tt tt U IU M tll ll tl il ll !I III U IIl l) İM M It (f H m ıl ıl lH W lH llH iu u u « ı. .. .. M N W il ıı ıı lı tı ll M IH M II in il li m il lt tm W > im H im il im il U ll ll W M İIW tU ll ll ll lf ll M III IM III !! !! im H m m !t M m il l( ll im >
fiıımHmmtımwi!iııımmnnnımnıi!iııii!i
PEYflMİ SAFA
P
EY’ A M I Safa’ nın ölümüne çok acıdım.Yalnız eski bir dost olarak, eski bir fik ir ve san’at arkadaşım olarak değil! Artık
bizim çağımı* o cinste, o değerde insanları
pek güç yetiştiriyor. Peyami Safa, m illî ha- yat içinde yoğrulup olgunlaşarak kendi ken dini yapanların son örneğidir.
Bizden olmanın bütün vasıfları onda
vardı. Izdırap yaratıcıdır, derler. Onda da
bövle olmuştu. İlk darbeyi talihinden yedi.
Şair İsmail Safa genç yasında menfasında
ölünce ortada yardımsız ve bakımsız kalmış tı, Babasının ona miras olarak bıraktığı şey, zayıf bîr sıhhatle bir aile adından ibarettir.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, uzun ve
tehlikeli bir hastalıkla pençeleşmesinin ro manıdır. Fakat hayatla çatışması ondan daha sert oldu. Çok gençti. Hem yaşamak imkân larını bulacak, hem de kendi kendini olgun laştıracaktı. A z çok bohem b ir hayat içinden
geçip maişet mücadelesini kazanarak bir
şahsivet olmaya çabaladı. M diî haram her ta- rafivle lem is ediyordu. Dili, örfü, geleneği, m illî heyecanları, m illî zevkleri kaynağından tadıyordu.
Kalem i ile yaşamağa bağladığı zaman he nüz çocuk sayılırdı. Şiir merakı devrini ge-
t irdi. Sabahlara kadar süren edebiyat soh-
betleri içerisine daldı. Dil devriminde, milli, yetçilikte ön safta vazifeler aldı.
B ir taraftan da yaşamak İçin Cingöz Re- caî’ nin dili ile ban i harıl polis romanlan ya zıyordu, Makaleci, edebiyat tenkideisi, gaze teci, dergi sahibi, fıkraeı, romancı, fik ir ada.
mı, gramerci, dilci, polemikçi, üslûpçu ve
politikacı oldu.
Bu darmadağınık hayat içinde yabancı b ir dil öğrendi. Tercüm eler yaptı. Tarih ve
felsefe kültürünü geliştirdi. Peyami Safa
olancaya kadar atladığı manialar saymakla
17 H A Z t R A N 1961
ımııımıııiHiıınınınıııııııiitıtıııtııııııııııiiiııımııııııııııııııııııııııııımıııııııımıı
BİR BAKIMA
RHAN SEYFi
tükenmez. Zengin bir iş adamı yerine her
zaman bir fik ir ve san’at adamı olmanın za rarını görmüştür.
Gazetelerden gazetelere geçerek, dergi
sütunlarında dolaşarak, ideoloji tartışmaları na katılarak, bâzan da bir silâhşor gibi kale, mi ile döğüşerek, sadece sıkıntı içinde ya şadı...
A ile hayatında da hastalık yakasını bı- \
rakmadı. Halaylarından sonra mes’ ut aile |
yuvasının kapısını o çaldı ve bir daha çık- j
madı. Son yediği darbe biricik oğlunun ölü- j
müdür...
Bu kadar sinirleri ızdırapla geren bir î
hayata bir baş nekadar tahammül eder? N i- I hayet sonsuz mücadeleler içinde, olgunlaştır. : dığı bu eşsiz dimağ yaşamağa isyan etmiştir, i
Peyami Safa, olduğundan çok daha kıy- 1
metlidir. Rahat bir hayat yolunda elinden \
tutup yedenler olsaydı, kazandığı her şeye j
daha kolay ve daha çok sahip olabilirdi...
Nesi varsa hepsini sadece kendi enerjisine, i
kendi emeğine borçludur. Bir fik ir adamı i
olarak bu cemiyetin en önünde yürüyen in.
sanlardandı. Gazeteci arkadaşları arasında, ;
Hüseyin Cahit’ ten sonra polemikte onun ka
dar kudret gösteren olmamıştır. Fakat he. =
nlm hayran olduğum iki büyiik vasfı vardı: ı
Birincisi m illiyetçilik sevgisi ile dolu oluşu. ;
Türk milletinin yaratıcılık kuvvetine inanı- §
yordu. İyim serliği ondandı.
İkincisi eşsiz bir üslûba sahip oluşudur. -
Tiirkçeyi en pürüzsüz, en temiz ye en gü- [
zel yazandı. Hiçbir zaman âmiyaneliğe düş
medi. Özenti yanmadan tertemiz bir Türkçe j
ile yazıyordu. Türk dili onunla asıl çağdaş muharririni kaybetmişlir.
Btivük ızdıvaplar çekmiş olan arkadaşı mın aziz ruhuna Tanrı’ dan huzur ve sükûn dilerim.
ıı(iifiıi'it ’ rmfiıııııni!llllııııi|||l||||!l||lf| Hım [|| HU jllllllllIIIIIIIIlItlIlM iliîlM III1
Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 1 6 2 6 5 0 0 6 * ü iiM iıı m ım ıım u m m n m m m m ııı ın ııı ııı ııı m ııı ım ıım ııı ıt ııi r.