ilk ve ikinci hocam...
O vakitki âd et üzere İlâhilerle, âm inlerle m ektebe b aşlam ak bana nasip olm adı. Y ani fesimin üstünde
Çiçekbozuğu, zayıf, g ayet terbi yeli, hocalığı çok cid d iyd i. Meşhur Ahm ed M itat efendinin kardeşi. elmas boroş, boynum da sırm alı cüz j (T ercüm anı H akikat) gazetesi sa-kesesi, sıtım da yepyeni elbise, kurul
duğum arabanın iki yanında ve a r kasında ilâhici ve aminci çocuklar, en öndeki bevvabm başında otura cağım pufla m inderle m ektebi boy- lıyam adım .
Z ira büyük babam H alebe «ürül- için evimizin yas ve matemi
devam daydı. İhtiyar ve salihattam
olan büyük teyzemizin rüyasına gir m iş:
Bir defa besm ele desin, dede- ciği yakın d a H alep’ten gelince ce m iyetlisini d a yaparız, işallah !.. d i y e tutturmuştu. Bizim kiler de h atı rını kırm adılar. M ahallenin ve karşı m ızdaki F iruzağa camisinin imamı Hacı hafız M ustafa efendiye haber edildi.
H acefendi ekseri im am lar gibi
lüpçülerden değildi. Dini bütün,
m übarek, muhterem bir im am dı. Uğurluluğu da mücerrep. A k rab a dan çoğuna besm ele dedirtm iş, ço ğunun nikâhlarını kıym ıştı. H attâ
lıibi Mehmed C evdet beyin çocukla rına ve bir iki yere daha ders verir- d i... Beni de okutm ağa başladı.
A b d i Kâmil b ey h akkiyle m aa- rifçi. M ekteplerinde nezaertin r e s m î program aıı ve talim atını d ik katle tatbik ediyor. A rif efendi bu program ı aynı aynına bana d a takip ettirerek (A fe rin ), (T ah sin ) v a ra kalarını d a eksik etmezdi.
Nur içinde yatsın, genç yaşında verem den vefat etti.
1 aş m ektebin topal bevvabı, H a fız Recep ism inde aynagöz bir m u bassırı da vard ı ki hatunun birinin sevdalanm ası üzerine türküsü bile çıkmıştır.
Şayan ı dikkat olduğu için, o za m anın iptidaiye, yani ilkm ektepleri program ını yazayım ( 3 ) :
Elifba, Kuranı Kerim, tecvid, hüs
nühat, ilm ihal, im lâ, kıraat, Sarfr
Osmani, h esa p ...
Y edi, sekizindeki m asum lara du biz komşusuna o k ad ar hulûsu var du kuşu gibi ezberletilen o tecvid, ki ram azana raslıyan doğuşum da
yedi gece m inarede lohusa şerbeti renkli, kırmızı kan diller yaktırm ış.
T aallu k atı eşû dostu b ile toplam a dan, yem ek m enıeksiz, imam efen di bir gün geldi. Elini öpüp karşısı na diz çöktüm. Bir aşiri şerif oku duktan sonra elifb e'yi açtı, besm e leyi çektim v e :
Elif, be, te, se, c im ...
O cüz, h alâ gözümün önündedir.
K âğıdı krem renginde, sahife k e
n arlan yald ız lı nakışlarla süslü,
Ç em berlitaştaki M atbaai Osmaıniye baskısı idi.
H azret kudem adan olm asına ra ğ men, üstün, esre, otrelerde: (Elif- üsü e, elifesa i, elifotör ö leri. ten
o (id gam ı m aalgunne) 1er, (b ilâ
gunne) 1er, (k a lk a le ) 1er ne çetin, ne çetrefil şeylerdi. H üsnühatta ön ce sülüse, sonra nesihe girişilirdi. Sebebi, Kuraını Kerim in nesih hatla matbu oluşu; nesihin esasının ise sülüs idüğü.
H attat İzzet ve Z iya efendilerin rehberlerinden gelsin meşk.
Ya ilm ühalin zo rlu ğ u... Sünneti m üekkede ile gayri m üekkede’nin, m üstahap’la mübah, m ekruhla müf- sidin farklarını o y a şta bulabilirsen bul. Necasetten taharetle hadesten tahareti ayırd edebilirsen et... Hele j iradei cüziyeyi k av ra da görelim .
İmlâ da yam anın yam an ı: (T e ile tı) yı, (h a, hı, h e) yi, (ze, zel, zı
yünlerde: ( Elif küsün enni, elifkesaı! d at) (nun üe sağlr k ef) i birbi.
mnı ehfkotor onno) d ua yok. (E lif rine karIstlr bire k an ştlr.
boylusun ep, cim dallusun c e d ), . . . „
he vavlüsün hev, vavzeylü- * K,tapçl A rakel ln b ast,gl- Mualhrr
h evvez) gibi hecelem ele-epced
sün vez
ri de yo k. Sıkm am ak için fazlaya da varm ıyor. Beş altı satır geçince ora
cığa balm um ıiyu yapıştırıp p a y . | ^ m le yıkanm ıştı. H esapta tad ad v, i terkim ile âm âli erbaa ikm al edilirdi
Maarif Nezaretinin İstanbul iptidai
Naci’nin tashih ettiği (T alim i k ı raat) arapça, acem celi cüm lelerine
rağmen diğerlerine nisbetle zem-
j zemle yıkanm ıştı. H esapta tad ad ve d o s l...
M ed, cezinı, hemze, şedde, uzun i
ve yu v arlak ( t e ) , falan fıstık ta n ; ^ Lm *kteplen ,çin y apt,gl talim at! sonra kelim elere geld ik. H ababam ;da hu,âsa cdecegım :
sökm eğe g a y r e t!...
j
H er gün, azad vaktinden birkaçOkuma bitince kaym ak kâğıdı dakika evvel şak ird an a: (Elem tere k eyfe) süresinden b ed ’ ile (F ati h a) y a k ad ar okutturulacak; 10 ka-üzerine sülüs k aralam a: Evvelâ Ba,
bep, ardından Rabbı’y e s ir ... Hokka, ı — / --- --- ■ ~ — nhdan v e dört köşe tabaktan iba-
j
^ ar sedâtı selâm kıraat ettirildikte! ret yazı takımının tabağında itina sonra zatI hazreti padişahı ve dev ile yontulm uş kam ış kalem ler; r i k j leti «üyesine, valid eyn ve akraba danda pem be rik ; h okkada likalı j >’a ’ hocalara ve büyüklere bir du:bezir m ürekkebi ve B eyazıddaki y ü - r i1* hitam verilecek,
zü yam alı m ürekkepçininki. (T aş j K alfalar her hususta muallimleri
ölçerim, bir yan ağ ı kulak m em esin-. m uavenetle m ükellef olup dersler
den çenesine k ad ar mosmordu. > tekrar ve m üzakere, m uallimin şer’
A nası aşererken erik pestili çalıp yü- , m azereti olduğu zam an bizzat ted zünün o tarafım sıvazlayıverm iş. Za- ; rise d evan ı edecekler. A zad vakt v allı seraları kötürüm halde sokak
lard a sürünür, d ilenirdi.)
Hocafendi bağdaş kurup, kâğıdı avucunda büküp meşki yazarken m eselâ ( n ) nın boynunu, (sin ) in dişlerini, (m im ) in gözünü beğen medi mi h ayd i dilini boydan b o ya k âğ ıd a ; satırı baştan aşağı y a la d ık tan sonra ye n isin e ...
Cicibicisinden g ayri nesnesi olmı- yan o on, on iki sahifelik elifbe biti verdi. M aşâllah pehpehle (A m m e)- ye çıktık. H epsi de m anasız v eya arapça, üç dört heceli kelim eleri zoruzoruna sökerken A m m eyi na sıl b a şa ra b ilirim ?... Gelsin Saffet ten im d a d ...
A krab ad an olan Saffet o zaman Eyüpteki B aytar ve eczacı rüştiyei
askeriyesinin son sınıfında (1 ) ;
m ektepten izinli çıktığı cum a gecesi ve günü ben o cağın d a...
İmam efendiyle işin yürüyem iye- ceğı anlaşılm ıştı. Büyük teyzenin m uradı d a yerine gelm işti. M aa-
mafih rab ıtalı bir hoca elzem
G öztepeye taşındık. C ivar komşu muz Selânikli A b di Kâmil bey ( 2 ) ■ babamın aziz dostuydu. V ezneciler deki (Şem sülm aarif) in müessıs ve müdürü. G öztepede (M ektebi L â tif) ism inde bir ilkm ektebi vardı. (Y ıllarca boş ve harap halde k a l dıktan sonra yıktırılan bu taş bina- cık dolayısile yanından geçen so ka ğa h âlâ Taşm ektep sokağı d e n ir).
Babam m eseleyi A b di Kâmil b e ye açın ca: (B urad aki m ektebim de istediğinden â lâ m uallim h azır) de miş. Hemen ertesi günü yo llad ığı A rif efendi 24, 25 yaşların d a k a dardı. 93 harbinde ailece İslim ye’ - den hicret etm işler, Göztepenkı de niz tarafın daki m uhacir m ahallesi ne yerleşm işler. (Şem sülm aarif) de
orta taİMİlini bitirmiş. Zeki, çalış
kan, ağırbaşlı bir d elikanlı olduğu için m üdür b ey him aye edip Göztc- pedeki m ektebine m uallim yapm ış.
şakirdanı ikişer ikişer tertip edip, sı mf başıları v e b evvap marifetih sem t semt hanelerine yo llıyacak la r ...
Bevvabm m ah alle im am ile muh taran ve m uteberanca emin ve mu tem ed bulunm ası lâzım dır.
V azifesi: M ektebin dahilî ve ha ricî nezafetine d ik k a t; her gün ales sabah her tarafı süpürüp silmek süprüntüleri atm ak, apteshanelere zi yad ece su d ö km ek; pencereleri açık bulundurup teceddüdü h ava esba bını istihsalle beraber ad a ç ay ı tüt süsü verm ek. Şakirdanın içeceği su yu tedarikle kışın soba v e m an gal ları y a k m a k ; sobaların tütm em esi ni, m an gallard aki ateşin iyice y a n mış olmasını gözden kaçırm am ak. Şakırdan akşam ları evlerine gider ken üstlerini başlarını v e ayakkap la- rını tem izlem ek; taam vakitlerinde
yem eklerini hazırlayıp yedirdikten sonra ellerin i y ık a tm a k ...
Istanbulda bulunan ip tid aiye m ek tepleri 1 2 m erkeze taksim olunm uş tur. Şakird an yaz, kış öğleden dört saat evvel m ektebe gelip akşam ezanından iki saat evvel azad edile- ckler. M ektep derunur.da tabut, te neşir ve çocukları korkutm ak kas-
dile olsun falak a, değnek bulun
durm ak katiyen memnu.
M ücazat: Nasihat, tembih, tekdir, a y a k ta durdurm ak, teneffüs zam a nında dışarı çıkarm ayıp dershanede tevkiften ibarettir. M ükâfata gelin ce : alenen takdir ve taltif, icab ın da tahriren velisine m em nuniyet b e y a nı, akranı arasında istihkakı görü lenlere (sın ıfb aşı) nam mı verm ek,
sâyü gayrette devam edenlerin
isim lerini celi hat ile, bir k âğ ıt v e ya levha üzerine yazıp asm aktır.
1 aleb ede kalem traş ve çakı gibi şeyler bulunm am asına d ikkat olu nacak, kalem lerini k alfa v e y a m u allim ler yo n tacaklar. H avanın gü zel olduğu günler şakirdan her saat başında, 1 5 dakika k alfa ile b irlik te, m ektebin bahçe v e y a havlısına ve yahut bitişik cam i v e m ecsid gi bi (m üm erri n as) olm ıyan m ah alle çıkarılıp teneffüs ettirilecek, k en d i lerini ziyade yorm adan oyun o yn a m alarına, koşm alarına, terleyip üşü m em elerine dikkat olunacak.
İşbu talim at, ileride lüzum gölü- lünce, M eclisi M aarifin k ararile tas hih ve tadil kılınabilecektir.
Serm ed M uhtar A lus ( 1 ) — Şim di em ekli kurm ay y a r b ay ı, K onya ask erî orta okulu tarih ve co ğrafya öğretm eni ve A vru p a d illerin i yutmuş olan A n kara rad yo su spikeri Feridun Kurdun b ab a sıdır.
( 2 ) B ilâhare m ekâtibi id ad iye
m üfettişliği eden m um aileyh, b a k te riyolog doktor b ay Şad i b iraderim i zin pederidir.
( 3 ) B utılraı 1 3 17 senesinin M aa rif salnam esinden aldım . Eseri v ü cuda getiren. Nezaretin istatistik k a
lem i kâtiplerinden, salise rütbeli
C avid beydir k i M eşrutiyet devrinin Selanik m ebusluğunu v e M aliye Na zırlığım edendir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi