• Sonuç bulunamadı

Akkaya baraj gölü (Niğde/Türkiye) ve çevresinde yayılış gösteren ev serçesi Passer domesticus'un morfolojik ve morfometrik özelliklerinin mevsimsel olarak araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akkaya baraj gölü (Niğde/Türkiye) ve çevresinde yayılış gösteren ev serçesi Passer domesticus'un morfolojik ve morfometrik özelliklerinin mevsimsel olarak araştırılması"

Copied!
135
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

BĐYOLOJĐ ANABĐLĐM DALI

AKKAYA BARAJ GÖLÜ (NĐĞDE/TÜRĐYE) VE ÇEVRESĐNDE YAYILIŞ GÖSTEREN EV SERÇESĐ PASSER DOMESTICUS’UN MORFOLOJĐK VE MORFOMETRĐK ÖZELLĐKLERĐNĐN MEVSĐMSEL OLARAK ARAŞTIRILMASI

AYŞE AKPINAR Şubat 2016 A . A K P IN A R , 2 01 6 N ĐĞ D E Ü N ĐV E R S ĐT E S Đ Y Ü K S E K L ĐS A N S T E Z Đ F E N B ĐL ĐM L E R Đ E N S T ĐT Ü S Ü

(2)
(3)

T.C.

NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

BĐYOLOJĐ ANABĐLĐM DALI

AKKAYA BARAJ GÖLÜ (NĐĞDE/TÜRĐYE) VE ÇEVRESĐNDE YAYILIŞ GÖSTEREN EV SERÇESĐ PASSER DOMESTICUS’UN MORFOLOJĐK VE MORFOMETRĐK ÖZELLĐKLERĐNĐN MEVSĐMSEL

OLARAK ARAŞTIRILMASI

AYŞE AKPINAR

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Fulya SAYGILI YĐĞĐT

(4)
(5)
(6)

iv ÖZET

AKKAYA BARAJ GÖLÜ (NĐĞDE/TÜRKĐYE) VE ÇEVRESĐNDE YAYILIŞ GÖSTEREN EV SERÇESĐ PASSER DOMESTICUS’UN MORFOLOJĐK VE MORFOMETRĐK ÖZELLĐKLERĐNĐN MEVSĐMSEL OLARAK ARAŞTIRILMASI

AKPINAR, Ayşe Niğde Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Biyoloji Ana Bilim Dalı

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Fulya SAYGILI YĐĞĐT Şubat 2016, 130 Sayfa

Bu tez çalışmasında Akkaya Barajı (Niğde) ve çevresinde yayılış gösteren Ev serçesi Passer domesticus’un morfolojik ve morfometrik özellikleri mevsimsel olarak incelenmiştir. Arazi çalışmalarında sis ağları yardımıyla yakalanan ev serçesi bireyleri için on dört dış morfolojik karakterde ölçüm yapılmış ve elde edilen veriler istatiksel olarak değerlendirilmiştir. Sonbaharda ergin dişilerin gaga uzunluğu, gaga genişliği, kafa uzunluğu, kafa genişliği ve orta parmak uzunluğu karakterlerinin ortalama değerleri erkeklerinkinden büyük iken kış mevsiminde tüm karakterler için erkek bireylerin ortalama değerlerinin dişilerinkinden büyük olduğu belirlenmiştir. Đlkbahar mevsiminde erkek bireylerin tüm boy uzunluğu, gaga uzunluğu, kanat uzunluğu, kuyruk uzunluğu, kanat açıklığı ve kanat genişliği dişilerinkinden büyük iken yaz mevsiminde ise kafa uzunluğu, kafa genişliği karakterleri ve ağırlık ortalamaları hariç diğer karakterleri dişilerinkinden büyük olarak ölçülmüştür. Sonuç olarak ev serçelerinin değerlendirilen morfometrik karakterlerinin hem dişi ve erkek bireyler arasında hem de mevsimsel olarak istatistiksel olarak önemli farklılıklar gösterdiği saptanmıştır.

(7)

v SUMMARY

SEASONAL INVESTIGATION OF MORPHOLOGICAL AND

MORPHOMETRICAL CHARACTERISTICS OF HOUSE SPARROW PASSER DOMESTICUS DISTRIBUTED IN THE VICINITY OF AKKAYA DAM LAKE

(NIĞDE/TURKEY)

AKPINAR, Ayşe Nigde University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology

Supervisor: Asistant Professor Dr. Fulya SAYGILI YĐĞĐT

February 2016, 130 Page

In this study, morphometric and morphologic characters of house sparrow Passer domesticus were seasonally analyzed in the vicinity of Akkaya Dam Lake in Niğde, Turkey. House sparrows were captured with mist net in field study and fourteen characters were measured and compared statistically. The average bill length, bill width, head length, head width and tail length of females were found higher than males in autumn. All morphometric characters of males were observed to be higher compared to females in winter. In spring; bill length, body length, wing length, wing span, wing width and tail length of males were higher than females although another characters were except for head length, head width and body weight of males were found higher than females in summer. Consequently, statistically significant differences were found between both female and male and seasonally for the evaluated morphometric characters of house sparrows.

(8)

vi ÖNSÖZ

Bu çalışmada Niğde ilindeki Akkaya Barajı ve çevresinde yayılış gösteren Passer domesticus türünün morfolojik ve morfometrik özellikleri mevsimsel olarak araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar paket programlar ile istatiksel olarak değerlendirilmiştir. Hangi mevsimde hangi dış morfolojik karakterlerin farklılık gösterdiği, bu karakterlerin dişi ve erkek bireylerdeki durumu mevsime göre karşılaştırmalı bir şekilde belirlenmiştir.

Tez çalışmamın konusunun belirlenmesinde, planlanıp yürütülmesinde bilgi tecrübe ve teşviklerini esirgemeyerek çalışmalarıma yön veren, bana yol gösteren, her türlü desteği sağlayan değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr Fulya SAYGILI YĐĞĐT’e en içten teşekkürlerimi sunarım.

Bu çalışmanın gerçekleşmesinde büyük emeği olan, arazi çalışmaları sırasında ve sonrasında desteğiyle hep yanımda olan değerli arkadaşım Emine KEKLĐK’e teşekkür ederim.

Benim bugünlere gelmemi sağlayan, tüm öğrenim hayatım boyunca maddi ve manevi olarak yanımda olan, hiçbir zaman desteklerini, sevgilerini esirgemeyen, her durumda yanımda olan canım babam Duran AKPINAR ve annem Sabiha AKPINAR’a sonsuz teşekkürü bir borç bilirim.

(9)

vii ĐÇĐNDEKĐLER DĐZĐNĐ ÖZET . ………..iv SUMMARY ...……….v ÖNSÖZ …..………..………....vi ĐÇĐNDEKĐLER DĐZĐNĐ……..……….…...vii ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ………...ix ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ ………...xiii FOTOĞRAFLAR DĐZĐNĐ………..xv SĐMGELER VE KISALTMALAR………xvi BÖLÜM I GĐRĐŞ...1 1.1.Kaynak Özetleri ...2 BÖLÜM II GENEL BĐLGĐLER ... 10

2.1. Ordo: Passeriformes (Ötücü kuşlar) ... 10

2.2. Familya: Passeridae (Serçegiller) ... 10

2.3 Cins: Passer (Serçeler) ... 10

2.4. Tür: Passer domesticus (Ev serçesi) ... 11

2.4.1. Türün Genel Özellikleri ... 11

2.4.2 Passer domesticus’un Dağılımı ve Alt Türleri... 12

2.5. Passer domesticus’un Biyoekolojik Özellikleri ... 16

2.6 Morfolojik ve Morfometrik Çalışmaların Amacı ve Önemi ... 17

BÖLÜM III MATERYAL VE METOT ... 19

3.1.Çalışma Alanı ... 19

3.1.1. Coğrafik Özellikleri ... 19

3.1.2. Đklimsel Özellikleri ... 20

3.2. Arazi Çalışmaları ve Örneklemeler... 24

3.2.1. Morfometrik Ölçümler ve Değerlendirmeleri ... 29

3.2.1.1.Dış Morfolojik Ölçüm Karakterleri ve Ölçüm Metodları ... 29

3.3. Đstatiksel Değerlendirme... 33

BÖLÜM IV BULGULAR ... 35

4.1. Morfolojik Bulgular ... 35

(10)

viii

4.2.1. Eşeysel Olarak Farklılık Oluşturan Dış Morfometrik Karakterler ... 38

BÖLÜM V TARTIŞMA VE SONUÇ ... 87

KAYNAKLAR ... 97

ÖZGEÇMĐŞ………..…...………..104

(11)

ix

ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ

Çizelge 1.1. Dünyada tanımlanan Passer türleri………...3 Çizelge 2.1. Passer domesticus’un alt türleri ve Türkiye’deki yayılış alanları…...15 Çizelge 3.1. Yapılan arazi çalışmaları takvimi ve elde edilen örnek sayıları...………...28 Çizelge 3.2. Dış morfolojik ölçüm karakterleri………...30 Çizelge 4.1. Ergin ve genç ev serçesi bireylerine ait dış morfolojik karakterlerinin ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük değerlerine ait ölçüm sonuçları ……….………...40 Çizelge 4.2. Ergin ev serçesi bireyleri arasında cinsiyete göre farklılık gösteren

dış morfolojik karakterler (ANOVA)………..41 Çizelge 4.3. Genç ev serçesi bireyleri arasında cinsiyete göre farklılık gösteren

dış morfolojik karakterler (ANOVA)………...42 Çizelge 4.4. Ergin erkek ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin

mevsimsel olarak ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük

değerleri………...43 Çizelge 4.5. Ergin erkek ev serçesi bireylerinin mevsimsel olarak farklılık

gösteren dış morfolojik karakterleri (ANOVA)………...44 Çizelge 4.6. Ergin erkek ev serçesi bireylerinin mevsime göre farklılık oluşturan

dış morfolojik karakterlerinin çoklu karşılaştırma analizi…………...45 Çizelge 4.7. Ergin dişi ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin

mevsimsel olarak ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük değerleri………..……..47 Çizelge 4.8. Ergin dişi ev serçesi bireylerinin mevsimsel olarak farklılık

gösteren dış morfolojik karakterleri (ANOVA)………...48 Çizelge 4.9. Ergin dişi ev serçesi bireylerinin mevsime göre farklılık oluşturan

dış morfolojik karakterlerinin çoklu karşılaştırma analizi ………49 Çizelge 4.10. Genç erkek ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin

mevsimsel olarak ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük

değerleri...51 Çizelge 4.11. Genç erkek ev serçesi bireylerinin mevsimsel olarak farklılık

(12)

x

Çizelge 4.12. Genç dişi ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin mevsimsel olarak ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük

değerleri………..………...53 Çizelge 4.13. Genç dişi ev serçesi bireylerinin mevsimsel olarak farklılık

gösteren dış morfolojik karakterleri (ANOVA)……….54 Çizelge 4.14.P. domesticus’un ergin erkek bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin aylara göre ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük

değerleri………...55 Çizelge 4.15. Ergin erkek ev serçesi bireylerinin aylara göre farklılık gösteren dış

morfolojik karakterleri (ANOVA)………....57 Çizelge 4.16. Ergin dişi ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin aylara göre ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük değerleri………....58 Çizelge 4.17. Ergin dişi ev serçesi bireylerinin aylara göre farklılık gösteren dış

morfolojik karakterleri (ANOVA)………..…61 Çizelge 4.18. Genç erkek ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin

aylara göre ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük

değerleri………..62 Çizelge 4.19. Genç erkek ev serçesi bireylerinin aylara göre farklılık gösteren dış morfolojik karakterleri (ANOVA)………63 Çizelge 4.20. Genç dişi ev serçesi bireylerinin dış morfolojik karakterlerinin aylara göre ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük değerleri………...64 Çizelge 4.21. Genç dişi ev serçesi bireylerinin aylara göre farklılık gösteren dış

morfolojik karakterleri (ANOVA)……….65 Çizelge 4.22. Erkek ev serçesi bireylerinin yaka boyutunun mevsimlere göre

ortalama, standart sapma, en küçük ve en büyük değerlerinin ölçüm sonuçları ………....67 Çizelge 4.23. Erkek ev serçesi bireylerin yaka boyutlarında mevsime göre oluşturan ölçüm karakterleri (ANOVA)………...67 Çizelge 4.24. Erkek ev serçesi bireylerinin yaka boyutlarında aylara göre faklılık oluşturan ölçüm karakterleri……….68 Çizelge 4.25. Erkek ev serçesi bireylerinin yaka boyutunda aylara göre faklılık gösteren ölçüm değerlerinin çoklu karşılaştırma analizi (Tukey HSD)…………..69

(13)

xi

Çizelge 4.26. P. domesticus için Temel Bileşen Analizi; KMO ve Barlett testi……...70

Çizelge 4.27. P. domesticus için Özdeğer istatistiğine bağlı faktör sayısı ve açıklanan varyans yüzdesi………..……….71

Çizelge 4.28. P. domesticus için Döndürülmüş Faktör matrisi………...71

Çizelge 4.29. P. domesticus için Box’M Testi………72

Çizelge 4.30. P. domesticus için Ayırma analizi özdeğer istatistiği………...73

Çizelge 4.31. Passer domesticus için Ayırma analizi Wilks’ Lambda istatistiği…...73

Çizelge 4.32. P. domesticus için Standardize edilmiş ayrışım fonksiyon katsayıları...73

Çizelge 4.33. P. domesticus için Ayrışım analizi sınıflandırma sonuçları…………...73

Çizelge 4.34. Ergin erkek P. domesticus bireyleri için Temel Bileşen Analizi; KMO ve Barlett testi………...74

Çizelge 4.35. Ergin erkek P. domesticus bireyleri için Özdeğer istatistiğine bağlı faktör sayısı ve açıklanan varyans yüzdesi………..75

Çizelge 4.36. Ergin erkek P. domesticus bireyleri için Döndürülmüş Faktör matrisi……….75

Çizelge 4.37.Ergin erkek P. domesticus için Box’M Testi………..76

Çizelge 4.38.Ergin erkek P. domesticus için Ayırma analizi özdeğer Đstatistiği………...76

Çizelge 4.39. Ergin erkek P. domesticus için Ayırma analizi Wilks’ Lambda Đstatistiği………...76

Çizelge 4.40. Ergin erkek P. domesticus için Standardize edilmiş ayrışım fonksiyon katsayıları………...77

Çizelge 4.41. Ergin erkek P. domesticus için Ayrışım analizi sınıflandırma sonuçları………...77

Çizelge 4.42. Ergin dişi P. domesticus bireyleri için Temel Bileşen Analizi; KMO ve Barlett testi………...78

Çizelge 4.43.Ergin dişi P. domesticus bireyleri için Özdeğer istatistiğine bağlı faktör sayısı ve açıklanan varyans yüzdesi………...78

Çizelge 4.44. Ergin dişi P. domesticus bireyleri için Döndürülmüş Faktör Matrisi………...79

(14)

xii

Çizelge 4.46. Ergin dişi P. domesticus için Ayırma analizi özdeğer

istatistiği………. ………...80 Çizelge 4.47. Ergin dişi P. domesticus için Ayırma analizi Wilks’ Lambda

istatistiği………...80 Çizelge 4.48. Ergin dişi P. domesticus için Standardize edilmiş ayrışım fonksiyon katsayıları………...80 Çizelge 4.49. Ergin dişi P. domesticus için Ayrışım analizi sınıflandırma

sonuçları………..80 Çizelge 4.50.Sonbahar ve yaz mevsimindeki P. domesticus birey

sayısı………...82 Çizelge 4.51. Sonbahar ve yaz mevsiminde yakalanan P. domesticus bireylerinin Box’M testi………....83 Çizelge 4.52. MANOVA analizi sonuçları………...83 Çizelge 4.53. MANOVA analizinde mevsim, cinsiyet ve mevsim*cinsiyet olarak farklılık gösteren karakterler………..84 Çizelge 4.54.Sonbahar ve Yaz mevsimine ait Tukey HSD testi ile elde edilen çoklu karşılaştırma sonuçları………....85 Çizelge 5.1. Saygılı (2011) ve bu tez çalışmasından elde edilen ölçüm sonuçların

eşeylere göre karşılaştırılması……….92 Çizelge 5.2. Farklı araştırmalardaki Erkek ev serçelerine ait ölçüm sonuçlarının

(15)

xiii

ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ

Şekil 2.1. P. domesticus erkek (a) ve dişi (b) birey……….12

Şekil 2.2. P. domesticus (yeşil-mavi) ve P. indicus gruplarının dağılımı (sarı kırmızı turuncu dağılımı………...14

Şekil 2.3. P. domesticus’un Dünyadaki dağılımı (IUCN 2016.1)………...14

Şekil 2.4.P. domesticus’un alttürlerinin Türkiyedeki coğrafik dağılımı……….…16

Şekil 3.1.Niğde ili haritası………...19

Şekil 3.2. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak ortalama sıcaklık dağılımı………....21

Şekil 3.3. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak en yüksek sıcaklık grafiği………...21

Şekil 3.4. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak en düşük sıcaklık grafiği……….………...22

Şekil 3.5. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak toplam yağış dağılımı……….……...22

Şekil 3.6. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak ortalama nisbi nem dağılımı………...23

Şekil 3.7. Niğde ilinin ortalama sıcaklık ve bağıl nem grafiği (DMĐGM verilerinden)………...23

Şekil 3.8. Araştırma alanına düşen yağışın mevsimlik dağılımı………...24

Şekil 3.9. Niğde ilinin yıllık ortalama toplam yağış tutarlarının mevsimlere dağılışı ve yüzde oranları………..24

Şekil 3.10. Çalışma alanının genel görünümü (Google Earth’den değiştirilerek)… ………..………....25

Şekil 4.1. Ergin erkek ev serçesi bireylerinde tüm boy uzunluğunun mevsimsel değişimi………46

Şekil 4.2. Ergin dişi ev serçesi bireylerinde tüm boy uzunluğunun mevsimsel değişimi………....50

Şekil 4.3. Ergin erkek ev serçesi bireylerinde tüm boy uzunluğunun aylara göre değişimi………....57

(16)

xiv

Şekil 4.4. Ergin dişi ev serçesi bireylerinde tüm boy uzunluğunun aylara göre

değişimi………....60 Şekil 4.5.Genç erkek Ev serçelerinde tüm boy uzunluğunun aylara göre

değişimi………....63 Şekil 4.6. Genç dişi Ev serçelerinde tüm boy uzunluğunun aylara göre

değişimi………65 Şekil. 4.7. Dört mevsimde gruplandırılmış 84 ergin erkek Ev serçesi bireyi için ayrışım fonksiyonu analizi sonuçları ………...81 Şekil 4.8.Toplam serçelerin yaz mevsimine ait ayrışım analizi sonuçları………...81 Şekil 5.1. Moller (1989) ve bu tez çalışmasından elde edilen kanat uzunluğu

değerlerinin karşılaştırılması………...…87 Şekil 5.2. Erkek ve dişi ev serçesi bireylerinin mevsimsel olarak dış morfolojik ölçüm karakterlerindeki değişimler………....90 Şekil 5.3. Erkek ve dişi ev serçesi bireylerinde üreme mevsiminde kanat ve kuyruk uzunluğu büyüklüğünün karşılaştırılması………....91 Şekil 5.4. Ergin dişi ve erkek ev serçesi ibreylerinde morfolojik karakterlerin

karşılaşltırılması………....95 Şekil 5.5.Dişi ve erkek ev serçesi bireylerinin mevsime göre ağırlık ortalamalarının

(17)

xv

FOTOĞRAFLAR DĐZĐNĐ

Fotoğraf 3.1. Akkaya Barajından bir görünüm………26

Fotoğraf 3.2. Çalışma alanından genel bir görünüm ………..………26

Fotoğraf 3.3. Akkaya Barajından genel bir görünüm ……….26

Fotoğraf 3.4. Arazi çalışmasında kurulan sis ağlarında bir görünüm……..………27

Fotoğraf 3.5. Arazi çalışmasında sis ağına takılan erkek ev serçesi bireyi…….………27

Fotoğraf 3.6. Sis ağlarıyla yakalanan ev serçesi bireylerinin sis ağından dikkatlice çıkarılması……...27

Fotoğraf 3.7.Ev serçesi bireylerinin tünedikleri bir ağaç………....28

Fotoğraf 3.8. Ölçüm sırasında kullanılan araç gereçler; Dijital kumpas(A), cetvel (B), Hassas terazi (C), sis ağı(D)………..29

Fotoğraf 3.9. Ev serçesi bireylerinde ağırlık (A) ve tüm boy (B) ölçümü………...31

Fotoğraf 3.10. Ev serçesi bireylerine ait görünümler (A) Erkek ve (B) Dişi ………...31

Fotoğraf 3.11. Ev serçesi bireylerine ait görünümler………...32

Fotoğraf 3.12. Ev serçesi bireylerinde kanat açıklığı (A) ve kanat uzunluğu (B) ölçümü………...32

Fotoğraf 3.13. Ev serçesi bireylerinde kafa genişliği (A) ve gaga derinliği (B) ölçümü………...33

Fotoğraf 4.1. Dişi bir ev serçesi bireyinin (a) arkadan, (b) üstten ve yandan (c) görünümü………...36

Fotoğraf 4.2. Erkek bir ev serçesi bireyinin yandan (a) ve önden (b) görünümü……….. ………...36

Fotoğraf 4.3 Sonbahar (a), kış (b), ilkbahar (c) ve yaz (d) mevsimlerinde ergin bir erkek Ev serçesinin sırt görünümü………36

Fotoğraf 4.4. Genç bir erkek ev serçesi bireyinin ilkbahar (a), yaz (b) ve sonbahar (c) mevsimlerine ait kanat görünümü……….37

Fotoğraf 4.5. Erkek ev serçesi bireylerinde yaka büyüklüğünün mevsimlere göre değişimi Sonbahar (a), kış (b), ilkbahar (c), yaz (d)………...37

Fotoğraf 4.6. Dişi ev serçesi bireylerinde mevsimlere göre kanat görünümü sonbahar (a), kış (b), ilkbahar (c) ve yaz (d)………....37

(18)

xvi SĐMGE VE KISALTMALAR Simgeler Açıklama % Yüzde °C Santigrat derece ♀ Dişi ♂ Erkek Kısaltmalar Açıklama g Gram m metre mm milimetre cm santimetre TB Tüm boy uzunluğu GU Gaga uzunluğu GG Gaga genişliği GD Gaga derinliği

KFU Kafa uzunluğu

KFG Kafa genişliği

KNU Kanat uzunluğu

KA Kanat açıklığı

OPU Orta parmak uzunluğu

TU Tarsus uzunluğu

KYU Kuyruk uzunluğu

(19)

xvii T Tırnak uzunluğu S Sonbahar K Kış Đ Đlkbahar Y Yaz

(20)

1 BÖLÜM I

GĐRĐŞ

Türkiye coğrafi konumu ve jeomorfolojik özellikleri nedeniyle farklı iklim tiplerine sahiptir ve bu sebeple çok çeşitli hayvan türlerini barındırmaktadır (Gür, 2013). Geniş bir biyoçeşitliliğe sahip olan Türkiye dünyada sekiz temel biyocoğrafya bölgesinin en büyüğü olan Palearktik bölgede yer almaktadır (Özkan, 2010). Palearktik Bölge Afrika ve Avrupa kıtaları arasında göç eden birçok kuş türüne köprü görevi yaptığı için bu bölgede ötücü kuşlara yaygın olarak rastlanmaktadır (Allende vd., 2001)

Ötücü kuşlar dar bir kontakt zonla ilişkili olarak allopatrik ve parapatrik dağılımlara sahip olan zengin bir gruptur ve izole olmuş alt türler arasında meydana gelen hibridizasyonun en iyi analiz örneklerini oluşturmaktadır (Vences,2004). Çünkü Pleistosendeki buzul devirlerinden sonra gerek insan etkisi ile gerekse doğal olarak çok sayıda türün ayrık populasyonları yayılım alanlarını genişletmiş, birbiriyle karşılaşmış ve pek çok durumda da birbiriyle çiftleşerek üremişlerdir (Futuyma, 2008). Aralarında coğrafi farklılıklar olması, ekolojik isteklerin ve yaşadıkları iklimlerin farklı olması gibi nedenler türler arasında bazı ekolojik ve morfolojik farklılıkların oluşmasına neden olmuştur. Bunun en güzel örneğini Palearktik Bölgede yaygın olarak bulunan Passer cinsi içerisinde sınıflandırılan serçeler oluşturmaktadır. Bazı serçe türleri eşeysel olarak monomorfik bazıları ise dimorfiktir ve dimorfik olan türlerinin dişi ve erkekleri arasında morfolojik olarak bazı farklılıklar bulunmaktadır. Taksonomik olarak ayrımlarını yapmak için genel dış morfolojik özellikler, iç morfolojik özellikler, embriyolojik özellikler, karyolojik özellikler gibi karakterler kullanılmaktadır. Sistematiğin temelini oluşturan morfolojik ve morfometrik çalışmalar canlıların sınıflandırılmasında ve tür içi varyasyonların analizinde, canlının yaşını belirleyebilmek, aynı türün farklı cinsiyetteki bireylerini birbirinden ayırt edebilmek için çeşitli amaçlarda kullanılmaktadır (Cardini ve Elton, 2008)

Bu çalışmada da Aves (Kuşlar) sınıfının en büyük ordosu olan Passeriformes ordosuna dâhil Passer cinsi içerisinde yer alan Passer domesticus’un dişi ve erkek bireylerin mevsimlere göre morfolojilerindeki değişimi belirlemek ve vücut karakterlerinin değişimlerini mevsimler arasında kıyaslamak amaçlanmaktadır.

(21)

2 1.1.Kaynak Özetleri

Serçeler morfolojik açıdan birbirlerine oldukça benzeyen bireyleri içeren populasyonlardan oluşmaktadır. Serçelerin morfolojisi yaşadığı çevreye, iklime göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca serçe türleri arasında hibridizasyon da yaygın olarak görülebildiğinden faklı morfometriye sahip bireylerin ortaya çıkabilmesi de mümkündür (Randler, 2002).

Palearktik Bölge kuş göçlerine geçiş oluşturduğu için bu bölgede Passer cinsine ait türler yaygın olarak bulunmakta olup yapılan filogenetik çalışmalar sonucu bunların kökeninin Afrika olduğu belirlenmiştir (Summers ve Smith, 1988; Allende vd., 2001). Passer domesticus Passeriformes ordosunda Passeridae familyasının Passer cinsi içerisinde yer alan türlerden biridir. Passer domesticus ilk olarak 1758 yılında Carl Linnaeus tarafından Systema Naturae eserinde Fringillidae familyası içerisinde Fringilla domestica türü olarak tanımlanmıştır fakat Fransız zoolog Mathurin Jacques Brisson tarafından 1760 yılında tanımlanan Passer cinsi içerisinde ve 1815 yılında ise Rafinesque tarafından Passeridae familyası içerisinde sınıflandırılmıştır (Peters, 1950). Johnston ve Klitz (1977) tarafından; günümüzden yaklaşık on bin yıl önce Ortadoğuda tarımın gelişmeye başlamasıyla P. domesticus’un yerleşik hayatta insanla birlikte yaşamak durumunda kaldığı ileri sürülmektedir. Ev serçesinin fosil kayıtlarına seyrek rastlanmakta olup ve folil bulgular türün günümüzden 400 bin yıl önce ortaya çıktığını desteklemektedir. Passer domesticus’a ait ilk fosil kayıta Filistin’de Bethlehem yakınındaki Oumm-Qutafa mağarasında rastlanılmıştır (Anderson, 2006). Günümüzden yaklaşık olarak 65 bin yıl önce Pleistosen de yaşamış olabileceği düşünülen diğer bir fosil kaynağı ise Đsrail’deki Mount Carmel üzerindeki Kebara Mağarasında bulunmuştur (Tchernow, 1962).

(22)

3

Çizelge 1.1. Dünyada tanımlanan Passer türleri (* işaretli olanlar Türkiyede bulunan türler)

Summers ve Smith (1988) tarafından P. domesticus’un Pleistosen boyunca gelişen Passer cinsindeki bazı Avrasyalı türlerden biri olduğu ve atalarının Nil nehri ya da Rift Vadisi boyunca Tropikal Afrika’dan Doğu Akdeniz bölgesinde kolonize olduğu öne sürülmektedir. Bu atasal türlerden biri olan erkek serçenin bugünkü Oriental ve Palearktik serçe türlerinin tümünün karakteristiği olan siyah bir yakaya sahip olduğu, Doğu ve batıya doğru olan dağılımlarını sonradan genişlettiği, buzul ilerlemelerinin

P. domesticus* Linneaus, 1758 P. montanus* Linneaus, 1758 P. melanurus Muller, 1776 P. griseus Vieillot, 1817 P. hispaniolensis * Temminck, 1820 P. simplex Lichtenstein, 1823 P. luteus Lichtenstein, 1823 P. diffusus Smith, 1836 P. rutilans Temnick,1836 P. motitensis Smith, 1836 P. iagoensis Gould, 1838 P. swainsonii Rüppell, 1840 P. pyrrhonotus Blyth, 1845 P. flaveolus Blyth, 1845 P. euchlorus Bonaparte, 1850 P. castanopterus Blyth, 1855 P. moabiticus* Tristram, 1864 P. cordofanicus Heuglin, 1871 P. ammodendri Gould, 1872 P. eminibey Hartlaub, 1880

P. insularis Sclater ve Hartlaub, 1881 P. rufocinctus Fischer ve Reichenow, 1884

P. gongonensis Oustalet, 1890 P. shelleyi Sharpe, 1891 P. zarudnyi Pleske, 1896

P. hemileucus Ogilvie-Grant ve Forbes, 1899 P. suahelicus Reichenow, 1904

(23)

4

tekrarlanması ve Pleistosen boyunca yaşanan geri çekilmelerle serçenin tarım alanlarındaki periyodik izolasyonu sonucu grup içinde türleşme yaşadığı ve uyumsal olarak ayrıldığı belirtilmektedir.

Türkiye’de Passer cinsinin dört türünü ve beş alt türüne rastlanmaktadır. Alt türler üzerinde ülkemizde yapılan çalışmalar sınırlı sayıdadır. Ülkemizde ev serçelerin morfolojisi üzerine yapılan çalışmalar çok yaygın değildir, çalışmalar genellikle üreme biyolojisi ve ekolojik çalışmalardan oluşmaktadır.Ev serçeleri ülkemizde yaygın olarak bulunduğu için çalışmaların çoüunluğunu gözlem ve yayaılış kayıtları oluşturmaktadır. Ülkemizdeki yayılış kayıtlarına baktığımızda birçok araştırma göze çarpmaktadır. Kasparek ve Bilgin (1996) tarafından, Türkiye’de bilinen 450 kuş türünden 191’inin ötücü kuşlar olduğu belirtilmiştir.

Kasparek ve Van der Vens (1983) tarafından Van Gölü civarındaki Erçek Gölü’nde; Barış vd. (1984) tarafından Ankara Kızılcahamam’ da; Husband ve Kasparek (1984) tarafından Seyfe Gölü’nde; Dijiksen ve Kasparek (1985) tarafından Kızılırmak Deltası’nda; Kasparek (1987) tarafından Konya’daki Kulu Gölü’nde; Kılıç ve Kasparek (1987) tarafından Bolu’da Yeniçağa Gölü’nde; Dijiksen ve Kasparek (1988) tarafından Afyon civarında bulunan Acıgöl’de; Kılıç ve Kasparek (1989) tarafından Muğla civarı Köyceğiz-Dalyan’da yapılan çalışmalarda P. domesticus yerli (göçmen olmayan) olarak kaydedilmiştir.

Kirwan (1993) tarafından Konya-Ereğli civarında günümüzde kuruduğu bilinen Hotamış Sazlıklarında; Kıraç (1993) tarafından Haziran ayında Çöl Gölü, Uyuz Gölü, Yağlıören Bataklığında ve Jetz (1995) tarafından Bursa Uludağ’da yapılan çalışmalarda P. domesticus kaydedilmiştir. Kocaçay Deltası’nda Ertan (1996) tarafından Nisan ayında P. domesticus gözlemlenmiştir. Kaya vd. (1999) tarafından Edirne’de Istranca Dağları, Đğneada ve çevresinde yapılan ornitofauna çalışmalarında P. domesticus türüne rastlanılmıştır.

Erdoğdu (2001) tarafından Eskişehir-Alpu ilçesindeki Doğancı Göleti’nde; Gündoğdu (2002) tarafından Kasnak meşesi ormanı ve Yazılı kanyon tabiat parkında; Gölcük Gölü Tabiat Parkında ve Kovada gölü milli parkında P. domesticus kaydedilmiştir. Yamansız Gölü ve çevresinde kuşların kuluçka statüleri, maksimum birey sayıları belirlemek amacıyla Erdoğan vd. (2002) tarafından yapılan çalışmada; aynı yıl Sıkı (2002) tarafından Gediz Deltasındaki kuşları belirlemek amacıyla yapılan gözlemlerde; Aslan

(24)

5

ve Kiziroğlu (2003) tarafından 1995-1996 yılları arasında Eskişehir’deki Sakarya başı/Eminekin göleti ve çevresindeki kuş faunasını belirlemek üzere yapılan gözlemlerde; Kaya ve Kurtonur (2003) tarafından Meriç Deltasındaki Gala Gölü’nde yapılan gözlemlerde; Karakaş ve Kılıç (2004) tarafından Diyarbakır’da Dicle Barajı çevresindeki gözlemlerde; yine aynı yıl Antalya Termesos Milli Parkı kuş faunasını belirlemek amacıyla yapılan çalışmada; Tabur ve Ayvaz (2005) tarafından yapılan Burdur Gölü avifauna çalışmasında; Perktaş ve Ayaş (2005) tarafından Đç Anadolu bölgesindeki Nallıhan Kuş Cennetinde; yerli olarak P. domesticus’a rastlanmıştır ve Perktaş ve Ayaş (2005) tarafından yapılan çalışmada P. domesticus’un birey sayısının en fazla olduğu ay 80 birey ile Ağustos olarak belirlenmiştir. Isparta Gölcük gölünde Tabur ve Ayvaz (2006) tarafından; Nergiz ve Tabur (2007) tarafından Afyonkarahisar’daki Karakuyu Gölünün ornitofaunasını belirlemek için yapılan gözlemlerde; Fattah vd. (2007)’nin Sudan faunası üzerine yaptıkları gözlemlerde; Toprak vd., (2008) tarafından Gaziantep kuş faunasını belirleme çalışmalarında; Uzun vd., (2008) tarafından Marmara bölgesindeki Acarlar gölünde; Çelik ve Yamaç (2009) tarafından Eskişehir Yörükhırka Gölünde ev serçelerine rastlanmıştır.

Adızel ve Durmuş (2009) Erçek Gölü ve çevresindeki kuş faunasını ve tehlike altında bulunan kuş türlerini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada P.domesticus kaydetmişlerdir ve IUCN’e göre tehlike altında olmayan (LC) türler içinde olduğunu belirtmişlerdir. Türkmen ve Uzun (2010) Marmara bölgesindeki Đznik Gölü’nün ornitho faunasını belirlemek için yaptıkları çalışmada altı istasyonda P. domesticus’a rastlamışlardır. Bengil ve Uzılday (2010) Küçük Menderes Deltası’ndaki kuşları belirlemek için yaptıları gözlemlerde P. domesticus kaydetmişlerdir. Karahan (2010) Sinop kuşlarını belirlemek üzere yapığı çalışmada Haziran ayında; Keten vd., (2010) Kocaeli-Yuvacık Barajı’nda 2006-2008 yılları arasında yaptıkları gözlem kayıtlarında; Özelmas ve Karakaya (2011) tarafından Eskişehir’in ornithofaunasını belirlemek amacıyla yapılan gözlemlerde Sivrihisar ve Balık Gölü, Sarıcakaya, Gökçekaya Barajı ve Çatacık civarı, Mihalıççık ve Sarıyar Çayı etrafı, Porsuk Çayı ve etrafı, Çifteler bölgesi ve Emintekin Göleti’nde , Türkmenbaba Dağı ve çevresinde P. domesticus yerli olarak kaydedilmiştir. Aynı yıl Sarı vd., (2011) tarafından Antalya Güllük Dağı Milli Parkı’nda yapılan gözlemlerde tarafından P. domesticus’a rastlanılmıştır. Beşkardeş (2012) tarafından Yedigöller ve Yeşilöz yaban hayatı geliştirme sahaları avifaunası üzerine yapılan çalışmada; Özvardar vd., (2012) tarafından Đzmir’in üç farklı

(25)

6

bölgesindeki (Đzmir’in çiçekli kent ormanı, Ege Üniversitesi Kampüsü, Kaynaklar Vadisi) kuşları belirlemek amacıyla yapılan çalışmada P.domesticus her üç alanda da yerli olarak kaydedilmiştir. Kızılkaya vd., (2013) tarafından Sarayköy (Denizli) ornithofaunası üzerine yapılan çalışmada ve Özkan (2013) tarafından Kırklareli omurgalı faunasını belirlemek amacıyla (Babaeski, Kofçaz, Lüleburgaz, Merkez, Pehlivanköy, Pınarhisar) yapılan çalışmada P. domesticus yerli olarak kaydedilmiştir. Tabur (2014) tarafından Aksaray Ihlara Vadisinde bulunan kuş türlerini belirleme çalışmalarında P. domesticus kaydedilmiştir.

Yukarıda verilen yayılış kayıtlarının dışında Passer cinsi üzerine Erdoğan (1990) tarafından Ankara Beytepe’de ağaç serçelerinin hazır yuvaları işgal eden bireylerinin P. domesticus bireyleriyle olan etkileşimi, kuluçkaya başlama tarihleri, yuva yapım teknikleri ve üreme davranışları ile ilgili çalışma yapılmıştır. Bunun dışında Saygılı (2011) tarafından Batı Anadolu’da yayılış gösteren Passer türlerinin morfolojik, biyometrik özellikleri ve allozim varyasyonları çalışılmıştır.

Bu çalışmalar dışında serçeler üzerine Dünyada serçeler üzerine yapılan çok çeşitli çalışmalar bulunmaktadır.

Diamond (1973) tarafından soğuk ve yüksek enlemlerde ev serçelerinin vücut ağırlığının çok fazla olduğu belirtilmiştir. Kuzey Amerika’da ev serçesi populasyonlarında vücut ağırlığının ve kanat uzunluğunun yükseklik ve enlem ile ilişkili olarak arttığı, Kuzey Afrika ve Avrupa’nın güneyinden kuzeye doğru ev serçelerinin tarsus uzunluklarında bir artış olduğu ( Johnston ve Selander 1973), Kuzey Amerika’da Kuzeye doğru ev serçelerinin kanat yüklerinde enlem ile ve vücut ağırlığının da sıcaklıkla ilişkili olarak artma gösterdiği ve Bergman Kuralına uygun olduğu belirtilmiştir (Blem, 1975). Baker (1980) tarafından ev serçesinin Yeni Zelanda’daki populasyonlarındaki morfometrik farklılaşmalar 16 iskelet karakteri üzerinde ölçümler yapılarak araştırılmıştır. Barnard ve Sibley’e (1981) göre; büyük yakaya sahip olmak erkek serçelere besin kaynaklarına erişimde küçük yakalı erkek serçelere göre avantaj sağlamaktadır. Murphy (1985) tarafından Avrupa’da ev serçelerinin vücut büyüklüğünün mevsimsel ve coğrafik olarak değiştiği, enlem ve vücut büyüklüğü arasında pozitif bir korelasyon olduğu, Avrupa’da vücut büyüklüğünün kış mevsiminde yağış ve sıcaklıkla bir korelasyon göstermediği fakat yaz mevsiminde bu faktörler ile pozitif korelasyon gösterdiği belirtilmiştir.

(26)

7

Møller ve Erritzoe (1988) tarafından ev serçelerinde üreme mevsiminde testesteron hormonuyla yaka boyutu arasında pozitif bir korelasyon olduğu belirtilmiştir. Çalışmada büyük yakaya sahip erkek serçeler diğer serçelerden daha büyük testise sahip olduğu ve sperm üretiminin daha yüksek olduğu belirlenmiştir.Avrupa’da geniş gagalı erkek P. domesticus bireylerinin baskın olduğu, gaga büyüklüğünün eşeysel seçilimde önemli rol oynadığı ve dişi serçeler tarafında gagası büyük erkeklerin tercih edildiği (Moller, 1988), P. domesticus’un tür içi kuluçka parazitliği gösterdiği (Kendra vd., 1988), Danimarka’da bulunan ev serçelerinde morfoloji ve tüy durumunun doğal ve eşeysel seçilim üzerine etkisi (Moller, 1989), P. domesticus ve P. montanus bireylerinin üreme adaptasyonlarının karşılaştırılması (Veiga, 1990) gibi çalışmalar yapılmıştır. Fleischer ve Murphy (1992) tarafından kış mevsiminde ev serçelerinin yağ depolama kapasitesi ve morfolojileri arasındaki ilişkiyi belirlemek için 14 iskelet karakteri ve kanat uzunluğu, vücut ağırlığı gibi dış morfolojik karakterleri incelenmiştir. Çalışmada kış mevsiminde iri vücutlu erkek bireylerin ve küçük vücutlu dişi bireylerin; küçük vücutlu erkek ve iri vücutlu dişi bireylere göre hayatta kalma mücadelesinde daha fazla avantaja sahip olduğu belirtilmiştir.

Passer domesticus ve P. montanus bireylerinin yumurtalarının ve yavrularının ölümünde parazitlerin etkisi (Pinowski vd., 1994), ev serçelerinde kuluçka büyüklüğünün enlemlere göre değişiklik göstermesiyle ilişkisi (Baker, 1995) tarafından araştırılmıştır. Felemban ve Price (1997) tarafından Suudi Arabistan’ın farklı yüksekliklerinde bulunan iki ev serçesi populasyonu arasındaki morfolojik farklılıklar araştırılmıştır ve erkek P. domesticus bireylerinin her iki lokalite de dişilerden daha ağır olduğunu ve kanatlarının ise daha uzun olduğu belirtilmiştir.

1997 1998 yıllarında Đspanya’da yapılan bir çalışmada üreme mevsiminde erkek ev serçelerinin siyah yakası ve hücresel bağışıklık yanıtları arasındaki ilişki araştırılmıştır ve T-lenfosit korelasyonu kullanılarak değerlendirme yapılmıştır. Büyük yakaya sahip erkek serçelerin immün yetkinlik düzeyinin yakası küçük olan erkek serçelere göre düşük olduğu tespit edilmiştir. Yani önlük büyüklüğü ve immün yanıt arasında negatif bir korelasyon olduğu belirlenmiştir. (Gonzalez vd., 1999).

Meksika’da erkek ev serçesi bireylerinin morfolojisi incelenerek bu morfometrik karakterler ile yuvalanma alanı kalitesi arasındaki ilişki (Kimball, 1997), P.domesticus ve P. montanus’un habitat kullanımı ve vücut ağırlığının evrimsel ve ekolojik ilişkisi

(27)

8

(Polo ve Carrascal, 1999), ev serçelerinin Norveç’te hem alansal hem de zamansal açıdan büyüme oranları (Seather vd., 1999), erkek ev serçelerinde antikor üretimi ve testesteron hormonunun etkileri (Evans vd., 2000), erkek ev serçelerindeki yaka büyüklüğünün eksta üreme çifti oluşturmasındaki etkisi (Whitekiller vd., 2000), ev serçelerinde kuluçka büyüklüğü ve vücut kondisyonu arasındaki ilişki (Chastel ve Kertsen, 2002), erkek ev serçelerindeki yaka büyüklüğü ve bunun yavru bakımına etkisi arasındaki ilişki (Voltura vd., 2002), dişiler ve yumurtalarındaki testosteron seviyesi Mazuc vd., (2003) tarafından araştırılmıştır.

Mureno-Rudea (2005) tarafından ev serçelerinin uçma performaslarının kuyruk uzunluğu ile negatif korelasyon gösterdiğini belirtilmiştir. Jensen vd. (2003) tarafından Norveç’te yapılan çalışmada ev serçelerinin cinsiyete göre çeşitliliği ve morfolojik özelliklerinin araştırılması yapılmıştır ve erkeklerin dişilerden daha ağır ve tarsuslarının ise daha uzun olduğu belirlenmiştir. Jensen vd. (2004) tarafından ise ev serçelerinde morfoloji ve üreme başarısı arasındaki ilişki araştırılmıştır ve erkek bireylerin yaka uzunluğunun, dişi bireylerin ise gaga uzunluğunun yaş ile orantılı olarak arttığını belirtilmiştir. Kirwan (2004) tarafından Afganistan’da P. moabiticus üzeride yapılan çalışmada dişi ve erkek bireyler morfolojik olarak değerlendirilmiş olup ayrıca kanat, gaga ve kuyruk uzunlukları da morfometrik olarak incelenmiştir. Moreno-Rudea (2005a) tarafından erkek serçelerdeki siyah gaganın tek başına eşeysel seçilime yardımcı olmadığı ayrıca beyaz kanat çizgisi sadece erkek serçelerde görüldüğünden, dişiler için eşeysel seçilimde görev aldığı belirlenmiştir ve beyaz kanat çizgisinin serçenin Mollophaga’ya direnç olarak geliştirdiği bir mekanizma olabileceği de belirtilmiştir. Moreno- Rudea (2005b) tarafından ise ev serçelerinin üreme mevsimi boyunca eşleşme performansları incelenerek eşeysel seçilimde kuyruk uzunluğunun etkisi olabileceği araştırılmıştır. Çalışmada, erkek ev serçelerinin dişilerden daha ağır ve kanat uzunluğunun da daha büyük olduğu, dişilerin de erkeklerden daha büyük kuyruk uzunluğuna sahip olduğu belirtilmiştir.

Ringsby vd. (2009) tarafından ev serçelerinin beslenme sıklığı ile birey varyasyonu ve üreme başarısı arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. Erkek serçelerde beslenme oranı ile yaka boyutu; dişi serçelerde ise gaga derinliği arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Moreno-Rudea (2010) tarafından yapılan çalışmada P. domesticus’ta üropigal bez büyüklüğü ile vücut kondisyonu ve kanat boyutunun ilişkisi araştırılmıştır ve üropygal bez ve kanat boyutu arasında pozitif bir korelasyon olduğu belirtilmiştir. Lima vd.,

(28)

9

(2012) tarafından Brezilya’daki P. domesticus’un tanımlanan populasyonlarının genetik farklılık ve genetik çeşitliliği ve bu durumun Avrupa’daki atasal populasyonlarla karşılaştırılması gerçekleştirilmiştir. Kekkonen vd. (2012) tarafından Finlandiya’daki ev serçesi populasyonlarındaki morfometrik faklılaşmalar araştırılarak vücut ağırlığının bir adaptasyon sonucu ve gaga, tarsus ve kanat uzunluğu gibi diğer özelliklerin genetik sürüklenme sonucu değiştiği belirtilmiştir. Hahn vd. (2014) tarafından yapılan bir çalışmada ispanyol serçelerin tırnak uzunluğu ile vücut büyüklükleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Wang vd. (2014) tarafından Avrupa’da yapılan bir çalışmada erkek ev serçelerinin ötüşlerinin fotoperiyodik kontrolünde pineal bezin rolü araştırılmıştır. Mevsimsel olarak fotoperiyodik zamanın birincil üreme fonkisyonlarında ve ötüş gibi ikincil eşeysel karakterlerde önemli olduğu ve gaga koyuluğunun da üreme mevsimi ile ilişkili olarak arttığı belirtilmiştir.

(29)

10 BÖLÜM II

GENEL BĐLGĐLER

2.1. Ordo: Passeriformes (Ötücü kuşlar)

Passer domesticus Passeriformes takımının Passeridae familyası içinde yer almaktadır (Cramp vd.,1985). Passeriformes takımı Aves sınıfı içerisinde 5954 (IUCN 2016. 1) tür çeşitliliğine sahip olması sebebiyle en büyük, en karmaşık ve en gelişmiş takımı oluşturmaktadır. Bu takımda yer alan kuşlar ötücü kuşlar olarak bilinen tüneyen, karasal kuşlardır. Bazıları yaşamının çoğunu havada uçarak geçirmektedir ve uzun mesafe göçmenidir. Dünyada Arktik’in üst taraflarından Antartika’nın alt taraflarına; susuz çöllerden tropikal yağmur ormanlarına kadar geniş bir karasal habitat içerisinde bulunmaktadırlar. Çoğunluğu ağaçlarda yaşamaktadır. Yavrular yumurtadan çıktıklarında gözleri kapalı ve gagaları renklidir. Ötme yeteneklerine göre ses repertuarları basit olan Suboscine’ler ve karmaşık syrinks ve ses sistemlerine sahip olan gerçek ötücü kuşları içeren Oscine’ler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Oscineler’in ses organlarında 5-6 çift kas bulunmaktadır. (Snow ve Perrins, 1998).Ülkemizde bu takım içerisinde 191 tür bulunmaktadır (IUCN 2016. 1).

