• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G‹R‹fi

Ak›l hastalar› ve hastal›k-lar› tarih boyunca toplumun ilgi konusu olmufltur. Bu ilgi bafllang›çtan bu yana a¤›rl›kl› olarak olumsuz tutumlarla kendini göstermifltir (Shaw 1998). Ak›l hastal›klardan “fiizofreni” halk aras›nda da en çok bilinen hastal›klardan birisidir ve en çok olumsuz tutumlara neden olan psiki-yatrik hastal›k oldu¤u söyle-nebilir. fiizofreni hasta aç›-s›ndan önemli kay›plara ne-den olur (Ceylan 1997). Ruh hastal›klar› korkulacak bir durum gibi alg›land›¤› için hastalar d›fllanabilmekte ve hastal›k konusundaki bilgi eksikli¤i bu tutumlar› daha da olumsuz k›lmaktad›r.

Do¤unun flifahâneleri bir yana Ortaça¤, flizofreni hasta-lar› için, içlerindeki fleytanla-r› ç›karmak üzere iflkence gördükleri hatta yak›ld›klar› bir karanl›k ça¤ olmufltur. Bin dokuz yüz ellili y›llara ka-dar flizofreni hastalar› en iyi ihtimalle binlerce yatakl› hastanelerde toplumun geri kalan›ndan izole bir flekilde bak›m ald›lar. Bu tarihlerde psikofarmakolojik tedavile-rin geliflmesiyle flizofreni hastalar›n›n büyük oranda semptomlar›ndan ar›nd›r›la-rak topluma kazand›r›lmaya bafllam›flt›r. Böylelikle haslar depo hastânelerden ta-burcu olabilmifl ve bu ilaçlar

H

H

fiule Özyi¤it*, Haluk A. Savafl**, Mehmet Akif Ersoy***, Selda Yüce*, Hamdi Tutkun**, Gülümser Sertbafl****

ATTITUDES OF NURSES AND NURSING SCHOOL STUDENTS TOWARD SCHIZOPHREN‹C PATIENTS

ABSTRACT

Objective:The aim of this study was to determine the attitudes and level of knowledge of the nurses towards schizophrenia, and to evaluate the effects of training and working status. Method: Hundred and three staff nurses working in a university hospital and 84 first and fo-urth grade nursing school students enrolled into this study. Attitudes are explored by 32 items of the scale developed by the Association of Psychiatric Research and Education Cen-ter.

Results: Eighty five percent of those enrolled, stated that schizophrenia is not contagious, 57.1% stated that it is not congenital, 52.4% stated schizophrenia in the case example pre-sented to them resulted from personality problems. Even nurses currently in practice,

tho-* Yüksek Lisans Ö¤rencisi, Gaziantep Üniversitesi Sa¤l›k Yüksek Okulu Psikiyatri Hemflireli¤i ABD ** Doç. Dr., Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri ABD

*** Uzm. Dr., Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri ABD

****Yrd. Doç. Dr., Gaziantep Üniversitesi Sa¤l›k Yüksek Okulu Psikiyatri Hemflireli¤i ABD

Doç. Dr. Haluk A. Savafl Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri ABD 27000 Gaziantep Tel: 0342 336 54 00 Dahili:369 E-Posta: haluksavas@hotmail.com

E

EM

Mfi

fi‹‹R

RE

EL

LE

ER

R‹‹N

N V

VE

E H

HE

EM

Mfi

fi‹‹R

RE

EL

L‹‹K

K

Ö

Ö⁄

⁄R

RE

EN

NC

C‹‹L

LE

ER

R‹‹N

N fi

fi‹‹Z

ZO

OF

FR

RE

EN

N‹‹Y

YE

E ‹‹L

L‹‹fi

fiK

K‹‹N

N

T

TU

UT

TU

UM

ML

LA

AR

RII

ÖZET

Amaç: Bu çal›flman›n amac› hemflirelerin flizofreni hakk›ndaki tutumlar›n›n, bilgi düzeyinin, e¤itimin ve çal›flma durumunun tutumlar üzerindeki etkisinin saptanmas›d›r.

Yöntem: Araflt›rmaya, Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Hastânesi’nde çal›flan hemflire-lerden 103 ve Sa¤l›k Yüksekokulu Hemflirelik bölümü, 1. ve 4. s›n›f ö¤rencilerinden 84 kifli al›nm›flt›r. Psikiyatrik Araflt›rmalar ve E¤itim Merkezi taraf›ndan gelifltirilen anket formunun flizofreni alt bölümü kullan›larak tutumlar ölçülmüfltür.

Bulgular: Deneklerin %85’i flizofreninin bulafl›c› olmad›¤›n›, %57.1’i do¤ufltan gelen bir has-tal›k olmad›¤›n›, %52.4’ü araflt›rmada sunulan olgunun durumunun kiflilik yap›s›n›n zay›fl›-¤›ndan kaynakland›¤›n› bildirmifllerdir. Hemflire olarak çal›flmakta olanlar bile %43.6 oran›n-da, olgu örne¤indeki durumun kiflilik yap›s›n›n zay›fl›¤›ndan kaynakland›¤›n› ifade etmifller-dir. Deneklerin flizofrenik bir komflusu olmas›ndan rahats›zl›k duyaca¤› (%52.9), flizofrenik biriyle çal›flmak istemedi¤i (%61.5) ve evlenmek istemedikleri (%82.4) ortaya ç›km›flt›r. Yafl-ça daha büyük olma, evli olma, psikiyatrik hastal›kla yak›n çevresinde tan›fl›k olma, Yafl-çal›fl›yor olma olumlu tutumlarla anlaml› düzeyde (p<0,05) iliflkilidir.

Tart›flma: Deneklere sunulan olgu öyküsünün ruhsal bir hastal›k (%96.8), ve özel olarak da flizofreni olarak yüksek oranlarda tan›mlanmas› (%89.8) bu çal›flmada ele al›nan örneklem grubunun büyük bir bölümünün flizofreniyi yeterince tan›d›¤› ve tan›mlad›¤›n› göstermekte-dir. Bununla birlikte en fazla kiflisel yak›nl›k gerektiren evlenme, birlikte çal›flma gibi durum-larda belirgin olmak üzere, deneklerin flizofreni hastalar›na karfl› reddedici tutum içinde ol-duklar› bulunmufltur.

Sonuç: Araflt›rmam›z flizofreni hastas› ile do¤rudan deneyim sahibi olman›n kabullenmeye yol açt›¤›n›, e¤itim düzeyi artt›kça hastal›klara yönelik bilginin de artt›¤›n› ortaya koymakta-d›r. E¤itime ra¤men flizofreni hastalar›na iliflkin sosyal mesafe ve reddetme konusunda, ge-nel olarak olumsuz tutumlar bask›nd›r. Sonuç olarak hemflirelik e¤itiminde flizofrenik bozuk-lu¤un etiolojisine ve sosyal sonuçlar›na dair bilgi eksi¤inin giderilmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: flizofrenik bozukluk, tutum, damgalama, hemflire e¤itimi

(2)

sayesinde tedavilerine hastane d›fl›nda devam edebil-mifllerdir (Gö¤üfl 1998). A¤›r psikiyatri hastalar›n›n toplumla iç içe yaflamaya bafllamas›n›n bir sonucu olarak, ak›l hastal›klar›n›n sâdece bireyi dikkate ala-rak çözümlenemeyece¤i, toplumun da etkili olaca¤› görüflü gittikçe yayg›nlaflm›flt›r (Özbek 1971).

Bir toplumda s›k görülen tutumlar psikiyatrik hastal›klar›n alg›lanmas›n› ve baz› durumlarda hasta-l›¤›n klinik görünümlerini bile etkileyebilir. Gelenek-sel kültürlerde hastal›klar ço¤u zaman tanr›n›n veya fleytan›n bir vergisi olarak kabûl edilip, daha çok ye-rel flifâc›lara gidilmektedir. Modern bir toplumda bi-le gebi-leneksel kültürbi-lerden gebi-lenbi-ler bu düflünce biçi-mini muhafaza edebilmektedir. Bugün ça¤dafl psiko-terapi yaklafl›mlar›n›n temelinde ruh hastalar›n›n kendilerine yönelik tutumlara karfl› duyarl› olduklar› ve bunlardan etkilendikleri hipotezi yatmaktad›r. Dolay›s›yla ak›l hastalar›n›n toplumla yeniden bütün-leflmesi, ona uyum sa¤lamas› amaçlan›yorsa bu ama-ca hastan›n, genelde halk›n özel olarak hasta yak›nla-r›n›n, psikiyatri alan›nda çal›flanlar›n ruh hastalar›na karfl› tutumundan etkileniflini dikkate alarak ulafl›la-bilir (Ar›kan 1986).

Ruh sa¤l›¤› aç›s›ndan insan›n toplum içinde de ele al›nmas›, toplumda hasta bireye yönelik tutum ve davran›fllar›n önemini gündeme getirmektedir. Olumlu tutum hastalar› rahatlat›c›, toplumla bütün-lefltirici, tedaviye kat›l›mlar›n› kolaylaflt›r›c› rol oyna-maktad›r. Buna karfl›l›k olumsuz tutumlar, hasta ile toplum aras›ndaki uçurumun daha da artmas›na, has-tan›n toplumsal iliflkilerden iyice kopmas›na ve bun-lara ba¤l› obun-larak tedaviye direnç gelifltirilmesine ne-den olmaktad›r (Ar›kan 1986). Tutum araflt›rmalar› hem bu tutumlar›n daha da ayr›nt›l› irdelenmesi hem de olumlu yönde de¤ifltirilebilmeleri aç›s›ndan ge-reklidir. Ruhsal bozuklu¤u olanlara iliflkin olumsuz tutumlar›n azalmas›n›n, bu hastalar›n ve âilelerinin ac› ve kay›plar›n›n azalt›lmas› ve onlar›n toplumla bütünleflmeleri yönünde olumlu katk›lar› olabilecek-tir (Küey 1995).

Ruh sa¤l›¤›nda belirgin bozuklu¤u olan insanlar,

toplum içerisinde ço¤unlukla farkl› olduklar›n›, konuflma ve hareketleri ile ortaya ko-yarken, bu farkl›l›k toplumda onlarla ilgili bâz› tutumlar›n oluflmas›na neden olmufltur. Tarihin her döneminde ko-nuflmalar›na, düflüncelerine ve hareketlerine bir anlam ve-rilemeyen bu insanlar›n çev-releri için tehlikeli ve zararl› olacaklar› olumsuz düflüncesi ile hareket edilmifltir. Ak›l hastal›klar›; adam öldürme, intihar, cinsel sald›r› gibi top-lum normlar›ndan afl›r› sap-ma gösteren örneklerle bir-lefltirilmifl, bundan ötürü halkta, ruhsal bozukluklar›n daima toplum d›fl› ve tehlikeli davran›fllara yol açt›¤› inanc› yerleflmifltir (Geçtan 1993). Ak›l hastal›klar› aras›nda toplumda en yayg›n bilineni olan flizofreni de bu olumsuz bilgi ve tutumlara en çok maruz kalan hastal›klardand›r.

Wollf ve arkadafllar› bilgi eksikli¤inin ak›l hastal›k-lar›na karfl› negatif tutum gelifltirilmesinde etkili oldu-¤unu ve özellikle yafll› bireylerde bu bilgi eksikli¤inin daha fazla oldu¤unu saptam›fllard›r (1996). Ülkemizde yap›lan çal›flmalara bakt›¤›m›zda karfl›laflt›¤›m›z ilk tu-tum araflt›rmas› Yusuf Savafl›r’›n çal›flmas›d›r: Anka-ra’n›n Nall›han ilçesinin bir köyü ile Çankaya ilçesinde oturan 150 âile ile yürüttü¤ü bu çal›flmas›nda; köy ve kent aras›nda anlaml› bir fark olmad›¤›n› ve psikiyat-rik hastal›klar›n halk taraf›ndan bilinmedi¤ini sapta-m›flt›r (1969). Sunman ve Savafl›r âile içerisinde reisler ve efllerin tutumlar›n› karfl›laflt›rm›fllar; kad›nlar ve er-kekler aras›nda bir fark bulamam›fllard›r. ‹ki grubun da ak›l hastal›klar› hakk›ndaki bilgilerinin yetersiz ol-du¤u saptan›rken, ayr›ca kad›nlarda ak›l hastal›klar›n› dinsel ve do¤a d›fl› sebeplerle aç›klama tutumunun da-ha yüksek oldu¤unu saptam›fllard›r (Sunman ve Sava-fl›r 1969). ‹stanbul’da yap›lan bir çal›flmada; sosyo-eko-nomik düzey ve e¤itimin artt›kça psikiyatrik hastal›kla-ra yönelik bilginin artt›¤›n› ve tutumlar›n daha olumlu hale geldi¤ini saptanm›flt›r (Bayülkem ve ark. 1970). Gürgen ve arkadafllar› Erzurum’da yapt›klar› çal›flmala-r›nda yüksek ö¤renimlilerin ilkokul mezunlar›na göre daha iyimser tutum içinde olduklar›n› saptam›fllard›r (1977). Kayseri’de yap›lan bir dizi araflt›rmada, psiki-yatrik tablolar hakk›nda yeterli bilgiye sahip olunma-d›¤›, psikiyatrik hastalar›n tedavisi konusunda gençle-rin, ö¤renim ve gelir durumu yüksek olanlar›n daha olumlu tutumlar gösterdikleri bulunmufltur (Dündar 1993), (Dündar ve ark. 1994), (Dündar ve ark. 1995). Karanc› ve Kökdemir, olumsuz duygular ve özbak›m ile ilgili sorunlar›n ak›l hastalar›ndan en çok beklenen davran›fllar oldu¤u, sald›rganl›¤›n ise en fazla rahats›z-l›k veren davran›fl oldu¤unu saptam›fllard›r (1995).

fiizofreni hastalar›na yönelik önyarg›lar›n

pratis-ught 43.6% that personality problems play role in etiology. It emerged that, 52.9% of sub-jects would feel discomfort having a schizophrenic neighbor; 61.5% do not want to be wor-king with a schizophrenic patient in the same office; 82.4% said they would not marry with a schizophrenic patient. Older age, being married, being acquainted with a mentally ill in per-sonal life, being employed are factors related with the positive attitudes, at statistically me-aningful level.

Discussion: Case example of this study has been mostly recognized correctly as a disor-der (96.8%) and specifically as schizophrenia (89.8%), showing that schizophrenia symp-toms are mostly known and recognized in our sample group. On the other hand, situations which require personal closeness such as marriage, working together are subject to more refusal and excommunication.

Conclusion: This study concludes that personal experience with schizophrenic patient le-ads to acceptance of patients; more is the level of education the more is the knowledge abo-ut schizophrenia. However, in spite of education, rejection of schizophrenic patient is still common attitude. Thus, education of nursing students and staff requires more about schi-zophrenia’s etiology and social outcomes.

(3)

yen hekimler baflta olmak üzere psikiyatri d›fl›ndaki hekimler aras›nda da yayg›n oldu¤u, hekimlerin mu-ayene ya da tedavi ettikleri kiflinin flizofreni hastas› olmas›n›n mesleki uygulamalar›n etkilemeyece¤ini bildirmekle birlikte; komfluluk, sosyal iliflkiler gibi alanlarda ve hastay› potansiyel tehlike gibi görme ko-nusunda ciddi sorunlar oldu¤u görülmüfltür (Üçok ve ark. 2001). Yine ülkemizde yap›lan bir di¤er çal›fl-mada pratisyen hekimlerin büyük ço¤unlu¤unun fli-zofreniyi ruhsal bir zay›fl›k hali olarak gördü¤ü ve %80’inin flizofreninin tam olarak düzelmedi¤ine inand›¤›, üçte birden fazlas›n›n flizofreninin sosyal sorunlar nedeniyle ortaya ç›kt›¤›n› ve %26’s›n›n fli-zofreninin iyileflmesi için sosyal sorunlar›n çözülme-si gerekti¤ini düflündü¤ü bildirilmektedir (Aker ve ark. 2002). Harran Üniversitesi T›p Fakültesi ö¤renci-lerinde yap›lan bir araflt›rmada t›p e¤itiminde psiki-yatri staj›n›n tutumlar üzerinde olumlu oldu¤u kadar olumsuz sonuçlar› da olabilece¤i, bu nedenle e¤itim-de yap›lmas› gereken e¤itim-de¤ifliklikler oldu¤u vurgulan-m›flt›r (Yan›k ve ark. 2003).

Düflük sosyal s›n›f veya düflük sosyo-ekonomik düzey, ruhsal hastal›klar›n tan›nmas›n›, hastalara ko-nulan sosyal mesafeyi, etiketleme davran›fl›n›, ruhsal hastal›klarla ilgili etiolojik inançlar›, bu dalda sa¤l›k hizmeti veren kiflilere iliflkin tutumlar›, tedavi için baflvuru ve tedavi seçeneklerini olumsuz yönde etki-lemektedir (Arkar ve Eker 1996), (Bhugra 1989 Sa¤-duyu ve ark. 2001 Flaskerud ve Kviz 1983). Ruhsal hastal›¤› olan bir kifli ile do¤rudan deneyim sahibi ol-man›n onu kabullenmeye ya da reddetmeye yol aça-bilece¤i pek çok çal›flmada belirtilmifltir (Arkar 1992). Hastalarla temas sonras› olumsuz tutumlarda depresyon için belirgin bir azalma, flizofreni için ise art›fl oldu¤u saptanm›flt›r (Crips ve ark. 2000). Arkar, do¤rudan deneyim sahibi olman›n daha gerçekçi tu-tumlara yol açt›¤› ve bu tutumlar›n daha fazla de¤ifl-mesinin olas› olmad›¤›n› ileri sürmektedir (1992).

Psikiyatrik tedavi giderek daha çok bir ekip çal›fl-mas› içinde yürütülmeye bafllanm›flt›r (Ar›kan 1996). Ekip çal›flmas›nda istenilen sonucun al›nabilmesi için ekip üyelerinin baz› niteliklere sahip olmas› ge-rekmektedir. Hatal›klara karfl› olumlu tutumlar ve bilgi düzeyi de bu nitelikler aras›ndad›r. Bu nedenle tedavi ekibinde yer alacaklar›n konuya iliflkin tutum-lar› önemlidir. Di¤er taraftan sa¤l›k çal›flantutum-lar› da olumsuz tutumlardan muaf de¤illerdir. fiizofreni hak-k›ndaki tutumlar›n ve bilgi düzeyinin saptanmas›n›n, hemflirelerin hastal›k hakk›ndaki eksik bilgi ve olum-suz tutumlar›n ortaya konmas›nda ve varsa eksiklerin giderilmesinde önemli bir ilk ad›m olaca¤› düflünül-müfltür. Bu nedenle araflt›rma, Gaziantep Üniversite-si T›p FakülteÜniversite-si HastâneÜniversite-si çal›flan hemflireleri ve Gazi-antep Üniversitesi Sa¤l›k Yüksekokulu Hemflirelik Bölümü ö¤rencilerinin hastal›kla ilgili tutum ve bilgi-lerinin tan›mlanmas› ve iliflkili olabilecek etmenlerin saptanmas› amac›yla yap›lm›flt›r.

GEREÇ ve YÖNTEM

Bu araflt›rmada, flizofreniye iliflkin tutumlar›n›n ve bilgilerinin belirlenmesi amac›yla, Gaziantep Üni-versitesi T›p Fakültesi Hastanesinde çal›flan hemflire-ler ve Gaziantep Üniversitesi Sa¤l›k Yüksekokulu Hemflirelik bölümü, 1. ve 4. s›n›f ö¤rencilerinden oluflan araflt›rma evreni kullan›lm›flt›r. Üniversite-nin bulundu¤u Gaziantep, sanayiÜniversite-nin ileri düzeyde oldu¤u, kültürel anlamda her geçen gün de¤iflme kaydeden, Güneydo¤u Bölgesi’nin en geliflmifl ve nüfusu en fazla olan kentidir. Bölgenin do¤al bir ca-zibe merkezidir. Bu nedenle de h›zl› nüfus hareket-lerine sahne olmaktad›r. Ö¤renci olarak flehir d›fl›n-dan gelenlerin önemli bir k›sm› Siirt, Ad›yaman, fianl›urfa, Kahramanmarafl, Malatya gibi, kentin göç ald›¤› illerden gelmektedirler.

Çal›flmaya Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi çal›flan hemflirelerinden 103 kifli ve Sa¤l›k Yüksekokulu Hemflirelik Bölümü ö¤rencilerinden 1. ve 4. s›n›flar olmak üzere 84 kifli al›nm›flt›r. Çal›fl-maya kat›lmay› kabul eden deneklere sorular›n hep-sine cevap verip vermeme konusunda serbest ol-duklar› aç›klanm›flt›r. Araflt›rman›n yap›ld›¤› ku-rumlardan izin al›nd›ktan sonra, deneklere araflt›r-mac› taraf›ndan ziyaret yap›larak, araflt›rman›n ama-c› ile ve anketlerle ilgili bilgi verilmifltir. Anket formlar› yüz yüze görüflme yap›larak doldurulmufl-tur. Koflullar› karfl›layan 187 kiflinin verileri çal›flma-da kullan›lm›flt›r.

Veriler araflt›rmac› taraf›ndan haz›rlanan anket formu kullan›larak toplanm›flt›r. Psikiyatrik Araflt›r-malar ve E¤itim Merkezi (PAREM) taraf›ndan planla-narak yürütülen “Ruhsal Hastal›klar ile ‹lgili Halk›n Tutum Araflt›rmas›” projesinde (RUTUP) kullan›lan, PAREM araflt›rmac›lar› taraf›ndan (Sa¤duyu ve ark. 2001) gelifltirilen anket formunun 32 maddelik fli-zofreni alt bölümü kullan›lm›flt›r. Ankette demogra-fik ve sa¤l›k bilgileri ile ilgili 10, flizofreni ile ilgili 32 soru bulunmaktad›r. Anket formunun flizofreni k›s-m› iki ana bölümden oluflmaktad›r. Birinci bölümde DSM-IV’te (Amerikan Psikiyatri Birli¤i, 1994) tan›m-lad›¤› flekliyle paranoid tip flizofrenide görülen be-lirtilerin bulundu¤u bir olgu örne¤i sunulmufl, de-neklerin bu olgu ile ilgili 6 soruyu yan›tlamalar› is-tenmifltir; ‹kinci bölümde verilen 26 soru ile flizofre-ni ile ilgili tutumlar araflt›r›lm›flt›r.

De¤erlendirmede SPSS 10.0 paket istatistik prog-ram›n›n basit da¤›l›m, s›kl›k, ki-kare ve anlaml›l›klar için Pearson ve Fischer Exact testleri kullan›lm›flt›r. ‹statistikler yap›l›rken “Kat›l›yorum” ve “K›smen ka-t›l›yorum” seçenekleri “Kaka-t›l›yorum” ve “Kat›lm›yo-rum” ve “K›smen kat›lm›yo“Kat›lm›yo-rum” seçenekleri “Kat›l-m›yorum” bafll›klar› alt›nda birlefltirilmifl ve “Fikrim yok” seçene¤i de istatistik d›fl› b›rak›lm›flt›r. Böylece daha kutupsal ve dikotomik bir veri ifllemlemesi mümkün olmufltur.

(4)

BULGULAR

Örneklemi oluflturan 187 dene¤in yafl ortalamas› 23.76 [min=17, max=44] bulunmufltur. Deneklerin %73.4’ü hiç evlenmemifl olup, %55.1’ini çal›flan hem-flireler, %44.9’unu da ö¤renci hemflireler oluflturmufl-tur. Deneklerin %61’i lise mezunudur ve %94.7’sinin ruhsal hastal›kla tan›fl›kl›¤› yoktur. Deneklerin akra-balar›nda da %71.3 oran›nda ruhsal hastal›kla tan›fl›k-l›k yoktur.

Tan›mlanan olgu örne¤i için deneklerin %96.8’i ruhsal bir hastal›k oldu¤unu belirtmifltir. fiizofreniyi bir hastal›k olarak görenlerin oran› %89.8, bir ak›l hastal›¤› olarak görenlerin oran› %67.9 olarak bulun-mufltur. Deneklerin flizofreninin etiyolojisine bak›fl-lar› de¤erlendirildi¤inde, flizofreninin bulafl›c› olma-d›¤›n› savunanlar %85.0 oran›ndayken, flizofreninin do¤ufltan gelen bir hastal›k olmad›¤›n› düflünenlerin oran› %57.1 olarak bulunmufltur. Olgu örne¤inin bu durumunun kiflilik yap›s›n›n zay›fl›¤›ndan kaynak-land›¤›n› düflünenler “kat›l›yorum” ve “k›smen kat›l›-yorum” yan›tlar› beraber al›nd›¤›nda %52.4 oran›n-dad›r. fiizofreninin sosyal sorunlar nedeniyle ortaya ç›kt›¤›n› düflünenlerin oran› ise %43.9 olarak bulun-mufltur.

Olgu öyküsü için önerilen tedavi seçeneklerine verilen yan›tlarda, öncelikle doktora baflvurmak ge-rekti¤ini belirtenlerin oran› %87.7, gidilecek dokto-run da ruh sa¤l›¤› ve hastal›klar› doktoru olmas› ge-rekti¤ini söyleyenlerin oran› %97.3 olarak bulunmufl-tur. Deneklere “flizofreni geçirdiklerinde” öncelikle ne yapacaklar› soruldu¤unda verilen “doktora gide-rim” yan›t›n›n %99.4 oran›nda, önce hangi doktora baflvuracaklar› soruldu¤unda da ruh sa¤l›¤› ve hasta-l›klar› doktoru yan›t›n›n %98.9 oran›nda oldu¤u gö-rülmüfltür. Deneklerin ilk seçimi doktora ve doktor-lardan da psikiyatra baflvurudur. Deneklerin flizofre-ni tedavisine bak›fl özellikleri de¤erlendirmifl, %85.9 oran›nda flizofreninin tedavi edilebilen bir durum ol-du¤u belirtilmifltir.

fiizofreni hastas›na yaklafl›m ve sosyal iliflki kurma özelliklerine bak›ld›¤›nda, deneklerin %52.9’u flizof-reni hastas› bir komflusunun olmas›ndan rahats›zl›k duyaca¤›n›, %61.5’i bir flizofreni hastas›yla birlikte ça-l›flmak istemedi¤ini, %82.4’ü de flizofreni hastas›yla evlenemeyeceklerini belirtmifllerdir.

Medeni durum, yak›nlar›nda ruhsal hastal›k öykü-sü olmas›, çal›flma durumu, ö¤renciyse kaç›nc› s›n›f-ta oldu¤u, yafl gibi etmenlerin hass›n›f-tal›¤a, etiolojisine ve tedavisine iliflkin düflünceleriyle olan iliflkisine ba-k›ld›¤›nda, sosyo-demografik verilerin tutumlarda çeflitli flekillerde iliflkili oldu¤u bulunmufltur:

36-45 yafl grubu (%83.3), 18-25 (%47.8) ve 26-35 (%79.5) yafl gruplar›na göre daha yüksek oranda ol-gunun durumunun sosyal sorunlardan kaynaklanma-d›¤›n› belirtmifllerdir (p=0.00044). Yine ayn› yafl gru-bu (36-45) daha yüksek oranda flizofreni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ba¤›ml›l›k yapt›¤›n› (%100)

(18-25 yafl grubunda %77.2; 26-35 yafl grubunda %95.5) (p=0.01) ve ilâçlar›n yan etkileri oldu¤unu di¤er gruplara oranla daha yüksek oranlarda (%100) ifâde etmifllerdir (18-25 yafl grubunda %78.7; 26-35 yafl grubunda %93.2) (p=0.047).

Medenî duruma göre de¤erlendirme yap›ld›¤›nda evli denekler (%80) olgu örne¤inin durumunun sos-yal sorunlardan kaynaklanmad›¤›n› belirtmifller; evli olmayanlarda ise bu oran daha düflüktür (%48) (p=0.00076). Evli olanlar›n çok büyük bir bölümü (%95.1) flizofreni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ba-¤›ml›l›k yapt›¤›n› ifâde etmifllerdir. Bu oran evli ol-mayanlarda daha düflük bulunmufltur (%77.3) (p=0.035).

Yak›nlar›nda ruhsal hastal›k görülmüfl olan de-nekler (%100) yak›nlar›nda hastal›k görülmemifl olanlara (%88.5) göre daha yüksek oranda; flizofrenik bir kifli ile evlenebileceklerini ifâde etmifllerdir (p=0.033).

Çal›flma durumu ve ö¤renci olma durumu karfl›-laflt›r›ld›¤›nda ise ö¤renci olanlar (%66.7) çal›flanlara göre (%43.6) daha yüksek bir oranda olgu örne¤in-deki durumun kiflilik yap›s›n›n zay›fl›¤›ndan kaynak-land›¤›n› ifâde etmifllerdir (p=0.002). Çal›flanlar›n %72.3’ü ö¤rencilerin ise %37.3’ü bu durumun sosyal sorunlardan kaynaklanmad›¤›n› belirtmifllerdir (p=0.000). Çal›flan hemflireler ö¤renci olanlarla karfl›-laflt›r›ld›¤›nda daha yüksek oranda, flizofrenik biriyle evlenebileceklerini (%99-%83.0) (p=0.000), beraber çal›flabileceklerini (%98.1-%91.7) (p=0.042), flizofre-nik komflular›n›n olmas›n›n onlar› rahats›z etmeye-ce¤ini (%97.1-%89.3) (p=0.030), evleri olsa kiraya vermeyeceklerini (%96.1-%88.1) (p=0.038) belirt-mifllerdir. Çal›flanlar, flizofreninin ilâçla (%99-%85.5) (p=0.000) ve psikoterapiyle (%100-%90.8) (p=0.002) tedavi edilebilen bir hastal›k oldu¤unu ayr›ca flizofre-ni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ciddi yan etki (%94.1-%68.4) (p=0.000) ve ba¤›ml›l›k yapt›¤›n› (%94.1-%67.1) (p=0.000) ifâde etmifllerdir.

Ö¤rencilerin s›n›flara göre karfl›laflt›rmas› yap›ld›-¤›nda 1’inci s›n›f ö¤rencileri (%86) 4’üncü s›n›flara göre (%44) olgu örne¤inin durumunu daha çok kifli-lik yap›s›n›n zay›fl›¤›na ba¤lamaktad›r (p<0.05); 1’in-ci s›n›f ö¤ren1’in-cilerinin %89’u ve 4’üncü s›n›f ö¤ren1’in-ci- ö¤renci-lerinin de %100’ü flizofreniyi sosyal sorunlar nede-niyle ortaya ç›kan bir hastal›k olarak yorumlam›fllar-d›r (p<0.05). Yine 4’üncü s›n›f ö¤rencileri flizofrenik biriyle evlenebileceklerini (%92), flizofrenlerin sal-d›rgan oldu¤unu (%97), ilâç tedavisinin ve psikotera-pinin flizofreni tedavisinde etkili oldu¤unu (%100) belirtmifller; ayr›ca flizofreni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ba¤›ml›l›k yapt›¤›n› (%86) ve ciddi yan etki-leri oldu¤unu (%78) ifâde etmifllerdir. Bu konularda 1. s›n›f ö¤rencilerin tutumlar› s›ras›yla flu yüzdelerle gerçekleflmifltir: %76, %80, %71, %81 ve %47.

Deneklerin medenî durumu, yak›nlar›nda ruhsal hastal›k öyküsü, çal›flma durumu, ö¤renciyse kaç›nc› s›n›fta oldu¤u, yafl› gibi etmenlerin hastal›¤›n

(5)

tedavi-sine iliflkin düflünceleriyle olan iliflkitedavi-sine bak›lm›fl ve bu durumdan kurtulmak için olgu örne¤inin ilk se-çene¤inin ne oldu¤u ve hangi doktora gitmesi ge-rekti¤i konusundaki tutumlarda sâdece çal›flan veya ö¤renci olmalar›n›n anlaml› bir farkl›l›¤a yol açt›¤›, bunun d›fl›nda tüm de¤iflkenlerin tutum farkl›l›klar›-na yol açmad›¤› ortaya ç›km›flt›r. Çal›flanlar ö¤renci-lere göre s›ras›yla daha yüksek oranlarda olgu örne-¤inin bu durumdan kurtulmak için öncelikle dokto-ra gitmesi gerekti¤ini (%97, %76), doktorlar içinde de psikiyatra baflvurmas› gerekti¤ini savunmufllard›r (%100, %94).

TARTIfiMA

Bilgilerimize göre, flizofreniye karfl› tutum ve bil-gilenme ile ilgili bir araflt›rma, çal›flan ve ö¤renci hemflirelerde karfl›laflt›rmal› olarak ilk kez yap›lm›fl-t›r. Gaziantep ilinin daha önce belirtilen özellikleri nedeni ile araflt›rman›n bu merkezde yap›lm›fl olma-s› literatüre yeni katk›lar sa¤layabilir.

Olgu öyküsünün ruhsal bir hastal›k (%96.8), fli-zofreninin de bir hastal›k olarak yüksek oranlarda ta-n›mlanmas› (%89.8) bu çal›flmada ele al›nan örnek-lem grubunun büyük bir bölümünün flizofreniyi ye-terince tan›d›¤› ve tan›mlad›¤›n› göstermektedir. Taflk›n ve arkadafllar›n›n (2002) k›rsal bir bölgede yapm›fl oldu¤u yapm›fl oldu¤u benzer çal›flmalar›nda tan›mlanan olgu öyküsünü ruhsal bir hastal›k (%82.2), flizofreniyi bir hastal›k olarak görenlerin oran› (%76.3) çal›flmam›zda oldu¤u gibi oldukça yüksektir. Tutum konusunda yap›lan çal›flmalarda fli-zofreninin büyük oranda tan›nan bir hastal›k oldu¤u bulunmufltur (Özbek 1971), (Arkar 1992), (Arkar ve Eker 1996), (Eker ve Arkar 1997), (Jorm ve ark. 1997b), (Sa¤duyu ve ark. 2001), (Trute ve ark. 1989), (Flaskerud ve Kviz 1983), (Socal ve Holtgra-ves 1992), (Rabkin 1972), (Rahav ve ark. 1984).

Çal›flmam›zda hastal›¤›n etiolojisi için gösterilen ilk neden kiflilik zay›fl›¤›d›r (%52,4). Yap›lan araflt›r-malarda da bu veya benzeri neden (ruhsal/psikolojik zay›fl›k) ilk s›rada gösterilmektedir (Angermeyer ve Matschinger 1999), (Angermeyer ve Matschinger 1994), (Jorm ve ark. 1997c). Sa¤duyu ve arkadafllar›-n›n ‹stanbul’da yapt›klar› bir çal›flmada (2001) de-neklerin %50’ye yak›n› etiyolojide toplumsal sorun-lar› sorumlu tutmufltur. Aker ve arkadaflsorun-lar›n›n yap-t›klar› çal›flmada da (2002) pratisyen hekimlerin üç-te birden fazlas› flizofreninin sosyal sorunlar nede-niyle ortaya ç›kt›¤›n› belirtmifllerdir.

Deneklerin büyük ço¤unlu¤unun flizofreninin tedavi edildi¤ine inand›¤›n› belirtmesi (%85.9), teda-vi önerilerinde ilk seçene¤in hekim, hekim olarak da ilk seçene¤in hem olgu öyküsü, hem de flizofreni için psikiyatri uzman› olmas›, deneklerin çâre arama konusunda do¤ru ve yeterli bilgiye sâhip olduklar›n› düflündürmektedir. Denekler %83 oran›nda flizofre-ninin tedavi edilen bir durum oldu¤unu belirtmifltir. Tedavide ilk seçenek ilâç kullan›lmas› olurken,

psi-koterapi ikinci seçenek olarak görülmüfltür (Taflk›n ve ark. 2002). Son y›llardaki Avrupa, Amerika ve Avustralya çal›flmalar›nda (Angermeyer ve Matschin-ger 1999), (Jorm ve ark. 1997b), (Jorm ve ark. 1997a), (Hillert ve ark. 1999) flizofreni için ilâç teda-visinin olumsuz olarak alg›land›¤›, ilâçlar›n yararl›-dan çok zararl› olarak de¤erlendirildi¤i ve ilk tedavi yöntemi olarak psikoterapinin seçildi¤i, flizofreni için ilâç kullan›m önerisinin %8 oran›nda kald›¤› dü-flünülürse, bu çal›flmada bulunan sonuç oldukça olumludur. Deneklerin kendileri için de hekim bafl-vurusu oranlar› olgu öyküsündeki hekim baflbafl-vurusu oranlar› gibi yüksektir ve yine kendileri için de psi-kiyatri doktoruna baflvuru oran› da yüksek ç›km›flt›r. Taflk›n ve arkadafllar›n›n çal›flmalar›nda (2002), denekler %85.6 gibi yüksek bir oranda flizofrenik bi-riyle evlenemeyeceklerini, %61.5 oran›nda flizofreni hastas› komflusunun olmas›ndan rahats›zl›k duyaca-¤›n› ve %61.1 oran›nda bir flizofreni hastas›yla çal›fla-mayacaklar›n› belirtmifllerdir. Bizim çal›flmam›zda tutumlar› de¤erlendiren maddelere bak›ld›¤›nda Taflk›n ve arkadafllar›n›n çal›flmas›ndaki gibi yüksek oranlarda reddetme söz konusudur. Deneklerin fli-zofrenik bir komflusu olmas›ndan rahats›zl›k duyaca-¤› (%52.9), flizofrenik biriyle çal›flmak istemedi¤i (%61.5) ve flizofrenik biriyle evlenemeyece¤i (%82.4) çal›flmam›zda ortaya ç›kan oranlard›r. Tüm maddeler içinde en olumsuz yaklafl›m “flizofren bi-riyle evlenebilirim” maddesinde görülmüfltür. Bu, daha önce yap›lan birçok çal›flma ile ayn› paralelde bir bulgudur (Bhugra 1989, Hillert ve ark. 1999, Ar-kar 1991, Trute ve ark. 1989, Rabkin 1972).

Denekler en fazla kiflisel yak›nl›k gerektiren du-rumlar için [evlenme, birlikte çal›flma] daha önceki çal›flmalarda oldu¤u gibi en çok reddetme e¤ilimi içindedir (Arkar 1991), (Rahav ve ark. 1984). Ortaya ç›kan oranlar, deneklerin flizofreni hastalarla birey-sel yak›nl›k konusunda daha belirgin olmak üzere reddedici olduklar›n› düflündürmektedir. Ancak, bu çal›flmada (%52.9) Taflk›n ve arkadafllar›n›n (%61.5) çal›flmas›na göre belirgin bir biçimde daha az oran-da “komfluluk yapmak istemem” seçene¤i iflaretlen-mifltir. Bu durum hemflirelik mesle¤inde bulunanla-r›n sa¤l›k alan›nda olmayan bir popülasyona göre nispeten daha az etiketleme e¤ilimi tafl›d›¤› fleklinde yorumlanabilir.

Bu çal›flmada, deneklerin sosyo-demografik özel-liklerine göre, bâz› tutumlar aç›s›ndan farkl›laflt›¤› saptanm›flt›r. Evli denekler, evli olmayanlara göre da-ha yüksek oranlarda olgu öyküsünün durumunun sosyal sorunlardan kaynaklanmad›¤›n› ve flizofreni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ba¤›ml›l›k yapt›¤›n› ifâde etmifllerdir. Yap›lan buna benzer bir çal›flmada her ne kadar evli olanlar›n flizofreniyi tan›ma puan-lar› evli olmayanlara göre daha düflükse de (Sa¤duyu ve ark. 2001) bu çal›flmada bulgular tam tersini gös-termektedir. Bu farkl›l›¤›n bizim çal›flmam›z aç›s›n-dan flöyle bir anlam› bulunmaktad›r. Çal›flmam›zdaki

(6)

evli hemflirelerin önemli bir k›sm› çal›flan hemflire-lerdir. Evli olan deneklerin ço¤unun çal›fl›yor olma-s›, hasta ve hastal›kla tan›fl›kl›¤›n›n daha fazla olmas› düflünülmektedir. Halk genelinde yap›lan çal›flmada (Sa¤duyu ve ark. 2001) evli olmak hastal›kla tan›fl›k-l›k aç›s›ndan herhangi özel bir farkl›tan›fl›k-l›k yaratm›yor olabilir.

Yak›nlar›nda ruhsal hastal›k görülmüfl olan de-nekler flizofrenik bir kifli ile evlenebileceklerini ifâ-de etmifllerdir. Ruhsal hastal›¤› olan bir kifli ile do¤-rudan deneyim sâhibi olman›n onu kabullenmeye yol açabilece¤i pek çok çal›flmada belirtilmifltir. Da-ha önce yap›lan buna benzer araflt›rmalarda oldu¤u gibi ak›l hastalar›n› tan›ma ve hastal›¤› tecrübe etmifl olma tutumlar› olumlu yönde etkilemektedir (Mar-tin ve Romans 1995, Halpert 1965, Jorm ve ark. 1997c, Angermeyer ve Matschinger 1996, Trute ve ark. 1989).

Çal›flmam›zda çal›flma durumu ve ö¤renci olma durumu karfl›laflt›r›ld›¤›nda ö¤renci olanlar çal›flan-lara göre daha yüksek bir oranda olgu örne¤inin du-rumunun kiflilik yap›s›n›n zay›fl›¤›ndan kaynaklan-mad›¤›n› ifade etmifllerdir. Çal›flanlar›n büyük bölü-mü lise ya da ön lisans mezunudur. Ankete kat›lan ö¤renciler ise lisans ö¤rencileridir. Yap›lan araflt›r-malarda oldu¤u gibi e¤itim düzeyi artt›kça hastal›kla-ra yönelik bilgi de artmaktad›r (Bayülkem ve ark. 1970).

Bununla beraber çal›flanlar yüksek oranlarda ol-gu örne¤indeki durumun sosyal sorunlardan kay-naklanmad›¤›n›, flizofren biriyle evlenebileceklerini, beraber çal›flabileceklerini, flizofren komflular›n›n olmas›n›n onlar› rahats›z etmeyece¤ini, evleri olsa kiraya vermeyeceklerini, flizofreninin ilâçla ve psiko-terapiyle tedavi edilebilen bir hastal›k oldu¤unu, ay-r›ca flizofreni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ciddi yan etki ve ba¤›ml›l›k yapt›¤›n› ifâde etmifllerdir. Bu-rada da görüldü¤ü üzere büyük bir olas›l›kla çal›flan-lar›n daha fazla hasta ve hastal›kla tan›fl›kl›¤›n›n ol-mas› bir konu hâriç (ilâçlar›n ba¤›ml›l›k yapol-mas›) özellikle tutumlar üzerinde daha olumlu etki yarat-maktad›r. Yap›lan pek çok araflt›rmada da buna ben-zer sonuçlar ortaya ç›km›flt›r (Martin ve Romans 1995, Halpert 1965, Jorm ve ark. 1997c, Angermeyer ve Matschinger 1996, Trute ve ark. 1989). ‹lâçlar›n ba¤›ml›l›k yapmas› konusundaki tutum fark› ise geç-miflte daha çok kullan›lan ve antipsikotiklerin ekstra-piramidal sistem üzerine yönelik yan etkilerini gi-dermek için önerilen biperiden gibi ilâçlar›n gerçek-ten ba¤›ml›l›k potansiyeli tafl›yor olmas› ile iliflkili olabilir. Çal›flan hemflireler ö¤rencilere göre daha yafll› bir gruptur ve bu tutumun yaflla da de¤iflti¤i bu çal›flmada gösterilmifltir. Daha yafll› grubun geçmifl tedavilerde daha s›k kullan›lan bu ilâç nedeniyle böyle bir tutum göstermifl olmalar› muhtemeldir.

Ö¤rencilerin s›n›flara göre karfl›laflt›rmas› yap›l-d›¤›nda 1’inci s›n›f ö¤rencileri olgu örne¤inin duru-munu daha çok kiflilik yap›s›n›n zay›fl›¤›na

ba¤la-maktad›r. Dördüncü s›n›f ö¤rencileri flizofreniyi sos-yal sorunlar nedeniyle ortaya ç›kan bir hastal›k ola-rak yorumlam›fllard›r. 4’üncü s›n›f ö¤rencileri 1’inci s›n›ftakilerden daha yüksek oranlarda flizofren biriy-le evbiriy-lenebibiriy-lecekbiriy-lerini, flizofrenbiriy-lerin sald›rgan oldu-¤unu, ilâç tedavisinin ve psikoterapinin flizofreni te-davisinde etkili oldu¤unu belirtmifller; ayr›ca flizofre-ni tedavisinde kullan›lan ilâçlar›n ba¤›ml›l›k yapt›¤›-n› ve ciddi yan etkileri oldu¤unu ifâde etmifllerdir. Bu bulgulara göre 4’üncü s›n›f ö¤rencileri psikiyatri dersi alm›fl ve staj yapm›fl olmalar›ndan dolay› hasta-l›k hakk›nda daha formel bir bilgiye sâhiptir ve sal-d›rganl›k konusu hâriç, daha olumlu tutum sergile-mektedirler. Daha önce yap›lan buna benzer çal›fl-malarda psikiyatri staj› yapm›fl olman›n tutumlar üzerinde beklenen yönde bir fark yaratt›¤› tesbit edilmifltir (K›l›çalp ve ark. 1994, Ünal 1990).

Yafl gruplar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda ise 36-45 yafl gru-bu daha yüksek oranda olgu örne¤inin durumunun sosyal sorunlardan kaynaklanmad›¤›n›, flizofreni te-davisinde kullan›lan ilâçlar›n ba¤›ml›l›k yapt›¤›n› ve ilâçlar›n yan etkileri oldu¤unu belirtmifllerdir. Baflka araflt›rmalarda da belirtildi¤i gibi, bu durum çal›flma-m›zdaki deneklerin en yafll› ve çal›flanlar›n en yo¤un oldu¤u bu grubun uzun süre hasta ve hastal›kla te-mas etmifl olte-mas›yla iliflkili olabilir (Halpert 1965, Jorm ve ark. 1997c, Trute ve ark. 1989).

Deneklerin büyük bir bölümü flizofreniyi ruhsal bir hastal›k olarak tan›mlam›flt›r. Türkiye’de flizofre-niyi tan›ma aç›s›ndan farkl› kesimlerde önemli bir fark olmad›¤› gibi, di¤er ülkelerle de fark yoktur. Bu-nunla birlikte, flizofreninin tedavisi konusunda de-nekler yeterli ve do¤ru bilgiye sâhiptir. Dede-neklerin ço¤u flizofreninin tedavi edilebilen bir durum oldu-¤unu, tedavi için ilk baflvurunun hekime ve özellikle de ruh sa¤l›¤› ve hastal›klar› hekimine olmas›n›n uy-gun oldu¤unu, tedavi yöntemi olarak ilk seçene¤in ilâç kullan›m› oldu¤unu belirtmifllerdir.

fiizofreni etiyolojisine yönelik de¤erlendirmede deneklerin büyük bir bölümü ilk s›rada kiflilik yap›s›-n›n zay›fl›¤›n› sorumlu tutmufltur. Farkl› oranlar or-taya ç›kmas›na ra¤men Türkiye’de yap›lan bir çok araflt›rmada kat›l›mc›lar en fazla psikolojik, ikinci s›-rada sosyal, üçüncü s›s›-rada biyolojik nedenleri tercih etmifllerdir. Oysa, Savafl ve arkadafllar›n›n bir araflt›r-mas› (2002) psikiyatrik hastal›klardan biyolojik ne-denlerin birinci s›rada sorumlu tutulmas›n›n bugün için psikiyatri câmias›nda yayg›n görüfl olarak kabûl edildi¤ini ortaya koymufltur.

Deneklerin flizofreniye iliflkin bilgisi etiyoloji d›-fl›ndaki konularda oldukça yeterlidir. Ancak, etiketle-me özellikle tedavide önemli bir engel gibi görül-mektedir. Çal›flmam›zda psikiyatri staj› alm›fl olan hemflirelerin daha bilgili ve daha az etiketleyici bir tutum tak›nd›klar› gözlenmifltir.

(7)

Sonuç olarak hemflirelik e¤itiminde flizofrenik bozuklu¤un etiyolojisine yönelik bilgi eksi¤inin gi-derilmesi gerekti¤i ortaya ç›km›flt›r. Bu araflt›rman›n bulgular› flizofreni hastalar›na iliflkin sosyal mesafe ve sosyal reddedilme konusunda, genel olarak olum-suz tutumlar›n bask›n oldu¤unu gösteriyor. Denek-ler flizofreni hastas›yla yak›nl›k kurma konusunda is-teksiz, hastalarla aras›nda belirli bir mesafeyi koru-mak fleklinde reddedici tutum göstermektedirler. Ki-flisel yak›nl›k gerektiren durumlar en çok reddetme-ye neden olan durumlard›r.

Sa¤l›k personeline verilecek e¤itim onlar›n hasta-l›¤› daha iyi tan›malar›na, tedavi için kendilerine dü-flen sorumluluklar› daha iyi benimsemelerine ve has-tal›klara uygun yaklafl›mla desteklemelerine yard›m-c› olacakt›r. Bu durum ayn› zamanda hastalar›n ger-ginli¤ini azaltacak, ifllevselli¤ini artt›racakt›r. Bu ne-denle flizofreniye yönelik tutumlar›n di¤er sa¤l›k ça-l›flanlar›n›n yan› s›ra hemflire popülasyonunda da ele al›nmas› ve bilgiye yönelik eksiklerin giderilmesi ge-rekmektedir. Bu çal›flma, etiketleme karfl›t› kampan-ya ve e¤itimlerin sa¤l›k personeli için de gerekli ol-du¤unu ortaya koymaktad›r. Ayr›ca, toplumun için-de birçok hastal›¤›n veya psikiyatrik sorunun heki-me ulafl›p tedavi edilebilheki-mesinde arac› olabilecek hemflirelerin daha bilgili olmalar› ve etiketleyici bir tutum tak›nmamalar›, psikiyatrik hastalar›n hekime ulaflmalar› konusunda yönlendirici bir rol almalar›n› kolaylaflt›rabilir.

KAYNAKLAR

Aker T, Özmen E, Ögel K (2002) Birinci basamak hekimle-rinin flizofreniye bak›fl aç›s›. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 3: 5-13.

Amerikan Psikiyatri Birli¤i (1994) Mental Bozukluklar›n Tan›sal ve Say›msal Elkitab› Dördüncü Bask›. Ankara: Hekimler Yay›n Birli¤i 1998.

Angermeyer M, Matschinger H (1994) Lay beliefs about schizophrenic disorder: the results of a population sur-vey in Germany. Acta Psychiatr Scand; 382: 39-45. Angermeyer M, Matschinger H (1996) Public attitude

to-wards psychiatric treatment. Acta Psychiatr Scand; 94: 326-336.

Angermeyer M, Matschinger H (1999) Lay beliefs about mental disorder: a comparison between the Western and the Eastern parts of Germany. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology; 34: 275-281.

Ar›kan Ç (1986) Psikiyatrik Tedavi Kurumlar›nda Staj Yap-m›fl Olman›n Tutum De¤iflikli¤i Yaratmadaki Rolü, Ha-cettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Meslek Yükseko-kulu Ö¤rencileri Üzerinde Yap›lm›fl Bir Araflt›rma. Ar›kan Ç (1996) Psikiyatrik Tedavide Ekip Çal›flmas›:

Uyumlu Bir Ekip Çal›flmas›n› Etkileyen Faktörler. (Ar›-kan Ç ve Dilek L) Ruh Hastal›klar›n›n Tedavisinde Psi-ko-Sosyal Bir Boyut. Ankara: fiafak Matbaac›l›k Tic. Ltd. fiti.

Arkar H, Eker D (1996) Ak›l Hastal›klar› ile ‹lgili Tutumlar: Verilen Neden Tipinin Etkisi. Türk Psikiyatri Dergisi; 7: 191-197.

Arkar H (1991) Ak›l hastalar›n›n sosyal reddedimi.

Düflü-nen Adam; 4: 6-9.

Arkar H (1992) Ak›l hastalar› ile ilgili tutumlar: deneyim ve psikopatoloji tipinin etkisi. Türk Psikiyatri Dergisi; 3: 243-248.

Bayülkem F, fiirin G, Kasatura ‹, Baflta O (1970) Toplumu-muzun Ruh Sa¤l›¤› Konusundaki Görüfllerini Yans›tan ‹statistiksel Bir Araflt›rma. 6. Nöropsikiyatri Kongresi Bildirisi.

Bhugra D (1989) Attitudes towards mental illness: a revi-ew. Acta Psychiatrica Scand; 80: 1-12.

Ceylan M (1997) fiizofreni: Genel Bir Bak›fl; Ege Psikiyatri Sürekli Yay›nlar›, Ege Üniversitesi Bas›mevi, ‹zmir. Crips A, Gelder MG, Rix S (2000) Stigmatisation of people

with mental illness. Br J Psychiatry; 177: 4-7.

Dündar E, Aldanmaz F, O¤uz A, Koçak F (1994) Kayseri ve Yöresinde Ak›l Hastal›¤› Nedenleri Hakk›ndaki Düflün-celerin Belirlenmesi ve Çeflitli De¤iflkenler Aç›s›ndan ‹ncelenmesi. XXX.Ulusal Psikiyatri Kongresi Kitab›: 535-543.

Dündar S (1993) Kayseri ve Yöresinde Psikiyatrik Hasta ve Hastal›klara Yönelik Tutumlar. Uzmanl›k Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.

Dündar S, Aldanmaz F, O¤uz A (1995) Halk›n konversiyon bozuklu¤u, obsesif-kompülsif bozukluk, anksiyete bo-zuklu¤u ve empotansa yönelik tutumlar› ve çeflitli de-¤iflkenler aç›s›ndan incelenmesi. Kriz Dergisi; 3: 285-292.

Eker D, Arkar H (1997) Ak›l Hastal›klar› ‹le ‹lgili Tutumlar: Bir Gözden Geçirme. Farkl›l›kla Yaflamak. Ankara: Türk Psikologlar Derne¤i Yay›nlar›.

Flaskerud J, Kviz F (1983) Rural attitudes toward and knowledge of mental illness and treatment resources. Hospital and Community Psychiatry; 34: 229-233. Geçtan E (1993) Ça¤dafl Yaflam ve Normal D›fl› Davran›fllar.

‹stanbul: Remzi Kitabevi.

Gö¤üfl A (1998) Aile, Toplum ve Psikiyatrik Hastal›klar. Davran›fl Bilimlerine Girifl. ‹stanbul.

Gürgen F, Kahya H, Öztopçular M (1977) Erzurum ‹l Mer-kezinde ‹lk ve Yüksekö¤renim Görmüfllerin Ak›l Hasta-lar›n› Alg›lamas› ve Onlara Karfl› Tutumlar› Üzerine Bir Araflt›rma. 13. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitap盤›.

Halpert H (1965) Survey of public opinions and attitudes about mental illness. Public Health Report; 80: 589-597.

Hillert A, Sandmann J, Ehming SC (1999) The General Pup-lic’s Cognitive and Emotional Perception of Mental Ill-ness: an Alternative to Attitude-Research. The Image of Madness. The Public Facing Mental Illness and Psychi-atric Treatment. Basel, K.

Jorm A, Korten AE, Jacomp PA (1997a) “Mental Health Li-teracy”: a survey of the public’s ability to recognize mental disorders and their beliefs about the effective-ness of treatment. MJA; 166: 182-186.

Jorm A, Korten AE, Jacomp PA (1997b) Helpfulness of in-terventions for mental disorder: beliefs of health pro-fessionals compared with the general public. Br J of Psychiatry; 171: 233-237.

Jorm A, Korten AE, Jacomp PA (1997c) Public beliefs abo-ut causes and risk factors for depression and schizoph-renia. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiolo-logy; 32: 143-148.

(8)

yaratt›¤› rahats›zl›k ve davran›fllar› ile bafla ç›kma. Kriz Dergisi; 3: 237-240.

K›l›çalp Z, Akyüz G, Do¤an O (1994) Psikiyatri Staj›n›n T›p Ö¤rencilerinin Ruh Hastalar›na Karfl› Tutumlar›na Etki-si. 30. Ulusal Psikiyatri Kongresi, Türk Psikiyatrisinin Güncel Sorunlar› Uydu Sempozyumu. Kongre Kitab›: 408-411.

Küey L (1995) Ruhsal bozukluklara iliflkin halk›n tutum ve davran›fllar›. Kriz Dergisi; 3: 191-193.

Martin J, Romans SE (1995) A community’s attitudes to-wards the mentally ill. New Zealand Medical Journal; 108: 505-508.

Özbek A (1971) Sosyal Psikiyatri. Ankara: Yeni Desen Mat-baas›.

Rabkin J (1972) Opinions about mental illness: a review of the literature. Psychology Bulletin; 77: 153-171. Rahav M, Struening EL, Andrews H (1984) Opinions on

mental illness in Israel. Social Science and Medicine; 19: 1151-1158.

Sa¤duyu A, Aker T, Özmen E, Ögel K, Tamar T (2001) Hal-k›n flizofreniye bak›fl› ve yaklafl›m› üzerine bir epidemi-yolojik araflt›rma. Türk Psikiyatri Dergisi; 12: 99-100. Savafl H, Coflkun A, Hayran O, Gergerlio¤lu HS, Arkonaç O

(2002) Türkiye’deki psikiyatristlerin psikiyatriyle ilgili teorik-felsefi konulardaki görüflleri. Türkiye’de Psiki-yatri; 4: 49-57.

Savafl›r Y (1969) Ruh Hastal›klar› ve Hastalar›na Karfl› Tu-tum ve ‹nançlar Üzerine Bir Araflt›rma. Ankara.

Shaw F (1998) Mistaken identity. The Lancet; 352: 1050-1051.

Socal D, Holtgraves T (1992) Attitudes toward the men-tally ill: the effects of label and beliefs. T. Social Quart; 33: 435-445.

Sunman T, Savafl›r Y (1969) Ak›l Hastal›klar› ve Ak›l Hasta-lar›na Karfl› Tutum ve ‹nançlar. 5. Milli Nöropsikiyatri Kongresi Poster.

Taflk›n O, fien FS, Aydemir Ö (2002) Türkiye’de k›rsal bir bölgede yaflayan halk›n flizofreniye iliflkin tutumlar›. Türk Psikiyatri Dergisi; 13: 205-214.

Trute B, Tefft B, Segall A (1989) Social rejection of the mentally ill: a replication study of public attitude. Soci-al Psychiatry and Psychiatric Epidemiology; 24: 69-76. Üçok A, Erkoç fi, Atakl› C (2001) Psikiyatri d›fl›ndaki

he-kimlerin flizofreniye iliflkin tutumlar›. Bahar Sempoz-yumlar› V Kitap盤›.

Ünal F (1990) Stajyerlerin staj öncesi ve sonras› psikiyatri ile ilgili düflünceleri. 26. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitap盤›..

Wollf G, Pathare S, Craig T (1996) Community knowledge of mental illness and reaction to mentally ill people. Br J Psychiatry; 168: 191-198.

Yan›k M, fiimflek Z, Kat› M, Nebio¤lu M (2003) T›p fakülte-si ö¤rencilerinin flizofreniye karfl› tutumlar› ve pfakülte-sikiyat- psikiyat-ri e¤itimine katk›s›. Yeni Symposium; 41(4): 194-199.

Referanslar

Benzer Belgeler

özellikle hasta hakları kavramının ön plana çıkmasıyla beraber, hekimlerin de hekim haklarını vurgulama gayreti içine girdikleri gözlenmektedir... Hak arama yolları

Önceki yazımda belirttiğim gibi organik ürünler modern tarım yöntemleriyle yetiştirilen ürünlerden daha doğal değildir.. Bununla beraber, köyünden kopup evini,

İlgili literatürlere atfen myiasis teriminin ilk kez 1840 yılında Hope tarafından bazı Diptera larvalarının insanlarda yaptığı hastalığı tanımla- mak

«Tuzsuz» - normal olarak tuz ile işleme tabi tutulan yiyeceğin tuzsuz işlem görmesi. Bu etiketlerden herhangi bi- risini içeren ürünler sadece uygun kriteri

1992 y›l›nda Dünya Sa¤l›k Örgütü ve Uluslararas› Çal›flma Örgütü, hepatit B’yi sa¤l›k personeli için meslek hastal›¤› olarak kabul et- mifltir.. Amerika

Bu çal›flma, ameliyathane personelinin büyük oranda anestezi ve anesteziyolog kavramlar›n› bildikleri, anes- tezinin önemini gerek kendi deneyimleri gerekse izle-

Bu sırada bastonuna yüklenmiş, zorlukla ayakta duran yetmiş yaşlarındaki İngiliz kadın eğilip kula- ğıma, “Kalk artık Efe!” diye bağırdı, “Kalk hadi, uçağı

Ve merdivenlerin tepe- sinde mevzilenmiş müdür yardımcısı Zeynep Hoca her zaman olduğu gibi ellerini havaya kaldırarak, “Önleri dolduralım beyler!” diye bağırdı..