• Sonuç bulunamadı

Ordumuzda garb musikisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ordumuzda garb musikisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

C L M t t U K lïË 'l

I T A R İ H İ

B A H İ S L E R |

T

" "

Ordumuzda Garb Musikisi

Yeniçerilerle beraber Mehterhane de kaldırılmış ve II. Mahmud, garb usulünde kurulan yeni ordu için bir bando tesisini istemişti. Hükümdarın bu arzusu üzerine Istanbuldaki Sar­ dunya Sefiri Marquis Gropella'ya, Türkiyede garb musikisi tedris ede­ cek ve Türk sanatkârlar yetiştirecek bir İtalyan üstadın getirilmesi yo­ lunda bir müracaatte bulunulmuştu. Sardunyalı diplomat vaziyeti mem­ leketine yazmış ve Sardunya hükü­ meti 1828 yılında îstanbula maestro ve bestekâr Gaétan Donizetti’nin bü­ yük kardeşi Joseph A. Donizetti’yi göndermişti.

Bir yabancı müellif İtalyan sanat­ kardan ve bu vazifesinden şöyle bah­ setmektedir. (Şarkta hakikî müzi­ ğin ilk tohumlarını Anna Bolena operası müellifinin kardeşi Jozef Do- nizetti atmıştır. Jozef Donizetti ev­ velce Napoléon I. idaresinde de mü­ zik profesörü olarak hizmet görmüş­ tü.

1828 yılı ortasına doğru Îstanbula gelen Donizetti İmparatorluk mızıka­ sının başına geçirilmiş ve bu vazife­ sinde büyük güçlüklerle karşılaşmış­ tı. İtalyadan ayrılırken ıslah edilecek bir sistemle karşılaşacağını zanneden sanatkâr, İstanbulda tamamen yanıl­ dığını. ses ve icra bakımından yeni bir nesil yetiştirmek mevkiinde bu­ lunduğunu anlamıştı.

Fakat sanatında pek mahir olan ve yorulmak bilmiyen azimkâr profesör bir yıldan daha az bir zamanda zor­ lukları yenmiş, müzik sanatının ace­ misi olan talebeleri garb tiyatrosunun

r

ı

Y a z a n :

Halûk Y. Şehsuvaroğlu

1

I

en meşhur parçalarım icra etmeğe başlamışlardı. Burada profesörün ma- haretile beraber talebelerin uyanık zekâlarını da zikretmek yerinde olur.) (1).

II. Mahmudun emrile Enderun gençlerinden yeni orkestra için ayrı­ lan gençler garb musikisinde hakika­ ten büyük bir maharet göstermişler ve kısa bir zamanda bazı mühim parçaları muvaffakiyetle çalmağa başlamışlardı.

1829 Rus harbi münasebetile Ta- rabyadaki karargâhında bulunan II. Mahmudun günlük hayatından bah­ seden bir İngiliz deniz subayı Ende­ run gençlerinin maharetinden şöyle bahsetmektedir: (... Birdenbire Türk askerî bandosu Karadeniz Boğazı sa­ hilinde Rossini’nin havalarmı çalma­ ğa başladı. Bando muallimi olan pro­ fesör Sinyor Donizetti'ye gerçekten şeref verecek kadar güzel çalıyordu. Yemekten kalkarak bandonun çal­ makta bulunduğu saray rıhtımına gittik. Burada bandoyu tertib eden Türklerin ne kadar geııc olduklarını ve alafranga sazları ne büyük bir alışkanlıkla kullandıklarını görerek hayret içinde kaldım. Bu gene mı­ zıkacıların sadece padişaha c-drmk üzere talim görmüş Endurunlular ol­ duklarını öğrenince hayretim büsbü­ tün arttı.

Profesör Donizetti’nin anlattığına göre bu gençlerin musikiyi öğrenme­ de heves ve istidadları İtalyada bile hayreti mucib olacak derecede yük­ sekti. Bu gösteriyor ki Türkler yara­ dılışta musiki ile alâkadardırlar.) (2). Donizetti (Ağalar Orkestrası) ismi verilen gene ndurunlulardan müte şekkiı müzik topluluğunu bu şekilde yetiştirdikten sonra 1831 yılında Sul­ tan Mahmud için bir marş da beste­ lemişti. (Bu suretle bir Osmanlı hü­ kümdarı adına, garb usulile bir marş bestelenmiş oluyor, bu (Sultan M.ıh- mud Marşı) 1831 yılının ilkbaharında Beylerbeyi Saraymda bulunan hü­ kümdarın huzurunda (Ağalar Orkes­ trası) tarafından çalmıyordu. Kendi

adma yapılan bu marştan pek mem­ nun kalan Sultan Mahmud Don'zet- ti’ye bir nişanla beraber (Bey) un­ vanını da vermişti.) (3). _

Donizettinin kurduğu saray orkes­ trası her gün öğleden sonra Sarayın pencereleri altında en güç ve çeşidli müzik parçalarını çalıyor ve bizzat Sultan Mahmud tarafından teşvik ve takdir görüyordu.

1839 temmuzunda tahta ,ıkan Ab- dülmecid, babasının giriştiği ııiahat hareketlerini ileri götürmeğe cehdet- miş ve bu arada garb musikisine kar­ şı büyük bir anlayış ve yakınlık gös­ termişti. Gene hükümdar garb mu- sikisile bizzat meşgul oluyor ve sev­ diği bu musikinin memlekete yayıl­ masını istiyordu. Bu bakımdan Doni- zetti'nin kurduğu, Mızıkai Hüma­ yundan, ordu mızıkalarından başka, sarayda ve İstanbulda tanınmış aile­ lerin arasında garb musikisi tahsili de ilerlemiş, bu devirde Îstanbula bir çok tanınmış gaıblı sanatkârlar da konserler vermek üzere gelmiş­ lerdi.

1847 yılında List'in îstanbula geli­ şini Donizetti oğluna yazdığı 9 tem­ muz 1847 tarihli bir mektubla şöyle anlatıyordu: (... Dünkü gün List şeh rimize geldi. Bu haberi Padişaha u- laştırmak için istical gösterdim ve bir kaç saat sonra da sanatkâr Avus­ turya sefareti Baştercümam refaka­ tinde hükümdar tarafından kabul edildi. Haşmetmeab aynı günün ak­ şamı Çırağan Saraymda huzurunda çalmasını istedi.

Bu emir üzerine derhal Erard pi­ yano evimden saraya nakledildi, bu suretle bu âlet Sultan Abdülmecidin huzurunda List’in parmaklarile ça­ lınmak şerefine nail oldu.) (4).

List’den bir yıl sonra Belçikalı ke­ man virtüözü Henry Viextemps da îstanbua gelmiş ve gene Çırağan Sarayında Sultan Mecidle, maiye- tindekilere bir konser vermişti. San­ atkâr pek beğenilen bu konserin so­ nunda padişah tarafından yirmi bin kuruş atiye ve bir iftihar nişanile

taltif olunmuştu.

Donizetti, garb musikisinin hamisi j olan Abdülmecid namına da yeni bir marş yapmış ve bundan dolayı padi- !

şah kendisine üzeri büyük pırlanta­ larla tuğra işlenmiş altın bir enfiye kutusu hediye etmişti.

Saray orkestrası ve ordu bandoları ı tesis etmek vazifelerini muvaffaki­ yetle başaran Donizetti (aynı zaman- ! da talebelerine İtalyanca şarkılar öğretiyor, bu suretle Türkiyeye Dan te’nin ahenkli lisanını da sokmuş o - luyordu.) (5)

Donizetti saraydaki çalışmalarını 17 ocak 1846 tarihli bir mektubunda bir dostuna şöylee naklediyordu: (Oğlum size Türk talebelerinin İtal­ yanca şarkılar söylediklerini şüphe­ siz bildirmiştir. Sultan bir kaç ope­ ret görmeği arzu ediyor. İyi operet­ leri nereden temin edeceğimi bilmi­ yorum.) (6)

Donizetti bu mektubu yazdıktan kısa bir zaman sonra sarayda ope­ retler oynamağa da muvaffak olmuş tu. (Sarayın salonlarından birine bir sahne kuruldu ve sultanın huzurun­ da sarayın talebelerinden teşkil edi­ len amatör aktörlerle bazı operetler temsil edildi. Daha sonra bu sahne büyültüldü ve küçük bir tiyatroya tahvil edildi. Bu tiyatroda operetler, meslekten sanatkârlar tarafından da operalar temsil edildi.) (7)

Muzikai Hüpnayun Donizetti’nin idaresindeydi. Ayrıca ordu mızıka­ ları için de Avrupadan mütehassıs­ lar getirtilmişti. 1848 yılında İstanbul ordusu süvari mızıkaları muallimliği ne Prusyadan Kari von Şfe celbolun muştu. Ayrıca Muzikai Hümayun ta­ lebelerine de Avrupadan gelen bazı hocalar ders vermekteydi. 1854 yılın­ da (glarneta üstadı) Françesko, bo­ razan hocası Doos, piyano muallimi Freel ve keman üstadı Vels ve Bug- vani, musiki nazariyatı hocası Hau- zen’di. Bunların başında da (üstadı evvel) diye anılan Guvatelli bulunu­ yordu.

Muzikai Hümayun doksan kişiden mürekkebdi. Bunların kırk sekizini çavuş ve onbaşılar teşkil ediyorlar­ dı. Muzikai Hümayun ders program­ larında musiki derslerinden başka türkçe, arabca, fransızca ve yazı ders ler vardı. Abdülmecid, Donizetti Paşayı mirlivalığa terfi ettirmiş, ay­ nı zamanda Muzikai Hümayunun meşhur şahsiyetlerinden olan Necib Bey de Paşa olmuştu. Muzikai Hü­ mayundaki istidadlı gençler gittikçe birer birer yabancı hocaların yerleri­ ni alıyorlardı. 1861 de iki yabancı hocanın yerine muzika mülâzimle- rinden Şevket Beyle, Çavuş Hiisrev ağa (ehil ve erbab) göründüklerin­ den tayin edilmişlerdi.

19. asrın birinci yarısında orduda, sarayda, konaklarda İstanbulun ba­ zı umumî yerlerinde gaı-b musikisi yer almış ve benimsenmiş bulunu­ yor. sarayda hergün çalan mızıkadan başka alayların, orduların mızıka ta­ kımları da- hergüft"-ikindi saatlerinde, kumandan daireleri önünde muhte­ lif garb parçalan terennüm ediyor­ lardı (8).

(1) Antonio Bratta Costantinopli nel 1831

(2) Amiral A. Slade’in Ali Rıza Sey fioğlu tarafından türkçeye çevrilmiş

(Türkiye Seyahatnamesinden) (3. 4, 5, 6. 7) G. Donizetti: Histoire de la reforme de la musique en Turquie

(8) Cumhuriyet gazetesi. İstanbul­ da garb musikisi, 18,3,1956

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Linear linked list is a data structure of explicit ordering of items (nodes)a. Each item(node) contains

Sciessent Limited (Acting for Sciessent LLC (United States)) Substance Supplier RP Participant 24-Sep-14 Product Type: 4.

Infinitive V 1 Past V 2 Past Participle V 3. leave left

Yerleşim birimleri adı, sınıfı (kaza, nahiye, karye, cemaat, çiftlik) ve bağlı olduğu birim adı (Karye-i Kuz tabi-i kaza-i Ağlasun), kişiler ise hane esasına göre önce

Having places, where people can walk normally and be able to exercise alongside improving social aspects of the area, helps to decrease obesity levels as people tend to have healthier

Table 20: Significant ANOVA Results for Place of Graduation and Awareness of Dyslexia ………....72 Table 21: Significant ANOVA Results for Region and Awareness of Dyslexia

The study showed that because of its extremely low-power consumption, the large network capability and the ease of use, the ZigBee protocol is more

BPSK: Binary Phase Shift Keying CDMA: Code-Division Multiple Access CW: Continuous Wave. DS-SS: Direct Sequence Spread Spectrum ESN: Electronic