• Sonuç bulunamadı

6-7 Eylül

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "6-7 Eylül"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PERŞEMBE, 7 Eylül 2000

5

"TV?

SEVGİLİ

okuyucularım, Türkiye

1 9 5 5

yılında, bundan tam

4 5

yıl önce bugün, çok çirkin bir olayla sarsılıyordu.

İstanbul'da on binlerce çapulcu so­

kaklara dökülmüş, İstanbul yağma

edilmişti.

G enç kuşaklar, tarihimize

6 -7 Eylül

olayları

diye geçen bu acı, yüz kızartıcı, utanç verici hadisenin ne olduğunu bilmez­ ler.

Bugün bunu kısaca anlatmak, bilmeyenleri bilgilen­ dirmek istiyorum.

6 Eylül 1 9 5 5

günü Türkiye bir haberle çalkalan­ maya başladı.

Atatürk'ün Selanik'teki evi bombalanmış,

tahrip edilmişti.

Bu haber ağızdan ağıza yayılıyordu. Bazı gazeteler öğleden sonra ikinci baskı yaptılar. Kocaman başlıklar halkı tahrik ediciydi.

O yıllarda Yunanistan'la aramızda yine

Kıbrıs

soru­ nu vardı. Yunanistan

“Enosis” ,

yani adayı kendine bağlamak istiyordu.

Türkiye'de ise

“Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacak­

tır. Ya taksim, ya ölüm’’

mitingleri düzenleniyordu.

Kıbrıs'ta iki toplum arasında olaylar vardı. İki ülke arasında ipler gerilmişti.

★★★

Atatürk'ün

evinin bombalanması olayı, Türkiye'de işte bu ortamda duyuldu.

İstanbul'da önce

“adam gibi adamlar’’

tarafından düzenlenen gösteri ve yürüyüşler başladı. Çoğu üniver­ site öğrencilerinden oluşan kitleler, ellerindeki afiş ve pankartlarla sokağa döküldü.

Yunan Konsolosluğuna siyah çelenk bırakıldı, bom­ balama olayı kınandı.

Cumhurbaşkanı

Celal Bayar,

Başbakan

Adnan

Menderes

ve

Demokrat Parti

hükümeti, olayların gelişmesini izliyordu.

Fakat birkaç saat içerisinde beklenmedik gelişmeler yaşanmaya başlandı.

İstanbul'un dört bir yanında on binlerce gösterici yü- rüşüye geçmişti. Bunlar öğrenci falan değildi.

Çapulcu takımı sokağa çıkmıştı.

Göstericilerin ilk hedefi Beyoğlu ve İstiklal Caddesi oldu. Akın akın buraya geliyorlardı. Onları durdurmak mümkün değildi.

★ ★ ★

O sıralarda İstanbul'da

Rum

vatandaşlarımızın sayısı çok fazlaydı. Ticaretin çoğu da onlann elindeydi. B e­ yoğlu ve yöredeki lüks mağazaların hemen hemen tü­ mü onlara aitti.

Yine o yıllarda

Rum

asıllı vatandaşlarımızla bazı sür­ tüşmeler başlamıştı. Hatanın birazı da onlara aitti.

Her yerde

Rumca

konuşurlar, toplumun tepkisini çekerlerdi.

Bu yüzden

“Vatandaş Türkçe konuş’’

kampan-

yalan açılmıştı. Bu afişler her yerde asılıydı. ★ ★ ★

Evet, İstanbul'un her tarafından yola çıkan çapulcu takımı dört bir yandan Beyoğlu'na ve

Rum

asıllıların yaşadığı semtlere akmaya başladı.

6-7 Eylül

6 Eylül

günü hava kararmaya başlamıştı.

Yağm a başladı. Vitrinler kınlıyor, ne varsa

sokağa dökülüyor, isteyen istediğini alıp götü­

rüyordu. Caddeler buzdolaplan, kaşar tekerleri,

kumaşlar, oyuncaklar, parfümeri, akla ne gelir­

se onlarla doluydu.

Ama dahası vardı. Kiliseler de yakılıp yıkılı­

yordu. Özellikle Beyoğlu bir harabeye dönmüş­

tü.

Bütün bunlar olurken, Türk, Ermeni ve Musevi'lere ait işyerleri de karambolde elden çıkıyordu. Çünkü ça­ pulcu takımı önüne gelen her yere bilinçsizce saldırı­ yordu.

Ancak çok ilginçtir, bu

“kin ve nefret kasırgası”

cana değil, sadece mala yönelmişti. Öldürme, yaralama olayları olmadı. Sadece ele geçen birkaç papazın sün­ net edildiği söylendi.

(6-7 Eylül olayları sonrasında pek çok Rum

asıllı vatandaşımız korkudan Türkiye'yi terk

edip Yunanistan'a yerleşti.)

★★★

Hükümet

sıkıyönetim

ilan etti. Ama iş işten geç­ mişti. Kabahat önce solculara yüklenmek istendi ama. tutmadı!

Benzer olaylar İzmir'de de yaşanmış, bazı işyerleri ile birlikte Yunan Konsolosloğu tahrip edilmişti.

Türk hükümeti daha sonra konsolosluk binasını onardı. Yeni binanın açılışında, hükümet üyelerinden

Muammer Çavuşoğlu

(Nazlı Ilıcak'ın babası) binaya Yunan bayrağını kendi elleriyle çekerek Yunanistan'a bir jest yaptı.

Politikacı

Osman Bölükbaşı

bu davranışı eleştir­

di...

“Türk bakanlan her şeyi yapardı ama kon­

solosluk kavası gibi bayrak çektiklerini ilk kez

gördük”

dedi.

★★★

Peki ama neydi 6 -7 Eylül olaylannın içyüzü?

Atatürk'ün evi gerçekten bombalanmış mıydı?

Evet, orada bir patlama olmuştu ama bombayı koy­ duğu iddia edilen kişi, günümüzde valiliğe yükselen bir Türk'tü! Yunan tarafının böyle bir şey yaptığı hiçbir za­ man kanıtlanmadı.

Olaylar hükümet tarafından Yunanistan'a

gözdağı vermek amacıyla örgütlenmiş, sonra

denetimden mi çıkmıştı?

Bu soru yanıtsız kaldı. Hatta

2 7 Mayıs

ihtilali son­ rasında Yassıada mahkemelerinde

6 -7 Eylül

davası görüldü.

Bayar

ve

Menderes

yargılandılar. Kararı anımsamıyorum, ama bildiğim kadarıyla hadiseyi hükü­ metin örgütlediği kanıtlanmadı.

Ne olursa olsun, Türkiye bundan tam 4 5 yıl

önce çok acı olaylar yaşamış, dünyaya rezil ol­

muştu.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Konsolosluk, diplomatik temsilcilik yok ise, kabul eden devlet razı gelirse, diplomatik ilişkileri de yürütebilir.. Bu durumda bile konsolosluk, diplomatik imtiyaz

Genel Kurul’da yapılan seçim- lerin ikinci turunda, Genel Baş- kanlığa İsmail İnan, Genel Sek- reterliği Muammer Özerkan ve Genel Saymanlığa da İsmail Aras

Bunlardan 70 bininin ölüm- cül koroner olay olduğu varsayılıp yılda 160 bin fatal ol- mayan yeni koroner olay da dahil edilince, halkımııda yaklaşık olarak yılda

 Kişilik, bireyin kendisinden kaynaklanan tutarlı davranış kalıpları ve kişi içi süreçler

vadilere sahiptir ki, burada yapılan tarım üzerine ilk parlak Yunan kent devletleri filizlenmiştir.. Ancak burada da coğrafya değil, toplumsal çevre

Metalik zehirleri biyolojik materyalden izole edebilmek için, öncelikle ortamda bulunan organik maddelerin yıkılanması gerekmektedir. Bu şekilde, yıkılama

Fakat konu ile ilişkili olması bakımından, Korinthos ve bir kısım Doğu Yunan kentinin yöneticileri tarafından alınmış bir dizi kararın, bizzat ticari bir fayda göze-

Savcılık Makamı bu üç olayın birbiriyle ilişki içinde olduğunu, bu üç olaya nüfuz edecek üst bir kurul olarak Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve