tt
: 5b6 ¿34
HER YÖNÜYLE
Yazan: SERMET SAMI UYSAL
1
©
Y
ahya Kemal, İstanbul’un «biz»i ve üsküp’teki
«çocukluk çevresi»nl en az aksettiren Kara-
köy, Beyoğlu, Şişli gibi semtleri hâriç, hemen her
yerini, sevip benimser... özellikle çocukluk çev
resi ile yakın benzer yönler gördüğü Kocamusta-
fapaşa ve hele Üsküdar, Şâir’in en çok sevdiği
semtlerin başında gelir...
Hattâ denebilir ki, şiirlerine konu edindiği yerleri, daha çok karşıdan seyretmesini seven Yahya Kemal'in, uzun-yıllar (16 yıl), birçok şeyinden memnun olmadığı halde Parkotel'de oturuşu, biraz da bu oteldeki odasının, başta Hayâl Şehir ol mak üzere, nice şiirine ilham kaynaklığı yapmış olan Üskü dar’ı tam karşıdan görmesi yüzündendir...____________________
ŞÂIR’CE ÜSKÜDAR’IN DEĞERİ:
Ayrıca, Yahya Kemal .için Üsküdar, «biz» i aksettiren «Müslüman bir Türk semti» olmasının dışında, başka bir yön den de çok önemli, hattâ' «mutlu» bir köşedir:
Çünkü,, herşeyden önce Üsküdar, Türk atlılarının 1081'de, ilk 'k e z , İstanbul’u seyrettikleri yerdir... 1071 'de, Malazgirt. Meydan Savaşı’rvdan 10 yıl sonra, Türk atlıları Anadolu’yu karış karış geçerek Üsküdar’a gelmişler ve buradan, karşıların
da gördükleri güzelliklerle gözleri kamaşmıştır...
Fakat, aradan dört yüz yıl kadar bir zaman geçtikten son ra, bu kez, Üsküdar’ın .gördüklerinden gözleri kamaşacaktır: t Çünkü, daha önce ırkdaşlarının gözlerini kamaştrımış olan bu eşsiz güzellikteki beldeyi Sultan II. Mehmet kuşatmış, fethet mek üzeredir... Tam 53 gün yüreği hoplayarak, tepelerden gözleri dolu dolu bakarak, karadan yürütülen 100 parça ge minin Haliç’e geçişini, şanlı «Büyük Top» un, gürleye gürleye Topkapı surlarında açtığı «Büyük Gedik» i^vc sonunda Türk
erlerinin dalgalar hâlinde şehre girişini yalnız o seyretmiştir karşıdan... Yahya Kemal, sanki o günü bu semtle birlikte ya şamış gibi «İstanbul Fethini Gören Üsküdar» adlı şiirinde şöy-,!e anlatır:
Üsküdar, bir uiu rü’yayı görenler şehri!
Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri, . Hepsi der: «Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul'u.fethettiğimiz^mutlu günü!»
E1H üç gün ne mehâbetii temâşa idi o! s ; Sanki halkın uyanık gördüğü rü’yâ idi o! e Şimdi beşyüz sene geçmiş o büyiik hâtıradan;
Elii üç günde o hengâme görülmüş buradan; , , Canlanır levhası hâlâ beşer ettikçe hayâl;
O zaman ortada, her saniye, gerçek bir hâl. Gürlemiş Topkapı’dan bir yeni şiddetle daha Şanlı nâmıyle «Büyük Top» denilen ejderha. Sarf edilmiş mce kol kuvveti gündüz ve gece, Karadan sevkedilen yüz gemi geçmiş Haliç’e; Son günün cengi olurken, ne şafakmış o şalak, Üsküdar gözleri dolmuş, tepelerden bakarak, Görmüş İstanbul’a yüzbin meleğin uçtuğunu; Saklamış dutmuş, asırlarca hayâlinde bunu, ( İstanbul’un zaptı yalnız, Üsküdar’ın değil Yahya Kemal’in de hayâlinde «asırlarca» değilse bile «bir ömür boyu» yaşa mış ve Şâir, bunu mısra mısra örerek en güçlü şiirlerinde ya şatmıştır, _________ •_________________ ■
ÜSKÜDAR TUTKUSU VE
ÇOCUKLUK ÇEVRESİ___________
Bu gerçek bilinince, Yahya Kemal'in, niçin Üsküdar'ı kar şıdan seyretmekle yetinmeyerek, sık sık bu semte gidişinin, sokak sokak dolaşışımn. nedenleri daha iyi anlaşılmış olur.
3
3
*’te*’ :
da¿jkius¿a
F U JM E U H İS A R r N tN Ü S K Ü D A R 'D A N G Ö R Ü N Ü Ş Ü
Şâir, Üsküdar’ın bol câmili sokaklarında dolaşırken yalnız ta rihin geçmiş günlerine inip onları yeniden yaşamaz, aynı za manda, burada, çocuklulç günlendin çevresini hatırlatan bir «bava» bulduğundan, artık çok gerilerde kalan o mutlu gün lerine de inmiş olur....
Zaten Yahya Kemal, daha Üsküdar’ı «karşıdan seyreder ken» bile, çocukluk çehresine benzettiği için oraya ve ora hal kına bir yakınlık duyar. Onun için de Parkotel'den gördüğü ı- şıklar ona «dost» gibi gelir. Bu yüzden de bir şiirinin adını bi le «Üsküdar’ın Dost Işıklan» kor:
îıhda GazeL»
Yahya Kemal Üsküdar semti ve bu şiiri hakkında bir soh betimizde şunları anlatmıştı: ■ ; ■’
— Üsküdar’da, Şemsi Paşa ile Ayazma Camii arasında, Ahmcd-i Sâlis devrinde, Rahmi Paşa’nm Pâdişâh için bir Şe- refâbâd kasrı vardı. Nedim’in buranın açılışı için yazdığı:
«Gel
Şerefâbâd’ı gör şevketli Suitazum. hele» cHye başlayan bir
«teş
rif iyesi», ^ vardır. Buranın suyu Çamlıca’dan geliyor galiba. Ab- med-i Sâlis, valdesi için yaptırdığı camie bir de çeşme yaptırı yor. İskeleden çıkınca, hemen meydandaki çeşme.
,
Dört yüzünde dört kitabe var. Boğaza bakan kitabeNe
dim in. Çarşıya bakan Kırımı Rahmi nin.
«Giin doğmadan me-
şiıııe-i
şebden
neler doğar» mısraı da onundur, odunluğa bakan, kitabe Kadı. Şâkir Bey’in, denize bakan cephede de Ahmed-i Etrafı okşuyor mayısın taze rüzgârı;Karşımda köhne Üsküdar’ın dost ışıkları... Kimlersiniz? Ya bağrı yanık kimselersiniz! Yahut da her sabah uyanık kimselersiniz! Dünyâ yüzünde, bir sefer olsun, tanışmadan, ö z çehrenizle sîzleri görmekteyim bu an. Sîzlersiniz bu ân’ı ışıklarla Türk eden! Eksilmesin şu mutlu şafaklar bu ülkeden!
dedikten sonra Şâir, kendisini bura halkı jle her yönden kay naşmış görür
Gönlüm, dilim, kanun ve mizacımla sîzdenim, Dünya ve âhirette vatandaşlarım benim. / Çocukluğunun insanları gibi dindar, kendi hâlinde olar «bura halkı»m Yahya Kemal «öz çelmeleriyle» görür ve onla rı «dünya ve âhirette vatandaşları» olarak kabul eder.
CENNET ÜSKÜDAR’DADIR
Cenneti bile bu semtin gecesinde, gündüzünde gören Yah ya Kemal, burası için 1939’da: •
Fkdevs bu şehrin şeb ü rûzumla ıvımdır Her çeşmeden âb-ı Şerefâbâd revaiıdır
diye başlayan bir de çok güzel «gazel» söyler: «Üsküdar
Vas-YARIN
___________
YAHYA KEMAL VE KOCAMUSTAFAPAŞA
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi