T T " 5$0 9
a9
i n
YENİ YILI KARŞILARKEN ...
Ü I Ö KİLİSELER
îstarıbul'lulann bölünmez birer parçası olan
azınlıklara, dinsel özgürlükleri gibi gelenek ve
göreneklerini sürdürebilme konusunda ilk ve kesin
güvenceyi veren Fatih Sultan Mehmet olmuştu... Ve
İstanbul'luları "yılbaşı"şenlikleriyle ilk tanıştıran da,
1829'u karşılarken İngiliz Sefiri ve Sefiresi
Cunning'lerdi...
Evet... Bu sayımızda, yeni yılı karşılarken İstanbul'un
en renkli köşeleri olan kiliseleri görüntüledik... Ve
İstanbul'daki ilk patrik seçiminden, ilk yılbaşı
kutlamasına uzanan bir nostaljiyi anımsatmak.
istedik...
N İ L S O Y S A L F O T O Ğ R A F L A R : E R Z A D E E R T E M
Ayasofya, iki ayrı dinin, yani hıristiyanlığın ve islamiyetin özelliklerini birarada sergileyen dünyanın tek mabedidir. Ayasofya'yı 326' da Doğu Roma İmparatoru Büyük Konstantin
yaptırmıştı. Bu ünlü mabed İstanbul' un fethinden sonra cami oldu. 1934' de de müze haline getirildi.
W stanbul sosyetesi, Ingiliz Sefiri ve
I
Sefiresi'nin elden dağıtılan davetiyeleriyle, ilk kez garip bir tedirgin liği yaşıyordu. Sir Stratford Cun ning ve eşinin, kalburüstü kimsele ri, Haliç'de demirli bir İngiliz gemi sinde verilecek baloya davetiydi bu. Yeni yıla tüm dostlarıyla bera ber girmek istiyorlardı.Günlerdir Haliç'deki geminin niye bu kadar süslendiği ve ışıklarla donatıldığı şimdi anlaşılıyordu. O günlere kadar, İstan bul’daki azınlığın kiliselerde kutladığı Noel ve kendi aralarında düzenledikleri .şenlik ler. böylece ilk kez "Payitaht'Tn. yani baş kentin ev sahiplerine de açılacaktı.
l<S29'u karşılıyorduk.
Ancak. İstanbul sosyetesindeki müslüman kesimin Noel eğlencelerine katılması, o günlere kadar hiç düşünülmemişti. Hele hele, kadınlı, erkekli olarak biraıada olacak şey değildi elbette!...
Başta Sultan II. Mahmut vardı. Aydın kafalı, Batı'ya açık ve olumlu yenilikleri benimse mesiyle tanınan padişah, Cuııning'lerin da vetine devlet erkanından çok kişinin gitme ye can attıklarını sezmişti. Ne var ki. ondan çekiniyorlardı. Bir divanda konuyu dile ge tirdi ve bu baloya katılmanın İstanbul'daki diplomatik misyonla yaklaşma açısından büyük yararı olduğunu, o zamanki dille "irade buyurdu".
İstanbul'daki ilk yılbaşı balosuna, İstanbul sosyetesinin ileri gelen müslüman kişileri, eşlerini evde bırakarak katıldılar. Bu balo yu. sonraki yılbaşlarında yer yer düzenle nen ve sayılan giderek artan balolar, parti ler ve eğlenceler izledi.
İstanbullular, 1829'u karşılarken, o yılbaşı na kadar kiliselerde düzenlenen Noel yor tularını da. azınlıktaki dostlarından dinli yor. öğrenebiliyorlardı. Saraydan devlet er kanı için baloya izin çıkınca kiliselerdeki Noel yortularını merak edip de gitmeye
çe-+
Heybeliada'daki ilk yerleşim "Kuyu Mahallesi"ydi. Aya Nikola Kilisesi de , o
dönemde bu mahallenin küçük cemaat kilisesiydi. Bu kilise, bugünkü haline 1857'de
getirildi ve balıkçıların koruyucusu Aya Nikola'ya adandı. Kilise'nin bir de ünlü saat
kulesi vardı. Ancak, o günkü haliyle son derece güzel bir görünümü olan bu saat kulesi, 1950 yılındaki restorasyon sırasında
onarılırken bazı özelliklerini kaybetti. Fotoğrafta bir Rum düğününün görüldüğü Aya Nikola Kilisesi'nin duvarlarını süsleyen Incil'i yazan dört azizin resmi ve altın işlemeli Aya Nikola ikonu da ünlüdür. Kilise'nin yortu günü ise, 6 Aralık'dır. Sağdaki fotoğrafta ise, Saint Antoine'deki bir noel ayini görülüyor. Galatasaray'daki Saint Antoine, İstanbul'un en ünlü ve büyük kiliselerinden biri olarak
tanınıyor.
lw
w
*®
9|*
kinenlere de fırsat doğmuştu. Bunlar, yal nızca o yortuları izlemekle de kalmadı... Aralarında Galata Köprüsü'nde sabahlamak pahasına, Haliç'deki gemiye gidip, gelenle ri seyre koşanlar da az değildi.
Artık sonraki yıllarda, İstanbul'un ünlü kili seleri, Noel yortularındaki o renkli sahnele ri yalnızca Hıristiyan'larla değil, Müslü man'lar ve Musevi'lerle de paylaşmaktan asla çekinmeyeceklerdi.
Üstelik, inananlar ve merak edenleri aynı çatı altında toplayabilen bu uygarca davra nışın temelini kuran ve İstanbul'daki azınlı ğa, dünyanın başka hiçbir yerinde bu ka dar hoşgörülüsüne rastlanmayan dinsel öz gürlüğü sağlayan, Fatih Sultan Mehmet'ti. Çünkü, Sultan Mehmet'in Fatih olduktan sonra Yeniçağ'ın kapı kilidine uzattığı ilk altın anahtar, Bizans halkına, dinsel inanç ları başta olmak üzere, gelenekleri ve göre neklerinin dokunulmazlığı konusunda ver diği güvenceydi.
Dahası, Büyük Fetih, Bizans halkının "Pat rik" seçimine hazırlandığı günlerde
gerçek-*
1599' da bugünkü yerine nakli gerçekleştirilen Fener Rum Patrikhanesi' nin
yerinde daha önce küçük bir semt kilisesi vardı... Ancak, bir başka iddia da buranın ilk
leşmiş ve seçim bu yüzden yapılamamıştı. Fatih Sultan Mehmet'in, bu seçim için gere ken izni kendiliğinden düşünmesi ve bir fermanla duyurması, Bizans halkını çok şa şırttı. Üstelik seçim sarayın koruması altın da yapıldı. Georgios Skolarios, "Gennadi- os" adını alarak Fetih'den sonra İstanbul'un ilk "Rum Patriği" oldu.
Seçimden sonra, Koca Hünkar'ın huzuruna kabul ettiği "Gennadios"u yemeğe alıkoy ması ve onurlandırması, o güne kadar ta- rihde eşi görülmüş, duyulmuş şey değildi. Ortaçağ kilisesinin bağnaz baskısına körü- körüne boyun eğen Avrupa için, bir Müs lüman imparatorun Flristiyan halkına tanı dığı böyle bir "vicdan özgürlüğü" ilk büyük uyanıştı. Üç kıtaya yayılan ve "Cihan İmpa ratorluğu" kuran OsmanlI'lar büyük fetihle başlayan örneklere, egemenlik kurdukları her yerde yenilerini eklerken, Avrupa insa nı elbette önce kilise baskısına tepki göste recekti. "Dinde Reformda başlayan bu ha reket, toplumsal yapılardaki bir takım dev- rimlerle sürdürülecek, bilim ve kültürle yoğrulacaktı. ■
Büyükada' daki ünlü Aya Yorgi Kilisesi, M.S. 963' de İmparator Nikiforos Fokas zamanında
inşa edildi. Bu kilise Bizans döneminde uzun yıllar imparatorların sürgün cezalarını infaz
ettikleri yer olarak kullanıldı.
Kariye Müzesi, İstanbul'un Edirnekapı semtindeki eski bir bizans kilisesidir. Burası,
özellikle geç dönem bizans mozaikleri ve duvar resimleriyle ünlüdür. Buradaki ilk kilise,
Costantinus surlarının dışında, Khora Manastırı'na bağlı olarak yapılmıştı. Daha sonra ise, Thedosios surlarının içine alınan kiliseden günümüze hiçbir kalıntı ulaşamadı. Tabii böylece ilk yapıya ait bilgiler de kesinlik
kazanmadı. Ancak kaynaklar, Khora Manastırı'na kapatılan Phokas'ın damadı Krispos'un bu yapıyı genişlettiğini gösteriyor.
Bu arada, bugün müze olarak kullanılan Kariye Kilisesi XVI. yüzyıl başlarında Sadrazam Atik Ali Paşa tarafından camiiye
çevrilmişti.
F I R S T 3 2
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi