• Sonuç bulunamadı

Başlık: Cemal Abdün Nasır İktidarında Mısır-Türkiye İlişkilerinin Türk Basınına Yansımaları (1954-1962)Yazar(lar):SÖNMEZ, Şinasi Sayı: 43 Sayfa: 491-516 DOI: 10.1501/Tite_0000000300 Yayın Tarihi: 2009 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Cemal Abdün Nasır İktidarında Mısır-Türkiye İlişkilerinin Türk Basınına Yansımaları (1954-1962)Yazar(lar):SÖNMEZ, Şinasi Sayı: 43 Sayfa: 491-516 DOI: 10.1501/Tite_0000000300 Yayın Tarihi: 2009 PDF"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cemal Abdün Nas›r İktidar›nda M›s›r-Türkiye

İlişkilerinin Türk Bas›n›na Yans›malar› (1954-1962)

Yrd. Doç. Dr. Şinasi SÖNMEZ

ÖZET

İkinci Dünya Savaş›’ndan sonra Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu’da çok büyük siyasal değişiklikler meydana geldi. Bölgede İngiltere ve Fransa eski gücünü kaybederken, ABD ve Sovyetler Birliği daha etkin güç haline geldi. Türk hükümetleri denge değişiminde, Sovyetler Birliği’nin karş›s›nda yer alan Bat› Blok’unun içinde yer alabilmek için çaba harcarken, bu süreçte Orta Doğu ülkeleri ile ilişkilerini “hür dünya” yanl›s›, Sovyetler Birliği karş›t› bir söylemle düzenleme yoluna gitmiştir.

Öte yandan, 1950’lerden itibaren bölgede etkin bir siyaset gütme gayretinde olan Türkiye, İngiltere ve ABD’nin desteğini alm›şt›r. Bu destek Irak, Ürdün, Lübnan gibi ülkelerin yönetiminde tepki uyand›rmaz; hatta onaylan›rken 1952’den itibaren M›s›r’›n tepkisini çekmiştir. Ellili y›llarda Türkiye-M›s›r İlişkileri gergin bir seyir izlerken, Türk bas›n› bu gerginliğin nedenini Nas›r ve iktidar›na bağlam›şt›r. Ayr›ca Orta Doğu’da Türkiye ve müttefikleri aleyhine gelişmelerin sorumlusu olarak Nas›r gösterilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Soğuk Savaş dönemi, Ortadoğu, Cemal Abdün Nas›r, Bas›n, Muhalefet.

During Cemal Abdul Nas›r Governance Reflections of

Egypt–Turkey Relat›ons on Turkish Press (1954-1962)

SUMMARY

After World War II , tremendous political changes have happened in Middle East where Turkey is one of the countries in the region. Losing England and France their power on the region, on the contrary, United States and Union of Soviet

(2)

Socialist Rebuplics have gained more effective pover. The alteration of balance process, Turkish governments have been endeavoring to find a place in the Western Bloc againt to Eastern and also they have arranged their relations with other Middle East Counties according as “free world” allias, anti USSR.

On the other hand, since 1950’s , with effective political efforts on the region, Turkey has been supported by England and USA. The support did not take any reaction from Iraq, Jordan and Lebanon, even it met with approval by the countries, after 1952, Egypt has given reaction the support. In the fifties, Turkey and Egypt relations has been on edge and Turkish Press pointed at Nasir’ s Government as the reason of the situation. Also, Nasir has been accused of all the negative situations against to Turkey and its allias in the Middle East by Turkish Press.

Key Words: Cold War, Middle East, Cemal Abdul Nasir, Press, opposition

GİRİŞ

Türkiye İkinci Dünya Savaş›’n›n sona ermesiyle yeni gelişmelerle karş› karş›ya kald›. Sovyetler Birliği’nin savaş sonras›nda Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirme isteği karş›s›nda iki ülke ilişkileri yeni bir seyir izlemiştir. Öte yandan, savaş›n galipleri aras›nda yap›lan dünya siyasetini yeniden şekillendirme planlar› Türkiye’yi yeni d›ş politika aray›şlar›na itmiştir. Türkiye’nin içeride ekonomik ihtiyaçlar doğrultusunda para gereksinimi, diğer yandan d›şar›da s›n›rlar›n› güvence alt›nda tutma doğrultusunda d›ş dünya ile olan ilişkilerini düzenleme kayg›s› söz konusu aray›şlar›n yönünü belirlemiştir.

Savaş›n sonlar›na doğru Almanya ve bağlaş›klar›n›n yenileceğinin belli olmaya başlamas›yla Türkiye Müttefiklere daha yak›n politikalar takip etmiştir. Savaş zaman›nda Almanya yanl›s› yay›n yapan bas›n organlar›na sansür uygulamaya başlam›ş baz› gruplar tahkikata uğram›şt›r. 1944 May›s›nda resmî tebliğle Turanc›lar aras›nda tutuklamalara gidilmiş, sol yay›n yapan gazeteciler de tahkikata uğram›şlard›r.1 Dönemin hükümeti hem Almanya hem de Sovyetler Birliği yanl›s› yay›nlar› k›s›tlarken, hükümetin izleyeceği yeni politikan›n da işaretini vermiştir.

Savaş sona ererken Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e dâhil olmas› için demokratikleşme yolunda ad›m atmas› gereği hissedilmeye başlanm›şt›r. Birleşmiş Milletler demokrasi temelli bir örgüt olarak ortaya ç›km›şt›r. Milli Şef İsmet İnönü 19 May›s 1945’teki söylevinde çok partili yaşama geçileceği müjdesini vermiştir.2 1945 Bütçesi Görüşmeleri s›ras›nda Celal

1

Tevfik Çavdar; Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1839–1950, İmge Kitabevi, Ankara, 1995, s, 39-392.

2

(3)

Bayar ve baz› milletvekilleri hükümetin ekonomi politikalar›n› eleştirerek yak›nda bir muhalefetin ortaya ç›kacağ›n›n ipuçlar›n› vermişlerdir. Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu ile “dörtlü takrir” ile muhalefet partisinin temeli at›lm›ş; 7 Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti ile birlikte Türkiye’nin çok partili demokratik hayat› resmî olarak başlam›şt›r. D›ş dünyadaki gelişmeler Türkiye’nin iç politikas›n›n yönünü ve seyrini çok partili hayata geçiş biçiminde etkilemiştir. Bir diğer önemli gelişme de Türkiye’nin kuzey komşusu Sovyetler Birliği’nin izleyeceği gerilim politikas› d›ş siyasetin yönünü tayin etmede etkili olmas›d›r.

Savaştan sonra CHP iktidar› Sovyetler Birliği’nin Boğazlar ve toprak talebiyle ile ilgili bask›lar›n› İngiltere ve ABD ile yak›nlaşma politikalar› ile bertaraf etmeye çal›ş›rken, bunu kurulan NATO ittifak›na kat›lma çabalar› ile de desteklemiştir. 1950’de iktidar› DP’ye devrederken izlenecek d›ş politika çizgisini de belirlemiş oluyordu. DP hükümetlerine temel politikay› yürütmek kal›yordu. Nitekim Kore’ye Türkiye’nin asker göndermesiyle ABD ve müttefikleri ile NATO ittifak› ile bütünleşmesi kolaylaşm›ş ard›ndan 1952’de Türkiye NATO’ya girmiştir.3 Bundan sonra d›ş politikan›n temel doğrultusu “hür dünya” ile hareket etmek biçiminde olmuştur.

Türkiye, Sovyetler Birliği ile olan sorunlar›n› NATO müttefikliği ile dengeler, ard›ndan müttefiki olduğu İngiltere ve Fransa’n›n Orta Doğu’da sömürgeleri ve M›s›r gibi ülkelerle sorunlar yaşamaya başlamas›, dönemin Türk hükümetlerinin de bu sorunlarda genelde iki ülkenin taraf›nda yer almas› Türkiye’nin K›br›s Sorunu gibi diğer devletlerin desteğine gereksinim duyduğu konularda zor durumda b›rakm›şt›r. Birleşmiş Milletler’deki oylamalarda Yunanistan lehine ç›kan oylar, zaman zaman Orta Doğu ülkelerinden geldiği gibi, Orta Doğu’da Arap ülkeleri ile sorunlar›nda desteklediği İngiltere ve Fransa’n›n aleyhinde oy kulland›ğ› gerçeği ile yüz yüze gelmiştir. Üstelik bölgede bulunan halklarla Türkiye’nin tarihi-kültürel bağlar›n›n bulunmas›, ayn› zamanda emperyalist emellere karş› verdiği Kurtuluş Savaş›, Türkiye’den kendilerini aç›kça desteklemesi yönünde beklentiler yaratm›şt›r. Temel politikas›n›n içte ve d›şta tam bağ›ms›zl›k olmas›na, kendi s›n›rlar› d›ş›nda topraklarda emperyalist bir amaç gütmemesine rağmen, Türkiye müttefiklerinin Orta Doğu’da karş›laşt›klar› direniş hareketlerini bast›rma girişimlerinde dolay›s›yla Orta Doğu politikas›nda ikileme sürüklemiştir.

1955’te yap›lan Bandung Konferans›’nda, Fas ve Tunus’un bağ›ms›zl›k mücadelesinde, M›s›r’›n Süveyş Kanal›’n› millileştirmesinde Türkiye, Bat›l› ülkelerin saf›nda yer alm›şt›r. Oysa yak›n tarihte bağ›ms›zl›k savaş› vermiş bir ülkenin sömürge ülkelerinin yan›nda yer al›yormuş görüntüsü vermesinin

3 Soğuk savaş dönemi ile ilgili değerlendirmeler için bkz. Ayşegül Sever ; Soğuk Savaş

(4)

gerekçelerini hem kendi kamuoyuna hem de bölge halklar›na anlatmas› zor olmuştur. Dönemin hükümetlerinin belirlediği d›ş politika stratejisi, ilerleyen y›llarda karş›laşt›ğ› sorunlar› aşmada zorluklar ç›karm›şt›r. Ayn› dönemde bağ›ms›zl›ğ›na kavuşan ülkeler “Bağlant›s›zlar” ad› alt›nda Birleşmiş Milletler’de ve birçok alanda ortak hareket ederlerken, Türkiye, K›br›s ile ilgili oylamalarda onlar›n oyuna muhtaç olmuştur. İktidara geldiğinde Arap ülkelerine karş› daha aktif politika izleyeceğini söyleyen DP hükümeti ileri gelenleri izledikleri aktif politika yolculuğunda bölge ülkelerinin liderleri ya da yönetimleri ile sorunlar yaşam›şlard›r. Örneğin M›s›r lideri Nas›r’›n Türkiye’de hükümet çevreleri hatta bas›n›n ileri gelen kalemleri taraf›ndan ellili y›llar›n sonuna kadar eleştirilere uğram›şt›r.

Yaz›n›n konusunu oluşturan dönemin büyük bölümü Adnan Menderes’in başbakanl›ğ›n› yapt›ğ› DP hükümetleri dönemidir. Dönemin hükümetleri komünizm propagandas›, milli birlik ve beraberliğe zarar verici olarak gördüğü yay›nlar›n d›ş›nda yay›nlara sürekli sansür uygulamam›ş,4 soğuk savaş döneminin özellikleri ne uygun olarak bas›n›n bu doğrultuda yay›n yapmas›n› istemiştir. Genellikle iç politika çekişmelerinden dolay› gazeteciler tahkikata uğram›ş, ellili y›llar›n sonuna doğru hükümete muhalefet eden gazeteciler çeşitli soruşturmalara uğram›ş, baz›lar› hapse at›lm›şt›r. Öte yandan hükümete yak›n olan gazete ve gazetecilere örtülü ödenekten para yard›m› yap›lm›şt›r.5 Bütün bunlara rağmen Demokrat Parti iktidarlar› döneminde gerek iktidar yanl›s› gerekse muhalif yay›n yapan gazete ve dergilerin say›lar› az›msanamayacak ölçüdedir. Baz› gazete ve dergiler yay›nlar›na gördükleri mali ve siyasi bask›dan zaman zaman ara vermişlerdir. Öte yandan iç politikadaki iktidar-muhalefet çekişmesi d›ş politika söz konusu olduğunda ülkenin birlik ve beraberliği ad›na farkl› görüşlerin ifadesi söz konusu olmam›şt›r. Bir başka anlat›mla NATO müttefikliği çerçevesinde Bat›l› ülkelerle ya da hürriyet yanl›s› ülkelerle; Sovyetler Birliği ve komünizm karş›t› müttefikliği söylemi hâkim olmuştur. Bu bak›ş aç›s› iktidar yanl›s› bas›n ile muhalefet yanl›s› bas›n›n d›ş politikay› bu pencereden değerlendirmesine temel oluşturmuştur. 1957 y›l›ndan itibaren iktidar ile muhalefet aras›ndaki görüş ayr›l›klar›n›n derinleştiğini, iktidar›n muhalif bas›na karş› kat›laşt›ğ› ölçüde farkl› değerlendirmelerin d›ş politika konusunda da ortaya ç›kmaya başlad›ğ›n› gözlemlemekteyiz. Kuzey Afrika’da bulunan milletlerin bağ›ms›zl›k mücadelesinin dünya kamuoyunu işgal etmeye başlamas› üzerine özellikle muhalefet yanl›s› bas›nda baz› yazarlar›n, Türk hükümetinin bu bağ›ms›zl›k mücadelelerine duyars›z kald›ğ› yönünde eleştirilere rastlanmaktad›r. M›s›r-Türkiye ilişkilerinin sorunlu bir döneme girmeye başlamas› Türk bas›n›nda Nas›r aleyhtarl›ğ›

4

Mustafa Y›lmaz, Yasemin Doğaner; Cumhuriyet Döneminde Sansür 1923–1973), Siyasal Kitabevi, Ankara 2007, s.20.

5

(5)

konusunda adeta ağ›z birliği yaratm›şt›r. Nas›r’›n 1952’de askerî darbe ile yönetime gelmesi, yönetime geliş biçimiyle eleştiri konusu olmam›şt›r. Nas›r’›n Arap milliyetçiliğini temel alan politikas›, diğer Arap ülkeleri ve İngiltere ile sorunlar yaşamaya başlamas›, ayn› zamanda Türkiye’nin Orta Doğu politikas›yla ters düşmesi, Türk bas›n›nda Nas›r’›n diktatörlüğüne vurgu yapan eleştirilerin çoğalmas›na neden olmuştur.

Bağdat Pakt›’n›n kurulmas›, paktta İngiltere’nin yer almas›, Arap Birliğini oluşturan ülkeler aras›nda görüş farkl›l›klar›n› derinleştirirken, Türkiye’nin Ürdün, Lübnan, Suriye gibi ülkelere diplomatik bask›lar yapmas› Türkiye-M›s›r ilişkilerine olumsuz yans›rken, Türk bas›n› taraf›ndan Nas›r’›n kişiliğinde M›s›r’›n izlediği siyaset eleştirilmiştir. M›s›r’›n Bağdat Pakt›’na tepkileri bölge ülkelerinde ve M›s›r’da önemli yank›lar uyand›rm›şt›r. Fakat Bağdat Pakt›’n›n bölgede beklenen etkiyi yaratmamas›, muhalefet yanl›s› bas›n taraf›ndan Menderes hükümetlerinin genelde d›ş politikay›, özelde ise Türkiye’nin Ortadoğu politikas›n› başar›s›z olarak nitelendirmesine neden olmuştur. İç politikadaki görüş farkl›l›klar› d›ş politikaya da ayn› ölçüde yans›m›şt›r.

1952’de darbe ile işbaş›na gelen askerî yönetimde Cemal Abdün Nas›r etkin bir konumda bulunurken; 1954’te yönetimi tamamen ele geçirmiştir. İzlediği Arap milliyetçiliği siyaseti, bölgede Araplar üzerinde tesirler b›rak›rken, bölge ülkelerinde yöneticilerin korkulu rüyas› olmuştur. Türkiye bölgede Sovyetler Birliği’nin etkisini bertaraf etmek için İngiltere ve Fransa’y› destekleyen bir siyaset izlerken, ABD’nin bölgede daha etkin bir rol oynamas› için çal›şm›şt›r. Nas›r’›n tamamen hâkim olduğu M›s›r d›ş politikas›, bölge ülkelerinin izlediği politikalarda kendini hissettirirken, baz› iktidarlar değişmiş, Türkiye’nin izlediği Ortadoğu siyaseti Türk bas›n› taraf›ndan eleştirilmeye başlanm›şt›r.

Nas›r’›n ülkesinde gerçekleştirdiği değişiklikler, Orta Doğu siyaseti, Arap milliyetçiliği üzerine görüşleri 1962’den itibaren Yön dergisi taraf›ndan yaz› dizisi olarak yay›nlan›rken, başar›lar›ndan övgüyle söz edilmiş, Yön Dergisi gibi baz› yay›n organlar›nda “Başkan Nas›r” biçiminde söylenmiştir.

1. Demokrat Parti’nin Ortadoğu Politikas›

Demokrat Parti 1950’de iktidara geldikten sonra Arap ülkeleri ile daha s›k› ilişkiler kuracağ›n›n işaretlerini D›şişleri Bakan› Fuat Köprülü’nün ağz›ndan aç›klam›şt›r. O dönemde Orta Doğu’da İngiltere ve Fransa’n›n desteğiyle kurulmuş ve ayakta duran monarşi yönetimleri iş baş›nda idi. Dönemin Türk hükümeti mevcut yönetimlerle ilişkileri yak›nlaşt›rmaya çal›ş›rken, monarşilerin arka arkaya devrilmesi, bu ülkelerde halk aras›nda yükselen Arap milliyetçiliği eski yönetimlerle işbirliği yapan hükümetlere de tepkiler doğurmuştur. Soğuk Savaş döneminin başlang›ç y›llar› diyebileceğimiz 1950’li y›llarda Orta Doğu coğrafyas› kaynayan kazan

(6)

durumundad›r. Bölgenin sömürgeci devletleri İngiltere ve Fransa’n›n etkin gücü bölgeden tasfiye edilirken yerlerini ABD ve Sovyetler Birliği almaya başlam›şt›r. Bu rekabet ortam›n da yard›m›yla ülkelerde yönetim değişiklikleri, İngiltere ve Fransa’n›n Süveyş Bunal›m› örneğinde olduğu gibi bölgede eski etkinliğini kaybetmesi, Arap ülkeleri aras›nda kendi aralar›nda çekişmeler, yine ayn› ülkeleri ortak paydada birleştiren İsrail düşmanl›ğ›n›n getirdiği işbirliği ellili y›llar›n belli başl› gelişmeleridir.

Türkiye ve Irak’›n 1955’te bir askerî ittifak oluşturmas› düşüncesi M›s›r ve lideri Nas›r’› oldukça tedirgin etti. Irak Başbakan› Nuri El Said’i kurulacak ittifaktan vazgeçirme girişimi sonuçsuz kald›. Nas›r’›n görüşü bölgede güvenliği sağlamak Bat›’dan çok bölge ülkelerinin görevi olmal›yd›. Nuri’nin görüşü ise bölge ülkelerini Sovyetler Birliği tehdidinden ancak Bat›’n›n yard›m›yla korunabileceği yönündeydi.6 Sonuçta Bağdat Pakt› kurulurken Nas›r ve Nuri Sait aras›nda çekişme propaganda savaş›na dönüştü. Bu savaşta Türk hükümeti ve bas›n› Nuri Sait’in taraf›nda yer al›rken, Nas›r’›n aleyhinde haberler ve yorumlar gittikçe art›yordu.

2. Bozulan Türkiye-M›s›r İlişkilerinin Bas›na Yans›malar›

Türkiye’nin M›s›r ve onun askerî darbeyle işbaş›na gelmiş lideri Nas›r ile olan uzun süreli çekişmesi gazete ve dergilerin s›k s›k Nas›r, M›s›r ve Arap devletleri ile ilgili değerlendirmelerine konu olmuştur. Türkiye’nin Bağdat Pakt› ile bölgede öneminin artmas› M›s›r’› endişelendirmiş, Türkiye ile M›s›r aras›nda büyükelçilerini geri çekmeye kadar gidecek bir çekişmenin nedeni olmuştur. Akis, gelişmenin başlad›ğ› tarihte, M›s›r’›n tepkisini ihtilal subaylar›n›n bir ihtiyat siyaseti güttüğünü, M›s›r’› Bat› ile Doğu aras›nda hakem rolü oynayabilecek bir bloğun baş›na geçirmek istediklerini, bunu sağlayabilmek için Arap ülkeleri aras›nda mekik diplomasisi yürüttüklerini yaz›yordu. M›s›r’›n as›l amac›n›n Ankara-Karaçi mihverine bağlanmak isteyen Arap ülkelerine bask› yapmak7 olduğu düşüncesini ileri süren dergide Türkiye-M›s›r aras›ndaki çekişmenin Türk bas›n›na yans›mas›n› okuyoruz.

M›s›r’›n Ocak 1954’te Kahire Büyükelçisi Hulusi Fuat Togay’› istenmeyen adam ilan ederek s›n›r d›ş› etmesinden8 sonra Türkiye-M›s›r ilişkileri biraz daha zor bir döneme girmiştir. Ayn› y›l›n Temmuz ay›nda Türkiye Arap Ülkelerindeki büyükelçilerini Ankara’da toplayarak meydana gelen gelişmelerle ilgili bilgilenmiş, izlemesi gereken politikay› gözden geçirmiştir. Dönemin gazeteleri bu toplant›y› Türkiye’nin Ankara-Karaçi

6

Adid Davişa; Arap Milliyetçiliği Zaferden Umutsuzluğa, (Çev. Lütfi Yalç›n), Literatür Yay›nlar›, İstanbul 2004, s. 144–145.

7

Dünyada Olup Bitenler; Akis; 17 Temmuz 1954, s.11–12.

8 Bkz. Mahmut Dikerdem; Ortadoğu’da Devrim Y›llar› (Bir Büyükelçinin An›lar›),

(7)

hatt›nda kurulacak komünizm tehlikesine karş› güvenlik ittifak›na Arap ülkelerini katmak için nas›l bir yol izleneceği görüşmesi olarak değerlendirmişlerdir.9 Türkiye, oluşturulacak olan Bağdat Pakt›’na bütün Arap ülkelerinin kat›lmas›n› arzularken, İngiltere de pakt›n üyesidir. Oysa M›s›r gibi diğer Arap ülkelerinin bir k›sm›n›n İngiltere ile sorunlar› vard›r. Bu yüzden, oluşacak böyle bir pakta Irak’tan başka bir Arap ülkesi kat›lmayacakt›r. Bu sorun uzun süre Türkiye-M›s›r geriliminin nedeni olacakt›r. Irak ile Türkiye aras›nda imzalanacak olan Orta Doğu Pakt›’n›n Irak Meclisi’nde onaylanmas›n› Zafer Gazetesi birinci sayfadan verirken Başbakan Adnan Menderes’in konu ile ilgili aç›klamas›na geniş şekilde yer verilmiştir. Menderes, Suriye ve Lübnan’›n Irak ile Türkiye aras›nda yap›lacak anlaşmaya anlay›şla yaklaşt›ğ›n› belirtirken, M›s›r’›n ayn› anlay›ş› göstermemesini üzüntüyle karş›lad›ğ›n› söylemiştir.10 Gazetenin yazarlar›ndan Mümtaz Faik Fenik, Menderes’in demeçlerini değerlendirirken Türkiye ile Irak aras›nda yap›lacak bir antlaşman›n sadece iki ülkeye değil, insanl›ğa da hizmet edeceği şeklinde yorumlam›ş; Başbakan Menderes ile Irak Başbakan› Nuri Sait Paşa’n›n büyük katk›lar› olduğunun alt›n› çizmiştir.11 Bir diğer yazar Burhan Belge ise M›s›r’›n gelişmeler hakk›ndaki olumsuz tavr›n› irdelemiştir.

Yine Zafer Gazetesi Arap Birliği başbakanlar›n›n Kahire’de toplanmas›n› birinci sayfa haberi olarak verirken M›s›r’›n Türkiye- Irak antlaşmas›na neden karş› olduğu yönündeki aç›klamalar›na yer vermiştir.12 Ayn› tarihli gazetede d›ş politika yazar› Mümtaz Faik Fenik Türkiye-M›s›r ilişkilerinin ç›kmaza girmesini iki yak›n arkadaş›n anlaşmazl›ğ›na benzeterek, sürekli hatalar yapan kişiyi M›s›r’a benzetirken, Türkiye’yi akl›selim düşünerek uyar›c› rolünü üstlenen diğer arkadaşa benzetmiştir. Türkiye’nin M›s›r’a sürekli dost eli uzatmas›na rağmen küskün kald›ğ›n›, sebebinin Irak’›n Türkiye ile dostluk anlaşmas› imzalarken Arap Birliğine dan›şmamas› olduğunu ileri sürmüştür. Oysa bölgede iki ülke aras›nda dostluk anlaşmalar›n›n yap›lmas›n›n M›s›r’›n lehine olduğunu, M›s›rl› yöneticilerin bu durumu hesaba katmad›klar› şeklinde değerlendirmiştir.13

Türkiye’nin Orta Doğu Pakt› çerçevesinde bütün Arap ülkelerini toplayabileceği düşünülürken; M›s›r bu pakta şiddetle karş› ç›km›şt›r. Türkiye; İngiltere, İran, Irak, Pakistan’dan başka kat›lan ülke olmam›şt›r.

9 Mücahit Topalak; Ankara Toplant›s›; Akis, 17 Temmuz 1954, s. 11. 10

« Başvekil’in Mühim Beyanat›”, Zafer, 8 Şubat 1955,s.1. Gazete birinci sayfas›n›n da ayr›ca Türkiye-Irak pakt› imzaland›ğ› takdirde M›s›r’›n Arap Güvenlik Pakt›’ndan ç›kacağ› haberini vermiştir. Yine dikkat çekici bir haberin başl›ğ› “Türkiye Lider” şeklindedir. Başbakan Adnan Menderes ve D›şişleri Bakan› Fuat Köprülü İtalya’y› ziyareti dolay›s›yla yap›lan temaslar› yorumlayan Newyork Times gazetesinde “Türkiye Lider” başl›ğ› alt›nda bir makale yay›nland›ğ›n› haber olarak vermiştir.

11

Mümtaz Faik Fenik; “Menderes Aç›k Kalple Konuştu”, Zafer, 8 Şubat 1955, s1.

12 “ Arap Birliği Başvekilleri Dün Topland›”, Zafer, 23 Ocak 1955, s.1. 13

(8)

Bağdat Pakt›’n›n imzalanmas› gazetelerde birinci sayfadan en önemli haber olarak geçmiştir.14 Mümtaz Faik Fenik antlaşman›n imzalanmas›n›n iki ülkeye d›şar›dan gelecek tehlikelere karş› bir kader birliği yapt›racağ›n›, M›s›r ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin baltalamak istemelerine rağmen gerçekleşmesinin önemine değinmiştir.15

Ahmet Şükrü Esmer, Bağdat Pakt›n›n Orta Doğu’da beklenen etkiyi yaratmad›ğ›n›, Türkiye’nin K›br›s sorunu ve 6–7 Eylül olaylar› nedeniyle dünya kamuoyunda zor durumda kald›ğ›n› yazm›şt›r. 1955 y›l›na ilişkin değerlendirmelerinde ayr›ca ekonomik sorunlar›n Türkiye’nin d›ş politikas›n› etkilediğini, ülkenin d›ş borçlar›n› ödemede zorluklarla karş›laşmas›na rağmen dünyadaki gelişmelere tepkisiz kalmamas›n› olumlu olarak değerlendirmiştir.16

3. Nas›r’›n Siyasetine Odaklanan Bas›n›n Eleştirileri

M›s›r Başbakan› Nas›r, El Cumhuriye gazetesinde Türkiye ile ilgili bir makale yay›nlar. Makale iki ülke aras›nda meydana gelecek olumsuzluklar›n kayg›s›n› haber vermekte, Nas›r’›n izleyeceği siyasetin belirtilerini taş›maktad›r. O tarihte bölgede Irak, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, Lübnan, M›s›r, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi nüfusunun çoğunluğunu ya da bütünü Araplar›n oluşturduğu bağ›ms›z devletler mevcuttur. Nas›r’›n bölge ile ilgili değerlendirmesinde bu devletlere yer verilmezken, Arap-Türk kardeşliği ön plandad›r. Geçmişte ve şimdi Araplarla Türklerin kardeş uluslar olduğunu, Türklere ve Araplara gelen kötülüklerin ayn› düşmandan geldiğini belirtmiştir. Türk ve Arap vatan›n›n Şark’›n iki k›tas› olduğunu, Türkiye’nin yönünü Avrupa’ya çevirmiş bir Asya devleti olduğunu; Türkçenin ise Latince yaz›lsa bile Arapça ile ayn› sözlüğün ortak lafz› olduğunu, kendilerinin de dili kabul ettiğini ileri sürmüştür.

İki ulusun tarihinin ortak olduğunu, bu ortakl›ğ›n Buhara ve Tebriz’de başlad›ğ›n›, oradan Bağdat, Musul’a ve Anadolu’ya ulaşt›ğ›n› yazm›şt›r. Ortak düşman›n sömürgeciler olduğunu, onlar›n İzmir’de Şam’da Kahire’de

14

« Türk Irak Pakt› İmzaland›;”, Zafer, 25 Şubat 1955, s.1.

Zafer gazetesi haber başl›ğ›n›n alt›nda pakt›n imzalanmas›yla ilgili geniş bir yorum yap›lm›şt›r. “Orta Doğuya emniyet ve çok mesut bir istikbal getirecek olan Türk-Irak pakt›na dün gece Türkiye ad›na Başvekil Adnan Menderes ve hariciye vekili Köprülü, Irak ad›na da Başvekil Nuri Said ve Hariciye Vezir vekili imza koydular.”

“Türk Irak müdafaa pakt› coşkun tezahüratla ve ittifakla tasdik olundu. Hariciye vekili Prof. Fuat Köprülü iki dost memleket aras›nda addolunan anlaşman›n esaslar›n› belirterek pakt›n Ortadoğu ve dünya sulhu bak›m›ndan ehemmiyetini izah etti” Zafer, 27 Şubat 1955, s.1.

15 Mümtaz Faik Fenik; “Bağdat Pakt›n›n İmzas›”, Zafer, 25 Şubat 1955, s,1. 16

Ahmet Şükrü Esmer; “D›ş Politika”, Ulus, 1 Ocak 1956

Esmer; “M›s›r’da Yeni Rejim”, Ulus, 20. 01.1956. Esmer yaz›s›nda Nas›r’›n iktidara geliş biçimini, önceki yönetim ile Nas›r’›n yönetimini karş›laşt›rm›şt›r.

(9)

ortak masa etraf›nda Türkleri ve Araplar› d›şar›da b›rakarak kararlar ald›klar›n› tespit etmiştir. Sömürgeciler her ne kadar bu iki ulusu, tellerle, setlerle bölgelerde ortak akrabal›ğ› yok etmeye çal›şsa da bunu başaramayacağ›n›, çünkü soy ve gelenek olarak birbirine kar›ş›k olduğunu iddia etmiştir.

Türkiye’yi tehdit eden kuvvetlerin, Araplar› da tehdit ettiğini, bu nedenle Araplar›n kurtuluşunun Türklerin de kurtuluşu olacağ›n›, ortak düşmanlar›n mevcut hükümetlerden beklentilerinin boşa olduğunu ileri sürmüştür.17

Nas›r daha o tarihte Orta Doğu’da siyasetini Arap milliyetçiliği üzerinden, Bat› karş›t› bir yönde izleyeceğinin işaretlerini vermiştir. İzleyeceği siyaseti Arap kamuoyuna anlat›rken, Türk hükümeti ve kamuoyuna bir mesaj niteliği taş›maktad›r. Fakat iki ülkenin Orta Doğu’da izlediği politika Nas›r’›n sahip olduğu görüşlere paralel gitmemiştir.

Bağdat Pakt›’n›n kurulmas› ile birlikte Türkiye ve M›s›r bas›n›nda birbirleri ile ilgili olumsuz yaz› ve yorumlar görülmeye başlanm›şt›r. Türk bas›n› Nas›r’› diktatör olarak yans›t›rken Nas›r milliyetçiliğinin Orta Doğu’da huzursuzluk ve tehlike kaynağ› olduğunu, milliyetçiliği yeni tan›yan Arap ülkelerini olumlu bir yöne sevk etmeyeceğini iddia etmiştir. 1957’de Kahire Radyosu’ndan Bat›l› ülkelerin özellikle ABD’nin aleyhinde yay›nlar yap›l›rken, Amerikan›n Sesi Radyosu da karş› yay›n yapmaktad›r. Bu suretle radyoda Arap milliyetçiliğinin Nas›r gibi diktatörlerin elinde yanl›ş yönlere sapt›r›ld›ğ›n›, bu yanl›şl›ğ› düzeltmenin de mümkün olmad›ğ› şeklinde değerlendirmiştir.18

Orta Doğu ülkelerinden baz›lar› ve Nas›r ile ilgili yap›lan olumsuz değerlendirmelere ilişkin eleştiriler Menderes iktidar›na muhalif olan gazete ve dergilerden gelmeye başlam›şt›r. Aydemir Barkan, Türkiye’nin Bağdat Pakt›’na Arap ülkelerinin kat›lmas›n› ›srarla istemesinin, hatta Ürdün, Lübnan, Suriye gibi ülkelere bask› yapmas›n›n M›s›r’›n tepkisini çektiğini, bu tepkinin sonucunda M›s›r ve Suriye’nin Birleşik Arap Devleti kurduğunu ileri sürmüştür. Devam›nda, Suriye’nin Hatay ile ilgili sorunlar› sürdürmesi, Lübnan’daki kar›ş›kl›klara Bat›l› ülkeler ve ABD’nin müdahalesini Türkiye’nin ›srarla istemesi ve desteklemesi, Süveyş Kanal›’n› M›s›r’›n millileştirmesiyle İngiltere ve Fransa ile olan çat›şmas›nda Türkiye’nin bu iki devleti desteklemesi M›s›r-Türkiye ilişkilerinin gerginlik noktalar› olduğu şeklinde değerlendirmiştir. Yazar bas›n›n ve iktidar›n tutumunun değişmesine ilişkin şu görüşleri ileri sürmüştür:

17 “M›s›r Başvekili’nin Çok Değerli Bir Makalesi”; Zafer, 09,12.1954. 18

(10)

“Son Haftalarda Arap memleketlerine bilhassa M›s›r’a karş› iktidar›n ağz› değişmiştir. Onunla beraber birtak›m “tahsilâtl›” bas›n›m›z bu memleketlere, liderlerine ve davalar›na karş› uzun y›llard›r tak›nd›ğ› menfi, küçümseyici tavr›n› terk etmek ihtiyac›n› duymuştur. Spor temaslar› ve çeşitli resepsiyonlar vesilesiyle tekrar edilen bu hava değişikliği program› hadiseleri yak›ndan takip etmeğe merakl› olanlar için hayli eğlenceli ve garip sahneler arz etmektedir. Bu havan›n ne kadar suni olduğunu anlamak için iki ay evvelki gazetelere göz atmak kâfidir. Bu memleketlerin gerek halklar›na, gerek liderlerine gerek giriştikleri mücadelelerine daha pek k›sa bir müddet önce nas›l cephe ald›ğ›m›z› düşünecek olursak bu ani “makam” değişikliğini izah etmek için makul ölçüler içinde sebepler bulmak güç olacakt›r.19

Ayr›ca M›s›r’›n Sovyetler Birliği ve Çin’den silah temin etmek için yapt›ğ› siyasi manevralar›n Nas›r’›n marifeti ile olduğu yolunda yorumlar yaparken, gelişmelerin Bat›’n›n aleyhine olduğu şeklinde yorumlar gazete ve dergi sayfalar›nda yer alm›şt›r.20

Nas›r liderliğindeki M›s›r’›n 26 Temmuz 1956’da Süveyş Kanal›’n› devletleştirmesi Bat›l› ülkelerde olduğu kadar Türk bas›n›nda da beklenmedik bir olay olarak karş›lanm›şt›r. Assuan Baraj›’n›n inşas› için gerekli krediyi bulamayan Nas›r kanal›n millileştirmesiyle elde edilecek gelirle ihtiyac› olan paray› sağlam›ş olacakt›r. Bat›l› ülkelerin verdikleri notalar› ve diğer gelişmeleri aktaran Akis21, d›ş politika yazarlar› arac›l›ğ›yla da Süveyş Kanal›n›n statüsünü ve önemine dikkati çekmiştir.22 İlgili 24 ülkenin Londra’da soruna çözüm bulmak amac›yla toplanmas›n› haber olarak verirken, Rusya’n›n M›s›r’› destekleyeceğine dikkati çekmiştir.23 yazar› belirtilmeden yap›lan bir yorumda Nas›r’›n izlediği politika kar›ş›nda Bat›’n›n hareketsizliğini 20 y›l önceki Almanlar›n Ren Havzas›’n› işgal etmesi karş›s›ndaki tutumuna benzetmiştir. Bu durumun Nas›r’a cesaret verdiğine dikkati çekmiştir.24

Türk bas›n›nda baz› yazarlar taraf›ndan iktidar›n Orta Doğu’da izlediği politika üzerinden eleştiriler gelmeye başlamas›na rağmen, Nas›r ve M›s›r üzerine yap›lan eleştirilere Moskova ve komünizm konular› eklenerek

19 Aydemir Balkan; “Araplar› Art›k Aldatabilir miyiz?” Akis, 27 Temmuz 1957, s. 17. 20

« Dünya’da Olup Bitenler: M›s›r, Silah Peşinde”Akis, 9 Haziran 1956, s.21

21 “Dünyada Olup Bitenler: Kab›na S›ğmayan Diktatör”, Akis, 4 Ağustos 1956, s.11. 22

Dr. İlhan Faik; Süveyş Kanal›’n›n Hukuki Hikayesi, Akis, 4 Ağustos 1956, s.12-13.

23 Dünyada Olup Bitenler: 24’ler Konferans›, Akis, 11 Ağustos 1956, s.14. 24

“Nas›r Kime Güveniyor”, Akis, 18 Ağustos 1956, s.13. Dergi başka bir say›s›nda Londra’da toplanan konferans›n etkili bir sonuç alamamas›n› konu etmiştir. M›s›r’›n konferansa kat›lmamas›n›n hukuki gerekçelerini aç›klayarak, ABD’nin İngiltere ve Fransa’n›n sert tepki vermesini engellediğini, Kanal›n idaresinin Birleşmiş Milletlerin emrinde bir komisyona verilmesini istediğini yaz›yordu. M›s›r’› destekleyen ülkeler ise kanal›n M›s›r’›n idaresinde bir kumpanya taraf›ndan işletilmesini istediğine dikkati çekiyordu. “Dünyada Olup Bitenler: Süveyş, Fare Doğuran Dağlar”, Akis, 1 Eylül 1956, s.14-15.

(11)

devam etmiştir. Örneğin Tek Parti Dönemi’nin bakanlar›ndan Şükrü Kaya25 Nas›r ile ilgili görüşlerini Sovyetler Birliği’nin Orta Doğu’da güttüğü gizli emellerine eklemleyerek görüşünü aç›klam›şt›r. Bölgedeki gelişmeler konusunda Türk devlet adamlar›n› uyararak, gelişmeleri dikkatle izlemelerini isterken, ülkenin ç›karlar› aç›s›ndan durumun nezaketine dikkati çekmiştir. Bağdat Pakt›’n›n kuruluşuna Türkiye’nin liderlik etmesinin bölgede ç›karlar› aç›s›ndan zorunluluk olduğunu, bunun kan›t›n›n Nas›r’›n Türkiye’nin konumunu k›skand›ğ›n›, pakta kat›lacak olan diğer Arap ülkelerini engellediğini, hatta pakt aleyhine tahrik ettiğini belirtmiştir. Bütün bu gelişmelerin M›s›r’›n ve bölgede baz› ülkelerin ekonomik potansiyellerini Moskova’n›n ipoteği alt›na ald›ğ›n›, Moskova’dan ald›ğ› silahlar›n İsrail karş›s›nda bir başar› sağlamad›ğ›n› öne sürmüştür. Moskova’n›n amac›n›n Bat›l› büyük devletleri kendisiyle ortak bir politika izlemeye mecbur ederek, “Şark Meselesi’nde” olduğu gibi “Düveli Muazzama” konseptini kurmak, vaktiyle kulland›ğ› Slavl›k, Ortodoksluk ideali yerine şimdi de komünizm ideolojisini kullanarak kaleyi içinden fethetmek olduğunu yazm›şt›r. M›s›r’da komünizmin koyu milliyetçilik, medeniyet ve yabanc› düşmanl›ğ› taassubuyla birleştirilerek genç ve münevver subaylara halk tabakalar›na yay›lmaya çal›ş›ld›ğ›n›, komünizm faaliyetlerinin idaresinin bütün dünyada Moskova’dan yap›ld›ğ›n›, Suriye ve M›s›r’daki bu faaliyetlerin de muhtemelen bu merkezden idare edildiğine dikkati çekmiştir.26

Dönemin yazarlar›n›n Orta Doğu değerlendirmeleri Sovyetler Birliği karş›tl›ğ›na odakland›ğ›ndan, Nas›r’›n izlediği Arap milliyetçiliği siyasetinin bölge halk› üzerinde etkisine eğilme gereği duymamalar›, Nas›r’›n milliyetçi politikalar›n› yeterince değerlendiremediklerini göstermektedir. Türk bas›n›n›n Nas›r’›n bölge halk› üzerindeki milliyetçilik etkisini değerlendirebilmeleri için Irak’ta yap›lacak askerî darbe ve Lübnan’da muhalefetin Cumhurbaşkan› Chamoun’a karş› direnişini görmeleri gerekecektir.

4. Türkiye’nin D›ş Politikas›na Muhalif Bas›n›n Tavr›

Bağdat Pakt› ve Balkan Pakt›’n›n d›ş politikada beklenen başar›ya ulaşamamas›, hatta bölgede yeni gerginliklere ve gelişmelere yol açmas›, Türkiye’de özellikle muhalefet yanl›s› yay›n yapan gazetelerde yazarlar taraf›ndan s›k s›k dile getirilmiştir. Hükümetin icraatlar›n› d›ş politika üzerinden eleştiren, baz› yazarlar, d›ş politikadaki başar›s›zl›klar karş›s›nda muhalefetin yeterince tepki vermemesini de yaz›lar›nda söz konusu

25 Şükrü Kaya (1883–1959) Atatürk’ün yak›n çal›şma arkadaşlar›ndand›r. Ali Fethi

Okyar, İsmet İnönü Hükümetlerinde Tar›m, İçişleri, D›şişleri bakanl›klar› yapm›şt›r. Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinde yazarl›ğ›n yan› s›ra çeşitli kitaplar yazm›ş ayd›n bir devlet ve siyaset adam›d›r.

26 Şükrü Kaya; “Görüşler: Orta-Doğu Hakk›nda Rus Notalar› ve Cevaplar›”, Hürriyet,

(12)

etmişlerdir. Örneğin Bülent Ecevit, Demokrat Parti hükümetlerinin d›ş politikadaki başar›s›zl›ğ› ve muhalefetin sessizliğini demokratik ülkelerde görülmeyecek bir durum olarak değerlendirmiştir. Türkiye’de d›ş siyasetin tart›şma üstü tutulursa başar›l› olunacağ› kan›s›n›n, iktidar›n d›ş siyaset alan›nda yanl›ş yollara gittiğinde uyaracak bir araçtan yoksun b›rakt›ğ›n›, bu anlay›ş›n ülke ç›karlar›na zarar verdiğine dikkati çekmiştir. Ecevit eleştirilerinin devam›nda hükümeti d›ş politikan›n her alan›nda başar›s›z ilan ederken, ayr›ca eleştiriye tahammülünün olmad›ğ›na dikkati çekmiştir. NATO’nun Türkiye’nin güvenliği ile ilgili kanad›n›n k›r›k olduğunu, Balkan Pakt›’n›n kendisinden bahsedilmemesinin daha münasip bir hale gelmiş olduğunu, Bağdat Pakt›’n›n, üç yan› dostlarla çevrili bir halde Demokrat Parti iktidar›na devredilen Türkiye’nin “tehlikelerle çevrili” hale gelmesini önleyemediği yolunda tespitler yapm›şt›r. İktidara geldiklerinde Müslüman âleminin liderliğini ele almak iddias›yla yap›lan girişimlerin Türkiye’yi Orta Doğu’da Birinci Dünya Savaş›’ndan beri görülmedik ölçüde yaln›z b›rakt›ğ›n› ileri sürerek iktidar› bu alanda da tamamen başar›s›z ilan etmiştir.27

Ecevit, ABD üzerinden Bat›l›lar›n Orta Doğu politikas›n› da eleştirmiştir. M›s›r ve liderine ekonomik ve askerî konularda destek veren ABD’nin desteğini çekmesini, Arap dünyas›nda Sovyetler Birliği ve yandaşlar› taraf›ndan Bat› aleyhine bir koz olarak kullan›ld›ğ›na dikkati çekmiştir. Bat›l› ülkelerin de Arap-İsrail anlaşmazl›ğ›nda Araplar›n yan›nda yer al›rken, İngiltere ve Fransa’n›n İsrail’i desteklemeye başlamas›n›n Arap kamuoyunda olumsuz sonuçlar yaratacağ›n›, Türkiye’nin de bu değişken politikalardan uzak kalmas› gerektiğini yazm›şt›r.28 Ayn› gazetenin bir başka yazar› Hüseyin Cahit Yalç›n, bölgede meydana gelen gerginliklerde, Bat›l› ülkelerin karş› karş›ya olduğu sorunlarda Türkiye’nin arada kalm›ş bir görüntü sergilediğini, Atatürk döneminden sonra Türk d›ş politikas›n›n iyi yönetilemediğini ileri sürmüştür.29 Ecevit bir başka yaz›s›nda Ortadoğu ülkelerinde etkili olan Arap milliyetçiliğini konu edinmiş ve Türkiye’nin milliyetçilik anlay›ş› ile Arap milliyetçiliğinin farkl›l›klar›na değinmiştir. Ona göre yurt kavram›na s›k› s›k›ya bağl› kalan Atatürk milliyetçiliğine karş›n, Arap milliyetçiliğinin geniş bir coğrafyaya yay›lan Araplar› hedef ald›ğ›n›, Arap kültürüne bağl› bütün topluluklara yönelerek ›rk, dil, din bağlam›ndan hareketle amac›na ulaşmak istemektedir. Bu politikan›n yabanc› olmad›ğ›na, Bat›l›lar›n Araplar› Osmanl›lara karş› k›şk›rtmak için

27

Bülent Ecevit; “İktidar ve Muhalefet”, Ulus, 20 Aral›k 1957, s.3. Ecevit Başka bir yaz›s›nda Türkiye’nin Ortadoğu siyasetin yeterince aç›k olmad›ğ›na dikkati çekmiştir. Bölge ülkelerinin iç sorunlar›nda taraf olmamas› gerektiğini, hatta hiç kar›şmamas› gerektiğini belirtmiştir. Böyle bir anlaş›n geliştirilmesi için de bölge siyasetinin ana hatlar›n›n yeniden belirlenmesinin gerekli olduğunu vurgulam›şt›r.

28 Bülent Ecevit; “Ortadoğu Ç›kmaz›”, Ulus; 5 Ocak 1957, s. 3. 29

(13)

kullan›ld›ğ›na, Osmanl› idaresi bölgede y›k›ld›ktan sonra ayn› anlay›ş›n bizzat Araplar taraf›ndan Bat›l›lara yöneltildiğine okuyucular›n›n dikkatini çeken Ecevit, bu anlay›ş›n sonucunda hiçbir Arap ülkesinin kendi baş›na milli bütünlüğünü koruyacak duruma gelemediğini, ayn› nedenle Arap ülkelerinin bağ›ms›zl›klar›n› sağlam temeller üzerine oturtamad›ğ›n› yazm›şt›r.30 Türk hükümetinin ise bütün bu farkl›l›klar› hesaplamadan Orta Doğu liderliğine soyunduğunu düşünen yazar, Türkiye’nin bu liderliği İngilizlerin yard›m›yla gerçekleştirmeye çal›şmas›n›n bölge gerçekleriyle bağdaşmad›ğ› gibi, d›ş siyaseti başar›s›z k›ld›ğ› görüşündedir.31

Benzer eleştiriler Akis Dergisi yazarlar›ndan Aydemir Barkan’dan gelmiştir. Hükümetin d›ş politikas›n› eleştirirken, içişlerinde hiçbir konuda hükümetle anlaşamad›ğ› muhalefetin d›ş politikada sessiz kalmas›n›n anlams›zl›ğ›na değinmiştir. Demokratik ülkelerde iç politika ile d›ş politikan›n birbirinden ayr›lmad›ğ›na, hatta d›ş politikan›n iç politikada belirleyici bir rol ald›ğ›na dikkati çekmiştir. D›ş politikada farkl› görüşleri savunman›n vatana ihanetle eşdeğer kabul edilmesinin diktatörlükle yönetilen ülkelere özgü bir anlay›ş olduğunu yazm›şt›r. Oysa iktidar›n milli birlik havas›n› kurnazca bir yöntemle muhalefete bask› arac› olarak kulland›ğ›n›, yarat›lan havan›n etkisi ile muhalefet mensuplar›n›n iktidara bu konularda telaşl› bir yak›nlaşma içine girdiğini iddia etmiştir. Atatürk’ün Türkiye’ye çizmiş olduğu kutsal yolun bilerek ya da bilmeyerek ihmal edildiğini, özellikle bu tutumun Bandung Konferans›’ndan sonra meydana geldiği yönündeki suçlamalar›n› şu cümlelerle tamamlam›şt›r:

“Zaman zaman içeride olduğu gibi d›şar›da da Atatürk ink›lâp ve

prensiplerine ayk›r› ahbapl›klar kurulmuştur. Bu gün bilerek ya da bilmeyerek yap›lan hatalar anlaş›ld›kça, fiyaskolar meydana ç›kt›kça “müşavir” ve “mütehass›slar” sürgüne gönderilmiş, fakat hasarlar olduğu gibi kalm›şt›r. Şimdi ise yanl›ş hesaplar›n “Bağdat”tan döndürülmesine mezbuhane bir gayretle çal›şmaktad›r. Fakat ayn› iktidarla bunu başarmak art›k hem çok geç hem de çok güçtür.”32

Akis dergisinin hükümetin d›ş politikas›n› eleştirmesi esasen 1956 y›l›ndan itibaren başlam›şt›r. Dergi d›ş gelişmeleri “Dünyada Olup Bitenler” bölümünde değerlendirirken, Türk hükümetinin politikalar›n› da değerlendirmiştir. Haber ve değerlendirme niteliğindeki yaz›lar›n yazar› belirtilmemiştir. Dergide d›ş politika makalelerini çoğunlukla Aydemir Balkan yazm›şt›r. Balkan 1956 y›l›ndan itibaren Menderes hükümetinin izlediği d›ş siyaseti başar›s›z olarak değerlendirmiştir. Balkan Pakt›’n› ve

30

Ecevit; “Arap Milliyetçiliği ve Türkiye”

31 Ecevit; a.g.m. s.3. Başka yaz›lar›nda görüşlerini aç›klam›şt›r. Bülent Ecevit; “Arap

Milliyetçiliği ve Bat›l›lar”, Ulus, 15 Mart 1957, s.3. Bu yaz›s›nda da Türk milliyetçiliği ile Arap Milliyetçiliğinin karş›laşt›rmas›n› Bat›l› ülkelerden de örnekler vererek yapm›şt›r.

32

(14)

Bağdat Pakt›’n› Türkiye’ye sağlad›ğ› yararlar aç›s›ndan yetersiz olarak değerlendirirken, özellikle Orta Doğu ülkelerinde Türkiye aleyhine gelişen kamuoyuna dikkati çekmiştir. K›br›s konusunda İngiltere’nin ç›karlar› doğrultusunda politika izlemenin sadece İngiliz ç›karlar›na hizmet ettiğini görmenin ve bir politika değişikliğine gitmenin şart olduğunu yazm›şt›r.33

Akis, muhalefet partileri içinde seçmenin en çok oyunu alan CHP’nin

d›ş politika konusunda hükümete ciddi eleştiriler yapmaya başlad›ğ›n› ve muhalefetin bu tutumunu olumlu karş›lad›ğ›n› yazarken, ülkenin ç›karlar› aç›s›ndan da olumlu bulmuştur. Derginin değerlendirmesine göre muhalefetle iktidar›n d›ş politikada birleştiği tek nokta Türkiye’nin Bat›’n›n bir parças› olduğu, iktidar›n izlediği diğer konulardaki d›ş siyasetini ciddi eleştiriler getirdiği şeklindeydi. İktidar›n birinci hatas› hükümetin d›ş gelişmeler konusunda muhalefeti bilgilendirmediği yönündeydi. CHP’nin iktidar›n d›ş politikas›n› eleştirirken Tek Parti Dönemi’nden kalan “D›ş politika tabudur” anlay›ş›n› da kap› d›şar› ediyordu.34

Türkiye’nin d›ş politikas›nda K›br›s’›n önemli yer işgal etmeye başlamas›yla birlikte muhalif yazarlar›n hükümete karş› eleştirileri daha da artm›şt›r. Birleşmiş Milletler de K›br›s ile ilgili bir oylamada müttefik Irak’›n Yunanistan lehinde oy kullanmas› Akis taraf›ndan Türkiye’nin Orta Doğu’da sultanlarla kurduğu ittifak›n iflas› olarak değerlendirilmiştir. Orta Doğu ülkelerinde görevli Türk diplomatlar›n›n buralarda meydana gelen değişimleri, halk›n Türkiye ile ilgili duygu ve düşüncelerini bilmemesini büyük bir zaaf olarak değerlendirmiştir. Bu ülkelerde yöneticilerle halk›n aras›nda uçurumlar olduğunu Türk temsilcilerinin bir an önce görmesi gerektiğine dikkati çekmiştir.35

Doğan Avc›oğlu Orta Doğu’daki durumu dünyada 1945’ten bu sürece kadar olan gelişmelerin ›ş›ğ›nda değerlendirmiştir. İngiltere ve ABD petrol şirketlerinin çekişmesi sürerken Sovyetler Birliği’nin bir güç olarak ortaya ç›k›ş›n› Orta Doğu ülkeleri aç›s›ndan değerlendirmiştir. Bölgedeki ç›karlar› aç›s›ndan Arap Birliği’ni önce İngiltere’nin desteklediğini, ABD’nin Arap milliyetçiliğini perde arkas›ndan desteklediğini, Cumhuriyetçilerin işbas›na gelmesiyle komünizmle mücadeleyi ön plana almalar›ndan dolay› bölgede İngiltere’nin etkinliğine bir süre daha göz yumduğunu yazm›şt›r. Avc›oğlu, İngiltere’nin Irak, İran’daki petrolleri kontrol ederken, M›s›r’da askerlerini çekmek pahas›na Nas›r’la iyi geçinmeyi denediğini, ayn› dönem içinde ABD’nin hep temkinli kald›ğ›n› ileri sürmüştür. 1945’ten 1957’ye kadar gelişmeleri değerlendirirken Bağdat Pakt›’na gelinen süreci, ABD’nin pakt›n d›ş›nda kalmas›n›n nedenlerini aç›klam›şt›r. İzlenen politikalarda ABD’nin

33

Aydemir Balkan; “Dostlar› Azalan Bir Memleket”, Akis, 10 Mart 1956, s.14

34 « Yurtta Olup Bitenler”, Akis, 15 Şubat 1958, s. 9. 35

(15)

pakta kat›lmamakla, pakt d›ş›nda kalan, karş› ç›kan Arap ülkeleri ile özellikle Nas›r ile iyi geçinmeyi denediğini ve ç›karlar› aç›s›ndan başar›l› olduğunu öne sürmüştür. Yazar, M›s›r lideri Nas›r’› “M›s›r diktatörü” olarak nitelendirmiştir.36

Irak’ta meydana gelen hükümet darbesinden sonra, ABD ve İngiltere’nin Lübnan’a asker ç›karmalar› bas›nda geniş yank› uyand›r›rken,

Kim Dergisi Orta Doğu’da Bat›l› ülkelerin y›llard›r sürdürdüğü yanl›ş

politikalardan ders ç›karmad›klar›n›, yine ayn› yanl›şa devam ettiklerini ileri sürmüştür. Bu yanl›ş politikadan M›s›r lideri Nas›r’›n kârl› ç›kt›ğ›n› ABD ve İngiltere’nin görmesi gerektiğini, bölgede yaşayan insanlar›n büyük çoğunluğunun Nas›r’a sempati duyduğunu yazm›şt›r.37

M›s›r –Suriye’nin birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti ad› alt›nda bir devlet haline gelmeleri üzerine, krallar› Haşimi ailesinden olan Ürdün ve Irak da birleşme karar› alm›şt›r. M›s›r Suriye’nin birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti ad›n› almas› ve tek devlet olmas›n› Akis, dünya bas›n›nda yap›lan değerlendirmeleri aktararak vermiştir. Birleşmenin Arap kamuoyunda sevinç gösterileriyle karş›land›ğ›n›, Lübnan’da yasak olmas›na rağmen gösteriler düzenlendiğini, Ürdün Kral› Hüseyin’in ise son derece endişeli olduğunu aktarm›şt›r. Yemen’in iki ülkenin birleşmesini olumlu karş›larken bu birliğe Yemen’in de kat›lacağ›n› ilan ettiğine, s›n›r komşusu olmamalar›na rağmen Yemen’in isteğinin Arap dünyas›n› temelinden sarst›ğ›na işaret etmiştir. Dergi birleşmenin Arap dünyas›nda uyand›rd›ğ› heyecan›n önemine dikkati çekerken, Arap Birliği’nin y›llard›r etkili olamay›ş›, sağlam bir birlik görüntüsü vermemesi konuşulurken iki ülkenin birleşerek tek devlet olmas›, Yemen’in birleşmeye gönüllü olduğunu aç›klamas› Araplar aras›nda Nas›r’›n kahramanlaşmas›na yol açt›ğ›n› belirtmiştir. Böylece Nas›r, y›llard›r Araplar›n tek bir devlet olmas› gerektiği yolunda ikna edemediği Ürdün, Irak ve Suudi Arabistan’›n krallar›na meydan okuduğuna dikkati çekmiştir. Öte yandan Nas›r, halk›n gözünde yönetim biçimi olarak cumhuriyeti bu monarşilere karş› bir silah olarak kullanmay› da ihmal etmezken, onlardan fark›n› ortaya koyduğu görüşüne yer vermiştir. New York Times gazetesinde yap›lan değerlendirmeye yer veren Akis kurulan birliğin ve yönetimin Cumhuriyet olmas›n›n iyi bir gelişme olduğunu fakat bir kişinin egemenliğinde oluşacak bir meclisin ne kadar demokratik olacağ›n›n tart›şmal› olduğunu, öte yandan diğer rejimlerle k›yaslayarak her şeye rağmen olumlu olduğu yorumuna yer vermiştir.38 Bat›’n›n kayg›s› yeni kurulan devletin Sovyetler Birliği ile yak›n işbirliği yapmas›d›r. O dönemde Birleşik Arap Cumhuriyeti’ne başlang›çta ABD’den bir tepki gelmemiştir. ABD, iyi ilişkiler içinde olduğu monarşileri

36

Doğan Avc›oğlu ; « Bağdat Pakt› Meselesine Dair », Akis, 19Ocak 1957, s. 14-15.

37 “Yanl›şl›klar Komedisi”, Kim, 25 Temmuz 1958, s.7. 38

(16)

k›zd›rmama yolunu seçerken Sovyetler Birliği’nin etkisinden uzak tutmak ve petrol sahalar›n› kontrolünden ç›karmama siyasetini izlemiştir. Öte yandan Lübnan’da ç›kan iç kar›ş›kl›klar nedeniyle Lübnan Cumhurbaşkan› Chamoun, Türkiye ve Irak’›n müdahale etmesini istemiştir. Irak Başbakan› Nuri Sait, Lübnan’daki kar›ş›kl›ğa müdahale için Irak’›n doğusunda bulunan General Kas›m’›n komutas›ndaki askerî birlikleri ülkenin bat›s›na sevk etmeye karar verdi.39 14 Temmuz 1958 günü ordu Bağdat’tan geçerken Nuri Sait ve Faysal’›n sonunu getiren darbeyi yaparak Cumhuriyet’i ilan ettiler.

Doğan Avc›oğlu ABD’nin Eisenhower Plan› ile Sovyet tehdidine karş› dünya ülkelerini koruma amac›nda olduğunu, Sovyetlerin ise “emperyalizm” karş›tl›ğ› ad› alt›nda yard›m planlar› geliştirdiğini, Nas›r’›n bu durumda her iki ülkenin sürdürdüğü siyasetten yararlanarak Orta Doğu’da kendi kontrolünde bir Arap emperyalizmi geliştirmeye çal›şt›ğ› şeklinde değerlendirmiştir. ABD’nin Bağdat Pakt›’na girmemesinin, Orta Doğu’da meydana gelen gerilimin, hatta Nas›r taraf›ndan bölgede yarat›lacak bir s›cak çat›şman›n sebebi olduğunu ileri sürmüştür.40

Türkiye aç›s›ndan 1958 y›l›n›n başl›ca önemli d›ş olay›; K›br›s Sorunu’nda uluslar aras› kamuoyunun Türk tezinin yan›nda olmamas›d›r. Özellikle Birleşmiş Milletler’de yap›lan oylamalarda Bağdat Pakt› ülkelerinden Irak’›n Türkiye’nin aleyhine oy vermesi dikkat çekilen bir konudur.41 Türkler adan›n taksimi tezini savunmaktad›r. Kim dergisi K›br›s Türk Kesimi’nin lideri Faz›l Küçük’ün resmini kapak yaparken “İngiltere, Ne Yapmak İstiyor?42 başl›ğ›n› yine d›ş kapakta vermiştir. Dergide, K›br›s Sorunu’nun başlang›c›ndan itibaren bilgi veriliyor, K›br›s’ta izlediği politikan›n yanl›şl›ğ›na işaret edilmiştir. Kim, Faz›l Küçük ile ilgili bilgiler verirken, “İngiltere Yanl›ş yolda”, “Kaynayan Kazan”, “Huzura Veda”, “Bir Liderin Portresi”, “Milli Birlik”, “Tarih”, “Türk Politikas›”, “Ya Taksim Ya Ölüm”, “K›br›s Bizimdir” gibi başl›klarla soruna değiniyordu. 43 Ayr›ca d›ş politika yazar› Özcan Ergüder K›br›s politikas›nda başar› kazan›labilmesi için, Türk hükümetinin muhalefetle birlikte hareket etmesinin yarar›n›n yan› s›ra, uluslar aras› ilişkilerde tarihi deneyimi olan Ana Muhalefet Partisi olan CHP’nin genel başkan› İsmet İnönü ile birlikte bas›n toplant›s› düzenlemesinin d›ş dünyada da yank› uyand›racağ›na dikkati çekiyordu.44 Nihayet yazar›n öne sürdüğü milli birlik görüntüsü bir hafta sonra

39

Fahir Armaoğlu; 20. Yüzy›l Siyasî Tarihi (1914–1980), Türkiye İş Bankas› Yay›nlar›, Ankara, 1989, s.512.

40

Doğan Avc›oğlu; “Orta Doğudaki Soğuk Harp”, Akis, 9 Şubat 1957, s.17.

41 “D›ş Politika: Şu Müslüman Kardeşler”, Akis, 29 Mart 1958, s.9. 42

“Faz›l Küçük, Ya taksim Ya Ölüm” Kim, Say›: 3, 13 Haziran 1958.

43 «  İç Olaylar”, Kim, 13 Haziran 1958, s.5-16. 44

(17)

gösteriliyor, dönemin d›şişleri bakan› Fatin Rüştü Zorlu, İsmet İnönü ile bir görüşme gerçekleştiriyordu.45

Dönemin bas›n›n›n dikkati çektiği diğer bir konu, Türkiye’nin d›şar›dan, özellikle ABD’den kredi aray›ş›nda olmas›, muhalefet yanl›s› bas›n›n sayfalar›nda eleştiri konusu olmuştur. Türkiye’nin zaman› gelen borçlar› ödeme s›k›nt›lar›, bütçede meydana gelen aç›klar, dönemin Menderes Hükümeti’ni yeni kredi aray›şlar›na itiyordu. ABD’nin d›ş›nda Almanya ve Japonya gibi ülkelerden kredi olanaklar›n› araşt›ran hükümet üyeleri ve bu ülkelere gönderilen heyetle ilgili olarak muhalif dergiler “Dolar Peşinde”46 başl›ğ›nda olduğu gibi eleştirel haber ve yorumlar yap›yorlard›.

Irak’ta meydana gelen hükümet darbesi ve sonras›nda gelişen olaylar sonucunda Nas›r’›n Orta Doğu’da oynad›ğ› rolün önemine bas›n bir kez daha sayfalar›n› ay›rm›şt›r. Irak’ta askerî darbenin yap›lmas› zaman aç›s›ndan da çok anlaml›d›r. 14 Temmuz 1958’de Bağdat Pakt› devlet başkanlar› İstanbul’da karş›lanmaya haz›rlan›rken, sabah saatlerinde emniyet müdürlüğünde görevliler BBC radyosundan Irak’ta bir hükümet darbesi olduğunu dinlerken, pazartesi gecesi Bağdat Radyosu bir tebliğ yay›nlayarak, darbenin neden yap›ld›ğ›na ilişkin, ülkesini ve dünyay› bilgilendiriyordu. Bu bildiri Türk bas›n›nda şöyle yer alm›şt›r:

“1. Yeni Irak Cumhuriyeti Birleşik Arap Devletlerinin taraftar› olup,

diğer Arap Müslüman memleketleri ile tam bir işbirliğine haz›rd›r.

2. Müteveffa başbakan Nuri Sait Paşa47’n›n tan›mad›ğ› Birleşik Arap Devletleri ve bu devletlerin lideri olarak Nas›r resmen tan›maktad›r.

45 İç Olaylar: K›br›s”İnönü- Fatin Fatin Rüştü Görüşmesi”, Kim 30 Haziran 1958, s. 4-8. 46

“D›ş Yard›m”, Akis, 12Nisan 1958, s.21.

47 Nuri Sait Paşa; “ Öldüğünde 69 yaş›nda idi. Irak’›n tek hâkimi, Ortadoğu’da tek bat›l›

taraftar› Arap lideri idi. Ortadoğu Nuri Said ile Başkan Nas›r aras›nda bölüşülmüştü.” Hayat hikâyesi şöyledir: “Annesi Türk Olan Nuri Sait 1888’de doğmuş ailesinin tek erkek çocuğudur. Bağdat’›n ileri gelen ailelerinin birinin çocuğu olarak onun düşünebileceği en şerefli meslek askerliktir. İstanbul’daki harp akademisine haz›rl›k olmak üzere Bağdat’taki askerî mektebe yaz›ld›. 13 yaş›nda İstanbul’a gelerek askerî okula yaz›ld›. Mülaz›mevvel olarak mezun olup Bağdat’a dönmüştür. İran s›n›r›nda görev yapt›ktan bir süre sonra Erkân› Harbiye okulunu okumak için tekrar İstanbul’a dönmüştür. Savaş ç›kt›ğ› için okulunu bitirmeden cepheye yollanm›şt›r. Orduda Arap milliyetçiliği fikri ile tan›şm›şt›r. Arap milliyetçiliği, ordudaki terfi k›skançl›ğ›n›n da etkisiyle Osmanl› düşmanl›ğ› ile şekil kazanarak, kurulan gizli örgütlerde aktif görevler alm›şt›r. Örgüt çal›şmalar› aç›ğa ç›kt›ğ› vakit İstanbul’dan kaçarak Basra’ya gitmiştir. İngilizler taraf›ndan Hindistan’a esir kamp›na gönderildikten iki y›l sonra, Şerif Hüseyin’in ayaklanmas›n› duyan Nuri Sait, İngilizlerle işbirliği yapar ve ayaklanmaya kat›l›r. İngiliz Lawrence hat›ralar›nda ondan cesur bir Arap lideri olarak bahseder. Ateşkes antlaşmas›ndan sonra Irak’a Faysal Kral atanm›ş, Nuri Sait kurmay başkan› olarak görev alm›şt›r. İngilizlerle işbirliği yaparak Irak’›n en nüfuzlu insan› oldu. 1930 y›l›nda başbakanl›ğa getirildi. Tam 13 defa başbakan olarak atand›. Bir süre aradan sonra 1954 y›l›nda son defa iktidara geldiğinde ülkedeki 18 gazeteyi kapatm›ş, bütün partileri lağvetmiş, komünistlerin çoğunu hapse att›rm›şt›. Bundan sonraki seçimlerde Nuri sait hep oylar›n çoğunluğunu alm›şt›r. 1955’te Bağdat Pakt›n›’n›n kuruluşunda Nas›r’›n görüşme

(18)

3. Onatl› ordu subay› başl›ca askerî ve sivil makamlar›n baş›na getirilmiştir.

4. Birçok subaylar ikramiye ile tekaüde sevk edilmişlerdir.

5. İhtilal muvaffakiyetle sona erdiğine göre bundan sonra düzen bozucu nümayişlere veremsi hüviyete sahip olmayan herhangi bir insan›n silah taş›mas›na müsaade edilmeyecektir.

6. Halktan yabanc› elçilikler ve Bağdat’ta oturan yabanc›lara bir zarar vermemeleri istenmektedir.”48

İlk iki maddeden de anlaş›lacağ› üzere Irak’ta darbe yapan subaylar aç›ktan Nas›r’› desteklemektedir. Yay›nlad›klar› tebliğin ilk iki maddesini doğrudan Nas›r ve Birleşik Arap Cumhuriyeti’ne ay›rmalar› Orta Doğu’da Nas›r’›n etkisinin ne boyutlarda olduğunu da göstermektedir. Bu darbeden sonra Irak Bağdat Pakt›’ndan ç›kacak, Orta Doğu’daki liderlik rekabetinde Nas›r, Menderes’in bir kalesini daha düşürecektir. Darbe’den sonra İngiltere ve ABD, Ürdün ve Lübnan’a asker sevk etmişlerdir.

Irak’ta ordunun darbe yapmas›ndan sonra Türk bas›n›nda değerlendirmeler gecikmemiştir. İngiltere ve ABD’nin Lübnan ve Ürdün’e askerî müdahalelerde bulunma girişimlerini eski müstemlekecilik anlay›ş›n› y›kamad›klar›n› gösterdiğini, halk›n Orta Doğu’da Bat› karş›tl›ğ›n› k›şk›rtt›ğ›n› iddia etmişlerdir. Ergüder, Bat›l› ülkeler taraf›ndan izlenen politikadan bir tek Sovyet Rusya’n›n memnun olduğunu ileri sürmüştür49. Benzeri görüşleri Bülent Ecevit de dile getirmiştir.50 Yine ayn› dönemde Lübnan’a müdahale için İncirlik’e konuşlanan ABD askerlerinin görevleri bitince buray› boşaltmalar› gerektiğini yaz›yordu.51 Yaz›da, ABD askerlerinin Türk askerleri ile karş›laşmalar›nda keyfi davran›şlardan kaç›nmalar› uyar›s›n› yaparken, Türk gazetecileri Amerikan üssüne almamalar›n› eleştirmiştir. Ne var ki Amerikan askerleri İncirlik üssünden henüz gitmiş değillerdi. Coşkun K›rca, ABD ile Türkiye’nin Sovyet tehdidinden dolay› müttefik olmas› gerektiğini, müttefikliğini NATO çerçevesinde tutmak gerektiğini, İngiltere, Fransa ve ABD’nin Orta Doğu’da izledikleri politikan›n yanl›şlar›na Türkiye’nin kesinlikle ortak olmamas› gerektiğine dikkati çekmiştir.

isteğini reddetmiş, Bat›l› ülkeler ve Türkiye ile işbirliğinden ülkesi ad›na çok şeyler beklemiştir. 1958 15 Temmuz Sal› sabah› ülkesin radyosunda askerî marşlar eşliğinde “Yaşas›n Başkan Nas›r” anonslar› yap›l›rken, o can›n› kurtarmak için gizlice kaçarken fark edenler taraf›ndan linç ediliyordu.” “Olaylar: Sir Nuri”,Kim, 18 Temmuz 1958, s. 4-5-6-7.

48 “Irakta Cumhuriyet”, Kim, 18 Temmuz 1958, s.4. 49

Özcan Ergüder; “Yanl›şl›klar Komedisi”, Kim, 25 Temmuz 1958, s.7.

50 Bülent Ecevit; “ Arap Milliyetçiliği ve Bat›”, Kim, 25 Temmuz 1958, s.10–11. 51

(19)

Aydemir Barkan’›n 1958’de kaleme ald›ğ› Türkiye’nin Orta Doğu politikas› ile ilgili yaz›s›nda olduğu gibi, art›k muhalif bas›n›n hükümetin d›ş siyasetini eleştirdiğini gösteriyordu. Diğer yandan diktatör olarak nitelenen Nas›r’›n Orta Doğu’da sürdürdüğü politikan›n başar›l› ve hakl› olduğu yönünde hat›rlatmalar yap›yordu. Gelinen durumdan DP hükümetlerini ve yandaş› gazeteleri sorumlu tutuyordu. M›s›r ile ilgili değerlendirmesi bütün Türk bas›n›n›n tutumunu eleştirir nitelikteydi.

“Süveyş tecavüzünden dolay› bütün dünya sald›ranlar› takbih ederken anlaş›lmaz bir uysall›k ve sadakatle İngiltere ve Fransa’n›n yan›nda yer alan sadece Türkiye olmuştur. M›s›r’›n çürümüş iç rejimini temizleyen ve sömürücülere karş› mücadeleye girişen genç liderlerin davalar›, Mustafa Kemal’in memleketinde, bir alay ve istihza konusu yap›lm›şt›r. İhtilal Türkiye’sinin de ayn› ihtirasl› yollardan k›rk y›l evvel bin bir badireyle geçtiği unutulmuş, hakl› bir davay› y›kmak isteyen menfaat gruplar›yla beraber hareket edilmiştir. Şimdi bu devletlerden mi gerçek bir dostluk göreceğimizi san›yoruz?

Suriye’ye karş› tatbik edilen iktisadi ablukay› tasvip etmiş, yetmişlik milliyetçi liderlere komünist damgas› vurmuşuzdur. Ortadoğu’da İngiliz menfaatlerine cephe alan bütün vatansever liderleri Kremlin uşakl›ğ› ile itham etmiş, hele Irak’ta petrol menfaatleri halk düşman› mütegallibe paşalarla ittifak yapm›ş, kütleler üzerindeki bask›lar›na dolay›s›yla hizmet etmişizdir.”52

Yaz› özetle, 1958’de Türk d›ş politikas›n›n Orta Doğu’da bir dönemin sonuna geldiğini ortaya koymaktad›r.

Irak İhtilal›ndan sonra, Nas›r’›n bölgedeki itibar› artarken, M›s›r’›n İngiltere ve Fransa ile olan Süveyş anlaşmazl›ğ› görüşmeler yoluyla çözüm yoluna girmiş, M›s›r’›n bu ülke temsilcileri ile görüşmeleri bas›na olumlu gelişmeler olarak yans›m›şt›r.53 M›s›r’›n diğer Arap ülkeleri ile olan ilişkileri Nas›r’›n ülkeler ve yönetimleri üzerinde emperyalist etkisi54 çerçevesinde değerlendirilmeye devam etmiştir.55 Habeşistan’da meydana gelen bir hükümet darbesinin arkas›nda Nas›r’›n olabileceği şüphesi, bas›na Nas›r’›n etkisinin ne kadar etkili olduğu56 yorumunun yap›lmas›na neden olmuştur.57

52

Aydemir Barkan; “Arap Kardeşlerimiz Masal›”, Kim, 14 Kas›m 1958, s. 28.

53 « D›ş Olaylar: Araplar”, Kim, 23 Ocak 1959, s.2. 54

“D›ş Olaylar: Araplar”, Kim, 21 Ağustos 1959, s.26-27.

55 “D›ş Politika: Arap Dostlar›n Sonuncusu”, Akis, 7 May›s 1959, s.13. 56

“Dünyada Olup Bitenler: Habeşistan”, Akis, 19 Aral›k 1960, s.27.

57 Habbeşiştan Kral› Haile Selasiye Brezilya’y› ziyareti s›ras›nda Veliaht Asfa ile

Kraliyet Muhaf›z alay›n›n tertibi ile bir hükümet darbesi düzenlenir. Selasiye darbe haberini al›r almaz yapt›ğ› ziyareti yar›da keserek ülkesine döner. Hükümet darbesini bertaraf ederek tekrar yönetime hâkim olur. Akis dergisi darbenin d›ş destekleyicileri aras›nda Nas›r’›n olabileceğini Kral›n Bat› yanl›s› bir politika izlemesiyle aç›klar. “Gerçekten bütün Arap dünyüsono tarafs›zl›k bayrağ› alt›nda vekendi etraf›nda Toplamak isteyen Nas›r’›n

(20)

27 May›s Askerî Müdahalesi’nden sonra, Türkiye’nin siyasal ve ekonomik durumunu ele alan Forum dergisi, yeni yönetimin d›ş politikada esasl› değişikliklere gitmesi yönünde tavsiyelerde bulunmuştur. Türk d›ş politikas›n›n İkinci Dünya Savaş›’ndan sonra dünyada meydana gelen değişikliklere ayak uyduramad›ğ›n›, Sovyetler Birliği’nin tehdidine maruz kald›ğ›n›, Bat›’n›n etkisinde bir d›ş politika izlemek zorunda kald›ğ›n› ileri sürmüştür. Bu etkinin Bandung Konferans›’nda Türkiye’yi sömürgeci devletlerin sözcüsü durumuna düşürdüğünü, Cezayir sorununun, bu görünüşü silmek için bir f›rsat olduğunu yazm›şt›r. İngiltere’nin Orta Doğu’da emellerinin çok tart›ş›ld›ğ› bir s›rada, Bağdat Pakt›’n›n kurulmas› Türkiye’nin bu ülke ile müttefik olmas›n›, Araplar› kuşkuland›rd›ğ›n›, Türkiye’nin Orta Doğu sorunlar›n› bu pakt çerçevesinde değerlendirmesini d›ş politika aç›s›ndan bir talihsizlik olarak değerlendirmiştir. Arap milliyetçilerinde pakt›n gerçek gayesinin bütün Arap milletlerini yeniden İngiliz nüfuzu alt›na koymak olduğu kan›s›n› uyand›rd›ğ› şeklinde değerlendirmiştir. Irak İhtilali’nden sonra Türk d›ş politikas›n› yöneten baz› sorumlular›n Bağdat Pakt›’n› Orta Doğu’daki milliyetçilik hareketlerine karş› kullanmak yolundaki eğilimlerinin pakt›n son itibar k›r›nt›lar›n› da al›p götürdüğü yönünde eleştiriler getirmiştir.58 Dergi geçmiş dönem hükümetlerinin d›ş politikas›n› eleştirirken, yeni yönetimin izleyeceği d›ş politika ile ilgili olarak, Bat›l› ülkelerin yan›nda yer almakla beraber Asya ve Afrika ülkelerinin oluşturduğu Tarafs›z Ülkeler bloğuna önem vermesi gerekliliğini vurgulam›şt›r.

Forum, 27 May›s 1960 sonras›n› yeni bir dönem olarak ele al›rken, d›ş

politika üzerinde görüşlerine bir sonraki say›s›nda yer vermiştir. Türkiye’nin en önemli d›ş politika sorununun dünya devletleri aras›nda yeri olduğunu belirttikten sonra “Tarafs›zlar” denilen çoğunluğunu Asya ve Afrikal› devletlerin oluşturduğu üçüncü bir kuvvetin ortaya ç›kt›ğ›n›, bu ülkelerin milletleraras› ilişkilerde önemli bir rol oynad›ğ›na dikkati çekmiştir. Menderes hükümetlerinin tarafs›zl›k siyasetinin Sovyetler Birliği’nin işine yarayacak bir yol olduğu düşüncesinde olduğu için, bu oluşumun önemini kavrayamad›ğ› eleştirisini getirmiştir.59 Tarafs›zl›k siyasetine yeni yönetimin anlay›şla yaklaşarak bu ülkelerle işbirliğini güçlendirmesi gerektiği görüşünü ileri sürmüştür.

gençliğinden beri hep Bat› taraftar› kalm›ş olan Haile Selasiye’den fazla hoşlanmad›ğ› herkesin bildiği gerçeklerden biriydi. Fakat şu sat›rlar›n yaz›ld›ğ› s›rada gelen haberler Orta Doğu devletlerini sarsan yeni cereyanlar›n Habeşistann’da daha krallar kral›n› yerinden oynatacak kadar kuvvetlenmediğini gösteriyordu. Haile Selasiye Habeşistan’a döner dönmez duruma hâkim olmaya başlam›ş ve asileri kaçmaya mecbur etmişti. Veliahd›n durumuna gelince, bu konuda hiçbir kesin bilgi al›namam›şt›.” “ Babalar ve Oğullar”, Akis, 19 Aral›k 1960, s.27.

58 “Kuruluşun Eşiğinde”, Forum, 1 Aral›k 1960, s. 3. 59

(21)

Birleşik Arap Cumhuriyeti, 1961 y›l›nda Suriye’nin çekilmesi ile ortadan kalkarken, Suriye’nin bağ›ms›zl›ğ›n› ilk tan›yan ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Türkiye’nin Suriye’yi tan›ma karar› M›s›r ile Türkiye’yi yine karş› karş›ya getirmiş, M›s›r Devlet Başkan› Cemal Abdün Nas›r Türkiye ile diplomatik ilişkileri kesme tehdidinde bulunmuştur. Nas›r’›n Ürdün’e de ayn› tepkiyi göstermesi Arap Birliği’ni dağ›lma tehlikesi ile karş› karş›ya getirmiştir. M›s›r bu karar›n› gözden geçirerek, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesine itiraz etmemiştir. Akis gelişmeleri “Nas›r’›n öfke nöbetleri” olarak değerlendirmiştir.

Kas›m idaresindeki Irak’›n kabinesinde komünist bakanlara yer vermesi, Sovyetler Birliği ile daha yak›n işbirliği yapmas› M›s›r ile olan ilişkilerinin bozulmas›na neden olmuştur. Gelişmeleri Türk bas›n›na Irak yönetiminin Nas›r’›n kontrolünden ç›kmas› biçiminde yans›m›şt›r. Irak’›n Küveyt topraklar›n›n kendisine ait olduğunu ileri sürmesi üzerine Kuveyt’te bulunan Arap ülkelerine ait askeri güçten M›s›r’›n çekileceği tehdidi ile Nas›r’›n kendisinin önemini hissettirmeğe çal›şt›ğ› şeklide yans›m›şt›r. M›s›r’›n Suriye ve Irak ile ilişkilerinin bozulmaya başlamas›, Nas›r’›n bölgedeki etkisini yitirmeye başlad›ğ›n›, askerlerini Kuveyt’ten çekme tehdidinin bu etkiyi yeniden kazanma çabas› olarak değerlendirilmiştir.

“Kahire bu karar›na sebep olarak Kuveyt’teki kuvvetler aras›na M›s›rl›lar›n Ürdünlülerle geçinemediklerini ileri sürmektedir. Fakat aç›kça görülüyor ki bu karar›n iki saiki vard›r: Nas›r evvela mahsur durum içinde Bağdat’a yanaşmak ve bir Bağdat-Kahire Mihveri kurmak istemiştir. İkinci saik, yokluğunu Araplara hissettirmek, kendisi olmay›nca hiçbir şey yap›lamayacağ›n› ispata kalk›şm›şt›r.

Fakat bütün bu jestlerin Kahireli diktatörün diline dolad›ğ› büyük Arap Birliğinin mahv› pahas›na olduğunda Şüphe var m›d›r? Küveyt Emiri çaresiz kal›p da yine İngilizleri davet edecek olursa, o zaman ne gibi bir durum ortaya ç›kacakt›r? Irak’ta petrol kumpanyalar› ile müzakerelerin kesildiği şu s›ralarda İngilizlerin tekrar gelip Kuveyt’e yerleşmeleri Arap Birliği için pek iftihar edilecek bir manzara m› teşkil edecektir?

Abdün Nas›r’›n Arap Birliği’nden ne mana murad ettiği bu son olay ile ne kadar iyi anlaş›lm›şt›r!..”60

M›s›r lideri Nas›r ile bölgede bulunan diğer Arap ülkeleri aras›ndaki nüfuz mücadelesi İslâm’› devlet ve toplum hayat›nda yorumlama konular›nda da devam etmiştir. 1961’de mülkiyetin devletleştirilmesinin İslâm’a uygun olup olmad›ğ› tart›şmalar› ülkelerin radyolar›nda propaganda mücadelesine dönüşmüştür. Nas›r’›n ortaya att›ğ› “Arap Sosyalizmi” Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye, Irak, M›s›r’da çeşitli tart›şmalar› başlatm›şt›r.

60

(22)

Suudi Arabistanl› din ulemalar› Arap Sosyalizmi’ne Kur’an ve Hadis’e ayk›r› olduğunu savunurlarken, Irak Başbakan› Abdülkerim Kas›m Cezayirlilerin aç ve ç›plak mücadele ederlerken Arap şeyhlerinin alt›n içinde yüzmelerinden bahsetmesi, Nas›r’›n Arap Sosyalizmine destek verdiğinin işareti olarak anlaş›l›r. Nas›r tepkilere karş› M›s›r’da İslami Tetkikler Akademisi aç›lacağ›n›, bütün mezhep ve tarikatlar›n en yetkili mümessillerini bir araya getirerek “Kuran’›n ayd›nl›ğ›nda günümüzün ekonomik ve sosyal doktrinleri incelenecektir”61 aç›klamas›n› yapm›şt›r. Akis tart›şmalar› monarşik ve feodal rejimlerin Nas›r’›n siyasetinden duyduklar› endişeden ileri geldiğini görüşüne yer vermiştir. Arap ülkelerinin dini siyasete alet etmede yaln›zca ülkeleri s›n›rlar› içinde kalmad›klar›n›, uluslararas› alana taş›ma gayretleri içinde olduklar›n›, bunu yapanlar›n yaln›zca monarşi ve feodalitenin değil, ayn› zamanda Abdün Nas›r’›n Sosyalist Devrim ad›yla yapt›klar›n›n diğerlerinden fark› olmad›ğ›n›62 yazm›şt›r.63

20 Aral›k 1961’de Doğan Avc›oğlu’nun ç›kard›ğ› Yön dergisi yay›n hayat›na başlarken dergi yedinci say›s›ndan itibaren M›s›r Lideri Nas›r’›n ülkesinde gerçekleştirdiği değişimi yaz› dizisi halinde vermeye başlam›şt›r. Yaz›lar genellikle yabanc› bas›ndan gazetecilerin Nas›r ile yapt›ğ› söyleşilerin çevirisi biçiminde verilmiştir. Nas›r’›n politikas› başar›l› bulunurken, sosyalizmin üçüncü dünya ülkelerinde ulaşt›ğ› başar›lar olarak yans›t›lm›şt›r. Nas›r’›n başkanl›ğa geldiği 1954’ten beri Türk bas›n›nda olumlu bir değerlendirme yap›lmazken Yön dergisi adeta Nas›r’a adeta itibar›n› iade ediyordu. Nas›r’›n M›s›r için izlediği politika örnek olarak gösterilmiş, ilk say›da M›s›r’›n tar›m politikas› anlat›lm›ş, “Nas›r’›n M›s›r Sosyalizmi” 64başl›ğ›yla verilmiştir. 26. Say›s›nda ise Arap Sosyalizmi’nin tarihini Bat›’ya Bat›’daki gelişmelere bağlaman›n yanl›ş olduğu tezi savunulurken, Arap Sosyalizmi’nin kaynaklar›n›n Araplar›n kendi tarihinde mevcut olduğu yönünde bir değerlendirme yap›lm›şt›r.65 Az gelişmiş ülkelerde kalk›nman›n sağlanabilmesi için Birleşik Arap Cumhuriyeti’nde hedeflerini Lübnan’da yay›nlanan Arap Observer dergisinden al›nt›lar yaparak Türk okuyuculara anlatan dergi Nas›r’›n hedeflerini66 sadece M›s›r aç›s›ndan değil bütün Arap dünyas› aç›s›ndan, hatta az gelişmiş bütün ülkeler için bir model olarak sunmuştur. Bir başka say›s›nda “Arap Birliği” başl›ğ› alt›nda yaz›da Nas›r’›n uygulamaya koyduğu programlar Orta Doğu’nun

61

“Araplar, Yeni Mücadele”, Akis, 27 Kas›m 1961, s.21.

62 “Araplar: Yeni Mücadele”, Akis, 27 Kas›m 1961, s.21. 63

Bkz. M›s›r’Da, Nas›r’›n ortaya att›ğ› Arap Milliyetçiliği ve Arap Sosyalizmi konusunda incelemeler yap›lm›şt›r. Zeynep Güler; Süveyş’in Bat›s›nda Arap Milliyetçiliği, M›s›r ve Nas›rc›l›k, Yenihayat Yay›nc›l›k, İstanbul, 2004. s.267.

64 Kingsley Martin; “Nas›r M›s›r Sosyalizmini Anlat›yor: Kooperatiflerin Kurulmas›

Tar›mda Verimi Artt›rm›şt›r”, Yön, 31 Ocak 1961, s. 19.

65 “Arap Sosyalizminin Kaynaklar›”, Yön, 13 Haziran 1962, s.15. 66

Referanslar

Benzer Belgeler

Stepanov Institute of Physics, National Academy of Sciences of Belarus, Minsk, Republic of Belarus 90 National Scientific and Educational Centre for Particle and High Energy

Sermaye hesaplarının ülkeler boyunca büyüme üzerindeki kalıcı etkisini araştıran çalışmalara karşılık, politika – tecrübesi kategorisinde yapılan çalışmalar,

Kantonal makamlar, tekrar tâbiiyete girişe muhalefet ederler­ se Federal Konsey, Adalet ve Polis Federal Departmanının teklifi veya itiraz üzerine tekrar tâbiiyete alma

Doğan Atılgan Ankara University Muharrem Özen Ankara University Ertan Gökmen Ankara University Hasan İşgüzar Ankara University Ercan Beyazıt

Bu araştırmada öncelikle, sosyodemografik değişkenler (yaş, cinsiyet, evlilik süresi, evlenme yaşı, evlenme biçimi, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, çalışıp çalışmama

Documentary film is interested in what was lost in past about people and tries to recreate it for the spectator.. It is usually inspired

Ergen anababa bağında ergenlerin tutum ve davranışları karşılaştırmalarında anne baba ile sinemaya gitme, davranış tutum ikilisinde istatistiksel olarak önemli derecede

Çağdaş sanatın yeni kavramsalcı veya yeni öncü yaklaşımları geleneksel resimsellikten uzaklaşma ve klasik estetik değerlerden arınma anlamına geldiği gibi