• Sonuç bulunamadı

Agâh Efendi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Agâh Efendi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Agâh Efendi

1 8 3 2 1 8 8 5

G A Z E T E C İ ve devlet adamı. İstanbul’da doğdu, el­ çiliği sırasında, Atina’da Öldü. Yusuf Agâh Efendi, tıp tahsilini yarıda bırakarak Tercüme Odası’na memur olmuştu. Fransızca, İngilizce ve İtalyanca öğrendiğinden önce Paris’e Elçilik Kâtipliğine gön­ derildi. 1860 yılında Tercümân-ı Ahval gazetesini Şinasi’yle birlikte kurdu. Ertesi yıl Posta idaresi­ nin başına getirildi. İzmit ve Midilli Mutasarrıflı­

ğında bulundu. Son görevi ise Atina Elçiliğiydi.

APANZAOE Yusuf Agâh Efendi, çok iyi ye- fişmTş bir gençti. Tercüme Odası'ndayken tanıştığı İbrahim Şinasi İİe birlikte Tercüman-ı Ahvai adiyle, özel kişilere ait ilk Türkçe gazeteyi kurduğu zaman henüz yirmi sekiz yaşında bulunuyordu. Ertesi yıl, çalışkanlığına ve ciddiliğine karşılık onu Posta İda- resî'nin başına getirdiler...

O devirde memlekette posta işleri gayet yavaş gidiyordu. Atlı tatarlar ve posta arabalarıyie bir yer­ den bir yere eşya ve mektuoların taşınması, resmî yazıların ulaştırılması uzun zaman alıyordu.

O sabah, yeni Posta Nazırı Yusuf Agâh Efendi, fesini biraz arkaya yıkmış olarak makamına geldiği zaman bu seyrek, sivrice sakallı, «Alafranga görü­ nüşlü» genç âmiri karşılayan sermümeyyiz, Posta İdaresi'ntn en kıdemli büro şefi kendisine İngiltere' den gönderildiği anlaşılan bir mektup verdi. Agâh Efendi, birkaç lisan bilir bir kimse olduğu için, set­ resinin düğmelerini çözerek koltuğuna geçti, oturur­ ken bir yandan da kâğıda göz gezdirdi.

Birdenbire karşısında ayakta bekleyen başmü- meyyîze, büro şefine mektubun zarfını gösterdi:

— Görüyor musunuz efendi? Bu nedir, zarfın üstündeki?

Büro şefi, oraya yapıştırılmış bir küçük, resimli kâğıt parçası görüyordu. Üzeri de mühürlenmiş, damgalanmıştı. Agâh Efendi, izahat vermeği uygun buldu:

— Buna İngîlizler «Stamp», italyanlar «Stam- pa», Fransıziar «Esîampe» derler. Bir taşıma işi için hükümetin aldığı ücret miktarını gösterir. Bir çeşit para veya makbuz gibidir. Zarfın üzerine yapıştırı­ lır. Böylece, kaç kuruş vergi veya ücret alındığı an­ laşılır. Ücret değiştikçe ıstampanın da rengi, biçimi, resmi ve üzerinde yazılı rakam değişir. Bunu ilk de­ fa 1837 yılında İngiliz Parlâmentosu bir kanunla ka­ bul etmiştir. Vergi alındığına dair damga yapılması için kabul edilen bu kanun posta nakliyatına da 1840 tarihinden itibaren tatbike başlandı. Şimdi bir mu­ cip tezkiresinin müsveddesini kaleme alınız. Sada­ ret makamına arzedelim ve müsaade alarak bu ko­ laylığı biz de tatbike başlayalım.

Başmümeyyiz efendinin ağzı bir karış açık kal­ mıştı. Ne cin fikirli adamdı şu yeni Posta Nâzın...

Böylece, bedeli önceden ödenecek ıstampalarla de­ ğişmez posta ücretleri tatbik edilecek, para külfeti ortadan kalkacaktı. Bilhassa posta şubeleri bundan çok yararlanacaklardı.

Tabiî Agâh Efendi, memuruna bunları anlatır­ ken Hicret yılı tarihlerini söylüyordu. Bulduğu usu­ lün kolaylığım, Tanzimat Fermanı'ndan beri batıya dönük işlerin faydalılarını almakta hükümetlerce gösterilen anlayışı bildiği için hiç tereddüt etmeden Sadrazam hazretlerine bu teklifi yaptırmıştı. Yalnız, ıstampa (baskı) gibi yabancı bir deyim kullanmak- tansa, onun yerine «Posta pulu» demeyi uygun gördüler.

Aradan daha bir yıl bile geçmeden, posta pulu usulü yayıldığından, Agâh Efendi'nin çıkarmakta ol­ duğu Tercümân-ı Ahval gazetesinde şuna benzer

ilânlar görülmeğe başlanmıştı: «Refik Bey tarafın­ dan ayda bir defa çıkarılan Mir'ât adlı resimli gaze­ tenin.... eyâlât (vilâyetler) ve ecnebi memleketler için posta pulu ücretine zam yapılır».

Agâh Efendi gerçi Posta Nazırlığı'nda çok uzun bir zaman kalmadı. Çünkü, ona daha başka resmî görevler de veriliyordu ve bu çalışkan, gayretli genç, hepsinin üstesinden geliyordu. Ne var ki, Ye­ ni Osmanlılar gizli cemiyetinden Ziya Bey'in (Ziya Paşa) arkadaşı olduğu, onunla temas halinde bulun­ duğu için gazetesi kapatıldı, resmî görevleri üzerin­ den alındı. Sonraki sürgün hayatında da, Avrupa'ya kaçtığı sırada da, yazılı haberleşmelerinde mektup­ lar üzerine yapıştırılan posta pulları, ilk defa onun tarafından memlekette tatbik edilmişti.

Agâh Efendi, son derece yakışıklı bir gençti. Bu sebeple, girdiği her yerde görünüşüyle dikkati çeker, karşımdakilerin gönlünü kazanırdı. Bunun gerek gazeteciliği sırasında, gerek nâzırlığında çok faydasını görmüştür. İyi tesir bırakmanın^ maksadı elde etmek için yarı yarıya kazanç sağladığını bil­ mekle beraber, Agâh Efendi, yalnız Yeni OsmanlI­ larla ilişkilerinde zarara uğramış, efendiliğine rağ­ men sadrazamın muhabbetini kazanamamıştı.

Hattâ yakıtı zamanlara kadar sadece bir devlet memuru, büyük mevkilere geçmiş «Tanzimat Efen­ disi» olarak bilinirdi. Gazeteciliğimize hizmeti yeni yeni ortaya çıkarılmış, şimdilerde takdir edilmiştir.

(2)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The analytical approximate traveling wave solutions of time fractional Whitham–Broer– Kaup equations, time fractional coupled modified Boussinesq and time fractional approximate

每日服用一次的話,可於晚餐或睡前一次服用; 或分別於早晚兩次服用一半劑量! 注意事項

檢查。 (3) 大於 2 公分者:對於高危險群或肝硬化患者,要有二種影像檢查認定是肝

The RF values of the test implants were detected by the newly developed device which was directly mounted on the healing abutments of the implants. The results showed that the

mak üzere, dünyanın dört bir yanında, Arjantin, Brezilya, Avustralya gibi ülkelerde bile çok yakın akrabaları bulunu­ yordu.. Dolayısıyla

Saçlarınızın parlak ve güzel olması için İsviçreli doktor Bircher - Benner’in metodunu tavsiye ediyor.. Bütün ince kabuklu meyvaları soyma - dan

Dilenci vapuru, adı verilen diğer vapur ise, Vükelâ va­ purunun tamamen aksine olarak Boğaziçi’nin iki yaka­ sındaki bütün iskelelere te­ ker teker

Bu yıl özel koleksiyonlar­ dan derlenen tabloları ile açılan Zonaro sergisi sanatçının hayran ları için âdeta bir resim şöleniydi.. Çiçekli Natürmort 140x98