonları kurularak ulusl ararası federasyonlara ü y e o l m uş l a rdı r (Kahraman 1995, s. 710-714). A y r ı c a olimpiyatlardan sonra boks, kürek, yüzme ve yelken, binicilik, atıcılık, basketbol, voleybol, kayak federasyonları da Tİ Cİ d önemi nd e teşkilatlanmıştır (Fişek 1985, s. 108).

Ülkenin bu spor teşkilatından beklentileri arasında ülke savunması nda değerlendirile-bilecek gençlik yetiştirmek de bulunmaktadır. Bu bakımında n "ittifak" devlet tarafından ö n c e kamuya yararlı dernek sayılmış, ardından 1924 ol i mp iya tlar ı na ka tıl ma konusunda yetki verilerek, birliğe maddi y ardım s ağ la nm ı ş ve bu ya rd ı ml a r her yıl artan oranlarda devam etmiştir (Üçışık, Mart 1990, s. 187). Mahalli kaynak ve imkanların özel teşebbüsler aracılığıyla spor alanında kullanılması o günün şartlarında m ü m kü n olamamıştır.

Ancak mal i açıdan devlete bağlılığın ortaya çıkardığ ı problemlere sporda gereken otoriteyi sağlayamayışı da eklenince birliğin idari ve siyasi özerkliği çı kmaza girmiş, b ö y l e c e T İCİ 'nin yerine T ü r k Spor Kurumu k uru lmuşt ur. Bundan dol ayı kurumun a m a ç l a n arasında devletin beklentisine uygun olarak "ülke savunmasını amaç edinen gençlik yetiş-tirmek ve Türk Kuşu Teşkilatını kurmak" gibi hususlar bulunmaktadır.

Her şeye rağmen Tİ Cİ sporun gelişmesine katkıda bu lunmuş, en azından gü nü m ü z d e tartışılan bağımsız ve özerk bir idare anlayışını Türk Spor Yönet i mine kazandırmıştır.

B - T Ü R K S P O R K U R U M U D Ö N E M İ (1936 -1938)

Daha önce de ifade edildiği gibi Tİ Cİ Türkiye'de sporun gelişmesin e katkıda bul unmu ş, fakat yapısı itibariyle otorite haline g elem em işti r. Bu sebeple Tü r k Spor K u r u m u ( T S K ) spor y öne t i m i n i kı sm e n m erkezil eştirmişti r. Mam afih bu eğ ilim giderek artan dozlarda gelişmiştir.

(5)

TS K kuruluş safhasında kendine özgü ve seçimle işbaşına gelen organları ve gelirlerini harcama yetkisine sahipliği itibariyle özerk bir teşkilattı. Bu yapılaşma anlayışı TİCİ'den çok farklı değildi. Ancak TSK'nın genel kurulunda hükümeti n ve askeri üyelerin yer alması ve devrin tek ve yönetici partisi CHP'nin Genel Baş kanlık Kurulunun ve parti genel sekreterliğinin TSK'nin bütçe ve çalınma programlarını onaylaması onu yarı-resmi bir yapıya dönüştürmüştü. Ay rıca önemli görülen meselelerde partiden talimat alınırdı. Kısaca bu d ö n e m d e spor teşkilati "parti-devlet" idaresinden baş ka bir şey değildi (Keten, 1974, s. 34).

TSK'nı n bu yapısndan dolayı partililerin şahsi hırs ve ama çl an spora karışmış, spordaki bazı olumsuz hadiseler partiye sıçramıştır (Fişek 1985, s. 118). Bu durum, sosyal ve siyasal çevrelerde gruplaşmalara yol açmış, hizmetin sunulma sında "fırsat eşitliği" ilkesi ihlal edilmiştir (Doğar, 1994 s. 202).

Bu yüzden hüküme t bu yükü doğruda n taşımayı göze alamamı ş, soruml ul uğu devlet paralelinde ve resmi nitelendirilebilecek bir parti yan kuruluşu olan Halkevlerine b ı r ak ma k istemiştir (Sportoto, 1968, s.2).

Ayr ıc a Tİ Cİ ve TS K döneml eri ndeki olumsuzluklar göz önüne alınarak, ve sporun eğitim ve sağlık işleri gibi devlet tarafından yöneten Almanya, İtalya ve Rusya gibi örneklere özenilerek, yeniden yapıl anma düşünül müş ve işlenmiştir (Kırşan 1938, s.3).

Bütün bu sebeplerle varlığını i ki yıl sürdüren TSK bir geçiş dönemi olmu ş ve yerini t a ma m ı y l a bir kamu kuruluşu olan ve 3530 sayılı yasayla kurulan Beden Terbiyesi U m u m Direktörl üğüne bırakmıştır.

T İCİ ' ye benzer şekilde merkez ve taşra orga nlarınd an oluşan T SK, merkezde büyü k kongre, genel merkez ve federasyonlardan, taşrada spor çevreleri, ajanlar ve li g heyetleri, spor kulüpleri ve spor yuv alarından meydana gelmişti. Bu d ö n e m de kış sporları, atıcılık, yelken, havacılık vb. ülke s av u nmas ı na yarayacak sporlarla geleneksel sporlara öne m verilmiştir (Fişek 1980, s. 387).

I I I - D E V L E T E D A Y A L I S P O R T E Ş K İ L A T L A N M A S I V E D E Ğ E R L E N D İ R İ L M E S İ

A - 3530 S A Y I L I K A N U N D Ö N E M İ (1938 - 1986)

Daha önce belirtildiği gibi TİC İ ve T S K Türk sporuna hizmet etmiştir. Ancak bu dö ne ml e r de bahsi geçen gelişmelerden ötürü sporun devlet eliyle yürüt ülmesi gerektiği düşüncesi hakim olmuştur.

Böy le ce gönüllü kuruluşlar tarafından özerk bir yapı olarak kurulan, herkesin be nimsedi ği bir otorite haline gelemeyen TİCİ'nin; Türk iye' nin sa va şa girme riskinin bulunduğu , s avaşacak gençlik ye t i şt i r meye ' ihtiyaç duyduğu yıllarda sporda otorite ve disiplin kurma hususuna sınırlı bir merkezcilikle cevap veren T SK' nın yerine tam bir devlet otoritesi olan Beden Terbiyesi Genel Mü d ür lü ğ ü 3530 Sayılı Kanunla kuru l muşt u r (Fişek, 1980, s. 388) Kanunun gere kçes inde ise daha önceki tercübeler ve çeşitli Avrupa ülkelerindeki gelişmelerin, sporun m i l l i eğitim ve sağlık gibi kamu hizmeti olarak devletçe düzenlenip, yürütülmesi gereğinin ortaya çıkışı öne sürülmüştür (Üçışık, Mart 1990, s.

(6)

Beden Terbiyesi Genel Mü d ür l ü ğü, kurulduğu yıl olan 1938'den itibaren farklı üst kuruluşlara bağlanarak günümü ze kadar varlığını sürdürmüştür. İlk kurulduğu yıl olan 1938'de Başbakanlığa, 1942'de M i l l i Eğitim Bakanlığı'na, 1960'da tekrar Başbakanlığa, 1970'de yeni kurulan Gençlik ve Spor Bakanlığı'na, 1983'de M i l l i Eğitim Gençlik ve Spor Bakan lığı' na ve 1990'da yeniden B aşbaka nlı ğa b ağlanmıştır.

Beden Terbiyesi Genel Müdür lüğü' nün farklı üst kuruluşlara ba ğla nma sın ın gerekçeleri ise aşağıdaki şekilde izah edilebilir (Ayrıntılı bilgi için bakınız Fi şek 1985, s. 137-155):

Beden Terbiyesi Genel Mü dü rl üğ ü ' nü n herhangi bir bakanlı ğa veya kurulacak bir icracı bakanlı ğa bağl anmas ı hiyerarşik yetki kullanılmasında sorunlar çıkarabilirdi. Zira eş düzey bakanlıkların birinin diğerine yaptırım uygulaması söz konusu olmamakta dır. Halbuki, spor bi rçok bakanlığı birden ilgilendiren bir husustur. Bu sebepledir ki Beden Terbiyesi teş-kilatının 1938'de, hem bakanlıklar arasında koordinasyonu sağlayacak, hem de bakanlıklar üzerinde yaptırım güc üne sahip bir makam olan Başbakanlık m a k a m ı n a bağl anması düşü-nülmüştür.

Başbaka nl ık 3530 sayılı Beden Terbiyesi Kanunu'nda öngörülen teşkilatlanmayı gerçekleşt irmekte başarısız ol muştur. Halbuki Beden Terbiyesi Kanunu'nun 4. maddesiyle getirilen beden eğitimi ve spor yapma zorunl ul uğu aynı Yasa'da ö ngörül en teşkilatlanmanın gerçekleştirilebilmesi ile m ü mk ü n olabilirdi. Teşkil atlanma eksikliğinden kaynaklanan bu başarısızlık, daha etkili olabilecek bazı hazır teşkilatlardan yararlanma arayışına sebebiyet verdi. İşte bu arayışlar, ilçe, bucak ve köyl ere kadar inen teşkilatının bu l unma sı sebebiyle Beden Terbiyesi Genel Müdürl üğü'nün 1942'de M i l l i Eğitim Bakanlığı'na bağl anması sonucunu d oğ ur du .

O yıllarda, 3530 sayılı kanunda, profesyonellik bir hü kme bağlanmamı ştı, i lg ili mevzuat amatörlük hü kümle ri ne göre düzenlenmişti. Böyle ce şartların zorlanmas ıyl a 1951 yılında profesyonel futbola bir yönetmelikle yasallık kazandırıldı (Sümer, 1990, s.33).

1959 yılına kadar da futbol mahalli l ig ka psamı nda idi. Ancak 1959 yılında deplasmanlı hale gelmiştir. Dol ayısıyla spor, M i l l i Eğitim Bakanlığı'nın gücünü aşmıştır. Ayrı ca spor, okullara ve öğrenciye ancak yetişebilen M i l l i Eğitim Bakanlığı'nın dene tl eyemeyeceği bir kitleselliğe ulaşmıştır. İşte, M i l l i Eğitim Bakanlığı'nın spora ilişkin olarak meydana gelen bu dezavantajları sebebiyle 1960'da Beden Terbiyesi Genel M ü d ü r l ü ğü yeniden Ba ş b a k an-lığa bağlanmıştır.

1967 - 1968 sezonunda futbolda Türkiye 3. ligi kurulmuştur. Buna bağlı olarak da spor yapısı iyiden iyiye karışmıştır. Bu karışıklık spor alanında icracı bir bakanlığın kurulması gereğini dü şü nd ür m ü ş ve 1969 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulmuştur. Spor yanında gençlik hizmetlerine de önem verecek "Gençlik Sorunları, Gençlik Hizmetleri, Okuliçi Beden Eğitimi ve Spor adında üç genel müd ü rl ük kurulmuştur. Ancak görevleri itibariyle bunlar daire başkanlığı seviyesinde kalmışlardır. 1970 yılında B T G M bu Ba-kanlığa bağlanmıştır ( Süme r 1989, 226).

Yürürlükteki 1982 Anaya sasında, spor hizmetlerinin sağlık hizmetlerinin bir parçası olarak yayılması gibi sebeple de sporun geliştirilmesi görevinin devletçe ele alınması gerekçe gösterilerek, "Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır. Sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder ve başarılı sporcuları korur" (m. 59) hükm ü yer almaktadır (Üçışık, Mayı s 1990, s. 219). Şüphesiz böyle maddelerin Anayasa'da yer alması sosyal devlet anlayışına uygundur. Ancak bu husus devlet organları nca özel sektörün ve gönüllü kuruluşların çabalarını törpüleyici değil, teşvik edici bir yapı l an mayı ve idareyi gerektirmektedir.

(7)

Nite ki m, 1983'de sporun nasıl yönetileceği konusundaki tereddütlerin olduğu yıllardaki gibi Gençl ik ve Spor Bakanlığı ile M i l l i Eğitim Bakanlığı 179 Sayılı Kanun H ü k m ün de Kararname ile birleştirilecek M i l l i Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı kuruldu ve Beden Terbiyesi Genel Müdür lü ğü bu Bakanl ığa bağlandı.

1989 yılında Beden Terbiyesi ve Spor Genel M üdürlü ğü 356 Sayılı K HK ' y l e M i l l i Eği ti m Gençli k ve Spor Bakanl ığından ayrılarak üçüncü defa tekrar Ba şbaka nl ığ a bağlandı. Bu defa Genel Mü dü rlü k' ün adı Gençlik ve Spor Genel Mü d ü rl ü ğü ' n e dönüşt ürüldü. Beden Terbiyesi ve Spor Genel M ü d ür lü ğ ü' n ü n özellikle temel taşra teşkilat bir im i olan Beden Terbiyesi ve Spor İl Müdürlükleri ile M i l l i Eğitim Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri'nin yetki ve sorumluluk çatışmaları bu ayrılığın önemli sebebi olarak gösterilebilir. Nit ekim uygulamada, spor işlerinin ve faaliyetlerinin d üze nl e nmes i, denetlenmesi ve koordinasyonu konusunda yetki dublikasyonları ile karşılaşılmış ve bu durum i ki kurum arasında sürtüş-melere sebebiyet vermiştir. Bu sürt üşmel erden zararlı çıkan da sporun kendisi olmuştur. Bu sebeple yeniden b öy le bir d ü z e n l e me y e gidilmiştir.

1938'den g ünü müz e kadar farklı üst kuruluşlara bağlanarak faaliyetlerini sürdüren Beden Terbiyesi Genel M ü d ü rl ü ğ ü merkez ve taşra teşkilatlarından oluşmaktadır. 3530 sayılı Yasaya göre B T G M ' n i n merkez teşkilatında genel müdü rl ü k m a k a mı , genel müdü rl ük kurulları, esas, danı ş ma ve yardımcı birimler bulunmaktadır. B T GM ' ni n taşra teşkilatında ise, bölge başkanı (vali), bölge müdürl üğü, ilçe başkanı (kaymakam), bucak beden terbiyesi başk anı (bucak m ü d ü r ü ) ve köy beden terbiyesi başkanlığı (muhtar) bu l unmakt ad ı r.

Bu yapı da, Beden Terbiyesi'nin taşra teşkilatında yalnızca bölge başkanlığı, bölge müdü rl üğü basamakları işlerlik kazanmıştır. Diğer basamaklarda fonksiyonellik söz konusu değildir.

B - 3289 S A Y I L I K A N U N D Ö N E M İ (1986 - . . . )

3530 sayılı Kanun yerine değişen ve gelişen şartlara uyum sağ lam ak üzere Beden Terbiyesi ve Spor Genel M ü d ü r l ü ğ ü n ü n Teşkilat ve Görevleri Ha k k ı n da 21.5.1986 tarih ve 3289 sayılı Kanunla daha ayrıntılı düz en le mel er yapılmıştır.

Bu Kanun dö nemi nd e M i l l i Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı olarak hizmet veren örgüt, Bakanlığı n bünyes inde ki Gençlik Hizmetleri Genel Müd ür lü ğ ü' nü 2.3.1989 tarihinde yayınlanan 356 Sayılı K HK ' y l e spor teşkilatına bağlayarak i k i genel müdür lü ğü, - Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü adıyla tek isim altında birleştirmiş, teşkilatın önceki ana hizmet birimleri arasına Gençlik Hizmetler Daire Başkanlığı eklenmiştir. Başbakanl ığa bağlı Gen çl ik ve Spor Genel M üdü rl üğ ü bir Devlet Bak anlığının denetim ve g özet imin de spor faaliyet ve hizmetlerini y ü r ü t m e y e başlamıştır.

Bundan bir yıl ön cesi nde 27.5.1988 tarih ve 3461 sayılı Kanun'la Futbol Federasyonu BTGSM'den ayrılarak tüzel kişilik kazanmı ş, Federasyonun A mat ör Futbol Şubesi Genel Mü dürl ük b ün yes i nde bırakılmıştır. Kanunun gerekçesi olarak milletlerarası mü nas e-betlerde profesyonel futbolun yeri ve öne mi belirtilmiş, amatör futbol şartlarına göre d ü z e n le n m iş bir teşkilat kaidelerine göre yönet ilmedeki aksamalar sebebiyle profesyonel futbolun profesyonelce yönetilmesinin gerekliliği öne sürülmüştür.

Daha sonra A m a t ö r Futbol faaliyetleri de TFF'daki ayrı bir kurula bı rakılmıştır (3289/ m. 18) ve futbol i k i başlılıktan kurtulmuştur. B öylece, Başbakanlığa bağlı TFF hizmet ve faaliyetlerini GSGM'den b ağı msı z ancak, onunla koordineli ayrı bir b i ri m olarak

(8)

meye b a şla mı ş, T F F özel hukuk hü k üml e r in e tabi tüzel kişiliğe sahip olarak tam bir ekonomik özerkliğe kavuşmuştur (Güney, 1991, s. 41)

Bu çerç evede diğer federasyonların Genel Müdür l üğü n ana hizmet birimleri arasında yer alması ya da almaması arasında görüş farklılıkları vardır. Sözgel imi, ekonomik olarak kendi hizmet ve faaliyetlerini bağımsız yürütebilecek diğer bazı federasyonların da isterlerse TTF'yla benzer bir yapıya kavuştulabi lecekleri ifade edilmektedir.

