• Sonuç bulunamadı

Okul Çağı Çocuklarında Beslenme Sorunları ve Bazı Öneriler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okul Çağı Çocuklarında Beslenme Sorunları ve Bazı Öneriler"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA BESLENME SORUNLARI VE BAZI ÖNERİLER

Dr. Bike Aksu Dr. Cihangir Özcan**

G İ R İ Ş :

Bugün Türkiye’de yaklaşık olarak 10 m ilyon okul çağında çocuk bulunmaktadır. «Okul Çağı Çocuğunda Beslenme Sorunları» konusu­

nu incelerken, 4-17 yaşlar arasındaki 14 yıllık geniş bir süreyi k a p ­ sayan «okul çağı» dönem ini, çocukların büyüm e ve gelişme özellik­ lerini, buna bağlı olarak artan besin m addeleri gereksinm elerini dik­ kate alarak daha dar yaş gıuplarına göre sınıflandırm ayı ve okul ça ­ ğının beslenme sorunlarım bu şekilde incelem eyi uygun gördük.

Okul Çağı ve Özellikleri :

Okul çağmı, 4-6 yaş ana okulu dönemi, 7-11 yaş ilk okul dönemi 12-17 yaş orta ve lise dönem i olarak sınıflandırıyoruz.

Bu çağın özelliklerini şu şekilde özeliyebiliriz :

— Okul çağında olan çocuklar sürekli bir büyüm e ve gelişme süreci içindedirler. Bu dönem de enerji harcam ası vücut ölçüsünün birim i başına yetişkinlerden fazladır. Çünkü büyüm e olayı önemli miktarda enerji gerektirir. Ayrıca, yeni dokuların yapım ı için daha fazla miktarda protein, mineral ve vitam in gereklidir. Bu gereksin­ melerin karşılanabilm esi için de çocukların tüketm eleri gereken y i­ yeceklerin iyi kaliteli ve yeterli m iktarlarda olm aları lazımdır. Y e ­ tersiz ve dengesiz beslenme, büyüm e ve gelişme geriliğine yol açar. Vitam in ve mineral gereksinm elerinin karşılanam am ası da vitamin

ve m ineral avitam inozlanna neden olmaktadır.

* Hacettepe Üniversitesi Toplum Hekimliği Öğretim Görevlisi ** Hacettepe Üniversitesi Toplum Hekimliği Öğretim Görevlisi.

(2)

Okul çağı döneminin diğer bir özelliğide, okula yeni başlayan çocuklar için okul, kendi evleri dışında toplu olarak bulunacakları ilk yerdir. Bu döneme kadar evde ana-baba him ayesinde yaşamış olan çocukların, bedensel ve ruhsal gelişmesinin en uyum lu ve opti- mal düzeyde olabilmesi geniş ölçüde okul çevresine ve eğitimcilerin okulu yönetmedeki başarılarına bağlıdır.

Okul çağı çocuklarının verimli öğrenim yapabilm eleri için, iyi sağlık koşullan içinde olm alan gereklidir. Dengeli ve yeterli besle­ nen çocuk kolayca güçlenir ve hastalıklara karşı direnç kazanır. İyi koşullarda büyüyen çocuk, zihni gelişimini de olum lu bir biçim de tamamlar, sosyal uyum ve form al eğitim bakım ından da b a şa n lı olur

Okul çağı, algılama ve etkilenme dönemidir. Bu dönem de ço cu ­ ğun öğreneceği bilgi ve beceriler, edineceği davranışlar ona hayatı boyunca yararlanacağı vasıflar kazandırabilir. Okul dönem inde ya rarlı sağlık ve beslenme bilgileri alan ve olumlu davranışlar kaza­ nan çocuklar ilerde bilinçli ve sağlıklı bir toplumun yapı taşlannı oluşturacaklardır.

Ana Okulu Dönemi

Günümüzde, özellikle büyük kentlerde, kadınların artan çalış­ ma zorunluklanna paralel olarak, ana okullarının da sayısının art­ tığını ve kullamlımmm yaygınlaştığını görüyoruz. Bu yeni gelişme,

geleneksel olarak 7 yaşında başlatılan «okul çağı» dönem inin özel­ likle kentlerde çalışan kadınlar ve ana okuluna giden çocukları için erkene alınıp 4 yaşından itibaren başlatılmasını gerektirmektedir. Çünkü, yukarda özetlediğimiz okul çağı özellikleri, ana okuluna veıi len çocuklarda 4 yaşından itibaren geçerli olmaktadır.

Ülkemizde, genellikle büyük şehirlerde yoğunlaşan ana oku llan, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, İşyerleri ve ticari am açla açılmış özel kurumlar olmak üzere başlıca üç ana guruba bağlı olarak y ü ­ rütülmektedirler. Bu kurumlardan SSYB’na bağlı olanlar 7/9/1978 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Sağlık ve Sos­ yal Yardım Bakanlığı Kreş ve Gündüz Bakımevleri İşletme Y ön et­ m elisin e göre, işyerlerine bağlı olanlar 1475 sayılı İş Kanunun 81. maddesine dayanılarak çıkartılan ve 11 Ağustos 1973 günlü Rşsmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren «Gebe ve Emzikli Kadınların ÇaLştırılma Koşullarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtları

(3)

liklere göre tüm gün eğitim yapan bu kurumlarda çocukların besin gereksinmelerinin en az üçte ikisi kurum tarafından karşılanmalı­

dır (1). 1

Hacettepe Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü tarafından 1978 den bu yana Ankarada çeşitli ana okulu ve kreşlerde yapılan araştırma­ larla, resmi ve özel ana okullarında beslenme uygulam aları değerlen­ dirilmiştir. 1978 de Akman, Ankara’da Bakanlığa bağlı okul öncesi eğitim kurum lannın nitelik ve niceliğini saptamak am acıyla yaptığı çalışmada araştırma kapsamına giren 36 anaokulunun % 86 smın mutfağının bulunmadığını, % 78 inde de çocukların beslenme saat­ lerinde besin gereksinmelerini karşılayamıyacak şekilde gelişi güzel beslendiklerini saptamıştır. (2)

1978 de Oğuz ve Gencer Ankara’da bulunan 25 ruhsatlı özel ana okulunun % 54 ünde çocukların yetersiz ve dengesiz, % 34 ünde yeterli ve dengesiz ve ancak % 12 sinde yeterli ve dengeli beslendik­ lerini bulmuştur. Gene aynı yıllarda Yılmaz ve Koçak tarafından iş­ yerlerinde bulunan ana okullarının ancak % 50 sinde çocukların b e­ sin gereksinmelerinin karşılanabildiğini saptamıştır.

Bu bulguların ışığında, 4-6 yaş dönemi gibi insan yaşamında gelişme açısından en duyarlı çağda, ana okullarının beslenme yönün­ den önem taşıdığı kuşkusuzdur. Buna rağmen resmi ve özel ana okul­ larında SSYB ve Çalışma Bakanlığı tarafından yeterli denetim yapıl­ madığı ve bu kurumlarda çeşitli aksaklıkların yanı sıra çocukların yetersiz ve dengesiz beslendikleri gözlenmektedir. SSYB na bağlı ku­ rumlarda gerekli mevzuat ve personel bulunmasına rağm en gözlenen aksaklıkların önemli bir örgütlenme, denetim ve yönetim sorunu olduğu kanısındayız. Çeşitli işyerlerine bağlı okullarda ise bilgili personel ve tahsis yetersizliği sorunlara neden olarak gösterilebilir. Özel ana okullarında ise, ana babalardan önemli sayılacak ücretler alınmasına rağm en bu paranın gereksinimlerin karşılanması için kul­ lanılmaması önemli beslenme ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

İlk Okul D ön em i:

Ülkemizde ilk okul çocuklarının beslenme durum u ilk kez 1956 da Thompson tarafından araştırılmıştır (3). Beş farklı coğrafi böl gede 3288 ilk okul çocuğu klinik muayeneden geçirilerek yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı klinik bulgular saptanmıştır. T h om ­ son a göre çocuklar arasında % 5 oranında basit guatr, % 49 oranın­ da keylezis, % 18,5 oranında anguler stomatitis, % 5.9 oranında dil papilla atrofisi, % 14 oranında foliküler keratosis, % 2.6 oranında

(4)

Okul çağı dönem inin diğer bir özelliğide, okula yeni başlayan çocuklar için okul, kendi evleri dışında toplu olarak bulunacakları ilk yerdir. Bu döneme kadar evde ana-baba him ayesinde yaşamış olan çocukların, bedensel ve ruhsal gelişmesinin en uyum lu ve opti- mal düzeyde olabilmesi geniş ölçüde okul çevresine ve eğitimcilerin okulu yönetmedeki başarılarına bağlıdır.

Okul çağı çocuklarının verimli öğrenim yapabilm eleri için, iyi sağlık koşullan içinde olm aları gereklidir. Dengeli ve yeterli besle­ nen çocuk kolayca güçlenir ve hastalıklara karşı direnç kazanır. İyi koşullarda büyüyen çocuk, zihni gelişimini de olumlu bir biçim de tamamlar, sosyal uyum ve form al eğitim bakım ından da başarılı o lu r. Okul çağı, algılama ve etkilenme dönemidir. Bu dönem de çocu ­ ğun öğreneceği bilgi ve beceriler, edineceği davranışlar ona hayatı boyunca yararlanacağı vasıflar kazandırabilir. Okul dönem inde ya rarlı sağlık ve beslenme bilgileri alan ve olumlu davranışlar kaza­ nan çocuklar ilerde bilinçli ve sağlıklı bir toplumun yapı taşlarını oluşturacaklardır.

Ana Okulu D ön em i:

Günümüzde, özellikle büyük kentlerde, kadınların artan çalış­ ma zorunluklanna paralel olarak, ana okullarının da sayısının art­ tığını ve kullanılımm m yaygınlaştığını görüyoruz. Bu yeni gelişme, geleneksel olarak 7 yaşında başlatılan «okul çağı» dönem inin özel­ likle kentlerde çalışan kadınlar ve ana okuluna giden çocukları için

erkene alınıp 4 yaşından itibaren başlatılmasını gerektirmektedir. Çünkü, yukarda özetlediğimiz okul çağı özellikleri, ana okuluna veıi len çocuklarda 4 yaşm dan itibaren geçerli olmaktadır.

Ülkemizde, genellikle büyük şehirlerde yoğunlaşan ana okullan, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, İşyerleri ve ticari am açla açılmış özel kurum lar olmak üzere başlıca üç ana guruba bağlı olarak y ü ­ rütülmektedirler. Bu kurum lardan SSYB’na bağlı olanlar 7/9/1978 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Sağlık ve Sos­ yal Yardım Bakanlığı Kreş ve Gündüz Bakımevleri İşletme Y öne i:-

meli’ğine göre, işyerlerine bağlı olanlar 1475 sayılı İş Kanunun 81. maddesine dayanılarak çıkartılan ve 11 Ağustos 1973 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren «Gebe ve Emzikli Kadınların Çalıştırılma Koşullarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtları

(5)

liklere göre tüm gün eğitim yapan bu kurum larda çocukların besin gereksinmelerinin en az üçte ikisi kurum tarafından karşılanm alı­

dır (1). _ I

Hacettepe Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü tarafından 1978 den bu yana Ankarada çeşitli ana okulu ve kreşlerde yapılan araştırm a­ larla, resmi ve özel ana okullarında beslenme uygulam aları değerlen­ dirilmiştir. 1978 de Akman, A nkara’da Bakanlığa bağlı okul öncesi eğitim kurum lannm nitelik ve niceliğini saptamak am acıyla yaptığı çalışmada araştırma kapsamına giren 36 anaokulunun % 86 sının mutfağının bulunmadığını, % 78 inde de çocukların beslenme saat­ lerinde besin gereksinmelerini karşılayam ıyacak şekilde gelişi güzel beslendiklerini saptamıştır. (2)

1978 de Oğuz ve Gencer A nkara’da bulunan 25 ruhsatlı özel ana okulunun % 54 ünde çocukların yetersiz ve dengesiz, % 34 ünde yeterli ve dengesiz ve ancak % 12 sinde yeterli ve dengeli beslendik­ lerini bulmuştur. Gene aynı yıllarda Yılm az ve Koçak tarafından iş­ yerlerinde bulunan ana okullarının ancak % 50 sinde çocukların b e ­ sin gereksinmelerinin karşılanabildiğini saptamıştır.

Bu bulguların ışığında, 4-6 yaş dönem i gibi insan yaşamında gelişme açısından en duyarlı çağda, ana okullarının beslenme yönün­ den önem taşıdığı kuşkusuzdur. Buna rağm en resmi ve özel ana okul­ larında SSYB ve Çalışma Bakanlığı tarafından yeterli denetim yapıl­ madığı ve bu kurum larda çeşitli aksaklıkların yanı sıra çocukların yetersiz ve dengesiz beslendikleri gözlenmektedir. SSYB na bağlı ku ­ rumlarda gerekli mevzuat ve personel bulunm asına rağm en gözlenen aksaklıkların önemli bir örgütlenme, denetim ve yönetim sorunu olduğu kanısındayız. Çeşitli işyerlerine bağlı okullarda ise bilgili personel ve tahsis yetersizliği sorunlara neden olarak gösterilebilir. Özel ana okullarında ise, ana babalardan önem li sayılacak ücretler alınmasına rağm en bu paranın gereksinimlerin karşılanm ası için kul­ lanılmaması önemli beslenme ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

İlk Okul D ön em i:

Ülkemizde ilk okul çocuklarının beslenme durum u ilk kez 1956 da Thompson tarafından araştırılmıştır (3). Beş farklı coğra fi böl gede 3288 ilk okul çocu ğu klinik m uayeneden geçirilerek yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı klinik bulgular saptanmıştır. T h om ­ son a göre çocuklar arasında % 5 oranında basit guatr, % 49 oranın­ da keylezis, % 18,5 oranında anguler stomatitis, % 5.9 oranında dil papilla atrofisi, % 14 oranında foliküler keratosis, % 2.6 oranında

(6)

raşitizm belirtileri olduğu görülmüştür. Bu belirtilerin çoğu Ribof- lavin ve A vitamini yetersizliğinden kaynaklanm aktadır. A y n c a bu araştırmaya göre çocuklar arasında önem li ölçüde gelişme ve bü yü ­ me geriliği görüldüğü belirtilmiştir. Daha sonraki yıllarda Ö zgür ve Ö zgür (4), Köksal (5, 6), Uzel (7). Oral (8), Süm er (9), Özoğul

(10) kırsal ve kentsel alanlarda gerçekleştirdikleri çeşitli araştır­ m alarda klinik ve antropom etrik ve biyokim yasal yöntem lerle ilk okul çocukları arasında riboflavin yetersizliği, basit guatr, anem i vs büyüme geriliği saptamışlardır.

Bu araştırma bulgularının ortaya koyduğu gerçekler, Türkiye’­ de ilk okul çocuklarının beslenm e sorunlarına eğilinm esini zorunlu kılmış ve 1956 yılında başta Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF ve CARE gibi yabancı kaynaklarla Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Özel İdareler ve Okul Aile Birlikleri işbirliği ile ilk okullarda beslenm e p rogram lan başlatılmıştır. Beslenme eğtimi, beslenme saati gibi isimler altında sürdürülen b u program lar hiç bir zaman ana am acı olan beslenm e eğitim ini sağlıyam am ış, süt tozu, un gibi ham maddelere dayanan çocuklar için düzensiz b ir ek gıda program ından ileri gidem em iştir (11).

Ek gıda p rogram lan 1960-1972 y ılla n arasında Türkiye’nin bir çok bölgesinde uygulanm aya çalışılmış ve gıda yardım ının 1972 den sonra azaltılması üzerine program finansm anı M illi Eğitim B akan­ lığı tarafından üstlenmeye çalışılmıştır. 1975 yılında gıda yardım la­ rının tamamen kesilmesi üzerine ilk okul beslenm e program ları okul çocuklarının kendi im kanlan ile yürütülmekteydi. 1980’ne k a ­ dar sürdürülen bu çabalar, öğrenci velilerinin düzensiz uygulam a- la n ve sosyoekonom ik koşu llan neden göstererek itiraz etmeleri

sonucu bir kararname ile yürürlükten kaldırılmıştır.

1974 yılı, Türkiye Ulusal Beslenme ve Sağlık araştırm asında Okul Çocukları Beslenme program ları da irdelenm eye çalışılmış ve araştırma verilerine göre, ulusal düzeyde ilk okul öğrencilerinin % 35 inin hiç bir beslenme program ından faydalanm adığı saptanm ış­ tır. Kırsal alanda beslenm e program ı uygulam aları kentlere göre daha az bulunmuştur. Büyük: şehirlerde ilk okul öğrencilerinin % 72 si, köylerde ise ancak % 48’i herhangi bir program dan faydalanm ak­ taydı.

(7)

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bölge yatılı okullarında da ç o - , cukların beslenme durumu iyi değildir. Bakanlığın ayırdığı finans­

m an kaynaklarının okulların yem ek hazırlam a ve sunma olanakları yetersiz düzeydedir.

Ülkemizde son yirmi yıl içinde farklı tarih ve bölgelerde okul çağı çocukları çeşitli araştırıcılar tarafından taranmış ve beslenme ve buna bağlı sağlık sorunlarını ortaya koyan çalışm alar yapılmıştır. Bu araştırıcılar sorunların boyutlarını ortaya koyarak çeşitli çözüm yolları önermişlerdir. Ancak 1981 Türkiye’sinde bu sorunların devam ettiğini söyliyebiliriz. Atatürk’ün 100. Doğum Yılında yapılan bu beslenme seminerinde okul çağı çocuklarının beslenme sorunlarının da içinde yer aldığı sağlık sorunlarına somut çözüm lerin getirilmesi ve yürürlüğe konulması inancındayız.

Bugün ülkemizde okul çağı çocukları tedavi edici sağlık gerek­ sinmelerinin yerleşim biçim lerine göre (kır, kaza, kent) farklı bir şekilde sağlamaktadırlar. Babalarının meslek gruplarına göre de farklı bir ödeme yapmaktadırlar. K oruyucu sağlık hizmetleri ise y ü ­ rürlükte olan iki farklı (sosyalleştirme, hükümet tabibliğı) sağlık örgütü içerisinde farklı biçimde verilmektedir. Bu olguların tabanın­ da gruplar arasında sosyo-ekonom ik farklılık, anne babanın okum a yazma bilme oranı, kardeş sayısı ve yiyeceklerin saklanma ve tüke­ tilme farklılıkları olumsuz öğeler olarak sıralanabilir.

Okul Çağı Çocukları Sağlık Sorunlarına Çözüm Önerileri :

Kaba bir çerçeve olarak verm eğe çalıştığımız okul çağı çocu k ­ larının sağlık sorunlarına somut çözüm önerilerini şöyle sıralıyabi- liriz :

1. Okul sağlığı olgusunun kurum laştınlm asm ı sağlamak: Belli sayıda öğrencisi olan okullarda sağlık personeli, diğer okullarda ise yetenekli öğretmenlerin bir program dahilinde verilen uygulam alı bir kurstan sonra okul sağlığı hizmetlerini yürütm ekle sorumlu kıl­ mak.

2. Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakan­ lığı arasında bu konu için iyi bir entegrasyon kurulmalıdır. Okul sağ­

lığı işlevinin yönetm eliği geliştirilmelidir.

3. Okul sağlığı hizmetlerinin bilimsel değerlendirilmesinin ya­ pılabilmesi için standart bir kayıt sisteminin geliştirilmesi gerekli­ dir.

(8)

4. Belirli aralıklarla öğrencilerin sağlık taramaları yapılm alı­ dır. Bu taramalarda özellikle boy ağırlık, kan basıncı, görm e, işitme ve basit laboratuar incelemelerine ağırlık verilmelidir.

Gerekli ileri hastane tetkikleri için ücretsiz sevk sistemi gelişti­

rilmelidir. •

5. Öğretmenlere ve öğrencilere olm ak üzere sağlık eğitim i d ers­ leri veya kursları açılmalıdır. Sağlık eğitim i kurslarında özellikle beslenme eğitimine önem verilmelidir.

6. Bir kom isyon tarafından okullarda okutulan ders kitapları içinde sağlık ve beslenme kon u lan incelenm eli ve bu kon ulann sorun­ lara yönelik bir biçim de verilmesi sağlanmalıdır. Basit, resimli ilgi çekici yardım cı sağlık el kitaplan geliştirilip öğrenclere dağıtılm alı­ dır.

7. Okullarda bulunan ve çocukların bazı besin gereksinm elerini sağlıyan büfe ve kantinlerde sağlık ve hijyen kaidelerine uyulması sağlanmalıdır. Tamamen karbonhidratlara dayalı besin değeri az olan bazı yiyeceklerin bu yollarla satışı engellenmelidir.

8. Okul sağlığı sorumlusu ve sınıf öğretm enlerinin işbirliği ile sağlık ve beslenme sorunu olan çocukların anne babalarıyla işbirli­ ğine girilerek gerekli yardım lann yapılması sağlanmalıdır.

9. Kitle iletişim araçlarıyla okul sağlığı ve okul çocuğu nun bes­ lenme durumunu etkileyecek program lar hazırlanmalı ve çocu klan n ilgisini çekecek bir biçimde verilmelidir.

Bu dönemin sağlık sorunlan okula başlandığı günden itibaren tesbit edilmeli ve o dönemde çözümlenmelidir. Ülkemizde okul sağ­ lığı sorunlan üzerine eğilerek sorunlann çözüm ü aranm alı ve yay­ gın olduğunu bildiğimiz çeşitli beslenme ve sağlık sorunlarını çözü ­ mü imkansızmı ş gibi görmekten kaçınılmalıdr.

K A Y N A K L A R :

1. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Gündüz Bakımevleri Yönetmeliği S.S.Y.B., Ankara, 1978 .

(9)

4. Özgür, T., ve Özgül-, S., «Okul Çocuklarında A vitaminozlar ve Önleme Ça­ releri», Ege Üniv, Tıp Fak. Mecmuası, 7; 259, 1968.

5. Koksal, O., ve Arkadaşları, Güney Doğu Anadolu Bölgesinde Beslenme Araş­ tırması, Beslenme ve Diyet Dergisi, 2, 34, 1972.

6. Koksal, O., ve Ark. «Doğu Karadeniz Bölgesi Beslenme Araştırması», Beslen­ me ve Diyet Dergisi, No: 1, 15, 1972.

7. Uzel, A., Ekinciler, T., Yücecan, S., ve Özbayer, V., «Edirne İli Bölgesi Bes­ lenme Araştırması, Beslenme ve Diyet Dergisi, No: 2, 4,1973,

8. Oral, S., Doçentlik Tezi, Ankara, 1967.

9. Sümer, N „ «Etimesgut Sağlık Ocağına Bağlı İlkokul I. ve V. Sınıflarda Anemi Prevalansı», Hacettepe Üniversitesi, Toplum Hekimliği Enst, Aratrrmaları, 1969.

10. Özoğul, S., «Etimesgut Er,gazi İlkokulunda Hemoglobin Araştırması», Hacet­ tepe Üniversitesi, Toplum Hekimliği Enst. Araştırmaları, 1969.

11. Aksu, F. B., «Türkiye’de Beslenme Eğitimi», Tiir; '.ye Ulusal Gıda ve Bes­ lenme Planlama Semineri Bildiri ve Raporları, Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 1978. 12. Koksal O., (Ed.) «Türkiye’de Beslenme», Türkiye 1974 Beslenme Sağlık ve Gıda Tüketim Araştırması Raporu, Ankara, Aydın Matbaası, 1077.

Referanslar

Benzer Belgeler

There are no accurate data on the potential sources of heavy metal contaminators, because there are no hydrogeological studies, but it is thought that the soil composition is one

Bu noktada olduk<;a detayh bilgi veren Okay, b~ tarihten soma yap1lan hem en tiim <;ah§malar- da Be§ir Fuad'm izini arar ve kitabi- nm ikinci bask1sma ekledigi

Harary indisinde olduğu gibi farklı sistemleri birbiriyle karşılaştırabilmek amacıyla hasar gördükten sonraki ortalama graf indisi değeri o sistem

Geçiş ekonomileri olarak bilinen ve eski sosyalist bloğa bağlı ülkelerde son yirmi beş yıldır yaşanan en önemli gelişme, devletin ağırlıklı rol oynadığı tek merkezli

Bunun yanında kamu performans yönetiminin ortaya koyduğu gerek hedef kitleye yönelik ölçütlerin (hukukilik ölçütü, saydamlık ölçütü ve hesap verilebilirlik

Sürekli farklılaşan müşteri talepleri, yoğunlaşan rekabet, genellikle düşük fiyat (maliyet), yüksek kalite ve daha fazla mal ve hizmet çeşitlemesini zorunlu

2030 hedefleri arasında yer alan ve UNESCO’nun da kültür için öncelikli alanlar olarak belirlediği, 4; herkes için nitelikli eğitim ve 11; sürdürülebilir şe- hir ve

that are based upon a research and filling a gap in their field of study, b) Reviews that in- troduce and criticize new works, and contrib- ute to the development of field of study,