Z ekeriya Sertel’in ABD ile
ilgili anlattıkları, verdiği sayı
ve istatistiklerin birçoğu,
1990’ların Küçük Amerikası
Türkiye için artık şaşırtıcı
değil: Halkın politik
eğitiminin eksikliği, eğitim
için ödenecek rakamların
altından kalkılmazlığı,
kadınların parlamentodaki
azlığı, çalışan kadınların
karşılaştığı zorluklar vb.
Yıllardır Amerikan yazarları
da dahil pek çok yazarın
anlattığı bu gerçekler,
Amerikan Biçimi Yaşam’a
yakınlık duyulmasını
engellememiştir.
SENNURSEZER
a T ) ütün kamu hizmetleri özel sermayenin elinde- J L - / dir. Su, gaz, elektrik gibi günlük ihtiyaçlarımız orada özel teşebbüsün ticaret aracıdır. Bütün haberleşme araçları, telgraf, te lefon, posta, radyo, televizyon, yayım araçları özel sermaye tarafından işleti lir. Bütün ulaştırma araçları, deniz, ka ra, hava taşıt araçları, tramvay, otobüs, troleybüs, metro, özel sermayenin elindedir.” Bu anlatılan Türkiye’nin yıllardır tartışılan düşü değil mi? Bu düş, arasıra şu yargıyla bolünse bile: “Sözün kısası vatandaşı koruması ge reken işlerde devlet vatandaşı kapita lin sömürüsüne bırakmıştır. ”
Özel sektörün, kamu kuruluşların dan daha verimli çalıştığı inancı mıdır, Amerikan düşünü önce kurumlarda gerçekleştirme yollarını aratan, yoksa “Amerikan biçimi yaşam” refah ola naklarıyla mı çekicidir? Zekeriya Ser- tel’in, 1970’li yılların sonlarına doğru Paris’te yazdığı Amerikan Biçimi Ya şam, bu soruları gündeme getirirken, başka soruları da hazırlıyor. Örneğin tüm az gelişmiş ülke yurttaşlar, nın gözdesi refah toplumunu çiziyor: “Memlekette her şey görülmemiş oranda boldur. Amerika’da tanır, ve sanayi tüm dünyanın ihtiyacını karşı layacak durumdadır. Tarım ürünü o kadar boldur ki ürününün önemli bir payını dış ülkelere gönderdiği ve ner- de açlık ve kıtlık varsa oraya yetiştirdi ği halde, verimli toprakların hepsi iş lenmez. Çiftçiye elinde kalan toprağa karşılık tazminat verir hükümet. Ame rikalı bu bolluk içinde yaşar. Bol kaza nır, bol harcar, geniş yaşar.” Zekeriya Sertel bu bolluğun tarihsel ve toplum - sal kaynaklarını anlatırken, bolluk
ül-Düş m ü karabasan mı?
Amerikan bi
kesinin getirdiği değer yargılarını ve bunalımları da göste rir: Amerika’da insanın değe ri, elde ettiği başarı, kazandığı para ile ölçülür. Kültür sahibi kişiye önem verilmez.” “Kü çücük okul çocukları bile hiç olmazsa marijuana kullan maktan kendilerini alamıyor lar.”
Zekeriya Sertel, ABD’de iki ayrı zaman dilimini yaşadı. 1920’lerde Columbia Üniversitesi’nde burslu öğ rencilik dönemi, 1969-1979 arasında kızı Sevim Sertel O ’Brien ile kızkarde- şi Belkıs Vassaf a yaptığı ziyaretlerde aylar süren konukluklar dönemi. Bu iki dönem, arasında yaşananların so nuçları, devletin vatandaşa bakış açı sında oluşan farklılıklar, Sertel’in gö zünden ve kaleminden kaçmamış. 192 O’lerde yoksul sayılabilecek biri ör neğin burslu bir öğrenci “genel ve be dava devlet hastanelerinden” birinde beş para vermeden ameliyat olabilir, doğurabilirdi. “Hatta doğumdan son ra bir süre çocuğa sağlık kaidelerine uygun biçimde bakabilmek için eve bir hastabakıcı gönderilir. ” 1960’larda
“büyük toplum ” sloganıyla yoksullukla savaş için yasa ya yımlanmış, 25 milyonu aşkın aile için bedava sağlık ve yar dımı, gıda yardımı, ucuz ve ki rası az konut; çalışan anneler için gündüz bakımevleri, gençler için meslek kursları ve okulları sağlanmış. Bu düzen leme yarar da sağlamış. 1970’lerde devlet yeni bir slo gan üretmiş: ‘“Bana devlet ne verebi lir?’ diye düşünme, ‘ben kendi kendi me ne yapabilirim?’ de.” Bu slogan ve bakış açısı, “büyük sermayeyi fiyatları arttırmada serbest bırakma, “sosyal yardımları kısma” sonuçlarını getir miştir.
ABD’nin yoksullarının değişen ya şam koşulları, çeşitli başkanların dün ya görüşlerine bağlı gibi görünmekte dir. Oysa asıl gözden kaçırılmaması ge reken gerçek: “Amerika’yı20 dev kor- porasyonun (holding) idare ettiğidir. ” Zekeriya Sertel, ABD’deki “demokra tik parlamenter sistemi ”, şu cümlelerle tanımlar: “Demokratik parlamento sistemi siyasi partilere dayanır. Ameri ka’da iki büyük siyasi parti vardır. De
mokrat Parti, Cumhuriyetçi Parti; ikti dar bu iki partinin tekelindedir. (...) Aralarında büyük bir ayrılık yoktur. Zaman zaman biri üstün gelir, iktidarı ele geçirir.
Zamanla bu parti yıpranır, yerini öte kine verir. Bu partiler, ancak dev kor- porasyonların paraca yardımları ile ayakta durabilirler. Bu korporasyonlar tabii bu parayı (...) karşılığında bir şey ler bekledikleri için verirler. Yani ikti dara gelecek partiyi bir tür satın alırlar. Sonra, iktidara kendi çıkarlarını yaptı rırlar. Amerika’da bu iş gizli de değil dir. Başta Beyaz Saray olduğu halde, bütün bakanlıklarda korporasyonlarla teması sürdürmekle görevli kimseler vardır.”
"Buyrun" diyen paspas
Zekeriya Sertel’in ABD ile ilgili an lattıkları, verdiği sayı ve istatistiklerin birçoğu, 1990’ların Küçük Amerikası Türkiye için artık şaşırtıcı değil: Hal kın politik eğitiminin eksikliği, eğitim için ödenecek rakamların altından kal- kılmazlığı, kadınların parlamentodaki azlığı, çalışan kadınların karşılaştığı zorluklar vb. Yıllardır Amerikan ya zarları da dahil pek çok yazarın anlattı ğı bu gerçekler, Amerikan Biçimi Ya- şam’a yakınlık duyulmasını engelleme miştir. Belki de bunun altında, ABD’deki açıklık politikasının payı vardır: “Amerika kirli çamaşırlarını açıkta yıkar ve açıkta asıp güneşte ku rutur. (...) Demokraside halk her şeyi bilmelidir derler ve en gizli devlet sırla rı bile korkusuzca yayımlanır. ”
Amerikan düşü, Sertel’in kitabında kabuslarıyla ve alternatifleriyle anlatı lıyor. Bence en çarpıcı anılardan biri bu düşün peşine takılan bir Türk: “Yo lun sol yanında küçük, temiz ve şirin bir katlı beyaz bir evin önünde durduk. Pencerelerin perdeleri inik. (...) Kapı nın önünde üzerinde Türkçe “Buy run” yazılı bir paspas. (...) Bu paspas kadar sıla özlemini anlatan bir işarete rastlamamıştım hiç. ’’
Demokrasiyi bir ihraç malı sayan, de mokrasi uğruna savaşlar icat eden Amerika’yı, öğrenciliği sırasında beğe nen Sertel’in yaşlılık yıllarında yazdığı bu kitabı, tam zamanında yayımlandı bence. Kimi yolsuzluk davalarının “se çim sırasında” görülmemesi kararının verildiği demokratik ve özelleştirilmiş bir ülkenin iyi tanınması gerektiği gün lerdeyiz çünkü. Geleceğimiz buna bağlı.»
Amerikan Biçimi Yaşam/ Zekeriya Sertel/ Yapı Kredi Yayınları/ 92 s.
S A Y F A 15
Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 1 5 8 6 7 0 0 6 *