• Sonuç bulunamadı

Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlığı Geliştirme Davranışları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlığı Geliştirme Davranışları"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIĞI GELİŞTİRME

DAVRANIŞLARI

Sultan AYAZ*, Sabahat TEZCAN**, Fatma AKINCI***

* Arş.Gör., Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara

** Prof.Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı ABD, Ankara *** Yrd.Doç.Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi Düzce Sağlık Yüksekokulu, Bolu

ÖZET

Sağlıklı toplumlar için hizmetlerin sağlığı koruma ve geliştirme yönünde olması gerekmektedir. Bu nedenle, sağlık hizmetlerinde önemli rolü olan hemşirelerin öğrencilik yıllarından itibaren sağlığı geliştirmenin önemini kavramaları, davranışlarıyla topluma model olmaları beklenmektedir.

Bu çalışma, Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu (GÜHYO) öğrencilerinin sağlığı geliştirme davranışlarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı nitelikte yapılmıştır.

Araştırmanın evrenini GÜHYO öğrencileri (200 K) oluşturmuştur. Öğrencilerin tamamı araştırmaya alınmıştır. Araştırmanın verileri Öğrenci Bilgi Formu, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve Sağlığın Önemi Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizi t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon katsayısı kullanılarak yapılmıştır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortancasının 19.5, %17.5’inin sigara, %11.0’inin sosyal ortamda alkol kullandığı; %54.0’ünün Sağlığı Koruma-Geliştirme dersi almadığı; Sağlığın Önemi Ölçeği puanlarının yüksek (8.6±2.1), ancak sağlığı geliştirme davranışlarının düşük düzeyde olduğu (122.0±17.2) belirlenmiştir. Araştırmanın sonunda, annesi üniversite mezunu olan ve Sağlığı Koruma-Geliştirme dersi alan öğrencilerin sağlığı geliştirme davranışlarının daha yüksek olduğu (p<0.05); algılanan sağlık ve sağlığın önemi ile sağlığı geliştirme davranışları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.01).

Hemşirelik yüksekokullarının müfredatına sağlığı koruma-geliştirme dersinin konulması ile sağlıklı/hasta bireylere bakım, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek üzere yetiştirilen hemşirelik öğrencilerinin sağlığı geliştirme davranışlarının önemini kavrayacakları ve bilgilerini uygulamaya aktaracakları düşünülmektedir.

Anahtar Sözcükler: Sağlığı geliştirme, sağlıklı yaşam

biçimi davranışları, hemşirelik öğrencileri

ABSTRACT

Health Promotion Behavior of Nursing School Students

Health care services should be organized towards health promotion and protection for a healthy society. For this reason, nurses have important role in the health care system and they are expected to be a role model to the society with their behaviors and they need to comprehend the importance of health promotion starting from the nursing school years.

This study was conducted as a descriptive study in order to determine the health promotion behaviors of Gazi University School of Nursing Student’s.

210 female nursing students were enrolled in the study from Gazi University School of Nursing. Data were collected by using Student Data Form, Healthy Life Style Behavior Scale and Health Emphasize Scale. t test and one way variance analysis and correlation coefficient were used to analyze the data.

Mean age of students who participated in the study was 19.5. Of the participants 17.5% were smoking, 11.0% were occasional drinker, 54.0% had not taken any course for health promotion. It was found that the score for health emphasize scale was high (8.6+/-2.1) but health promotion behavior score was low (122.0+/-17.2). The participants whose parents had higher education (university and over) and the participants who had taken some courses for health promotion had a high score for health promotion behaviors (p<0,05). It was also found that there was a positive relationship between perceived health and health promotion behavior (p<0.01).

It is thought that by adding the health promotion and protection courses in the nursing School’s curriculum, nursing school students who are trained to give care, education and consultation services to healthy/ill individuals will comprehend the importance of health promotion behaviors and apply their knowledge in their practice.

Key Words: Health promotion, healthy life style

(2)

GİRİŞ

Günümüz sağlık anlayışı; birey, aile ve toplumun sağlığını koruyan, sürdüren ve geliştiren sağlık merkezli bakım yaklaşımını öngörmektedir. Bu anlayış; bireyin iyilik halini koruyacak, sürdürecek ve geliştirecek davranışlar kazanması ve kendi sağlığı ile ilgili doğru kararlar almasını sağlamak üzerine dayandırılmıştır (Lundy ve Sharny 2001, Kong 1995, Sisk 2000). Hızlı kentleşme, teknolojik gelişmeler günümüz insanının hayatını her an etkilemektedir. Bir yandan insanlara yardımcı birçok araç-gereç icat edilirken diğer yandan insanlar daha hareketsiz ve stresli bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin % 70-80’inin, az gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin % 40–50’sinin nedeni yaşam biçimine bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklardır (Dickey ve Janick 2001). Eskiden toplu ölümlere yol açan enfeksiyon hastalıkları yerini hipertansiyon, şişmanlık, Tip II diyabet, koroner kalp hastalıkları gibi yaşam biçimi ile ilgili kronik hastalıklara bırakmıştır. Bu nedenle sunulacak sağlık hizmetlerinin de bu doğrultuda sağlığı koruma, sürdürme ve geliştirme yönünde olması gerekmektedir (Spradley 2001).

Sağlığın geliştirilmesi çalışmaları, insanların kendi sağlıklarını düzeltmede ve kontrol etmede ve tam bir sağlık potansiyeline kavuşmada yeterli kılmayı amaçlamaktadır. Böylece bireylerde sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesi, yaşam tarzının iyileştirilmesi bir anlamda sağlıklarının korunmasını kendi görevleri olarak algılamaları ve bunun sonucunda riskli davranışlardan kaçınarak sağlığı koruyucu ve geliştirici davranışları uygulamaları kaçınılmaz bir gerçektir (Bahar 1993; Erdoğan, Nahcivan, Esin ve ark 1994).

Bir toplumun sağlık düzeyi, sağlıklı bireylerin varlığı ile değerlendirilir. Sağlıklı olmak her insanın temel hakkı olup, bunun korunması ve devamlılığının sağlanması sağlık personelinin temel amacı olduğu kadar kişinin kendi sorumluluğudur. Sağlık çalışanları, mesleki sorumlulukları ve sosyal rolleri gereği sürdükleri yaşam biçimleri ile rol modeli olma ve sağlık eğitimi yönünden hizmet verdikleri grubu etkileme özelliğine sahiptir. Bundan dolayı sağlığı geliştirme aktivitelerinde hemşirelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Hemşirelerin sağlığı geliştirme eylemleri arasında; sağlığı olumsuz etkileyebilecek alışkanlıkların toplumdaki yaygınlığının tespit edilmesi, topluma sağlıklı yaşam bilincinin kazandırılması ve sağlıksız davranışların sağlığı

geliştirme davranışlarıyla yer değiştirmesi sayılabilir. Bu eylemleri yapabilmeleri için öncelikle sağlığı geliştirmenin önemini kavramaları, daha sonra bireylerin davranışlarını olumlu yönde değiştirmeleri için gerekli olan motivasyon yöntemlerini öğrenmeleri yararlı olacaktır (Cathleen ve Shultz 1984, Nutbeam 1997, Pender , Walker, Sechirist ve ark 1992).

Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen 21. Yüzyılda Herkes İçin Sağlık Hedefleri’ nde sağlığı geliştirmenin üzerinde önemle durulmasına karşın, hemşirelik eğitiminin sağlığı koruma ve geliştirme hedeflerine dayandırılmadığı görülmektedir. Oysa; yukarıda sayılan hemşirelik eylemleri, okullardaki ders programlarının tedavi edici hizmetlerden çok sağlığı koruma ve geliştirme yönünde olmasını gerektirmektedir. Sağlığı geliştirme davranışlarının belirlenmesi ile ilgili belirli gruplar üzerinde (işçiler, I. basamak sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık personeli) az sayıda çalışmalar yapılmış olmasına karşın, hemşirelik mesleğine aday olan hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin davranışlarını belirlemeye yönelik çalışmalar yapılmadığı dikkati çekmektedir.

Sağlıklı ya da hasta bireylere bakım, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek üzere yetiştirilen hemşirelik öğrencilerinin içinden geçtiği müfredat gereği sağlığı geliştirmeye yönelik davranışlar konusunda yeterli bilgi ve uygulamalara sahip olmaları beklenmektedir. Çünkü kendi sağlığına gereken önemi vermeyen sağlık personelinden başkalarının sağlığına da gereken önemi vermesi beklenemez. Bu araştırma, Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin sağlığı geliştirme davranışlarını ve bu davranışları etkileyebilecek özelliklerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.

YÖNTEM

Araştırma, 02-31 Aralık 2002 tarihleri arasında, Gazi Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu (GÜHYO) öğrencilerinin sağlığı geliştirme davranışlarını ve bu davranışları etkileyebilecek özelliklerin belirlenmesi amacıyla planlanmış tanımlayıcı nitelikte bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini GÜHYO öğrencileri (200 K) oluşturmuştur. Öğrencilerin tamamı çalışma kapsamına alınmıştır. Araştırmanın verileri üç bölümde toplanmıştır. Birinci bölüm; araştırıcı tarafından geliştirilen anket formu, ikinci bölüm; sağlıklı yaşam biçimi davranışları (SYBD) ölçeği, üçüncü bölüm;

(3)

sağlığın önemi ölçeğinden oluşmaktadır. Anket formu, öğrencilerin sosyodemografik özellikleri ve sağlığa ilişkin alışkanlıklarına ait sorulardan oluşmaktadır.

Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği (SYBD), 1987 yılında Walker, Sechrist ve Pender tarafından geliştirilmiş olup, bireyin sağlıklı yaşam biçimi ile ilişkili olarak sağlığı geliştiren davranışları ölçer. Ölçeğin Türkiye’ de geçerlilik ve güvenirlik çalışması Esin (1997) tarafından yapılmıştır. Ölçek toplam 48 ifadeden oluşmakta ve 6 alt başlığı bulunmaktadır. Bu alt başlıklar; kendini gerçekleştirme, sağlık sorumluluğu, egzersiz, beslenme, kişiler arası destek ve stres yönetimidir. Her bir başlık birbirinden bağımsız olarak tek başına kullanılabilmektedir. Dörtlü likert tipi olan bu ölçeğin tüm ifadeleri olumludur.

Sağlığın Önemi Ölçeği 10 ifadeden oluşmaktadır. Bireyden 10 ifadeyi önem derecesine göre 1’den 10’a doğru sıralandırma yapması istenir. Ölçeği geliştiren araştırıcılar, bu ölçeğin daha sonra kullanımı durumunda geçerliliği ve güvenirliği için başka bir işlem yapılmasına gerek olmadığını belirtmişlerdir.

Araştırmadan elde edilen veriler bilgisayarda SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 11.0 programı ile veri tabanı oluşturulmuş ve tablolaştırılmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde yüzdelik, ortalama, t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve korelasyon analizi kullanılmıştır.

BULGULAR VE TARTIŞMA

Araştırmaya katılanların yaş ortancası 19.5 olup, % 16.5’i sağlık eğitimi veren bir liseden mezun, % 85.5’inin sosyal güvencesi bulunmakta, % 94.0’ı bekardır. % 86.5’i ilçe ve il merkezinde doğmuş olup, % 76.5’i ilkokula başlayana kadar ilçe ve il merkezinde, % 86.0’ı ilkokula başladıktan sonra ilçe ve il merkezinde yaşamıştır. % 44’ü Ankara’da devlet yurdunda oda arkadaşları ile kalmakta ve % 87.5’inin ailesi halen ilçe ve il merkezinde yaşamaktadır.

Araştırmaya katılanların % 57.0’ının tamamen ailenin verdiği harçlıkla geçindiği, % 49.5’inin harçlığını yetersiz bulduğu ve % 54.0’ının sağlığı koruma ve geliştirme ile ilgili ders almadığı belirlenmiştir.

% 92.5’inin babası halen sağ olup, anne-baba yaş ortancası sırasıyla 44.0 ve 47.0’dır. % 48.0’ının babası, % 66.5’inin annesi okuryazar/ilkokul mezunudur. Öğrencilerin değerlendirmesine göre; % 58.5’inin ailesinin sosyoekonomik düzeyi orta seviyededir.

% 73.5’inin sigara, % 89.0’ının alkol kullanmadığı, % 59.0’ının bedensel sağlığını oldukça iyi olarak algıladığı, % 82.5’inin sürekli takip ve tedavi gerektiren herhangi bir kronik hastalığı olmadığı, % 37.0’ının sağlık sorunu olduğunda üniversitenin mediko sosyal merkezinden yararlandığı, % 65.0’ının ailesinde sürekli takip ve tedavi gerektiren kronik bir hastalık olduğu ve bunun % 21.4’ünün annede var olduğu ve % 70.0’ının spor yapma olanağının olmadığı belirlenmiştir. Araştırmaya katılanların % 56.0’ının vücut kitle indeksleri normal sınırlardadır.

Tablo 1. Araştırmaya Katılanların Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları (SYBD) Ölçeği Alt Grupları ve Sağlığın Önemi Ölçeği Puanları

(GÜHYO, Aralık 2002) Alt Gruplar Ölçekten Alınabilecek Alt-Üst Puan Elde Edilen

Alt-Üst puan Ortanca % 25* % 75** X ± SS

Kendini Gerçekleştirme 13 - 52 21 - 50 36 33 40 36.4 ± 5.6

Kişiler arası Destek 7 - 28 13 - 28 21 19 24 21.2 ± 3.4

Egzersiz 5 - 20 5 - 18 9 7 10 8.7 ± 2.57

Beslenme 6 - 24 8 - 24 16 13 19 16.0 ± 3.4

Stres Yönetimi 7 - 28 9 - 26 18 15 20 17.8 ± 3.3

Sağlık Sorumluluğu 10 - 40 12 - 34 21 18 26 21.9 ± 5.0

SYBD (Toplam Puan) 48 - 192 83 - 174 122 109 133 122.0 ± 17.2

Sağlığın Önemi Ölçeği 1 - 10 1 - 10 10 8 10 8.6 ± 2.1

* Araştırmaya katılanların % 25’i belirtilen puandan daha az almıştır ** Araştırmaya katılanların % 75’i belirtilen puandan daha az almıştır

(4)

Araştırmaya katılanların sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği ve sağlığın önemi ölçeği genel ortalamaları tablo 1’de verilmiştir. Tablo incelendiğinde; SYBD ölçeği ortalamasının 122.0 ± 17.2 (alt puan: 83, üst puan: 174), sağlığın önemi ölçeği ortalamasının 8.6 ± 2.1 (alt puan:1, üst puan: 10) olduğu görülmektedir. SYBD ölçeğinden alınabilecek üst puanın 192 olabileceği göz önüne alındığında araştırmaya katılanların genel ortalamasının oldukça düşük olduğu görülmektedir. Türkiye’de yapılan diğer çalışmalarda da ortalamalar benzer şekilde 122.1 ± 19.8 ve 117.5 ± 17.1 bulunmuştur (Altun 2002, Pasinlioğlu ve Gözüm 1998). Ancak yurt dışında, aynı ölçeğin kullanıldığı çalışmalardan daha düşük puanlar elde edilmiştir (Bagwell ve Bush 2000, Sisk 2000, Tashiro 2002).

