O
O « * 1 İM M Gazeteci Orhan Tahsin, ‘ Suna San’ takma adıyla ‘Anahtar Deliğinden’ köşesini kaleme aldığı yılları anlatıyor (sol sayfada). Adalet Cimcoz, ‘Fitne Fücur’ takma adıyla ‘sosyete dedikoduları’ yazdığı yıllarda, Maya Sanat Galerisi’nde (solda).a
% Heci, Hakkı bat 1960 azetesi'ydî. ha Deren adları yurulardan sonra Şeşini yazmaya ıilmişti: "Yeni irmiş, gazete bu .’orunda gibi okunan e tahammülü mn adını da iu olacak veY e n i S a b a h a
Aı U 1* rnüHlifl olmayı r**lnwle d « « lk den « P ırıltı* hMn d ı » j w n n u ı »dini d» açıklayandı h u ro ru n u a çıkı- Tor. Bugünden Hfbaretl. tefcrtr P *,,« , okun»ca*ı olaraky t S»Wh„ D erenin tlrrakm itaden kotny kolnv kurtula- mayafcUurtna. * »Ut» h! rlk te b ir İktid arı» n »uplAnm çileden çr m u . envetn bu v (inlen •d btayOtler» mAnı* »«kılım» »* nihayet >1 P op ü ler T A R İH / Ocak 2001 • 8 3
TANIKLIK
Adalet Cimcoz'un Fitne
Fücurundan
Dostlarının 'Ada' adını taktıkları Adalet Cimcoz'un 'Fitne Fücur' imzasıyla Aydede, Salon, 20. Asır, Hafta, Tef gibi dergilerde ve Cumhuriyet
gazetesinin pazar ekinde, 1946-1960 arası kaleme aldığı sosyete dedikoduları, o dönem İstanbul'unun sosyal yaşamına ışık tutar. Bu yazılarından birinde Adalet Cimcoz, kendisinin açtığı ünlü Maya Galerisi'ndeki bir kokteyli anlatır: "Adet olmuş artık, her 15'te bir, Maya Galerisi'nde limonlu votka varmış. Daha ziyade gazetecileri avlamak için yapılan bu davete İstanbul'un şık ve güzel hanımları da iştirak ediyor. Galeri yeni elbise giymiş,
duvarları hasırlar içinde. Bu kokteyl, 17 yaşındaki heykeltraş Aloş'un tahta ve seramik tabakalarının teşhiri münasebetiyle veriliyor. İki oda da kalabalık, şık hanımlar, bu arada sanatkârlar da var. Bizde aristokrasi var mı bilmiyorum ama varsa şayet, Maya'da bohem sanatkarlarla aristokrasi pek içli dışlı ve çok candan kaynaşmış. Mesela Prenses Mevhibe, nam-ı diğer Sarışın Mevhibe, bütün haşmetiyle odaların birini kaplamış, yanında heykeltraş Aloş parmak çocuk gibi kalıyor. Sahnede hayran olduğumuz Bedia Muvahhit böyle kalabalık hususi yerlerde inadına mahcup,çekingen bir taze oluveriyor, oturduğu yerden kaldırabilene aşk olsun. Nevin Akkaya da öyle, mamafih Küçük Sahne onu biraz serbest kılmış. Uzun yeşil eldivenlerini, nefis kahverengi tayyörünü ve sarı şapkasını dolaşırken göremedik ama kahkahasını işittik hiç olmazsa. (...) Ankara Caddesi'nde bir romans yaratmış olan ve Bütün Dünya'yı elinde tutan Baron Nebioğlu, yanında akşamcı Şövalye dö Bakırköy Adnan Tahir'le beraber geldi. Adnan Tahir gözünü bir saniye Gülümser'den ayırmadı. Gülümser de kim
H l v û r û t / c l r t i ı ? C * a K i c m r t i ’r r o l I /i t i güzellik müsabakasına girmesi şart. Fakat ne olur dudaklarını boyamasın, bu işi yapması için önünde daha çok uzun seneler var. Ahmet Hamdi Tanpınar, Bedia
Muvahhit'i görünce pek sevindi, tam iki saat yan yana diz dize oturdular, resim çektirdiler ve bir şeylere karar verdiler.
Haydi hayırlısı.“ (Hafta dergisi, 11 Nisan 1952, sayı: 133)
muşak bir üslupla doğ ruları, gerçekleri yazı yordum. Mesela bir
kurumda yolsuzluk
mu var, ben onu güzel bir üslupla okuyucuya aktarıyordum. Elimde o yolsuzlukla ilgili bel geler var, yolsuzluğu biliyorum, ama o yol
suzluğu okuyucuya
aktarmayı da biliyo rum. Suna San olarak doğru olmayan hiçbir şeyi yazmadım. Onun için, bir sefer hariç, mahkemeye verilme dim. Mahkemelik ol duğum tek davadan da beraat ettim."
NEDEN KADIN ADI?..
Hakkı Devrim de, Tevfik Erol ve Orhan Tahsin de köşele rinde kadın adlarını, takma ad olarak kullanmışlar.
Ad seçiminin özel bir nedeni olabilir mi?
Tahsin bunu şöyle açıklıyor: "Politikacılar kadına karşı daha saygılı. Gazetelerde o za man kadın adı pek görülmüyor du. Politikacılar kadın gazeteci lere dava açmak da istemiyorlar dı. Kadın adı kullanmak, biraz da bundan kaynaklanıyordu. Köşelerin ilgi görmesinin nedeni biraz da yazanın kadın olması-___ . 1 - . ı : — j : II
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi