• Sonuç bulunamadı

Modal Müzik Kongresi:Saygun:Müzikte aynı gamın ülkeden ülkeye gezişi incelenmeli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Modal Müzik Kongresi:Saygun:Müzikte aynı gamın ülkeden ülkeye gezişi incelenmeli"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

So.?.9SS

7 7 6o.i

H.,

CUMHURİYET/7

A D N A N S A Y G U N —Değişik ülkelerde farklı müzik yapıların­ da aynı ses dizisi (gam) nasıl or­ taya çıkıyor, araştırmaya değer.

MODAL MÜZİK KONGRESİ______________

Saygun: Müzikte

aynı gamın

ülkeden ülkeye

gezişi incelenmeli

İstanbul’da başlayan Uluslararası Modal Müzik

Kongresi’nde 5 sesli, 4 telli temele dayalı halk ve

geleneksel müziklerin gelişimi ve evrensel müzik

içindeki yeri ele alınıyor.

Kültür Servisi — U luslarara­ sı Genç Yıldızlar Festivali kap­ sam ında yer alan “ Uluslararası Modal Müzik Kongresi” dün İs­ tanbul A tatürk Kültür Merkezi’n de besteci Ahmet Adnan Say- gun’un konuşmasıyla açıldı.

Pentatonik (5 sesli) ve tetra- k orda1 (4 telli) temele dayanan halk ve geleneksel müziklerin gü­ nümüzdeki durum u, evrensel müzik içindeki yeri ve tarihsel gelişiminin ele alındığı kongrenin ilk gününde, Japonya’dan Prof.

Genichi Tsuge, Federal Alman­ ya’dan Ursula Reinhard, T ürki­ ye’den Babür Tongur, Yugos­ lavya’dan Alexandra Wagner bildiriler sundular.

İstanbul Kültür ve Sanat Vak­ fı tarafından düzenlenen kong­ renin açılış konuşmasını Ahmet Adnan Saygun yaptı. Vakıf Baş­ kanı Nejat Eczacıbaşı’nın yaptı­ ğı kısa konuşm anın ardından kürsüye gelen Saygun, “ Dünya­ nın bir yöresine bakıyorsunuz, değişik bir müzik, diğer bir kö­ şede ise daha farklı bir müzik, ama hepsi aynı gam (müzik ses­ leri dizisi) üzerine kurulmuş. Na­ sıl oluyor da bir gam ülkelerden ülkelere seyahat ediyor? Araştır­ ına konusudur. Bu gam dünya­ nın çeşitli yerlerinde varsa bunun bir açıklaması da olmalıdır. Bu­ gün dört telli, beş sesli müzik için toplandık. Görevimiz bunu incelemek. Pentatonik müzik, tetrakordal müzik demektir. Çe­ şitli konferanslarda ele alınmış­ tır, ele alınabilir. Ama bu şekil­ de yaklaşım konuyu dağıtır. Biz tek başına almayı yeğledik” de­ di.

Saygun’un konuşmasının a r­ dından kürsüye Japon müziğinin modal (makami) müzik içinde­ ki yerini anlatan bir konuşm ay­ la Tokyo Ulusal Güzel Sanatlar ve Müzik Üniversitesi’nden Gen­ ichi Tsuge geldi. Tsuge’den son­ ra, Berlin Üniversitesinden U r­ sula Reinhard, modal müzikten çok, A lm anya’daki Türk işçile­ ri arasındaki kültür farklılaşma­ sını ve müzik alışkanlıklarını ele alan bir konuşm a yaptı.

G ünün üçüncü konuşmasını Babür Tonguç yaptı. Tonguç, konuşm asında “ Özel bir beste­ leme alanı olarak düşündüğü­ müzde teksesli müziklerin çok­ seslilik boyutuna dönüşmesi ve çok gelişmiş bir çokseslilik anla­ yışını gerektirmektedir. Çokses­ liliğin gerekliliklerini görebilmek önemlidir. Onun çağlar boyu sü­ ren zorlu çabaların sonucu ula­ şılan saygıdeğer bir düzey oldu­ ğunu görebilmek gerekir” dedi.

Son konuşmacı Alexandra Wagner de beş aydır yaşadığı İs­ tan b u l’da müzik hakkında yap­ tığı çalışmalarını anlatırken, İs­ ta n b u l’un kozm opolit yapısının oluşturduğu mü2ik ile Yugoslav­ ya arasında benzerlikler kurdu.

Referanslar

Benzer Belgeler

a) 4.sınıf kontrol grubu öğrencilerine verilen müzik eğitiminin öğrencilerin müzik dersine karşı tutumlarını olumlu yönde etkilemektedir. b) 4.sınıf deney

Çanakkale geleneksel halk müziği kültüründe önemli türlerden biri olan zeybek- ler ve zeybek müzikleri yöre kültürünün diğer örneklerinde de açıkça görülebileceği

Lyrik tenor: Rengi daha aydmlık ve daha yumuşak olan (lirik tenor hemen bütün İtalyan operalarının baş erkek rollerini elinde tutar ve tizlerinin parlaklığı ile belirir.

Araştırmacılar ayrıca hipokampusun kesin görsel-mekânsal bilgi ile ilgili bağlantıları içeren septal bölgesinin hâlâ hızlı, doğru bir mekân belleği

Sanatçılar aracılığı ile yönlendirilen toplumlar tarihin her aşamasında var olmuş, sanatçı-toplum ilişkisi her zaman karşılıklı etkileşim ile yeni

Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.. Hattâ bu

Reşad Ekrem’in dergilerde, gazetelerde kalmış birçok yazısını, bazı eserlerini okumama karşın Patrona Halil’i okumamıştım.. Galiba hiç edine­ memiştim bu

Zira, Saray’daki Enderun Meşkhânesi’nin meşk ve icrâ için tesis edilmiş kurumsal bir yapı olduğu; tekkelerdeki -bazı istisnaları olmakla birlikte- dinî