T.C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ÇOCUK GELĠġĠMĠ ve EV YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI ÇOCUK GELĠġĠMĠ ve EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI
ĠKĠZLERĠN AKRAN ĠLĠġKĠLERĠNĠN VE SOSYAL
PROBLEM ÇÖZME BECERĠLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ
AYġEGÜL BALCI YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
DANIġMAN
PROF. DR. KEZBAN TEPELĠ
iv ÖNSÖZ
v T. C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğre
n
cin
in
Adı Soyadı : Ayşegül BALCI
Numarası :144238031004
Ana Bilim / Bilim Dalı
: Çocuk Gelişimi Ve Ev Yönetimi Eğitimi Anabilim Dalı/ Çocuk Gelişimi Ve Eğitimi Bilim Dalı
Programı :Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı : Prof. Dr. Kezban TEPELİ
Tezin Adı :İkizlerin Akran İlişkilerinin Ve Sosyal Problem Çözme
Becerilerinin İncelenmesi
ÖZET
Bu çalışmada, ikizler ile tekizlerin" Akran İlişkileri" ve "Sosyal Problem Çözme Becerileri" karşılaştırılarak; ikizlerin Akran İlişkileri ile Sosyal Problem Çözme Becerilerinin; cinsiyet, cinsiyet çifti, yaş, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, kuvözde kalma durumu, gebelik oluşum şekli, kardeş sayısı, anne öğrenim durumu ve baba öğrenim durumu değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılmıştır.
Çalışmada ilişkisel tarama modeli uygulanmıştır. Araştırmanın örneklem grubuna, 2018-2019 öğretim yılında, Konya İl merkezinde yer alan Selçuklu, Meram ve Karatay ilçelerindeki okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 4-6 yaş arası 52 ikiz çifti ve benzer demografik özelliklere sahip 104 tekiz olmak üzere toplamda 208 çocuk dâhil edilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak; "Selçuk Akran
vi İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği", "Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği" ve araştırmacı tarafından geliştirilen "Genel Bilgi Formu" kullanılmıştır.Araştırmaya katılan ikiz ve tekizlerin "Akran İlişkileri" ve "Sosyal Problem Çözme Becerileri"nin tekizlere ve farklı değişkenlere (cinsiyet, cinsiyet çifti, yaş, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, kuvözde kalma durumu, gebelik oluşum şekli, kardeş sayısı, anne öğrenim durumu ve baba öğrenim durumu) göre farklılaşıp farklılaşmadığı, "t testi","Kruskal Wallis" ve"ANOVA" testleri ile karşılaştırılmıştır. ANOVA testi sonrası gruplar arası farkın kaynağını bulmak için Tukey testi kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22 paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; ikiz ve tekizlerin “Akran İlişkileri” ve “Sosyal Problem Çözme Becerileri” arasında anlamlı fark bulunmamıştır. İkiz çocukların “Akran İlişkileri”, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, gebelik oluşum şekli, kardeş sayısı, anne öğrenim durumu değişkenlerine göre farklılaşmazken; cinsiyet, cinsiyet çifti, yaş, kuvöz süreci, baba öğrenim durumu değişkenlerine göre farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. İkiz çocukların “Sosyal Problem Çözme Becerileri” ise cinsiyet, cinsiyet çifti, yaş, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, kuvöz süreci, gebelik oluşum şekli, baba öğrenim durumu değişkenlerine göre farklılaşmazken; kardeş sayısı ve anne öğrenim durumu değişkenlerine göre farklılaştığı tespit edilmiştir.
vii T. C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğre
n
cin
in
Adı Soyadı : Ayşegül BALCI
Numarası :144238031004
Ana Bilim / Bilim Dalı
: Çocuk Gelişimi Ve Ev Yönetimi Eğitimi Anabilim Dalı/ Çocuk Gelişimi Ve Eğitimi Bilim Dalı
Programı :Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı : Prof. Dr. Kezban TEPELİ
Tezin Adı :Study Of Peer Relationships And Social Problem Solving Abilities
Of Twins
SUMMARY
In this study, we compared “peer relationship” and “social problem solving abilities” of twins with single children in order to analyse whether peer relationship and social problem solving abilities of twins differ based on sex, same-sex pairs, age, attendance to preschool education, birth week, time in the incubator, conception method, number of siblings, educational background of the mother and educational background of the father.
We used the correlational survey model in this study.
The sample consists of 52 female twin pairs aged 4-6 years old attending to preschool education in the districts of Selçuklu, Meram and Karatay in Konya, during the 2018-2019 school year and 104 single children with similar demographic characteristics.
viii We used as data collection tools the Peer Relationship Rating Scale of Selçuk, the Social Problem solving Abilities Scale and the Personal Information Form developed by the researcher.
By employing the T test, the Kruskal Wallis test and an ANOVA test we compared whether the peer relationship and social problem solving abilities of participant twins and single children differ based on several variables (sex, same-sex pairs, age, attendance to preschool education, birth week, time in the incubator, conception method, number of siblings, educational background of the mother and educational background of the father).
In order to find the source of differences between groups, we used the Tukey test.
We performed the data analysis with IBM SPSS Statistic Base 22.0.
In conclusion of the study, we weren't able to find significant differences between twins and single children‟s peer relationship and social problem solving abilities.
We determined that while peer relationships of twins don't differ based on attendance to preschool education, birth week, conception method, number of siblings and educational background of the mother; they differ based on sex, same-sex pairs, age, time in the incubator and educational background of the father.
And while social problem solving abilities of twins don't differ based on sex, same-sex pairs, age, attendance to preschool education, birth week, time in the incubator, conception method and educational background of the father; they differ based on the number of siblings and educational background of the mother.
ix ĠÇĠNDEKĠLER
BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI ... ii
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU ... iii
ÖNSÖZ ... iv
ÖZET ...v
SUMMARY ... vii
ĠÇĠNDEKĠLER ... ix
TABLOLAR LĠSTESĠ ... xiv
BÖLÜM I GİRİŞ ...1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 3 1.3. Araştırmanın Önemi ... 5 1.4. Sınırlılıklar ... 6 1.5. Tanımlar ... 6 BÖLÜM II ARAŞTIRMANIN KURAMSAL VE KAVRAMSAL TEMELİ ...8
2.1. Okul Öncesi Dönem ve Sosyal Gelişim ... 8
2.1.1. Okul Öncesi Eğitimin Tanımı ve Önemi ... 8
2.1.2. Okul Öncesi Dönemde Genel Gelişim Özellikleri ... 8
2.1.2.1. Motor Gelişim ... 9
x
2.1.2.3. Dil Gelişimi ... 9
2.1.2.4. Duygusal Gelişim ... 10
2.1.2.5. Sosyal Gelişim ... 10
2.2. Okul Öncesi Dönemde Sosyal Gelişim ... 11
2.2.1. Sosyal Gelişimi Etkileyen Faktörler ... 11
2.2.1.1. Aile ... 11 2.2.1.2.Yaş ... 12 2.2.1.3. Cinsiyet ... 12 2.2.1.4. Sosyo-Ekonomik Düzey ... 13 2.2.1.5. Kardeş Sayısı ... 13 2.2.1.6. Eğitim Düzeyi ... 14 2.2.1.7. Kalıtım ... 14 2.2.1.8. Çevre ... 14
2.2.2. Sosyal Gelişim Kuramları ... 15
2.2.2.1. Bilişsel Kuram ... 15
2.2.2.1.1. Duyu Motor Dönem (0-2 yaş) ... 15
2.2.2.1.2. İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş) ... 16
2.2.2.1.3. Somut İşlemler Dönemi (7-11 yaş) ... 16
2.2.2.2. Sosyal-Bilişsel Kuram ... 16
2.2.2.2.1. Karşılıklı Belirleyicilik... 17
2.2.2.2.2. Öz yeterlik ... 17
2.2.2.3. Psikososyal Gelişim Kuramı ... 17
2.2.2.3.1. - 1.Evre Güvene Karşı Güvensizlik ... 18
2.2.2.3.2. - 2.Evre Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik ... 18
2.2.2.3.3. - 3.Evre Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma ... 19
2.2.2.4. Psikoanalitik Kuram ... 19
2.2.2.4.1. Oral Dönem ... 20
2.2.2.4.2. Anal Dönem ... 20
2.2.2.4.3. Fallik Dönem ... 20
2.2.3. Okul Öncesi Dönem Yaş Gruplarına Göre Sosyal Gelişim Basamakları 21 2.2.3.1. 0-1 yaş Sosyal Gelişim ... 21
xi
2.2.3.2. 2-3 yaş Sosyal Gelişim ... 21
2.2.3.3. 3-6 yaş Sosyal Gelişim ... 22
2.2.4. Sosyal Gelişime İlişkin Alt Kavramlar ... 22
2.2.4.1. Sosyalleşme ... 22
2.2.4.2. Sosyal Fobi ... 22
2.2.4.3. Sosyal Norm ... 23
2.2.4.4. Sosyal Uyum ... 23
2.3. Sosyal Problem Çözme ve Önemi: ... 24
2.3.1. Sosyal Problem Çözme Adımları ... 25
2.3.1.1. Problemi Tanımlama... 25
2.3.1.2. Beyin Fırtınası ... 25
2.3.1.3. Çözümlerin Sonuçları ... 26
2.3.1.4. En İyi Çözüm veya Seçim Ne ... 26
2.3.1.5. Problem Çözme Becerilerinin Uygulanması ... 26
2.3.1.6. Sonuçların Değerlendirilmesi ... 27
2.3.2. Sosyal Yeterlik ... 27
2.3.3. Sosyal Beceri ... 27
2.3.4. Prososyal Davranış ve Çocukta Prososyal Davranışın Gelişimi ... 28
2.3.5. Antisosyal Davranış ve Çocukta Antisosyal Davranışın Gelişimi ... 29
2.4. Okul Öncesi Dönemde Akran İlişkisi ... 30
2.4.1. Oyun Ve Akran Çevresi ... 30