Araştırmaya katılanların okudukları sınıfa göre sağlıklı yaşam biçimi davranışları alt grupları ve sağlığın önemi ölçeği ortalamaları incelendiğinde; sağlık sorumluluğu alt grubu ortalamasının I. ve II. sınıflarda

(20.8 ± 4.8) daha düşük, III. ve IV. sınıflarda (24.8 ± 4.8) daha yüksek olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (t: 4.512, p<0.05). Bunun nedeni; III. ve IV. sınıflarda okuyan öğrencilerin müfredat programında yer alan sağlığı koruma ve geliştirme dersini almış olmalarına bağlanabilir. Benzer şekilde sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği ortalamasının III. ve IV. sınıflarda (124.8 ± 17.1) daha yüksek olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir (t: 1.743, p>0.05).

Bütün sınıflarda sağlığın önemi ölçeği ortalamasının birbirine yakın olması ve istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmaması, genel olarak öğrencilerin benzer sosyoekonomik düzeylerden gelmiş olmalarından ve okul yaşantısı boyunca sağlıkla ilgili benzer uyaranlara maruz kalmalarından kaynaklandığı düşünülebilir.

Tablo 2. Araştırmaya Katılanların Sağlığı Koruma ve Geliştirme İle ilgili Ders Alma Durumuna Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları

Ölçeği Puanları (GÜHYO, Aralık 2002)

Sağlığı Koruma Ve Geliştirme İle İlgili Ders Alma Durumu Alan (n: 92) Almayan (n:108) Alt Gruplar

X

± SS

X

± SS t p Sağlık Sorumluluğu 23.5 ± 4.7 20.5 ± 4.9 4.369 <0.05 Beslenme 16.6 ± 3.3 15.5 ± 3.5 2.208 <0.05

Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları 124.6 ± 17.3 119.8 ± 16.8 1.999 <0.05

t: t testi; p: Önemlilik Katsayısı

Tablo 2’de, araştırmaya katılanların sağlığı koruma ve geliştirme ile ilgili ders alma durumuna göre sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği ortalamaları verilmiştir. Tablo incelendiğinde; sağlığı koruma ve geliştirme ile ilgili ders alanların sağlık sorumluluğu (23.5 ± 4.7), beslenme (16.6 ± 3.3) ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği (124.6 ± 17.2) puanlarının daha yüksek olduğu dikkati çekmektedir. Bu bulgu; okullarda müfredat programında sağlığı geliştirme ile ilgili derslerin yer almasının, bireylerin sağlıklarını korumada ve geliştirmede etkili olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Literatürde de, hemşirelik

eğitiminde ve diğer okulların müfredat programında sağlığı geliştirmeye yönelik derslerin olması gerektiği vurgulanmaktadır (Hills ve Lindsey 1994, Nutbeam 1997). Okullarda bu dersler verildikçe; öğrencilerin sağlıklı yaşama yönelik davranışlarının olumlu yönde etkilendiği, kendi sağlıklarının kendi davranışlarına bağlı olduğunun kavrandığı ve bireylerde olumlu sağlık bilinci geliştiği belirtilmektedir. Bu nedenle sağlıklı yaşam bilincinin oluşması ile sağlığa ve sağlıklı yaşama verilen değerin artması, ancak bireylerin sağlıklarını kontrol etmede ve tam bir sağlık potansiyeline sahip olmalarıyla mümkün olabilecektir.

(5)

Tablo 3. Araştırmaya Katılanların Bazı Önemli Sosyodemografik Özelliklerine Göre Sağlık Sorumluluğu Alt Grubundan Aldıkları

Puanlar (GÜHYO, Aralık 2002)

Sosyodemografik Özellikler n

X

± SS Medeni Durum Halen bekar Halen evli Halen sözlü/nişanlı 188 5 7 21.7 ± 5.0 28.4 ± 3.6 22.3 ± 4.1 F:4.56 p<0.05 Hastalık Olma Durumu

Var Yok 35 165 24.4 ± 5.2 21.3 ± 4.8 t: 3.360 p<0.05 Annenin Öğrenim Düzeyi

Okuryazar değil Okuryazar/İlkokul mezunu Ortaokul/lise mezunu Yüksekokul mezunu 23 133 33 11 20.0 ± 3.8 21.6 ± 5.1 23.9 ± 4.3 24.0 ± 5.2 F: 3.870 p<0.05

F: Tek Yönlü Varyans Analizi; t: t testi; p: Önemlilik Katsayısı

Araştırmaya katılanların bazı önemli sosyodemografik özelliklerine göre sağlık sorumluluğu alt grubundan aldıkları puan ortalamaları tablo 3’de gösterilmiştir. Bireylerin kendi sağlığından sorumlu olması ve gerektiğinde profesyonel kişilere başvurması anlamına gelen sağlık sorumluluğunun evli olanlarda (28.4 ± 3.6) ve kendisinde sürekli takip ve tedavi gerektiren hastalığı olanlarda (24.4 ± 5.2) sağlık sorumluluğu puanlarının daha yüksek olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (F: 4.56, p<0.05; t: 3.360, p<0.05). Annenin öğrenim düzeyine göre incelendiğinde ise; annesi okuryazar olmayanların sağlık sorumluluğu en düşük (20.0 ± 3.8), annesi üniversite mezunu olanların sağlık sorumluluğu en yüksek (24.0 ± 5.2) olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (F: 3.870, p<0.05). Bu sonuç; annelerin öğrenim düzeyi yükseldikçe kendi sağlığının sorumluluğunu daha fazla üstlendiğini ve çocuklarına rol modeli olarak onları sağlıkları konusunda sorumluluk sahibi olduklarını göstermesi açısından önemlidir. Kişinin sağlığı ile ilgili sorumlulukları alması literatürdeki kontrol odağı kavramı ile ilgili görülmektedir (Damrosch 1991, Esin 1997, Palank 1991). Bu, bir kişinin sağlık ya da hastalığı neye bağladığı ile ilgili bir kavramdır. Yani bir kişi hastalandığında ya da sağlıklı kaldığında bunu kendi davranışlarına ya da dışsal kontrol odağı denilen şansa ya da kadere bağlıyor olabilir. İdeali ise bir kişinin sağlığı

ile ilgili konularda kendi içsel kontrolüne sahip olması ve herhangi bir istenmeyen durum olması halinde sorumluluğunu almasıdır. Bu nedenle, sağlıklı toplumların oluşması için toplumu oluşturan bireylerde kendi sağlıklarını kendilerinin koruması bilincinin yerleşmesi gerekmektedir. Bu sorumluluğun planlı, programlı bir eğitimle kazanılacağı kaçınılmaz bir gerçektir.

Tablo 4. Araştırmaya Katılanların Sosyoekonomik Düzeyine ve

Sigara İçme Durumuna Göre Beslenme Alt Grubundan Aldıkları Puanlar (GÜHYO, Aralık 2002)

Sosyodemografik Özellikler n

X

± SS Sosyoekonomik Düzey İyi Orta Yetersiz 35 117 48 17.1 ± 3.3 16.0 ± 3.4 15.1 ± 3.2 F: 3.787 p<0.05

Sigara İçme Durumu

Hiç içmeyen Halen içen İçip bırakan 147 35 18 16.3 ± 3.5 14.6 ± 3.0 16.6 ± 2.6 F: 3.894 p<0.05

(6)

Tablo 4’te araştırmaya katılanların bazı önemli sosyodemografik özelliklerine göre beslenme alt grubundan aldıkları puan ortalamaları görülmektedir. Tablo incelendiğinde; sosyoekonomik düzeyi iyi olanların beslenme puanının (17.1 ± 3.3) en yüksek, sigara içenlerin beslenme puanının düşük ( 14.5 ± 3.0) olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (sırasıyla F: 3.787, p<0.05; F: 3.894, p<0.05). Sosyoekonomik düzeyi iyi olan kişilerin, beslenme olanaklarının iyi olduğu söylenebilir. Ancak toplumun azımsanmayacak kadar büyük bir bölümünü oluşturan düşük sosyoekonomik düzeydeki kişilerin her alanda olduğu gibi sağlık olanakları konusunda dezavantajlı bir durumda olduğu görülmektedir. Bu nedenle bu grup özellikle yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen kronik hastalıklar açısından risk grubunda bulunmaktadır (Asrtrup 2001, Dickey ve Janick 2001, Tashiro 2002, Wahlqvist ve Saviage 2000).

Bilindiği gibi koroner kalp hastalıklarının gelişmesini önlemek için yapılması gereken yaşam tarzı

değişikliği sigaranın bırakılması, sağlıklı yeme alışkanlığının geliştirilmesi ve fiziksel yönden aktif olmaktır (Foreyt ve PostonII 1996; Sebregts ve ark 2000, Wood ve ark 1998). Ülkemizde ölümlerin birinci nedeni olan koroner kalp hastalıkları ve hipertansiyon nedeniyle ölümlerin önlenebilmesi için, sağlıklı olarak kabul edilen genç nüfusa, bu alışkanlıkların kazandırılması sağlıklı toplumun sağlanması için önemli bir adım olacaktır. Çünkü koroner kalp hastalığı riskini azaltmak için bireylere kazandırılması gereken en önemli sağlıklı yaşam davranışlarından biri sigaranın içilmemesi veya bırakılmasıdır. Ancak üniversiteye gelen gençler genellikle çevresinin etkisinde kalarak sigaraya başlamakta ve bu alışkanlıklarının bedenleri üzerinde yaptığı hasarın farkında olmamaktadırlar. Bu nedenle sağlıklı yaşam biçiminin önemli bir parçası olan “sigarasız yaşam”ın yaygınlaştırılması için sağlığı korumayı ve geliştirmeyi ilke edinmiş olan hemşirelerin yer aldığı bir dizi programın geliştirilmesine gereksinim olduğu düşünülmektedir.

