• Sonuç bulunamadı

Yılların eskitemediği...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yılların eskitemediği..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

nr»

6 NİSAN 1994 ÇARŞAMBA

POLİTİKA Y E ÖTESİ

MFHMF.P KEMAL____________

Yılların Eskitem ediği...

Belediye seçimlerinde İstanbul’un çarpıcı yerlerini RP (Refah Partisi) aldı. Beyoğlu da bunlar arasındadır. Be­ yoğlu deyince akla zevk ve eğlence gelir. Kadın, içki, kumar da vardır. RP birçok yeri alsa da Beyoğlu’nu al­ masaydı; doğrusu içim götürmüyor. Resmine bakıyo­ rum yeni başkan Cadde-i Kebir’de gezmeye çıkmış gibi şık!..

Elimde Sermet Muhtar Alus’un İstanbul Belediyesi Kültür İşleri Dairesi Başkanlığı yaymlanndan "İstanbul

Yazıları" var, okurken nasıl sevdim, nasıl sevindim. İs­ tanbul’u anlatan böyle bir yapıt ötekilerin yanında kay­ nayıp gitmemiş. "İstanbul Yazıları"nın seçilmesi düşün­ cesi Hilmi Yavuz dostumuza aitmiş.

İstanbul büyük bir kültür beldesidir, her şeyi hem bilin­ meli, hem de saklanmalıdır.

Sermet Muhtar Alus,Semih Mümtaz S., Ulunay, Refik

Halit, Burhan Felek bir anlamda İstanbul yazarlarıdır,

yazdıkları da "İstanbul Yazıları"dır. Belediyenin böyle bir kitabı yayımlaması belediyeye ters mi düşer, düz mü gelir?.. Bilemeyeceğim. Beyoğlu üstüne yazılmış bir ki­ tap elimizdedir.

Üstat Sermet Muhtar Alus, Tünelden başlıyor Galata­ saray’a kadar olan caddeyi anlatıyor. Bir Beyoğlu özeti vermek isterim.

Meydan, yamru yumru. Yağmurdan ortalık göl gibi. AsmalımescitSokağı’nın başında hurda iki kupa. Timoni Sokağı’ndan sıtma görmemiş bir ses:

''Kahveci!.. Kabzımal Ferhad Beyime kıyak bir nargile

donatıp getir!..’’

Bağıran, genelevci anlı sanlı Ayı Zabel’dir.

Oyun başladığından önü tenha. Yalnız, arada bir ta­ bakları tepsiye dizmiş bir garson seğirtiyor.

Konkordiya’nın avlusunda, dışarda bir bölge. Kalın sopasına dayanmış, sırtında gocuk yavaşça mırıldanır:

"Körpe körpe bıldırcınlarım var."

Muhabbet tellalı Tüysüz Haçik:

"Çeyrekten fazla istemem, ciğerim."

O taraklarda bezimiz yok, yola revan olalım.

Yeniçeri Sokağı 85 numaraya kadar genelev dolu. Yüksek gradolu pansiyoncu Madam Hanriya, Emma Finks de aradalar.

Bundan sonra alıntıladıklarınıız Galatasaray’dan Tak- sim’e doğrudur.

Yaya kaldırımının ışık vurmayan tarafından kısacık bir gölge kımıldanıyor. Başına, kulaklarına kadar kasketi geçirmiş, boynunu yırtık pırtık atkıyla sarmış pantolonu diz kapaklarında bir ıslık sıçanı. Usulca sokularak fısıl­ dadı: "İsterseniz ekstra bir koriça. Piyasa da yeni çık­

mış."

Muhabbet tellalı Topal Panyot; kuytuda bir gölge:

"Yeleyim mi? Banami yoz ettiniz?"

Bu da Hasköylü Rafael.

"Uuuşt!... Şincek mereti inerim ha!.."

Önde Tüysüz Haçik, arkasında yakalan enseye kaldır­ mış, fesleri yana yakmış, iki yağlı kuyruk. Gidecekleri yere gidiyorlar.

Solda Serkl Doryan Klübü. Bir tarihin Mısır kapı kah­ yası, sonra Ayandan, daha sonra Şurayı Devlet azası misal-i Karun Abraham Paşa’nın anlı şanlı konağı....

Yıl uğursuzun. On kırmızı liramız olsa da şurada bir kostüm diktirsek.. Ne gezer...

Beyoğlu’nun gök tırmalayan Rumeli Ham’nın kapısına bitişik muhallebici dükkanında kart bir dudu, at hırsızı kı­ lıklı bir herif. Tüfengiyandan ve namlı kabadayılardan Gani Toptani Bey’in dört yıl önce vurulduğu köşe. Delik­ ler var, tabancadan çıkan kurşunların izleri.

"Bu da bir zamanların Beyoğlusu”

Ah Beyoğlu / Vah Beyoğlu...

Tarih içinde Beyoğlu çeşitli kılıklarda yerini almıştır. Şimdi de RP’nin elinde yerini alacaktır. Her şeyi kendine benzeyecektir. Beyoğlu’nun üstüne varırsanız, Beyoğlu üstünüze yıkılabilir.

Geçende dostum Doğan Katırcıoğlu telefon etti. Saat 23.00 sularında birkaç arkadaşıyla birlikte Cadde-i Ke- bir’den geçiyorlarmış (seçimden sonra), büyük bir kala­ balıkla karşılaşmışlar. Kalabalık kendi halinde disiplinli, sokak neşeliymiş. Sanki iktidara RP gelmemiş gibi... Beyoğlu geleneğine sahip çıkıyormuş. Efendi, kibar, ha­ fif meşrep...

Sermet Muhtar Alus üstadımızın gününden bu yana Beyoğlu’na bakarsak, neler gelmiş, neler geçmiş... Şai­ rin şu dizelerini alalım:

"yardım baktım şıkır şıkır Balıkpazarı, Üç tek attım ayak üzeri

Avucumda badem şekeri Aman badem şekeri”

RP’nin gelmesinden önce Yeşilçam’da kaldırılmış heykelin hesabı da RP’den soruluyor.

Yavaş yavaş uyanıyor muyuz?

★★★

Zam paketi açıklanmıştı; gazeteden içeri girdim, ak­ şamcılardan bir arkadaş, "Yüz on beş olmuş."

“Nedir olan?” "Bir Büyük Yeni."

Üzüldüm; ben bu Büyük Yeni’yi yüz on kuruşta yakala­ mıştım. Şimdi binle ölçülüyor. 115 bin...

Ülkeyi ne de güzel yönetiyorlar, bir de bunun adını öz­ veri koyuyorlar. Ne özveri değil mi?

“ Bana üç ay verin, sonra hesap sorun!"

Kimden hesap sorulmuş ki!..

___ ____

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

İki ayrı dönemde inşa edilen Galata Ticaret Han, hem Ceneviz Kolonisi sınırları içindeki oluşumu hem de 19. yüzyılın ikinci yarısında Galata‟daki mimari

Pek çok kuramcıya göre atar- caların hem böylesine büyük kütleye sahip olmaları, hem de böylesine ufak olmaları, ancak nötron yıldızı ol- malarıyla mümkün..

Subhi Salih’in dediği gibi, alimlerin çoğunun buradaki yediden hasrı anladıkları doğru idiyse neden üzerinde bu kadar farklı görüşler ileri sürülmüştür? Hadislerde

Karabıçak ve arkadaşları (7), VITEK ® 2 YST maya tanım- lama kartı ve API ® 20C AUX (bioMérieux, Marcy-l’Etoile, Fransa) sistemlerini konvansiyonel yöntemlerle

Objective: Patients with cleft lip/palate (CLCP) might need postoperative care in Intensive Care Unit (ICU) due to several reasons like difficult airway management,

Bunu bir örnekle açıklayalım: Kaçırılan, araba kazası geçiren ya· da cinsel saldırıya uğrayan bir çocuk, çeşitli korkular ve bunalımlar geliştirir.