• Sonuç bulunamadı

MUHTAR AVEZOV

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MUHTAR AVEZOV"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

219 bilig-6/Yaz’97

MUHTAR AVEZOV'UN

ETNOGRAFİK MİRASI

ÜZERİNE

Doç. Dr. N. B. KUTNİYAKOVA

Rustanbekov A.E. Öğr. Üyesi

Kazak Türkçesinden Aktaran

Kencetayev DOSAY

M. O. Avezov'un mirası çok zengindir. Avezov yalnızca büyük bir yazar değil, aynı zamanda Kazak halkının folklor ve etnografisi alanında da mümtaz araştırmacı ve halkının tarihinin vakanüvisiydi.

M. O. Avezov'un dört ciltlik "Abay" destanında ve özellikle "Abay Yolu" romanında yenilikçi yazarın sadece edebi ustalığını değil, bir etnograf, alim, tarihçi kabiliyetini de görmekteyiz.

Bu abide eser, büyük hayati, tarihi-etnografik malzeme, halkın göçebe hayat tarzının değişik ve ilginç detaylarını içermektedir. Eserde Kazak halkının yaşam tarzı ve geleneği, ananeleri, töreleri, törenleri, folklor sahneleri derin bir gerçekçilik ile aydınlatılmaktadır.

Romanın bölümlerinde kartal ile tilki avları, Kazakların düğün ve cenaze törenleri, çeşitli halk bayramları, eski ölçü biçimleri, bozkır hayatının kuralları detaylı bir şekilde tasvir edilmektedir.

Bu yazıda, araştırıcı M. O. Avezov'un sanat mirasındaki zengin etnografik malzemenin incelenmesine dikkatleri çekmek denemesi yapılmaktadır.

Bilindiği gibi, Kazaklarda eskiden kullanılan halkın ölçü birimlerinin karakter özelliği, onların uzaklık ölçüleriyle göçebe hayat tarzıyla yakından ilgilidir.

"Abay Yolu" (c.I. Almatı, 1973) romanında Kazaklardaki eski ölçü biçimleri hakkında birçok sayıda hatırlatma vardır. Örneğin, Abay'ın köyünden gidişi sırasında Bircan "Kozu-Köş" (s.436) adlı koşlasu (veda) şarkısını yazmıştı. Bu şarkının harfiyen tercümesi "Kuzu göçü" , yani bozkırda 5-6 km'lik mesafe ölçüsüdür ya da başka bir örnek: Abay'ın abisi Takocan'a, oğlunun vefatı vesilesiyle başsağlığı (könil aytu) dilemeye gelişinin tasviri şeklindedir. Yazar diğer halk ölçü birimlerini de hatırlatmaktadır. "Tayın koşması" 5 km., "Kunan koşması" 8-10 km., "at koşması" 20-35 km. Ayrıca M.O. Avezov, Kazaklarda bozkırdaki mesafeler bayge (yarışma) deki atların koşmasıyla ölçüldüğünü anlatmıştır (s. 167).

"Abay Yolu" romanının yazarı, "jigetek" boyundan olan Oralbay ile "Bökemşi" boyundan olan büyük ve etkili baylardan (zengin) Sugur'un kızı Kerimbala arasındaki aşkın trajik (acı) sonucunu tasvir ederken, veda sahnesinde Kerimbala'nın ağzından şu sözleri söylenmekte-

(2)

220

bilig-6/Yaz’97

dir: "Bu benim son selamım". "Kara Şanrak"a (büyük yurda) son defa "selam veren" topal, yaşlı gelin gibi, bu da benim son ağır ve zor, hüzünlü selamım olsun (s. 157). Kerimbala'nın bu veda sözlerinde Kazak halkının aile geleneğine işarettir.

Gelin her zaman ilk olarak kocasının akrabalarına eğilerek selam verir. Kazakların hayatım iyi tanıyan, bilen, M. O. Avezov yazdığı gibi, ancak ihtiyarladığında gelin son defa kocasının yurtasının girişinde eğilirdi. Yazarın belirttiği gibi, o andan itibaren başkaları onun önünde eğilir selam vermeye başlar (s. 157).

M. O. Avezov'un halkının ailevi geleneklerini bildiğini gösteren diğer bir örnek; Abay'ın ikinci eşi Aygezin'in kocasının küçük kardeşi olan Ospan'ı adıyla değil, "Kencem" yani "küçüğüm" sıfatıyla çağırmasıdır. Burada da yazar, gelinin, kocasının akrabalarına yeni adlar takabileceğinden bahsetmektedir (s. 163-164).

"Abay Yolu" romanının hemen hemen her sayfasında halk hayatının adet ve ayinlerinin tasvirine rastlamak mümkündür. Örneğin, Abay'ın abisi Kudayberdi'nin oğlu genç Şake'nin ya da Abay ve arkadaşı Erbol'un kartal ile tilki avlarının tasviridir (s. 575-579). Romanda Kökşe boyundan olan güzel Ümitbey ve Dutbay'ın mutsuz düğün sahnesi de okuyucunun ilgisini çeker.

Orada gelinin duvağı (savkele) hakkında bilgi verilmektedir (s. 549).

Yazının çerçevesi ile sınırlanarak, yazarın, tarihin eski Türk dönemine dayanan, aile ahlakından gelen "teris bata" beddua geleneğini bildiğinin de özellikle altı çizilmelidir. M.O. Avezov'un romanının 564-565. sayfalarında Kazak halkının ciddi bir araştırıcısı olarak Kunanbay tarafından oğlu Abay ve torunu Amir'e yaptığı (beddua) "teris Bata" tasvirini vermektedir. Sebebi de Kunanbay'ın Dutbay'ın nişanlısı Ümitey'i "töredışı" seven Amir'i boğmasını Abay'ın engellemesidir.

Sonuç olarak M.O. Avezov'un sanatında, kökenini Türk halklarının genel tarihinin derinliğinden alan Kazak halkının göçebe hayat tarzının özelliklerini ve ilginç detaylarını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. M.O. Avezov'un halk hayatını yansıtmasında sınır yoktur. Araştırıcı M.O. Avezov, Kazak halkının hayatını tüm gerçek taraftarıyla yansıtmasıyla da önemlidir. Bunun dışında, M.O. Avezov'un tarihimizin zor zamanlarında Büyük Abay'ın mirasını ve folklor hazinesini koruyabilmiş ve günümüze kadar getirebilmiştir. M.O. Avezov'un sanatı ve özellikle "Abay Yolu" romanı Kazak halkının kültürü ve ananelerinin etik ve gerçekçi manzarasıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yıllardan beri takılıp bir daha ne hale girdiği bilinmiyen koca koca reklâm çerçeveleri yuvarla­ nıverdi mi bir değil, bir çok kişi­ nin hayatına

Orhan Kemal'in unutulmaması ve genç kuşaklar tarafından hatırlanmasını istediklerini belirten yazarın oğlu Işık Öğütçü iki yıl önce bu amaçla Orhan Kemal Kültür

merakını uyandırdı, Lokmanın Hüner - namesini nefis resimlerle süsliyen üstad Osman, Onyedinci asırda Istanbulun bü­ yük san’atkârları diye tanılan

İlaç kaynaklı hiperglisemiye neden olduğu bilinen ilaç- ların kullanımı sırasında bu etkinin ortaya çıkmasını arttıran dengesiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı,

Pasajın ilk 30 yılı içinde faaliyete geçen ya da el değiştiren dükkânlar arasında cadde üzerindeki Maison Parret (daha sonra ünlü Degüstasyon Lokantası)

O da deniz subayıdır* Uzak Doğu'ya kadar deniz yol­ culukları yapar ve romanları gezdiği, gördüğü ülkelerin iz­ lenimlerine yaslanır.. 1908 Meşrutiyeti

P ierre Loti gibi Harp Okulu'na girdi ve burayı bitirdikten sonra deniz subayı olarak dünya­ nın birçok yerlerini dolaş­ tı, o da Japonya'ya kadar gitti.. Eserlerinin

«Celâl Bayar, İnönünün yerine Başbakanlığa getirilince, kendilerini yakından tanımadığım için; acaba bu mühim vazifeyi nasıl başarabile­ cekler, diye,