A yrı c a 1969'da üç genel mü dü r lük le idare edilen ge nçlik hizmet ve faaliyetleri şimdi Gençlik Spor Genel M üdürl üğü ile M i l l i Eğitim Bakanlığına bağlı daire başkanlıklarınca yürütülmektedir.

Geç mi şt e spor konusunda yaşanan görev-yetki karmaşasına g ün üm üz d e gençlik hizmetleriyle il gi l i birimlerde rastlanmaktadır.

Bütü n bu gelişmeler GSGM'de örgütsel değişim ihtiyacını ve arayışları ortaya koym a kta dır . Mesala, Spordan Sorumlu Devlet Ba kanı tarafından "G ençlik ve Spor Bakanlığının ya da Müsteşarlık kurulacağının" (Seçkiner, 1997, s.36) telaffuz edilmesi, karasızlığın devam ettiği kanaatini u yandırmaktadır.

Halbuki, Ge nç lik ve Spor işleri için tekrar bir baka nlık ihdas edilmesi halinde, devletin bu alandaki sorumluluk ve y ü k üm l ü l üğ ü genişleye cek, tesis yapı mı , faaliyetlerin finansmanı ve dış temaslar için ödenek tahsisleri artacak, neticede bütün bunlar özel faaliyetler olmaktan çıkıp, tamamen devletin sorumluluk ve k ont rol ün e girecek (Kılıçbay, 1994, s.37), muhtemelen yetkisini devretmekten kaçınan bürokrat sa yısında artış olacaktır.

Oysa, devleti küçül tme çalışmalarında oldukç a başarılı göz üken Fransa'daki gençlik ve spor örgütlenmes indeki gibi, idari ve mali birimleri ortak, spor ile gençlik işleri için ayrı birer genel müdürlüğün Başbakanlık müsteşarlığına, spor federasyonlarının ise M i l l i Olimp iya t Komitesine bağ la nd ığ ı (Remans, Delforge, 1989, s.25-28) y ap ı la ş m a T ür k iy e için de uygun nitelendirebilir.

Nite ki m, spor federasyonlarının GSGM'den bağımsız olarak kurulması öngörülen Türkiy e Spor Konfederasyonu Başkanlığına bağlanması hakkında hazırlanan kanun tasarısı ( GSG M , 1996, s. 10-16) bu konuda atılmış önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

S O N U Ç

1903 yılı önce si nde bugünkü kulüplere karşılık gelen spor tekkeleri bulunmakt aydı . Ancak bu tekkeler tanzimatla birlikte gerçek fonksiyonlarından uzaklaşmışlardır.

1903-1922 yılları arasında İstanbul'da kurulan teşkilatlar tek sporlu olup, futbola ilişkindirler. Bu sebeple söz konusu teşkilatların spor teşkilatı olarak değerl endi rilmesi m üm kü n değildir.

I922'de kurulan Türkiye idman Cemiyetleri İttifakı çok sporlu olması, Tü rkiye ge-nelinde örgütlenmesi, tamamiyle özerk olarak teşekkül eden kulüplere daya nm ası ve özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olması sebebiyle modern spor t eşkila tla nmasının öne m li bir örneğini teşkil etmektedir. Ancak o gü nün şartlarında sporda gereken otoriteyi k ur am a ma sı ger ek çesiyle varlığı sona erdirilmiştir.

1936'da kurulan T ü rk Spor Kurumu z a ma nı nan tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin yan kuruluşu olması sebebiyle ge rçek fonksiyonunu yerine getirmekte başarılı ola ma mı ş bir teşkilattır. Zira, Türk Spor Kurumu'nun icraatı, söz konusu Partinin gençlik kollan gibi kalmaktan öteye geçememiştir.

(9)

1938'de 3530 sayılı Yasa ile kurulan Beden Terbiyesi Genel M ü d ü r l ü ğ ü i l k yıllarda yasada öngörülen teşkilatlanmayı gerçekleştiremediği için başarılı olamamıştır. Zaten söz konusu Yasa'nın taşra teşkilatı olarak ön gö rd ü ğü ilçe, bucak ve köy beden terbiyesi başkanlığı ihdası, gerçekleştirilmesi mü m kü n olmayan dilek ve temennilerden öteye g eç eb il ec ek bi r özelli ğe de sahip deği ldir. Ancak 1986'da y ür ür l üğe giren 3289 sayılı Yasa'yla gençlik ve spor ilçe müdürlüklerinin kurulması, fonksiyonellik kazandırıldığı taktirde bir ge lişme olarak değerlendirilebilir.

G e nç l ik ve Spor Genel Mü d ü r l ü ğ ü n ü n 1938'den g ü n ü m ü z e kadar üç defa Ba şba k an lı ğa i k i defa M i l l i Eğitim Bakanlığı'na bir defa da Gençlik ve Spor Bakanlı ğına ba ğlanmas ı, teş ki latl anma konusunda arayışların hala devam ettiğini göstermektedi r. G e ç m i ş d ö n e m -lerin ortak sayılabilecek bir özelliği sporun genel siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel parametreler karşı sında bir türlü bağımsızlık kaza namad ığıd ır. Ayr ı ca bu durum, spor teşkilatlanmasında en i y i y i bulmanın yolu olarak deneme- yanıl ma yönt emi nin seçildiğini göstermektedir. Halbuki denem e-yanıl ma yöntemi, Teşkilatlanmanın iyileştirilmesinde en pahalı yöntemlerden birisidir. Teş ki lat lanmada köklü değişikliğe gitmeden önce hangi u y gul a m a nın daha etkin ve verim li olacağının araştırılması gerekir. Bu da o lm adı ğı takdirde bir ta kı m pilot uygulamalar yapı l mak suretiyle yeni teşkilat şeklinin başarı durumu test edilebilir. Daha sonra yapılacak olan kökl ü değişiklikler, bu araştırma ve pilot uygulama-ların sonuçuygulama-larına göre yapılmalıdır. Böyl ece hem kaynak israfı önlenmiş hem de etkin ve verimli bir teşkilat uygulaması gerçekleştirilmiş olacaktır.

O halde, Tü r ki ye 'd e sporun genel toplumsal ve siyasal deği şmele rin sebep ve so nuç l ar ına paralel olarak geliştirecek, kendi bağı ms ız kurum larıyla onu ayakta tutacak türde yapılaşmasına engel olmayacak sağlam bir zemini hazırlama gereği bulunmaktadır.

K A Y N A K L A R

D O Ğ A R , Yahya, (1994) Türk Spor Yönet i mi n de A d emi me r k ez i l e ş me Eğilimleri, M. Ü. Sağlık B il i ml eri Enstitüsü, Yayı ml anma mış Doktora Tezi, İstanbul.

E R T U Ğ , A. Rıza, (1977) Tü rk i ye Futbol Tarih i 1890 - 1923, B T G M Ankara Bölge Müdürl üğü Yay., Ankara.

F E LE K , Burhan, (1934) "Spor Şahsın ve Özel Teş e b büs ün Malı , Fakat H ük ü m e t in ve Mil l e tin Mahmisi Olarak Kalmalıdır", Türksp or, 5:18.

F İ Ş E K , Kurthan, (1980) Spor Y ön e t i m i , A . Ü . Siyasal B i lgi ler Fak. Yay. Ankara FİŞEK, Kuthan (1981) "Atatürk D öne mi nd e Spor Yönetimi ve Politikası", At atü rk'ün Spora Bakışı, T S Y D Yay. İstanbul.

FİŞEK , Kurthan, (1985) Türk Spor Tarihi, Gerçek Yayınevi, İstanbul. GS GM , (1996) Kanun Tasarı ları, G S G M Yay. Ankara

G S G M , (1996) K a n u n T asarıları, G S G M Yay, Ankara

G Ü N E Y , Tamer, (1991) Profesyonel Sporda Yö n e t i m U y gu l a m a l a r ı , T FF E ğit i m Yayınları, Ankara.

(10)

K A H R A M A N , Atıf, (1995) Osmanl ı Devletinde Spor, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.

K E T E N , Mustafa, (1974) Türki ye 'de Spor, Ayyıldız Matb., Ankara. Kılıçbay, Ahmet (1994) T ü r k Ekonomisi, T. İş Bankası Yay., Ankara

K IR Ş AN , Nizamettin, (1938) Beden Terbiyesi Kanunundan Önc eki Spor Teşkilatı-mız a Umumi B i r Bakış, B .T.U.D. Yay., Sayı: 1, Ankara.

R E M A NS , Albert ve Mari l y DELFOR GE (1990), Avrupa Konseyine Üy e Ül kel erde Sporun Teşkil atl anmas ı, Çev. C. Şipal,, G S GM Dış İlişkiler Daire Başkanlığı Yayını, Ankara.

S E ÇK İ NE R , Yücel, (1997) 55. Hü k ü met i n Gençl i k ve Sporda Temel A m a ç , İlkeler ve Politikaları, Başbakanlık Ya yını, Ankara

SPOR T O TO (1968) T ürk iye'de Sporun Teşki l at la nmas ına ve Geçirdiği Safhalara Kısa B i r Ba kı ş, Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü Yayın No: 2, Ankara

S Ü M E R , Rıza, (1989), Sporda Demokrasi, 2. Baskı, Şafak Matbaası, Ankara.

S Ü M E R , Rıza (1990) Sporda Demokrasi 2- Örnek Olay Futbol, Şafak Matbaas ı, A N K A R A

T A Y G A , Yunus, (1990) T ü rk Spor Tarihine Genel B akı ş, G S G M Yayınları, Ankara. Ü ÇIŞ IK, Fehim, (1990) "Türk Spor Yöneti mindeki Geli şmeler ve Değrelendirilmesi", Spor Bilimleri I. Ulusal Sempozyumu Bildirileri, 15-16 Mart 1990 Hacettepe Üniversitesi, Ankara.

ÜÇ IŞ IK , Fehim, (1990)"Türk Spor Mevzuat ı nda 1986-1989 Dönemi nd eki Gelişmelerin değerlendirilmesi, Spor Şurası Bildirileri, 8-11 Mayı s 1990 Ankara, G S GM Yayını, A N K A R A

Y I L D I Z , Doğan , (1979) T ü rk s p o r Tari h i, Eke Matb., İstanbul. -3530 Sayılı Beden Terbiyesi Kanunu, 16.7.1938 gün 3961 sayılı R.G.

-3289 Sayılı Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müd ür l üğ ün ün Teşkilat ve Görevleri Hakkı nda Kanun, 21.5.1986 gün, 19120 sayılı R.G.

-3461 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkı nd a Kanun, 27.5.1988 gün, 19835 sayılı R.G.

-3813 Sayılı Türk iye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 3.7.1992 gün, 21273 sayılı R.G.

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre tespit etiğimiz eserlerde çoğunlukla metindeki olayların ana mekânı olan, bazı durumlarda ise olaylara fon teşkil eden Çingene yerleşimleri olarak daha

Etrusk’ların Türk kökenli olamasi Avropa dilçilik tarihi için son derece önemli anlamı vardır: o gösterir ki, , geleneksel tez olarak çağcıl-şimdiki Türklerin Orta

Kan Dökme Yasağı meselesinde ise Türk devlet anlayıĢına göre otorite gücünün mukaddes, ilahi bir görünüm arz etmesi, bunu kullanan Ģahıs ve ailesine de

Dârü’l-cihâd ve’l-mücâhidîn Medîne-i Vidin mahallâtından Çavuş mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Ahmed Ağa bin Alî ibn Abdullah’ın verâseti

Hacı Mikdad Mahallesi sâkinlerinden Çolak Kadızâde Mahmud Efendi ibn-i Hâfız Ahmed Efendi meclis-i şer’îde Pamukzâde Hüseyin Efendi ibn-i Mehmed Ağa

Tolunoğulları, Sâcoğulları, İhşîdîler gibi kısa süreli bazı hanedânların oluşturulmasına imkân vermiştir. Müslüman Türk valiler tarafından oluşturulan bu

Daha sonra ortaya çıkacak olan önemli Türk-İslâm devletlerini de müjdeleyen, Müslüman Türk valiler tarafından kurulan bu siyasî teşekkülleri, Abbasî Hilâfet merkezi

Bu sporcular kulüpten istifa ederek, tekrar bireysel sporcu lisansı çıkarmak isterlerse, 6 (altı) aylık süre geçmeden bireysel sporcu lisansı çıkaramaz. Kulüp