SAYFA* 2 Pazartesi. S ARALIK
195S---PENCERESİNDEN
Ö
leli çok olm adı, am a daha şim diden şiirine dil u zatan lar, h âtırasın ı y aşatm ak için k u ru lan Y ahya K em ali S evenler C em iyetine sitem ed en ler, h irer ik işer m eydana çıkıyor. G erçi hu yolda kalem y ü rü te n le r, henüz çekingen, e sk i lerin rü şv e t-j kelâm d edikleri usûle u y arak başlangıçta onun b ü y ü k şair olduğunu k ay d et m ek lû tfu n d a b u lu n u y o rla r, am a. arkasından, lıer biri aşın d ıra rak bir köşe bulm ağa çalışıyor.G eçenlerde, V ilâyetlerim izin b irinde çıkm a ğa başlayan bir e d eb iy at m ecm uasında okudum . İsmini ilk defa gördüğüm bir m u h arrir. Yahya K em al’i dâva şairi olm am akla ühaııı ediyordu, j H attâ, gençliğinde F ra n sa ’da b u lundu, o devıiıı edeb iy at c ere y an la rın ı y akından gördü, fakat, gözünün oııüııde bir dâva uğru n d a b a rik a tla ra çıkıp caıı veren (!) şa irle rin yolundan gitm edi, bize yalnız kendi şiir dünyasını anlatm akla
4
’ kaldı, diyordu.H ayret, evvela Yahya K em al’in P aris’de b u lunduğu devri hatırlad ım , fak at elinde tüfek, b a rik a t gerisinden h em şiir söyleyen, hem de k u rşu n ataıı bir tek şa ir aklım a gelm edi. Bı rak ın şairi, o sıralard a P aris sokaklarında ha. tık a t k u ru ld u ğ u falan da ınasal. T arih böyle bir hâdise kaydetm iyor. K endi kendim e:
— H er halde, dedim , toy m u h arrir 1870 ili 1900 sonrasını h irih irin e k a rıştırıy o r F ransa ta rihinde b ir iki m u h a rririn b a rik a tla r civarına uğradığı en soıı isyan, 1870 deki Cotnm une m acerasıdır. O ndan sonra, bele Yahya K em al’in P aris’d e b u lu n d u ğ u d ev ird e şiir. b arik atları kâfi d e m e d e y ü k sek bulm adığı İçin olacak, çoktan OIym pos dağına çıkıp k u ru lm u ş tu . Su halde Y a h y a . K em al’i d ev rin in edebi c ere y an la rı dışında kalm ak la itham etm ek yersiz olduğu k ad ar da m anâsız.
e <ü
BlUWHHJW'WI*liK. i: ü tlliM iU M .f'iGf.iiilH ttülli. ” ». >:.< >. , s? % : ■
Yahya Kemal
etrafında!
S İ Y A V U Ş G İ L
Manâsız, çünki şairden m utlaka bir davanın — h a ttâ en h aklısı olsa dahi — a v u k atı olma -
s m ı istem ek, kim senin haddi değildir, hiç de - ğilse düşünm e, beğenme ve sevme h ü rriy eti olan m em leketlerde... ¡şair sü rü y e girmez, an - cak etrafın d a toplayacağı h o r a n la r ın ın bir sevgi m ihrakı olur. O nuıı dilinden anlarsanız, onun size çizdiği dünyayı beğenirseniz, onunla kendi ru h u n u z arasın d a bir yak ın lık duyarsa - nız, kendiliğinizden ona teslim o lu r ve başka bir sey düşünm ez, istemezsiniz. Riiyük şair, e t rafında küm elenen İR kdirkarların kalilesi v» *a- yısiyle belli olur.
Dâva adam ı olm ayı zorla, baskı ile kabul edecek b ü y ü k şair y o k tu r. H attâ biiyuk şairin vasfı, şiir düny asın a, şiirin kendi dâvasından başkasını sokm am aktır- O. ne m anzum d ilek çe yazan bir arzuhalci, ne de siiı-li konuşan bir a v u k attır, ¡şiiri kalabalığı coşturacak bir nevi h itab et saym ağa da yanaşm az. O bize, kelim e - lerle hayâllerin, m usiki ile tedainin. dııvgıı. kırla em ellerin sarm aş dolaş olduğu ren g âren k bir alem y a ra tır ve bizi böyle bir iklim de b ira ,- cık yaşamağa d av et eder. Beğenirseniz, g id er siniz ve o d ü n y an ın lıavas-iyle haşir . neşir olursunuz. Beğenm ezseniz, m anzum d av alar o- k u y a n şaire yaklaşırsınız.
F akat şaire, -d iva* ile uğraşm adığı İçin sa tam azsınız. O nun şairliğini d âv a mihcng'lne v u ram azsınız. Şiir, şiir olm ayan terazi ile tartıl . maz., ağırlığın m etro ve m esafenin kilo ile nl- çiilem ediği gibi.
Kimse’, kimseyi Y ahya K em al’i sevm eğe zor layamaz. o, doğru. F akat İrimse, Yahva K e m al'in şiirini dava veya do k trin terazisiyle de- - ğerlendirem ez, bu, b ü sb ü tü n doğru!
Kişisel Arşivlerde İstan b u l Belleği T a h a Toros Arşivi