• Sonuç bulunamadı

Zavallı Kastor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Zavallı Kastor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T7- 5 8 / O J 14 Ht !' . 1

c

,■■■■■ «İM «m « M M M M M M K a w » r , V » «R. * *Ct. W L U ' M --- ^

B u g ü n d en , D ü n d e n

¡

___________________________________________________________________________________i

Zavallı Kastor

■■UBcaaa«aa«'«aaaAaı

HiaaaaaaııaBattiaatBiaıııaciBtııaııaııııaaaaaaaaaıaaaaıaaaafla«ı«aıaaaaaHa«aa

m *™

2 26 yıl evvel Boğaciçinde yazı geçirmek niyeti — Emirgândaki akrabamızı yokla- E yış — Arnavut Bekir efendi kimdir? — Kastorla Hektor — Kastor un hepimize 5

düşkünlüğü — Biz İstanbu la taşınınca, firakımızdan verem olup ölüşü. ılIHHiıııııııııııııiHuıjıınıııuıııtHiıımııııuaıiiiıuııııınıl

I-

ııiMmmmımnmıuııııiHi

j 26 yıl evvel, tam bu mevsim- | de, haziran ayının ortasınday- i dik. Cröztepedeki evimizde kira­

cı bulunduğundan yazlığa çık­ mak, Boğaziçinde kendimize elverişli bir yalının öç dört o- dasını tutmak, eylül sonuna kadar hava tebdili yapmak is­ tiyorduk.

Düşünüyoruz, Boğazın nere­ sine gidelim? Anadolu yakası sükûnetli, patırdısız gürültü­ süzdür, lâkin akşama kadar güneşten kaynar. Rumeli ciheti âlâ; Büyükdereye, Sarıyere di­ yecek yok amma kalabalık, â- sude asude kafa dinlenmez, üs­ telik vapur yolculuğu saatlerce sürer. İstinyenin ilerisinden vazgeç, berisinden şaşma...

Kaç senedir Emirgân’a yer­ leşmiş, yakın akrabadan bir ha­ nım aklımıza geliverdi. Kadın­ cağızı yoklacak, civarda kiralık bir bölük arasak...

Gittik Emirgana. Hatun is­ kelenin karşısında, Çınarlı kahveye bitişik yalının yukarı; katında oturuyordu. Çıkagelîşi-I mize memnun, fikrimizi daha i çıtlatmadan, lâfı kendisi açtı:

j

— Göztepeden bıkıp usanma- j diniz mı Allah aşkına? Yazı burada geçirin ayoL Handiyse temmuz geleceği için kiralar u- cuzladı; elverişli bir yer bula- , lım, taşının; hep beraber tatlı tatlı vakit geçiririz!

Zaten ziyaretten asıl maksat, o; (Hay hay!) dedik. Hatun' düşüncedeyken minderden fır­ ladı:

— Size biçilmiş kaftan bir sayfiye var anıma tutuldu mu tutulmadı mı bilmem, şimdi j anlarız...

Oğlunu dışarı koşturdu. So­ luk soluğa dönen çocuk şu ha­ beri getirdi:

— Tutulmamış; (Bir kere gör­ sünler) diyorlar!

Ayaklandık; akraba hanım önde, biz peşinde, soldaki çık- maz sokağa saptık. 30 - 40 adım i yürüyüp aralık kapıdan dalar-1 ken, pala bıyıklı bîr adam, m a l! sahibinin ağası her halde, bizi karşıladı. Bahçe geriye doğru set set; yüksek duvarları ta i- 1 lanlar, sarmaşıklarla kaplı. An- : sızın, gayet iri iki köpek m e y -; dana çıkınca hepimizde şafak; attı. Kaplan kadar cüsseli, öyle korkunç mahlûklar ki sorma­ yın. Pala bıyıklı:

— Kastor. Hektor, defolun kulübenize! diye bağırır bağır­ maz, köpekler kaçtüar. Uşak söyleniyor:

— Kim ortaya bırakmış bun­ ları? Daima zincirli dururlar, çünküm yabancı gördüler mi gırtlağına saldırırlar. Geçende bakkal Filipin çırağını parçalı- yacaklardı, zor kurtardık!

Annemin, gediklimiz Sıdıka- nunm beti benzi kül. Arnavut olduğu dilinden anlaşılan uşak, gûya telâşlarını yatıştırıyor:

— Velâçin efendim alışırlar­ sa, şeker, yemek, pirzola kemiği atarsanız kuzu cibi olurlar. Mı­ sırlı Prens X *111 yadican olduk­

ları sebebiyle bizim efendi bun­

ları besler, canı cibi sever. Pek korkuyorsanız söyleyin ona, bir kaç ay çifliğe Göndersin!

Mahçupluğundan renkten renge giren hısımımız hanım, lâfa karıştı:

— Sahi çifliğe yollasın; e v ­ velki yaz da kiracıların şikâye­ ti üzerine, böyle yapmıştı!

Yüreklere su serpildi. Köşkü gezdik, muvafık bulduk. Dört beş odası, geniş iki salonu, bal­ konları, taraçası var. Bina da­ racık sokakta, gel gelelim yan pencerelerinden Kanlıca sahil­ lerini, tepelerini mükemmel seyret.

Annem, bîrden atıldı:

Yazan:

[Sermet U t a r ALUS

— Aaaa, dur bakayım, bura­ sını bileceğim. Eski ahbabımız ve Göztepe komşumuş Mekâtibi askeriye müfettişi İsmail Paşa, Adliyeli meşhur Ali Şahbaz e- fendinin Emirgândaki yalısını aldıktan sonra bahçeye selâm­ lık dairesi yaptırmıştı. O köşk galiba?

Tâ kendisi imiş. Mülklerin bu günkü sahibi Arnavut Bekir e- fendinin kim idüğünü de söyli- yeyim: Delikanlılığında korucu sıfatiyle, esbak Hıdiv İsmail Pa­ şanın kapısına sığınmış; paşa­ nın kızı Prenses Fatma hanfen- dinin de emektarlarından. Pa­ ra tutup kalantorlaşmış. Meş­ rutiyette o yalıyı maa müştemi­ lât satın almış.

Köpekleri çifliğe göndereceği va’di üzerinde köşkü ayda 25 li­ raya kiraladık, haftası geçme­ den taşındık. Kıt mirler görün­ müyor; bahçede sere serpe do­ laşıyor, setlere çıkıp iniyor, ak­ şamlan deniz kenarında gezini­ yor, kamışla izmarit, istavrit tutarak avunuyoruz. Çınarlı kahvenin çayı o zaman da em­ salsiz; namlı dondurmacı Salih ustanın oğlu burun dibinde. Er­ kenden bakkal öte beriyi, ka- yıkiı zerzevatçılar sebzeyi, su­ cular Çubuklu suyunu, balıkçı­ lar taze taae balıktan ayağımı­ za getiriyor. Hulâsa rahatımız yerinde, keyfimiz keyif...

* * •

Eve eni konu ısındık. Bir sa­

bah en üst sete çıkmıştım. Bo­ ğazı kuşbakışı temaşaya vara­ cağım. küçük bir kulübe gözü­ me ilişti. İçinde, zincirle bağlı mahut iki köpek.

İsimleri hatırımda kalmış. (Kastor, Hektor!) diye seslen­ dim. Kuyruklarını salladılar. Kuyruk sallayış memnunlukla­ rına alâmet ya, yaklaştım.

İki-defiL Danimarka emsinden, koskocaman, dana kadar başlı, ufak kulaklı, fmdıkî ile beyaz karışık kısa ttiylü; Öteki kahve renglyîe sarı alacalı, kıvırcık tüylü, bildiğimiz Set ter. Ayrı ayrı çağırarak isimlerini de öğ­ rendim. Danuası Kastormuş. Gizli gizli boyuna sete seğirti­ yor; sofra artıklarını, et kemik­ lerini köpeklerin önüne koyu­ yor, Kastor ve Hektarla dostlu­ ğu arttırıyorum. Bizimkiler sor- gudalar:

— İkide bir nereye sıvışı­ yorsun allaseıı?

Artık saklıyamadım; annem çileden çıktı:

— Sahi mi söylüyorsun? Ca­ navarlar hâlâ burada ha. Zih­ nimi oynatırım billâhi!

Ardından bana papara: — Onlara güvenilir mi? Du­ rup dururken saldırır, adamı paramparça ederler. Akimı mı bozdun sen?

— Üstün cinste köpeklere ba­ yıldığımı bilirsiniz. Yemek kı­ rıntıları vere vere ikisini de kendime alıştırdım; ellerimi, iskarpinlerimi yalıyorlar. Size de çabucak alışacaklarına hiç şüphe etmeyin! diyerek valide­ yi yumuşattım.

Günün birinde zincirlerini çözdüm, ortalıkta dört dönme­ ğe koyuldular. Yatak .odamın balkonunda beni görür görmez neşeli neşeli havlıyorlar; duvar­ lara, ağaçlara tırmanarak yu­ karıya çıkmağa çırpınıyorlar.

Bekir efendinin yeğeni ava meraklı; Hektoru alıp Çekme­ ceye götürdü. Kastor yanımız­ dan ayrılmaz da ayrılmaz. Hat­ tâ ev içinde bile köşeye büzü­ lür. gözleri bizde Bahçeye in­ dik mi haydi arkamızdan, gez­ meğe gittik mi sokak kapısında bekler.

Vakta ki havalar serinleyince İstanbul» göç ettik. Kastoru bir türlü unutamıyorum. Ne hisli, ne sadık mahlûktu. Acaba bizi arıyor mu?

Ertesi yaz Keieü köyüne ta ­ şındık. Gidip gelirken, vapur

Emirgana yanaştı ma derhal Kastor aklıma geliyor: Yine o - rada mı? Sağ mı. öldü mü yok­ sa? Şeytan diyor ki in iskeleye, yalıya uğra: sor, öğren, teurtui!

O sıralar, Emirgânlı akraba hanım K efeli köyüne damladı. İlk sualim şu oldu:

— Kastor duruyor mu teyze! Hatun anlattı:

Biz gittikten sonra hayvan­ cağız yememiş, içmemiş. K öş­ kün etrafında, gözleri pencere­ lerde, Tanrının günü akşama kadar mütemadiyen çarh çe­ virmiş. Geceleri sabaha kadar acı acı, firaklı firaklı ulumuş. sinde de ne yaltaklanma. Çeki- 1 Baytara göstermişler; baytar

ne çekine tepelerini, boyunla- j

rını kaşırken elimi yalamağa başladılar. Tanışıklığı arttırmak gerek; eve koşarak bir avuç kesme şeker alıp geldim; lâhza­ da yuttular.

Kıtmirlerin biri o âna kadar

(Verem olmuş!) teşhisini kon­ durarak kutu kutu haplar, şişe şişe şuruplar vermiş. İlâçları yutturmuşlar, içirmişler, fayda­ sız.

Nihayet karakış sonu, köşk kapısmın eşiğinde, bir deri bir İstanbuida rasladıklarımdan kemik ölüsünü bulmuşlar..

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

藥學科技影片心得 系級:藥三 A 學號:B303097100 姓名:林亞欣 在《21

We find firstly a new duality transformation which leave invariant the field equations, while the non-minimal part of the Lagrangian changes sign under that transformation, and

[r]

cinnamophilin (10 µM) 並無法抑制 cytochrome c 或 Smac 由粒線體中 釋放到細胞質中,更進一步,cinnamophilin 並不影響 ox-LDL 所引起的粒線

METHODS: To compare ultrasound images produced with the conventional hand-held transducer-skin coupling scanning technique with the CST, we studied five participants with no

Y›ld›z›n süpernova patlamas›ndan önceki dönme h›z› öylesine yüksek ki, patlamadan sonra oluflan nötron y›ld›z›n›n içindeki iletken s›v› madde, 1 katrilyon

5.1. Ömer el- KaĢgârî Hanefî âlimlerindendir. Siğnâkî‟den fıkıh dersi almıĢ, DımaĢk‟e gitmiĢ, burada ġibliyye Medresesinde görev yapmıĢtır. Daha

2 siz ve onlar “Romantik Bir Viyana Yazı” eseriyle Aydın Doğan Roman Ödülü’nü kazanan Adalet Ağaoğlu, koltuk değnekleriyle geldiği törende “Uğradığım