Tablo 5. Araştırmaya Katılanların Bazı Önemli Sosyodemografik Özelliklerine Göre Egzersiz, Kendini Gerçekleştirme ve Kişilerarası

Destek Alt Grupları, SYBD Ölçeği Puanları (GÜHYO, Aralık 2002)

Alt Gruplar Sosyodemografik Özellikler n

X

± SS

Egzersiz Spor Yapma Olanağı

Var Yok 60 140 9.5 ± 2.6 8.4 ± 2.5 t: 2.875 p<0.05

Kendini Gerçekleştirme Doğum Yerinin Özelliği

Köy İlçe İl merkezi Yurt dışı 19 84 93 4 33.2 ± 4.6 37.1 ± 5.4 36.4 ± 5.9 37.5 ± 6.2 F: 2.574 p<0.05

Kişilerarası Destek Annenin Öğrenim Düzeyi

Okuryazar değil Okuryazar/İlkokul mezunu Ortaokul/lise mezunu Yüksekokul mezunu 23 133 33 11 20.7 ± 2.4 21.0 ± 3.6 22.6 ± 3.1 21.6 ± 2.0 F: 2.268 p>005

Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği

Annenin Öğrenim Düzeyi Okuryazar değil Okuryazar/İlkokul mezunu Ortaokul/lise mezunu Yüksekokul mezunu 23 133 33 11 117.0 ± 10.8 120.7 ± 18.6 128.9 ± 11.8 127.6 ± 17.4 F: 3.196 p<0.05

(7)

Araştırmaya katılanların bazı önemli sosyodemografik özelliklerine göre egzersiz, kendini gerçekleştirme, kişiler arası destek ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeğinden aldıkları puan ortalamaları tablo 5’te verilmiştir. Tablo incelendiğinde; spor yapma olanağı olmayanların egzersiz puanının daha düşük olduğu (8.4 ± 2.5) ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (t: 2.875, p<0.05). Düzenli yapılan egzersizin sağlık üzerindeki etkisi bir çok çalışmada ortaya konmuştur. Bunlar kilo kontrolünden başlayarak bazı kanserlerin önlenmesine kadar geniş bir yelpazede bulunmaktadır. Ancak yukarıdaki bulgu; her ne kadar düzenli egzersiz yapmanın yararlarından bahsetse de, bireylerin egzersiz yapabilme olanaklarının ve ortamlarının değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Düzenli egzersiz yapmanın önemi literatürde de belirtilmiş; Redland ve Stuifbergen (1993) düzenli yapılan fiziksel aktivitenin, sağlığı geliştirmede en önemli indikatörlerden biri olduğunu, gençlerin ve eğitimli olanların daha çok egzersiz yapma olanaklarının olduğunu belirlemişlerdir (Redland ve Stuifbergen 1993).

Sağlığı geliştirme davranışlarının ruh sağlığı ile ilgili boyutları incelendiğinde; iyilik-esenlik potansiyelini en yüksek düzeye çıkarmak için olumlu bir tutum geliştirmek anlamına gelen (Bagwell ve Bush 2000) kendini gerçekleştirme puanının köyde doğanlarda en düşük (33.2 ± 4.6) olduğu bulunmuştur (F. 2.574, p<0.05). En basit tanımıyla kendini gerçekleştirme, bir kimsenin kendisi hakkında kafasında canlandırdığı resmi gerçeğe dönüştürmesi demektir. Kendini gerçekleştirmekte olan birey; kim olduğunu gerçekçi bir gözle algıladığı gibi, kim olabileceği hakkında da daha tutarlı bir kişiliğe sahiptir. Hem kendisi, hem de başkaları hakkında iyi düşüncelere sahiptir. Kendine saygı duyar ve kendini olduğu gibi kabul eder. Duygu ve düşüncelerini uygun bir şekilde dile getirir. Değişmeye ve yeni yaşantılara açıktır. Maslow’un ihtiyaç hiyerarşisi piramidinin en üst basamağındaki kendini gerçekleştirme, kişinin diğer basamaklardaki

ihtiyaçlarının doyurucu bir şekilde karşılaması sonucu ulaşabileceği son noktadır. Bunun için hiyerarşi piramidindeki diğer basamaklardaki ihtiyaçların karşılanmış olması gerekmektedir. Köyde doğanların kendini gerçekleştirme puanlarının düşüklüğü, köyde hiyerarşi piramidindeki hayatı sürdürmeye yönelik fizyolojik ihtiyaçlara öncelik verilerek, ruhsal gelişim boyutunun yeterince önemsenmemesi ile açıklanabilir. Sağlık personeli ya da yakınlardan alınan desteği tanımlayan kişiler arası destek puanının annesi okuryazar olmayanlarda daha düşük (20.7 ± 2.4) olduğu fakat gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlenmiştir (F. 2.268, p>0.05). Araştırmaya katılan öğrencilerin içinde bulundukları ergenlik dönemi, gençlerin hem bağımsızlığa hem de gerektiğinde danışabileceği yetişkinlere ihtiyaç duydukları bir dönemdir. Üniversite eğitimine başlayarak bağımsızlık yönünde adım atan gençlerin okur yazar olmayan annelerinden yeterli kişiler arası destek almadığını düşünmesi doğaldır. Kişinin kendini algılaması ve karşılaştığı güçlüklerle etkin bir şekilde baş edebilmek için aldığı desteği tanımlayan bu iki alt boyut incelendiğinde köyde doğan ve annesi okuryazar olmayan hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin ruh sağlığı açısından dikkatle izlenmesi gereken gruplar olduğu düşünülmektedir.

Sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği toplam puanı incelendiğinde; annesi okuryazar olmayanların puanının en düşük (117.7 ± 10.8) olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (F. 2.196, p<0.05). Bu sonuç ile bireylerin eğitiminde önemli rolleri olan annelerin öğrenim düzeyi yükseldikçe sağlığı geliştirme davranışlarını daha fazla benimsedikleri ve uyguladıkları ve çocuklar için rol modeli olan annelerin davranışlarının bireylerin davranışlarına yansıdığı söylenebilir. Bu bulgu literatürle de uyumludur. Literatürde öğrenim düzeyi yüksek olanların sağlığı geliştirme davranışlarını daha çok benimsediklerini ve uyguladıklarını ortaya koymaktadır (Damrosch 1991, Palank 1991, Redland ve Stuifbergen 1993).

(8)

Tablo 6. Araştırmaya Katılanların Sağlığın Önemi Ölçeği, Yaş, Bedensel Sağlığı Algılama Ve SYBD Ölçeği Puanları Arasındaki

Korelasyon (GÜHYO, Aralık 2002)

Sağlığın Önemi Ölçeği Yaş Bedensel Sağlığı

Algılama

r p r p r p

Kendini Gerçekleştirme 0.157 <0.05 0.013 >0.05 0.336 <0.01

Kişiler Arası Destek 0.093 >0.05 0.048 >0.05 0.61 >0.05

Egzersiz 0.035 >0.05 0.013 >0.05 0.147 <0.05

Beslenme 0.202 <0.01 0.002 >0.05 0.174 <0.05

Stres Yönetimi 0.255 <0.01 - 0.139 <0.05 0.197 <0.01

Sağlık Sorumluluğu 0.185 <0.01 0.237 <0.01 - 0.009 >0.05

SYBD 0.217 <0.01 0.050 >0.05 0.214 <0.01

Sağlığın Önemi Ölçeği - - 0.079 >0.05 -0.12 >0.05

r: Korelasyon Katsayısı; p: Önemlilik Katsayısı

Tablo 6’da, araştırmaya katılanların Sağlığın Önemi Ölçeği, yaş, bedensel sağlığı algılama ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği puanları arasındaki korelasyon gösterilmiştir. Tablo incelendiğinde; sağlığın önemi ile kendini gerçekleştirme, beslenme, stres yönetimi ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (p<0.05, p<0.01) bulunmuştur. Sağlığa verilen önem arttıkça bireylerin iyilik-esenlik potansiyelini arttırmak için olumlu davranış geliştirdikleri, yeterli ve dengeli beslendikleri, stresten uzak ve sağlıklı yaşamak için sağlığı geliştirme davranışlarını daha fazla benimsedikleri ve uyguladıkları söylenebilir.

Yaşa göre incelendiğinde; yaş ile sağlık sorumluluğu arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olmasına karşın, yaş ile stres yönetimi arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yani yaş arttıkça sağlık sorumluluğunun arttığı fakat stresin beden üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik eylemlerin daha az yerine getirildiği dikkati çekmektedir.

Bedensel sağlığın algılanması ile kendini gerçekleştirme, egzersiz, beslenme, stres yönetimi ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yani kendini sağlıklı olarak algılayanların sağlığını koruyan ve geliştiren davranışları daha fazla uyguladıkları söylenebilir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu araştırmadan elde edilen verilere göre; hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin sağlığı geliştirme davranışlarını düşük düzeyde uyguladıkları ve Sağlığın Önemi Ölçeği puan ortalamasının yüksek olduğu gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir. Sağlığı koruma ve geliştirme ile ilgili ders alma ve annenin öğrenim düzeyi gibi bazı faktörlerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkilediği sonucuna varılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda; hemşirelik yüksekokullarının müfredatlarına sağlığı koruma ve geliştirme dersinin konulması önerilmektedir. Böylece sağlıklı/hasta bireylere bakım, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek üzere yetiştirilen hemşirelik öğrencilerinin sağlığı geliştirme davranışlarının önemini kavrayacakları ve bilgilerini uygulamaya aktaracakları düşünülmektedir.

KAYNAKLAR

Altun İ (2002) Kocaeli’nde yaşayan halkın sağlıkla ilgili

tutumlarına ve sağlık yaşam biçimi davranışlarına ilişkin bir çalışma, Sağlık ve Toplum, 3: 41-51.

Asrtrup A (2001) Healty lifestyles in urope: prevention of

obesity and tip ıı diabetes by diet and physical activity, Public Health Nutrition, 4 (2B): 499-515.

Bagwell MM, Bush HA. (2000) Improving health promotion

(9)

Bahar Z (1993) Sigaraya karşı sağlık personeli, Ege

Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 9 (2): 87-114.

Cathleen M, Shultz S (1984) Lifestyle assesment, Nursing

Clinics of North America, 19(2): 271-281.

Damrosch S (1991) General strategies for motivating people

to change their bahavior, Nursing Clinics of North America, 26(4): 833-838.

Dickey RA, Janick JJ (2001) Lifestyle modifications in the

prevention and treatment of hypertension, Endorc Pract, 7(5): 392-9.

Erdoğan S, Nahcivan N, Esin N ve ark. (1994) Sağlığı

sürdürme, sağlığı geliştirme ve hemşirelik”, Hemşirelik Bülteni, 8: 32.

Esin MN (1997) Endüstriyel Alanda Çalışan İşçilerin Sağlık

Davranışlarının Saptanması. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi.

Foreyt JP, PostonII WSC (1996) Reducing risk for

cardiovascular dısease, Psychotherapy, 33:4, 576-586.

Hills MD, Lindsey E (1994) Health promotion: a viable

cirruculum framework for nursing education, Nursing Outlook, 42: 158-62.

Lundy KS, Sharyn J (2001) Clients in Home Health, Hospice

and Long-Term Care Settings: Community Health Nursing Caring for the Public’s Health, Jones and Barlett Publishers, Boston Toronto London Singapore.

Kong R (1995) Building community capacity for health

promotion: a challenge for public health nurses, Public Health Nursing, 12(5):312-318.

Nutbeam D (1997) Promoting health and preventing disease:

an ınternational perspective on youth health promotion, Journal of Adolescent Health, 20: 396-402.

Palank CL (1991) Determinants of health promotive behavior:

a review of currevt research, Nursing Clinics of North America, 26(4): 815-832.

Pasinlioğlu T, Gözüm S (1998) Birinci basamak sağlık

hizmetlerinde çalışan sağlık personelinin sağlık davranışları, Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2(2): 60-68.

Pender NJ, Walker SN, Sechirist KR ve ark (1992) Health

promotion and disease prevention: toward excellence in nursing practice and education, Nursing Outlook, 40(3):106-120.

Redland AR, Stuifbergen AK (1993) Strategies for

maintenance of health-promoting bahaviors, Nursing Clinics of North America, 28(2): 427-442.

Sebregts EH, Falger PR, Bar FW (2000) Risk factor

modification through nonpharmacological interventions in patients with coronary heart disease, Journal Of Psychosomatic Research ,48 (4-5): 425-441.

Sisk RJ (2000) Caregiver burden and health promotion,

ınternational Journal of Nursing Studies, 37: 37-43.

Spradley WB (2001) Health Promotion and Wellness,

Community Health Nursing Concept and Practice, Lippincott.

Tashiro J (2002) Exploring health promoting lifestyle

behaviors of japanese college women: perceptions, practices, and ıssues, Health Care Women Int., 23(1): 59-70.

Wahlqvist ML, Saviage GS (2000) Interventions aimed at

dietary and lifestyle changes to promote healty aging, Europan Journal of Clin Nutr, 54(3): 146-56.

Wood D, De Backer G, Faergeman O ve ark (1998)

Prevention of coronary heart disease in clinical practice, summary of recommendations of the second joint task force of europen and other societies on coronary prevention,Blood Press; 7 (5-6): 262-9.

Referanslar

Benzer Belgeler

Cinsiyeti kadın olan, İkinci sınıf öğrencilerinin ve hemşirelik bölümünü isteyerek seçmeyen öğrencilerin Hemşirelik Eğitimi Stres Ölçeği puan ortalamasının

araştırma konusunda yayınlanmış araştırmaları, ikinci yazarın ayrıca yansıtma konusunda ulusal indeksli bir dergide yayınlanmış bir yayını bulunmaktadır.

Sağlığı geliştirme programları; bir toplum, okul, sağlık kuruluşu veya işyerindeki.. sağlık sorununun çözülmesi amacıyla birçok kişi ve kuruluş tarafından

Tekrarlayan benzer içerikli araflt›rmalar yerine birbirini dayanak alan, bilimi belli bir yere tafl›yan, yücelterek yükselten araflt›rmalara bir ayr›cal›k tan›ma

Fransız tezinin etkisi ile Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlandı (1869). Nizamname hazırlanıĢı ve etkileri bakımından Osmanlı maarif tarihinde yeni bir

Derim k i, sanatçı kendi ça­ lıştığı alanın bütün geçmişini avucunun içi gibi bilmelidir.. Eylemine girişirken avucunun içi kendisi

10 Öğrencilerin hafta içi bilgisayar /tablet kullanımına göre adolesan sağlığı ölçeği sonuçları değerlendirildiğinde, 2 saatten daha az kullananların

Araştırma sonucunda hemşire ve öğrenci hemşirelerin bakım odaklı hemşire hasta etkileşimine yönelik tutum ve davranışlarının olumlu olduğu, öğrenci hemşirelerin ba-