2.4.2. Okul Öncesi Dönemde Arkadaşlığın Gelişim Aşamaları ... 31
2.5. İkiz ... 31
2.5.1. İkiz Üremenin Gelişimi ... 31
2.5.2. Yardımcı Üreme Teknikleri ... 32
xii BÖLÜM III
YÖNTEM ...49
3.1. Araştırmanın Modeli ... 49
3.2. Çalışma Grubu ... 49
3.3. Veri Toplama Araçları ... 59
3.3.1. Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği ... 59
3.3.2. Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği ... 60
3.4. Verilerin Toplanması ... 61 3.5. Verilerin Analizi ... 62 BÖLÜM IV BULGULAR ...65 BÖLÜM V Tartışma ve Yorum ...101
5.1. İkizlerin ve Tekizlerin Akran İlişkilerinin Karşılaştırılması ... 101
5.2. İkizlerin ve Tekizlerin Sosyal Problem Çözme Becerilerinin Karşılaştırma 103 5.3. İkizlerin Akran İlişkilerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi ... 104
5.4. İkizlerin Sosyal Problem Çözme Becerilerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi ... 111
xiii BÖLÜM VI
Sonuç ve Öneriler ...118
6.1. Eğitimcilere ve Anne-Babalara Öneriler ... 121
6.2. Araştırmacılara Öneriler ... 122
KAYNAKÇA………...…123
EKLER Ek-1 Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Örneği ... 134
Ek-2 Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Örneği İzin Formu ... 135
Ek-3Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği ... 136
xiv TABLOLAR LĠSTESĠ
Tablo 3.1. Çocukların İkiz Olma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Değerleri…... 51
Tablo 3.2. Çocukların Cinsiyetine Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 51
Tablo 3.3. İkiz Çocukların Cinsiyet Çiftine Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 52
Tablo 3.4. Çocukların Yaşına Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 52
Tablo 3.5. Çocukların Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Süresine Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 53
Tablo 3.6. Çocukların Doğum Haftasına Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 54
Tablo 3.7. Çocukların Kuvözde Kalma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 54
Tablo 3.8. Çocukların Gebelik Oluşumuna Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 55
Tablo 3.9. Çocukların Kardeş Sayısına Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 56
Tablo 3.10. Çocukların Anne Eğitim Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 56
Tablo 3.11. Çocukların Baba Öğrenim Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Değerleri……….. 57
Tablo 3.12. Çocukların Anne Çalışma Durumuna Göre Frekans ve Yüzde Değerleri... 58
Tablo 3.13. Çocukların Ailelerinin Algıladıkları Gelir Düzeyine Göre Frekans ve Yüzde Değerleri………. 58
Tablo 3.14. Verilerin Analizinde Normal Dağılım Değerleri... 63
Tablo 4.1. Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçekleri-Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış ve Saldırganlık- Genel Toplam Puanlarının Çocukların İkiz Olma Durumuna göre t-Testi Sonuçları... 65
Tablo 4.2. Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Çocukların İkiz Olma Durumuna göre t- Testi Sonuçları... 67
xv Tablo 4.3. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçekleri -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış, Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Cinsiyete göre t- Testi Sonuçları... 68 Tablo 4.4. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Cinsiyete göre t- Testi Sonuçları... 70 Tablo 4.5. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçekleri -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- Genel Toplam Puanlarının İkizlerin Cinsiyet Çiftlerine göre ANOVA Testi Sonuçları…. 71 Tablo 4.6. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının İkizlerin Cinsiyet Çiftine göre ANOVA Testi Sonuçları ... 74 Tablo 4.7. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçekleri -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış ve Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Çocuk Yaşına göreKruskal Wallis Testi Sonuçları……….. 75 Tablo 4.8. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Çocuk Yaşına göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 77 Tablo 4.9. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçekleri -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Çocukların Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Süresine göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 78 Tablo 4.10. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Çocukların Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Süresine göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 80 Tablo 4.11. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçek -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış ve Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Doğum Haftasına göre t- Testi Sonuçları... 81 Tablo 4.12. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Doğum Haftasına göre t- Testi Sonuçları ... 83
xvi Tablo 4.13. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçek
- Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Çocukların Kuvözde Kalma Durumuna göre t- Testi Sonuçları... 84 Tablo 4.14. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Kuvözde Kalma Durumuna göre t- Testi Sonuçları... 86 Tablo 4.15. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçek -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Gebelik Oluşumuna göre T-Testi Sonuçları………. 87 Tablo 4.16. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Gebelik Oluşumuna göre t- Testi Sonuçları... 89 Tablo 4.17. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçek-Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Kardeş Sayısına göre t- Testi Sonuçları………... .90 Tablo 4.18. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Kardeş Sayısına göre t- Testi Sonuçları ... 92 Tablo 4.19. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçekleri -Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Anne Öğrenim Durumuna göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 93 Tablo 4.20. İkiz Çocukları Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Anne Öğrenim Durumuna göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 96 Tablo 4.21. İkiz Çocukların Selçuk Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği Alt Ölçek-Çekingenlik, Sosyal Kabul, Problem Çözme, Sosyal Davranış Saldırganlık- ve Genel Toplam Puanlarının Baba Öğrenim Durumuna göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları …... 97 Tablo 4.22. İkiz Çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği Puanlarının Çocukların Baba Öğrenim Durumuna göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 100
1 BÖLÜMI
GĠRĠġ
1.1.Problem Durumu
Bireyin dünyaya gözlerini açtıktan sonra, temel eğitime başlayıncaya kadar yaşamış olduğu tüm deneyimleri kapsayan zaman dilimine "okul öncesi dönem" denir (Oktay, 2013). Bu dönemde alınan eğitim, yaşanılan çevre, sosyal koşullar ve kültürel koşullar, gelecekte nasıl bir birey olacağımız noktasında belirleyici özelliğe sahiptir (Gültekin, 2006). Çocukların hızlı büyüdüğü ve dünya hakkında ilk bilgileri de öğrenmeye başladıkları bu kritik dönem akran ilişkileri ve sosyal gelişim için de ayrı bir önem arz etmektedir (Aktan Acar, 2017). Zira çocukluk yıllarında akranlarla kurulan iletişim, ileriki yıllarda sağlıklı ve başarılı insan ilişkilerinin temelini oluşturur.
Akran kelimesi, yaşam serüveninde aynı ilgileri ve becerileri aynı anda yaşayan kişiler için kullanılır. Doğumdan sonra aile bireyleriyle sıkı duygusal etkileşim içinde bulunan çocuk, üçüncü yaşına doğru yaşıtlarıyla bir araya gelme, oyun gruplarına katılma gereksinimi hisseder. Bu gereksinim sonucu çocuk akran gruplarına dâhil olur. Böylece çocuğa kendini tanıma fırsatı doğar. Akran ilişkileri sayesinde çocuk kendini kabul etmeyi, başkalarını kabul etmeyi, haklarını korumayı ve başkalarının haklarına saygı duymayı öğrenir (Akyüz, 2010). Bu durumun sonucu olarak çocuk sosyalleşir, toplumsallaşır ve toplumun bir üyesi olmanın gerekliliklerini yerine getirmeyi öğrenir.
Sosyal gelişim bireylerin sosyal etkileşimleri ve beklentilerinin yaşam süresi boyunca değiştiği yollardır (Gerrig, Zimbardo ve Sart, 2013). Çocuğun edineceği toplumsal alışkanlıklar ve tutumlar, onun yeni bir yaşam biçimine kolayca uyum sağlamasına yardım edeceği gibi, özgür iradesi ile kendini sınırlama deneyimleri kazanmasını da kolaylaştıracaktır (Akyüz, 2010). Doğumdan sonra anneyle kurulan ilk etkileşim ile başlayan sosyal ilişkilerin gelişimi, ailede devam eder. Zaman içinde
2 akranların ve farklı grupların devreye girmesiyle daha karışık bir yapıya dönüşür. Çocuk için sosyal ilişkilerin çoğalmasıyla bir yandan sosyal gelişim ivme kazanırken diğer yandan sosyal problem durumları baş gösterir. Çocuk kendisi için aşılması güç problem durumlarıyla yüzleşerek, sosyal gelişimin doğal bir parçası olan sosyal problem çözme becerilerini geliştirir (Dereli İman, 2013).
Shure ve Spivack‟a göre, Sosyal problem çözme, kişinin sosyal çevresinde yaşadığı problem durumlarında, sıralı bilişsel adımları izleyerek problemi çözmeye yönelik geliştirdiği stratejileri uygulandığı süreçtir. Sosyal problem çözmenin adımları; problemi tanıma, problemi çözmek için farklı çözüm yolları bulma, bulunan çözüm yolları içinde en etkili olanı seçmek gibi pek çok zihinsel süreci içinde barındırır (Akt. Yaban ve Yükselen, 2007). Çocuk sosyal problem çözmenin adımlarını hemen kavrayamaz. Bu karmaşık süreci özümseyebilmesi için çocuğun karşılaştığı problem durumlarında, problemi çözebileceği uygun zemini düzenlemek ve olası çözüm yollarını bulma noktasında çocuğa fırsatlar sunmak gerekir. Ayrıca daha fazla sosyal ilişki yaşamasına olanak sağlayarak da sosyal problem çözme becerilerinin gelişime destek olmuş olunabilir (Dereli İman, 2013).
Tek gebelikte birden fazla bebeğin doğmasına ikiz doğum, bebeklere ise ikiz kardeş denir(Ciccarelli vd. 2016). Sosyal problem çözme,ikiz kardeşler için ayrı bir önem arz etmektedir.Aynı gelişim basamağında olup akranıyla aynı yaşam alanını paylaşan ikizlerin, tek çocuklara göre problem çözme becerilerinin gelişiminde ikiz olmanın avantaja mı dezavantaja mı yol açtığını bilinmemektedir.İkiz kardeşler, iki yakın arkadaş potansiyeline sahip olabileceği gibi, buna karşın ilişkilerinde sürekli bir çatışma halinde de olabilirler (Samurçay, 1982).
İkizlerin akranlarıyla kurdukları ilişkiler de önemlidir. Zira ikiz çocukların, ikiziyle aralarında olan olumlu davranış ve tutumları, akranlarıyla olan ilişkilerine aktarabilmeleri ikiz olmanın avantajı iken; olumsuz davranış ve tutumları aktarmaları dezavantajıdır (Cassidy vd.2005).
Literatürde farklı alanlarda ikizler ile ilgili pek çok çalışma yapılmıştır (Güler vd. 2016; NASA 2018; Türedi 2016; Yılmaz vd. 2012). Ancak ikiz çocukların “Akran İlişkileri” ve “Sosyal Problem Çözme Becerileri” çalışılmamıştır.
3 Bu çalışmada ikizlerin ve tekizlerin “Akran İlişkileri” ile “Sosyal Problem Çözme Becerileri” karşılaştırılmış ayrıca ikizlerin “Akran İlişkileri” ve “Sosyal Problem Çözme Becerileri”nin farklı değişkenlere(cinsiyet, cinsiyet çifti, yaş, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, kuvözde kalma durumu, gebelik oluşum şekli, kardeş sayısı, anne öğrenim durumu ve baba öğrenim durumu) göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmek istenmiştir.
1.2.AraĢtırmanın Amacı
İkizlerin akran ilişkileri ile sosyal problem çözme becerilerinin karşılaştırmalı olarak incelendiği bu araştırmada aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:
1. İkizlerin Akran İlişkileri puan ortalamaları ile tekizlerin akran
ilişkileri puan ortalamaları arasında anlamlı düzeyde fark var mıdır?
2. İkizlerin Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları ile
tekizlerin Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları arasında anlamlı düzeyde fark var mıdır?
3. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları cinsiyete göre
farklılaşmakta mıdır?
4. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları cinsiyet çiftine göre
farklılaşmakta mıdır?
5. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları yaşa göre
farklılaşmakta mıdır?
6. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları okul öncesi eğitim
kurumuna devam süresine göre farklılaşmakta mıdır?
7. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları doğum haftasına
göre farklılaşmakta mıdır?
8. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları kuvöz süreci yaşama
4
9. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları gebelik oluşum
şekline göre farklılaşmakta mıdır?
10. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları kardeş sayısına göre
farklılaşmakta mıdır?
11. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları anne öğrenim
durumuna göre farklılaşmakta mıdır?
12. İkiz çocukların Akran İlişkileri puan ortalamaları baba öğrenim
durumuna göre farklılaşmakta mıdır?
13. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır?
14. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
cinsiyet çiftine göre farklılaşmakta mıdır?
15. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
yaşa göre farklılaşmakta mıdır?
16. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
okul öncesi eğitim kurumuna devam süresine göre farklılaşmakta mıdır?
17. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
doğum haftasına göre farklılaşmakta mıdır?
18. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
kuvözde kalma durumuna göre farklılaşmakta mıdır?
19. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
gebelik oluşum şekline göre farklılaşmakta mıdır?
20. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
kardeş sayısına göre farklılaşmakta mıdır?
21. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
anne öğrenim durumuna göre farklılaşmakta mıdır?
22. İkiz çocukların Sosyal Problem Çözme Becerileri puan ortalamaları
5 1.3.AraĢtırmanın Önemi
Tek doğumda iki bebeğin dünyaya gelmesi ikiz doğum olarak adlandırılır. Doğum öncesi çevre ve doğum sonrası çevreye ait değişkenlerin çoğu aynı kaldığı halde, farklı birer birey olarak gelişim gösteren ikizlerin yaşamları tarih boyunca insanlarda merak uyandırmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kısırlık tedavilerinde önemli aşamalar kaydedilmiş, çoğul gebelik olasılığını artıran tüp bebek gibi yardımcı yöntemler daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanında yaşam şartlarındaki değişimle birlikte annelik yaşının ertelenmesi ve ilerleyen yaşın çoğul gebeliği tetiklemesi, nüfusumuza her yıl daha fazla ikizin katılmasına neden olmaktadır(Tunakan, 1955). Bu gelişmeler sonucu ikiz olmak istisnai bir durum olmaktan çıkmış toplumda daha sık karşılaşılan bir olgu olmuştur (UluözTüyel, 2011). Bu hızlı gelişmenin bir sonucu olarak, ikiz çocukların kendilerini, ailelerini, bakımlarını üstlenen diğer yakınlarını, sosyal çevrelerini, akranlarını, öğretmenlerini ek problem durumları beklemektedir. Tüm bu sebepler bilim insanlarını ikizlerle ilgili yeni araştırmalar yapmaya sevk etmiştir. Alan yazın incelendiğinde, ikizlerle ilgili yapılan çalışmalar, fen bilimleri, sağlık bilimleri, eğitim bilimleri, sosyal bilimler alanında karşımıza çıkmaktadır. Hemen her alanda bilim dünyasında problem durumlarında sıkça karşımıza çıkan, kalıtım mı çevre mi ikilemine yapılan ikiz çalışmaları ışık olmuştur. Ancak, ikizlerin “Akran İlişkilerini” ve “Sosyal Problem Çözme Becerilerini” inceleyen bir araştırmayla karşılaşılmamıştır. Oysaki doğum öncesi zamandan itibaren, akranıyla birlikte aynı yaşam alanını paylaşan ikizler için pek çok konuda olduğu gibi 'Akran ilişkileri' ve 'Sosyal Problem Çözme Becerileri' ayrı bir önem arz etmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmanın alan yazına katkısı olacaktır. İkizlerin “Akran İlişkileri”nin ve “Sosyal Problem Çözme Becerileri”nin incelendiği bu çalışmadan elde edilecek bulgular;
İkiz çocukların Akran İlişkilerinde tekizlere göre anlamlı düzeyde fark
olup olmadığının belirlenmesine,
İkiz veya tekiz olmanın Sosyal Problem Çözme Becerilerinde anlamlı
6
4-6 yaş grubu ikiz çocukların, Akran İlişkileri"nin, cinsiyet, cinsiyet
çifti, yaş, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, kuvözde kalma durumu, gebelik oluşum şekli, kardeş sayısı, anne öğrenim durumu ve baba öğrenim durumu değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının açıklığa kavuşmasına,
4-6 yaş grubu ikiz çocukların, Sosyal Problem Çözme Becerilerinde,
cinsiyet, cinsiyet çifti, yaş, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, doğum haftası, kuvözde kalma durumu, gebelik oluşum şekli, kardeş sayısı, anne öğrenim durumu ve baba öğrenim durumu değişkenlerinden kaynaklı bir farklılaşmanın olup olmadığının belirlenmesine olanak sağlayacağından,
Ayrıca ileride yapılacak araştırmalar için çıkış noktası olup, yol
göstereceği ümit edildiğinden önem arz etmektedir.
1.4.Sınırlılıklar
Araştırma 2018-2019öğretim yılında, Konya il merkezinde yer alan
Selçuklu, Meram, Karatay ilçelerindeki okul öncesi eğitim kurumlarından, ikiz öğrencisi olduğu tespit edilen bağımsız anaokullarında eğitim gören, 4-6 yaş arası,normal gelişim gösteren 104 ikiz (52 Çift) ve 104 tekiz olmak üzere toplam 208 çocuktan alınan verilerle sınırlıdır.
Araştırma verileri, çalışmaya katılan 4-6 yaş arası çocukların "Selçuk
Akran İlişkilerini Değerlendirme Ölçeği" ve "48-72 Aylık Çocuklara Yönelik Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği" nin ölçtüğü ölçütlerle sınırlıdır.
1.5.Tanımlar
Okul Öncesi Eğitim: Bireyin dünyaya gözlerini açtıktan sonra, temel eğitime başlayıncaya kadar yaşamış olduğu tüm deneyimleri kapsayan zaman diliminde aldığı eğitime denir(Oktay, 2013).
7 Sosyal GeliĢim:Kişinin yetişkin çevresinde geçerli olan norm ve değer yargılarında uygun bir davranış geliştirme sürecidir (Binbaşıoğlu, 1982).
Sosyal Problem Çözme:Kişinin gerçek yaşamında karşılaştığı problemlere yönelik olarak değerlendirmeleri ve bu değerlendirmeleri ile ilgili olarak yararlı ya da yararsız kullandığı problem çözme becerilerini kullandığı süreçtir (Dora, 2003).
Olumlu Sosyal DavranıĢ:Sosyal açıdan arzu edilen ve diğer insanlara zarar vermekten çok yarar sağlayan davranış şeklidir (Ciccarelli vd., 2016).
Olumsuz Sosyal DavranıĢ:Toplum tarafından istenmeyen, uygulayan bireyin kendisine ya da toplumdaki diğer bireylere zararı dokunan davranışlardır.
Akran:Aynı yaşta ya da gelişim olgunluk düzeyinde olan, benzer geçmiş, değer, yaşantıyı paylaşan kişilerdir(Gülay, 2009).
Akran ĠliĢkileri: Aynı yaşta ya da gelişim olgunluk düzeyinde olan, benzer geçmiş, değer, yaşantıyı paylaşan kişiler arasında karşılılık ve devamlılık gösteren etkileşimlerin bütünüdür (Gülay, 2009).
Ġkiz:Uterusta birden fazla fetüsün varlığıdır (Ramoğlu, 2011)
Yardımcı Üreme Teknikleri:Spontane olarak gebelik elde edemeyen çiftlere, gebelik elde edebilmeleri için yapılan tüm işlemleri içeren ileri tekniklerdir (Özkan ve Baysal, 2006).
Prematüre:37. gebelik haftasını tamamlamadan önce canlı doğan bebektir (Semerci, 2012).
Kuvöz:Prematüre ya da sorunlu olarak doğan bebeklerin hayatı fonksiyonlarını yardım almaksızın devam ettirebilecek duruma gelmelerine yardımcı olan, bebeklerin anne karnında alıştıkları sıcaklığı, nem ortamını, anti bakteriyel filtreden geçirilmiş temiz ve gerekli havayı girilen parametreler doğrultusunda sağlayan bebeğin izlenmesi ve bakımın olanak verecek şekilde dizayn edilmiş ses, izolasyonuna sahip genellikle şeffaf, steril, elektronik donanıma sahip özel kutucuktur (MEB, 2012).
8 BÖLÜM II
ARAġTIRMANIN KURAMSAL VE KAVRAMSAL TEMELĠ 2.1.Okul Öncesi Dönem ve Sosyal GeliĢim
2.1.1. Okul Öncesi Eğitimin Tanımı ve Önemi
Yaşamın ilk 6 yılı, her alanda gelişimin en aktif olduğu,çevresel şartlardan en çok etkilenilen,kazanılan tavır,davranış ve alışkanlıkların yaşamın sonraki yıllarında da devam etme ihtimalinin en fazla ve öğrenmenin en hızlı olduğu dönemdir. Çocuğun gelişiminde kritik bir önem arz eden bu dönem, 'erken çocukluk dönemi' yada 'okul öncesi dönem' olarak adlandırılır(Çağdaş ve Seçer, 2011). Okul öncesi dönem, insan yaşamının en önemli ve kritik dönemeci sayılır.Çocuğun doğduğu andan ilkokula başladığı güne kadar geçen zamanı kapsayan dönem, çocuğun yetişkin yaşamında önemli yere sahiptir. Bu dönemde verilen eğitim sayesinde bedensel,psiko-motor,sosyo-duygusal gelişimin yanında zihinsel ve dil gelişiminin çoğunluğu tamamlanır. Aile ve kurum ile verilen eğitimin katkısıyla çocuğun kişiliği şekillenir(Yağan Güder, 2015).Yaşam boyu sürecek pek çok becerinin temelleri okul öncesi dönemde atılır.Bu dönemde çocuk; yeteneklerini keşfeder. Kendini ifade etme becerisi kazanır. Özgüveni oluşur(Ünal, 2005).Başka bir ifadeyle okul öncesi dönem yaşamın en duyarlı dönemidir(Kümeli, Batmaca, ve Sert, 2006).Bu dönemde çocuğun alacağı eğitim çocuğun duygularını geliştirerek akıl yürütme süresinde çocuğa yardımcı olur ve yaratıcılığının gelişmesine de olanak sağlar.
2.1.2. Okul Öncesi Dönemde Genel GeliĢim Özellikleri
İnsanoğlu doğumdan ölüme kadar farklı alanlarda gelişimini sürdürür(Keskin, 2011).Fakat doğum öncesi gelişimden sonra, yaşamın hiç bir kesitinde birey, okul öncesi dönemdeki kadar hızlı büyümez, gelişmez ve öğrenmez(Warner, 2014). Bu
9 bölümde okul öncesi dönemdeki genel gelişim alanlarına kısaca değinilmiştir. Fakat gelişimde evreler çocuktan çocuğa çeşitlilik gösterebilir(Sarti ve Sparnacci, 2011).
2.1.2.1.Motor GeliĢim
Fiziksel büyüme ile merkezi sinir sisteminin gelişimi sayesinde organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Motor gelişimi etkileyen etmenler; hazırbulunuşluk, motivasyon, hareketi yapma,dikkat ve model olma ve geribildirim olarak sıralanabilir(Artan ve San Bayhan, 2009).
2.1.2.2.BiliĢsel GeliĢim
Bireyin çevresindeki insanlarla sağlıklı iletişim kurabilmesi ve bu iletişimi sürdürebilmesi için, güçlü ve zengin bilişsel yaşantıya ihtiyacı vardır.Gördüğümüz, işittiğimiz ne varsa ve zihnimizde bunlara verdiğimiz anlamlar, hafızamız kuracağımız iletişimleri etkiler(Dökmen, 2017).Sorgulama yeteneği bilişsel gelişimle paralel olarak gelişim göstermektedir(Ayvacı ve Şahin, 2009).
2.1.2.3.Dil GeliĢimi
Çocuk, doğası gereği iletişim kurmaya hazırlıklı olarak dünyaya gelir(Sarti ve Sparnacci, 2011). Çocuğun potansiyelin de olan dilikullanmasını ve geliştirmesini etkileyenetmenler vardır. Bu etmenler; biyolojik, gelişimsel ve psikososyal olarak gruplanabilir (Semerci, 2006).
Dil gelişimi üzerinde etkisi olan en önemli faktör sosyal çevredir. Bebekler hayata gözlerini açtıkları andan itibaren çevresindeki insanların onlarla kurduğu
10 sözel iletişim dili aracılığıyla ana dillerini öğrenirler. Bu nedenle bebeğin dünyaya geldiği zamandan itibaren onunla konuşmak çok önemlidir.Çocuğun okul öncesi eğitim alması, yaşıtlarıyla birarada olmak çocuğun dil gelişimini olumlu etkiler.Ayrıca dil gelişimi iyi olan çocukların okul dönemi başarısını etkileyen önemli bir etmendir(Semerci, 2006).
Çocuk 5 yaşına kadar dil gelişiminin 2/3‟si tamamlar. 5 yaşındaki çocuk ortalama olarak 2000 kelimelik bir kelime dağarcığına sahiptir. Çocuk yetişkinler gibi anadilini konuşabilir(Kol, 2011).
2.1.2.4.Duygusal GeliĢim
Duygusal gelişim,insanın kendi duygularını ve karşısındaki insanın duygularını anlamlandırarak,analiz edebilmeyi,farklı duyguları birbirinden ayırt etmeyi, duygulara neden olan olayları yorumlayabilmeyi gerektirir. Duygusal gelişim sosyal hayata devam edebilmek ve toplumda yer bulabilmek için gereklidir (Sayar ve Bağlan, 2010).
Tüm sağlıklı ilişkilerin temelini oluşturan etmen, kendine ve başkalarına güvenmektir.Sağlam bir güven temeline sahip çocuklar başkalarıyla ortaklık ve birliktelik kurabilirler.Böylece yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla iletişim kurabilirler, iş birliği yapabilirler(Carroll, Toberve Ayanbaşı, 2003).
2.1.2.5.Sosyal GeliĢim
Sosyal gelişim; ilk çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde bireyin kendinden beklenen davranışları sergilemek, beğenilmeyen davranışları kontrol etme becerisi kazanabilmek ve en asgari düzeye indirebilmek, toplumda yasaklanan davranışlara uzak kalabilmek, tolum tarafından kabul gören davranışları alışkanlık
11 haline getirmek, bunları uygularken de zaman ve zemini uygun kullanarak sosyal ihtiyaçlarını karşılamakla gerçekleşir(Ergin, 2012).Çocuklar sosyal gelişime hazır olarak dünyaya gelir(Saygılı, 2008) ve diğer insanlarla iletişim kurcukça başarılı ilişkileri çoğalır. Bu kural sosyal gelişimin kaçınılmaz ve süreklilik arz eden kuralıdır (Plotnik, Geniş, Darcan Çiftçi, ve Dağ, 2009). Sosyal gelişim, çocuğun içinde bulunduğu grupla ya da yaşadığı kültürdeki diğer bireylerle geçinebilmesi ve onlar gibi davranabilmesini gerektirir.
2.2.Okul Öncesi Dönemde Sosyal GeliĢim 2.2.1.Sosyal GeliĢimi Etkileyen Faktörler
Sosyal gelişimi etkileyen pek çok faktör vardır. Bu bölümde araştırma kapsamında sosyal gelişimi etkileyen faktörler aile, yaş, cinsiyet, sosyo ekonomik düzey, kardeş sayısı, eğitim düzeyi, kalıtım ve çevre olarak sıralanmış ve kısaca açıklanmıştır.
2.2.1.1.Aile
Sosyal gelişimi etkileyen faktörlerin arasında 'aile' çok önemli bir yere sahiptir. Aile çocuğun içinde yetiştiği ilk sosyal toplumdur.Bu sebepten ailenin sosyal gelişime etkisi büyüktür.En yalın tanımıyla aile,içinde yaşadığımız toplumsal çevrenin en küçük üyesidir (Wechselberg ve Puyn, 1996). Çocuğun aile ile olan ilişkisi, onun genel yaşamını etkiler. Aile ilişkileri uyumlu olan çocuklar,daha mutlu,arkadaş canlısı,kendisini ifade edebilen ve sorumluluk üstlenebilen bireyler olurken; aile ilişkileri kötü olan çocuklar genellikle uyum ve davranış problemleri sergileyen,okul başarısı düşük ve çekingen bireyler olur(Gül, 2016).
12 Ailenin çocuğa yaptığı rehberlik sosyal gelişimi doğrudan etkiler. Zira çocuklar kendilerine yollar gösterilmesine ihtiyaç duyarlar (Aslanhan, 2017). Çocukların diğer insanlarla kurdukları ilişkilerdeki yönlendirmeler, onların bir sonraki ilişkilerine basamak oluşturur. Fakat ebeveynler çocuğa rehber olma sorumluluğunu yerine getirirken, çocuğun gelişen yeteneklerine dikkat etmeli ve yaşına uygun basamakları göz önünde bulundurmalıdır (Akyüz, 2010).
2.2.1.2.YaĢ
Yaş sosyal gelişimi etkileyen faktörlerdendir. Yeni doğan çocuğun anneyle kurduğu ilk ilişkilerle başlayan sosyal gelişim, çocuğun toplumsallaşmasıyla birlikte daha yoğun olarak gelişir.Buna karşın, bazı yaşam boyu gelişim uzmanlarına göre takvim yaşı,bir kişinin gelişimini anlama açısından yeterli değildir. Bunun yanında kişinin, psikolojik yaşı, sosyal yaşı ve biyolojik yaşı olmak üzere farklı alanlarda yaş,kavramsallaşarak ele alınır. Sosyal yaş bir kişinin yaşı ile ilişkili olan sosyal roller ile beklentileri ifade eder (Santrock vd., 2015).
2.2.1.3.Cinsiyet
Cinsiyetin sosyal gelişim üzerindeki etkisi, bireyin yaşamının ilk yıllarına kadar dayanır.Kız çocukları anne ile özdeşim kurarken erkek çocuklar baba ile özdeşim kurarlar. Okul öncesi dönemde çocuklar, cinsiyet kimliği ve cinsiyete göre oluşmuş davranış sergilerler.Bu davranışlar; biyolojik, bilişsel ve sosyal etkileri içinde barındırır. Kadınlar ve erkekler arasındaki genel izlenimleri yansıtan geniş kategorilere cinsiyet stereotipileri denir.Cinsiyetler arasındaki benzerlik ve farklılıkların araştırıldığı sosyo-duygusal gelişim alanları,saldırganlık, duygu ve olumlu sosyal davranışlardır. Saldırgan davranışlar belirgin şekilde erkeklerde daha
13 çok görülürken,kadınlar, olumlu sosyal davranış sergileme konusunda daha başarılıdır (Santrock vd., 2015).
2.2.1.4.Sosyo-Ekonomik Düzey
Sosyoekonomik düzey sosyal gelişimi etkileyen önemli bir faktördür. Avantajsız denilebilecek,düşük sosyoekonomik grupta yaşayan bireylerin imkânları orta gelir grubunda yaşayan bireylere göre daha zordur. Daha iyi sosyoekonomik düzeye sahip bireyin kendini geliştirmek gireceği ortamlar,alacağı eğitimler onun sosyal bir kimlik kazanmasına katkı sağlarken,düşük sosyoekonomik düzeye sahip bireyler bu fırsatları yakalayamaz. Ayrıca düşük sosyoekonomik düzeye sahip bireylerin kötü alışkanlıklar edinme ihtimali daha fazladır (Yavuzer, 2000).
2.2.1.5. KardeĢ Sayısı
Kardeş sosyal gelişimi etkileyen faktörlerdendir. Dört aylık bebekler bile büyük kardeşleriyle yakın bir ilişki kurabilirler (Pantley, Sears, Ames, ve Gürel, 1997). Tek çocuk sosyalleşmeyi daha zor öğrendiği gibi, paylaşma ve birlikte hareket etme kavramlarını kardeşi olan çocuklardan daha geç öğrenir (Saygılı ve Çankırılı, 2002).
Kardeşler arasındaki ilişki onların diğer ilişkilerine temel olur. Kardeşiyle ilişkisi güvene ve dostluğa dayanan çocuklar, arkadaşlarıyla kuracakları ilişkide bunu model alacaklardır. Kardeşleriyle ilişkisi olumsuz olan çocuklarda gelecekteki ilişkilerine bu güvensizliği taşıyacaklardır (Artan ve San Bayhan, 2009).
14 2.2.1.6. Eğitim Düzeyi
Eğitim düzeyi sosyal gelişimi etkileyen faktörlerdendir. Eğitimin en önemli işlevlerinden biri toplumsallaşmayı düzenleyen kurum olmasıdır. Toplumsallaşma ve sosyalleşme ise iç içe geçmiş iki kavramdır.Bu yönüyle, sosyalleşmede eğitimin etkisi yadsınamaz. Bireylerin eğitim düzeyi arttıkça sosyal davranışlarında artış meydana gelir. Eğitim davranışların prososyal yönde gelişim göstermesine katkıda bulunur(Akın, 2015).
2.2.1.7. Kalıtım
Kalıtım, sosyal gelişimi etkileyen faktörlerdendir. Bilim dünyasında kalıtsallık üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışmaların büyük bölümünde kişilik özelliklerinin genetikten etkilendiği bilgisine ulaşılmıştır. Bu bağlamda sosyallikte genetikten etkilenmektedir denilebilir. Ancak sosyal gelişimi etkileyen diğer faktörlerin devreye girmesiyle genetik mirasımızın etkisi azalarak sosyal gelişim daha farklı boyuta girebilir (Gerrig, ZimbardoveSart, 2013).
2.2.1.8. Çevre
Çevre sosyal gelişimi etkileyen faktörlerdendir. Genlerimiz ve çevresel faktörler arasında sürekli bir etkileşim vardır. Bu etkileşim neredeyse eşite yakın önemdedir(Sayar ve Bağlan, 2010). “Çevre” faktörü, genetik özellikleri, bireyin kazandığı deneyimler ve aldığı eğitim sayesinde zaman içerisinde gelişip farklılaştırır (Kuzgun ve Deryakulu, 2006).Fakat daha olumlu ve iyi şartlara büyüyen bir çocuk,olumsuz şartlarda büyüyen çocuklara göre daha başarılı olacak diye bir kural doğru değildir(Çamlıca, 2006). Beyin gelişimi ve diğer pek çok gelişim alanı çevresel uyaranlara bağlı olarak ömür boyu devam eder (Sassé, 2013).
15 2.2.2.Sosyal GeliĢim Kuramları
Bireyin sosyal gelişimini açıklayan ve sosyal gelişim ile ilişkilendirilen pek çok kuram ve yaklaşıma rastlamak mümkündür. Bu araştırma kapsamında temel alınan kuramlara (bilişsel kuram, psikososyal gelişim kuramı, Psikoanalitik kuram) ilişkin genel bilgiler bu bölümde kısaca sunulmuştur.
2.2.2.1. BiliĢsel Kuram
Öncüsü Jean Piagettir. Bilişsel gelişimi,insanın doğumundan ölümüne kadar, farklı süreçlerden geçerek düzenli bir şekilde niteliksel değişim yaşaması olarak tanımlar.Gelişimi birbirini izleyen dört döneme ayırarak inceler(Artan ve San Bayhan, 2009). Piaget'e göre bilişsel gelişim, okul öncesi yıllara denk gelen dönemleri;Duyu-motor dönem,işlem öncesi dönem,somut işlemler dönemidir.
2.2.2.1.1.Duyu Motor Dönem(0-2 yaĢ)
Piaget'e göre bilişsel gelişimin dört evresinden ilki duyu-motor evresidir.Doğumdan yaklaşık iki yaşa kadar sürer.Bebekler algısal yaşantılarını
motor eylemleriyle eş güdümleyerek dünyayı anlama yollarını
yapılandırmaktadır.Dönemin alt evreleri; basit reflekslerin varlığı, ilk alışkanlıklar ve birincil döngüsel tepkiler devamında ikincil döngüsel tepkiler,ikincil döngüsel tepkilerin eş güdümlenmesi, üçüncül döngüsel tepkiler ve son olarak şemaların içselleştirilmesi olarak sıralanabilir (Santrock vd., 2015).
16 2.2.2.1.2. ĠĢlem Öncesi Dönem(2-7 yaĢ)
İşlem öncesi dönem işlemlerin faaliyete geçirilebilmesi için ihtiyaç duyulan bilişsel yapıların geliştiği dönemdir.İki evreden oluşur. Bunlar sembolik dönem ve sezgisel dönemdir.Yetişkinler sadece gerçek yaşamda yaşarken,çocuklar hem gerçek hem hayal dünyasında yaşar(Güneş, 2013).Sembolik dönemde çocuk hayalle geçeği birbirinden ayırt edemez ve hayal gücünün ürünü olan öğelere de anlam vermeye çalışır(Yıldız ve Şener, 2007).
2.2.2.1.3.Somut ĠĢlemler Dönemi(7-11 yaĢ)
Çocuğun daha önce nesnelerle etkileşim halinde olması,somut işlemler geliştirmesinin temelini oluşturur. Çocuk olayları yetişkin gözüyle görmeye başlar.
Odaktan uzaklaşma, tersine çevrilebilirlik,dönüşümsel düşünce,korunum,
sınıflama,sıralama ve geçişlilik gibi zihinsel süreçleri öğrenir (Arı, 2008).
2.2.2.2.Sosyal-BiliĢsel Kuram
Albert Bandura tarafından geliştirilen sosyal-bilişsel kuram, yalın haliyle, öğrenmenin gözlem yoluyla gerçekleştiğini savunur. Bireyin,bir başka bireyi gözlemleyerek, model alarak yada taklit ederek neyi nasıl öğrendiğine odaklanan sosyal-bilişsel kurama göre(Arı,2008). Özellikle küçük yaşlarda soyut düşünme gerçekleşmediği için çocuklar daha çok gözlemleyerek öğrenir (Bolat, 2017).
Sosyal- bilişsel kuramın kurucusu Bandura,davranışın, sadece dışsal uyarıcılar ve tepki örüntüleri tarafından değil, aynı zamanda beklentiler,yargılar ve bellek gibi bilişsel süreçler ile modellerin taklidi aracılığıyla yönetildiğini ifade
17 eder.Sosyal-bilişsel kuram öğrenmeyi, karşılıklı belirleyicilik ve öz yeterlilik kavranmalarıyla açıklar (Ciccarelli, Whiteve Şahin, 2016:).
2.2.2.2.1.KarĢılıklı Belirleyicilik
Karşılıklı belirleyicilik kuramına göre kişilik oluşurken,içinde bulunulan davranış, kişisel faktörler ve çevre birlikte bir dinamik oluşturarak kendi sistemini inşa eder(Demirbaş ve Yağbasan, 2005).
2.2.2.2.2.Özyeterlik
Bireyin belirli bir durum için gösterdiği çabaların,bir amacı gerçekleştirmede ne kadar etkili olacağına dair beklentisini ifade eder. Önemli olan bireyin yaşama karşı ve kendi özüne ilişkin bilişleridir (Bozanoğlu, 2005).
Bireyin özyeterlik duygusu,geçmişte benzer durumlarda ne olduğu,diğer insanların onun yeterliği hakkında ne söylediği ve kendi becerilerini nasıl değerlendirdiği ile ilişkili olarak yüksek yada düşük olabilir (Ciccarelli vd., 2016).
2.2.2.3.Psikososyal GeliĢim Kuramı
EricEricson tarafından geliştirilmiştir.Freud'un öğrencisi olup psikanaliz eğitimi alan Ericson, gelişimin sadece güdüler ve dürtüler ile açıklanamayacağını savunarak, psikonalitik görüşten ayrılır.Sosyal bir varlık olan insanın davranışlarının gelişmesinde,çevreninde etkisi olduğunu dile getirir. Gelişimin bir dönemde kalmayıp, yaşam boyu devam ettiğini belirtir.Gelişimi 8 evrede inceler. Bir gelişim evresinde çözülemeyen bunalımın telafisi mümkündür. Gelişim evreleri; güvene
18 karşı güvensizlik,bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik, girişkenliğe karşı suçluluk duyma, üretime karşı aşağılık duygusu,ego kimliğine karşı rol karmaşası, dostluk kazanmaya karşı yalnız kalma,üretkenliğe karşı kısırlık ve benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluktur (Artan ve San Bayhan, 2009). Gelişim evrelerinden üçü bebeklik ve ilk çocukluk dönemi olan okul öncesini kapsar.
2.2.2.3.1. - 1.Evre Güvene KarĢı Güvensizlik
Yeni doğan bebek kendisini annesinin bir uzantısı olarak görür (Kayaoğlu, 2005).Yaşamın ilk yılında Eric Eriksona göre bebekler, bakım veren yakınlarıyla
(anne-baba) ilgili bir duygu geliştirirler. Bebek, başka insanlara
güvenilebilinir,onlardan yardım görebilirim, yada onlara inanabilirim gibi pozitif
duygular hissediyorsa,bu temel güven duygusudur.Temel güven
duygusu,beslenme,sıcaklık ve fiziksel yakınlık için uygun ortamları sağlayan bir ebeveyn ile kuvvetli bir bağlılık ilişkisi kurmaya eşlik eden süreçtir (Gerrig vd., 2013).Bunun aksine ihtiyaçları zamanında karşılanmayan bebek,dış dünyayı yardım göremeyeceği,tehlikeli bir yer olarak algılar. Bu durumda yaşanan duygu ise güvensizliktir.Bebeğin yaşamının ilk yılında geliştireceği bu duygu temel güven ise,bir sonraki gelişim dönemine sağlıklı giriş yapar.Bebeğin geliştireceği duygu güvensizlik olursa;bir sonraki gelişim dönemine sancılı girmesine neden olur.
2.2.2.3.2. - 2.Evre Bağımsızlığa KarĢı Utanma ve ġüphecilik
Yoğun anne bebek ilişkisi sonsuza denk sürmez (Cohen, Cohenve Tümer, 1999).Yürümeye başlayan çocuk, çevresini keşfetme arzusu duyar. Çevresini keşfetme eylemi çocukta yetenekli birey, özerklik hissi uyandırır. Kendisine bakım veren ebeveyn ise onun için tehlikeli sayılabilecek noktalarda çocuğa müdahale eder. Eğer müdahale gereğinden fazla yapılırsa,aşırı kısıtlanan çocuk özerklik yerine şüphe
19 duymaya başlar.Yine bu dönemde ortalama onsekiz ay civarı büyük tuvaletini ve yirmidört ay civarı küçük tuvaletini tutabilir. Bu süreçte ebeveyn duruma müdahale eder ve çocuğun tuvalet alışkanlığını bir düzene koymak ister.Çocuğa bu süreçte uygulanan baskı onda utanma duygusuna neden olur. Yaşamın 2 ve 3 yıllarını kapsayan bu evrede,çocuğa yeteneklerini aşan görevler verilirse, başka sorumlulukların üstesinden gelme duygusu körelir (Arı, 2008).
2.2.2.3.3. - 3.Evre GiriĢkenliğe KarĢı Suçluluk Duyma
Büyüme ve gelişmenin çok hızlı yaşandığı bu dönemde artan zihinsel gelişim ve motor gelişimle birlikte çocuk enerji dolu eylemler sergiler.Sürekli hareket etmek,soru sormak ve konuşmak için programlanmış hissi uyandırır. Çocuğun bu dönem için, doğal olan bu davranışları, ebeveyn tarafından engellenir ve cezalandırılırsa hissedeceği duygu, suçluluk olacaktır. Bir sonraki adım olaraktan yeni şeyler denemekten kaçınması olasıdır (Artan ve San Bayhan, 2009).
2.2.2.4.Psikoanalitik Kuram
Psikoanalitik kuram Freud tarafından geliştirilmiş ve üç temel yapı üzerine inşa edilmiştir.Bu yapılar; bilinç kategorileri, kişilik yapısı ve psikoseksüel gelişim dönemleridir.Freud bilinç kategorilerini; bilinç sistemi, bilinç öncesi ve bilinç dışı olarak üç bölümde inceler.Kişiliğin yapısını ise id ego ve süper ego olmak üzere yine üç bölüme ayırır.Freud psikoseksüel gelişim dönemlerini ise; oral,anal, fallik, gizil ve genital dönem olmak üzere beş bölüme kategorize eder (Yavuzer, 2000).
20 2.2.2.4.1. Oral Dönem
Gelişimin ilk evresidir. Doğumdan sonraki 18 ayı kapsar.Temel haz ve güven kaynağı beslenme ve midenin dolu olmasıdır. Bebeğin haz kaynağına ilgisi, biyolojik ihtiyaçların yanı sıra sosyal ve psikolojik ihtiyaçlara yöneliktir. Oral dönem ihtiyaçlarının gerektiği gibi karşılanmaması veya yanlış doyum sağlanması,gelecek yaşamda pek çok normal dışıdavranışın ve kişilik özelliğinin nedeni olur(Arı, 2008).
2.2.2.4.2. Anal Dönem
Psikoseksüel gelişim döneminin ikinci evresi olan anal dönem 18-36 ayları kapsar. Anüs kaslarının gelişmesiyle birlikte,çocuk,kendi denetiminde kendi isteğine bağlı olarak gerçekleştirebileceği bir eylem keşfeder. Anal dönemde tuvalet eğitiminin barışçıl yollarla kazandırılmaması çeşitli sorunlara zemin oluşturur (Arı, 2008).
2.2.2.4.3.Fallik Dönem
Psikoseksüel gelişimin üçüncü evresi olan fallik dönem 3-6 yaşlar arasını kapsar. Çocuğun ilgisi cinsel bölgenin uyarılması sonucu oluşan haz üzerine yoğunlaşmıştır. Freud'a göre dönemin çocukları, 3 yaş civarı karşı cins ebeveyne karşı ilgi duyarlar. Dönemin sonuna doğru erkek çocukları babayla,kız çocukları ise anneyle özdeşim kurarlar. Sağlıklı bir özdeşim kurulamazsa yaşamın ileriki yıllarında soruna neden olabilecek kişilik özellikleri gelişir (Yavuzer, 2000).
21 2.2.3.Okul Öncesi Dönem YaĢ Gruplarına Göre Sosyal GeliĢim Basamakları
2.2.3.1. 0-1 yaĢ Sosyal GeliĢim
Bebekler 3 aylık civarı,çevreleriyle etkileşim sonucu, gülümseme davranışı gösterirler. Bu davranış sosyalleşmenin ilk göstergesi olarak kabul edilir. (Wechselberg ve Puyn, 1996). Yine bu dönemde insan ve obje arasındaki farkı görerek, değişik tepkiler gösterir.Bu durumu diğer bebekleri fark etme,onlara gülümseme ve ağladıkları zaman ilgi gösterme takip eder.Birinci yılın sonuna doğru başkalarından duyduğu sesleri ve basit davranışları taklit etmeye çabalar (Yavuzer, 2012).
2.2.3.2. 2-3 yaĢ Sosyal GeliĢim
Yaşamın ikinci yılında motor yeteneklerin gelişimi, dil becerisinin de kazanılmasıyla her alanda yaşanan hızlı gelişim sosyal alanda da çocuğun daha bağımsız bir birey olmasını sağlar (Yavuzer, 2012).2.5 yaş bu bağımsızlık hissinin zirveye ulaştığı kritik dönemdir.Çoğunluklar genellikle çevresinden yardım kabul etmez ve her işini kendisi yapmaya çalışır. Bu kritik evrede çocuğun davranışlarına sürekli müdahale edilirse çocuk içine kapanabilir. Yada dönemin getirdiği bir davranış olan inat, sürekli hale gelir (Göknar, 2003). Bu dönemde sınırları ve sorumluluğu öğrenmek isteyen çocuğa, belirli özgürlükler ve sorumluluklar verilmelidir (Cüceloğlu, 2017).
22 2.2.3.3. 3-6 yaĢ Sosyal GeliĢim
Çocuk üç yaş gibi sosyal ilişkinin nasıl kurulduğunu çözmeye başlar. Ev dışındaki insanlar ile özellikle de kendi akranlarıyla nasıl bir arada olunacağının kurallarını özümser (Yavuzer, 2012). Genellikle okul öncesi eğitimin bu dönemde devreye girmesiyle çocuk giderek sosyalleşir.
2.2.4.Sosyal GeliĢime ĠliĢkin Alt Kavramlar 2.2.4.1. SosyalleĢme
Sosyalleşme
davranışlarımızın,değerlerimizin,standartlarımızın,yeteneklerimizin,tavırlarımızın,ve güdülerimizin toplumun istediği şekilde gelişmesi olarak tanımlanır (Gerrig vd., 2013). Başka bir ifade ile sosyalleşme, bireyin toplumun üyesi haline gelmesi, ailesinin, akrabalarının, yaşadığı yerde bütünü oluşturan bir parça olduğunu öğrenmesidir. Büyümekte olan çocuk etrafıyla etkileşimi sonucu, onlara benzeyen davranışlar geliştirir. Bu gelişim sonucu, tek tek kişilikler yerine birbirinden ayrı olduğu halde birbirine benzer davranışlar sergileyen insan toplulukları oluşur (Kağıtçıbaşı, 2012). Sosyalleşme belirli bir toplumda insanların umduğu normların ve rollerin edinilmesidir.Bu süreç toplum tarafından üyelerinin uygun bir şekilde kabul gören durumlar içinde davranmasını öğrenmelerini garanti altına almak için yine toplum tarafından gerçekleştirilen bütün çabaları içerir (Weiten, vd., 2016).
2.2.4.2. Sosyal Fobi
Sosyal fobi, bireyin dâhil olmasının beklendiği sosyal ortamlardan uzaklaşarak, başka insanların dikkatine maruz kalmaktan yoğun şekilde korkmak
23 olarak tanımlanır. Sosyal fobiye, sosyal anksiyete bozukluğu da denir (Carlson ve Şahin, 2016).Sosyal fobisi olan insanların genel özelliklerinden en belirgin olanı fazlasıyla çekingendirler. Sessiz kalmayı tercih ederler. İçine kapanık ve utangaçlıkla nitelendirilen davranışlar sergileyebilirler. Toplulukta bulunmaktan, başkaları tarafından izlenmekten ve dikkat odağı olmaktan hoşlanmazlar. Kendilerini ifade etmekte güçlük çekerler ve göz teması kurmaktan kaçınırlar (Seyitoğlu,2017).
2.2.4.3. Sosyal Norm
Bir grubun kurallarında gizli veya açıktan yer edinmiş,sosyal açıdan kabul edilebilir tutum ve davranışlarla ilgili belli beklentilere sosyal norm denir.Daha yalın ifadeyle bir gruba ait olan kişinin davranışlarını o grubun kurallarına göre düzenlemesi gerektiğini fark etmesidir. Bu süreç iki şekilde gerçekleşmektedir.Bu üyelerin tamamında yada çoğunda birlikte görülen tek tip davranışları fark ederek yada birisi bir sosyal normu çiğnediğinde ortaya çıkan olumsuz sonuçları gözlemleyerek gerçekleşir (Gerrig vd., 2013).
2.2.4.4. Sosyal Uyum
Bireyin başka insanlarla ilişkilerinde onlara uyum gösterebilme başarısı, kendini özgün şekilde ifade edebilmesidir. Sosyal uyumun sağlıklı yaşandığını anlamak için ölçütler vardır. Bu ölçütler; farklı gruplara uyum gösterme, sosyal tutumlar ve kişisel doyum olarak sıralanabilinir.
Farklı Gruplara Uyum Gösterme:Bireyin ait olduğu farklı gruplarda,gruba uygun davranması beklenir.
Sosyal Tutumlar: Toplum tarafından kabul edilen tutumları sergilemesi de bireyin, sosyal uyum sağladığının göstergesidir.
24 Kişisel Doyum:Bireyin sahip olduğu rol ile kurduğu ilişkiden haz duyması da sosyal uyumun ölçütlerindendir.
Sosyal uyumun başarısız olmasına neden olan etmenler gelişebilir. Çocuğun özdeşim kurduğu model zayıf ise sosyal uyum yeterince gerçekleşmez. Yada yaşanılan sosyal deneyimin azlığı,sosyal uyum için gerekli motivasyonun sağlanamamasına neden olabilir (Yavuzer, 2012).
2.3. Sosyal Problem Çözme ve Önemi:
Sosyal gelişim ebeveynlerle veya çocuğa bakım veren diğer insanlarla yakın duygusal ilişkiler kurmayla başlar.Bu yoğun sosyal-duygusal ilişkiye bağlanma denir.Bağlanma ilişkileri yaşamın ilk dönemlerinde büyük önem arz eder.Çocuğa bakım veren yetişkinlerle çocuk arasında gerçekleşecek güvenli bağlanma,çocuğun bir dizi toplum yanlısı davranışları(olumlu sosyal davranış)öğrenmesini,yaşayacağı deneyimlerde risk almasını, yeni koşullara daha kolay uyum sağlamasını ve kişisel ilişkilerde daha başarılı olmasını sağlar (Gerrig vd., 2013).
Sosyal problem çözme “bireyin günlük yaşamda karşılaştığı problemleri anlamlandırabilmesi ya da problemi çözmek için çözüm yollarını bulması veya uyum sağlamada kişisel olarak bilişsel ve davranışsal beceri gösterebildiği süreçler” olarak tanımlanmaktadır (Dereli İman, 2013). Sosyal problem çözme becerisi kazanabilmek insan ilişkilerinde büyük ölçüde öneme sahiptir. Zira insan sosyal bir varlıktır. İlk sosyal temaslarımız ise bize bebekken bakan kişiyle olur.Bebeğe bakan kişinin onun ihtiyaçlarına cevap verme tarzı sabır, şefkat, sıcaklık ilgi gibi olumlu duygularsa çocuğu olumlu yönde etkileyerek bu becerinin kazanılmasına zemin hazırlar. Aksi durumda bebeğe bakan kişi sert ilgisiz ve az duyarlılık gösterirse,çocuğu olumsuz yönde etkiler (Hökelekli, 2008).
25 2.3.1. Sosyal Problem Çözme Adımları
Yaşamın ilk aylarında dahi bebeklerin başka objeler yerine annesine bakmayı tercih ettikleri gözlemlenmiştir (Bowlby ve Soylu,2012). Birinci yılın ikinci yarısı bebek bir yandan tanıma ve keşfetme duygusunu doyurmaya çalışırken diğer yandan güvende olmak ister.Bebeklerin anneye göstermiş olduğu yoğun bağlılık duygusu ve çevreyi keşfetme arzusundan doğan kopma isteği yaşanan ilk 'sosyal problem' durumunu oluşturur(Arı, 2008).Birey yaş aldıkça sosyal problem durumları daha karmaşık şekilde karşısına çıkar. Sosyal problem çözmenin basamakları vardır. Bu basamaklar; problemi tanımlama, beyin fırtınası, çözümlerin sonuçları, en iyi çözüm veya seçim, problem çözme becerilerinin uygulanması ve sonuçların değerlendirilmesi olarak sıralanabilir (Dereli İman, 2013).
2.3.1.1.Problemi Tanımlama
Problem çözme, bir hedef davranışa ulaşmak için gidilen yol veya her türlü düşünce olarak tanımlanır. Birey günlük hayatta çok farklı problem durumlarıyla karşılaşabilir.Sosyal bir varlık olan insanın karşılaştığı problem durumlarında ilk basamak problemi tanımaktır. Eğer problem tanınırsa,aşmak için çözüm bulmak daha kolay olacaktır (Arı, 2008).
2.3.1.2.Beyin Fırtınası
Bu aşamada bireyin problem çözmeye öneriler bulabilmesi için, özgür
düşünme ortamında, yargılanmadan çözüm önerileri üretebilmesi
hedeflenir.Çocukların yaratıcı çözüm önerileri geliştirebilmeleri için, gerekli ortam oluşturulur.Beyin fırtınası uygulanır. Yaratıcı çözüm bulan çocukların başarıları
26 pekiştirilerek, gelişimleri desteklenir. Çözüm bulmakta güçlük yaşayan çocuklar cesaretlendirilerek sürece dâhil edilmeye çalışılır (Dereli İman, 2013).
2.3.1.3.Çözümlerin Sonuçları
Bu adımda, problem durumu için geliştirilen çözümler irdelenir. Olası çözüm yöntemi uygulandığı takdirde sonuçların nasıl olacağı hakkında fikir yürütülmeye çalışılır. Eğer problemi çözerken geliştirilen yöntem anti sosyal davranışlar içeriyorsa(vurma, saldırganlık, küsme vb.) çözüm önerisi tartışılır ve doğru davranış örüntülerinin neler olabileceği hakkında konuşulur. Problemi çözerken uygun çözüm önerileri (sırasını bekleme, paylaşma, izin istemek vb.) uygulandığında sonuçların nasıl etkileyeceği çocuklar tarafından açıklanır (Dereli İman, 2013).
2.3.1.4.En Ġyi Çözüm veya Seçim Ne
Bu aşamada üretilen tüm çözüm önerileri gözden geçirilir. Artı ve eksi yönleri tartışılarak en uygun çözüm yönteminin hangisi olduğuna karar verilir.En iyi yöntem seçilirken cevaplanması gereken üç temel soru vardır. Çözüm güvenli midir?Çözüm tarafların ikisi için adil bir şekilde mi gerçekleşiyor? Çözüm pozitif davranış içeriyor mu? Bu sorular çocuk tarafından cevaplanır ve uygun çözüm yöntemine karar verilir (Arı, 2008).
2.3.1.5.Problem Çözme Becerilerinin Uygulanması
Çocuklar karar verdikleri en uygun yöntemi uygulamak için bu adımda harekete geçerler. Yetişkin, çocuğun problem çözme adımlarını doğru bir şekilde özümsemesine imkan tanırsa, çocuk bu aşamayı kusursuz gerçekleştirebilir. Bu
27 şekilde çocuk problem çözmeyi günlük hayatta başarabilecek ve karşılaştığı güçlüklerle baş edebilmek onun gelişimine katkı sağlayacaktır (Dereli İman, 2013).
2.3.1.6.Sonuçların Değerlendirilmesi
Bu aşama sosyal problem çözmenin son basamağıdır. Buraya kadar olan adımları sağlıklı atabilen çocuklar, problem çözmenin dördüncü basamağındaki üç soruyu doğru yanıtlamıştır. Eğer çözülen problem çocuk tarafından yeniden tekrar edilirse, bunun nedeni olarak basamakların birinde hata var demektir.Yada çocuk
geliştirdiği sosyal problem becerilerini yeni problem durumlarına
genelleyememektedir. Yetişkin sürecin anlaşılmayan noktalarını tekrar süzgeçten geçirip problem çözme becerisi kazandırmak için çocuğa rehber olmalıdır (Dereli İman, 2013).
2.3.2.Sosyal Yeterlik
Sosyalleşme yetkinlik içindir.İnsan gelişiminin psikolojik
incelemesinde,bilişsel ve sosyal yetkinlik birbirinden ayrıştırılmamış ve olumlu gelişim amaçları olarak tasarlanmıştır (Kağıtçıbaşı, 2010).
2.3.3.Sosyal Beceri
Sosyal beceri başka insanlarla olumlu ilişki kurmadaki başarı olarak
tanımlanabilir. Sosyal beceri geliştirmenin en iyi yolu başkalarıyla
konuşmaktır.Sosyal becerisi olmayan insanlar yeni ilişkiler kurmakta zorlandığı için bu becerilerini geliştirme olanağı bulamazlar.Bir etkileşimi nasıl başlatacaklarını öğrenemezler;böylece arkadaş edinmede yaşadıkları zorluk devam eder. Sosyal
28 becerisi zayıf olan insanlar, kişilerarası ilişkilerde ya da gruplarda edilgen rol üstlenir (Burger ve Sarıoğlu, 2006). Oysaki çocukluk yıllarından itibaren bireyin en şiddetli ihtiyaçlarından birisi bir gruba ait olmaktır. Birey bir gruba ait olmanın onu daha güçlü kılacağını düşünür (Durmuş, 2005). Gruba ait olmak için çaba gösterir. Çocukların çoğunda, benlik saygısını yapılandırmada ve sürdürmede fiziksel başarıların etkisi de önemli bir yer tutar. Çocuklar için arkadaşlarıyla paylaşabilecekleri fiziksel beceriler onların sosyal becerilerini de geliştireceğinden ayrıca önemlidir (Plummer, Aksay ve Harper, 2011). Davranış terapistleri insanların sosyal becerileri öğrenme yoluyla kazandıklarını savunurlar.Sosyal becerileri öğrenemeyen insanlar; kaygı, aşağılık duygusu ve çeşitli türde karışık duygu durumu yaşarlar (Weiten vd., 2016).
2.3.4.Prososyal DavranıĢ ve Çocukta Prososyal DavranıĢın GeliĢimi
Olumlu sosyal davranış, sosyal açıdan arzu edilen ve diğer insanlara zarar vermekten çok yarar sağlayan davranış, çok daha hoş olan sosyal etkileşim şeklidir (Ciccarelli vd., 2016). “Prososyal davranış” da denilen olumlu sosyal davranış, başkalarının yararı için dışsal bir ödül beklemeden yapılan eylemlerdir.18-24 ay arasında bebekler,iş birliği yapmaya, paylaşmaya,yardımlaşmaya ve bu arada diğer insanların duygularına empati kurarak karşılık vermeye başlarlar.2 yaş civarında sergilenmeye başlayan prososyal davranışların gelişiminde aile ve kardeşler çok önemli role sahiptir. Prososyal davranışlarda bir bedel ödeme, fedakârlık veya risk söz konusudur(Artan ve San Bayhan, 2009).
Olumlu sosyal davranışlar, empati kurmak ve fedakarlık yapmak gibi toplum yanlısı davranışları destekler (Santrock vd., 2015). Burada empati sadece kendisiyle empati kurulana yararı olan bir etkinlik değildir. Empati,empatiyi kuran kişi içinde önemlidir.Empatinin kendini açma,toplumsallaşma,sosyal duyarlılık ve topluma uyum ile pozitif ilişkisi vardır (Dökmen, 2017).