2.2. Familya: Passeridae (Serçegiller)

Passeridae familyası içerisindeki ötücü kuşlar genelde küçük ve kalın gagalıdır. Bazıları insanlara yakın yerleşim yerlerine uyum sağlarken bazıları da kurak yerler, ormanlar, ağaçlık alanlar, çalılıklar gibi çok farklı ortamlara uyum sağlamıştır. Tohum ve böceklerle beslenmektedirler. Genellikle 11-12 cm boyundadırlar. Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılış gösterirler ve büyük sürüler halinde uçarlar. Amerika ve Avustralya’ya insan eliyle sonradan götürülmüştür. (Snow ve Perrins, 1998). Passeridae familyasının dünyada toplam 50 türü; ülkemizde ise 8 türü bulunmaktadır (IUCN 2016. 1).

2.3 Cins: Passer (Serçeler)

Passer cinsinin Dünyadaki sayısı araştırmacılar tarafından değişiklik göstermektedir. Johnston ve Klitz (1977)’e göre dünyada 15 türü; Summer ve Smith (1988)’e göre dünyada 20 türü, Moreno ve Sibley (2006)’e göre ise 23 türü bulunmaktadır (Anderson, 2006). Günümüzde ise Passer cinsinin 27 türünün olduğu bilinmektedir (IUCN 2016.1).

(30)

11

Paleoarktik Bölgede Passer cinsine dahil olan serçe türleri yaygın olarak bulunmaktadır ve yapılan filogenetik çalışmalar sonucu kökeninin Afrika olduğu belirlenmiştir (Summers ve Smith, 1988; Allende vd., 2001).

Passer cinsinin Türkiye’de

Passer domesticus (Linnaeus 1758) Ev serçesi, Passer montanus (Linnaeus 1758) Ağaç serçesi,

Passer hispaniolensis (Temminck 1820) Söğüt serçesi ve

Passer moabiticus (Tristram 1864) Ölüdeniz serçesi=Küçük serçe olmak üzere 4 türü bulunmaktadır (Snow ve Perrins, 1988; Kiziroğlu, 1992).

2.4. Tür: Passer domesticus (Ev serçesi)

2.4.1. Türün Genel Özellikleri

Ev serçelerinde boy 14-16 cm ve ağırlık ise 26-32 gram arasında değişmektedir ( Dandapat vd., 2010). Geniş gövdeye ve iri gagalı bir baş kısmına sahiptir. Dişi ve erkeği morfolojik olarak birbirinden farklıdır. Erkeklerin kanat uzunlukları 75-85 cm’dir (Snow ve Perrins, 1988). Sırt tarafı siyah çizgili kahverengi, başın tepe kısmı gri renklidir ve başın kenarları kalınca koyu pas kızılımsı renktedir (Mullarney vd., 2004). Đki tane soluk renkli kanat çizgisine sahiptir. Siyah göz çizgisi vardır ve gaga ile göz arası da siyah renklidir. Gagaları yaz mevsiminde siyah-mavi görünmektedir (Dandapat vd.;2010). Yanakları gridir ve boğaz kısmında siyah yaka bulunmaktadır (Whitekiller vd.;2000). Siyah yaka üreme mevsiminde daha da büyümektedir ( Mullarney vd., 2004). Önlük büyüdükçe serçenin saygınlığı artmaktadır. Erkek serçenin dişiler tarafından seçilmesinde ve diğer erkek bireyler arasındaki sosyal statüde önemli bir yer tutmaktadır (Whitekiller vd., 2000).

Dişi bireylerin kanat uzunluğu 72–80 cm arasında değişklik göstermektedir ( Snow ve Perrins, 1988). Genellikle erkeklere göre biraz gösterişsizdirler. Karın bölgesi soluk sarı ve kahverengidir. Üst tarafı açık renkli kızılımsı kahve üzerine siyah çizgilidir ve tüyleri erkeklere göre daha soluk renklidir. Gözlerinin üstünde hafif soluk renkli kaş şeklinde çizgi bulunmaktadır (Ringsby vd., 2009). Soluk renkli iki adet kanat çizgisi bulunmaktadır (Snow ve Perrins, 1998). Genç dişilerin karın bölgesi koyu kahverengimsi, grili beyaz ve sırtı kirli kahve üzerine siyah çizgilidir (Mullarney vd., 2004).

(31)

12

Şekil 2.1. P. domesticus erkek (a) ve dişi (b) birey (Hayman vd., 2005)

2.4.2 Passer domesticus’un Dağılımı ve Alt Türleri 2.4.2.1. Dağılımı

Batı Palearktik Bölgeden ve kuzey bölgelerdeki tundra kenarlarına kadar geniş bir alanda yayılış göstermektedir ve aşırı sıcak ve soğuğa, kuraklığa ve neme dayanıklı canlılardır. Passer domesticus’un alt türleri genellikle renklerindeki açıklık koyuluk derecesine, sırt kısımlarında bulunan çizgilerin inceliği, kalınlığı ve rengine göre, büyüklüklerine ve gagalarının derinliğine göre ayırtedilmektedir (Sibley ve Monroe 1990). Şekil 2.2’ de de verildiği gibi Palearktik (domesticus) ve Oriental (indicus) olmak üzere iki grup altında toplanmaktadırlar (Summer ve Smith, 1988). Bu gruplar ayrı grup olarak kabul edilmelerine rağmen, yayılışlarının çakıştığı yerlerde türler arası bir geçiş olduğu kabul edilmektedir (Sibley ve Monroe 1990).

2.4.2.2. Alt Türleri

Palearktik (domesticus) grup

Passer domesticus domesticus: Pasifik kıyısından başlayarak Kuzey Asya’nın dar bir şeridine kadar, Đtalyan adası hariç Avrupa boyunca, Kuzey Đskandinavya ve Đngiliz adaları, Mongolya, kuzey Mançurya, Đran, Mısır’ın kuzey tarafları, Sibirya’nın güneyi, Kuzey Arabistan, , Rusya’nın kuzey ve güney bölgeleri, Amurland ve Afganistan’da yayılış göstermektedir.

Passer domesticus tinginatus: Afrika’nın uzey batısı, Cezayir’in kuzey bölgeleri, Libya’nın kuzeydoğusu, Tunus ve Mısır’da yayılış göstermektedir.

Passer domesticus italiae: Alplerin güneyindeki Đtalyan yarımadası, Akdenizdeki Korsika, Sicilya, Malta, Rhodes ve Karpathos adalarında, Aljerya’nın kuzeydoğusunda, Tunus’un kuzeyinde ve ekstrem olarak Libya’nın kuzeybatı taraflarında yayılış göstermektedir.

a a

b

(32)

13

Passer domesticus biblicus: Türkiye, Kıbrıs, Syria, Suudi Arabistan’ın kuzeyi, Iran’ın batısı Irak, Đsrail’in doğusunda yayılış göstermektedir.

Passer domesticus niloticus: Afrika’nın kuzey doğusu, Süveyş Kanalı boyunca Sudan’dan Nil Nehrine kadar yayılış göstermektedir.

Passer domesticus persicus: Đran’ın güneyinde ve doğusunda yerli olarak bulunmaktadır. Afganistan’ın güneybatısı ve ekstrem olarak Pakistan’dan Elburz dağlarının doğusuna kadar yayılış göstermektedir (Summers ve Smith,1988).

Passer domesticus balearoibericus: Đspanya’da Balearic adaları, Fransa, Balkanlar, Yunanistan ve Anadolu’nun küçük bir kısmında yayılış göstermektedir (Cramp ve Perrin, 1994).

Oriental (indicus) grup

Passer domesticus indicus: Doğuda Birmanya’dan Batıda Suudi Arabistan’a kadar, Sri Lanka, Hint Yarımadası, Arap yarımadasında batı ve güney kıyılardaki Yemen ve Umman ve ekstrem olarak da Đran’ın güneydoğusu, Afganistan’ın güneyi, Pakistan, Hindistan, Bengladeş ve Burma’da yayılış göstermektedir.

Passer domesticus rufidorsalis: Seyşeller ( Lever, 1987), Sudan’dan Nil nehrinin üst taraflarına doğru olan bölgede yerli olarak bulunmaktadır (Summer ve Smith, 1988). Comoros adalarından geldiği tahmin edilmektedir (Gaymer vd. 1969).

Passer domesticus hyracanus: Đran’ın kuzeyi, Hazar Denizinin güney kısmı ve Elburz dağları arasında ve Türkmenistan’da yerli olarak bulunmaktadır.

Passer domesticus hufufae: Arap Yarımadasının doğu kıyılarında yerli olarak bulunmaktadır. Ayrıca Umman’ın kuzey bölgelerinden Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’a kadar yayılış göstermektedir(Summers ve Smith,1988).

Passer domesticus bactrianus: Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da yayılış göstermektedir. Kış mevsimini Pakistan ve Kuzey Hindistan’da geçirmektedir (Summers ve Smith 1988,1995).

Passer domesticus parkini: Tipik olarak 2000 m’den daha yükseklerde yaşamaktadır. Himalayalar, Pakistan, Tibeti’in güneyi ve Nepal’in doğusunda yayılış göstermektedir. Bu alt tür 4500 m’den yukarılarda üremesine rağmen genellikle kışın daha alçak enlemleri tercih etmektedir (Summers ve Smith, 1993).

(33)

14

Şekil 2.2. Passer domesticus (yeşil-mavi) ve Passer indicus gruplarının dağılımı (sarı kırmızı turuncu) dağılımı (Anderson, 2006)

Şekil 2.3. Passer domesticus’un Dünyadaki dağılımı (mor: sonradan yayıldığı alanlar, sarı: yerli olarak bulunduğu alanlar (IUCN 2016.1)

Sibley ve Monroe (1990) tarafından bu iki grup ayrı guruplar olarak kabul edilmekte olup fakat yayılışlarının çakıştığı yerlerde aralarında bir geçiş olduğu rapor edilmiştir. Monroe ve Sibley (2006) tarafından ise Passer cinsine ait P. domesticus domesticus, P. domesticus italiae ve P. domesticus indicus olmak üzere 3 alttürün bulunduğu belirtilmiştir. Bu üç grubun taksonomik durumu araştırmacılar tarafından değişik şekillerde ortaya konulmuştur. Bazı araştırmacılar tarafından P. domesticus’un P. indicus, P.hispaniolensis, P.montanus, P. melanurus ve P. luteus gibi serçe türleriyle

(34)

15

hibrit türler oluşturduğu belirtilmektedir (McCarthy, 2006). Gavrilov ve Korelov (1965) tarafından Kazakistan’da P. domesticus ve P. indicus’un morfoloji ve ekolojileri karşılaştırılmıştır ve iki gurubun etkili bir biçimde üreme izolasyonuna sahip olduğundan dolayı iki farklı tür olarak temsil edildiği sonucuna varılmıştır. Passer italiae’nin taksonomik durumu, şu anki dağılımı ve orijini hakkında birçok hipotez öne sürülmüştür. Bazı görüşlere göre P. italiae, P. domesticus ve P. hispaniolensis arasında bir hibrittir. Bazı görüşlere göre ise P. domesticus’un bazılarına göre ise P. hispaniolensis’in alt türüdür ( Töpfer, 2006). Ev serçesi ve Đtalyan serçesinin Asya, Ortadoğu, Güney Avrupa boyunca batıda Đberyan Yarımadasına kadar uzanan geniş bir bant üzerinde simpatrik olarak bulunması ve aralarında kararlı bir hibrit zonun bulunuşu bu iki grup arasındaki genetik ayrılmayı desteklemiştir. (Guezoul vd., 2010). Önceki görüşler P. italiae’nin, P.hispaniolensis ve P. domesticus arasında bir hibrit olduğunu kabul etmekteydi. Bir başka görüşe göre ise; P. italiae’nin fenotipik olarak farklı olması ve P. hispaniolensis ile yakın akraba alt tür gibi sayılması P.domesticus’tan ikisini de net olarak ayırmıştır. Alpler’deki P. domesticus ve P. italiae arasında genotipik ve fenotipik farklılıkların bulunması sebebiyle araştırmacılar tarafından P. italiae’nin P.hispaniolensis atalarından geldiğini ve bir hibrit olmadığı sonucuna varılmıştır (Brichetti vd., 2008).

Passer domesticus Türkiye’de yaygın olarak her bölgede bulunmaktadır (Snow ve Perrins, 1998). Ülkemizde 5 alttürünün olduğu bilinmektedir. Bu alttürler ve yayılış alanları çizelge 2.1’ de verilmektedir (Roselaar, 1995).

Çizelge 2.1. Passer domesticus’un Türkiye’deki alt türleri ve yayılış alanları

Alt tür Yayılış alanları

P. domesticus domesticus (Linnaeus, 1758) Đngiliz Adaları, Rusya’nın kuzey bölgeleri, Sibirya, Afrika’nın güneyi, Mısır’ın güneyi, Đran, Mançurya’nın kuzeyi

P. domesticus. biblicus (Hartert, 1904) Suriye, Ürdün P. domesticus balearoibericus (Von Jordans,

1923)

Akdeniz ve Batı Anadolu kıyıları, Yunanistan, Romanya, Fransa

P. domesticus colchicus (Portenko, 1962) Doğu Karadeniz kıyıları (Türkiye) P. domesticus mayaudi(Kumerloeve, 1969) Van (Türkiye)

(35)

16

Şekil 2.4. P. domesticus’un alttürlerinin Türkiye’deki coğrafik dağılımı 2.5. Passer domesticus’un Biyoekolojik Özellikleri

Ev serçesininr ruh hali ve duruma göre değişen cıvıltılı bir sesi, kur esnasında aralıklı uzunca tek heceli bir ötüşü vardır (Mullarney vd., 2004). Ötüş eş seçiminde önemli bir rol oynar. Çünkü dişilerin daha kompleks öten erkek bireyleri tercih ettikleri bilinmektedir (Randler, 2002). Koloniler halinde birbirinden fazla uzaklaşmadan yaşarlar. Genellikle zeminde dolaşarak besinlerini aramayı tercih etmektedirler ve yere yakın uçmaktadırlar. Bitkisel besinler, tohumlar ve özellikle Poaceae familyası içerisindeki tahıllar başlıca besin kaynaklarını oluşturmaktadır. En büyük ekolojik rakipleri birlikte simpatrik olarak yayılış gösterdiği P. montanus’tur. Yuvalarını çatı kiremitleri altına, saçak altlarına, duvar çıkıntılarına, ağaç ve çalılara ve bazen ağaç kovuklarına çalı çırpıdan yapmaktadır (Mullarney vd., 2004). Ayrıca çamurdan küçük yuva yapan ev kırlangıcı (Saygılı ve Yiğit, 2007) ve büyük yuvalar yapan leylek, saksağan gibi kuşların kullanılmayan ya da terk edilmiş yuvalarını da kullandıkları bilinmektedir (Del Hoyo, 2009). Đnsanlar tarafından temin edilip ağaçlara yerleştirilen hazır yuva kutularını da kullanmaktadırlar (Erdoğan, 1990).Yuvaları üç tabakadan oluşmaktadır. Yün, ot, çöp gibi insan atıklarının da olduğu bir taban; tüy ve örümcek ağlarından oluşan bir kaplama tabakası ve kubbe tabakalarından oluşmaktadır (Summers-Smith, 1995).

Yaygın üreme Mart-Ağustos ayları arasında gerçekleşmekte olup ve üreme zamanında genellikle sürü halindedirler (Mullarney vd., 2004). Üreme dönemine yaklaşıldığı vakitlerde erkek bireyler yuvaların yakınlarında kur çağrıları yapmaya başlar. Yuvalama

(36)

17

alanını erkek birey seçmektedir. Bir üreme mevsiminde 3 ya da 4 adet kuluçka vermektedirler (Del Hoyo, 2009). Yumurtalar boz kahverengi renkli ve beneklidir ve olup kuluçka süresi 10-12 gündür. Erkek ve dişi bireyler yavrular yumurtadan çıkana kadar kuluçkada dönüşümlü olarak kalmaktadır ve bazılarının karın bölgelerinde kuluçka izi bulunmaktadır (Dandapat vd.,2010). Yavrular yumurtadan çıktığında tüysüz ve zayıftır. Yavruların beslenmesi tüylenmeye başlayana kadar yaklaşık 15-18 gün boyunca her iki ebeveyn tarafından karşılanır. Yuvayı terkeden yavrular ancak bir sene sonunda üreyebilecek eşeysel olgunluğa ulaşmaktadırlar (Del Hoyo, 2009).

Pinowski vd., (2006) tarafından sonbahar aylarında bazı fizyolojik ve ekolojik etkiler sebebiyle, üreme dönemi dışında da yuvalama davranışı görülebileceği hatta yumurta bile verilebileceği belirtilmiştir. Gece-gündüz farkının kısa olduğu sonbahar aylarında, ışığa duyarlılık sonucunda ortaya çıkan fotoperiyodik değişimler gonad gelişimini etkilemektedir ve vücutta steroid hormonlarının salgılanmasına neden olmaktadır. Ayrıca enlem, yükseklik gibi çeşitli çevresel faktörler de bu olayın meydana gelmesinde etkilidir. Parazitler, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, küme büyüklüğü, kuluçka sayısı, yavru gelişimi, yumurtadan çıkan yavruların hayatta kalma olasılığını olumsuz yönde etkilemektedir (Puchala, 2004).

2.6 Morfolojik ve Morfometrik Çalışmaların Amacı ve Önemi

Mayr’a (1963) göre taksonomik karakterler bir taksonun herhangi bir üyesine ait olan ve onu farklı bir taksondaki üyeden ayıran bir özelliktir. Buna göre taksonomik karakterler bir canlının sınıflandırılmasındaki yerini belirleyen özellikleridir. Taksonomik karakterlerin en önemli özelliği eldeki karakterin ölçülüp ölçülemeyeceğidir. Renk, desen gibi kalitatif (nitelik) özellikler nümerik taksonomiye uymaz ve ölçülemez. Fakat kantitatif (nicelik) özellikler ölçülebililen ve sayılabilen olarak ikiye ayrılır. Metrik (ölçülebilen) karakterlere ağırlık, uzunluk örnek verilebilir. Meristik (sayılabilen) karakterlere ise pul sayısı, omur sayısı örnek verilebilir. Genel dış morfolojiye ait taksonomik önemi olan yapısal özelliklerin değerlendirilebilmesi için önce ölçülmeleri, sonra değişik alternatifler denenerek birbiriyle orantılanması ve indekslerinin elde edilmesi işlemine morfometrik ölçüm denilmektedir. Morfolojik ve morfometrik çalışmalar canlıların sınıflandırılmasında ve tür içi varyasyonların analizinde (Cardini ve Elton 2008), canlının yaşını belirleyebilmek (Alisauskas 1998), aynı türün farklı cinsiyetteki bireylerini birbirinden ayırt edebilmek için çeşitli amaçla

(37)

18

kullanılmaktadır (Berns ve Adams 2010). Araştırmacılar tarafından uzun yıllardan beri kullanılmaktadır ve sistematik çalışmaların temelini oluşturmaktadır (Cardini ve Elton 2008). Bir türün morfolojisi yaşadığı çevreye, iklime göre değişiklik göstermektedir (Bears vd. 2008). Genellikle ötücü kuşlarda kanat uzunluğu, kuyruk uzunluğu ve tarsus uzunluğu gibi karakterler üzerinde morfometrik ölçümler yapılmaktadır. Bir çok araştırmacı bu ölçümlerin alınmasında Svensson’un kriterlerini kullanmaktadır (Hernández vd., 2011).

(38)

19 BÖLÜM III

MATERYAL METOT

3.1.Çalışma Alanı

Bu çalışma Niğde ili sınırları içerisinde Akkaya Barajı ve çevresinde yakınında Eylül 2013- Ağustos 2014 dönemleri boyunca gerçekleştirilmiştir. (Fotoğraf 3.1) verilmektedir.

3.1.1. Coğrafik Özellikleri

Coğrafi koordinatlar sistemine göre Niğde ilinin matematiksel konumu, 37° 25′ - 38° 58′ kuzey enlemleri ile 33° 10′- 35° 25′ doğu boylamları arasında; Đç Anadolu Bölgesinin Orta Kızılırmak Bölümünde ve Niğde ilinin bir kısmı da Akdeniz Bölgesinin Adana Bölümünde yer almaktadır. Altunhisar ve Çiftlik ilçelerinin tamamı Đç Anadolu Bölgesinde; merkez ilçe ve Bor ilçesinin ise her iki bölgede de toprakları yer almaktadır. Çamardı ve Ulukışla ilçeleri ise Akdeniz Bölgesinde yer almaktadır. Đl arazisinin yüzölçümü yaklaşık olarak 7 400 km²’dir. , Đç Anadolu Bölgesi topraklarının %4.87’sini,Türkiye topraklarının ise %0.90’sini kaplamaktadır (Kopar, 2007) (Şekil 3.1).

(39)

20 3.1.2. Đklimsel Özellikleri

Türkiye genelinde iç kesimler karasal iklim sartları içerisinde değerlendirilmektedir. Gerek mevsimler arasındaki sıcaklık farkı, gerekse gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı kara iklimin en açık örneğidir. Niğde ili kuzey yarımkürenin orta kuşağında bulunmaktadır. Niğde ili denizden gelen rüzgârları alamaması, kuzeyden gelen soğuk rüzgârlara açık olmasından dolayı karasal iklime sahiptir. Niğde’nin denizden yüksekliği 1210 metre, uzaklığı ise yaklasık 200 km’dir. Đklimsel yapısı yörenin yüksek kesimlerinde kalıcı karların barınmasına imkân sağlamaktadır. Genellikle en sıcak ay ortalaması Temmuz ayına, en soğuk ay ortalaması ise Ocak ayına rastlar. Yörede gece ile gündüz sıcaklık farkı oldukça fazla olup, geceleri göllerin donmasına neden olan düşük sıcaklık, gündüzleri yükselmektedir. Kış aylarında yüksek basıncın etkisiyle Niğde’de dağınık bir yağış rejimi görülür. Đlkbaharda yüksek basıncın etkisi altında ve batıdan gelen alçak basınç merkezleri Niğde’yi etkisi altında bırakır. Đlkbaharın gelmesiyle gölgede sıcaklık derecesi yavaş yavaş yükselir. Yüksek basıncın hâkimiyeti doğuya çekilir. Nisan, Mayıs ve Haziran’ın ilk yarılarına kadar sağanak halinde, bazen de sürekli yağış şartları görülür. Yağışların azlığı sebebiyle ormanlık bölge azdır. Ormanlar Toroslar bölgesinde, Hasan ve Melendiz dağlarının yüksek yamaçlarında bulunur (Kopar, 2007).

Niğde ili için Meteoroloji Müdürlüğü’nden alınan bilgiler doğrultusunda yıllık ortalama sıcaklıklar Şekil 3.2’ de verilmektedir. 2013 yılında ortalama en yüksek sıcaklık değeri 22,4ºC ile Temmuz; 2014 yılında ise 24,7ºC ile Ağustos ayına aittir. Her iki yılda da sıcaklık değerinin en düşük olduğu aylar Aralık, Ocak ve Şubattır. Aylık en yüksek sıcaklık değerleri Şekil 3.3’ te verildiği gibi 2013 yılında 34,4ºC ile Haziran; 2014 yılında ise 36,2ºC ile Ağustos ayında görülmüştür. Aylık en düşük sıcaklık değerlerine ise sırasıyla 2013 ve 2014 yılında -16,2ºC ile Ocak; -9,0ºC ile Şubat ayında rastlanmıştır (Şekil 3.4) (Anonim, 2015).

(40)

21

Şekil 3.2. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak ortalama sıcaklık dağılımı (Anonim, 2015)

Şekil 3.3. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak en yüksek sıcaklık grafiği (Anonim, 2015) aylar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 2013 1,8 5 7,3 11,6 17,4 20,5 22,4 22,3 17,5 10,1 8 -2,1 2014 3 4,5 7,9 13,3 16,4 19,7 24,5 24,7 18,6 12,4 5,9 5,7 -5 0 5 10 15 20 25 30 S ıc ak k C )

Ortalama sıcaklık (ºC) Grafiği

Y ü k se k s ıc ak lık ° C

(41)

22

Şekil 3.4. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak en düşük sıcaklık grafiği (Anonim, 2015)

Niğde iline düşen aylık toplam yağış miktarı 2013 yılı için 55,6 mm ile en yüksek Temmuz ayında ve 2014 yılında ise 70,0 mm ile Eylül ayında gerçekleşmiştir (Şekil 3.5).

Şekil 3.5. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak toplam yağış dağılımı (Anonim, 2015) Aylar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 2013 -16, -5,4 -6,6 1,7 7,1 8,3 12,4 12,5 5,3 -0,6 -3,1 -14, 2014 -7,7 -9 -6,9 -2,5 5,9 9,4 13,7 15,2 5,2 -1,1 -3,3 -6,8 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20 S ıc ak lık ( ºC ) Düşük sıcaklık grafiği aylar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 2013 22 32,8 30 50,6 20,6 42,2 55,6 15,2 20 37,4 8,6 2014 23,6 20 63,6 1,6 25,6 31,4 7,4 19,2 70 32,8 32 34,8 0 10 20 30 40 50 60 70 80

Y

ış

(

m

m

)

(42)

23

Đlin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak ortalama nisbi nem dağılımı Şekil 3.6 ‘ da verilmiştir. Grafiğe göre her iki yıl içinde aylık ortalama nisbi nem miktarı en yüksek (2013 yılı için % 71,8; 2014 yılı için %73,2) Aralık ayındadır. Şekil 3.7’de ise Niğde’nin ortalama sıcaklık ve bağıl nem grafiği verilmiştir ve bu grafikte de görüldüğü gibi bağıl nem sıcaklık ile ters orantılı bir seyir izlemiştir.

Şekil 3.6. Niğde ilinin 2013 ve 2014 yıllarına ait aylık olarak ortalama nisbi nem Dağılımı (Anonim, 2015)

Şekil 3.7. Niğde ilinin ortalama sıcaklık ve bağıl nem grafiği (Anonim,2015)

2013 ve 2014 yılı için yağışın mevsimlere göre dağılımı mm olarak Şekil 3.8; ilin genel olarak yıllık ortalama toplam yağışın % değeri olarak ifadesi ise Şekil 3.9’da verilmektedir. Şekil 3.8’ e göre 2013 yılında ortalama toplam yağış 101,2 mm ile ilkbahar mevsiminde; 2014 yılında ise 134,8 mm ile sonbahar mevsiminde görülmüştür.

Ayla r 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 2013 71 66, 57, 53, 47 37, 35, 44, 52 71, 2014 67, 54, 55, 42, 48 45, 34, 37, 54, 63 65, 73, 0 10 20 30 40 50 60 70 80 N is p i N em ( % )

Ortalama Nisbi nem (%)

0 10 20 30 40 50 60 70 80 -5 0 5 10 15 20 25 O Ş M N M H T A E Ek K A

(43)

24

Şekil 3.9’da ise yağış % 38,1 ile ilkbahar, % 32,5 ile sonbahar, % 18,7 ile kış, % 10,7 ile yaz mevsiminde görülmektedir. Bu durumda Niğde ilinin yağış rejimi Đ.S.K.Y olarak söylemek mümkündür.

Şekil 3.8. Araştırma alanına düşen yağışın mevsimlik dağılımı (Anonim, 2015)

Şekil 3.9. Niğde ilinin yıllık ortalama toplam yağış tutarlarının mevsimlere dağılışı ve yüzde oranları (Anonim, 2015)

3.2. Arazi Çalışmaları ve Örneklemeler

Arazi çalışmaları Eylül 2013-Ağustos 2014 tarihleri arasında aylık olarak belli periyotlarda Akkaya Barajı ve çevresinde gerçekleştirilmiştir. Akkaya Barajından genel görünümler Fotoğraf 3.1, Fotoğraf 3.2, Fotoğraf 3.3‘te verilmiştir.

Mevsim sonbahar kış ilkbahar yaz

2013 72,6 63,4 101,2 97,8 2014 134,8 78,4 90,8 58 0 20 40 60 80 100 120 140 160 Y ış m m Mevsimlik yağış 32% 38% 11% 19% Niğde

Referanslar

Benzer Belgeler

Firman›n kulland›¤› tekni¤in ayr›nt›lar› bilinme- se de, yaklafl›k 400 fajdan oluflan bir kütüphanesinin oldu¤u, bunlar›n ço¤u- nun hastane at›k sular›ndan elde

Çalışmada dört yaş ve üzeri dişi hayvanların ve iki yaşlı erkek hayvanların cidago yüksekliği, sağrı yüksekliği, sırt yüksekliği, vücut uzunluğu ve

Baraj gölünü besleyen Isparta Çayı ve Göksu (Çandır) Deresi toplam koliform ve fekal koliform bakteri sayıları, tüm aylarda, göl içindeki çalışma

桑螵蛸。凡十物使,主二百草,為之長。立春之日,木蘭、射

DNA sequence analysis revealed that mutations in the quinolone resistance-determining regions of gyrA (Ser83Phe, Asp87Gly or Asp87Asn), parC (Ser80Arg, or Ser80Ile or Glu84Lys),

Subjects with prolonged exposure to inorganic arsenic from drinking the artesian well water carried a significantly higher risk of hypertension in a dose–response pattern in both

Axelsson ve ark (2004)‟nın yaptığı bir çalıĢmada sella turcica‟nın Ģekli altı ana tip olarak sınıflandırılmıĢtır; normal sella turcica, oblik anterior